Burada açılmış bir haberine hiç denk gelmediğim için bu konuyu açayım dedim. Türk-Yunan ilişkilerine ciddi biçimde format atıldı. Ama tabii iyi ilişkiler ne kadar sürer ve tarihsel ihtilaf ne kadar onarılır bilemem, günün birinde iki partinin de birbirini bildirgeyi ihlal etmekle suçlaması olası. Tarih tekerrür edecek diye bir zaruriyet yok elbette ama bunun gibi geçmiş sözlerden ve antlaşma maddelerinden sık sık dönülmüş olduğu gerçeği bu bildirgenin kalıcı olacağına dair beklentiye gölge düşürüyor ama umarım yanılırım. Yunanistan ve Türkiye arasında 15 farklı anlaşma imzalandı - Yetkin Report
T.C. İletişim Başkanlığı (@iletisim) on X https://twitter.com/iletisim/status/1732742504703819886?s=20İngilizcesi:
Full Text of the Friendship Declaration Between Greece, Turkey – Athens-News.GR Bu konudaki başka bir yorumum: https://forum.donanimhaber.com/mesaj/yonlen/157518078 Bu yorumum da ama kısmen yanıldığımı veya Türkiye ile ilgili bazı noktaları atladığımı düşünüyorum. Bence Türkiye'nin ABD'den F-16 alabilmesi için Ankara Yunanistan ile arayı düzeltti. Zira Yunan lobisi Yahudi lobisi kadar olmasa da Kongre'de güçlü ve savaş uçaklarının satılmasında esas engel Yunan lobisiyle ilişik senatörlerden ve Kongre odaklarından çıkıyordu. Yunan diaspora vetosu kalkınca şimdi uçakların gelme olasılığı artmıştır. Bir de Türkiye ve Yunanistan Doğu Akdeniz'i zaten resmi müttefikler olarak beraber paylaşabilecekken kaynaklarını birbirlerine karşı sürtüşme yaratacak tavır ve girişimlerde ziyan etmeleri mantıklı değildi. Yunanistan daha büyük cüsseli Türkiye'yi daha büyük kazanımlar için kendisine kaldıraç yapabilir, Türkiye de dost Yunanistan'ı kolluyorum diyerek Yunan desteğiyle Doğu Akdeniz'deki Mısır, Rusya, Suriye gibi daha büyük devletlerle aşık atmaya odaklanabilir. Bu karşılıklı fayda dinamiği - ticaret, turizm, yatırım vb diğer alt ve yan başlıklarıyla beraber iyi yürürse işbirliği ve bildirgenin ruhu sürer. Öbür türlü eğer tekrardan ayrılıkların gelişimine mahal verilirse tarihte Atatürk döneminden sonraki çöküşünde yaşandığı gibi çöker. Nedense yeterince vurgulanmaz ama Atatürk dönemi Türk-Yunan ilişkilerinde bir altın çağdı. Atatürk eski düşmanını önce yendi, sonra da en iyi dostu yaptı. Pakt oluşturdu. Venizelos sonunda Atatürk'ü çabalarından dolayı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterdi. Yani Yunanistan'la epeyce olumlu bir dönemimiz oldu ama bu Kıbrıs gibi krizlerin gelişimiyle sonrasında sürdürülemedi. |
Atina Bildirgesi
![](/static/forum/img/downicon.png)
![](/static/forum/img/upicon.png)
![](/static/forum/img/Forum-Mobil.gif)
![](/static/forum/img/close.png)
-
-
Any comments?
-
Anlasmayi iyiye yoracak olursam
Türkiye pydye yakinda çok büyük bir operasyon yapabilir seçim öncesi zaten bekleniyor bu
Kötüye yoracak olursam
İsrail Türkiye ve İrani savastirmak istiyor Türkiye batı sınırını bu nedenle guvene almak istemis olabilir bölgesel bir büyük savas suan hic olmadigi kadar yakin
Ortalama bi yorum yaparsam
2 ülke de ege denizini komple satmalari halinde bile 5 para etmez bir mevzu oldugunu anlamis olabilir diye umuyorum
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Türkfobik senatör Bob Menendez'in Kongre Dış İlişkiler Komitesi başkanlığından federal yolsuzluk suçlamaları üzerine istifa etmesi ve yerine Ben Cardin'in gelmiş oluşu Biden Yönetimi'nin Türkiye'ye karşı daha anlayışlı ve rahat davranmasını sağlayabilir. Ama Ben Cardin'in kendisi de bilhassa insan hakları konusunda katı prensipleri bulunan ve büyük ihtimalle "özgürlük savaşçıları" diyeceği PYD'yi kollamaya yeltenecek bir Demokrat. Biden Yönetimi Türkiye'nin operasyon yapmasına izin verirse başta dış ilişkilerde sözü ve yetkisi bulunan Senato olmak üzere Kongre'yi karşısına alabilir. Kendi partisinin ciddi bir kısmını bu tarz adımlarla yönetimine yabancılaştırabilir. Bu da Biden'ın seçim yenilgisinin garantilenmesine kadar gidecek bir sürecin parçası veya bağımsız değişkenlerinden biri olur.
