Şimdi Ara

The Leftovers (2014) | HBO (32. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir - 5 Masaüstü
5 sn
639
Cevap
19
Favori
23.148
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 2829303132
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Final yapmış. Anladığım kadarıyla iyide final yapmış.

    Bende başladım 1.sezon 6.bölüme kadar izledim, Ağır anlamsız bir dizi şuan için
  • quote:

    Orijinalden alıntı: .Meraxes.

    Final yapmış. Anladığım kadarıyla iyide final yapmış.

    Bende başladım 1.sezon 6.bölüme kadar izledim, Ağır anlamsız bir dizi şuan için
    Bakalım hocam bende merak ettim true detective bitsin buna başlayacağım sağolun cevabınız içinde.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • .Meraxes. kullanıcısına yanıt
    İlk sezon hiçbir şey anlaşılmıyor zaten. Bilim kurguyu sos olarak kullanıp felsefe-din ve bol metafor temalı çok sağlam bir dramaya bağlanıyor sonu.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Çünkü bir sebebi olmalı

    -Neden?

    Hayatımdaki her şeyin bir sebebi vardı

    -Neden?

    İnsanlara önderlik ve yardım için, kendim acı çekerken onlarınkini dindirmek için, kendi mutluluğumu kurban ettim. Ailemin beni terk etmesine göz yumdum.

    -Neden?

    Senin için!!!!

    -Tüm yaptıklarını ben seni gördüğüm için yaptın. Seni yargıladığımı sandığın için ama ben değilim. Benim için hiç bir şey yapmadın. Kendin için yaptın!


    Son cümleye bittim...

  • birkaç yıl önce dizinin gizeminin bir yere varıp varmayacağı konusunda yazmıştım ona göre izleyip izlemeyeceimi söylemiştim ama dayanamayıp izledim zaten hiçbir soruya cevap verilmeyecepini biliyordum ama dizinin dramına dalmak istedim


    şimdi öncelikle dizinin overrated olduğunu düşünüyorum bu kesin bence seven arkadaşlar sevmiş olabilirler ama efsane diyerek çok fazla algıda seçicilik yapan da var sebebini açıklayacağım


    şimdi arkadaşlar öncelikle dizinin iyi yönü bana göre şu dizi cidden özgün , bu kadar pek çok şeyi hiç açıklamadan ve sezon boyu bile hiçbirşey anlamadan izleten tek dizi bana kalırsa , daha önce hiç böyle birşey izlemedim , yani aslında sıfır sürükleyicilikle son derece sürükleyici bir iş çıkarmışlar sadece merak duygusu değil birşey sizi izletiyor takır takır bölümleri tüketmek istiyorsunuz bu açıdan özgün bu kısmını beğendim



    efsane olmayan kısma gelir isek arkadaşlar , suç ve ceza , dönüşüm , nobokov , turgenyev romanları vs gibi pek çok atıfta bulunan göndermeleri olan insanın iç dünyasını vs yansıtan sanatsal ibareli pekn çok kitap okumuş , sanat filmlerine ayrı bir gönül vermişş , tarkovskysinden fellinisinden , bergmanından varasıya kubrick ile beynimizin derinliklerindeki dramı hissedisye kadar pek çok yapım la münakaşa olmuşumdur , izlediğim en beğendiğim dizi arka sokaklar veya prison break te değildir yüzlerce tonlarca kaliteli dizide izledim hiç beni burdan vurmaya çalışmayın fakat



    her ne kadar dramatik bir kurgu ile çıksanda karşıma guilty remenant isimli grubu dramatik olarak bağladın diyelim buna lafım yok fakat wayne gibi kutsal bir karakter izletmişsin 2.sezonu komple miracle da geçirmişsin mucizelere tanıklık ettirmişsin , mesih vs konularla kurgu yapmışsın fakat farkındamısınız bilmiyorum da dizi baştan aşşağı gizem unsurları içeriyor , zaman mekan bilimkurgu vs de dahil buna dizinin ana omurgası gizem yani abi 2.sezon full miracle gizemleriyle geçmniş bir ton olaylar izletmişsin gizem unsuru ile , dram diyorsanız bana kalırsa dramın hakkını veren 1.sezondur işin gizemini 2.sezon full incelerken heleki 3.sezonda mesihlik kavramı ile full gizem kasılmış dizide kusura bakmayaın ama sadece dram gözü ile bakamam yani


    sen sadece kaybolanları gösterirsin ve kalanların dramını izletirsin 2.sezonda ki 3.sezondaki gibi olaylara dalmadan saf bir dram yaparsın amenna ama dizinin tamamını anlamıyor bir kafa ile izliyorsak zaten gizem dizisi içinde kalanların dramını izliyoruz demektir dram ana kavram değil !


