Şimdi Ara

başkalarının başarısı ve her türlü kıskançlık

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (1 Mobil) - 3 Masaüstü1 Mobil
5 sn
17
Cevap
0
Favori
1.480
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Alaylıların, mekteplilerden korkusu vardır. "Ya benden daha başarılı olursa?"

    Kulak, boynuzdan çekinir. "Ya beni geçerse?"

    Çekememezlik durumunun kişinin egosuyla ilgili psikolojik bir sorun olduğunu düşünürdüm. Ama tamamen egoya bağlamak da hatalı olur galiba.

    Bazen en yakın arkadaşımızın elde ettiği başarıya sevinirken bile içimizde hazzetmediğimiz bir dürtü yakalayıp kendimizden utandığımız olmadı mı hiç? "Neden ben değil de O?"

    Müdürü olduğumuz işyerinde hızla yükselenlerin, çok çalışanların önünü tıkamaya çalışanlarla karşılaşmaz mıyız sık sık. Hatta o kişilerden biri bizizdir bazen.
    Tıpkı reklamdaki gibi: "Memleketi sen mi kurtaracan Selo?"

    Neden böyleyiz biz? Yoksa hamurumuzda mı var çekememek? Başkalarının başarıları neden rahatsız eder bazılarımızı?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi su*fi -- 7 Nisan 2006; 14:19:35 >







  • Bence mesele başkalarının başarısını çekememe değil, yükselen bir kişinin farklı tavırlar içerisine girip kendisini ezme korkusudur, ve bu hiç te yersiz bir korku değildir.
  • başkalarının başarısını çekememek belki sebeplere de bağlıdır biraz..
    kişi eğer kendisine verilen rütbelerle yada parasıyla karşısındaki insana ezici bir psikolojik baskı uygularsa (kimi zaman bilinçsizce de olsa) bu bizlerde veya başkalarında içgüdüsel olarak kendimizi kanıtlama çabasına girmemize neden olur işte o zaman sen haketmeden buralara geldin deriz o kişinin başarısını takdir etmemiz için bize karşı minnet duygusu içinde olması geektiğini düşünürüz...
    sanki biz olmasaydık o kişi o geldiği seviyeye gelemezdi arkasını toplayan bizlerizdir her zaman eğer bize öyle bir imkan verilse biz çoook daha iyisini yaparızdır vs vs..

    insanın fıtratında var olan kıskanma duygusunu kendi içinde imrenme ve takdir etme duygusuna dönüştürmesi gerekir..
    başkalarının hayatı bizim için ne derece önem taşımalıdır?
    ben biliyordum deyip bıyık altından güleceğine açıkça ve medenice söylenmesi gerektiği anda gerekeni söylemek gerekmez mi?

    bugün alkış aldı diye kıskanıp çekemediğin kişiler yarın ayaklar altına alındığında acıma duygunla yine haketmediklerini yaşamaz mı?

    ve çok daha önemlisi bugün onay sa yarın sana olmaz mı?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emell -- 6 Nisan 2006; 22:10:24 >




  • İstanbul'da yapılan Davranış ve Bilişsel Terapiler Kongresi'nde bir bildiri sunan Harward Tıp Fakültesi'nden Prof. Frank Pattilio, kıskançlığın doğuştan gelen değil,sonradan öğrenilen bir duygu olduğunu söyleyerek,"Kıskançlığın temelinde özgüven eksikliği ve yetersizlik duygusu yatar.Kendini dışlanmış hissetme duygusu ise tetikler.Kıskançlık bazı insanlar tarafından aptalca bir duygu olarak değerlendirilebilir. Yanlış! Bu bir hastalık değildir, davranış bozukluğudur. Fakat hastalığa neden olabilir. İleri boyutlardaki kıskançlık depresyonu ortaya çıkarır.Depresyon da mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.Çünkü kıskanç olan kişi çok stresli bir yaşam sürmektedir." diyor.