Türkiye ile İran savaşmaz. Çok düşük ihtimal. Zaten iki ülke de şu an çok kırılgan.
Yunanlar memleketlerini Ege ülkesi diye tanımlıyorlar veya sınıflandırıyorlar. Hayatta satmazlar. Türkiye bilakis Yunanların büyük bir parçasına sahip olduğu Ege sistemine barışçıl ve istikrarlı şekilde dahil olmak için ciddi bir diplomatik adım attı. Umarım bildirge daha önce defalarca kez çiğnenen uluslararası antlaşmalar gibi lafta kalmaz ve daha somut ve hakiki bir zemin kazanır.
-
Ben kısa süreli etkili olacağını düşünüyorum 2 ülkenin belirli kalıp davranışları var bunlar fazla da rasyonel değil iki taraf da kısa dönemlerde mantıklı hareket etse de sonra yeniden fabrika ayarlarına dönüp düşmanlaşıyor.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
İstanbul'daki Ayasofya ve Kariye müzelerinin camiye dönüştürülmeleri de Yunanistan'la yaşanan siyasi sürtüşme yüzünden olmuştu. Ayasofya belki zor ama barbarca camiye çevirilen Kariye kilisesi tekrardan müze olmalı ve ziyarete açılmalı. İkonolar ve fresklerin üzerine sıva atıp girişleri yasaklamışlar. Tam bir vahşilik - haydutluk örneği hem de 2023 yılında.
Madem Yunanistan'la arayı düzeltiyorlar bunlara da bir el atsınlar
-
CHP sonunda yunanlarla anlaşmayı imzaladı
peki imzaladığı bu anlaşmanın gizli maddeleri ? kuzey kıbrısın rumlara verilmesi ve doğu akdeniz doğalgazının yunanistana bırakılması gibi gizli maddeler old konuşuluyo
pardon reis imzalamış
-
Yazıklarınızda haklısınız fakat ortodoksluğun temsilcisi olarak Yunanistan'ı adres veya vasi olarak görmek de üzücü. Bu yazdıklarınızın yapılmasını ben de isterim, ama kendimiz için.
-
Bu anlaşmayı Türkler ve Yunan'ı F 14, 16 ve 35'leriyle horoz dövüşü gibi kavga ettiren ABD'nin zayıflamasındaki dalgalanmalardan biri olarak görüyorum. Bu dalgalar gel-gitler şeklinde devam edecektir. Umalım ki Türkiye'ye yine, koskoca topraklarını vizesiz olarak açmış Rusya'ya yaptığını yaptırmasınlar. Ama yaptıracaklardır, bir şey organize edilecek ve Türkiye yapmış olacak. ABD hala güçlü, yine de yirmi sene öncesine kadar sahip olduğu vizyonundan eser yok.
Bu da güney Amerika, doğu Asya ve Arap yarımadasında olanlara paralel anlaşmalardan birisidir. Tabela ağacına bir işaret daha eklemektir. Bütün popüler yayınların yazdıklarınıdan sonra yetkili bir Avusturya'lı veya Alman'ın Rus enerjisi ve coğrafyasının kendileri için vazgeçilmez olduğunu açıklaması, veya Biden'ın ABD'nin Ukrayna içn artık destek veremeyeceğini bildirmesi gibi, veya Türkiye'nin deniz roketleriyle Akdeniz'deki ABD varlığını tehdit edip uluslararası fuarda ise ne kadar hızlı üretebileceğini göstermesi gibi bir şeydir. Veya ABD'nin AI işlemcilerin Çin'e ihracını durdurmasından sonra Çin'in N-vidia siparişlerini de iptal etmesi gibi bir şey. Küçük bir şeydir yani. Önemli olan, bu küçük şeylerin biraraya geldiğinde dünyaya resim vermeye başlamış olması.
