Şimdi Ara

40 GWh kapasiteli dünyanın en büyük bataryası hizmete girdi! (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
32
Cevap
0
Favori
602
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • gun kullanıcısına yanıt

    Orası öyle. Ancak bu sistemle iki baraj inşa etme gereği var ve üretilecek güç de sınırlı olduğundan her yerde uygulanabilirlik ve elde edilen fayda değişebiliyor. Alternatif olarak Deniz kenarı dik yerlerde imkan varsa böyle bir şeyle tek baraj ile de bir şeyler yapılabilir. Su sıkıntısı da olmayacağı için farklı yerlerde de yapılabilir.

  • berkandinçay B kullanıcısına yanıt

    Çık biraz evinden git kendine birkaç parça al deney yap deneme yap. Füzyona geçeceğiz, sen daha havadaki elektrik tellerine gazımız sürtününce elektrik üretip ampullerimizi yakıyoruzda kaldın. Geliştir biraz komplo teorilerini. 40 GWh kapasiteli dünyanın en büyük bataryası hizmete girdi! 

  • sis651 kullanıcısına yanıt
    Yapılır yapılmasınada deniz kenarında böyle bir yapılaşmaya izin vermezler gibime geliyor.

    Anca sapa bir yer olacak belki. Birde deniz tuzu korozyonu, birikmesi gibi sorunlar var ama çözülür herhalde.

    Göl kenarına yapıyorlar. O daha iyi ama yine görsel kirlilik

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • gun kullanıcısına yanıt

    Kirlilik ve doğaya zarar kısmından kaçış yok zaten. Her türlü olan doğaya oluyor. Burada da bakıyorum içme suyu barajı planları var. Orman içinde gezdiğim yerler hep su altında kalacak falan. Tamam baraj yapılacak su olacak ama orman da yok olacak...

  • CrimsonBlade C kullanıcısına yanıt
    Avustralya 6 ay yandı. Kaliforniya yanıyor. Tamam, sizin deyiminizle "yarı cahil" olayım sorun yok fakat manşet haberler ile bilgili mi olunuyordu ? Yada "bilim dünyası" dediğiniz beşeri grubun yanıtları ile ispat mı yapılıyordu ?

    Benim için Bilim, soruları yanıtlamak değildir. Bilim, yanıtları sorgulamaktır.

    Sizin bilim dünyanız sıcaklığın "ortalama" nın çok üstünde yükseldiğini söylüyor. Hangi ortalama o? Dünya sıcaklığı milyonlarca yıldır kaydediliyor muydu, o kayıtları alıp ortalama mı bulmuşlar?

    Avustralya ile Kaliforniya'nın yanıp kül olmasının sebebini söyleyeyim: Karbon vergisi için hazırlık çalışması. Elektrikli araba alın, benzinli kullanırsanız küre ısınır kışın ABD eyaletleri kül olur haa demek için.

    "sesinizi kesin de taş koymayın" dediniz. Ben küreselcilerin oyununa taş koyarım.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • mokinto kullanıcısına yanıt
    Sübjektif dediğiniz an durup düşünmelisiniz 1700'lü yıllarda Henry Cavendish su hidrojen ve oksijenin kimyasal bileşiği olabilir derken sübjektifti. O sübjektif, objektifmiş gibi reklamize edilerek ilkokul kitaplarına girdi. Aynı Cavendish, hidrojen için "yanıcı hava" (inflammable air) dedi, bu kitaplara girmedi. Sübjektif bir eğitim alıyoruz

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • sis651 kullanıcısına yanıt
    Siz de yorumlarınızı geliştirin. Aynı şeyleri tekrarlıyorsunuz. Neyse sizin için değil de konuyu görüp te ilginen için alta birkaç resim bırakıyorum

    Ovanın ortasında dev gibi 2 pilon hattı yanyana.. Düz ovada yeraltından kablo geçirmek çok mümkün olmasına karşın..

