Merhabalar.. Önce şunu belirteyimde ukte kalmasın içimde,, Google'de ne zaman bir konu arasam mutlaka karşıma bu site(MİZ) çıkardı karşıma. Bu yüzden yıllardan beridir sanki bu forum'da paylaşım yapıyor gibiyim. Site kurucularına ve MOD arkadaşlara teşekkür ederim..
Bu site bana aradığım tüm konularda ve sizlerin paylaşımları ile çok yardımcı oldu ayrıca teşekkür ederim.
Bende kafama takılan bu konuyu sizlerin görüşlerine sunmak ve paylaşmak istedim. Konumuz; 2.EL ARAÇ ALIM SATIM YAPARKEN, ARACIMIZIN EKSİLERİNİ, HATALARINI KARŞI TARAFA DÜRÜST BİR ŞEKİLDE SÖYLEYEBİLİYORMUYUZ..??
Ben 46 yaşında ve emekçi bir insanım,maddi durumum orta halli bir kişiyim. Bu güne kadar 7 kez araç alım-satım yapmışım. İlk arabam malumunuz üzere MURAT-124. Bir arkadaşımdan aldım ve ilk gözağrımdı. Ben bugüne kadar hiçbir aracımı, yağı-suyu dahil olmak üzere ve araçtaki radyo-teyb-cd gibi donanımları dahil, arızasız ve sorunsuz araç sattım. Bu konuyu sizlere işlerkende samimi olarak çok düşündüm ve gerçekten hiçbir aracımı KANDIRARAK satmadım. Fakat!! Ben hangi aracı alsam, ama galeri ama şahıs olsun hep 10 numara araç sözlerini işiterek aldım ve soluğu sanayide aldım. Cumartesi günü bu forumdada belirttim ve sizlerde yardımcı oldunuz ve UNO-96 model araç aldım ve dün noterden üzerime aldım.. Alttan yağ kaçırdığını farkettim ve içim rahat etmiyecek diye servise götürdüm ve lifte aldığımız aracı bende alttan inceledim ve gördüm. Şimdi burada teknik işlere ve terimlere girmek istemediğimden masrafı söylemek istiyorum, işçilik dahil 360tl.
Bu masraf düşebilmiydi düşerdi elbette fakat! AKİS körüğü kelepçelerini dahil orjinal taktırıyorum. Vatandaş kelepçe yerine bizim jant kapaklarına taktığımız CIRT'lardan takmış Radyatör su kaçırıyor ve orjinal-135 çin malı 55tl. Orjinal olsun sağlam olsun değilmi.?
Daha elbette çok yazacak ve her aldığımız araç ile alakalı çok anı ve yaşanmışlıklarımız vardır elbette fakat konu sıkmaması için sizlerinde yaşadıklarınızı anlatabilmeniz açısından özet olarak geçmek istedim.
Bizler gerçekten 10 numara araç alım-satım yapıyormuyuz..?? Sizce.. Herkese kazasız-belasız sürüşler dilerim. Selamlar..
Benim satış yöntemim bellidir.
Aracın bildiğim eksilerini ve artılarını söylerim. Aracı istediği yere göstermesini isterim. Hatta zorlarım. "Bana güvenme, gidip istediğin yerlere gösterelim" derim. "Her zaman çayımı içmeye sohbete gel, ama sonradan arıza vs. için beni arama" diye de söylerim.
Zaten söylediklerimden farklı birşey çıkmadığı için de aracı genelde kolay satarım. Eğer ilgilenen var ise. Zaten satarken de alırken de üçe beşe bakmam, adam içime sinerse fiyat da kırarım, piyasanın altına da inerim. Verir geçerim. İstediğim fiyata satacağım diye 10-20 kişiye araba göstermekle uğraşacak vaktim de yok. Araç göstermeyi sevmem de.
Arabayı alacak ya, sanki sıfır araba alıyor, yok şurası şöyle vs.vs. Bu yüzden de uğraşmamak için piyasanın altına verir geçerim. Son aracımı alan kişi defalarca, "Abi niye ucuza veriyorsun?" diye birkaç defa sormuştu. Önceden de tanıyordum. İlk bakmaya gelen oydu ve aldı gitti. Geçenlerde gördüm, hala araçtan memnun.
