Yeni yıla özel değil hocam, The Office Netflix US'den NBC'nin kendi online yayın platformu olan Peacock'a geçti. Bunun şerefine hiç paylaşılmamış ekstraları paylaşıyorlar. |
The Office (2005-2013) (32. sayfa)






-
-
Dizinin ilk iki üç sezonuna alışamamıştım, hatta bundan dolayı öyle kalmıştı dizi devam etmeden, Amazon.prime Türkiye’ye girince orada olduğundan kaldığım yerden devam ettim, baya alıştım, Michaellı son sezondayım, umarım kalan iki sezon da bir şekilde izlettiriyordur kendini.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: LazerBülbülYeni yıla özel değil hocam, The Office Netflix US'den NBC'nin kendi online yayın platformu olan Peacock'a geçti. Bunun şerefine hiç paylaşılmamış ekstraları paylaşıyorlar.
Aynen öyleymiş video açıklamasına baktım da şimdi. 1 Ocak gibi paylaşılınca atladım hemen hiç bakmadım detaylara
-
quote:
Orijinalden alıntı: maicole
Dizinin ilk iki üç sezonuna alışamamıştım, hatta bundan dolayı öyle kalmıştı dizi devam etmeden, Amazon.prime Türkiye’ye girince orada olduğundan kaldığım yerden devam ettim, baya alıştım, Michaellı son sezondayım, umarım kalan iki sezon da bir şekilde izlettiriyordur kendini.Tempo düşüyor ama karakterleri seviyorsanız izlettiriyor hocam. Ben Creed ve Kevin olduğu sürece her şeyi izlerim şahsen.
Son bölümler harika bu arada.
-
quote:
Orijinalden alıntı: LazerBülbülTempo düşüyor ama karakterleri seviyorsanız izlettiriyor hocam. Ben Creed ve Kevin olduğu sürece her şeyi izlerim şahsen.
Son bölümler harika bu arada.
Alıntıları GösterSchrute reyiz var, ondan ilginç karakter olabilir mi, adam efsane.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
quote:
Orijinalden alıntı: maicoleSchrute reyiz var, ondan ilginç karakter olabilir mi, adam efsane.
Alıntıları GösterTabii canım. Dwight, Jim ve Pam'i saymaya gerek bile duymadım. Onların aralarındaki etkileşimler çok keyifli.
-
kevin neyse de, creed 'in pek bir çıkışıni göremedim diziyi izlettirecek kadarquote:
Orijinalden alıntı: LazerBülbülTempo düşüyor ama karakterleri seviyorsanız izlettiriyor hocam. Ben Creed ve Kevin olduğu sürece her şeyi izlerim şahsen.
Son bölümler harika bu arada.
Alıntıları Göster
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: mahmut716
kevin neyse de, creed 'in pek bir çıkışıni göremedim diziyi izlettirecek kadar
Alıntıları GösterZevk işi hocam. Bence çok sempatik bir karakter, her konuştuğunda kahkaha atasım geliyor.
-
2x8
Gerçekten komik bir dizi. Yer yer ''başkası adına utanma'' olayını yaşatıyor.
-
Şu sahnede yarılmıştım:
Şu da harikaydı:
1. sezonu beğenmemiştim yıllar önce. Sonra yıllar sonra 2'den devam ettim zaten. Niye acaba? 2. sezondan sonra ilk önce 1'i izleyeceğim. Sonra 3'ten devam ederim.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Bu diziyi çekenler neyin kafasını yaşıyorlarmış acaba?
3x10
Diğer bölümler gibi iyi değil. 3. sezonu zoraki izliyorum. Jim-Pam ikilisi don lastiği gibi uzadığından dizinin genel görüntüsünü de kötü etkiliyor. Ya olumlu ya olumsuz bitse de biz de kurtulsak ikisinden.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi QLBatiatus -- 11 Nisan 2021; 20:26:43 >
-
-
Üçüncü denememde dizinin içine girebildim. İkinci sezonu bitirdim, gözümden yaş gelen onlarca sahne oldu. Dizinin gülme efekti kullanmaması bile diğer sitcomlardan ayırıyor. Seinfeld'in önüne geçti benim için. Karakterlerin kameraya bakışları muazzam.