-
Ben bunu ABD etkisine değil de almanya'ya yoruyorum. Almanlar iyi güzel eurofighter istiyorsunuz da bari şu yunanla biraz arayı yumuşatın, bizim de içeriye söyleyecek birşeylerimiz olsun demişlerdir.
Abd etkisiyle olsaydı daha önce olurdu, tam eurofighter muhabbetinden sonra oldu.
-
ABD'nin yanında veya alternatif Alman hükümetini memnun etme çabası da var muhtemelen ama Erdoğan ve Mitsotakis Türk-Yunan ilişkilerini ta Temmuz'daki NATO Vilnius sıfırlamaya niyet ettiklerini belirtiler. Eşi Kıbrıs göçmeni Lübnan Ermenisi olan Bob Menendez ise uzun süredir senato dış ilişkiler komite başkanıydı ve epeydir Ermeni ve Yunan lobilerinin desteğiyle Türkiye'ye muhalefet ediyordu. Menendez ekarte edildiği sırada Mitsotakis ve Erdoğan New York'ta görüşüyorlardı. Bir aydan biraz sonra Erdoğan Atina'yı ziyaret etti ve bildirge imzalandı. Uçak meselesi Menendez ve diğer Kongre üyelerinin muhalefeti altında uzunca bir süredir devam ediyordu ama halen birinci tercih, daha önce kullanılan uçaklar oldukları için F-16'lar. Eurofighter Typhoon için de daha önce adın atıldı ama en çok bahsettiğim mali açıdan daha avantajlı öncelikten dolayı F-16 anlaşmasının gerçekleşmesini beklediler. Eurofighter Typhoon'a daha çok çaresizlikten veya daha büyük potansiyel sahibi ama daha pahalı bir ürüne heves etmelerinden dolayı yöneldiler. Ama hem hakim tablo hem de maksat açık. Batılı ülkelerin Türkiye üzerinde kısmi bir görünmez ambargosu var. Yunanlarla anlaşma ve ilişkileri bir bildirgeyle dünyaya ilan ederek normalize etme bunun kırılması için bir adım olarak görüldü. Ama bir yandan bizimkiler de, Yunanlar da birbirleriyle didişmenin pek fayda getirmeyip işbirliğinden daha çok fayda çıkacağını da gördüler. Bir sıfır toplam yaklaşımlı ihtilaf durumu yerine pozitif toplam paradigmasına geçmek için girişimde bulundular. İki devletin birbirlerine karşı böyle bir yaklaşım ve politika değişikliğinden neler çıkabileceği varsayılabilir. Bir ara oturup değerlendirebiliriz. Eğer iyi işletirlerse bildirgenin modeli yürür. Aksi takdirde bildirge dünyadaki sayısız diğer bildirge ve anlaşmanın kaderini paylaşıp bir kağıt parçası olarak kalır.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
ABD genel anlamda Türkiye ve Yunanistan arasında dengeleyici, fren koyucu ve arabulucu şeklinde tasvir edilir ama bence bu çizilen geleneksel resim şüphelidir. Bilakis Yunan Türk sürtüşmesi NATO'nun Güneydoğu ayağına zarar vermediği sürece Yunanistan'ı veya Türkiye'yi kendisine itebileceği veya ikili sürtüşmeyle oyalayabileceği için ABD'nin işine gelebilecek bir durum. Ama Yunanlar Türklerle anlaşmaya yeltenirse - şekil A - Amerikalılar bünyelerindeki Yunan lobilerinin de varlıkları itibarıyla buna bu lobilerle ters düşmeden veya çelişmeden bir şey de diyebilecek vaziyette değil. Görünürde iki ülke arasındaki işbirliğini desteklerler. Fakat bir yandan Türkler ve Yunanlar arasında işbirliğinin sağlanmasında ABD'ye olan kısmı askeri bağımlılığın (Türkiye'nin aslında sanki çok sayıda alternatif opsiyon varmış gibi gizlenmeye çalışılan F-16 ihtiyacı) ta Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi hala rolü var. Kısaca ABD en azından bağımlılık çerçevesinde halen baskın hegemon olan taraf. İki ülkenin de sık sık - istemli veya istemsiz - göbekten bağlanmasına veya Yunan örneğinde diklenmesine sebep olan bir taraf. Yorum için teşekkürler.