Şimdi Ara

[ Apple ve ABD: Simbiyotik İlişki ]

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
51
Cevap
0
Favori
2.482
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Geçtiğimiz günlerde aşağıdaki gibi bir laf ettim:

    quote:

    Apple, tüketicilerinin büyük kısmı (bilinçli olarak bunu sağlamak üzere tasarlanmış eğitim sistemleri nedeniyle) ciddi anlamda moron olan Amerikan pazarında doğan bir firma değil de, tüketicileri çok daha bilinçli olan Avrupa pazarında doğan bir firma olsaydı şimdiye dek elde ettiği başarıların yarısını bile elde edemezdi.

    Bunun üstüne çok yazılıp çizildi, konu çok farklı noktalara taşındı; fakat ben söylediğimin arkasında durup sebeplerimi açıklayacağım, konunun saptırıldığı noktalardan farklı bir şeyler yazıp çizeceğim.


    Öncelikle Wikipedia'dan Amerika'nın tarihine kısaca bir göz atalım:

    quote:

    @http://tr.wikipedia.org/wiki/ABD_tarihi

    Amerika kıtası'nın 15. yüzyılın sonlarında Kristof Kolomb tarafından keşfedilmesinden önce bu topraklarda yüzyıllar boyunca sadece Kızılderililer yaşamaktaydı. Keşiften sonra başta İspanya, Fransa ve Britanya olmak üzere aralarında Hollanda, İsveç ve Portekiz'in de dahil olduğu birçok Avrupa ülkeleri buralarda sömürgeler kurdular. Bu sömürgeler arasında Britanya'ya ait On Üç Koloni de vardı. Günümüzdeki ABD 18. yüzyılda Britanya İmparatorluğu'na ait bu sömürgelerin bağımsızlıklarını kazanması sonucu oluşmuştur.

    Yani Amerika'nın şimdiki düzeninin kökeni, o devrin işgalci ve sömürgeci insanlarından oluşmaktaydı. Şimdi Facebook hesabı olanlar içinhttp://www.facebook.com/video/video.php?v=48539203649&oid=31979459968 adresindeki videoya bakalım, olmayanlar için aşağıdaki metni okuyalım:

    quote:

    Belki de en sık kullanılanı, öncelikle şirketlerimize uygun kaynakları olan ülkeleri bulur ve gözümüzü üstlerine dikeriz, petrol gibi. Ardından Dünya Bankası veya onun kardeşi başka bir organizasyondan o ülkeye büyük bir kredi ayarlarız, fakat para asla gerçekte o ülkeye gitmez. Ülke yerine o ülkede projeler yapan kendi şirketlerimize gider.

    Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar... Bizim şirketlere ilaveten, o ülkedeki birkaç zengin insanın kar sağlayacağı şeyler. Bunlar toplumun çoğunluğuna yaramaz. Yine de o insanlar, yani bütün ülke bu borcun altına sokulur. Bu borç ödeyemeyecekleri kadar büyüktür ve bu da planın bir parçasıdır... Geri ödeyemezler.

    Ardından, biz ekonomik tetikçiler gidip onlara deriz : "Dinleyin, bize bir sürü borcunuz var. Borcu ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü petrol şirketlerimiz için oldukça ucuza satın. Ülkenizde askeri üs kurmamıza izin verin, veya askerlerimizi desteklemek için dünyanın bir yerine asker gönderin -Irak gibi-, veya bir dahaki BM seçiminde bizimle oy verin"

    Elektrik şirketlerini özelleştiririz. Sularını ve kanalizasyon sistemlerini özelleştiririz ve ABD şirketleri veya diğer çok uluslu şirketlere satarız. Bu, mantar gibi biten bir şey ve çok tipik, IMF ve Dünya Bankası bu şekilde çalışır. Ülkeyi borca sokarlar ve bu öyle büyük bir borçtur ki ödenemez.

    Ardından yeniden borç teklif edersiniz ve daha fazla faiz öderler. Koşullara bağlı veya iyi yönetim talep edersiniz. Aslında bu onların kaynaklarını satmalarını sağlar. Buna sosyal hizmetleri, teknik şirketleri, bazen eğitim sistemleri de dahildir. Adli sistemlerini, sigorta sistemlerini yabancı şirketlere satarız.

    Bu, ikili - üçlü - dörtlü bir darbedir!

