Şimdi Ara

TUVTURK ve randevu yalanı (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (2 Mobil) - 1 Masaüstü2 Mobil
5 sn
51
Cevap
0
Favori
13.568
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ben eski sistemi tercih ederim. Tanıdık vasıtasıyla sıraya bile girmeden 10 dakikada hallediyorduk.
  • randevu olayı sallama bende acı bir şekilde tecrübe ettim
  • eski sistemi tercih ederim diyenleri anlayamıyorum doğrusu. o eski dodge ve magirus lar kia ceresler hala nasıl geziyor bende merak ediyorum. bence tüv hiç olmazsa yanmayan lambalardan araç geçirmiyorda daha güvenli bir şekilde geziyoruz buarada en büyük kazamı öndeki aracın fren lambaları tamamen yanmadığından yapmıştım... sırf bu yüzden desteklerim nerede boşluklu direksiyon fren sapmaları yada eski fren hortumlarına bakmalar
  • Bakalım biz giderken ne olacak :) valla adamı yığardım oraya
  • Eski muayeneleri de kullanmıştım. Yeniler nispeten daha iyi fakat yinede insanların yaklaşımları deli edici.

    En son aracın sesini toklaştırmak için performans egzosları incelerken bunların tüvde geçirliliği olup olmadığını sordum. Adamın yanıtı şurada muayene egsozumuz duruyor, 20 TL karşılığı geliyorsun bunu takıyoruz muayeneden sonra kendi egsozunu geri takıyoruz oldu. Etrafta da halen sanayide satılan ucuz ve görüşü engelleyen filmleri tam boy kaplatan kuş serileri geziyor. Özellikle yazları sahilde son ses açıp dolanan ilgi çekmek sağ sola fırfır takıp blow off sesi vermeye çalışan absürt arabalar fink atarken muayenelerin durumu kafa karıştırıcı. Yine de çevreye bol bol atık saçan kamyonlar kamkara dumanlarını tüttürerek gezebiliyorlar.

    Ayrıca sanayide muayene egsozu, lastikleri, elektrik aksamları, silecekleri, stepnesi ve ilk yardım çantası ile yangın tüpü makul ücretlerde kiralanmakta. Hattaki aracılar bile kendileri araca bunları monte edip muayeneden geçirebiliyorlar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: noplaceforchance
    Taner Bey,
    Diğer taraftan hep merak ettiğim konu da şudur: Madem bu muayene işi bu kadar titiz, ya bu trafikteki leş gibi 20 yıllık ayakta zor duran özel halk otobüsleri, magirüs minibüsler, yıkıldı yıkılacak kamyonlar nasıl trafiğe çıkıyor? Bir anlayan varsa, anlatırsa memnun olurum..
    Saygılar.
    Mahallemizde 150 müstakil konut vardı. Çevre Temizlik Vergisi çıktığında babam gitmiş, Seyhan Belediyesine ve beyanda bulunmuştu, 2-3 yıl ödedikten sonra unuttu, sonra eve ödeme emri ve tahakkuk geldi, nedeni Çevre Temizlik Vergisini üst üste birkaç yıl ödemediğimiz ve Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanunun ilgili maddeleri gereğince devletin bu parayı bizden cebren (zorla) alma cihetine gittiği için.

    Komşularla konuşurken konu konuyu açtı, Çevre Temizlik Vergisinden söz etmeye başlamıştım. Herkes şaşırmış bakıyordu. Çöp vergisi dedim, çevre temizlik falan dedim, jeton düşmüyordu. Beyan vermek, para ödemek, kimsenin haberi olmadığı gibi mahallede başka hiçkimseye bu ödeme emri gelmemişti.

    Bir tek biz beyn ediyor ve ödüyorduk Çöp Vergisini. O nedenle temerrüte düşünce bir tek bize ödeme emri geldi. Başka hiçkimseye gelmedi. Ülkemizin vergilendirme, tahakkuk, tarh ve tahsilat sistemi işte bu kadar hantal, işlevsiz ve geçersiz. Gerçi sonra su faturasına eklediler ama mesela işyerimde su aboneliği olmadığından ve sadece emlak vergisi verdiğimden her yıl ayrıca çöp vergisi de veriyorum.

