500 Yıl Sonra Geçmişe Gidilir Mi? (6. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: cumuk1

500 yıl sonra gecmise gidilseydi suan neden 500 yil gelecekten gelen biri yok?

quote:

Orijinalden alıntı: Mushi-Shi

quote: Orijinalden alıntı: cumuk1 500 yıl sonra gecmise gidilseydi suan neden 500 yil gelecekten gelen biri yok?

Belki de insanoğlu henüz geçmişe gidebilecek kadar gelişmiş değildir.

quote:

Orijinalden alıntı: Leonardo Ryzov

Zamanda yolculuk gelecekte bulunmuş olsaydı şuan aramızda gelecekten gelen insanlar olurdu. Yani ne 500 ne de 5000 yıl sonra böyle bişey olmayacak.

quote:

Orijinalden alıntı: - Black Widow -

quote: Orijinalden alıntı: Sarısin quote: Orijinalden alıntı: - Black Widow - quote: Orijinalden alıntı: A2ad gidemezsin çünkü zaman diye birşey reel dünyada yok sadece insan zamanı hayatını kolaylaştırmak için bir ölçü birimi olarak yarattı. yani dünyada dün yarın geçen hafta akşam 1 saat sonra 10 dakika sonra diye şeyler yok, sadece şu an ekrana bakarken yaşadığın "şu an" var, 3 dakika sonra cevap yazdığın an yok 3 dakika sonra da "şu an" var. olmayan şeyin içinde ileri geri gidemezsin, gidemeyeceksin, teknolojiyle alakası yok. Zaman 3 boyutun dinamizmidir. Olayların oluşturduğu bir zincirdir. Zaman vardır. Bir kablonun bir uçtan bir uca uzanması gibi zamanda 3 boyutlu mekanın uzaması ve genişlemesidir. Zaman geçmiş, şu an, gelecek olarak belirli-belirsiz olasılıklar ile çok yönlü olabilecek bir şekilde uzanır. Kütle artışı 3 boyutlu materyalin dinamizmini azaltır ve kütle çekim etkisi arttıkça zaman- yani olayların ilerleyişi yavaşlar. Uçaklarda ve yerde kullanılan çok hassas saatler ve mekanizmalar kullanılarak yapılan deneylerle bu kanıtlanmıştır. Bu yüzden dağın tepesinde yaşayan bir insan yerçekimi etkisinden daha uzakta olduğu için denize 0 yaşayan bir insandan daha hızlı yaşlanır. Kütleden uzaklaşmak olaylar zincirini hızlandırır. Hız arttıkça ağırlık artar ve zaman yavaşlar. Işık hızına yakın bir hız ile dünyadan birkaç dakikalığına uzaklaşıp geri geldiğinizde dünyada 100 yıl gibi absürd zamanların geçtiğini görmüş oluruz. Zamanda geriye gitmek mümkün mü bilemiyorum ama ileriye gitmek mümkündür. Olaylar zinciri- yani zaman değişkendir. Zaman yoktur diyene gülerler. Yüksek yerlerde yaşayıp hızlı yaşlanmak insan vücudunun fizyolojisi ile alakalı bir şey ben de size gülüyorum

Dostum fiziği hesaba katmadan olaylardaki en basit bilimsel sebebe bakıyorsunuz. Evet, yer çekimi insan fizyolojisini etkiliyor ve bundan dolayı insan daha çabuk yaşlanıyor. Peki biyolojik faaliyetler nasıl oluşuyor bir düşün bakalım. Fiziksel ve kimyasal yasalar çerçevesinde. Bizler fizik kuralları sonucu ortaya çıkan moleküllerin uzun doğal seleksiyon süreçleri ile elenmesi sonucu ortaya çıkmış karmaşık makineleriz ve her makinede olduğu gibi dış fiziksel faktörler bizim - yani makinenin işleyişini - dolayısıyla zaman-mekanı etkiler.

Dünya gezegeni kütlesi ile çekim kuvveti alanı yaratarak biyolojik faaliyetleri - olay zincirlerini yavaşlatır, bu alandan, merkezden uzaklaşıldıkça olaylar, reaksiyonlar hızlanır o yüzden daha hızlı yaşlanırız. Fizyolojik faaliyetler niye yavaşlar veya hızlanır ? Çünkü yerçekimi biyolojik olaylar zincirini - yani zamanı yavaşlatır. Çünkü kütle zamanı büker. Fizikte zaman mutlak ve bizden bağımsız soyut bir kavram değil, mekan, varlık ve uzay ile bütündür ve etkileşim halindedir. Uzay-Zaman veya Zaman-Mekan.