    John Perkins, Chas. T. Main şirketi eski Şef Ekonomisti, "Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları" kitabının yazarı

    Bir diğer deyişle, ABD hala daha işgalci ve sömürgeci bir devlettir fakat artık bu amaca hizmet eden silahlar barutla değil parayla çalışmaktadır. Dünyanın bir çok ülkesi, gayrıresmi olarak ABD'nin sömürgesi halindedir ve neredeyse tüm gelirlerini ABD'nin kurumlarına aktarmaktadırlar. Bu düzene karşı çıkan devletler ise, Irak ve Afganistan örneğinde görüldüğü gibi fiilen işgal edilirler ve mevcut devlet oluşumları yıkılarak yerlerine düzene karşı çıkmayacak yeni kukla devletler kurulurlar.

    Peki buradan nereye mi geleceğim? ABD'daki hayat koşullarına. Başkasının sırtından geçindiğiniz sürece bolluk içerisinde yaşarsınız ve Amerikan halkının durumu da bundan pek farklı değildir. Bir çok hammadde dünyanın her tarafındaki sömürgelerden sudan ucuz fiyatlara ABD'ye aktarıldığı için bir çok şey dünyanın geri kalanına kıyasla epey ucuzdur, üstelik aktarılan tek şey hammadde değil de, para da olduğundan ortalama gelir yine dünyanın geri kalanına kıyasla oldukça yüksektir. Gelir yüksek, gider düşük olduğundan satın alma gücü de yüksektir.

    Çocuk yetiştirenleriniz gayet iyi bilirler, bir çocuğa her istediğini verirseniz doyumsuz ve şımarık olur. Her istediğini kolayca elde edebilen ABD halkı da aynı şekilde doyumsuz ve şımarıktır. Hep daha fazlasını, daha iyisini isterler; doğal olarak arz talebi doğuracağından herşeyin en büyüğünü, en hızlısını, en lüksünü vb. ABD'de bulabilirsiniz. Toplumun "tüketim" için bu kadar iştahlı ve satın alma gücünün yüksek olması satın alınan ürünlerden tatmin olamamayı, satın alınan ürünlerin kıymetini bilmemeyi de beraberinde getirir.

    Buraya kadar anlattıklarımın temel bir sonucu vardır: Üreticiler ürünlerini satabilmek için pazarlama konusunda dünyanın geri kalanından çok daha başarılı olmak zorundadırlar, çünkü ne üretirlerlerse üretsinler ürünlerini satabilmek için diğerlerinin ürünlerinden daha iyi, daha hızlı, daha büyük, daha .... olduğuna tüketicileri inandırmak zorundadırlar. Peki ürünleri diğerlerinin ürünlerinden daha iyi, daha hızlı, daha büyük, daha .... değilse ne yaparlar? Ya göz göre göre reklamlarla yalan söylerler, ya da ürünün görsel tasarımını geliştirirler ve rakiplerinden daha iyiymiş gibi bir izlenim uyandırırlar ve yine dolaylı olarak yine yalan söylerler. (Bu bahsettiklerim bir yandan da "satış"ın temel unsurlarıdır, mesela her manav reyonundaki meyveleri göze güzel gelecek şekilde parlatır ve kulağa güzel gelecek şekilde pazarlar çünkü bunları yapmazsa yeterince meyve satamaz) Peki bu yalanları nasıl ve kime söylerler?

    "İşleyen demir ışıldar" der atalarımız ve sonuna dek haklılardır da, çünkü anne karnında gelişip epey kaslı halde doğmadığımız gibi anne karnında gelişip epey zeki bir şekilde de doğmayız. Zeka aynen kaslar gibi gelişir, belirli bir temel zeka ile doğarız ve zekamızı kullanmaya zorlandıkça zekamız artar, fakat zekamızı kullanmaya zorlanmadıkça zekamız yerinde sayar, hatta geriler (Buna değinen 2006 yapımı Idiocracy filmini şiddetle tavsiye ediyorum, gülmek için değil ders almak için izlenmeli...). İşte bu yüzdendir ki ABD'de uygulanan eğitim sistemi zekanın gelişimini sağlayacak şekilde kişiyi düşünüp analiz etmeye değil, zekanın gelişimini durduracak şekilde kişiyi düşünmeden kabullendirmeye yöneltecek bir sistemdir; çünkü aptal bir koyun sürüsünü gütmek zeki bir çakal sürüsünü gütmekten kat be kat daha kolaydır, daha mümkündür.