    Yine bir tek ben çöp vergisi ödüyorum.

    Diğerleri ödemiyor. Af çıkmasını bekliyor.

    İşte bu döküntü kamyonlar, yıkıldı yıkılacak otomobiller, Magirus Deutz'ler, Skoda'lar, ne vergi veriyor, ne muayeneye gidiyor, ne çevirmeye takılıyor. Bunlar Kraliçe Arı (Mercedes-Benz S 320 CDI Long 4 Matic), Erkek Arı (Renault Megane II 1.5 dCi Authentiqué) ve İşçi Arı (Peugeot J9) gibi ayrılmış, "dwellers" ("sürünenler") gibi yaşam olmayan bir yaşam sürmeye çalışıyorlar.

    Saygılarımla,

    Taner Göde




  • bu mesaj burayada uyuyor bence:
    bu saydıkların yasal boşluktan ve sürücülerin (artık ne isimlendireyim bilmiyorum) .... dan kaynaklanıyor. şimdi bi
    ilkyardım seti 20 tl kiralamak 10,
    korna 20 tl kiralamak 10
    lastik kirası 50 tl den başlıyor buna hiç girmeyelim
    susturucu 100 tl kiralama 40
    kendin tüm işlemleri halledebilecekken bir muameleicinin yanında bulunması 50 tl
    şimdi söyle bakalım aracın ticari geçmesiyle her yıl gelecek olan biri nekadar karda yada tüv ü mü kandırıyor yoksa kendinimi
  • İşte bu döküntü kamyonlar, yıkıldı yıkılacak otomobiller, Magirus Deutz'ler, Skoda'lar, ne vergi veriyor, ne muayeneye gidiyor, ne çevirmeye takılıyor. Bunlar Kraliçe Arı (Mercedes-Benz S 320 CDI Long 4 Matic), Erkek Arı (Renault Megane II 1.5 dCi Authentiqué) ve İşçi Arı (Peugeot J9) gibi ayrılmış, "dwellers" ("sürünenler") gibi yaşam olmayan bir yaşam sürmeye çalışıyorlar.
    Taner Göde
    yine harika bir mesaj yazmışsın benim ülkede modeli kaç olursa olsun kaldırılmasını istediğim araçlar şunlar ; kia ceres,besta;dodge as250,600.900;gaz gazelle tüm modelleri, pejo j9, kuş serileri ladalar ve motorsikletten bozma çin kamyonetlerinin tümü. aNyi bakanlığı nasıl kabul etmiş bunları hayret
  • quote:

    Orijinalden alıntı: woloahl
    yine harika bir mesaj yazmışsın benim ülkede modeli kaç olursa olsun kaldırılmasını istediğim araçlar şunlar ; kia ceres,besta;dodge as250,600.900;gaz gazelle tüm modelleri, pejo j9, kuş serileri ladalar ve motorsikletten bozma çin kamyonetlerinin tümü. aNyi bakanlığı nasıl kabul etmiş bunları hayret


    Bu tür araçları TÜV'den, TRAFİK'ten ve VERGİ'den muaf bir şekilde kimler kullanıyor, söyleyeyim...

    Torpille kantin ihalesi alan kayınbiraderin toptancıdan ucuza kapattığı malları eşref vaktinde, kuşluk saatinde (04:30 ve 05:30 arasında) gizlice taşıyan enişte, kayınbaba ve bacanak şeytan üçgeni.

    Evin bodrum katında gizlice halka tatlı yapan ve bunları vergisiz, kontrolsüz, faturasız ve irsaliyesiz tatlı salonlarına taşıyan 2 erkek kardeş, birisi 34 yaşında, diğeri 22, askerden yeni gelmiş, evlenme hazırlıkları yapan ve ucuz yoldan köşeyi dönmek isteyen.

    Ekmek taşıyan TÜM ARAÇLAR. Bu kadar kutsal bir ürünü, yere düştüğünde öpüp alnımıza götürdüğümüz kutsal yiyeceği bu kadar sahtekarlık, hile ve desise ile taşımaya nasıl yüzleri var, nasıl utanmadan yapıyorlar, hayret etmemek elde değil.