Alırken de araç içime sinerse çingene pazarlığına başlamam, alır geçerim.
çakal çok..otomobil piyasasında daha da çok..
herzaman derim araba işinde babana güvenme diye...
30 yaşındayım, neler görmedim şu otomobil sektöründe...babasının en yakın arkadaşından komple yanmış arabayı almaktan son anda kurtulanlar mı dersizniz, tırın üzerinden şarampole yuvarlanıp sonra bir güzel boyanıp edilip sıfır diye showrooma sıfır km koyulanlar mı dersiniz, yetkili servislerin yaptığı km düşürmeleri mi dersiniz, satmadan önce aracı için "şöyle iyi böyle iyi, canavar" diyip, sattıktan sonra "oh beee sattımda kurtuldum" diyerek garantisi bitmiş arabayı devam garantisi devam ediyor sanan arkadaşına gömenleri mi dersiniz..neler neler
otomobil piyasası ne yazık ki böyle genelleme yapmak istemem ama bir çoğu çakal olmuş...
işin kötü tarafı bazen dost-arkadaş-akraba dan yiyorsunuz kazığın en sağlamını..
uzun lafın kısası gördüklerim, duyduklarım, şahit olduklarımdan sonra, araç alımı sırasında satıcının ağzından çıkan cümleler arasında itibar edeceğim tek bir cümle vardır , o da "Allah bir".."Allah bir" derse gözüm kapalı, tereddütsüz inanırım, geriye kalanlar için Kuran'a el bassa bile itibar etmem, kafasında ekmek kırar felan, neme lazım
1992 model Broadway'ımı sattım. Satarken alıcı kişiye arabanın bildiğim tüm eksi ve artılarını söyledim. Hatta marş motorunun arızalı olduğunu, idareten yapıldığını, yapan ustanın 4 ile 6 ay garanti verdiğini bile söyledim. Adam hiç bir ustaya göstermeden parayı bana verdi. Arabayı aldı gitti. Bazen haber alıyorum ortak bir tanıdık vasıtasıyla. Satalı 3 ay oldu. Araba bir kere bile sorun çıkarmamış.
Alırken kazıklanmak istemiyorsanız satarken dürüst olun. Ne demişler: Eden bulur.
2. el araç alırken geçmişte hep aceleci davrandıgımı farkettim son zamanlarda, 2. el aldıgım tüm araçlarda satıcı bana karşı dürüst davransa dahi mutlaka masraf çıktı, eskiden söylenir içimden aracı satın aldıgım adama kızardım, artık kızmıyorum, farkettim ki dürüstlükten de öte bazı insanlar hassas degiller. Sizin sorun ettiginiz şeyi onlar sorun etmeyebiliyor, tıkırtı gürültü de gelse mekanik bir arıza olmadıkca ilgilenmiyorlar. Benim sattıgım araçlar hep boyalıdır, takıntılıyım o konuda, birisi geçerken bozuk parayla çizse çizigi derhal lokal boya ile kapattırırım. Aracın aerodinamik bir kusuru olmadıkca benden önce degişen kısımlarıyla ilgilenmem, darbe sonucu kapısı çamurlugu delinmiş sonra kat kat macunla kapatılmış orjinal aracı almaktansa parçası degişmiş aracı alırım. Kıl oldugum satıcı ve müşteri profili bellidir, herşeyi kusursuz ama kliması çalışmıyor, herşeyi iyi ama abs lambası sönmüyor vs. tipinde elektronik donanımı eksik ya da kusurlu çalışan aracı almam, titiz adam bir şekilde yaptırıp satar ya da alıcıyla birlikte servise gider sorunu küçükse masraftan düşülerek satılır. 3-5 yaşında bir aracın klimasının gazının olmaması gibi bir kusur olamaz klima kapalı bir ünitedir, darbe, bilinçsiz tamirci ve gereksiz modifikasyondan başka bir sebebi olmaz benim için çalışmamasının. artık maksimum 2-3 yaşındaki araçlara bakıyorum satın alırken, satıcı güven verse de ben araca güvenemiyorum. Tamirciyle, servisle sanayi ile ugraşmaktan öyle bezdim ki, biliyorum artık 7-10 yasında bir araç hiç sorun çıkarmasa da beni aynı yıl içerisinde 3-5 kez kontrole sokacak. Aklımda tek bir eski araç var kendimce deli cesaretine soyunacagım, Mercedes S320 97/98 model için bu riski alıcam sanırım. Ancak baştan aşagı kontrolden ve sorun çıkarması muhtemel kısımları bile ilden geçirerek satın alıcam bu kez.