    Kişinin basit kıskançlıklarla kendi kendine mücadele edebileceğini ve tedavi edebileceğini ifade eden Prof. Dr. Pattilio, bunun için davranışçı terapilerin kullanılabileceğini belirterek, "Biz bize başvuran kişiye kıskançlık hissettiği andaki düşüncelerini incelemesini ve ifade ettiği duygunun ardında yatan iç konuşmaları yakalamasını, kıskançlık duygusundan önce gelen duyguyu ortaya çıkarmalarını isteriz.Yapmaya çalıştığımız şey, düşünceleri parçalara ayırıp, ayrı ayrı değerlendirmelerini sağlamak ve rasyonel olmadıklarını fark ettirmeye çalışmak.Bunu kişiler günlük yaşamlarında kendi kendilerine de uygulayabilirler." diye konuşuyor.Basit kıskançlıkların tedavi edilebildiğini ancak şiddetli kıskaçlıkların tamamen ortadan kaldırılamadığını söyleyen Prof. Dr. Pattilio, "Sadece şiddetli kıskaçlıklarla baş etmeyi öğretebiliyoruz." diyor.
    Dr.Tuncay Filiz



    @kaotika,
    Senin bahsettiğin türde olan; ihtimal üzerine kurulmuş bir korku gibi geldi bana. Ve çok da sağlıklı bulmadım bu ihtimali düşünüp korkan kişiyi.
    Huyu değişme ihtimali var diye kimseyi terfi ettirmeyecek miyiz? Bu terfi ettirenin ve korkanın öz güven yoksunluğundan kaynaklanan bir durum değil midir?
    (yoksa ben demek istediğini yanlış mı anladım)




  • @sufi
    Bahsedilen kongrede kıskançlığın doğuştan gelmediğinin ve sonradan edinildiğinin anlatıldığını öğrenmem benim için değişik bir bilgi oldu. Çünkü ben kıskançığın temelinde rekabet içgüdüsünün yattığı biyolojik bir unsur olarak düşünmüştüm.
  • arkadaşalar hepimiz bir kendimize bakalım?
    her birey diyecektir ki insan yaratılış olarak mükemmeldir.
    öyle ise nedir bu çekememezlik?
    gücsüzlük yani çekecek gücü olmamak...

    yazar arkadaşlar öyle ise nerde kaldı mükemmel kainat varlığı insan...
    İlim ilim bilmektir
    ilim kendini bilmektir
    ben kendimi bilmezsem
    bu nice okumaktır...

    saygılarla..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi alihanbey -- 7 Nisan 2006; 3:17:25 >
  • kız arkadasımın sevgılısı bılgısayar muhendısı arkadasımda 3 senedır unıye gırmek için ugrasıo ama gıremıo...we sewgılısının okumuş olmasını we ıyı bı yerde olmasını sındıremıo kıskanıo we sırf bu ezıklıklerı sureklı kawga çıkarıo ..ve benden ıyısını mı bulacak dıo yanı hayat boyle acaıp duzenler uzerıne kurulu çok karmaşık.ınsan en yakını bıle kıskanabılıo kıskançlıgından herşeyı yapabılıo hatta en sewdıgıne bıle zarar werıo...ya bu durum bana çok acaıp geldıgı için anlattım
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Korktuğumuz, kaçtığımız, inkar ettiğimiz, ve inkar ettiğimiz için de sonunda denetimden çıkan ve tersine bizi denetimi altına alan; halbuki onlardan kaçmasak, onların sesini dinlesek bize yol gösterecek duygularımızdan biri de kıskançlık.Nedir kıskançlık? Başaramadığımızı başarana, elimizdekini alma ihtimali olana veya öyle zannettiğimize, bizden farklı olana, dikkati daha çok çekene, sahip olmadığımıza sahip olana, daha huzurlu, daha özgüvenli, daha mutlu yaşayana karşı duyduğumuz tarifi zor bir duygu. Keşke ben de öyle olsam! duygusu! Bir başkasını kıskandığımızı hemen hemen hiç kabul etmeyiz. Kıskançlığı kötü bir duygu olarak kabul eder, bu duygunun hep başkalarını etkilediğini, bize ise hiç uğramadığını iddia etmesek bile ima ederiz.

    Başkasının durumunu kıskanarak ona yetişmeye, onun gibi olmaya, ona benzemeye, onun gibi davranmaya, onu geçmeye, eldekini ona kaptırmamaya yeltenirsek kıskançlık doğal bir duygu olarak bizi olumlu yönlendirir.