    40 GWh kapasiteli dünyanın en büyük bataryası hizmete girdi!


    Güney Avustralya'da 500 kV'lık yüksek pilon kabloları 90 derece kesişiyor.
    40 GWh kapasiteli dünyanın en büyük bataryası hizmete girdi!
    Bunlar güç santralinden şehire elektrik iletmiyor muydu? 90 derece açıda başka bir şehir mi vardı?
    Sözkonusu fotoğrafın çekildiği lokasyon Google Maps linki: baktım öyle 2 şehir bulamadım. O zaman bu pilonlar neden sağa sola dağılıyor? Amaç nedir? Alan genişletmek. Peki alan genişletmenin sebebi nedir ? Atmosferden daha verimli elektrik çekmek olabilir mi?

    40 GWh kapasiteli dünyanın en büyük bataryası hizmete girdi!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi berkandinçay -- 12 Ocak 2025; 1:26:14 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • berkandinçay B kullanıcısına yanıt
    Bilimin nasıl işlediğine dair en ufak bir fikriniz yok ama bilimi yargılayıp, malum ideolojik çevrenin mensupları gibi bilimi ve bilim insanını itibarsızlaştırıyorsunuz. Manşet haber nedir ya? Dünyanın cayır cayır yanmasını manşet haber yapmayacaklar mıydı peki? Bir bilimsel makalenin prestijli bir dergide nasıl yayınlandığını bilseniz, nasıl süreçlerden geçtiğini bilseniz, bilim insanlarının bir çoğunun gerek insanlığı gerek dünyayı senin hayal edemeyeceğin kadar çok sevdiğini, bazı insanların hayatlarını bu yola adadığını, gezegeni kurtarmak için işini gücünü terk edip bu yola baş koyan aktivistleri bilseniz böyle kuru sıkı havaya sallamazsınız. Neredeyse aldığınız nefese kadar vergi veriyorsunuz kalkmış karbon vergisi almak için diye saçmalıyorsunuz. Yeni vergi almak için dünyayı mı yamaları gerekiyor? Hayır karbon vergisşni de veriyoruz zaten. MTV, poşet ücreti, çöp vergisi, vs gibi irili ufaklı bir sürü vergi zaten karbon salınımına dayandırılıyor. Zaten evinde rüzgar esmiyor diye dağın tepesinde rüzgar gülünün dönmemesi lazım, onları elektrikle döndürüyorlar demenden nasıl bir zihin karmaşssına sahip olduğun belli. Böyle saçma sapan şeylerle hayat geçirmek zor değil mi? Senin şimdi aşı, düz dünya, lozan vs gibi bin tane yeniden refah teorilerin vardır. Çok samimi söylüyorum, profesyonel yardım alın çünkü normal kendi yaşadıklarınıza da yansımaya başlayınca bu komplocu düşünce tarzınız, hayatınız çekilmez olur. Bu son cevabımdır, size ben yardımcı olamam.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >




  • berkandinçay B kullanıcısına yanıt

    Hâlâ araştırma özürlüsü komplocuların içerikleri kopyalayıp yapıştırma. 40 GWh kapasiteli dünyanın en büyük bataryası hizmete girdi! 


    Yer altından kablo geçirmek çok çok daha maliyetli. Bu kabloların taşıdıkları yüke göre ısınıp soğuması esnasında genleşebilecekleri alanı bırakmak, bu hareketi sağlayabilecek ortamlar oluşturmak lazım. Yoksa uçlarından yerinden bile çıkar. Bunun için eskiden çok pahalı sıvı nitrojen soğutmalı sistemler kullanılıyormuş ki bir arıza durumunda onarımı aylar sürüyor böyle. Şimdi sanırım daha basit sistemler kullanılıyor. Ya da eski karmaşık yapılar kullanılıyorsa da ben bilmiyorum, olabilir. Havai hatlar doğal etmenlere açık ama çok daha ucuz ve genleşme de altındaki ağaçların budaması yapıldığı sürece çok sorun değil.