    Mezbahaneden ucuza kapattığı sakatatı lokantalara yine evraksız gizlice taşıyan, buzhaneden fırınlara buz götüren, aklınıza gelen her türlü hileli ve kaçak işleri yaparken bu tür araçlar kullanılır. Vergisiz, muayenesiz, bakımsız, her an freni patlamaya hazır zaman bombası gibi. Devlet yüzbinlerce HURDA aracı yerinden oynatamıyor, demir-çelik olmak üzere kaldıramıyor, vergisiz, muayenesiz ve bakımsız bu araçları HİÇ yakalayamaz.

    Bir de fren lambası yanmaz, sinyal vermez, trafiğin KANSERİ bu araçlar, antikor, antidot fayda etmiyor, metastaz yöntemi ile durmadan çoğalıyor. Bir ara hurda araçları trafikten düşürdükten sonra sahiplerine geri veriyorlardı, onlar da hurdalığa götüreceğine mahalleye götürüp oyuncak niyetine kullanıyordu.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Taner Göde

    quote:

    Orijinalden alıntı: woloahl
    yine harika bir mesaj yazmışsın benim ülkede modeli kaç olursa olsun kaldırılmasını istediğim araçlar şunlar ; kia ceres,besta;dodge as250,600.900;gaz gazelle tüm modelleri, pejo j9, kuş serileri ladalar ve motorsikletten bozma çin kamyonetlerinin tümü. aNyi bakanlığı nasıl kabul etmiş bunları hayret


    Bu tür araçları TÜV'den, TRAFİK'ten ve VERGİ'den muaf bir şekilde kimler kullanıyor, söyleyeyim...

    Torpille kantin ihalesi alan kayınbiraderin toptancıdan ucuza kapattığı malları eşref vaktinde, kuşluk saatinde (04:30 ve 05:30 arasında) gizlice taşıyan enişte, kayınbaba ve bacanak şeytan üçgeni.

    Evin bodrum katında gizlice halka tatlı yapan ve bunları vergisiz, kontrolsüz, faturasız ve irsaliyesiz tatlı salonlarına taşıyan 2 erkek kardeş, birisi 34 yaşında, diğeri 22, askerden yeni gelmiş, evlenme hazırlıkları yapan ve ucuz yoldan köşeyi dönmek isteyen.

    Ekmek taşıyan TÜM ARAÇLAR. Bu kadar kutsal bir ürünü, yere düştüğünde öpüp alnımıza götürdüğümüz kutsal yiyeceği bu kadar sahtekarlık, hile ve desise ile taşımaya nasıl yüzleri var, nasıl utanmadan yapıyorlar, hayret etmemek elde değil.

    Mezbahaneden ucuza kapattığı sakatatı lokantalara yine evraksız gizlice taşıyan, buzhaneden fırınlara buz götüren, aklınıza gelen her türlü hileli ve kaçak işleri yaparken bu tür araçlar kullanılır. Vergisiz, muayenesiz, bakımsız, her an freni patlamaya hazır zaman bombası gibi. Devlet yüzbinlerce HURDA aracı yerinden oynatamıyor, demir-çelik olmak üzere kaldıramıyor, vergisiz, muayenesiz ve bakımsız bu araçları HİÇ yakalayamaz.

    Bir de fren lambası yanmaz, sinyal vermez, trafiğin KANSERİ bu araçlar, antikor, antidot fayda etmiyor, metastaz yöntemi ile durmadan çoğalıyor. Bir ara hurda araçları trafikten düşürdükten sonra sahiplerine geri veriyorlardı, onlar da hurdalığa götüreceğine mahalleye götürüp oyuncak niyetine kullanıyordu.