    dizide karakterlerin dramını kalanların psikolojisini her ne kadar hakkı ile incelemiş olsada dizinin ana omurgasını iskeletini gizem olarak kurgulamışlar saf dram istersem zaten polisiyenin arka planda olduğu wire izlerim abi ,


    sen onca gizemli bir evrende insanlar hiçbirşeyi merak etmeden hayatların dramını yansıtırsan o evrenin kemiğini oluşturan doğaüstü bir evrende sadece dram yönüne bakın dersen olmaz abi bu iş bu tarz pek çok yapımları izlemiş biri olarak genelde işin içinde bilimkurgudur gizemdir fantastik olaylardır arka planda kalır ama ana olay ve eventler genelde dram olur ama sen dizinin arka plan olay dediğin mevzu dizinin belkemiği yaparsan elde tutulmayan soyut bir dram hikayesi izletirsin sadece dizinin ana kavramı soyutluk soyut birşey izledik bana kalırsa soyut bir dram dizisi ana kemik olan gizemin hiçbirtanesinin açıklanmadığı bir dram dizisi



    bunca doğa üstü olaylar olan bir evrende de metaforlarmış dinmiş içsel sıkıntıymış çokta mühim değil açıkçası ana akım olan kurgu gerçekçiliğini tamamen bozmuş bir dizi bana kalırsa gizem açıklanmasın hadi okey diyelim ama sen sezonlar boyu bunları izletirsen birşeylere de cevap vermek zorundasın , o zaman düz bir dram izlemek daha kaliteli yapardı işin gizemini miracle mevzularını at sadece kaybolanları göster ortadan çok daha kaliteli bir dizi çıkardı


    sözüm burdaki arkadaşlardan dışarı olarak entellektüelliğini konuşturmak adına çok yorum yapanlar var kıyıda köşede kalmış sanatsal dizi diyerek izleyip kendini kaliteli gösteren yığınla yorumlar gördüm ekşide beğenirsen entellektüel beğenmezsen arka sokaklar izlersin



    genel olarak diziyi orta kıvamda beğenmiş ve cidden ilk defa böyle birşey izlediğim için zaman kaybı diyemem güzel draması işlenmiş özgün bir dizi fakat efsan değil saçam demiyorum ama kurgu mantıksızlığı içerisinde risk alınmış bir dram dizisi bana göre , burdaki beğenen arkadaşlar dramını oyunculuklarını sevdikleri için efsane görmüş olabilirler kendilerince saygım sonsuz , fakat tümü ile ele alırsak efsane bir dizi kesinlikle değil , çünkü dizide büyük br eksiklik postmodernize olmuş yapımların çok göğe çıkartılması işin boyutunu sanatsal gözle kör olup tümü ile ele almadan metaforlar ve imgeler var diye göğe çıkartılığı tüm ana kurguyu ve kurgu dinamiğini haşat eden bir yapım bana kalırsa bunuda yukarıdaki paragraflarda söyledim zaten yüzlerce dizi veya film ana kurgusuna göre yol çizmiş bir dinamiktir yani film ve dizideki her karakter olayları, olaylarda kurguyu yaratır ve ana plandaki olayda bir sonuç olmadığı müddetçe o ana olay arka planda kalmıyorsa ve sürekli öne çıkan bir unsursa kurguda saçmalık olacağıda bir gerçek , keşke gizem unsuru çok arka planda kalsaymış sırf şu özgünlüğü ile efsane bir dizi olabilirmiş




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Darkdexterness -- 12 Ekim 2020; 20:31:47 >




  • @Darkdexterness guzel incelemissin eline saglik.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Darkdexterness kullanıcısına yanıt

    Beğenip beğenmemenize saygı duyuyorum fakat eleştiriniz fazlasıyla kısır olmuş bana kalırsa.


    ''bunca doğa üstü olaylar olan bir evrende de metaforlarmış dinmiş içsel sıkıntıymış çokta mühim değil açıkçası'' yazmışsınız örneğin. Böyle bir cümle yazdığınız zaman hem dizinin referanslarını göz ardı etmiş oluyorsunuz hem de tezatlık hakim oluyor. Çünkü din zaten kendi içerisinde doğa üstü olaylar barındırır. Kayıplar doğaüstü olduğundan, doğaüstü olan din kendini açığa vurur. Bazı insanların kendini mesih ilan etmesi bile buradan kaynaklı. Biz bunları elimizin tersiyle itersek diziye de yazık ederiz.


