Şimdi Ara

Tıp hedefleyenler yurtdışı düşünüyor musunuz?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
28
Cevap
3
Favori
1.966
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • uzmanlığınızı yurtdışında yapmak gibi bir hedefiniz var mı?
    yıllardır araştırıyorum usmle sınavı var amerika için ama çok pahalı. ingiltere için de plab sınavı var o da baya pahalı ama usmleden daha az yıpratıcı duruyor.
    çevresinde bu tip sınavlara girip yurtdışına gidenler varsa sizi de dinlemek isterim



  • Kısaca bu yazıyı bırakıyorum





    "Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) raporu diyor ki: 2017 yılında, Türkiye’den göç eden insan sayısında, bir önceki yıla göre %42.5’lik artış var.



    Rakama vurduğunuzda bu oran 253 bin 640 kişiye tekabül ediyor.





    Yani bir yıl içinde tam 253 bin 640 kişi çekip gitmiş buralardan, başka memleketlere yerleşmiş.



    Daha vahim olanını söyleyeyim…



    Göç edenlerin önemli bir kısmı da 25 ila 29 yaş aralığındaki gençlerden oluşuyormuş, daha çok onlar terk etmişler ülkeyi.



    Ne büyük felaket, ne büyük yıkım, ne onarılmaz bir acı, değil mi?..



    Kolay mı yetişiyor bir çocuk, kolay mı besleniyor, kolay mı okuyor, kolay mı adam oluyor?



    Bin türlü emek veriyorsun, umutlar yeşertiyorsun, hayaller kuruyorsun, kulağına dualar okuyorsun, türküler söylüyorsun, topluma katıyorsun; fakat görgüsüzün biri, şark kurnazı üçkâğıtçının teki geliyor, o zeki çocuğun önüne geçiyor, hakkını hukukunu gasp ediyor, yarını çalıyor, hayatını zindana çeviriyor.



    Çocuklar gidiyor…



    Nereye gidiyor bu çocuklar, niçin gidiyor, kimse bir şey sormuyor mu bunlara?



    “Ne istiyorsunuz, neye itiraz ediyorsunuz?” demiyor mu, sizi küstüren, ülkenizi terk etmenize sebep olacak kadar gururunuzu kıran şey nedir, demiyor mu?



    Demiyor, çocuklar bir bir gidiyor…



    Bu kadar insan FETÖ’cü olamaz, bu kadar insan vatan haini olamaz, bu kadar insan bir yıl içinde sırf eğitim amacıyla yurt dışına çıkmış olamaz.



    İşin içinde başka iş var, herkes ne yaşadığını, ne gördüğünü kendisi biliyor.



    Genç insanlar, büyüdükleri, eğitim aldıkları ülkelerinin yarınlarına inanmıyor, hak edenin hak ettiği yere geleceğini düşünmüyor.



    Bir bardak taze çay içmek için bile torpil lazım, ocakçıyı tanıyorsanız taze, tanımıyorsanız bayat çay içiyorsunuz, bunu herkes görüyor, herkes yaşıyor, adalet duygusu temelden sarsılmış durumda.



    Milliyetçi, maneviyatçı duygular da bir yere kadar götürüyor toplumu, küçücük bir ilçe belediyesinin yolsuzluk dosyası dudak uçuklatıyor, kamudaki israf göze batmıyor, göz çıkarıyor.



    Bu usulsüzlükler memleket zenginleşirken pek görülmez ama alım gücü düştükçe, piyasa daraldıkça, umutlar kırıldıkça patlar, çok kötü patlar.



    TÜİK raporu, o patlamalardan biridir işte, hem de ne sessiz bir patlama…



    Dışarıya giden genç, “Bu ülkede benim adamım yok, bir şey yapmam mümkün değil, aklımın işe yaradığı bir yer bulayım bari kendime” diyerek çekip gidiyor.



    Ben bu ülkenin düşmanı değilim…



    Tanıyorum bu gençleri, on sekiz sene ders anlattım, ne düşündüklerini, ne hissettiklerini iyi bilirim.



    On yıl önce Aydın’da bir konferansa gittim, “Üniversite sınavına hazırlanan öğrencilere tavsiyeler” konulu bir konferans...