    Hatta şurada kesici açmadığı için aşırı yükten duman atan bir yüksek gerilim hattı görüntüsü var. Yer altında olsa bu yangına kadar gider.


    40 GWh kapasiteli dünyanın en büyük bataryası hizmete girdi!Energy futureyoutube
    High-voltage line in the NETHERLANDS is overloaded and causes fire in substation. Power lines smoke very badly because they are overheated.
    https://www.youtube.com/watch?v=nyjCrP38ICc&feature=youtu.be

    Hazır lokasyonu atmışsınız, haritayı da atmışsınız; keşke az siz de inceleseydiniz. Malum kaynak sıkmış geçmiş.


    Görünen portallara giden hat çift devre bir 330 kV hat. 330 kV hattı Doğu'ya doğru takip ettiğinizde bir güç koridorundan biraz ilerideki bir trafo merkezine gittiğini görebilirsiniz.


    40 GWh kapasiteli dünyanın en büyük bataryası hizmete girdi!


    Üstten geçen hat ise 500 kV çift devre bir hat. Hat az güneydeki bir trafo merkezine kuzeydeki çok uzak bir güç santralinden enerji getiriyor. Gelen bu enerji bu istasyonda 330 kV'a indirilerek 330 kV şebekedeki şehrin diğer trafo merkezlerini besliyor. Bu şekilde uzaktan enerji 330 kV yerine 500 kV ile getirildiğinden daha az kayıpla enerji buraya taşınmış ve şehrin çok uzak bir bölgesindeki 330 kV şebeke verimli bir şekilde beslenmiş oluyor. Eğer hatların ikisi de 500 kV olsa ya da ikisi de 330 kV olsa belki orada kesişmek yerine oradaki trafo merkezine toplanıp orada anahartanıp diğer merkeze gitmesi sağlanabilirdi. Ancak voltaj seviyeleri farklı olduğu için birbirleriyle bir alakaları yok ve bu şekilde kesişerek gitmeleri çok normal.


    Alttaki görselde yeşil üstte gösterdiğim 330 kV hat. Kırmızı ise dikey geçen 500 kV hat. Mavi de bu kesişim noktaları.

    40 GWh kapasiteli dünyanın en büyük bataryası hizmete girdi!

    Bu şekilde kesişmeler güç şebekesinde pek çok yerde olabiliyor. Bunda bir anormallik yok. Evlerinizdeki buatları açsanız bile buatı transit geçen kablolar vs. görebilirsiniz. 40 GWh kapasiteli dünyanın en büyük bataryası hizmete girdi! 





  • sis651 kullanıcısına yanıt
    Güzel yorum. Eğriye eğri, doğruya doğru.

    NSW'deki güç hatlarını gösteren resimler iyi. O resimleri "güç hatları haritası" gibi bir siteden mi aldınız. Google Maps gibi fakat yolları lokantaları değil elektrik hatlarını gösteren bir harita arıyorum. Bildiğiniz öyle uygulama varsa iletiniz, inceleyeyim.

    Yorumunuz güzel olmakla beraber özellikle yer altı elektrik kablosu ile ilgili bölümdeki bilgi ve düşünceler yanlış.

    Yer altından kablo geçirmek çok çok daha maliyetli. Yer altı kabloların çok maliyetli olması kandırma, yalan, manipülasyon içeren bir kandırmaca. İspatı var. Şöyle ki:

    Yer altından kablo geçirme için km başına (kabaca) 6milyon dolar deniliyor. Medyada, akademide vs geçen rakam bu, $6milyon / km

    Yer üstü (heryerde gördüğümüz pilonların üstüne asılı "atmosfere açık" çıplak aluminyum kablolar) maliyeti için ise yine kabaca $1milyon / km deniliyor.

    Bize gösterilen hesaba göre yer altı kablolama, yer üstü (Pilon sistemi) kablolamaya göre kabaca 6 kat daha pahalı.