    Olayların gizemli kalmasının birçok nedeni var. Kayıpların nasıl gerçekleştiğinin bilinmemesi gibi. Bunu açıkladığınız an, karakterlerin sonraki eylemlerinin bir önemi kalmaz. Kayıpların bir nedeni varsa o insanlar için hayata tutunacak bir sebep vardır zaten. Bu keşmekeşliğin, karmaşanın sebebi kayıpların her yönüyle bir kayıp olması. Dizi bu bağlamda zaten sürrealist bir anlatı olduğunu baştan belli eder. Sürrealizm içerisinde pek çok yerde mantık ve bilinç devre dışı kalır. David Lynch'in, Twin Peaks dizisi buna en güzel örnektir. Dizi bir yığın sembolizm, metafor verir fakat bunların çoğunluğu yaşanabilir değildir. Fakat aynı sürrealizm insandaki iç benliğin bir yansıması olarak gösterilir. Burada da zaten insanın yaşadığı kavramlardan uzak, bazı değer yargılarının yok sayıldığı bütünlerden ibaret. Tüm bunları ele aldığımız zaman 'bir şeyleri de açıklayın' argümanı yersiz olur. Dizinin geçtiği mekanlar bile dünya ötesi bir yerde, ayrı bir coğrafyada gibi resmedilmiş.


    Dizinin problemi belli yerlerde tempo problemi olması. Bunun dışında kurguda ya da bahsettiğiniz herhangi bir durumda sıkıntı görmüyorum.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ed Wood

    Beğenip beğenmemenize saygı duyuyorum fakat eleştiriniz fazlasıyla kısır olmuş bana kalırsa.


    ''bunca doğa üstü olaylar olan bir evrende de metaforlarmış dinmiş içsel sıkıntıymış çokta mühim değil açıkçası'' yazmışsınız örneğin. Böyle bir cümle yazdığınız zaman hem dizinin referanslarını göz ardı etmiş oluyorsunuz hem de tezatlık hakim oluyor. Çünkü din zaten kendi içerisinde doğa üstü olaylar barındırır. Kayıplar doğaüstü olduğundan, doğaüstü olan din kendini açığa vurur. Bazı insanların kendini mesih ilan etmesi bile buradan kaynaklı. Biz bunları elimizin tersiyle itersek diziye de yazık ederiz.


    Olayların gizemli kalmasının birçok nedeni var. Kayıpların nasıl gerçekleştiğinin bilinmemesi gibi. Bunu açıkladığınız an, karakterlerin sonraki eylemlerinin bir önemi kalmaz. Kayıpların bir nedeni varsa o insanlar için hayata tutunacak bir sebep vardır zaten. Bu keşmekeşliğin, karmaşanın sebebi kayıpların her yönüyle bir kayıp olması. Dizi bu bağlamda zaten sürrealist bir anlatı olduğunu baştan belli eder. Sürrealizm içerisinde pek çok yerde mantık ve bilinç devre dışı kalır. David Lynch'in, Twin Peaks dizisi buna en güzel örnektir. Dizi bir yığın sembolizm, metafor verir fakat bunların çoğunluğu yaşanabilir değildir. Fakat aynı sürrealizm insandaki iç benliğin bir yansıması olarak gösterilir. Burada da zaten insanın yaşadığı kavramlardan uzak, bazı değer yargılarının yok sayıldığı bütünlerden ibaret. Tüm bunları ele aldığımız zaman 'bir şeyleri de açıklayın' argümanı yersiz olur. Dizinin geçtiği mekanlar bile dünya ötesi bir yerde, ayrı bir coğrafyada gibi resmedilmiş.


    Dizinin problemi belli yerlerde tempo problemi olması. Bunun dışında kurguda ya da bahsettiğiniz herhangi bir durumda sıkıntı görmüyorum.