Stephen Hawking - Zaman'ın Kısa Tarihi'nden Bir Alıntı:

""Yine de kütleçekimi zamanı mı değiştiriyor, yoksa sadece saatleri mi bozuyor diye sorabilirsiniz. Zemindeki gözlemcinin saatleri karşılaştırmak üzere tavandaki gözlemcinin yanına çıktığını düşünelim.Saatler aynıdır ve iki gözlemci de saniyenin uzunluğu konusunda kesinlikle hem fikirdir. Zemindeki gözlemcinin saatinde herhangi bir sorun yoktur; nerede ne olursa olsun yerel zamanın akışını ölçebilmektedir. Tıpkı, görelilik hareketlerinde gözlemciler için zamanın farklı aktığını söyleyen özel görelilik kuramı gibi, genel görelilik kuramı da, bir kütle çekimi alanı içinde farklı yüksekliklerdeki gözlemciler için zamanın farklı aktığını söyler. Genel görelilik kuramına göre, yeryüzüne yakın olunduğunda zaman daha yavaş akacağından, zemindeki gözlemci sinyaller arasındaki zamanı ölçtüğünde bu bir saniyeden kısa olacaktır. Alan güçlü oranda etki güçlüdür. Newton'un hareket yasası uzaydaki mutlak konum düşüncesinin sonu olmuştu, şimdi genel görelilik kuramının mutlak zaman kavramının işini bitirdiğini görüyoruz.

Bu kestirim 1962'de, bir su kulesinin tepesine ve dibine yerleştirilen saatlerle denendi. Kulenin dibine yerleştirilen ve yeryüzüne yakın olan saatin, genel görelilik kuramına tamamen uygun olarak daha yavaş çalıştığı gözlendi. Uydulardan gelen sinyallere bağlı olarak çalışan çok duyarlı seyir sistemlerinin geliştirilmesi ile, yeryüzünün değişik yüksekliklerinde bulunan saatlerin hızları arasındaki fark büyük bir önem kazandı. Genel görelilik kuramının kestirimleri göz ardı edildiğinde, konum hesaplarında millerle ölçülen yanlışlar yapılabilir. Biyolojik saatlerimiz de zamanın akışındaki değişikliklerden aynı ölçüde etkilenir.""

Fizyolojini temel özelliği, incelediği sistemlerin durağan değil dinamik olmasıdır. Hücrelerin işlevleri, en yakın çevresindeki değişikliklere(!) bağlı olarak sürekli değişir ve her canlı, gerek temel yaşam birimi olan hücrenin iç değişikliklerinden, gerek etkileşim içinde olduğu dış ortamın değişikliklerinden(!) kaçınılmaz biçimde etkilenir.

Daha izlemediğim Interstellar filmi üzerinden şahsımla alay eden çok bilmiş arkadaş Hawking radyasyonunu ve karadelik buharlaşması kuramlarını biliyor ama hızın zamanda yaratacağı etkilerden ve zamanın eğilmesi sonucu
oluşabilecek farklılıklardan bir haber. İnsanları teori ve kanun arasındaki farkı bilmemek ile suçlayıp eski karadelik teorilerine, ortaya sürülen yeni karadelik teorileri ile cevap vermek ise nasıl bir mentalitenin ürünüdür, anlamış değilim. Karadelik teorilerine göre karadeliklerde ışık ve zaman kırılması çok yüksek seviyelerdedir, karadelik Hawking radyasyonu yayarak kütle kaybeder, kutuplarından yutamadığı materyeli püskürtür ve en sonunda tamamen buharlaşır. Yani sizin ve cevap verdiğiniz arkadaşın dediği teoriler kabul görmektedir ayrıca karadeliklerin ve varsa eğer - Hawking parçacıklarının zaman-mekan ile ilişkisi üstünde en çok kafa yorulan konulardan birisidir. Karadelikler dolaylı yoldan ışık ve diğer nesneler üstünde yaptığı kütle çekimsel bükme etkisi ile tespit edilir. Dolayısıyla yukarıda değindiğim gibi zamanı çok güçlü yerçekimleri ile bükerler.

"Şu an" diyorsunuz ama "şu an" bir statik değil işte. Siz zamanın içinde ilerliyorsunuz, zihne dayatma olarak koyduğunuz "şu an" sabit kalmıyor, ilerliyor, değişiyor ve bunu mekandan bağımsız olarak yapmıyor. İşte fizikte buna zaman denir. Yani zaman ve mekan bir bütün. Varlığın, maddenin olmadığı yerde zaman yoktur. Gördüğün bütün maddesel dinamizm zaman tanımına girer.

Zaman-mekan-olaylar eğilip büküldüğü için zamanda yavaşlayıp herkesi öne alarak geleceğe gitmek mümkündür. Teknoloji ile de bir alakası mevcut olabilir.

Sizinde teorilerini alıntıladığınız Stephen Hawking'ten bir alıntı yapalım:

""Geleceğe yolculuk yapmak mümkündür. Yani görelilik, bizi zamanda ileriye sıçratacak bir zaman makinesi yaratmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Zaman makinesinin içine girersiniz, beklersiniz, dışarı çıkarsınız ve Dünya'da geçen zamanın, sizin makinede geçirdiğiniz zamandan çok daha fazla olduğunu görürsünüz. Günümüzde bunu yapabilecek teknolojiye sahip değiliz, ancak bu sadece bir mühendislik sorunu; biz yapılabileceğini biliyoruz.""

quote:

Orijinalden alıntı: Assassin2016

Zamanda geriye gelen varsa bile belli olacağını, kendisini belli edeceğini sanmıyorum.

Şu Hadron Çarpıştırıcısı'nın bir hatasından sonra zaman yolcusunun sabote ettiği yönünde iddaalar vardı;

http://www.cnet.com/news/man-arrested-at-large-hadron-collider-claims-hes-from-the-future/