    Peki ABD'de neden bu şekilde bir eğitim sistemi benimsenmiştir? İşgalci ve sömürgeci bir devletin doğal olarak ilk güç kaynağı şirketlerdir ve şirketlerin varlıklarını sürdürebilmek için müşterilere ihtiyaçları vardır. Ürünleri diğerlerinin ürünlerinden daha iyi, daha hızlı, daha büyük, daha .... olmayan şirketler zeki müşterilere bu ürünleri satamayacağı için müşterilerin ürünler hakkında söylenen yalanları düşünmeden kabullenip, yutabilecek kadar aptal olması gerekmektedir. Aptal olan bu müşteriler, yani ABD halkı, bir yandan da devletlerinin işgalci ve sömürgeci politikalarını onaylayıp desteklerler ve bu düzenin devamını sağlarlar.

    Farkında mısınız bilmiyorum, hangi (ideolojik/teknolojik/hizmetsel) ürün ABD'ne adım atarsa atsın gördüğü ilk değişiklik "kolaylaştırılmak"tır, çünkü "aptallaştırılan" halkın o ürünü kullanabilmesi için ürünün o halka uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Kolay para kazandıkları için dünyadaki en yüksek obezite oranına sahip ABD'de arabaların içlerine daha kolay sığılacak şekilde daha büyük olması biraz da bu sebeptendir.

    Bu kadar açıklamadan sonra Apple ve ABD ile olan simbiyotik (karşılıklı çıkar) ilişkisine (yazmaktan şimdilik yorulduğum için) kısaca değinip yazacaklarımı bitireyim. ABD alacağı vergiler (ve bir takım diğer çıkarları nedeniyle) nedeniyle aptal vatandaşlarının çok ciddi miktarlarda bedeller ödeyip kolayca kullanacakları ürünler üreten Apple gibi firmalara ihtiyaç duyar, Apple ise ürettiği her ürünü istediği fiyata sorgulamaksızın satın alabilecek aptal müşterilere; ve sonuç olarak Apple piyasadaki diğer firmaların ürünlerinden pek farklı olmayan ürünlerini pazarlamanın ve tasarımın gücüyle vergisini ödeyerek ayakta tuttuğu ABD'nin verdiği düşük eğitim sebebi ile aptallaştırılmış halka kolayca satar, tüm taraflar (Apple, ABD devleti ve ABD halkı) mutlu olur. Apple'ın başarısının altında yatan şey, bu "saadet zinciri"dir. (http://mobilbekcisi.uniturk.net/2010/05/bir-cennet-meyvesi-elma.html adresinde konuyla epey alakası olan bir makalem var, okumanızı öneririm)

    Bu yazımı noktalamadan önce son bir şey söylemek istiyorum. Farkındaysanız yalnızca ABD'deki duruma değindim ancak yukarıda söylediklerim Apple'ın ABD'den farklı şartlara sahip diğer pazarları için doğrudan geçerli değildir. Fakat yine de Apple'ın ABD'den dışındaki pazarlarındaki başarısı için önemli bir etkiye sahiptir, çünkü ABD'de başlayan Apple etkisi Apple'ın pazarlama ve tasarım taktikleriyle gittikçe kümülatif bir şekilde artarak diğer pazarları da etkiler ve buna da "domino etkisi" denir. Tartışmanın başladığı noktaya dönecek olursam, Apple aynı ürünler ve aynı pazarlama taktikleriyle ABD dışındaki farklı şartlar altındaki farklı bir müşteri kitlesine sahip her hangi bir pazarda doğacak olsaydı, şimdiye dek elde ettiği başarıların yarısını bile elde edemezdi; ya ürünlerini ya da pazarlama taktiklerini değiştirmek zorunda kalırdı ve bugün bildiğimiz Apple olmaktan çıkardı.


    Amerikalılara göre dünya karikatürü:

     [ Apple ve ABD: Simbiyotik İlişki ]



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi GeceBekcisi -- 26 Haziran 2010; 16:34:59 >







  • Amaçsız bir yazı olmuş.Boşuna okumuşum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: dextercan

    Amaçsız bir yazı olmuş.Boşuna okumuşum.