    Öncelikle buradaki çoğu kullanıcı gibi hakaretvari yorum yapmadığınız için teşekkür ediyorum tam istediğim tartışma yorumunu yapmışsınız öncelikle teşekkürler


    kısaca sizin bu açıklama mevzusuna demek istediğiniz sürrealist bir hikayede herşeyi açıklayın diyemezsiniz tarzı bir yorum oluşmuş bu konuya şöyle bir açıklama getirtmek istiyorum


    sürrealizm gerçeküstücülük , yani akıl ve mantığın devre dışı kaldığı mantık çerçevesi içinde bulunmayan bir takım semboller ve imgelerle olan bir anlatım şekli genel tabiri ile



    binuelin burjuvazinin gizli çekiciliği filmindeki rüya ve bilinç ilişkisi rüyaların bilince açılan kapının olduğu vurgulanması netliği ve sürrealistliği , jadarowsky nin holy mountaindeki sembolik yapı ( gezegenlerin filmdeki çalışanları sembollemesi ) gibi veya endülüs köpeğindeki ayı kesen bulut ve göz kesimi tarzı gibi kurgusu ve hikayesi olmayan tamamen sürrealizm üzerine olan yapımlarla bu zaten bir değil


    karşımızda bir hikaye ve kurgusal bir yapı mevcut sürrealist yapımlarda zaten ana hikaye olmaksızın belirli bir mantığı ve hikayesi olmayan yapımlar genelde , sadece örnek verdiğim burjuvazi filminde her ne kadar brjuvaziyi tabiri caizse itin bir tarafına sokan sürrealist olup hikayesi i olan bir film olsada filmin ana kemiği sürrealist bir yapı ve bunu hissediyorsunuz bu tarz filmlerde karfakterler ve olaylar gerçek olmayacak kadar uzakken


    dizideki karakterler son derece gerçek olup hayattan bir parça ve somut iken bu kadar soyut bir ortam içinde olmaları bana sürrealizmin ve sombolik imgelerin dizide sos olarak kullanıldığı serpiştirlen bir kalite olduğu hissiyatını veriyor ve oluşturuyor doğal olarak dizideki o araf kurgusu kevin in arafa gittiğindeki o sonucunu köpeklerin neden öldürülüşü pattinin neden bu kadar ön planda olduğu dünyanın kaybolmasının mevzusu kısaca nasıl bir evrene hakim olduğumuz algısını sürrealist değil soyut bir işleniş ile somutluk yapılmaya çalışıldığı için mantık çerçevesi içinde girmek son derece doğal



    karakterlerin sadece dünyanın yüzde ikisinin kaybolması gizemi ile başbaşa kalıp neden olduğu belli olmaksızın böyle bir inanış içinde yuvarlanmaları ve yaşamaları ve umutsuz bir şekilde devam etmeleri son derece mantıklı iken full soyutluk yaratılan bir evrende ve full bilinmemezliklerin olduğu bir evrende somut duygu ve düşüncelerle hareket edip kendilerini sonucu ve mantığı belli olmayan ekşınlara maruz kalmaları karakterlerin motivasyonlarını baltalayan bir yapı bana kalırsa çünkü hepsi bu durumdan çabalayıp kurtulmaya çalışan varlıklar iken bilinmemezliğin hakim olduğu bir dünyada çabalamaları son derece mantıksız. Bir işi yaparken sonucuna erişmek için yapıyoruz o zaman bilinmemezliklerin olduğu bir dünyada ( dönen tüm olayların bilinmemezlik üzerine olması)ne kadar çabalasan sonuca erişemeyeceksek dramın çabanın bir motiveside kalmıyor dini mevzu ise zaten 3.sezonda kullanıldı daha çok bana kalırsa miracle ın zaten mucizlerin gerçekleştiği bir yer olarak dinsel motif olarak adledilmezken guilty remenantın sadece kendi aralarındaki inanışı dinsel boyutta olmayan bir düşünceyi başkalarına kabul etmeleri ve hatırlatmaları zaten işin dini motifide değil 3.sezondaki kevinin mesih olaylarının dini boyutu var sadece mucizelerin iyileşmelerin örgütleşmenin araf boyutu ile ilgilenmelerin fantastik olayla diğer olaylarında fantastik olaylarla ilgisi daha çok dinden gelen bir doğaüstülük yok aslında sadece bir takım sonucu olmayan gerçek olaylar var ve dizide gerçek bir dünyanın soyut olarak yansıtılması olduğundan dolayı kurgusal sıkıntıları doğuruyor bana kalırsa dizide dönen olayların belli bir sebebi muhakkak var ama sonuç yok sebep var ise bu kurgu tarzı dizinin yapısını ve kurgusunu mantık aramaya itiyor , son derece gerçek dışı olan evrende karakterlerde son derece gerçek dışı olsa idi bu dediğinize katılabilirdim ama karakterler son derece gerçek ki olaylar arasındaki dramları izliyoruz zaten etkileyen kısımda o



