Şimdi Ara

Adeviye Meydanı ve Kararlar (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
286
Cevap
2
Favori
6.742
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Allah yardımcıları olsun #direnadeviye
  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: Yettim Bre

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    demokrasinin düzgün işlemesi için halkın eğitimli olması gerekir.
    Tarım toplumu ile sağlıklı bir demokrasi inşa edemezsiniz.
    Çünkü gidip en kötüsünü seçebilirler.
    Demokrasinin düzgün işlemesi için eğitimli ve kültürlü bir toplum gerekir.
    Zaten böyle bir toplumda, toplumun kendi bilinci oluşur.


    adama göre sistem diyorsunuz yani. yazık! bu ne cehalettir! bir milletin eğitimli olup olmadığını nasıl ve kimler ölçecek, biçecek?

    eğitimli diye okullarda verilen (eğitimsiz) öğretimden bahsediyorsanız sizden büyük eğitimli yoktur. Ve bu eğitimli(!) halinizle siz milleti"eğitimli ve eğitimsiz" diye sınıflandıracaksanız vay bu zavallı milletin haline.

    size Hindistan'daki "kast" sistemini öneririm, tam size göre..


    ne biçim adamlarsınız.
    Halk eğitimli ve kültürlü olursa demokrasi düzgün işler.
    İnsanlar %1'in bile şikayetlerini dinler.
    Toplum eğitimli ve kültürlü olursa zaten kimse kimsenin özgürlüğüne karışmaz.
    Okullardaki eğitim çok kötü. Ben okullardaki eğitim çok iyi demedim zaten.
    Büyük şehirlerdeki okullar ile köylerdeki okullar neredeyse aynı eğitim seviyesine sahip olmalı diyorum.
    Kast sisteminde nerede var bu kadar eşitlik?
    Demokrasinin iyi işlemesi için halkın bütün kesimlerinin iyi eğitim almış olması lazım.
    Elbetteki eğitim farklılıkları olacak ancak arada uçurum olmayacak.
    Yoksa en çok oy alan diğer herkesi döver.Bu mu senin demokrasi anlayışın.


    Öyle bir konuşuyorsun ki.... Seni okuyanlar zannedecek ki "halk demokrasi içindir. " . Yahuu biraz mantıklı ol! At bakışı bakma.. Demokrasi, Cumhuriyet, Kominizim, Emperyalizm vs.vs. bunlar hep insanlar için kurulmuş düzenlerdir. Sen hiç bir filozoftan şöyle bir söz işittin mi : " Bu çıkardığımız rejim için bir ön şartımız var; halk eğitimli olmalı." Rejimler, sistemler halkı iyi duruma getirmek içindir zaten. eğitimi verecek olan onlardır zaten halka.
    Biraz eğitimli olun yahuu.. lütfen!




  • İnsanlar ölüyor.bu iğrenç bir şey

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yettim Bre

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: Yettim Bre

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    demokrasinin düzgün işlemesi için halkın eğitimli olması gerekir.
    Tarım toplumu ile sağlıklı bir demokrasi inşa edemezsiniz.
    Çünkü gidip en kötüsünü seçebilirler.
    Demokrasinin düzgün işlemesi için eğitimli ve kültürlü bir toplum gerekir.
    Zaten böyle bir toplumda, toplumun kendi bilinci oluşur.


    adama göre sistem diyorsunuz yani. yazık! bu ne cehalettir! bir milletin eğitimli olup olmadığını nasıl ve kimler ölçecek, biçecek?

    eğitimli diye okullarda verilen (eğitimsiz) öğretimden bahsediyorsanız sizden büyük eğitimli yoktur. Ve bu eğitimli(!) halinizle siz milleti"eğitimli ve eğitimsiz" diye sınıflandıracaksanız vay bu zavallı milletin haline.

    size Hindistan'daki "kast" sistemini öneririm, tam size göre..


    ne biçim adamlarsınız.
    Halk eğitimli ve kültürlü olursa demokrasi düzgün işler.
    İnsanlar %1'in bile şikayetlerini dinler.
    Toplum eğitimli ve kültürlü olursa zaten kimse kimsenin özgürlüğüne karışmaz.
    Okullardaki eğitim çok kötü. Ben okullardaki eğitim çok iyi demedim zaten.
    Büyük şehirlerdeki okullar ile köylerdeki okullar neredeyse aynı eğitim seviyesine sahip olmalı diyorum.
    Kast sisteminde nerede var bu kadar eşitlik?
    Demokrasinin iyi işlemesi için halkın bütün kesimlerinin iyi eğitim almış olması lazım.
    Elbetteki eğitim farklılıkları olacak ancak arada uçurum olmayacak.
    Yoksa en çok oy alan diğer herkesi döver.Bu mu senin demokrasi anlayışın.


    Öyle bir konuşuyorsun ki.... Seni okuyanlar zannedecek ki "halk demokrasi içindir. " . Yahuu biraz mantıklı ol! At bakışı bakma.. Demokrasi, Cumhuriyet, Kominizim, Emperyalizm vs.vs. bunlar hep insanlar için kurulmuş düzenlerdir. Sen hiç bir filozoftan şöyle bir söz işittin mi : " Bu çıkardığımız rejim için bir ön şartımız var; halk eğitimli olmalı." Rejimler, sistemler halkı iyi duruma getirmek içindir zaten. eğitimi verecek olan onlardır zaten halka.
    Biraz eğitimli olun yahuu.. lütfen!

    Antonidas'ın yazdığı yazılardan sonra "Biraz eğitimli olun yahuu.. lütfen!" bu yazıyı nasıl yazdın anlayabilmiş değilim. Benim anladığım adam diyor ki bir toplumun eğitim seviyesi ne kadar iyi olursa , o toplumu yönetecek kişilerde o derece kalifiye olur ve toplum daha sağlıklı yönetilir. Ama eğitim seviyesinin kötü olduğu ülkelerde insanlar halüsinasyon görüp gelecekleri için yanlış kararlar verebilirler. Ancak senin bu yazılanlardan "Halk demokrasi içindir" algısını çıkarman gerçekten talihsiz bir yorum.
    Ayrıca herkesin düşüncesi eleştirilebilir veya tartışılabilir fakat @Antonidas nickli arkadaşın bu forumda bilgi anlamında takip ettiğim yegane kişilerden biridir. Burada bence sen @antonidas'ın anlatmak istediğini bir türlü anlayamamış olmakla beraber böyle bir cevap verme gereğinde bulunmuşsun.