    Mesajlarını okudum da, bir sorum var; Hukuk öğrencisinin basit bir cihazda bile bu derece taraflı, fanatik davranması gözleniyorsa adalet gibi hassas ve geniş çaplı bir meselede düzeni nasıl sağlayacak?
  • Eline sağlık ama boşuna yazmışın:) Çok uçuk olmuş :)
  • İlginç doğrusu cihazda ki şebeke sorunu elbette eleştirilecek ve buna diğer tarafdanda yanıt verilecek ama yazı abartı ve amaçsız boş bir yazı olmuş.Bunu belirttim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi S.T.A.L.K.E.R. -- 26 Haziran 2010; 15:43:22 >
  • Yazımın boşuna olduğunu düşünenlerin olaylara alıştıklarından farklı açılardan bakmayı beceremeyen, vizyonu dar insanlar olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki Apple kullanmayanları anlayamayan Apple ürünlerinin sadık müşterilerinden farklı bir davranış beklemiyorum...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi GeceBekcisi -- 26 Haziran 2010; 15:46:23 >
  • Senin baktığın saçma bir bakış açısından geniş bakacağıma bu dar görüşümle hayata bakmaya devam etmeyi yeğlerim.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Güzel yazıda ancak kaçırılan noktalar var. Dünyada sadece Apple yok,Apple telefon, mp3 çalar ve kısmende pc piyasasında online müzik ve app satışıyla başarılı bir firma var. Bu firmaya gelene kadar Abd kökenli nice endüstri firmaları var tekel konumunda sadece dünyada onların sözü geçen devasa karteller. Bir çok ülkede yerleşmiş çok uluslu olan ama menşei ABD ve kısmen Avrupa ülkeleri olan firmalar. Apple dan önce bunlar çok daha büyük bir tehdit. Hatta örn. microsoft. Bütün firmalar nerdeyse bunu kullanıyor alternetifi az. Apple daha iphone hatta ipod çıkarmadan 4-5 sene önce pc piyasasında da oldukça iyi firmaydı. PC leri gerçekten iyi tasarlanmış ve zamanın ilerisinde gibiydi. Grafik tasarımı yapan arkadaşımın firmasına ilk gitiğimde bu maclerle tanıştım sene 2000 ağzım açık kaldı. İşte böyle bir firma MP3 çalar ve akıllı telefon pazarına girerse ve yenilikler getirirse başarılı olması gayet doğal. Kaldı ki buna ciddi bir yazılım desteği de veriyor Appstore. Son olarak her devlet ticarette üstünlük için çaba sarfeder, rekabet için ucuz girdi şarttır bunun içinde güçlü olanlar sömürgecilik yapar önemli olan sömürge olmamak için akıllı ve ülkesini seven insanların o devletin başında olması bunlara taviz vermemesidir. Böyle bir başkan çok az bulunur.




  • Eee Neo da, Cypher de seçimlerinde özgürler. Yalnızca ikna edilmeleri gerekir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cem

    Güzel yazıda ancak kaçırılan noktalar var. Dünyada sadece Apple yok,Apple telefon, mp3 çalar ve kısmende pc piyasasında online müzik ve app satışıyla başarılı bir firma var. Bu firmaya gelene kadar Abd kökenli nice endüstri firmaları var tekel konumunda sadece dünyada onların sözü geçen devasa karteller. Bir çok ülkede yerleşmiş çok uluslu olan ama menşei ABD ve kısmen Avrupa ülkeleri olan firmalar. Apple dan önce bunlar çok daha büyük bir tehdit. Hatta örn. microsoft. Bütün firmalar nerdeyse bunu kullanıyor alternetifi az. Apple daha iphone hatta ipod çıkarmadan 4-5 sene önce pc piyasasında da oldukça iyi firmaydı. PC leri gerçekten iyi tasarlanmış ve zamanın ilerisinde gibiydi. Grafik tasarımı yapan arkadaşımın firmasına ilk gitiğimde bu maclerle tanıştım sene 2000 ağzım açık kaldı. İşte böyle bir firma MP3 çalar ve akıllı telefon pazarına girerse ve yenilikler getirirse başarılı olması gayet doğal. Kaldı ki buna ciddi bir yazılım desteği de veriyor Appstore. Son olarak her devlet ticarette üstünlük için çaba sarfeder, rekabet için ucuz girdi şarttır bunun içinde güçlü olanlar sömürgecilik yapar önemli olan sömürge olmamak için akıllı ve ülkesini seven insanların o devletin başında olması bunlara taviz vermemesidir. Böyle bir başkan çok az bulunur.