    Yok, kıskandığımıza; aradaki farkı, ondaki fazlalığı ortadan kaldırarak yetişmeye kalkarsak; işte o zaman kıskançlık olumsuz, zarar veren, bizi ve karşımızdakini tüketen bir duygu haline gelir. Kıskandığımız hakkındaki olumsuz duygularımızı hiç harekete geçirmezsek, bu sefer kendini berhava eden varlıklar haline geliriz.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: to-be

    unıye, ugrasıo, gıremıo...we sewgılısının, we, sındıremıo ,kıskanıo, we, kawga çıkarıo, dıo, kıskanabılıo, yapabılıo, sewdıgıne, werıo...



    hocam bu hangi dil.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: zengin_47
    quote:

    Orjinalden alıntı: to-be
    unıye, ugrasıo, gıremıo...we sewgılısının, we, sındıremıo ,kıskanıo, we, kawga çıkarıo, dıo, kıskanabılıo, yapabılıo, sewdıgıne, werıo...

    hocam bu hangi dil.


    Arkadaşın ilk mesajı @zengin,
    Kültür ve Bilim'de Türkçe kullandığımızı öğrenecektir, eminim.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: zengin_47


    quote:

    Orjinalden alıntı: to-be

    unıye, ugrasıo, gıremıo...we sewgılısının, we, sındıremıo ,kıskanıo, we, kawga çıkarıo, dıo, kıskanabılıo, yapabılıo, sewdıgıne, werıo...



    hocam bu hangi dil.





    benim bilmediğim bir dil anlamak için hayli zorlandım
    mutlaka bilen arkadaşlar vardır




  • başarı hırsı olan insanlar kendinin ne yapabilecegini tam anlayamamış olanlardır.birşeyeler başardıkça ve önemsedigi insanların taktirini aldıkça kendilerini bi halt sanmaya başlarlar."anne bak karnemin hepsi pekiyi.baba bak ottüyü kazandım.güzelim bak okulun en iyi santroforu benim.karıcım bak bu yeni arabam.oglum baban banka müdürü yıgınla para kazanıyor.hey komşu bu bir üç yıl içinde ikinci koltuk takımı halıyıda degiştiricez el dokuması ama daha bitmemiş bekliyoruz.ne kredisi işimiz olmaz bizim"

    peki sonra satın alınan güzel dolgun vücutlu sarışın eşin gündüzleri bi işe yaramadıgını yaşlanınca sohpet edicek biri olmadını anlarız.giderek gerçek dostlar azalır yerine pirestij için kurulan yalakalık ilişkleri alır.birgün samimi oldugunuzu sandıgınız ama sizin gibi hırslı iş arkadaşınız terfiyi sizin yerine kedinizin hak etigini düşünücektir.mezara arkanızdan bıraktıgız mirası hepsaplıyan insanları bırakarak girersiniz.hemde hiç kendiniz olarak yaşayamadan




  • @kargaşa'ya
    konuyla çok da alakalı değil ama belki bir nebze karamsarlığını giderir.
    hoşuma giden bir alıntı

    aslında düzeltebileceğin şey kendinsin

    Bundan 20 yıl sonra, yaptıkların değil, yapamadıkların için üzüleceksin.
    Dolayısıyla halatları çöz. Güvenli limandan uzaklara yelken aç. Rüzgarı yakala, araştır, düşle, keşfet.Düşün, onları seyredecek birileri olmasaydı, kaç kişi Mercedes otomobil alırdı. Bilimde ve güzel sanatlarda en üstün başarılar, tek başlarına çalışan kişiler tarafından elde edilmiştir. Hiçbir parkta bir kurul için dikilmiş bir anıt yoktur.

    Yapabileceğin kadar söz ver.
    Sonra söz verdiğinden daha fazlasını yap.
    Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur.
    Dertlerini gözyaşlarında boğmak isteyenlere dertlerin yüzme bildiğini söyle.
    Dalın ucuna gitmekten korkma. Meyve oradadır.
    Büyük adam büyüklüğünü küçük adama davranışıyla gösterir.
    Şans bukelamun gibidir. Biraz zaman tanı, mutlaka değişecektir.

    'Tarihte en etkili 100 kişi' adlı kitabı okudum. Onların hepsiyle ortak olduğumuz tek şeyin zaman olduğunu hayretle gördüm.Günün sonunda kendini bir sokak köpeği kadar yorgun hissediyorsan, bu belki bütün gün hırladığın içindir.

    Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin. Şimdi başla! Şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla. Gülümsediğinde güzelleşmeyen bir yüz hiç görmedim.

    Kimi zaman içindeki o sessiz sese uzmanlardan daha fazla güven. Aerodinamik yasalarına göre o tombul ve tüylü arının hiç uçmaması gerekiyordu. Herhalde bunu ona hiçkimse söylemedi ki, uçuyor.