    david lynch ise sürrealizmi zaten realizm gibi aktaran bir yönetmen olduğu için ( benim görüşümde ) filmlerini çok fazla beğenmiyorum bana göre zaten sürrealizmi hakkını vererek işleyen yukarıda saydığım bir kaç örnek yapımlardır bana kalırsa zaten dizinin en sinir olduğum kısmı ise realizme daha çok yön vererek sürreal bir evren oluşturmaya çalışması ama aslında real bir evrende sürrealist bir tat vermeye çalışarak mantıksızlaştırması kısmı bana kalırsa


    sürrealizm yapısından ziyade gerçek bir mantık aramaya iten kurgusu olmayıp sadece karakterlerin dramı ile ilgili bir kurgu yapılsaydı efsane bir dizi olabilirdi demek istiyorum , ek olarak görüşünüze saygı duyuyorum mesajım biraz serzeniş gibi algılanıyor olabilir ama umarım offensive olmamıştır maksadım derin boyutu ile bir demeç sunmaktı



    not olarak gereksiz uzun yorumum için kusura bakmayın tekrar  The Leftovers (2014) | HBO 




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Darkdexterness -- 13 Ekim 2020; 4:32:27 >




  • Darkdexterness kullanıcısına yanıt

    Bu yorumla sizi daha iyi anladım hocam. Bunuel'in sürrealist yorumu hiciv üzerine tabii. Bu konuda belki de herkesten ayrılıyor. Yemek masasında klozete oturttuğu karakterlere bile aşinayız. Daha karikatürist bir üslubu var. Dali'nin arkadaşından normal bir kafayı beklemek mümkün değil.  The Leftovers (2014) | HBO 


    Bir yapımı beğenmemizdeki en önemli etken sanırım bizim oluşturduğumuz şeyle, dizinin bize verdiği arasındaki fark. Bu fark ne kadar az olursa beğeni skalamız o kadar geniş oluyor açıkçası. Sizin şikayetiniz tamamiyle soyut şeylerden oluşmuş bir evrende böylesi karakterlerin işlenmesi anladığım kadarıyla. Yakın zamanda herkesin beğendiği bir diziyi hiç beğenmediğim için bu serzenişinize hak veriyorum.


    Gereksiz olur mu hiç... Yorumunuz için ayrıca teşekkür ederim. Böyle bir tartışma ortamı için de tabii ki.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ed Wood

    Bu yorumla sizi daha iyi anladım hocam. Bunuel'in sürrealist yorumu hiciv üzerine tabii. Bu konuda belki de herkesten ayrılıyor. Yemek masasında klozete oturttuğu karakterlere bile aşinayız. Daha karikatürist bir üslubu var. Dali'nin arkadaşından normal bir kafayı beklemek mümkün değil.  


    Bir yapımı beğenmemizdeki en önemli etken sanırım bizim oluşturduğumuz şeyle, dizinin bize verdiği arasındaki fark. Bu fark ne kadar az olursa beğeni skalamız o kadar geniş oluyor açıkçası. Sizin şikayetiniz tamamiyle soyut şeylerden oluşmuş bir evrende böylesi karakterlerin işlenmesi anladığım kadarıyla. Yakın zamanda herkesin beğendiği bir diziyi hiç beğenmediğim için bu serzenişinize hak veriyorum.


    Gereksiz olur mu hiç... Yorumunuz için ayrıca teşekkür ederim. Böyle bir tartışma ortamı için de tabii ki.

    aynen düşündüğünüz gibi hocam  The Leftovers (2014) | HBO  şöyle bir durumda tartışma ortamına girmeden seviyeli bir şekilde irdeliyoruz ya bitiyorum bu duruma sayenizde , ben teşekkür ederim asıl  The Leftovers (2014) | HBO 





  • Darkdexterness kullanıcısına yanıt

    ''Bir işi yaparken sonucuna erişmek için yapıyoruz o zaman bilinmezliklerin olduğu bir dünyada ( dönen tüm olayların bilinmemezlik üzerine olması)ne kadar çabalasan sonuca erişemeyeceksek dramın çabanın bir motiveside kalmıyor''


    Bu cümle ve paragraf özelinde bence bir hata var. Sonuçta yaşadığımız dünya da bilinmezliklerle dolu, her ne kadar dizideki kıvamda olmasa bile. Niye doğduk, niye öleceğiz, öldükten sonra nereye gideceğiz bilmiyoruz. Dünyanın büyük çoğunluğunu bu soruyu düşünmekten alıkoyan şey ise inandıkları din. Dizi burada sonrasını ele alıyor aslında, bilinmezlik(her ne kadar inananlar için dinler bir cevap olsa da) olan ortama bir de inançsızlığı ekliyor.

