Şimdi Ara

A Torinói ló - Turin Horse (2011) | Béla Tarr (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
32
Cevap
1
Favori
1.622
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: diminishedtriad

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mat35

    Elimden geldiğince FPS tutmayan filmleri senkronlayıp veriyorum, aslında bizlerin bir altyazı koyma yeri olsa çok güzel olacak o altyazı sitelerinen ayrıldım anlaşamadım.

    Sizinki de uğraştırıcı işmiş. Bazı filmlerin gerçekten uyumlu alt yazısı bulunmuyor, sizin gibi uğraşanlar sayesinde izleme fırsatını yakalıyoruz. Keşke o sitelerden ayrılmasaydınız, zaten hepi topu iki tane adam akıllı alt yazı sitesi var, umarım zamanla çoğalır alt yazı siteleri.

    Şimdi bir saglam site arıyorum oraya verecegim yada elimde tutacagım altyazıları.
    Bir filmle bazen 8 saat ugraşıyorum cidden zor iş ellerim tutmuyor artık.




  • Umarım bulursun öyle bir site. 8 saat mi Gerçekten uğraştırıcıymış, kolay gelsin.
  • Sessizlik ve karanlığın uyum içinde olduğu insanlığa ağıt niteliğinde ağır bir film.Güzel bir başyapıt.Umarım Bela tarr kararından vazgeçer ve yeni bir film daha çeker.Bu arada Reha Erdem izledikten sonra ağlamış bu filmi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Federico Fellini -- 9 Nisan 2013; 0:43:32 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Federico Fellini

    Sessizlik ve karanlığın uyum içinde olduğu insanlığa ağıt niteliğinde ağır bir film.Güzel bir başyapıt.Umarım Bela tarr kararından vazgeçer ve yeni bir film daha çeker.Bu arada Reha Erdem izledikten sonra ağlamış bu filmi.

    Bela Tarr'a da geçtin demek. Tarr'sız sinema sinema değildir, ne var ki, sinemayı bırakmış gül gibi yönetmen. Bu arada yeri gelmişken belirteyim, Tarr'a anlatım biçimi, çekim teknikleri açısından ilham olan en önemli yönetmen, onun yurttaşı Miklós Jancsó'dur. Hatta Bela Tarr'ı idrak edebilmemiz için Jancsó filmleri izlemeliyiz.





    Benim izlemediğim, alt yazısı olan bir bu filmi kaldı,



    Jancsó'nun filmleri güzeldir fakat, Macaristan'ın yakın tarihi ile ilgilidir. O yüzden izledikten sonra biraz tarih sayfalarını karıştırmak gerekebilir. Yönetmenin soğuk bir çekim tekniği vardır. Ahan da ağabeyimiz bu oluyor
     A Torinói ló - Turin Horse (2011) | Béla Tarr




  • quote:

    Orijinalden alıntı: diminishedtriad


    Tarr'dan sonra bu yönetmene geçecektim zaten.Daha sonra da Zoltan Fabri filmlerine bakacam.Yani anlayacağın Macar yönetmenlerden gidecem bu aralar,tek sıkıntı filmlerini kimse indirmediği için indirmek zaman alacak.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Federico Fellini

    Tarr'dan sonra bu yönetmene geçecektim zaten.Daha sonra da Zoltan Fabri filmlerine bakacam.Yani anlayacağın Macar yönetmenlerden gidecem bu aralar,tek sıkıntı filmlerini kimse indirmediği için indirmek zaman alacak.

    Bir aralar ben indiriyordum bak tüh Birkaç hafta sürecek anlaşılan senin filmlerin inmesi ben Afrika menşeli filmleri bir ayda filan indirmiştim, bendeki de azim Zoltán Fábri'nin A Pál utcai fiúk (1969) filmini izlemiştim ben de, güzel ve manalı bir filmdi. Yalnız Macar sinemasının mutfağı biraz fakir denebilir. Çünkü orada, diğer savaş mağduru Avrupa ülkeleri gibi sinema okulları kurulmamış olabilir bildiğim kadarı ile. Çekler ve Polonyalılar bunu başarmış mesela. Bu üç Macar yönetmenin yanında yeni dönemden György Pálfi var, onun Taxidermia (2006) filmini izlemiştim. Rahatsız eden bir film ama çok özgün bir sonu var. Unutmadan bir de hâlâ yaşayan István Szabó var. O da önemli bir yönetmen. Bir de şu film var Macar menşeli, ilk izlediğim Macar filmi olabilir. Beğenmiştim.