    Ve nasıl oluyorsa , bu araçlar her gün bizim, trafik polislerinin, vergi denetim araçlarının, EDS kameralarının önünden, güpegündüz sallana sallana, ya da geceleri patlak farları, duman saçan egsozları, artık tutmayan fren balataları ve olmayan emniyet kemerleri ile tüm pervaızlıklarıyla geçiyor.
    Bu araçlar bize, içimizdeki iki yüzlülüğü, adam kayırmacılığı, kuralların değil de kişilerin önemli olduğu oryantal kafayı, kuralların ve kanunların etrafından nasıl dolaştığımızı, kendi koyduğumuz kuralları nasıl yine kendimizin işletmediğimizi, sorumluluklarımızı nasıl da salladığımızı, başımıza kötü birşey geldiğinde de herşeyi nasıl da "trafik canavarı" diye aslında olmayan sanal bir varlığa yüklediğimizi haykırıyor.
    "Trafik canavarı" diye birşey yarattık ve varlığına hepimiz inanmaya bile başladık neredeyse. Sanki bu kazaları bizler yapmıyoruz da bir canavar gelp kan gölüne döndürüyor ortalığı...




  • Tüvturk e bu güne kadar iki araç götürdüm. İlk götürdüğüm araç 2009 yılında sorunsuz bir şekilde, vaktinde fazla beklemeden muayeneden geçti ve o zaman ben bu forumda Tüvtürk' e olan memnuniyetimi de belirttim.

    Ancak geçen ay eşimin 2006 model Nissan Micra' sı için Tüvtürk Ankara İvedik istasyonundan saat 16:30 için randevu aldım. Gitmeden önce aracın son kontrollerini yaptım, egzoz muayenesini yaptırıp saat 16:00 da İvedik Tüvtürk istasyonuna gittim. İstasyona yaklaşır yaklaşmaz bir araç kalabalığı dikkatimi çekti ve kapıya geldiğimde, kapıdaki görevli henüz 14:30 randevulerini aldıklarını ve beklemem gerektiğini söyledi.

    İçerideki işlemleri yapmak için araçtan indim, sıra numarası aldım ve 6 adet işlem gişesi olan istasyonda sadece 2 gişe çalıştığı için 17:00 a kadar işlemlerimi ancak yaptırabildim. Daha sonra aracın başında muayene sırasının gelmesini beklemeye başladım. Saat 18:00 da sıra bana geldi ve eşimin aracı " hafif kusurlu " olarak ( motor numarası okunmuyormuş ) muayeneden geçti. Hiç bir şey demedim aracı alıp döndüm.

    Malesef Tüvtürk'te , Türkiye'nin kronik hastalığı olan, o hantal işleyiş sorununa kurban gitmiş...




  • O hantal işleyişe neden kurban gitmesin. Sonuçta burası Türkiye ve herşey Türk usulü...
  • valla istabuldaki kalabalık yüzünden sorun yaşamışsınız bence :)

    bursada randadevu aldım 11.30 i.in saat 11.45 te sıra bana geldi 10 dk da hallettim işimi.
  • Demek ki TUVTURK her istasyonunda aynı hizmeti ve kaliteyi tutturamıyor.
  • bencede çünkü denetimi yapan eleman o kadar kibar davrandıki anlatamam. yazdığı kusurları bile görmezden gelmeme sebep oldu güler yüzü
  • bana da ruhsat krizi yaşatmışlardı. ruhsatım uygun degilmiş. izin de alamamıştım işyerinden. noterden trafik takipçiye vekalet parası sonra trafik takipçiye ayrıca para bir de ruhsat kağıtları için para derken hafif kusuru dahi olmayan aracımın muayenesi için yaklaşık 500tl gibi bi masrafla karşılaştım. sanki suçlu benmişim gibi. emniyet müdürlüğünün verdiği ruhsat. hatalıysa emniyet müdürlünün suçu ben neden uğraşıyorum ki. devlet önce kendi kurumlarını adam etmesi gerekirken millete işkence ediyor. haram olsun verdiğim paralar. aslında mahkeme vs uğraşmayı düşündüm ama işim aksayacak, daha kötü olacak benim için.
  • Belli bir yıldan önceki ruhsatlardai, araçların motor ve şase numaraları kısa halde yazıldığından ruhsat değişimi istiyorlar. Bende alırken sormuştum bunca yıldır böyleydi bir de ben bir önceki muayenede ruhsat yenilemiştim yer kalmadı diye neden şimdi ruhsatın iki parçası da değişiyor diye. Tamamen yontmaya yönelik olduğu cevabını almıştım = )
  • TUVTURK bugün beni deli etti.