quote:
Orijinalden alıntı: bal974
Benim satış yöntemim bellidir.
Aracın bildiğim eksilerini ve artılarını söylerim. Aracı istediği yere göstermesini isterim. Hatta zorlarım. "Bana güvenme, gidip istediğin yerlere gösterelim" derim. "Her zaman çayımı içmeye sohbete gel, ama sonradan arıza vs. için beni arama" diye de söylerim.
Zaten söylediklerimden farklı birşey çıkmadığı için de aracı genelde kolay satarım. Eğer ilgilenen var ise. Zaten satarken de alırken de üçe beşe bakmam, adam içime sinerse fiyat da kırarım, piyasanın altına da inerim. Verir geçerim. İstediğim fiyata satacağım diye 10-20 kişiye araba göstermekle uğraşacak vaktim de yok. Araç göstermeyi sevmem de.
Arabayı alacak ya, sanki sıfır araba alıyor, yok şurası şöyle vs.vs. Bu yüzden de uğraşmamak için piyasanın altına verir geçerim. Son aracımı alan kişi defalarca, "Abi niye ucuza veriyorsun?" diye birkaç defa sormuştu. Önceden de tanıyordum. İlk bakmaya gelen oydu ve aldı gitti. Geçenlerde gördüm, hala araçtan memnun.
Alırken de araç içime sinerse çingene pazarlığına başlamam, alır geçerim.
Süper olmuş sevgili arkadaşım.. Sizinle düşüncelerimiz çok örtüşmüş. Bende sizin gibiyim 3-5 şe bakmam içime sinerse alırım satarım. Benim burada tam değinmek istediğim konu, elbette araçta sorun olabilir ve bunu yaptırmaya zamanı olmayabilir ama en azından söylenebilmelidir diye düşünüyorum. Mesela benim bu aldığım araçta yağ çubuğuna baktığımda gram yağ kalmamış örneğin. Bunların dahi söylenmesi gerekir en azından. Birde şöyle anlaşılmasın bu konu.. Ben bunları yaşadım bakın diye demiyorum ve araç içime sindi ve aldım. Masraf elbette olabilir, sadece ben özellikle son dönemde yaşanan bu tür yapaycılıkları dile getirmek istedim. Bu aracın akis körükleri yağ kaçırıyor ve hafta sonu tatile gideceğim. Ya bakmadan gitseydim ve yolda kalsaydım..?? Selamlar
quote:
Orijinalden alıntı: Details
2. el araç alırken geçmişte hep aceleci davrandıgımı farkettim son zamanlarda, 2. el aldıgım tüm araçlarda satıcı bana karşı dürüst davransa dahi mutlaka masraf çıktı, eskiden söylenir içimden aracı satın aldıgım adama kızardım, artık kızmıyorum, farkettim ki dürüstlükten de öte bazı insanlar hassas degiller. Sizin sorun ettiginiz şeyi onlar sorun etmeyebiliyor, tıkırtı gürültü de gelse mekanik bir arıza olmadıkca ilgilenmiyorlar. Benim sattıgım araçlar hep boyalıdır, takıntılıyım o konuda, birisi geçerken bozuk parayla çizse çizigi derhal lokal boya ile kapattırırım. Aracın aerodinamik bir kusuru olmadıkca benden önce degişen kısımlarıyla ilgilenmem, darbe sonucu kapısı çamurlugu delinmiş sonra kat kat macunla kapatılmış orjinal aracı almaktansa parçası degişmiş aracı alırım. Kıl oldugum satıcı ve müşteri profili bellidir, herşeyi kusursuz ama kliması çalışmıyor, herşeyi iyi ama abs lambası sönmüyor vs. tipinde elektronik donanımı eksik ya da kusurlu çalışan aracı almam, titiz adam bir şekilde yaptırıp satar ya da alıcıyla birlikte servise gider sorunu küçükse masraftan düşülerek satılır. 