    İnsanlığın tarihine baktığımız zaman bilinmeyene karşı geliştirdiği savunma mekanizmaları belli. Mevcudiyetini hayatta kalmak üzerine kurmuş bir canlıyız, sonramızı düşünmek istemiyoruz ya da kendimiz kandıracak şeyler icat ediyoruz. Halihazırda kimse kesin olarak niye var olduğumuzu ve yok olduktan sonra ne olacağımızı bilmiyor ama inanıyor. Bu, bizi şu an ayakta tutuyor. İşe gidiyor, karnımızı doyuruyor, aşk acısı çekiyor, fikir tartışmaları yapıyoruz. Temelde ne kadar basit şeyler, ucunda ölüm olduğunu bildiğimiz halde. Hepsi anlamsız, ölüm var zira. Neden üzülelim, neden mutlu olalım, neden çalışalım? Öleceğiz. Ama öyle değil, yaşamı çekilir kılmanın her zaman bir yolunu bulmuşuz.

    Tanrı var mı? Peygamberler geldi mi? Cennet-cehennem var mı?

    Bilemiyoruz. Ama inanıyoruz.


    Bence diziye neden-sonuç olarak değil de inanç bağlamında bakarsak kurgu tam olarak oturuyor. Çünkü insanoğlunun bilmediği, cevabını bulamadığı yüzlerce soru var. Dizi özelinde bunu cevaplamasını ben beklemiyordum, iyi ki de cevaplamadı. Çünkü bilmiyoruz. Bilmediğimiz için de inanıyoruz. Dizinin finali de buna vurgu yapıyor zaten. Nora'nın hikayesi gerçek mi? Kevin gerçekten onları yaşadı mı?

    Bilemiyoruz. Hiçbir zaman da bilemeyeceğiz. Ama Kevin inandı.

    Gerisinin de bir önemi yok.


    Ya da yorumunuzu ben mi yanlış anladım, bilemiyorum.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hazreti Bruce Wayne

    ''Bir işi yaparken sonucuna erişmek için yapıyoruz o zaman bilinmezliklerin olduğu bir dünyada ( dönen tüm olayların bilinmemezlik üzerine olması)ne kadar çabalasan sonuca erişemeyeceksek dramın çabanın bir motiveside kalmıyor''


    Bu cümle ve paragraf özelinde bence bir hata var. Sonuçta yaşadığımız dünya da bilinmezliklerle dolu, her ne kadar dizideki kıvamda olmasa bile. Niye doğduk, niye öleceğiz, öldükten sonra nereye gideceğiz bilmiyoruz. Dünyanın büyük çoğunluğunu bu soruyu düşünmekten alıkoyan şey ise inandıkları din. Dizi burada sonrasını ele alıyor aslında, bilinmezlik(her ne kadar inananlar için dinler bir cevap olsa da) olan ortama bir de inançsızlığı ekliyor.

    İnsanlığın tarihine baktığımız zaman bilinmeyene karşı geliştirdiği savunma mekanizmaları belli. Mevcudiyetini hayatta kalmak üzerine kurmuş bir canlıyız, sonramızı düşünmek istemiyoruz ya da kendimiz kandıracak şeyler icat ediyoruz. Halihazırda kimse kesin olarak niye var olduğumuzu ve yok olduktan sonra ne olacağımızı bilmiyor ama inanıyor. Bu, bizi şu an ayakta tutuyor. İşe gidiyor, karnımızı doyuruyor, aşk acısı çekiyor, fikir tartışmaları yapıyoruz. Temelde ne kadar basit şeyler, ucunda ölüm olduğunu bildiğimiz halde. Hepsi anlamsız, ölüm var zira. Neden üzülelim, neden mutlu olalım, neden çalışalım? Öleceğiz. Ama öyle değil, yaşamı çekilir kılmanın her zaman bir yolunu bulmuşuz.

    Tanrı var mı? Peygamberler geldi mi? Cennet-cehennem var mı?

    Bilemiyoruz. Ama inanıyoruz.


    Bence diziye neden-sonuç olarak değil de inanç bağlamında bakarsak kurgu tam olarak oturuyor. Çünkü insanoğlunun bilmediği, cevabını bulamadığı yüzlerce soru var. Dizi özelinde bunu cevaplamasını ben beklemiyordum, iyi ki de cevaplamadı. Çünkü bilmiyoruz. Bilmediğimiz için de inanıyoruz. Dizinin finali de buna vurgu yapıyor zaten. Nora'nın hikayesi gerçek mi? Kevin gerçekten onları yaşadı mı?