  • Bazı arkadaşlar "Taksim Olayları" ile karşılaştırmış.Bence bu çok saçma,saçma çünkü şu açıdan ölümleri mi karşılaştırıyoruz?
    Bence hem burada hemde Mısır'da ölen insanlar için üzülmüyorsak insanlığımızdan şüphe etmeliyiz.
    Tamam olayları başlatanlar art niyetli olabilir ama bunlara inanıp sokaklara dökülen saf insanlara saf vatandaşlara oluyor olanlar.
    Taksim olayları ise Duçe'nin de dediği gibi sürekli barış ne mümkün....
    diye devam eden söz gibi uyuyan kesimi uyandırdı ve iktidara da güzel bir ders oldu bu yüzden bu olaylarında haklılığı var çünkü adamlar artık ülkenin sahibi moduna girmişlerdi ve bu ülkedeki kendileri gibi muhafazakar olmayan insanların yaşam biçimini görülür bir şekilde baskı kurmuşlardı.
  • Toplumun tamamını kucaklayamayan iktidar muktedir olamaz.
    Mısırda ve Türkiyede olanlar bunun ispatıdır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sengoku Iori

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yettim Bre

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: Yettim Bre

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    demokrasinin düzgün işlemesi için halkın eğitimli olması gerekir.
    Tarım toplumu ile sağlıklı bir demokrasi inşa edemezsiniz.
    Çünkü gidip en kötüsünü seçebilirler.
    Demokrasinin düzgün işlemesi için eğitimli ve kültürlü bir toplum gerekir.
    Zaten böyle bir toplumda, toplumun kendi bilinci oluşur.


    adama göre sistem diyorsunuz yani. yazık! bu ne cehalettir! bir milletin eğitimli olup olmadığını nasıl ve kimler ölçecek, biçecek?

    eğitimli diye okullarda verilen (eğitimsiz) öğretimden bahsediyorsanız sizden büyük eğitimli yoktur. Ve bu eğitimli(!) halinizle siz milleti"eğitimli ve eğitimsiz" diye sınıflandıracaksanız vay bu zavallı milletin haline.

    size Hindistan'daki "kast" sistemini öneririm, tam size göre..


    ne biçim adamlarsınız.
    Halk eğitimli ve kültürlü olursa demokrasi düzgün işler.
    İnsanlar %1'in bile şikayetlerini dinler.
    Toplum eğitimli ve kültürlü olursa zaten kimse kimsenin özgürlüğüne karışmaz.
    Okullardaki eğitim çok kötü. Ben okullardaki eğitim çok iyi demedim zaten.
    Büyük şehirlerdeki okullar ile köylerdeki okullar neredeyse aynı eğitim seviyesine sahip olmalı diyorum.
    Kast sisteminde nerede var bu kadar eşitlik?
    Demokrasinin iyi işlemesi için halkın bütün kesimlerinin iyi eğitim almış olması lazım.
    Elbetteki eğitim farklılıkları olacak ancak arada uçurum olmayacak.
    Yoksa en çok oy alan diğer herkesi döver.Bu mu senin demokrasi anlayışın.


    Öyle bir konuşuyorsun ki.... Seni okuyanlar zannedecek ki "halk demokrasi içindir. " . Yahuu biraz mantıklı ol! At bakışı bakma.. Demokrasi, Cumhuriyet, Kominizim, Emperyalizm vs.vs. bunlar hep insanlar için kurulmuş düzenlerdir. Sen hiç bir filozoftan şöyle bir söz işittin mi : " Bu çıkardığımız rejim için bir ön şartımız var; halk eğitimli olmalı." Rejimler, sistemler halkı iyi duruma getirmek içindir zaten. eğitimi verecek olan onlardır zaten halka.
    Biraz eğitimli olun yahuu.. lütfen!

    Antonidas'ın yazdığı yazılardan sonra "Biraz eğitimli olun yahuu.. lütfen!" bu yazıyı nasıl yazdın anlayabilmiş değilim. Benim anladığım adam diyor ki bir toplumun eğitim seviyesi ne kadar iyi olursa , o toplumu yönetecek kişilerde o derece kalifiye olur ve toplum daha sağlıklı yönetilir. Ama eğitim seviyesinin kötü olduğu ülkelerde insanlar halüsinasyon görüp gelecekleri için yanlış kararlar verebilirler. Ancak senin bu yazılanlardan "Halk demokrasi içindir" algısını çıkarman gerçekten talihsiz bir yorum.
    Ayrıca herkesin düşüncesi eleştirilebilir veya tartışılabilir fakat @Antonidas nickli arkadaşın bu forumda bilgi anlamında takip ettiğim yegane kişilerden biridir. Burada bence sen @antonidas'ın anlatmak istediğini bir türlü anlayamamış olmakla beraber böyle bir cevap verme gereğinde bulunmuşsun.

    Cahil millet istemeyen cehaletle savaşır. Oturup maval okumaz. Kahve muhabbeti yapmaz. "Demokrasi eğitimli insan ister" mantığı demokrasinin sakat doğum olduğu kanısını da getirir. O zaman milleti eğitimli olana kadar başka bir rejimle sonrasında ise demokrasiyle tanıştıracaksınız yanii... enteresan!!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tfnymc


    quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    Toplumun tamamını kucaklayamayan iktidar muktedir olamaz.
    Mısırda ve Türkiyede olanlar bunun ispatıdır.

    sizden bunları duymak ne güzel

    1950 öncesini özlediniz sanırım,kendi tarihini doğru bilmeden ,kendi milletine düşman olan başka millet var mı?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Demokrasilerde cogunlugun sozu gecer.siz de bunu anlayin. Daha dune kadar azinlik olan sizin sozunuz geciyordu.bu mu demokratik hak. Sizin savindugunuz ve istediginiz sistem ne? Sadece sizin sozunuzun dinlenebilecegi sistem"diktatorluk". O da misirda bolca var simdilerde.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şimdi bazı arkadaşlar öyle şeyler yazıyor ki, trollük yapmamak için zor tutuyorum kendimi ama gene de belli bir çerçevede cevap yazalım;

    Soyadı Başkentimizin önemli meydanına verilmiş cevval ve pek şefkatli(!) bir valimiz vardı, o zatın şu sözü zaten yukarıdaki arkadaşların içine düştüğü çelişkileri ne de güzel açıklar;

    "Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek."

    Haa, yani % bilmem kaçı müslüman olan bir ülkeye (dindardır, değildir ayrı mesele) ne getirilecekse bunu tek parti/elit/oligarşik zümre getirmelidir.

    sizin yıllardır benimsediğiniz motto/felsefe bu zaten.

    Çarıklı memed ağa bunu yapamaz, doğru, köylü adamdan(!) ne beklenir ?

    demokrasiyi özümseyip hayatına uydurması mı ?

    O bol bol mehmet üretsin askere göndersin sürüsüne bereket. Mahsul üretsin bizim ağa babaları yesin. Pek tabii, dağdaki çobanla oyu da eşit olmasın bizim bu yüce zevatların.

    Malum kesimin 90 yıldır zorbalıklarına gelince, demokrasinin getirdiklerine saygı olur,mahkemeye saygı beklenir,
    insanlar yok yere ordudan atılır, memuriyette fişlenir, düzmece senaryolarla "hülayyyn şeriatı getireceklermiş" intibası ile ordular göreve çağrılır.