    Apple sadece ettiğim lafta değindiğim firma olduğu için üzerine düştüğüm firmaydı. Aynı şekilde tüm ürünleri yalnızca birer spyware olan Google (ıspatı için bkz:http://forum.donanimhaber.com/fb.asp?m=40722306 ) da farklı bir mantalitenin ürünü değil, bunun da farkındayım.

    Ayrıca Apple'ın başarılı ürünlerini inkar etmiyorum, yalnızca en tepedeki lafımın arkasında yatanları yazdım buraya.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: GeceBekcisi

    Yazımın boşuna olduğunu düşünenlerin olaylara alıştıklarından farklı açılardan bakmayı beceremeyen, vizyonu dar insanlar olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki Apple kullanmayanları anlayamayan Apple ürünlerinin sadık müşterilerinden farklı bir davranış beklemiyorum...

    ABD'yi ve yürüttüğü politikaları sevmem. Kısaca bunu söyleyeyim. Tek tek sebeplerini açıklamama gerek yok.
    Gelişen teknolojilerin insanları tembelleştirdiği konusunda da hem fikiriz.
    Ancak; bunu yapanın sadece Apple'mış gibi yansıtılması çok ilginç. O yüzden yazınız çok boş bir yazı olmuş...

    Teknoloji insanları tembelleştirir. En basit örneği sürekli hesap makinesi kullanarak hesap yapanların bir zaman sonra pratik hesap yapma yeteneğini yitirmesi gibi...
    Ancak insan da hayatını kolaylaştıran şeylerden hoşlanır. Örneğin; sizin bakış açınıza göre üretimde makineleşme de insanlık için bir felakettir. Oysaki üretimde makineleşmenin sonucu teknoloji bu noktalara ulaşmıştır.
    Kullandığımız mobil cihazlarda veya PC'lerde bir işlem yapmak için 3 tuşa basmak yerine tek dokunuşla bu işi halletmek tembelleştirmez insanı... Bu çok uçuk işte bana göre... O zaman neden bir çok işlemlerimizde paket programları kullanıyoruz?

    Ayrıca tekrarlıyayım; ABD'nin dünya üzerindeki gizli ve/veya açık olarak yürüttüğü politikalarından dolayı nefret ederim. Ancak bu politikaları yürüten tek ülke ABD değil. Almanya ve özellikle İngiltere gibi ülkeleri de unutmayınız.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: marikanwap

    Ancak insan da hayatını kolaylaştıran şeylerden hoşlanır. Örneğin; sizin bakış açınıza göre üretimde makineleşme de insanlık için bir felakettir. Oysaki üretimde makineleşmenin sonucu teknoloji bu noktalara ulaşmıştır.

    O teknoloji olmadan da yaşayabiliyorduk, yüzyıllar binyıllar boyu yaşadık, olmasa da olur.

    quote:

    Kullandığımız mobil cihazlarda veya PC'lerde bir işlem yapmak için 3 tuşa basmak yerine tek dokunuşla bu işi halletmek tembelleştirmez insanı...

    Burda 3 adımdan kaç, orda 2 adımdan kaç, şurda 4 adımdan kaç derken neyin nasıl olduğuna dair zerre kadar fikir sahibi olmadan birşeyler yapmak insanı tembelleştirmese bile kümülatif bir etki ile aptallaştırır çünkü sebep-sonuç ilişkisini ortadan kaldırır.

    quote:

    Bu çok uçuk işte bana göre... O zaman neden bir çok işlemlerimizde paket programları kullanıyoruz?

    Tembellikten, paket içinde yer alan işlevleri teker teker ayrı ayrı yapmak istemeyişimizden.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: GeceBekcisi

    quote:

    Orijinalden alıntı: marikanwap

    Ancak insan da hayatını kolaylaştıran şeylerden hoşlanır. Örneğin; sizin bakış açınıza göre üretimde makineleşme de insanlık için bir felakettir. Oysaki üretimde makineleşmenin sonucu teknoloji bu noktalara ulaşmıştır.

    O teknoloji olmadan da yaşayabiliyorduk, yüzyıllar binyıllar boyu yaşadık, olmasa da olur.

    quote:

    Kullandığımız mobil cihazlarda veya PC'lerde bir işlem yapmak için 3 tuşa basmak yerine tek dokunuşla bu işi halletmek tembelleştirmez insanı...