    Bilemiyoruz. Hiçbir zaman da bilemeyeceğiz. Ama Kevin inandı.

    Gerisinin de bir önemi yok.


    Ya da yorumunuzu ben mi yanlış anladım, bilemiyorum.

    Ben tam olarak bu yoruma katılmıyorum. Neden ?


    Çünkü olayı sadece "inanç" kelimesine indirgemek doğru değil. Geçmişte bile sorgulayan insanlar çok oldu. Birçoğu kilise tarafından yakıldı, aforoz edildi veya düşündüklerini bastırmaları yönünde şiddet gördü. Bugün insanlar daha özgür çoğu ülkede bir insan inanmıyorum diyor ve öldürülmülüyor.


    Şu an bu insanlar niye hala yaşıyor peki inanmadıkları halde? Ateistler kendi inançları için cemaat tarikat kurup insanları inançsızlığa çağırmıyor ama gidip intihar da etmiyorlar neden? Çünkü insanlık evrimsel sürecinde hayatta kalırken çok önemli bir mekanizma geliştirdi. Bu inkar mekanizması bence. Geceleri gökyüzüne bakıp nasıl delirmiyoruz? Ölüm düşüncesi bizi niye delirtmiyor? 50-60 sene gördüğümüz anne babamız ölüyor da gidip intihar etmiyoruz.


    İnkar ediyoruz. Her şey güzel olacak diyoruz, zaman her şeyin ilacıdır diyoruz.


    100 bin yıl öncesine göre baya yol aldık ama hala Neden sorusunu sorduğumuzda cevap veremediğimiz tonlarca soru var. Bunun merakından dolayı yaşıyoruz belki 1 tane soruya daha cevap gelir diye savaşıyoruz. Yoksa ölüm ve ölümle ilgili şeyleri çözmeye daha çok var. Yoksa mucize denilen çoğu şeyin bugünkü teknoloji ile nasıl olduğunu öğrendik ve öğreniyoruz. Çok değil 100 yıl öncesinde bile imkansız gibi görülen şeylerin şu an yüzüne bakmıyoruz.


    Belirsizlik de çok önemli bir faktör. Bence ölümden değil öldüğümüz anda nasıl bir deneyim yaşayacağımızı bilmediğimiz için korkuyoruz. Oradan bir haber gelmediği için de bizim için hep bir soru işareti.


    Bu diziden herkes farklı anlamlar çıkartabilir zaten dizi kesin bir sonuçla da bitmiyor.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TheCaliph_ -- 2 Kasım 2020; 14:41:29 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: TheCaliph_

    Ben tam olarak bu yoruma katılmıyorum. Neden ?


    Çünkü olayı sadece "inanç" kelimesine indirgemek doğru değil. Geçmişte bile sorgulayan insanlar çok oldu. Birçoğu kilise tarafından yakıldı, aforoz edildi veya düşündüklerini bastırmaları yönünde şiddet gördü. Bugün insanlar daha özgür çoğu ülkede bir insan inanmıyorum diyor ve öldürülmülüyor.


    Şu an bu insanlar niye hala yaşıyor peki inanmadıkları halde? Ateistler kendi inançları için cemaat tarikat kurup insanları inançsızlığa çağırmıyor ama gidip intihar da etmiyorlar neden? Çünkü insanlık evrimsel sürecinde hayatta kalırken çok önemli bir mekanizma geliştirdi. Bu inkar mekanizması bence. Geceleri gökyüzüne bakıp nasıl delirmiyoruz? Ölüm düşüncesi bizi niye delirtmiyor? 50-60 sene gördüğümüz anne babamız ölüyor da gidip intihar etmiyoruz.


    İnkar ediyoruz. Her şey güzel olacak diyoruz, zaman her şeyin ilacıdır diyoruz.


    100 bin yıl öncesine göre baya yol aldık ama hala Neden sorusunu sorduğumuzda cevap veremediğimiz tonlarca soru var. Bunun merakından dolayı yaşıyoruz belki 1 tane soruya daha cevap gelir diye savaşıyoruz. Yoksa ölüm ve ölümle ilgili şeyleri çözmeye daha çok var. Yoksa mucize denilen çoğu şeyin bugünkü teknoloji ile nasıl olduğunu öğrendik ve öğreniyoruz. Çok değil 100 yıl öncesinde bile imkansız gibi görülen şeylerin şu an yüzüne bakmıyoruz.