    Benim hakimim dururşmada çarşaflı kadını çıkardı mahkemeden daha taze taze, siz neyin davasını güdüyorsunuz ? Kim diktatör ? Kim şefkatle kucaklamış vatandaşını ? Daha örnek vereyim mi ?

    Ha, doğru ya biz aksiyon değil, acitasyon adamlarıydık değil mi ? Her şeyden mağduriyet malzemesi çıkarabilirdik.

    Mursi'nin ve Erdoğan'ın yanlışlarını konuşalım elbette. Ama iş demokrasi havariliğine soyununca boyalarınız pul pul dökülür. Şecaatini arz ederken aslında sirkatinizi söylersiniz.

    Rövanşist duygularla yazmadım bunları, amiyane tabirle "oh ne koydular paşalara, gezicilere beah" da demiyorum. Ama işinize gelince üç maymunları oynamayın. Taa konunun en başında dedim, nerede olursa olsun can tatlıdır ve saygı duyulması gereken bir olgudur. Kim bir cana haksız olarak kıymışsa o bütün insanlığı öldürmüş gibidir diyor Kur'anda. Benim ölçütüm budur. Gezi,Mısır Güneydoğu farketmez.

    İnsanların hayatına her kim müdahale ediyorsa elbette eleştirilmelidir. Ama gerçeklere hoşumuza giden zaviyeden bakarak değil.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ahze23

    Demokrasilerde cogunlugun sozu gecer.siz de bunu anlayin. Daha dune kadar azinlik olan sizin sozunuz geciyordu.bu mu demokratik hak. Sizin savindugunuz ve istediginiz sistem ne? Sadece sizin sozunuzun dinlenebilecegi sistem"diktatorluk". O da misirda bolca var simdilerde.

    "Demokrasilerde cogunlugun sozu gecer.siz de bunu anlayin"
    Demişsin bu demokrasiyi bilmediğini gösterir.
    Demokrasi, toplumun her kesiminin mecliste temsil edilmesini sağlar.
    Demokrasi azınlıkların ezilmemesini sağlar.
    Çünkü her toplumda genellikle çoğunluğun sözü geçer.
    İnsanlar sadece devletin belirlediği kurallara göre hayatlarını yaşamazlar.
    İnsanlar içinde bulundukları sosyal düzenin kurallarına da göre yaşarlar.
    Sosyal düzenin kuralları ise geleneklere,göreneklere ve kültüre göre belirlenir.
    Sosyal düzenin kurallarını ise toplumun çoğunluğunu oluşturan kesimler belirler.
    İnsan doğası gereği toplum içinde yaşamak ister. Toplumda kabul görmek ister. Bunun içinde toplumun kurallarına istese de istemese de uyar.
    Bir kral toplumun büyük bir kesiminin kabul etmeyeceği şeyleri kolay kolay yapamaz.
    Kralı değiştirirler yerine yenisini getirirler. Tarihte bunun bir sürü örneği vardır.
    İşte demokrasi tam bu noktada devreye girer.
    Toplumun çoğunluğunun, geriye kalan kısmı ezmemesini sağlar.
    Cahilliğin ve cahil cesaretinin övüldüğü, okumanın ve okuyanın ötekileşitirildiği bir dönemde yaşıyoruz.
    Size tavsiyem, bir şeyler yazmadan önce bir şeyler okumanızdır.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: seçimzabıtkatibi

    Şimdi bazı arkadaşlar öyle şeyler yazıyor ki, trollük yapmamak için zor tutuyorum kendimi ama gene de belli bir çerçevede cevap yazalım;

    Soyadı Başkentimizin önemli meydanına verilmiş cevval ve pek şefkatli(!) bir valimiz vardı, o zatın şu sözü zaten yukarıdaki arkadaşların içine düştüğü çelişkileri ne de güzel açıklar;

    "Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek."

    Haa, yani % bilmem kaçı müslüman olan bir ülkeye (dindardır, değildir ayrı mesele) ne getirilecekse bunu tek parti/elit/oligarşik zümre getirmelidir.

    sizin yıllardır benimsediğiniz motto/felsefe bu zaten.

    Çarıklı memed ağa bunu yapamaz, doğru, köylü adamdan(!) ne beklenir ?

    demokrasiyi özümseyip hayatına uydurması mı ?

    O bol bol mehmet üretsin askere göndersin sürüsüne bereket. Mahsul üretsin bizim ağa babaları yesin. Pek tabii, dağdaki çobanla oyu da eşit olmasın bizim bu yüce zevatların.

    Malum kesimin 90 yıldır zorbalıklarına gelince, demokrasinin getirdiklerine saygı olur,mahkemeye saygı beklenir,
    insanlar yok yere ordudan atılır, memuriyette fişlenir, düzmece senaryolarla "hülayyyn şeriatı getireceklermiş" intibası ile ordular göreve çağrılır.

    Benim hakimim dururşmada çarşaflı kadını çıkardı mahkemeden daha taze taze, siz neyin davasını güdüyorsunuz ? Kim diktatör ? Kim şefkatle kucaklamış vatandaşını ? Daha örnek vereyim mi ?

    Ha, doğru ya biz aksiyon değil, acitasyon adamlarıydık değil mi ? Her şeyden mağduriyet malzemesi çıkarabilirdik.

    Mursi'nin ve Erdoğan'ın yanlışlarını konuşalım elbette. Ama iş demokrasi havariliğine soyununca boyalarınız pul pul dökülür. Şecaatini arz ederken aslında sirkatinizi söylersiniz.

    Rövanşist duygularla yazmadım bunları, amiyane tabirle "oh ne koydular paşalara, gezicilere beah" da demiyorum. Ama işinize gelince üç maymunları oynamayın. Taa konunun en başında dedim, nerede olursa olsun can tatlıdır ve saygı duyulması gereken bir olgudur. Kim bir cana haksız olarak kıymışsa o bütün insanlığı öldürmüş gibidir diyor Kur'anda. Benim ölçütüm budur. Gezi,Mısır Güneydoğu farketmez.

    İnsanların hayatına her kim müdahale ediyorsa elbette eleştirilmelidir. Ama gerçeklere hoşumuza giden zaviyeden bakarak değil.