3-5 yaşında bir aracın klimasının gazının olmaması gibi bir kusur olamaz klima kapalı bir ünitedir, darbe, bilinçsiz tamirci ve gereksiz modifikasyondan başka bir sebebi olmaz benim için çalışmamasının. artık maksimum 2-3 yaşındaki araçlara bakıyorum satın alırken, satıcı güven verse de ben araca güvenemiyorum. Tamirciyle, servisle sanayi ile ugraşmaktan öyle bezdim ki, biliyorum artık 7-10 yasında bir araç hiç sorun çıkarmasa da beni aynı yıl içerisinde 3-5 kez kontrole sokacak. Aklımda tek bir eski araç var kendimce deli cesaretine soyunacagım, Mercedes S320 97/98 model için bu riski alıcam sanırım. Ancak baştan aşagı kontrolden ve sorun çıkarması muhtemel kısımları bile ilden geçirerek satın alıcam bu kez.
Bir de bütçe meselesi var. cebimde 11000 TL para vardı. Herkes bir araba tavsiyesinde bulundu. Kimi renault 19 europa al dedi. Kimisi 2000 model astra al filan dedi. Kimisi 1994 model opel vectra tavsiye etti. Hatta japon al, daha dayanıklı, daha ekonomik araba onlar dediler.
Arkadaş ta dedi ki: Onların hiç birini alma. Yüksek model al. Masraf çıkarmasın. 11 milyara yüksek model alacağım araba araştırmaya başladım. 116.000 km de 2006 model Dacia Logan 1.5 DCI aldım. Hem araba daha diri. Hem de 3 aydır bir kuruş masraf çıkarmadı (maşallah)
Şimdi de Dacia Logan aldım dediğim zaman o da ne diyip dudak büküyorlar. Be kardeşim. 2006 model 11.000 TL ye opel astra verdiler de almadık mı. Naapalım. Gücümüz buna yetti. Ayrıca arabamdan da gerçekten memnunum.
Ben de aracimi satarken aldim butun evraklari adamin onune koydum. Bunlar dedim bakimlari, ayni evrakta servisin tavsiye ettigi bakimlarda yaziyordu. Bugune kadar da sorun yasamadim dedim. Piyasanin da baya altina aldi pazarlikla. 1 hafta sonra bana e-mail atmis debriyaj bitikmis biliyor muydun buyuk tehlike atlattim diye. Var mi boyle bir sacmalaik ben uretici firmanin soyledigi tum bakimlari yaptirmisim bugune kadar debriyajla ilgili sorunum olmamis, sen test surusu yapmissin bir gariplik fark etmemissin ben nerden bilebilirim bitecegini.
Aynen bunlari yazdim gonderdim. Adam da tesekkulrer yazmis.
Aldigim 2 arabada da masraf cikti bu arada. Arabayi begendim mi dayanamiyorum ben aliyorum ufak tefek sorunlara bakmadan. Sonra da uzuluyorum, acele ettim diye.
Satışta aracın, bildiğim tüm sorunlarını belirtir; genel olarak olumlu ve olumsuz yönlerini ilânda belirtirim. Aracı görmeye gelen olduğunda da hep birilerine, bir yerlere göstermesini söylerim. Çoğu kişiye güven verdiğim için bugüne kadar iki kişi dışında sattığım arabalara yalnızca gelen kişiler baktı ve sonra satışı yapıldı. Ama maalsef herkes böyle değil. Orijinal diye satılan araçlar pert'ten toplama, 60 km satılan araçların iki ay önce serviste 300.000 bakımına girdiği ortaya çıkıyor.
Yurdum insanı, hakikaten cahillik... Başka bişey değil... Bilmiyor aslında ne yaparsa kendisine yapıyor aslında...