    Belirsizlik de çok önemli bir faktör. Bence ölümden değil öldüğümüz anda nasıl bir deneyim yaşayacağımızı bilmediğimiz için korkuyoruz. Oradan bir haber gelmediği için de bizim için hep bir soru işareti.


    Bu diziden herkes farklı anlamlar çıkartabilir zaten dizi kesin bir sonuçla da bitmiyor.



    Alıntıları Göster

    Ben aslında dizi özelinde yazdım ve diğer arkadaşın bahsettiği bir yorumu değerlendirdim. Dediğiniz şeylerde haklısınız, tabii ki tarihe baktığımızda çok daha farklı etmenler var. Diziyi bile salt inanç kavramı üzerinden değerlendirmek eksik kalır. Ama benim için final sahnesinde aldığım duygu buydu, inanmak. Sadece yaratıcıya olan bir inançtan bahsetmedim ben aslında. Kevin'in finalde söylediği ''Sana inanıyorum'' lafı gibi bir inanmak bu, sorgulamadan kabullenmek. Anlatmak istediğim biraz da buydu.


    Dediğiniz konularda haklısınız, inançlı kesim olduğu kadar inanmayan kesim de oldu ve olacak. Giderek de artıyor hatta. Çünkü bilinmezlikler ortadan kalkıyor yavaş yavaş. Binlerce yıl önce şimşekten korkup ona saygı duyarken artık sıradan bir doğa olayı olarak görüyoruz. Bilgi düzeyimiz arttıkça, sorgulamaya başladıkça inandığımız şeyler de değişiyor tabii.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hazreti Bruce Wayne

    Ben aslında dizi özelinde yazdım ve diğer arkadaşın bahsettiği bir yorumu değerlendirdim. Dediğiniz şeylerde haklısınız, tabii ki tarihe baktığımızda çok daha farklı etmenler var. Diziyi bile salt inanç kavramı üzerinden değerlendirmek eksik kalır. Ama benim için final sahnesinde aldığım duygu buydu, inanmak. Sadece yaratıcıya olan bir inançtan bahsetmedim ben aslında. Kevin'in finalde söylediği ''Sana inanıyorum'' lafı gibi bir inanmak bu, sorgulamadan kabullenmek. Anlatmak istediğim biraz da buydu.


    Dediğiniz konularda haklısınız, inançlı kesim olduğu kadar inanmayan kesim de oldu ve olacak. Giderek de artıyor hatta. Çünkü bilinmezlikler ortadan kalkıyor yavaş yavaş. Binlerce yıl önce şimşekten korkup ona saygı duyarken artık sıradan bir doğa olayı olarak görüyoruz. Bilgi düzeyimiz arttıkça, sorgulamaya başladıkça inandığımız şeyler de değişiyor tabii.



    Alıntıları Göster

    Teşekkürler anladım şimdi ve sanırım ben direkt tartışmanın sonundan dahil olmuşum :)





  • Dizinin ikinci sezon jeneriğini iki yıl aradan sonra izlerken tüylerim ürperdi. Geçen yıl haziran ayının başında, diziyi çokça seven, ekşi'de dizi hakkında uzunca ve oldukça beğenilen bir analiz yazan sevdiğim, saydığım bir arkadaşı korona yüzünden kaybettik bir hafta içinde, hem de henüz 28 yaşındayken.


     The Leftovers (2014) | HBODaniel Karwalayoutube
    The Leftovers Season 2 Intro HD 1080p
    https://www.youtube.com/watch?v=fRyirVgs1yc
  • 2 bölüm izledim sonra geldim buradaki yorumları okudum ve tarzım olmadığına karar verdim. bir sonraki bölümü merak dipğ heyecanla açmadığım bir diziyi zaman israfı olarak görüyorum. dizi dediğin bir heyecan gerilim merak aksiyon vs olmalı . hemen hemen hiçbirini bulamadım.

  • Diziye geçen gün başladım. Konusu ilgimi çekti. Bilim kurgu tarafı için başladım ama o taraftan çok bahsedilmiyor. Dramı basmışlar, dram ağırlıklı. 3 bölüm izledim henüz. İzlemesi biraz zor geldi 3 bölüm itibariyle.


    Devam edeceğim bakalım neler bekliyor beni.

  • Diziyi biraz önce bitirdim.


    Vay be.


    Acayip bi deneyimdi.


    Dizi beni sürekli düşünmeye sevketti. İnsan ilişkileri, insan psikolojisi ve dinler hakkında.

  • Nymphetaminê kullanıcısına yanıt
    Şimdide üzerine bir doz six feet under vur dramanın ağa babasını izle.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 2829303132
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.