    İşte bu gerekçe ile dünyanın her yeri Pilon çiftliğine döndürülmüş durumda!

    Şimdi bu hesabı bozacak belgeyi cıkaralım. İngiltere 'de elektrik firması, Western Power Distribution'ın Brechfa Forest ortamından elektriği yer altından mı, yer üstünden mi geçirsek konulu çalışmasında, yeraltı kablolama maliyeti 1 milyon sterlin / km. 1 Sterlin = kabaca 1.2 Dolar yani $1.2milyon/km. İngiltere 'de işçilikler maliyetler pahalıdır bu arada. Akademide adam $6 milyon diyor, gerçekte
    $1.2milyon.

    Bu kandırmaca yapıldığının belgesidir.

    40 GWh kapasiteli dünyanın en büyük bataryası hizmete girdi!

    Yeraltı kabloların yapılmaması sebebi maliyet deği. Hayati önemde başka bir sebebi olmalı. O kablolar muhakkak atmosfere açık, üstü izolasyonsuz çıplak kablo olmasının bir sebebi olmalı.

    Yer altından 550 kV bile sorunsuz geçirilebiliyor. Dev pilonlar. 550k KV vardır. Yer altına inmiş. Bu kablolar sadece zorunluluk olunca yeraltına iniyor, maliyet sebebiyle değil.

    Düşünce net. Mantık net. Belgesiyle.

    40 GWh kapasiteli dünyanın en büyük bataryası hizmete girdi!

    Deniz kıyısından 70km uzakta rüzgar türbinleri var, 70km deniz yatagının altından kablo geçiriyorlar,

    New South Wales'te Orchard Hills 'da 2 x 330kV hattı basit bir gölün altından kablo geçiremiyorlar, üstten yüksek pilonları inşa edebiliyorlar ama.


    40 GWh kapasiteli dünyanın en büyük bataryası hizmete girdi!

    Bu pilon işinde bir tuhaflık var. Yakında bu konu çok daha geniş platformlarda konuşulacak, elektrik sektörü deşifre edilecek.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • berkandinçay B kullanıcısına yanıt

    İşin maliyet tarafı kesinlikle var. Ancak maliyet düştükte uygulama artacaktır. Yer altı kablolarının sorunları giderilip uygulanması ve kullanımı ucuzlayacaktır zamanla. Bir de proje özelinde de ihtiyaçlar olabiliyor, buna göre de farklı tercihler yapılabiliyor.


    Zaten orta gerilim tarafında da pek çok yerde uygulanıyorlar artık. Burada OSB içi tüm direklerdeki hatlar yıllar içinde söküldü, her şey yer altına alındı. Ara ara eski direkleri görebiliyoruz tek tük. Hatta yakın zamanda da yer altındaki hatların bazılarını da yenileyip yeni kablolar döşediler. Şehir içlerinde de OG hatlar pek çok yerde yer altında ve gitgide var olanlar da yer altına alınıyorlar. OG hat yakınından giden yer altı hatları da var. OG hat kışın fırtınada vs. kopsa da yer altı hat beslemeye devam edebiliyor.


    Ancak yüksek gerilim hatları tarafında çok şehir içi ya da özel bir nedeni olmadıkça havai hatlar tercih ediliyor. Çanakkale boğazından geçirilecek hatlar mesela denizaltı, denizin altındaki zeminin içine bastırılarak gömülen hatlar. Bu şekilde sınırlı uygulamalar var. Geri kalanı maliyet ve uygulanabilirlik kolaylığından hep havai. Çanakkale'deki bir hattın maliyeti 4,65 KM 7 adet kablo için 65 milyon Avro kadar imiş. Üçüncü hat 57 milyon Avro'ya döşenmiş.