-
Ben de diziye yeni başlayanlardanım. Ama bölümler çerez gibi gittiği için üzülüyorum erkenden bitecek diye. Şahane bir dizi. En son şu sahnede nasıl güldüğümü hatırlamıyorum bile;
3x21
-
En son 6x13'ü yarım bırakmışım. Zaten bazı yerleri ilerletmeye, bazı yerleri ise direk atlamaya bile başlamıştım. Günlerdir hiç açıp izleyesim gelmiyor. Performansı bu kadar istikrarlı şekilde düşen; her sezonu bir öncekinden, hatta çoğunlukla her bölümü önceki bölümlerden daha kötü olmayı başaran bir diziyle ilk kez karşılaşıyorum/karşılaştım. Hadi 3'ü saymayayım, ama 4'ten beri çöküyor resmen. Neyin eksik olduğunu tam olarak açıklayamam ama bitmesi gereken bir şeyin, daha doğru şekilde ifade edersem en baştan 4 sezon olarak tasarlanıp ona göre ayarlanması gereken bir yapımın don lastiği gibi uzatıldığına şahit oluyoruz yine.
Saçma sapan tercihler, dizi bitmesin diye ofiste yapılan mekan ve karakterlerin görev değişikliklerinin eğreti durması, niteliğini ve niceliğini aynı anda kaybetmeyi başaran esprileri, dizinin ofisin içinde devam etmesinin zorlaşması sonrası çok daha sıklıkla ofis dışına başvurulması falan... Tam anlamıyla söylüyorum, bu dizi ruhunu kaybetti.
Nerede o harika 2. sezon? Bir diziyi 6 sezon izleyip de bırakmak zordur genellikle. Ama bir iki güzel bölüm izleyeceğim diye bölümlerce katlan/a/mayacağım. 2'yi tekrar izlemeyi tercih ederim...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi QLBatiatus -- 7 Mayıs 2021; 16:51:39 >
-
-
Yarı belgeselci anlayışı, karakterlerin üzerine son derece realistik şekilde bırakan ve bunu inanılmaz karakterlerle süsleyen bir sitcom. Fakat normal sitcomlardan farkı zaman zaman bütün karakterleri beklenmedik şekilde güldürü unsurunun aşağısına çekerek; daha doğrusu ağır bir dramla yerle yeksan ederek hikayeyi bütünleyiş şeklidir. Seyircinin ''bu bölümde de pek gülemedik'' dediği noktalarda büyük bir trajedi hakim. Zaten unutulmamalıdır ki The Office, pbs kanalının gerçek hayattaki karakterleri gözlemleyerek oluşturduğu bir yapıdır. Klasik amerikan komedilerindeki sadece güldürü ile ortaya çıkan scriptleri ile, The Office bir tutulamaz. Efekt olmamasının bir nedeni de budur zaten. Karakterler gerçektir, acı çekerler, güldürürler ve en önemlisi hayatın normal akışının bir parçasıdırlar.
Dizi iki unsuru hiçbir zaman göz ardı etmez. Bizim hayatımızda da çok önemli yer tutan aile; özellikle baba figürü ve izlediğimiz karakterlerin çoğunun, minimal olarak çevremizde de hayat bulmasıdır. Örneklerle ilerleyelim.
Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.- Çok büyük bir çocukluk travması ile büyür `Michael Scott`. Üvey baba imgesiyle yüzleşmiştir. Bu bakımdan sürekli sevilme arzusuyla yanıp tutuşur. Çalışanlarının önünde şakalar, espriler yapıp tabiri caizse maskaralık yapmaktadır. Ama bu kadar gülen insanın içi Michael'ın da tabiriyle 'içi tamamen ölü bir adam' olmasından ileri gelir. İçsel olarak böylesi bir kıvranış onu, kendisini çocuklaştırarak çevresindeki yetişkinlerin gözüne girmesiyle ilişkilendirir. Tabii ki Toby karakteri dışında. Toby'nin boşanmasının bu kadar üzerine gitmesi, kendisinden bu kadar nefret etmesi altında elbette baba problemi yatmaktadır. `Counseling` bölümünde Toby, Michael'a; içini dökebilmesi için oyun oynatmayı planlar. Ve o sırada oynadıkları oyun Michael'ın, üvey babasıyla geçmişte oynadıkları oyunun aynısıdır. Michael tam içini Toby'e dökmeye başladığı anda onun nasıl bir şey planladığını anlar ve vazgeçer. Bu sahne zaten başlı başına çocuk Michael ve üvey babasının dertleşme çabasının bir dışavurumudur. Steve Carrell'ın dizi bittikten sonra "herkesin hayatında en az bir michael scott vardır. eğer tanıdığınız bir michael scott yoksa, siz michael scott'sınız" mottosu da tümden bununla ilintilidir.
Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.Bizler değer verdiğimiz insanların gözüne girebilmek için başkalarına çok çocuksu gelen fakat bize göre mantıklı hallere gireriz. Sırf bir olumlama alabilmek, yüzde gülümseme görebilmek için yaparız bunları. Ya da tıpkı Michael gibi en ufak şeyleri büyütüp hayatımızın draması haline getiririz. İlintisiz mesajları kendimizce yorumlayıp, bize ilgisi olmayan kişiye aşık olarak şıpsevdi kesiliriz. Eğer ezik bir çocukluk da geçirmişseniz kesinlikle özdeşleşeceğiniz karakterdir. Michael Scott, seyircinin yansımasıdır dizide. Sayısız çocuğu olsun, onlarla arkadaş olsun ister. Nasıl burada müdür olabilmiştir dersiniz, hiç beklenmedik anda üst yöneticilere kapağı yapıştırır. Şubelerin arasında kusursuz gidebilen tek şubedir Dunder Mifflin. Michael'ın çalışanlarına bir aile gözü ile bakıp, onları beyaz yakalı köleler gibi hissettirmeme çabası aslında iş ortamını başarılı kılan unsurun en büyüğüdür. Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.Çoğumuzun hayatında bir Jan vardır elbette. Sırf sesini çıkarmıyor diye Michael gibi erkeklerin sevgisini sonuna kadar sömürerek hayatını idame ettirmeye çalışan, ergen denebilecek erkeklerden kendine haz çıkaran nevrotik bir karakter. Michael'ın büyük acılar çekmesi... Açın tekrar izleyin `dinner party` bölümünü. Michael'ın ne kadar acı çektiğini, Jan'in oyuncağı olduğunu tekrar görün. Hayatına bir de Holly girebilmiştir. Bazılarımızın yıllarca bekleyip doğru aşk diye tanımladığı ruh eşini bulur. Onun kadar çocuksu, onun kadar eğlenceli. Michael Scott için aslında Holly (holy) tam da kutsallığı temsil eder. Aşkın, çocukluğun, hayatın temsili. `The Search` bölümünde Jim'in kendisini bir benzin istasyonunda bırakıp gittikten sonraki arayışı, kayboluşu ile ilgili değil Holly'nin de onun gibi düşünebildiği bir varoluşun göstergesidir. Bulunduğu apartmanın 15. katında, şirketteki 15. yılını doldururken sevdiği kadını bulur. Kendi ailesini bulmuştur, ailesi olarak gördüğü çalışanlarını bırakmak zorunda kalır. Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.- Çoğunun vardır illa ki ''bu kadar birbirinizi sevdiğiniz belliyken neden açılmıyorsunuz'' dediği birileri. Jim ve Pam ikilisinin bazen bizleri bıkkınlığa itmesindeki nedenlerden biri bu. Klişe uzamalar, araya giren başka ilişkiler, tutkulu bir aşk sonrası gelen çocuklar. Dizideki hiçbir karakterin ilişkisi normal değilken Jim ve Pam en sadakatli ilişkiyi bizlere gösterir. Meşhur boomcu Brian'ın evine gittiğinde Pam; Cathy onu baştan çıkarmaya çalışırken uzak durmak için terler döken Jim. Birbirine sonsuz sadakatle bağlı iki karakter. İşte böyle aşkları da çevremizde görmemiz de mümkün. Pam'in de ayrıca baba ve annesinin evliliği iyi gitmez. Michael, annesiyle çıktığı sırada ona tokat atmışlığı da vardır. Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.- İnsanları kıyafetlerinden dolayı eleştirip zaman zaman fahişe lakabı takan, muhafazakar Angela. Andy ile nişanlı olduğu sırada onu Dwight ile aldatan, evlilik dışı bir ilişkiyle oğlunu dünyaya getirmiştir. Ve sürpriz... Eşcinsel senatör ile eşcinsel arkadaşı Oscar birliktedirler. Burada yine Phillip ile gelen bir baba problemi var dikkat edersek. Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.- Pancar çiftliği sahibi Dwight Schrute. Taşralı görünümü kazanan bu adam otorite bağlılığı ile dikkat çeker. Irk gibi konulara son derece önem veren birisidir. Coğrafi olarak böylesi bir yerden gelen figürün sürekli cahilliğiyle, Jim'in şakalarını yutmasıyla gündeme gelmesi tesadüf değil. Fizik gerektiren ya da nitekim pratik işlerde mükemmel bir alaylıdır Dwight. Çevrenize bakın bolca görürsünüz. Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.- Andy ile hemen bir aile ve baba problemi karşımıza çıktı yine. Babasının gözüne girebilmek için düzenlediği organizasyon, çocukluğunun hayali olan tekneyle gidip 3 ay şirkete dönmemesi direkt olarak yine çocukluğa götürüyor bizi. Cornell ile övündüğünü görürsünüz fakat en kötü satışçı kendisidir. Hiçbir ilişkisinde dikiş tutturamaz. Ayrıca dikkat ederseniz dizinin jeneriğinde önündeki heykeli tüm müdürler nizami şekilde düzeltirken onun heykelinin masasından kayıp düştüğünü görürüz. Dwight'ın tam tersi olan mektepli Andy, öylesine büyük özgüvensiz bir çocukluk geçirmiştir ki asla gerçek bir müdür olamamıştır. Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.- Erin yetimhanede büyümüştür ve finalde anne babasıyla tanışır. Daryl yine karısından ayrı bir adamdır ve kızıyla büyük problemler yaşar. Stanley karısını iki metresiyle aldatmış bir karakterdir. Ryan bebeğini finalde bırakıp Kelly Kapoor ile kaçar ve bu bebeği sahiplenen kimdir? Dizi boyunca çocuk sahiplenmek isteyen Nellie, bu babası tarafından terkedilmiş çocuğu alır. Bob Vance, Vance Refrigeration diye ortada gezen adamın bile bu 'belgeselcik' içerisinde rol almak için Phyllis ile evlendiğini söylememe gerek bile yok. Dizi bu aile kavramı üzerine çok fazla gider. O kadar sayısız komik sahnesi vardır ki onları yazamam zaten. Fakat izleyici olarak bizlerin çevremizde gördüğümüz karakterlerin absürd şekilde 'kurgulanması'ndan çok The Office bu gerçeği komedi unsurlarıyla potpori ederek harmanlayan enfes bir iştir. İzlediğiniz sayısız sitcoma kıyasla en büyük farkı da budur zaten. Aile probleminin üzerini hiçbir zaman örtmeye çalışmayıp asıl komedi, trajedi unsurunun buralardan çıktığı acı gerçeğini yüzümüze vurmaktadır. Çok özleyeceğim...
-
İlk iki sezon iyi olsa da 3. sezonun ortasında bıraktım. Giderek cringeleşiyor. Tamam ilk sezonlar da absürdlükten besleniyordu ama bu kadar değildi. Friends de böyleydi mesela. İlk sezonda Chandler ve Joey gayet normal iki insan olarak resmediliyorken sonraki sezonlarda karikatür tiplere dönüştürülmüşlerdi. Sanırım sitcomların temel sorunu bu. O yüzden başladığım hiçbir sitcom'a devam edip de bitiremedim. Ofis izledikten sonra kahkaha efektli sitcomlar da hiç çekilmez şimdi. Belki de en iyisi sitcom izlememektir.
Ha bu arada The Office Uk izledim bir kaç bölüm. Ricky Gervais muazzam oynuyor. Steve Carell'ın performansı gölgeledi benim adıma. O karikatürize durumu da mevcut değil dizide.
-
Hocam dizinin ilk sezonunda direkt uk versiyonda espriler falan kullanılmış ve micheal çok gıcık olduğu çoğu kişi sevmemiş sonraki sezonlarda çok daha iyi hale geliyor dizi
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X