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Ortodoksluk Vatikan'ın merkezini teşkil ettiği Katolikliğin aksine otosefaldir yani çok başlı, hiçbir kilise Ortodoksluğu özel olarak temsil etmiyor. Ama İstanbul Fener Rum Patrikhanesi - kısaca tarihsel Bizans veya Konstantinopolis Parikhanesi - tüm Ortodoks Kiliseler söz konusu olduğunda eşitler arasında birinci kilisedir (primus inter pares). Bu anlamda ironik biçimde Ortodoksluğun birinci adresi bu önde gelen kiliseyi Fatih Sultan Mehmed Rumların imparatoru olarak Osmanlı himayesi altına aldığından beri Türkiye'dir.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
F16lar gelse de gelmese de Eurofighterlar alınmalı. çeşitlendirme yapmak gerekir. Yunanlar geçmişte mirage uçakları da kullanıyorlardı sadece amerikan uçağı değil. F35leri hariç tutsak bile F16'lar Rafale ve
EF uçaklarının dengi değil, bunlarda uzun menzilli meteor füzeleri var. Tatbikatlarda katar EF'leri bizim F16'ları düşürüyorlar hep. Fazladan uçak alımının zararı da olmaz çünkü uçak ihtiyacı kalmadığı zaman
yeni üretilecek uçakları satmaya başlayabilirz.
-
Askeriyeden fazla anlamam ama şunu biliyorum, çeşitlendirme çok maliyetli. Ancak ABD, Çin, Rusya gibi elle sayılabilecek birkaç ülke altından kalkabiliyor. Çeşitlendirilmiş bir hava kuvvetlerinden ziyade kaynaklar daha anlamlı şekilde kullanılabilir. En basitinden uzay programına veyahut eğitim sistemine yatırırsın. Çok sayıda uçak tipi gereksiz maliyet. ABD mesela askeriyesindeki envanter zenginliğini çeşitlendirmek için bu kadar çok yatırım yapmasaydı Amerikan halkı bugün şu ankinden daha iyi yaşam standartlarına sahip olabilirdi. Yaşam standardı dünya ortalaması baz alındığında gene iyi. Ama yaşam standardını daha iyi düzeye çıkarmak veya başka - hem de gene stratejik de olabilecek - sektörlere yatırım yapmak varken bu kadar çok farklı silah içinde yüzmek mantıklı değil.
-
Kültürel ve tarihsel mirası ve yaşı uyarınca bir kere müze yapılmış hiçbir eski yapı tekrardan ibadethane yapılmamalı. Zihinler yeterince evrildiğinde hepsi tekrardan müze yapılabilir ve yapılır.
-
Düşman yapıyorsa bizim de yapmamız gerekir. Coğrafyanın kaderi. Sözgelimi Yunan bizim için 40 milyar dolar harcadı, biz bunu 10 milyar dolarla savuşturalım diyemeyiz.
Aksine ABD askeriyede maliyetlere çok önem veriyor. Mesela YF23 çok maliyetli geldiği için F22 tercih etti. genel maksat için iki uçak tasarlattı YF16 kazandı ama madem elimizde çift motorlu konsept var
bunu da F18 yapalım dediler. maliyeti yüksek diye Comanche helikopterini iptal ettiler.
eğitim sistemini iyileştirmek isteyen diyanetten biraz aktarır olur biter.
Amerikan halkını ayakta tutan şey Dolardır. Doların da sacağacının biri ABD ordusudur.
Silah sanayi geliştikçe sivil sanayi de gelişir. bugün silah yapan şirket yarın birikimini sivil teknolojiye aktarır. bugünün bir sürü sivil şirketi dünün askeri üretim yapan şirketleriydi. hatta şu an kullandığımız
computer sistemlerinin temeli de 2. dünya savaşı sonucudur. malesef durum bu.
-
Yunanistan ve Türkiye halkının birbiri ile sorunu yokki zaten. Sorunu olanlar siyasiler.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
Benzer içerikler
- tyler durden sözleri
- padişahlar zina mı yapıyordu
- hint avrupa ırkı
- havada uçuşan parlak beyaz noktalar görmek
- senet imzaladım iptal edebilir miyim
- paralel evren nedir
- google maps toplu taşıma renkleri
- teslim alınmayan kimlik nereye gider
- dünyada en çok konuşulan diller
- güneşin rengi nedir
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X