    Öncelikle şu anki hükümetin yaratmaya çalıştığı yanlış bir algı var.
    Bu ülkeyi sanki hep chp yönetmiş gibi yalan yanlış, bir algı yaratmaya çalışıyorlar.
    Bu ülkede dp, ap,dyp,anap, refah gibi hükümetler de mecliste yerlerini almışlardır.
    O yüzden sanki ülkeyi şimdiye kadar solcular yönetmiş gibi yanlış bir algıya inanmak, Türkiye siyasi tarihi hakkında yeterli bilgiye sahip olmamanın göstergesidir.
    Anadolu'da yaşayan insanlara kötü söz söyleyen insanlardan bahsetmişsin.
    Ancak birileri çiftçiye: Ananı al da git demiştir.
    Atanamayan öğretmene: al oyun senin olsun, git onu gerekli yerlere der demiştir.
    Şehit olan askerlere: kelle demiştir.
    Bu hükümet döneminde Abd askerleri Türk askerinin başına çuval geçirmiştir.
    Yine bu dönemde ülkeyi Irak'a ile savaşa sokmaya ve müslüman kanı dökmeye çalışmışlardır.
    Yine bu dönemde Abd askerleri camileri işgal etmiş ve Kuran-ı Kerim yakmıştır.Sizin adamlarınız ise Abd askerlerine dua etmekteydi.
    Yine bu dönemde terör örgütü artık açıkça vatan üzerinde pazarlık yapmaktadır. Vatandan toprak koparmaya çalışmaktadır. Kendi yönetimini kurmaya çalışmaktadır.
    Yine bu dönemde terör örgütü profesyonel gerilla ordusu kurmaya çalışmaktadır.
    Yine bu dönemde terör örgütüne mensup teröristler yurdun belirli bölgelerinde zafer gösterileri düzenlemektedir.
    Yine bu dönemde vatandaş aşırı vergiler altında ezilmektedir. Sözde ekonomiyi düzeltenler, devletin bütün mallarını satmalarına rağmen, halen Dünya'nın en pahalı benzinini vatandaşa dayatmaktadır. Diğer vergileri saymayayım zaten biliyorsunuz.
    Yine bu dönemde hükümet kendini Osmanlı sanarak, başka ülke içinde iç savaşa doğrudan destek vermiş. Müslümanların birbirini öldürmesine ön ayak olmuştur.
    Özellikle El kaide bağlantılı grupları desteklemişir. Suriye hükümeti ise buna misilleme olarak Reyhanlı'da bomba patlatmış. Bir çok vatandaş hükümetin savaş yanlısı politikaları yüzünden ölmüştür. Bunlar olduğu zaman başbakan ise olay yerine uzun bir süre gitmemiş, onun yerine Abd'Ye gitmiştir. Siyasi görüşmeleri bittikten sonra Silikon vadisi gezmiştir.
    İsterseniz daha da yazayım.
    Yani artık öyle işi boş sözlerle bir yere varamazsınız.
    Her şeyi görüyoruz.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Mesajımda arasına taksim atarak yazdım dedim ki; tek parti veya cumhuriyetin oluşturduğu zümreler/bloklar kendilerini ancak ve ancak bu ülkeye getirilmesi gereken şeylerin tek sahibi olarak görmesinden bahsediyorum.

    Demişsiniz ki bu ülkede her parti mecliste yerini almıştır ancak bir nokta atlanmış mıdır yoksa atlanmak mı istenmiştir bilemedim.

    Madem öyle erbakan hükümeti kurduğunda zorları neydi bu zatı muhteremlerin ? Şeriat mı getirecekti erbakan bu ülkeye de hemen alaşağı edildi ?

    Sistemin bir partisiydi halbuki ?

    zamanında savcının birinin de dediği gibi iktidar olmak muktedir olmak değildir(!). Değil mi ? %99 bile alsalar.

    Öte yandan, her köşeyi tutanları da es geçelim hadi, moğultay örneklerini de es geçelim.

    Hani şu an pek popüler olan bir söz var ya "seçim sadece sandıktan ibaret değil" i zamanında malum cenah yaşattı insanlara . O zümreye göre Demokrasi askeriyeyi parsellemektir,yargıyı parsellemektir, namaz kılanlarla kılmayanları pantolonun ütüsünden takip etmektir.

    Darbeyi iyi darbe, kötü darbe diye ayırmaktır. Adnan Menderesi türlü taciz ve insanlık onurundan öte bir şekilde sallandımaktır.

    Başörtülü anneyi yemin törenine almayıp, polis veya rütbeli yapmayıp ama her ne hikmetse askere almaktır.

    Geçtik.

    Ve istirham ediyorum her geriye dönük eleştiri yapana akpli damgasını vurmaktan artık bir vazgeçin. Sisteme yönelik her eleştiri getiren akp li değildir. İnsanlar partilerin malı da değildir. Benim derdim resmi dayatılmış ideoloji ile.

    Siz bana özellikle başbakanın yaptığı yanlışlardan dem vurmuşsunuz, bunları ben inkar etmedim ki ? Ve tartışalım da demişim zaten.

    İnsanlığın gerektirdiği asgari duyarlılığı beklerdim sizden Mısırda olanlarla ilgili ama heyhat.Zaten daha seçileli 1 yıl olmuş adamı diktatör yaptınız gerçi. Diktatör algılarınız biraz farklı(!) o yüzden olsa gerek.

    Geçtik.

    Yani hala şunu diyemediniz ya, ben daha birşey demiyorum; "Mısırda da ölen insan evladıdır ve darbe iyi bir şey değildir". Merak etmeyin, ölmezdiniz.

    Ayrıca,

    Önceki mesajımdaki noktaları atlayıp beni yakın dönem siyaseti bilmemek ve boş laf konuşmakla itham etmişsiniz.

    Biz yakın tarihi de biliyoruz efendim merak etmeyin, ve eğer bu ülkede boş laf varsa esas malum cenahta mebzul miktarda vardır, biz yutmuyoruz artık o dolmaları.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi seçimzabıtkatibi -- 16 Ağustos 2013; 14:12:54 >




  • Demokrasinin -hele de %51'lik demokrasinin dayattığı-
    çoğunluğun sözü geçer anlayışı,
    zaten baştan hatalı yapılan bir gökdelen gibidir;
    eninde sonunda gürültüyle yerle bir olur.

    Demokrasi bir SEÇİM sistemidir, yönetim biçimi değildir.
    Demokrasi "azınlıkların yönetimde olması"dır.
    Azınlık; etnik azınlık değildir.
    Fikirde, planda, projede, vizyonda azınlıkta kalanların
    ORTAK PAYDA ve ÜLKE ÇIKARLARI doğrultusunda
    biraraya gelip, güçbirliği yapmalarıdır.

    Eğer %51'lik demokrasi sizin için yeterliyse
    tartışacak bir konumuz yoktur.

    Birçok ülkede seçim sisteminin eksikliklerini gidermek
    ve toplumsal uzlaşıyı güçlendirmek için ek yöntemler
    çalıştırılmaktadır.

    Seçim barajı : Meclisin onlarca mozayiğe bölünüp,
    karar alınmasının tıkanmasını önlemek içindir.

    Milletvekillerine ek olarak, parlamenterlerin
    parlamentoyu oluşturması :
    Çılgın bir başbakanın ya da başkanın, gücü eline alıp,
    "heman" diye böbürlenmesini önlemek için ve toy milletvekillerinin
    acemi kararlar almasını engellemek üzere kurulan
    daha çok "katalizör" görevi gören bir mekanizmadır.