    Burda 3 adımdan kaç, orda 2 adımdan kaç, şurda 4 adımdan kaç derken neyin nasıl olduğuna dair zerre kadar fikir sahibi olmadan birşeyler yapmak insanı tembelleştirmese bile kümülatif bir etki ile aptallaştırır çünkü sebep-sonuç ilişkisini ortadan kaldırır.

    quote:

    Bu çok uçuk işte bana göre... O zaman neden bir çok işlemlerimizde paket programları kullanıyoruz?

    Tembellikten, paket içinde yer alan işlevleri teker teker ayrı ayrı yapmak istemeyişimizden.

    O kadar yazı yazdığınıza göre, tembelleşmekten çok şikayetçisiniz. O zaman teknolojiyi kullanmayın olup bitsin. Telefon yerine ateş yakarsınız, otomobil yerine eşeğe binersiniz olur biter...

    Paket içerisinde ki işlemler teker teker yapmak istemeyerek zaten tembelliğe meyilli oluşu gösterir. O işlemleri teker teker yapmak yerine paket işlemler kullanıyoruz. Bu da insanı tembelleştiriyor. O zama paket programları da kullanmayın olsun bitsin...

    Ne yazarsanız yazın yazdıklarınız hâla çok uçuk... Apple'ın yaptığı cihazlara tembelleştiriyor diyerek, diğerlerini yok sayamazsınız. Gelişen teknolojinin her aşaması insanı tembelleştiriyor. Sadece Apple'ın yaptığı ürünler değil...

    Edit: Düzeltme



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi marikanwap -- 26 Haziran 2010; 16:14:49 >




  • Teknoloji tembelleştirmez, sadece fiziksel gücün daha az kullanılmasını sağlar.
    Bütün masada muhasebe hesabı tutarak çok az bir enerji harcarsınız ama yıpranma katsayınız bir hamala göre çok daha fazladır.
    30'a gelmeden kafada saç kalmaz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: marikanwap

    O kadar yazı yazdığınıza göre, tembelleşmekten çok şikayetçisiniz. O zaman teknolojiyi kullanmayın olup bitsin.

    Evet şikayetçiyim ama günlük yaşamımın getirdiği ve değiştiremeyeceğim durumlar var. Bu yüzden gerçekten gerekmediği yerde teknolojiyi kullanmıyorum zaten, örneğin hesap makinesi kullanmayalı epey oldu...

    quote:

    Paket içerisinde ki işlemler teker teker yapmak istemeyerek zaten tembelliğe meyilli oluşu gösterir. O işlemleri teker teker yapmak yerine paket işlemler kullanıyoruz. Bu da insanı tembelleştiriyor. O zama paket programları da kullanmayın olsun bitsin...

    En sevdiğim ve en çok kullandığım uygulama "notepad.exe" desem?

    quote:

    Apple'ın yaptığı cihazlara tembelleştiriyor diyerek, diğerlerini yok sayamazsınız.

    Böyle bir şeyi kesinlikle demedim, yazımı anlamamışsınız.

    quote:

    Gelişen teknolojinin her aşaması insanı tembelleştiriyor. Sadece Apple'ın yaptığı ürünler değil...

    Buna tamamen katılıyorum ve yazımda da ABD başta olmak üzere devletlerin insanları bile bile aptallaştırdığını ve bunun için teknolojinin bir araç olarak kullanıldığını, Apple'ın da bu puzzle'ın önemli bir parçası olduğunu anlatmaya çalıştım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: funkmaster

    Teknoloji tembelleştirmez, sadece fiziksel gücün daha az kullanılmasını sağlar.
    Bütün masada muhasebe hesabı tutarak çok az bir enerji harcarsınız ama yıpranma katsayınız bir hamala göre çok daha fazladır.
    30'a gelmeden kafada saç kalmaz.

    Dediğinize kısmen katılıyorum, orta yol için "teknolojinin bazı uygulamaları tembelleştirir/aptallaştırır" diyelim şuna ve yukarıda marikanwap'ın verdiği mükemmel örneği, hesap makinesini örnek olarak kullanalım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: funkmaster

    Teknoloji tembelleştirmez, sadece fiziksel gücün daha az kullanılmasını sağlar.
    Bütün masada muhasebe hesabı tutarak çok az bir enerji harcarsınız ama yıpranma katsayınız bir hamala göre çok daha fazladır.
    30'a gelmeden kafada saç kalmaz.


    quote:

    En basit örneği sürekli hesap makinesi kullanarak hesap yapanların bir zaman sonra pratik hesap yapma yeteneğini yitirmesi gibi...