Ben şuna inanıyorum, inanın bu tip üçkağıtlar,hileler yapanın yanında kar kalmaz, kalmıyor....
Geri kalmış olmamızın esas sebebi budur, yurdum insanı işini dürüstce yapmıyor, alnının teri ile para kazanmak nedir bilmiyor, bu şekilde kazanmak istemiyor, zor geliyor dürüst olmak... Her işimizde durum böyle...
Kaç memurumuz dürüstce çalışıyor, mesaisinin her dakikasını devlet için ayırıyor?... Akşam beş buçuk olsunda nasıl olursa olsun mantığı... Kaç işcimiz işini doğru olarak yapıyor, işvereni düşünerek çalışıyor?... Mesai dolsun, ay sonu gelsin paramı alayım tamamdır. Adam ihaleye giriyor, çok düşük teklif veriyor,kapıyor ihaleyi... O iş o parayla yapılmaz, hile yapacağı baştan belli.... İşi kılıfına uyduruyor, kakalıyor devlete, alıyor parayı... Patronuda böyle, işciside böyle bu ülkenin... Böyle bir mantıkla ortaya iş çıkarmı? İş yapılabilirmi? O işten hayır gelirmi? Boşvermişlik, hile, üçkağıt... Başka bildiğimiz bişey yok... Parayı alayımda nasıl olursa olsun düşüncesi... Çalışayım, alın terimle, dürüstce kazanayım, aldığım parayı hakketmiş olayım diyen çok az... Söyleyiniz, bu ülke nasıl ilerler? Başımızdakilerde böyle, bizlerde... Nasıl olacak şu ilerleme işi?... Üçkağıt, hile, düzenbazlıkla nereye kadar gidecek bu ülke? Sonra oturup düşünüyoruz neden bu ülke bu kadar geri kalmış diye... Cahillik, başkada bişey demiyorum....
< Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
Sonradan takılan park mesafe sensörünün 4 parçasının da boyalı olduğunu söyleyecek kadar dürüst davranıyorum...
DSG şanzımanla ilgili forumda açılan konulardaki bazı yorumlar dikkat çekici. Örneğin, vatandaş DSG şanzımanlı araç almak istediğini yazıyor. Üyenin biri cevap olarak, DSG şanzımanın sorunlu olabileceğini, 2-3 yıl içinde arıza verip şanzımanın büyük masraflar çıkarabileceğini yazıyor. Ardından vatandaş, şanzıman problemi durumunda aracı başka birine kakalamak niyetinde olduğunu, kibar cümleler kullanarak foruma aktarıyor.
Bu zihniyetin dürüst bir zihniyet olduğu söylenebilir mi?
Ve eminim ki, aynı vatandaş forumdaki 2'nci el alım-satım konularından birine tıklayıp, 2'nci el piyasasında dürüst adam kalmadığından, tilkilerin piyasayı istila ettiğinden, hiç kendisine bakmadan, şikayetçi olacak.
İlk aracımı aldım ilk olması sebebiyle sonradan biraz üzüldüm aracımın fiyatına göre baya masraf ettim sonra satılığa çıkardım araç fairway yani kardeşi broadwayin ikizi ve diri ve bakımlı olması sebebiyle pazarda herkesin çullandığı sonra da fairway olduğunu öğrenince kaçtığı bir araçtı.Sonra abi kardeş iki motor ustası geldi aracıma baktı fiyat düşürmeye çalıştı istediği kadar inmedim sonra gitti belli bir süre sonra bidaha geldi şuydu buydu derken fiyatta anlaştık test sürüşü yaptılar 500lira kapora verdiler gittiler.Abi olan dedemin yıllar önce kalfasıymış tabi şuan adam 50 yaşlarında.Ertesi gün alış satış bitti.Sattığım için içim acıdı ilk aracım ve masraf ettim.Yeni sahibi alırken aracından alacakların varsa al dedi alacaklarımı aldım dedim tamam dedi el sıkıştık aracı aldı gitti.Ben müşterilerimden çok memnun kaldım inş.. onlar da benden memnun olmuştur.
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme