Şimdi Ara

A Torinói ló - Turin Horse (2011) | Béla Tarr

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
32
Cevap
1
Favori
1.622
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • A Torinói ló

     A Torinói ló - Turin Horse (2011) | Béla Tarr

     A Torinói ló - Turin Horse (2011) | Béla Tarr


    'Friedrich Nietzsche, 3 ocak 1889′da Torino’da, Via Carlo Alberto’daki 6 numaralı kapıdan sokağa adımını atar. Belki yürüyüş yapmak, belki de postaneden mektuplarını almaktır amacı. Kendisine uzak olmayan ya da fazlasıyla uzakta kalan bir fayton sürücüsü inatçı atına söz dinletemiyordur. Faytoncunun tüm baskılarına rağmen, hareket etmeyi reddediyordur at. Sonra, ismi muhtemelen Giuseppe Carlo Ettore olan faytoncunun sabrı taşar ve kırbacını eline alır. Nietzsche, kalabalığın yanına gelir ve o ana dek öfkeyle köpüren sürücünün acımasız sahnesini sona erdirir. Sağlam yapılı ve gür bıyıklı Nietzsche, birden faytona atlar ve kollarını atın boynuna dolayıp hıçkırarak ağlamaya başlar. Olaya şahit olan diğerleri, Nietzsche’yi evine bırakır. İki gün boyunca bir divanda hareketsiz ve sessizce dinlenir Nietzsche. Ta ki son sözlerini mırıldanıncaya dek: “mutter, ich bin dumm!” (anne, ne aptalım!) ve yaşamının kalan son on yılını, uysal ve delirmiş bir şekilde annesinin ve kız kardeşlerinin himayesi altında geçirir. Atın akıbeti hakkında ise hiçbir şey bilmiyoruz…'
    Film bu anlatımla başlıyor, ve sanki Nietzsche'nin kafasının içinde devam ediyor. Yoğun iç karartıcı duygular ve hiçlik hisleri içerisinde filmle beraber -biz de- altı gün yaşıyoruz.

    Düşünmek, sorgulamak isteyenlerin, her şeyin neticesinin bir hiçten ibaret olduğunu kabullenenlerin filmi A Torinói ló. Metacritic’de gezinirken tesadüf ettiğim bir film. Uzun süredir böyle bir film arıyordum. Bulduğuma da epey mutluyum. Bu film benim için sinemadaki son nokta. Bundan sonra izleyeceğim (belki de) ve bundan öncesinde izlemiş olduğum filmlerin en üstüne çıkabilmiş, çıkabilecek bir film Torino Atı. Bana filmi sevdiren bir kere filmin yönetmeninin (Bela Tarr) Haneke tarzında çekmiş olması bu filmi. Daha da önemlisi ise Friedrich Nietzsche’nin felsefesi altında inşa edilmiş bir film olması.

    Filmde üç ana karakter var. Biri Nietsche’nin boynuna sarılıp ağladığı Torino Atı, diğerleri, baba rolündeki Ohlsdorfer ve Ohlsdorfer’in kızı. Filmdeki dünyada bir karmaşa hâkim. Dışarıda bitmek bilmeyen bir fırtına, içeride her gün tekrarlanan, yaşamak için elzem olan uğraşlar var. Bu fırtına bana göre oluşumu, dönüşümü, değişimi anlatıyor. Öyle ki fırtına sona erdiğinde hayat da yavaş yavaş sona eriyor. Işıklar sönüyor. Sobadaki köz küle dönüyor. Ve Tarr’ın dünyası bir hiçliğe bürünüyor.

    Filmdeki nesneler ise, her gün yenen patates, sabah kalkar kalkmaz içilen Palinka ve her sabah kızın iki kovayla gittiği su kuyusu.

    Yalnızca filmin sonundan bir şey bekliyorsanız, filmde ihtişam, gösteriş olsun diyorsanız, filmin bütününü kapsayan sağlam bir felsefeden bana ne diyorsanız izlemenizi tavsiye etmem. Sıradan bir film değil zaten. Düşünsel açıdan epey ağır bir sanat filmi.

    Beni şaşırtan başka bir şey ise, bunca piyasa filminin hüküm sürdüğü sinema sektöründe böylesi bir filmin çekilebilmesi. Yönetmenin diğer filmlerine de göz atacağım, umarım gerisi de gelir. Ki ‘sinema izleyici’sini ve felsefe meraklılarını doyuran bir filmdi.

    Nietzsche ve felsefe hayranlarına tavsiyemdir.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >







  • listeme ekliyorum, güzel bir inceleme olmuş dikkatimi çekti film.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DarkLuck.

    listeme ekliyorum, güzel bir inceleme olmuş dikkatimi çekti film.

    Teşekkür ederim. Filmi izledikten sonra nette filmin analizini incelemenizi öneririm. Filmi daha iyi kavramak için başka fikirlere de ihtiyaç olabiliyor.
  • Diğer konudaki yorumumu buraya da yapıştırıyorum. Maksat filmi daha fazla kişi görsün ki bize iyicene sövsünler bu nasıl film diye


    Baştan belirteyim, bu filmi çoğu kişi beğenmeyebilir. Aynı sahneleri izlerken ben de biraz sıkıldım.
    Filmi anlamak ve beğenmek için izlemekte yetmiyor maalesef.
    Bir kaç inceleme okumak gerekiyor, o zaman anlıyorsunuz herşeyi ve hayran kalıyorsunuz

    Klasik bir Bela Tarr filmi. Kendisi "en radikal filmim" diyor.
    Görsellik, oyunculuk, kamera kullanımı ve müzik fevkalade. Başlangıç ve bitiş sahneleri mükemmel.


    "Her neye dokundularsa, ki her şeye dokundular, onu değersizleştirdiler".
    Çingeneler geliyor. Kızın babası hiddetleniyor; "Çık ve kov şunları, ne bekliyorsun?" Çingeneler kuyudan su içiyor ve giderken bağırıyorlar;
    "Bu su bizim, toprak bizim. Zayıfsınız! Zayıfsınız!. Geberin! Geberin! Geberin!." Nitekim ertesi gün kuyu taşla doluyor. Bilirsiniz ki su yoksa hayatta yoktur
    Bir de yönetmen yozlaşma ve savaş suçlusu olarak Amerika'ya giydirmiş, bu ayrıntıyı da gözümden kaçmadı


    Yekta Kopan filmin anlaşılmayan yönünü çok iyi açıklamış bence. Buradan okuyabilirsiniz

    8.0



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DaRKN' -- 30 Mayıs 2012; 5:09:17 >




  • @talhagercek sen de filmin başka yönlerine değinmişsin, eline sağlık.

    Aslında ben de bu film hakkında bayağı bir şey yazmıştım ama başka bir konunun içindeydi sanırım. Fakat bence bu film herkese farklı şeyler düşündürten bir film. Yekta Kopan'ın yorumunu da okudum, çok beğenmedim. Bu film için çok yetersiz kalmış. Tarr da öyle düşünüyor belki ama bu film benim için öylesine bir film değildi. Bana anlattıkları vardı muhakkak. Ve bu şeyler benim zihnimdekilerle örtüşüyordu. Doğrusu da herkes gibi ben örtüştürdüm her ikisini.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: diminishedtriad

    @talhagercek sen de filmin başka yönlerine değinmişsin, eline sağlık.

    Aslında ben de bu film hakkında bayağı bir şey yazmıştım ama başka bir konunun içindeydi sanırım. Fakat bence bu film herkese farklı şeyler düşündürten bir film. Yekta Kopan'ın yorumunu da okudum, çok beğenmedim. Bu film için çok yetersiz kalmış. Tarr da öyle düşünüyor belki ama bu film benim için öylesine bir film değildi. Bana anlattıkları vardı muhakkak. Ve bu şeyler benim zihnimdekilerle örtüşüyordu. Doğrusu da herkes gibi ben örtüştürdüm her ikisini.

    Hocam Domates Kızartması'da değinmiş, filmin konusunda epey yorumladık diye fakat ben konuda pek bir şey göremedim.

    Senin de söylediğin gibi, farklı bir konun altında tartıştınız herhalde.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: talhagercek

    Hocam Domates Kızartması'da değinmiş, filmin konusunda epey yorumladık diye fakat ben konuda pek bir şey göremedim.

    Senin de söylediğin gibi, farklı bir konun altında tartıştınız herhalde.