    Aksini ispat edebilir misiniz?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: marikanwap

    quote:

    En basit örneği sürekli hesap makinesi kullanarak hesap yapanların bir zaman sonra pratik hesap yapma yeteneğini yitirmesi gibi...

    Aksini ispat edebilir misiniz?



    Hesap makinesini hangi işlemlerde kullandığı önemlidir bence. Tutupta tam sayı ağırlıklı yapılacak işlemlerde hesap makinesi kullanımı hesap yapma yeteneğini azaltabilir ancak çıkıp da bir mukavemet hesabı, akış hesapları gibi mühendislik uygulamalarında hesap makinesi kullanmanın hesap yapma yeteneğini azaltacağını düşünmüyorum. Zaten dediğim işlemleri hesap makinesiz yapabilmek çok zordur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Shady

    Hesap makinesini hangi işlemlerde kullandığı önemlidir bence. Tutupta tam sayı ağırlıklı yapılacak işlemlerde hesap makinesi kullanımı hesap yapma yeteneğini azaltabilir ancak çıkıp da bir mukavemet hesabı, akış hesapları gibi mühendislik uygulamalarında hesap makinesi kullanmanın hesap yapma yeteneğini azaltacağını düşünmüyorum. Zaten dediğim işlemleri hesap makinesiz yapabilmek çok zordur.

    Yukarıda verdiğim benzetmeyi düşünün: Ağırlık çalışmazsanız kas yapamaz, zor problemleri aklınızdan çözmezseniz zekanızı ilerletemezsiniz. Çok zor dediğiniz hesapların büyük kısmının geçmişte hesap makinesi olmadan yapıldığını, dünyanın en büyük dahileri arasında yer alan Mimar Sinan'ın 7 katlı integralleri hesap makinesi olmadan çözdüğünü unutmayalım...




  • Bir ülkenin bütün vatandaşlarını aptal yerine koyarak hatta ettiğinizi düşünüyorum. İdeolojik görüşleri savunulacak bir ülke değil Amerika, evet. Fakat bütün milleti -ki bu millet farklı etnik kökenlerden oluşan milyonlarca insandan oluşuyor- bu kadar gözden düşürmeniz doğru değil. Biliyorsunuz ki -ekonomiyi dışarda turarak söylüyorum- birçok farklı görüş Amerika'da oldukça yaygındır. Buna insan haklarını, eşcinsel haklarını, hayvan haklarını ya da bu tarz konuları dahil edebiliriz. Tamamı aptal olan bir insan gürûhu nasıl olur da bir şeylere karşı çıkıp isyan ederbilir? Savaşa isyan edebilir? Seksin bu kadar kapalı bir kutu olarak görülmesine karşı çıkabilir mesela? Ya da herkes nasıl olur da istenmeyen bir durum olduğunda haklarını iyi derecede savunabilir?

    Bilinçsiz olan kesinimin yanında hayatından oldukça emin, kendini tanıyan ve geliştirmesini bilen, zekasını ön plana çıkarıp başarıyı elde edebilen insanlar da var. Bu sadece Birleşik Devletler'de değil, dünyanın her ülkesinde var sizin de bildiğiniz gibi.

    Şirketlerin üstü kapalı sömürgecilik faaliyetlerini açıklarken spesfik bir Apple örneğiyle bu yazıya devam etmenizin doğru olmadığını düşünüyorum. Tek suçlu Apple'mış gibi davranmışsınız. Bunu Türkiye'de yapan şirketler de var. Mavi Jeans'i düşünün. Maaliyeti çok düşük olan ürünleri görsel olarak "poh poh"layarak, çok iyi reklam kampanyaları düzenleyerek, müşterilerin neyi nasıl istediğini analiz ederek hareket ediyor Mavi Jeans. 10 liralık ürünü 70'e satıyor; ve işin garibi alan alıyor. Çünkü alışılmışın dışında geliyor, öyle olmasa bile öyle hissettiriliyor. Başka ülkelerde de böyle durumlar var.

    Sanırım çok uzattım ve karıştırdım; fakat yazınız dolu olduğu halde sağlam olmamış gibi...




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.