    Bu konuda uzman değilim. Ama bir gün pek çok insan
    biraraya gelip de (örn. %51 çoğunlukla) :
    "artık camilere ihtiyaç yok, yıkalım hepsini"
    dediğinde, aynı "demokratik" davranışı gösterebilenler olacak ve
    evet çoğunluğun meşru hakkıdır diyebilecek mi?
    Yoksa anayasanın sağladığı haklara mı sığınacaklar?
    Hani o sevmeyip habire değiştirmeye çalıştıkları anayasa?

    Oy verip, %51 almakla olmuyor. Bu oyları ne için istediğiniz,
    karşılığında hangi yükümlülüklere girdiğiniz ÇOK ÖNEMLİDİR.
    Bireyler padişah seçmiyor. Belirli bir süre için, belirli görevleri
    yerine getirecek başka bireyleri seçiyor.

    Ama nasıl oluyorsa, bu sistem (sistem olduğundan da emin değilim),
    adeta dokunulmaz, tanrı yaratıyor. İstediği kararları alıyor ama
    halkın HİÇBİR tepkisi dikkate alınmıyor.
    Halkın istekleri var, ama bekletip duruluyor.
    Benim %50'm senin %50'ni döver... Bu nasıl bir anlayıştır?
    Nasıl bir söylemdir? Hiç mi meclis tutanaklarına bakmazsınız?
    Hiç mi uluslararası "diplomasi dili" bilmezsiniz?

    O halde halk sizi yanlışlıkla seçmiştir ve sizin HERHANGİ bir mecliste yeralma hakkınız yoktur.

    Böyle olmaz. Seçilen, seçene karşı sorumludur
    ve HER AN HESAP VEREBİLMELİDİR.
    Ancak bundan sonra bu anlayışa "demokratik yönetim" anlayışı denilebilir.
    Eğer yönetime gelenlerin böyle bir anlayışı yoksa,
    gökdelenden düşen tuğlalar için kimsenin sızlanmaya hakkı olamaz.
    Patırtıyla yıkılır gider...

    Bütün sorunları halledeceğiz... Sonra sıra uzlaşma kültürüne gelecek...
    Ah ah. Ömrümüz yetmez buna, vah...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: seçimzabıtkatibi

    Mesajımda arasına taksim atarak yazdım dedim ki; tek parti veya cumhuriyetin oluşturduğu zümreler/bloklar kendilerini ancak ve ancak bu ülkeye getirilmesi gereken şeylerin tek sahibi olarak görmesinden bahsediyorum.

    Demişsiniz ki bu ülkede her parti mecliste yerini almıştır ancak bir nokta atlanmış mıdır yoksa atlanmak mı istenmiştir bilemedim.

    Madem öyle erbakan hükümeti kurduğunda zorları neydi bu zatı muhteremlerin ? Şeriat mı getirecekti erbakan bu ülkeye de hemen alaşağı edildi ?

    Sistemin bir partisiydi halbuki ?

    zamanında savcının birinin de dediği gibi iktidar olmak muktedir olmak değildir(!). Değil mi ? %99 bile alsalar.

    Öte yandan, her köşeyi tutanları da es geçelim hadi, moğultay örneklerini de es geçelim.

    Hani şu an pek popüler olan bir söz var ya "seçim sadece sandıktan ibaret değil" i zamanında malum cenah yaşattı insanlara . O zümreye göre Demokrasi askeriyeyi parsellemektir,yargıyı parsellemektir, namaz kılanlarla kılmayanları pantolonun ütüsünden takip etmektir.

    Darbeyi iyi darbe, kötü darbe diye ayırmaktır. Adnan Menderesi türlü taciz ve insanlık onurundan öte bir şekilde sallandımaktır.

    Başörtülü anneyi yemin törenine almayıp, polis veya rütbeli yapmayıp ama her ne hikmetse askere almaktır.

    Geçtik.

    Ve istirham ediyorum her geriye dönük eleştiri yapana akpli damgasını vurmaktan artık bir vazgeçin. Sisteme yönelik her eleştiri getiren akp li değildir. İnsanlar partilerin malı da değildir. Benim derdim resmi dayatılmış ideoloji ile.

    Siz bana özellikle başbakanın yaptığı yanlışlardan dem vurmuşsunuz, bunları ben inkar etmedim ki ? Ve tartışalım da demişim zaten.

    İnsanlığın gerektirdiği asgari duyarlılığı beklerdim sizden Mısırda olanlarla ilgili ama heyhat.Zaten daha seçileli 1 yıl olmuş adamı diktatör yaptınız gerçi. Diktatör algılarınız biraz farklı(!) o yüzden olsa gerek.

    Geçtik.

    Yani hala şunu diyemediniz ya, ben daha birşey demiyorum; "Mısırda da ölen insan evladıdır ve darbe iyi bir şey değildir". Merak etmeyin, ölmezdiniz.

    Ayrıca,

    Önceki mesajımdaki noktaları atlayıp beni yakın dönem siyaseti bilmemek ve boş laf konuşmakla itham etmişsiniz.

    Biz yakın tarihi de biliyoruz efendim merak etmeyin, ve eğer bu ülkede boş laf varsa esas malum cenahta mebzul miktarda vardır, biz yutmuyoruz artık o dolmaları.




    Resime bakarsak kimin yalan dolan, hile hurduyla iş yaptığını görürsünüz.
    Kin, öfke, intikam ve para hırsından beslenenler elbet ki kendi bataklıklarında boğulacaklardır.
     Adeviye Meydanı ve Kararlar

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Halkından korkmayan, halkını seven bir yönetici hiç korkmadan sıradan insanların arasına karışabilir.
    Halkının kendisine saygı duyduğunu bilen yönetici arada bir kıraathanelere gider, halkın arasına gider.
    Halk ile iç içe olur.
    Kendi topladığı kalabalıkları hariç halk arasına giremeyen yönetici acaba ne kadar başarılıdır.
    Ben Mısır'da olanları desteklemiyorum.
    Her zaman zalimin ve zulm edenin karşısındayımdır.
    Sizin gibi Türkiye insanlar öldürülürken, gözleri çıkarken, sakat kalırken bu yapılanları savunup, Mısır'da olay olunca konuşanlardan değilim.
    Zaten bunların esas derdi Mısır'a giden yardım paraları.
    Mursi gitti, paralar yandı.
    Suriye'deki teröristlere verilen paralarda gitti.
    İşte esas dert burada.
    Zaten bunu herkes biliyor.
    Şu anki hükümetin Dünya siyasetinde 1gr bile saygısı yok.
    Hani Filistin'e gidiliyordu, ne oldu
    Fas gezisini de gördük.
    Abd'nin beyzbol sopasını da gördük.
    Lüblanlı teröristler pilot kaçırıp bizdeki savaş esirlerini istedi.
    Bir dakika bizde savaş esiri mi var, hangi savaşın esiri bu, hadi hesap verin.
    Daha dün kaçakçılar Türk askerini yaktı. Sınırlar kevgire döndü. Kaçakçılar bile devlete dikleniyor.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: seçimzabıtkatibi

    Şimdi bazı arkadaşlar öyle şeyler yazıyor ki, trollük yapmamak için zor tutuyorum kendimi ama gene de belli bir çerçevede cevap yazalım;

    Soyadı Başkentimizin önemli meydanına verilmiş cevval ve pek şefkatli(!) bir valimiz vardı, o zatın şu sözü zaten yukarıdaki arkadaşların içine düştüğü çelişkileri ne de güzel açıklar;

    "Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek."

    Haa, yani % bilmem kaçı müslüman olan bir ülkeye (dindardır, değildir ayrı mesele) ne getirilecekse bunu tek parti/elit/oligarşik zümre getirmelidir.

    sizin yıllardır benimsediğiniz motto/felsefe bu zaten.

    Çarıklı memed ağa bunu yapamaz, doğru, köylü adamdan(!) ne beklenir ?

    demokrasiyi özümseyip hayatına uydurması mı ?

    O bol bol mehmet üretsin askere göndersin sürüsüne bereket. Mahsul üretsin bizim ağa babaları yesin. Pek tabii, dağdaki çobanla oyu da eşit olmasın bizim bu yüce zevatların.

    Malum kesimin 90 yıldır zorbalıklarına gelince, demokrasinin getirdiklerine saygı olur,mahkemeye saygı beklenir,
    insanlar yok yere ordudan atılır, memuriyette fişlenir, düzmece senaryolarla "hülayyyn şeriatı getireceklermiş" intibası ile ordular göreve çağrılır.

    Benim hakimim dururşmada çarşaflı kadını çıkardı mahkemeden daha taze taze, siz neyin davasını güdüyorsunuz ? Kim diktatör ? Kim şefkatle kucaklamış vatandaşını ? Daha örnek vereyim mi ?

    Ha, doğru ya biz aksiyon değil, acitasyon adamlarıydık değil mi ? Her şeyden mağduriyet malzemesi çıkarabilirdik.

    Mursi'nin ve Erdoğan'ın yanlışlarını konuşalım elbette. Ama iş demokrasi havariliğine soyununca boyalarınız pul pul dökülür. Şecaatini arz ederken aslında sirkatinizi söylersiniz.

    Rövanşist duygularla yazmadım bunları, amiyane tabirle "oh ne koydular paşalara, gezicilere beah" da demiyorum. Ama işinize gelince üç maymunları oynamayın. Taa konunun en başında dedim, nerede olursa olsun can tatlıdır ve saygı duyulması gereken bir olgudur. Kim bir cana haksız olarak kıymışsa o bütün insanlığı öldürmüş gibidir diyor Kur'anda. Benim ölçütüm budur. Gezi,Mısır Güneydoğu farketmez.

    İnsanların hayatına her kim müdahale ediyorsa elbette eleştirilmelidir. Ama gerçeklere hoşumuza giden zaviyeden bakarak değil.





    Öncelikle şu anki hükümetin yaratmaya çalıştığı yanlış bir algı var.
    Bu ülkeyi sanki hep chp yönetmiş gibi yalan yanlış, bir algı yaratmaya çalışıyorlar.
    Bu ülkede dp, ap,dyp,anap, refah gibi hükümetler de mecliste yerlerini almışlardır.
    O yüzden sanki ülkeyi şimdiye kadar solcular yönetmiş gibi yanlış bir algıya inanmak, Türkiye siyasi tarihi hakkında yeterli bilgiye sahip olmamanın göstergesidir.
    Anadolu'da yaşayan insanlara kötü söz söyleyen insanlardan bahsetmişsin.
    Ancak birileri çiftçiye: Ananı al da git demiştir.
    Atanamayan öğretmene: al oyun senin olsun, git onu gerekli yerlere der demiştir.
    Şehit olan askerlere: kelle demiştir.
    Bu hükümet döneminde Abd askerleri Türk askerinin başına çuval geçirmiştir.
    Yine bu dönemde ülkeyi Irak'a ile savaşa sokmaya ve müslüman kanı dökmeye çalışmışlardır.
    Yine bu dönemde Abd askerleri camileri işgal etmiş ve Kuran-ı Kerim yakmıştır.Sizin adamlarınız ise Abd askerlerine dua etmekteydi.
    Yine bu dönemde terör örgütü artık açıkça vatan üzerinde pazarlık yapmaktadır. Vatandan toprak koparmaya çalışmaktadır. Kendi yönetimini kurmaya çalışmaktadır.
    Yine bu dönemde terör örgütü profesyonel gerilla ordusu kurmaya çalışmaktadır.
    Yine bu dönemde terör örgütüne mensup teröristler yurdun belirli bölgelerinde zafer gösterileri düzenlemektedir.
    Yine bu dönemde vatandaş aşırı vergiler altında ezilmektedir. Sözde ekonomiyi düzeltenler, devletin bütün mallarını satmalarına rağmen, halen Dünya'nın en pahalı benzinini vatandaşa dayatmaktadır. Diğer vergileri saymayayım zaten biliyorsunuz.
    Yine bu dönemde hükümet kendini Osmanlı sanarak, başka ülke içinde iç savaşa doğrudan destek vermiş. Müslümanların birbirini öldürmesine ön ayak olmuştur.
    Özellikle El kaide bağlantılı grupları desteklemişir. Suriye hükümeti ise buna misilleme olarak Reyhanlı'da bomba patlatmış. Bir çok vatandaş hükümetin savaş yanlısı politikaları yüzünden ölmüştür. Bunlar olduğu zaman başbakan ise olay yerine uzun bir süre gitmemiş, onun yerine Abd'Ye gitmiştir. Siyasi görüşmeleri bittikten sonra Silikon vadisi gezmiştir.
    İsterseniz daha da yazayım.
    Yani artık öyle işi boş sözlerle bir yere varamazsınız.
    Her şeyi görüyoruz.

    seçimzabıtkatibi olaya daha yüksekten bakıyor antonidas kendini tekrar edip duruyorsun gibi biraz daha açıl bence.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: muratgun

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: seçimzabıtkatibi

    Şimdi bazı arkadaşlar öyle şeyler yazıyor ki, trollük yapmamak için zor tutuyorum kendimi ama gene de belli bir çerçevede cevap yazalım;

    Soyadı Başkentimizin önemli meydanına verilmiş cevval ve pek şefkatli(!) bir valimiz vardı, o zatın şu sözü zaten yukarıdaki arkadaşların içine düştüğü çelişkileri ne de güzel açıklar;

    "Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek."

    Haa, yani % bilmem kaçı müslüman olan bir ülkeye (dindardır, değildir ayrı mesele) ne getirilecekse bunu tek parti/elit/oligarşik zümre getirmelidir.

    sizin yıllardır benimsediğiniz motto/felsefe bu zaten.

    Çarıklı memed ağa bunu yapamaz, doğru, köylü adamdan(!) ne beklenir ?

    demokrasiyi özümseyip hayatına uydurması mı ?