    Bela Tarr'ın tarzına yakın bir film izlemek istersen de Estonya yapımı (içinde biraz Bergman ve biraz da Den brysomme mannen bulunan) Püha Tõnu kiusamine (2009) filmini öneririm. Harikadır.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: diminishedtriad



    Umarım biri denk gelir de bütün filmleri indiririz beraber. Bu filmi indirmiştim duruyor,bir ara izlerim.Szabo'ya da zaman gelecek öncelikle şu yönetmenler bitsin de,Mephistosunu merak ediyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Federico Fellini

    Umarım biri denk gelir de bütün filmleri indiririz beraber. Bu filmi indirmiştim duruyor,bir ara izlerim.Szabo'ya da zaman gelecek öncelikle şu yönetmenler bitsin de,Mephistosunu merak ediyorum.

    Ara sıra Türk bayrağı çıkıyor heyecanlanıyorum, benle birlikte bu filmleri indiren başka Türkler de var diye Mephisto şahanedir. En olumlu tarafı da baş rol oyunculuğudur.




  • Film aslında hareketli, modern çağın insanları olan bizleri yavaşlatmaya teşvik ediyor. Zihnimizin nasıl bir yoğunluk ve kargaşa içinde olduğu gerçeğini kabul edersek filmden sıkılma nedenimizi anlarız. Bu kadar yavaş ve tekrar eden bir yaşam bedenlerimizi aşan zihinlerimiz için tahammül edilir değil ne yazık ki. Yaşamımızdaki 30 saniyelik bir boşlukta bile cep telefonuna sarılan insanlar olduğumuzu hatırlayalım :) Gerçek bir sabır göstererek filmi büyük bir dikkatle izleyen insanlar için, bir an idrak kapıları açılabilir, yaşam başka bir pencereden daha farklı görünebilir. İzleyiciye göre farklı anlam ve çıkarımlar yaratabilecek potansiyelde bir film olduğunu söyleyebilirim. Benim çıkarımlarım arasında yalnızca hayatta kalmaya odaklanan insanların tamamen sorgusuz ve mekanik bir yaşam içinde oldukları mesajı vardı. Filmde hayatta kalmak; o an şartlarına göre her gün aynı yemeği yemek, kuyudan su çekmek, uyumak, uyanmak ve bunu tekrar etmek şeklinde en dramatik haliyle ele alınmış. Günümüz gerçekliği açısından bakarsak durumlar arasında değişen hiç bir şey yok aslında! Hayatta kalmak, beslenmek, barınmak,korunmak için koşturuyor, düşünüyor, çalışıyor, tüketiyor, yiyor, içiyor ve yaşıyoruz. Ve en temel korkumuz olan "hayatta kalmak" modern yaşamımızda yüzünü değiştirse de işsiz kalmak, az kazanmak, borçlanmak, borçlarımızı ödeyememek, yettirmeye çalışmak gibi durumlarla kendini gösteriyor. Korku aynı, yalnızca şekil değiştirdi ve çok daha derinlere gömüldü aslında! Bu temel korkumuzu farketmemiz zorlaştıkça modern çağın insanları olarak daha mekanik hale geliyoruz, tamamen otomatik! Duygularımızla bağımız her geçen zaman zayıflıyor, duyarlılığımız azalıyor, daha hızlı, daha aksiyon dolu, daha adrenalin yüklü yaşamlara sürükleniyoruz ve aşkları bile tüketiyoruz. Filmdeki at, tamamen yeme, içme, barınma gibi temel içgüdülere saplanıp kalmış ve içsel olarak yol alamamış insandan daha erdemli anlatılıyor. Hayatta kalma korkusunu bir kenara bıraktığında kölelikte sona eriyor. Ve evden ayrılırken arabayı at yerine kız çekiyor. Bu da, içgüdülerin önüne geçtiğinde erdemi ve onuru nasıl kazanacağını ifade ediyor. İnsanı dört boyutlu bir varlık olarak ele alan bir bakış açısıyla, beden boyutunun önüne geçemeyen ve yalnızca bedenin ihtiyaçlarına yönelik yaşayan insanın, karanlıkta kalacağı ve kendi sonunu yalnızca kendisinin getireceği anlatılmak istenmiştir. Tanrı yok ve sen yalnızsın! Hayatta kalmak için savaşmadığında korku ortadan kaybolur ve sen bir anda Tanrı olduğunu hatırlarsın. :)




  • Up diyelim.
  • Atmosferi en guzel filmler listemde baslari oynar o derece saglam film.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu filmi izlemeyi düşünüyorum ama film hakkında okuduklarıma göre film Nietzsche'yle fazlasıyla özdeşleştirilmiş, daha önce Nietzsche okuması yapmış olmak gerekli midir filmin hakkını vermek için? Filmdeki atın hikayesini biliyorum sadece ancak daha önce Nietzsce okumadım, Bela Tarr filmi de izlemedim, hava da kalacaksa erteleyim diyorum bu filmi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.