    2010 yılı mart ve kasım aylarında haraççı istasyonlarında araç muayenesi yaptırmıştım. Hiçbirinde bu kadar beklemedim ve sinirlenmedim. Görünen köy, işlerin kötüye gittiği şeklinde. En kötü olay tamamen randevulu sisteme geçmeleri olmuş, eskiden randevulu gelenlerin yanında randevusuz gelenlerinde muayeneleri bekletilerekde olsa yapılıyordu. Kabahati sadece TUVTURK'e değil kendimede buluyorum çünkü, işi son güne bırakıp muayenenin dolduğu son günde akşam 16:30 randevusunu, birgün önce akşam almak birinci büyük hataydı. Randevusuz sistemin kaldırıldığından haberdar olmadığım için sabah 11:00'da bir şansımı denemek için haraççıya tekrar gittim. Randevusuz araç alınmıyor artık dediklerinde başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Çünkü akşam oglumun okuldaki veli toplantısına yetişmem gerektiğini sabah karım özellikle tembihlemişti. Orada agzımın payını almalı ve geri dönmeliydim. Hayır belki randevu aldığım çatalcaya 16:30'dan önce muayenemi yaptırabilirim umuduyla saat 12:00'de gittim. İnanılmaz bir kalabalık mevcuttu. Tekrar istanbul merkeze dönmeyi göze alamayıp zaman kazanmak için yakında bir yerde egsoz muayenemi yaptırdım. Bu sırada fark ettimki cep telefonunun şarjı bitmiş bu ikinci büyük hataydı. Döndüğümde kalabalık daha artmış saat 12:00 randevuları 14:00'da anca muayeneye giriyor şeklindeydi. O zaman basıp kavaklıya gitmeliydim ama yolu gözüm yemedi. 16:30 randevuma sıra 18:40'da geldi ve ben anca 19:00'da işimi bitirip çıkmıştım. Eve vardığımda 20:00 olmuştu ve eşimin gözlerinden ateş fışkırıyordu. Hem bana saatlerce ulaşamamış hemde oglumun veli görüşmesine gitmediğime çok kızmıştı. Sıkı bir münakaşanın ardından sinirle bunları yazıyorum. Eger randevusuz işlem yapılmayacağını bilseydim. Sabahtan kavaklıya gider işimi çok önce hallederdim. Ayrıca muayenelerin iki saat gecikmesi tamamıyla TUVTURK'ün kabahati, kesinlikle plansızlık diz boyu. Bir sistem kurup randevu veriyorsan buna harfiyen uymalısın eger uyamayacaksan randevu vermeyeceksin. İki saat asla kabul edilecek bir gecikme değil bu nedenle ABD'de olsa acayip bir tazminat davası yerlerdi. Hem eleman hemde istasyon adetlerinde yetersizlik olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle sırada beklerken başkalarıylada bu konuyu konuştum, ortak düşünce özelleştirmenin tek bir şirkete yapılmasının rekabeti engellediği ve kalitesiz hizmete mahkum bırakıldığımız. Gerçekten 2-3 muayene şirketi daha olsa hem yetersiz istasyon hemde eleman sıkıntıları yaşanmazdı.




  • 1 ay sonra aracımın muayenesi var, bazı yorumlardan sonra şimdiden randevumu alayım dedim en fazla 15 gün sonrası için randevu alınabiliniyor. Nisan 10 'undan sonra tekrar randevu almam gerekecek.
  • o dışarda beklerken kısmındaki numaralar sırayla ilerlemiyor,

    ben mesela randevu saatinde gittim, numara aldım 15-20 dakika bekledim evrak işlerini hallettim, önce egzos muayenesine girdim.

    egzos muayenesinden sonra gittiğimde yazan no ile benim no'nun ilgisi yoktu ama görevliye bu saatte randevum olduğunu söyledim, görevli telsizle bir şeyler konuştu, benim numara yandı hiç beklemeden hemen girdim.
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.