    O bol bol mehmet üretsin askere göndersin sürüsüne bereket. Mahsul üretsin bizim ağa babaları yesin. Pek tabii, dağdaki çobanla oyu da eşit olmasın bizim bu yüce zevatların.

    Malum kesimin 90 yıldır zorbalıklarına gelince, demokrasinin getirdiklerine saygı olur,mahkemeye saygı beklenir,
    insanlar yok yere ordudan atılır, memuriyette fişlenir, düzmece senaryolarla "hülayyyn şeriatı getireceklermiş" intibası ile ordular göreve çağrılır.

    Benim hakimim dururşmada çarşaflı kadını çıkardı mahkemeden daha taze taze, siz neyin davasını güdüyorsunuz ? Kim diktatör ? Kim şefkatle kucaklamış vatandaşını ? Daha örnek vereyim mi ?

    Ha, doğru ya biz aksiyon değil, acitasyon adamlarıydık değil mi ? Her şeyden mağduriyet malzemesi çıkarabilirdik.

    Mursi'nin ve Erdoğan'ın yanlışlarını konuşalım elbette. Ama iş demokrasi havariliğine soyununca boyalarınız pul pul dökülür. Şecaatini arz ederken aslında sirkatinizi söylersiniz.

    Rövanşist duygularla yazmadım bunları, amiyane tabirle "oh ne koydular paşalara, gezicilere beah" da demiyorum. Ama işinize gelince üç maymunları oynamayın. Taa konunun en başında dedim, nerede olursa olsun can tatlıdır ve saygı duyulması gereken bir olgudur. Kim bir cana haksız olarak kıymışsa o bütün insanlığı öldürmüş gibidir diyor Kur'anda. Benim ölçütüm budur. Gezi,Mısır Güneydoğu farketmez.

    İnsanların hayatına her kim müdahale ediyorsa elbette eleştirilmelidir. Ama gerçeklere hoşumuza giden zaviyeden bakarak değil.





    Öncelikle şu anki hükümetin yaratmaya çalıştığı yanlış bir algı var.
    Bu ülkeyi sanki hep chp yönetmiş gibi yalan yanlış, bir algı yaratmaya çalışıyorlar.
    Bu ülkede dp, ap,dyp,anap, refah gibi hükümetler de mecliste yerlerini almışlardır.
    O yüzden sanki ülkeyi şimdiye kadar solcular yönetmiş gibi yanlış bir algıya inanmak, Türkiye siyasi tarihi hakkında yeterli bilgiye sahip olmamanın göstergesidir.
    Anadolu'da yaşayan insanlara kötü söz söyleyen insanlardan bahsetmişsin.
    Ancak birileri çiftçiye: Ananı al da git demiştir.
    Atanamayan öğretmene: al oyun senin olsun, git onu gerekli yerlere der demiştir.
    Şehit olan askerlere: kelle demiştir.
    Bu hükümet döneminde Abd askerleri Türk askerinin başına çuval geçirmiştir.
    Yine bu dönemde ülkeyi Irak'a ile savaşa sokmaya ve müslüman kanı dökmeye çalışmışlardır.
    Yine bu dönemde Abd askerleri camileri işgal etmiş ve Kuran-ı Kerim yakmıştır.Sizin adamlarınız ise Abd askerlerine dua etmekteydi.
    Yine bu dönemde terör örgütü artık açıkça vatan üzerinde pazarlık yapmaktadır. Vatandan toprak koparmaya çalışmaktadır. Kendi yönetimini kurmaya çalışmaktadır.
    Yine bu dönemde terör örgütü profesyonel gerilla ordusu kurmaya çalışmaktadır.
    Yine bu dönemde terör örgütüne mensup teröristler yurdun belirli bölgelerinde zafer gösterileri düzenlemektedir.
    Yine bu dönemde vatandaş aşırı vergiler altında ezilmektedir. Sözde ekonomiyi düzeltenler, devletin bütün mallarını satmalarına rağmen, halen Dünya'nın en pahalı benzinini vatandaşa dayatmaktadır. Diğer vergileri saymayayım zaten biliyorsunuz.
    Yine bu dönemde hükümet kendini Osmanlı sanarak, başka ülke içinde iç savaşa doğrudan destek vermiş. Müslümanların birbirini öldürmesine ön ayak olmuştur.
    Özellikle El kaide bağlantılı grupları desteklemişir. Suriye hükümeti ise buna misilleme olarak Reyhanlı'da bomba patlatmış. Bir çok vatandaş hükümetin savaş yanlısı politikaları yüzünden ölmüştür. Bunlar olduğu zaman başbakan ise olay yerine uzun bir süre gitmemiş, onun yerine Abd'Ye gitmiştir. Siyasi görüşmeleri bittikten sonra Silikon vadisi gezmiştir.
    İsterseniz daha da yazayım.
    Yani artık öyle işi boş sözlerle bir yere varamazsınız.
    Her şeyi görüyoruz.

    seçimzabıtkatibi olaya daha yüksekten bakıyor antonidas kendini tekrar edip duruyorsun gibi biraz daha açıl bence.

    arkadaş iyi uçtuğu için daha yüksekten bakabiliyor.
    Ben daha o kadar uçamıyorum...

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Öncelikle arkadaşlar gereksiz gerginliklere gerek yok zira farklı bir versiyonunu yakın zamanda Türkiyede yaşadık. Elbette Türkiyede olan olay bu kadar vahim sonuçlar ortaya çıkartmadı ama mesele işte özgürlük ve fikirleri beyan etme isteği. Dolayısı ile Mısır olayları belki Türkiyeye bir mesajdır. Yani bunları yaşayabilirsiniz babında. Yani düşünün Mısırda bu olaylar olurken Abd Başkanı Golf oynayabiliyor. Yani o kadar sıradan önemsiz bir olay.

    Bunları bir kenara bıraktığımızda ise benim alındığım bir nokta Gezi parkı olaylarında bu kadar ses çıkartan arkadaşlar neredeler. Yanlış anlaşılmasın ancak darbeleri muhtıraları 28 şubatları yakından yaşamayan insanlar elbetteki bu dertlerle dertlenmeyecekler. İşte bu nokta çok önemli Arkadaşlar ismi gezi parkı olayı veya başka birşey olsun bu olay bütün toplumu ilgilendiren bir olaydı ve Bir bölüm kazandık diye düşünebilir ancak toplum olarak demokrasi adımı olarak kaybettik. Zira karşıdakini anlamaya çalışmadık ve bugün mısır olayındada sessiz kalan bir halk var en azından çevremde gezi parkı olayında çok hiddetlenen insanlar sessiz. Arap veya şöyle böyle demek gibi bir durum mevcut değildir. Zira oradakiler insan ve durumdan üstümüze düşeni almazsak bizimde yaşamayacağımız bir olay değil. Lütfen bu olayı siyasete çekmeyelim zira Siyaset girdiğinde gerçekten çok karışıyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: seçimzabıtkatibi

    Şimdi bazı arkadaşlar öyle şeyler yazıyor ki, trollük yapmamak için zor tutuyorum kendimi ama gene de belli bir çerçevede cevap yazalım;

    Soyadı Başkentimizin önemli meydanına verilmiş cevval ve pek şefkatli(!) bir valimiz vardı, o zatın şu sözü zaten yukarıdaki arkadaşların içine düştüğü çelişkileri ne de güzel açıklar;

    "Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek."