    Buldum konuyu

    http://forum.donanimhaber.com/m_61073536/mpage_1/f_/key_//tm.htm#61073536
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: diminishedtriad

    Buldum konuyu

    http://forum.donanimhaber.com/m_61073536/mpage_1/f_/key_//tm.htm#61073536

    Eyvallah, hemen gözatıyorum
  • doğru ya satantango konusunda tartışmıştık

    kusura bakma talha hocam karıştırdım
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Domates Kızartması

    doğru ya satantango konusunda tartışmıştık

    kusura bakma talha hocam karıştırdım

    Estağfurulah sıkıntı yok
  • Biraz önce izledim. İzlediğim en sıkıcı ama en güzel filmdi diyebilirim Çekimleri çok sevdim özellikle o pencereden çekilenler çok güzeldi. Oyuncular başarılıydı sanki gerçeklerdi Konusu da güzel zaten ama Bela Tarr amcanın son filmi olmuş bu bi daha çekmeyecekmiş daha bir filmini izlememe rağmen üzüldüm.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: synchro

    Biraz önce izledim. İzlediğim en sıkıcı ama en güzel filmdi diyebilirim Çekimleri çok sevdim özellikle o pencereden çekilenler çok güzeldi. Oyuncular başarılıydı sanki gerçeklerdi Konusu da güzel zaten ama Bela Tarr amcanın son filmi olmuş bu bi daha çekmeyecekmiş daha bir filmini izlememe rağmen üzüldüm.

    yanlış yaptın son filmini izleyerek nedir bu son filmini izleme furyası anlamadım

    neyse,beğendiğine sevindim bunu sevdiysen diğerlerine bayılırsın muhtemelen




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Domates Kızartması

    quote:

    Orijinalden alıntı: synchro

    Biraz önce izledim. İzlediğim en sıkıcı ama en güzel filmdi diyebilirim Çekimleri çok sevdim özellikle o pencereden çekilenler çok güzeldi. Oyuncular başarılıydı sanki gerçeklerdi Konusu da güzel zaten ama Bela Tarr amcanın son filmi olmuş bu bi daha çekmeyecekmiş daha bir filmini izlememe rağmen üzüldüm.

    yanlış yaptın son filmini izleyerek nedir bu son filmini izleme furyası anlamadım

    neyse,beğendiğine sevindim bunu sevdiysen diğerlerine bayılırsın muhtemelen

    Satantangoyu indirmiştim ilk süresini görünce caydım bu filmde kuzenimde vardı orda izledim




  • quote:

    Orijinalden alıntı: synchro

    Biraz önce izledim. İzlediğim en sıkıcı ama en güzel filmdi diyebilirim Çekimleri çok sevdim özellikle o pencereden çekilenler çok güzeldi. Oyuncular başarılıydı sanki gerçeklerdi Konusu da güzel zaten ama Bela Tarr amcanın son filmi olmuş bu bi daha çekmeyecekmiş daha bir filmini izlememe rağmen üzüldüm.

    Film amacına ulaşmış aynen devam




  • bluray çıktı sanırım,bi kaç paylaşım gördüm brrip

    1080p falan çıkarsa varya
  • Bluray mi çıkmış Benim harddisk doldu, fenayım, yeni film bile kaydedemiyorum, ben yine divxe talim Zaten izlediğim filmi 2. bir defa daha izleyemiyorum, ama senin için iyi olmuş Domates
  • İlk altyazıyı senkronlayıp veren kişi saylırım 10 ay önce.
  • @Mat35 Sayenizde izleme şansı bulduk o zaman bu güzelim filmi. İzleyenler adına teşekkür ederim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: diminishedtriad

    @Mat35 Sayenizde izleme şansı bulduk o zaman bu güzelim filmi. İzleyenler adına teşekkür ederim

    Elimden geldiğince FPS tutmayan filmleri senkronlayıp veriyorum, aslında bizlerin bir altyazı koyma yeri olsa çok güzel olacak o altyazı sitelerinen ayrıldım anlaşamadım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mat35

    Elimden geldiğince FPS tutmayan filmleri senkronlayıp veriyorum, aslında bizlerin bir altyazı koyma yeri olsa çok güzel olacak o altyazı sitelerinen ayrıldım anlaşamadım.

    Sizinki de uğraştırıcı işmiş. Bazı filmlerin gerçekten uyumlu alt yazısı bulunmuyor, sizin gibi uğraşanlar sayesinde izleme fırsatını yakalıyoruz. Keşke o sitelerden ayrılmasaydınız, zaten hepi topu iki tane adam akıllı alt yazı sitesi var, umarım zamanla çoğalır alt yazı siteleri.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.