    Burada OSB içinden geçirilecek bir yüksek gerilim hattı planlaması vardı. ÇED raporlarında falan hiç görünmedi ama kablonun bir kısmı yeraltı olarak döşendi. Fabrikaların üstünden ya da yolların üstünden direklerle kablo geçirip garip bir şey yaratmaktansa yer altından geçirmek tercih edilebiliyor.


    Eskişehir içinde uzunca bir 154 kV hat var. Şehrin neredeyse ortasına kadar gelen eski paslanmış direklere sahip bir iletim hattı. Bağlandığı trafo merkezi de çok eskiydi. Merlin Gerin ekipmanlar falan vardı. Şuan trafo merkezi yenileniyor. Ondan sonra da gelen o hat yenilenecek. Tabii ki yenileme yer altından yapılacak. Kaldırım altından geçen 154 bin voltun üstünden yürüdüğünü bilmeyecek belki insanlar. :D Bu şekilde uygulamalar artıyor hani. İstanbul'da da yer altından giden uzun hatlar var.


    Konu ile ilgili şöyle çok çok eski bir okuma öneririm. Eskilerde durum nasıl imiş, iyi özetliyor. Çok eskiden bu kablolar kablo kanalları içinde soğutma gazı ve yağlarla yalıtılıp çalıştırılıyormuş. Aktif bir istasyon hattaki gazın basıncını sıcaklığını vs. ayarlıyor, gazın hareketini sağlıyor.


    Bir de şunu öneririm. Avustralya'daki bir kesintide yağlı bir kablonun yarattığı mağduriyet.


    https://www.cs.auckland.ac.nz/~pgut001/misc/mercury.txt


    Şimdi bizde döşenen kablolar bu şekilde değil. Yer altında kalın plastik borular kazılıp döşeniyor. Sonra da bu boruların içinden kablolar geçiriliyor. Genleşme vs. için de sanırım daha dayanıklı kablolar kullanıyorlar ve borunun içinde bir miktar uzayıp daralabiliyor kablo. Gerçi kablo döşeme firmasının (Prysmian Kablo) araçlarını falan hep gördüm hat boyunca ama gaz yağ işi ile ilgilendiklerini düşünmüyorum. Sanırım hat içindeki kabloların ek yeri işlerini yaptılar buralarda. Sonradan da buralara sokaktaki elektrik panoları gibi bir pano dikildi ve kablo ile ilgili uyarı var üzerlerinde.


    Hani bu kabloların bakım tamir işleri de çok zor. Kabloda bir sorun olunca kablonun çekilip tekrar döşenmesi lazım. Tabi kabloyu koruyan boru da muhtemelen zarar görmüş olacağı için kazılıp onun da değişmesi gerekli. Havai hatlarda ise kopan kablonun ilgili kısmını tamir ediyorlar tek.


    Yakında elektrik sektöründe çok değişik şeyler olacak. Artık çatılarımıza güneş paneli kurup evi oradan besleyebiliyoruz. İmkanı olan daha iyi tesisat kurup şebekeye de satabiliyor. Yazın pik saatlerde çok ciddi bir üretimi güneş santralleri yapıp normalde şebeke için belki zor olacak bir yükü karşılayabiliyor. Ancak bu şekilde tonla yenilenebilir enerji kurulumunu bağlayacak şebeke yok. Bundan dolayı yeni yeni yüksek gerilim hatları da döşenecek bir sürü. Hatta Türkiye'de de bir DC hat yapılacakmış ileriki dönemlerde. Rüzgâr santralleri batarya depolamalarla planlanıyor artık. Gece elektrik ucuzken santral şebekeye az enerji satıp bataryalarını şarj edip gündüz ihtiyaç olan saatte bataryalarındaki enerjiyi satabilecek şebekeye vs. Çok değişik şeyler olacak, çok hareketli ve beğendiğim bir sektör. Ha mutlaka yanlış uygulamalar oluyor ama her şey mükemmel değil ne yazık ki.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sis651 -- 12 Ocak 2025; 20:14:24 >




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.