    Birisini göndermişler, adını hatırlamıyorum şimdi, adam çıktı kürsüye, slayt gösterisi eşliğinde başladı anlatmaya.



    Baktım, panoya Cem Yılmaz’ın fotoğrafı düştü, beş dakika sonra Beyazıt Öztürk’ün, beş dakika sonra Arda Turan’ın, beş dakika sonra Steve Jobs’ın…



    Kalktım ayağa, “Öğrencilere başarı hikâyesi olarak sadece bu insanları mı göstereceksiniz, bizim mutlu bir çiftçiye, gülümseyen bir memura, ışıltılı bir doktora, keyifli bir işçiye, zeki bir mühendise, mübarek bir anneye ihtiyacımız yok mu? Biz sınavları kazanamayanları belirlemek için yapıyoruz beyefendi, kazanamayanlara göre bir ülke inşa ediyoruz, popüler insanları göstererek mi bu çocuklara huzurlu yarınlar vadedeceğiz?” dedim, çıktım gittim.



    Adam, Milli Eğitim ile anlaşmış, ödeneğini almış, gelmiş oraya makara yapıyor, çoluk çocuğa hayal satıyor!..



    Daha iki gün önce Danimarka’da çok enteresan bir olay yaşandı.



    Milli takım topçuları para yüzünden federasyonla kavgaya tutuştu, kampı terk etti.



    Futbolcuların bu terbiyesizliğine, Teknik Direktör Aage Hareide de balık avlamaya giderek destek verdi.



    Avrupa şampiyonu olmuş koskoca Danimarka Milli Takımı, üçüncü ligden, salonlardan, üniversitelerden yarı profesyonel, yarı amatör bir milli takım kurdu, 92’deki şampiyon takımın Arsenalli yıldızı John Jensen’i de takımın başına getirdi, Slovenya’nın karşısına çıktı.



    Danimarka, maçı 3-0 kaybetti, fakat Jensen, futbol tarihinin en anlamlı açıklamalarından birini yaptı, “Hayatımda bu kadar güzel yenilmemiştim, çok ama çok güzel bir yenilgiydi, bana bu harika yenilgiyi yaşatan çocuklara teşekkür ediyorum” dedi.



    Hatırlarsınız, bir zaman Türk Milli Takımı’nın kampında jip krizi çıkaran futbolculara, aynı hafta içinde, o şerefli forma tekrar verilmişti, Danimarka kadar olamamıştık, güzel yenilememiştik, ya kötü kazanmıştık, ya da kötü kaybetmiştik.



    Olmaz hocam, bu işler böyle olmaz…



    Çocuklar gider, gençler gider, akıllı adamlar bunlar, senin iki tane aptalına ezdirmezler kendilerini, düşünüyorlar, olana bitene bakıyorlar, kendilerine uygun bir dünya arıyorlar.



    Hileyle, hurdayla kazanmaktansa, dünyanın en güzel yenilgilerini alan ülkelere gidiyorlar.



    Anlatabiliyor muyum?.."

    https://www.yenisafak.com/yazarlar/farukaksoy/yenilirken-guzel-yenilen-ulkelere-gidiyorlar-2047202
    Doktor adayıyım. USMLE düşünüyorum,kenarıya para bile ayırıyoruz bunun için. Lamı cimi yok mutlaka gitcem.

    Bu arada daha sınava hazırlanan arkadaşlar,yurtdışı düşünüyorsanız tıptan vazgeçin.Ailenizin durumu yoksa ABD-İngiltere falan hayal. Avrupa ülkeleri de dilleri ana dil seviyesinde istiyor. (bkz:fransa'ya tüm dünyadan sadece 3 tane yabancı doktor katılabilmiş 2018'de.Almanya revaçta şu aralar,fakat siz mezun olana keserler önünüzü) Çok yıpratıcı süreçler içeriyor tıpta yurtdışı...
  • Doktor adayıyım. USMLE düşünüyorum,kenarıya para bile ayırıyoruz bunun için. Lamı cimi yok mutlaka gitcem.

    Bu arada daha sınava hazırlanan arkadaşlar,yurtdışı düşünüyorsanız tıptan vazgeçin.Ailenizin durumu yoksa ABD-İngiltere falan hayal. Avrupa ülkeleri de dilleri ana dil seviyesinde istiyor. (bkz:fransa'ya tüm dünyadan sadece 3 tane yabancı doktor katılabilmiş 2018'de.Almanya revaçta şu aralar,fakat siz mezun olana keserler önünüzü) Çok yıpratıcı süreçler içeriyor tıpta yurtdışı...
  • Ben almanyayı düşünüyorum daha önümde 6 sene var almanca kasarım ama alırlar mı beni bilmiyorum
  • Bekle beni USMLE Şaka bir yana gitmek ne kadar zor olursa olsun bu ülkede kalmam.Karamsar arkadaşın dediği gibi de USMLE deneyeceğim ben de, yapılır veya yapılmaz denerim en azından .Zaten sınava o kadar çok çalışmadığım için pişmanım, hala acaba mühendislik benim için daha mı iyi olurdu diye düşünüp duruyorum (yurtdışı için) , 6 yıl sonra mezun günü geldiğinde hala bu ülkede kalmak zorunda olmanin acısıyla kıvranmak istemiyorum.
  • 4SenelikMEZUN kullanıcısına yanıt
    En kolay alan ülke Almanya diye biliyorum hocam ama tıpta yurtdışı ihtimali zor bu bir gercek.
  • İsteseler de düşünmezler yani birkaç idealist kişi hariç imkansıza yakın bir olay. Öncelikli zorluğu pahalı olması ha eğer Avrupa ülkelerinden bahsediyorsak orda da dil problemi çıkıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BearGyrlls

    İsteseler de düşünmezler yani birkaç idealist kişi hariç imkansıza yakın bir olay. Öncelikli zorluğu pahalı olması ha eğer Avrupa ülkelerinden bahsediyorsak orda da dil problemi çıkıyor.
    Yav he he bir tek mühendisler zaten gidebiliyor dimi USMLE'den haberin yok herhalde. TUS'tan daha kolay.Hic arastirdin mı desem yok ama bol keseden saklamayı biliyorsun. Tıpçılara idealist değil diyorsunuz ama idealist olanların da böyle önünü kesiyorsunuz. Sizin gibi mühendislerin tıpçılara yaptığını hiçbir tıpçının muhendise yaptığını görmedim.



    Doktorluğu neden bu kadar yerdiginizi de az çok anlayabiliyorum. Mühendisler de bir doktor kadar çalışıyor ama çok az bir kısmı hariç hiçbiri bir doktor kadar prestij ve maaş sahibi olamıyor. Bu sebeple doktorluğu gerçekten seven de dahil her tıpçı sizin gözünüzde vizyonsuz , sırf para için bu mesleği seçen biri oluyor. Bir nevi çekememezlik.




  • oktoberfest O kullanıcısına yanıt
    Hocam mesajımı doğru okudugunuzdan emin değilim. Ben nerede söylemişim sadece mühendislerin yurtdişina gidebildiğini? Mesajımda açık açık belirttim idealistlerin yollarının açık olduğunu. Ama şöyle bir gerçek var burada yurt dışı hayali kuran çoğu kişi gidemeyecek. Çünkü amaç doktorluk yapmak değil para+prestij. Çoğu kişinin altını çiziyorum herkes demiyorum. USMLE den haberin yok demişsiniz hayır var. TUS'dan kolay demişsiniz, bazı koşullarda doğruluk payı var. Ama şöyle de bir durum var SAT de yks den kat kat kolay. Kaç kişi gidebiliyor?



    Son paragrafı ciddiye almıyorum sabah 5 te böyle bir nefret söylemi ancak pişmanlık ile açıklanabilir zannımca.
  • Öncelikli olarak ABD düşünüyorum eğer bir aksilik olursa Kanada İngiltere Hollanda falan gider ama usmle çok zor bir sınav değil abd olur diye düşünüyorum
  • BearGyrlls kullanıcısına yanıt
    Ne yalan söyleyeyim haklılık payın var hocam şimdi sabah kalkınca yazdıklarıma tekrar baktım çok boş yapmışım farkettim cidden



    Pişmanlık var mı yok mu tam bilmiyorum.Sadece doğru meseleği seçtiğinde emin değilim(Mühendisliğe kafam yatkın olduğu rahatlıkla söyleyebilirim) + (yurtdışı imkanı olarak, bir de üni kampüsü köyden beter ).Dediğiniz gibi yurtdışı ihtimali zor ama gidilirse çok rahat edeceğimden eminim.ABD'nin maaşı da çok diye biliyorum. Ama işte böyle yazınca direk paragozun teki olup cikiyoruz.Sizi tenzih ederek söylüyorum ama çoğu kişide var bu ön yargı.Benim sinir olduğum nokta bu Emeğinin karşılığını almak ne zamandır paraya tamah etmek olmuş?! Bunu diyen mühendisler devlette çalışsın madem para önemli değilse onlar için.



    Son kararımı vermek için önümde daha iki sene var.Cünku bu sene obp kırıldı. Yerleştirme puanıyla da geçeceğim mühendislik çok da hayırlı olmayabilir benim için (15k sıralamam var). Şuan sadece her üniversitenin taban sıralamasını açıklamasını bekliyorum.Ona göre kendime bir yol çizeceğim .Eğer gideceksem, bu iki sene içinde ingilizce'yi hallederim hazırlık okumamak için (USMLE için de gerekli o yüzden ing öğrenmem şart) Bu sene okuyacağım okulumu umarım kararımı değiştirmek zorunda kalmam da okurum mis gibi tıpı.Ama ne olursa olsun 1 dakika bile burda kalmaya tahammülüm yok. Ne olursa olsun gideceğim yurtdışına. Sonumuz hayrolsun.




  • Hocam ben bu işte yeniyim de yani pek bilgim yok. Diş Hekimlerinin yurtdışına çıkabilmesi için ne tür yollar vardır ?
  • KaramsarDoc kullanıcısına yanıt
    nick- yorum uyumu
  • NamağlupKullanıcı N kullanıcısına yanıt
    Bir tanidigimizın kızı Almanya'da kendi polikliniğini açtı, zengin de değillerdi sadece biraz birikmişin olması şart. Almanya'da akraba falan varsa onlar da yardımcı olabilir size,yeterki gitmek isteyin tabi bir de sağlikciların gideceği ülkenin dilini çok iyi bilmesi lazım orasıni halletmek size kalmış.
  • oktoberfest O kullanıcısına yanıt
    Tamamdır hocam ama sizde bir kararsızlık görüyorum tiptan emin değil gibisiniz. Şöyle bir tavsiyem var pişman olmayın, çünkü kararsız insanlar her zaman pişman olur mesela mühendislik secseydiniz bu sefer neden tıp yazmadım diyecektiniz. Eğer tıp seviyorsanız devam edin dediğim gibi idealist olmak işin başı yani 4. Sınıfa gelip acaba mühendislik mi yazaydım derseniz hedeflerinize ulaşmak zor.
  • Kısaca bu yazıyı bırakıyorum





    "Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) raporu diyor ki: 2017 yılında, Türkiye’den göç eden insan sayısında, bir önceki yıla göre %42.5’lik artış var.



    Rakama vurduğunuzda bu oran 253 bin 640 kişiye tekabül ediyor.





    Yani bir yıl içinde tam 253 bin 640 kişi çekip gitmiş buralardan, başka memleketlere yerleşmiş.



    Daha vahim olanını söyleyeyim…



    Göç edenlerin önemli bir kısmı da 25 ila 29 yaş aralığındaki gençlerden oluşuyormuş, daha çok onlar terk etmişler ülkeyi.



    Ne büyük felaket, ne büyük yıkım, ne onarılmaz bir acı, değil mi?..



    Kolay mı yetişiyor bir çocuk, kolay mı besleniyor, kolay mı okuyor, kolay mı adam oluyor?



    Bin türlü emek veriyorsun, umutlar yeşertiyorsun, hayaller kuruyorsun, kulağına dualar okuyorsun, türküler söylüyorsun, topluma katıyorsun; fakat görgüsüzün biri, şark kurnazı üçkâğıtçının teki geliyor, o zeki çocuğun önüne geçiyor, hakkını hukukunu gasp ediyor, yarını çalıyor, hayatını zindana çeviriyor.



    Çocuklar gidiyor…



    Nereye gidiyor bu çocuklar, niçin gidiyor, kimse bir şey sormuyor mu bunlara?



    “Ne istiyorsunuz, neye itiraz ediyorsunuz?” demiyor mu, sizi küstüren, ülkenizi terk etmenize sebep olacak kadar gururunuzu kıran şey nedir, demiyor mu?



    Demiyor, çocuklar bir bir gidiyor…



    Bu kadar insan FETÖ’cü olamaz, bu kadar insan vatan haini olamaz, bu kadar insan bir yıl içinde sırf eğitim amacıyla yurt dışına çıkmış olamaz.



    İşin içinde başka iş var, herkes ne yaşadığını, ne gördüğünü kendisi biliyor.



    Genç insanlar, büyüdükleri, eğitim aldıkları ülkelerinin yarınlarına inanmıyor, hak edenin hak ettiği yere geleceğini düşünmüyor.



    Bir bardak taze çay içmek için bile torpil lazım, ocakçıyı tanıyorsanız taze, tanımıyorsanız bayat çay içiyorsunuz, bunu herkes görüyor, herkes yaşıyor, adalet duygusu temelden sarsılmış durumda.



    Milliyetçi, maneviyatçı duygular da bir yere kadar götürüyor toplumu, küçücük bir ilçe belediyesinin yolsuzluk dosyası dudak uçuklatıyor, kamudaki israf göze batmıyor, göz çıkarıyor.



    Bu usulsüzlükler memleket zenginleşirken pek görülmez ama alım gücü düştükçe, piyasa daraldıkça, umutlar kırıldıkça patlar, çok kötü patlar.



    TÜİK raporu, o patlamalardan biridir işte, hem de ne sessiz bir patlama…



    Dışarıya giden genç, “Bu ülkede benim adamım yok, bir şey yapmam mümkün değil, aklımın işe yaradığı bir yer bulayım bari kendime” diyerek çekip gidiyor.



    Ben bu ülkenin düşmanı değilim…



    Tanıyorum bu gençleri, on sekiz sene ders anlattım, ne düşündüklerini, ne hissettiklerini iyi bilirim.



    On yıl önce Aydın’da bir konferansa gittim, “Üniversite sınavına hazırlanan öğrencilere tavsiyeler” konulu bir konferans...



    Birisini göndermişler, adını hatırlamıyorum şimdi, adam çıktı kürsüye, slayt gösterisi eşliğinde başladı anlatmaya.



    Baktım, panoya Cem Yılmaz’ın fotoğrafı düştü, beş dakika sonra Beyazıt Öztürk’ün, beş dakika sonra Arda Turan’ın, beş dakika sonra Steve Jobs’ın…



    Kalktım ayağa, “Öğrencilere başarı hikâyesi olarak sadece bu insanları mı göstereceksiniz, bizim mutlu bir çiftçiye, gülümseyen bir memura, ışıltılı bir doktora, keyifli bir işçiye, zeki bir mühendise, mübarek bir anneye ihtiyacımız yok mu? Biz sınavları kazanamayanları belirlemek için yapıyoruz beyefendi, kazanamayanlara göre bir ülke inşa ediyoruz, popüler insanları göstererek mi bu çocuklara huzurlu yarınlar vadedeceğiz?” dedim, çıktım gittim.



    Adam, Milli Eğitim ile anlaşmış, ödeneğini almış, gelmiş oraya makara yapıyor, çoluk çocuğa hayal satıyor!..



    Daha iki gün önce Danimarka’da çok enteresan bir olay yaşandı.



    Milli takım topçuları para yüzünden federasyonla kavgaya tutuştu, kampı terk etti.



    Futbolcuların bu terbiyesizliğine, Teknik Direktör Aage Hareide de balık avlamaya giderek destek verdi.



    Avrupa şampiyonu olmuş koskoca Danimarka Milli Takımı, üçüncü ligden, salonlardan, üniversitelerden yarı profesyonel, yarı amatör bir milli takım kurdu, 92’deki şampiyon takımın Arsenalli yıldızı John Jensen’i de takımın başına getirdi, Slovenya’nın karşısına çıktı.



    Danimarka, maçı 3-0 kaybetti, fakat Jensen, futbol tarihinin en anlamlı açıklamalarından birini yaptı, “Hayatımda bu kadar güzel yenilmemiştim, çok ama çok güzel bir yenilgiydi, bana bu harika yenilgiyi yaşatan çocuklara teşekkür ediyorum” dedi.



    Hatırlarsınız, bir zaman Türk Milli Takımı’nın kampında jip krizi çıkaran futbolculara, aynı hafta içinde, o şerefli forma tekrar verilmişti, Danimarka kadar olamamıştık, güzel yenilememiştik, ya kötü kazanmıştık, ya da kötü kaybetmiştik.



    Olmaz hocam, bu işler böyle olmaz…



    Çocuklar gider, gençler gider, akıllı adamlar bunlar, senin iki tane aptalına ezdirmezler kendilerini, düşünüyorlar, olana bitene bakıyorlar, kendilerine uygun bir dünya arıyorlar.



    Hileyle, hurdayla kazanmaktansa, dünyanın en güzel yenilgilerini alan ülkelere gidiyorlar.



    Anlatabiliyor muyum?.."

    https://www.yenisafak.com/yazarlar/farukaksoy/yenilirken-guzel-yenilen-ulkelere-gidiyorlar-2047202



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Packedlikesardines -- 11 Eylül 2018; 15:28:55 >




  • Herkes Amerika, almanyayı konuşuyor ama kanada daha iyi bir seçenek bence. Düşününenler bir baksın derim. Göçmenler için almanyadan daha avantajlı hem de anadili ingilizce, sınav vs masrafı açısından da Amerikadan daha iyi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi solidsnake99 -- 11 Eylül 2018; 12:11:10 >
  • Kim yazmış hocam cok begendim cidden
  • Ayrıca akademisyen olursanız gitmek daha kolay, başarılıysanız üniversitenin birinden çalışma teklifi gelebilir sınavsız vs direkt gidersiniz.
  • Tıp hedefleyenler yurtdışı düşünüyor musunuz? yurt dışına çıkış oranları
  • BearGyrlls kullanıcısına yanıt
    Icim icimi yiyor hocam inanin ben de bilmiyorum öğrenim hayatim boyunca ezbere karsi oldum dersleri hep mantigimla gotürmeye calistim simdi okunabilecek en ezber bolumlerden birinde okuaycagim.Bunun disinda surekli masa basi calismak durumundayim.Muhendislerinki kadar sosyal bir hayatim olmayacak belki.6 yil daha, daha once adini bile duymadigim köyden beter bir kampuste okumak durumunda kalacagim(MKÜ = Mecbur Kalanlar Universitesi ) Hedefim Amerika'da yasmakti .Orda doktorluk yapmak icin de USMLE şart. Tüm sinavi halletmek(ABD konaklama falan dahil) arastirdim 15k dolarin kesin gittigini soyluyorlar.daha simdiden 100 milyara yakin para ilerde nolacak bilmiyorum ailemi maddi acidan sıkıntıya sokmak da istemiyorum.Bunlarin disinda kararsizlik konusunda da haklisiniz belki de muhendislige gitseydim keske tip olsayadi diycektim.Bu biraz da davulun sesinin uzaktan hos gelmesiyle ilgili.Tekrardan soyluyorum iki sene var onumde karar vermek icin.Sene kaybindan zerre korkmuyorum en iyi universitelrde okuyup da 2-3 yıl kaybeden tanidiklarim var.Yeter ki mutlu olacagim meslegi seceyim. Ilerde işime gule oynaya degil de söve söve gitmek istemiyorum, tabi bunlar toz pembe hayaller.Yani dmeek istedigim biraz gec oldugunun fakindayim ama hangi meslegin beni daha cok mutlu edecegini bulmak zorundayim.Bu saaten sonra yapilacak tek sey bu bana göre.




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.