    Haa, yani % bilmem kaçı müslüman olan bir ülkeye (dindardır, değildir ayrı mesele) ne getirilecekse bunu tek parti/elit/oligarşik zümre getirmelidir.

    sizin yıllardır benimsediğiniz motto/felsefe bu zaten.

    Çarıklı memed ağa bunu yapamaz, doğru, köylü adamdan(!) ne beklenir ?

    demokrasiyi özümseyip hayatına uydurması mı ?

    O bol bol mehmet üretsin askere göndersin sürüsüne bereket. Mahsul üretsin bizim ağa babaları yesin. Pek tabii, dağdaki çobanla oyu da eşit olmasın bizim bu yüce zevatların.

    Malum kesimin 90 yıldır zorbalıklarına gelince, demokrasinin getirdiklerine saygı olur,mahkemeye saygı beklenir,
    insanlar yok yere ordudan atılır, memuriyette fişlenir, düzmece senaryolarla "hülayyyn şeriatı getireceklermiş" intibası ile ordular göreve çağrılır.

    Benim hakimim dururşmada çarşaflı kadını çıkardı mahkemeden daha taze taze, siz neyin davasını güdüyorsunuz ? Kim diktatör ? Kim şefkatle kucaklamış vatandaşını ? Daha örnek vereyim mi ?

    Ha, doğru ya biz aksiyon değil, acitasyon adamlarıydık değil mi ? Her şeyden mağduriyet malzemesi çıkarabilirdik.

    Mursi'nin ve Erdoğan'ın yanlışlarını konuşalım elbette. Ama iş demokrasi havariliğine soyununca boyalarınız pul pul dökülür. Şecaatini arz ederken aslında sirkatinizi söylersiniz.

    Rövanşist duygularla yazmadım bunları, amiyane tabirle "oh ne koydular paşalara, gezicilere beah" da demiyorum. Ama işinize gelince üç maymunları oynamayın. Taa konunun en başında dedim, nerede olursa olsun can tatlıdır ve saygı duyulması gereken bir olgudur. Kim bir cana haksız olarak kıymışsa o bütün insanlığı öldürmüş gibidir diyor Kur'anda. Benim ölçütüm budur. Gezi,Mısır Güneydoğu farketmez.

    İnsanların hayatına her kim müdahale ediyorsa elbette eleştirilmelidir. Ama gerçeklere hoşumuza giden zaviyeden bakarak değil.





    Öncelikle şu anki hükümetin yaratmaya çalıştığı yanlış bir algı var.
    Bu ülkeyi sanki hep chp yönetmiş gibi yalan yanlış, bir algı yaratmaya çalışıyorlar.
    Bu ülkede dp, ap,dyp,anap, refah gibi hükümetler de mecliste yerlerini almışlardır.
    O yüzden sanki ülkeyi şimdiye kadar solcular yönetmiş gibi yanlış bir algıya inanmak, Türkiye siyasi tarihi hakkında yeterli bilgiye sahip olmamanın göstergesidir.
    Anadolu'da yaşayan insanlara kötü söz söyleyen insanlardan bahsetmişsin.
    Ancak birileri çiftçiye: Ananı al da git demiştir.
    Atanamayan öğretmene: al oyun senin olsun, git onu gerekli yerlere der demiştir.
    Şehit olan askerlere: kelle demiştir.
    Bu hükümet döneminde Abd askerleri Türk askerinin başına çuval geçirmiştir.
    Yine bu dönemde ülkeyi Irak'a ile savaşa sokmaya ve müslüman kanı dökmeye çalışmışlardır.
    Yine bu dönemde Abd askerleri camileri işgal etmiş ve Kuran-ı Kerim yakmıştır.Sizin adamlarınız ise Abd askerlerine dua etmekteydi.
    Yine bu dönemde terör örgütü artık açıkça vatan üzerinde pazarlık yapmaktadır. Vatandan toprak koparmaya çalışmaktadır. Kendi yönetimini kurmaya çalışmaktadır.
    Yine bu dönemde terör örgütü profesyonel gerilla ordusu kurmaya çalışmaktadır.
    Yine bu dönemde terör örgütüne mensup teröristler yurdun belirli bölgelerinde zafer gösterileri düzenlemektedir.
    Yine bu dönemde vatandaş aşırı vergiler altında ezilmektedir. Sözde ekonomiyi düzeltenler, devletin bütün mallarını satmalarına rağmen, halen Dünya'nın en pahalı benzinini vatandaşa dayatmaktadır. Diğer vergileri saymayayım zaten biliyorsunuz.
    Yine bu dönemde hükümet kendini Osmanlı sanarak, başka ülke içinde iç savaşa doğrudan destek vermiş. Müslümanların birbirini öldürmesine ön ayak olmuştur.
    Özellikle El kaide bağlantılı grupları desteklemişir. Suriye hükümeti ise buna misilleme olarak Reyhanlı'da bomba patlatmış. Bir çok vatandaş hükümetin savaş yanlısı politikaları yüzünden ölmüştür. Bunlar olduğu zaman başbakan ise olay yerine uzun bir süre gitmemiş, onun yerine Abd'Ye gitmiştir. Siyasi görüşmeleri bittikten sonra Silikon vadisi gezmiştir.
    İsterseniz daha da yazayım.
    Yani artık öyle işi boş sözlerle bir yere varamazsınız.
    Her şeyi görüyoruz.

    Hocam bu konu biraz farklı aslında Chp yönetmedi doğrudur ancak Ordunun arkasından sürekli nemalanan bir chp yönetme isteğinde bulundu. İnanın sizin asıl söylemek istediğinizi anlıyorum ancak böyle bir durumda işte genel olarak yine hata yapıyoruz yani uzlaşı yerine hemen cevap vereyim haklı olayım çabasındayız.

    İşte bir önceki mesajımda söylediğim gibi siyasetçiler malesef zamanında bazı söylediği ifadeleri başka zaman yalanlamasada farklı şekilde ifade ediyor. Dolayısı ile gerçekçi gelmiyor. Yine üstte söylediğim gibi bu olaylar siyasi değerlendirilmemeli artık. Zira düşman aynı aslında Bugün Mısırı görmezden gelen medya Türkiyeyi dışarıya çok farklı lanse etti. Hadi Onlar Avrupa öyle gösterdiler. Ama biz Türkiyede bile doğru haber alamadık. Dolayısı ile özügr ülkelerde yaşamıyoruz malesef. En azından toplum olarak hatta toplumlar olarak tepki göstermeliyiz.




  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.