    Zamanlarının büyük bir kısmını para kazanmak ve saklamakla geçiren insanlar, sonunda, en çok istediklerinin satın alınamayacak şeyler olduğunu anlarlar. Öteki insanlardan daha akıllı ol. Yalnız bunu onlara söyleme!

    Mutlu olmanın en garantili yolu bir başkasını mutlu etmektir.
    Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın.
    İyi çalışan, sık gülen ve çok seven başarıyı elde eder.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: su*fi









    Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur.











  • su*fi



    çok fazla kişisel gelişim ve pozitif düşünce kitapları okuyorsun birazda bulundugun yerden gerçek hayata in orda tavugun bile yumurtlaması için temiz nedenler bulamazsın.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kargaşa
    su*fi
    çok fazla kişisel gelişim ve pozitif düşünce kitapları okuyorsun birazda bulundugun yerden gerçek hayata in orda tavugun bile yumurtlaması için temiz nedenler bulamazsın.

    @kargaşa
    aslına bakarsan o tür kitaplardan bir tane dahi okumuşluğum yoktur. üstteki yazıyı sabah mailimde buldum.
    bulunduğum yerden gerçek hayata inmek??? sen benim nerede olduğumu sanıyorsun?

    Bence sen de gerçek hayatı gördüğüne göre bununla savaşacağına kabullen ve elinden ne geliyor ona bak. Kendine acımak, şikayet etmek, sürekli söylenmek, hiçbir şeyden memnun olmamak kadar KOLAY düşünceler yok ama bunlar bize ne kazandırıyor. Hiç. Kendimizi yıpratıyoruz o kadar.
    Kaçalım mı bu sorunlardan, görmezden mi gelelim. Tabii ki hayır. Bunların varlığını kabullenelim ve elde ne var ona bakalım.




  • konu başlığını genişlettim biraz... ve genişleyen başlığa göre iki cins arasındaki kıskançlıkla ilgili tempo dergi'den bir alıntı yapıyorum aşağıya:

    Kendi sorunlarını yansıtanlar

    Doç.Dr. Şahin'in izlediği vakalara göre, kıskançlık sorununun üç değişik temeli olabiliyor. Birinci grupta yer alan kıskançlar, paranoid kıskançlar ve başkalarına ilgi, eğilim duyma gibi bilinç dışı fantezileri var. Aslında eşlerini aldatmak isterler, fakat bunu kendi ahlaklarına yakıştıramaz ve bilinçaltında çatışmalar yaşarlar. Dolayısıyla, başkalarını suçlayarak aslında kendi içlerindeki arzuyla savaşırlar. Doç.Dr. Şahin, "Bu gruptakiler yobazlar gibidir. Bazı insanlar başkalarını ahlaklı olmamakla, din kurallarına uymamakla yoğun bir şekilde suçlar. Sağlıklı bir dindar ise başkalarıyla bu kadar uğraşmaz. Aynı şekilde eşini veya sevgilisini şiddetli şekilde kıskananlar da bu tür hazlar ve bundan duydukları sıkıntılar-çatışmalar yaşarlar. Birçok kıskancın gerçek durumu maalesef budur ve bunun sevgiyle hiçbir ilgisi yoktur. Onlar, 'Aslında gözüm dışarıda; ama bunu kendime yediremiyorum ve eşimi suçlayıp bu durumdan kurtuluyorum' demek ister" diyor.


    Güvensiz kıskançlar

    İkinci kıskançlık tipi ise bağımlı karakterlerin gösterdikleri kıskançlık. Şahin, bu tip kıskançlıkla ilgili şunları söylüyor: "Bağımlı karakterler, kendilerini yeterince sevilebilir ve değerli bulmazlar; günün berinde mutlaka terk edileceklerini düşünür ve bu korku ile hayatlarını sürdürürler. Sürekli bu korku içinde, 'acaba terk edilir miyim' diye endişe duyduklarından, bunu engellemek adına karşı tarafı sınırlandırmak isterler. Mesela, bir bağımlı kıskanç, eşinin bir iş toplantısına gitmesini dahi istemez. Çünkü, eşinin o toplantıda çekici birini bulacağından korkar. Ona göre, herkes kendisinden cazip, değerli daha sevilebilirdir ve bu nedenle eşi her fırsatta kendisini terk edebilir. Bu yüzden de sosyal yaşamlarını sınırlandırmaya çalışırlar. Bu durum kendine güvensizliğin temel göstergesidir ve içinde sevgi yoktur."


    Narsisler ve kıskançlıkları

    "Başka bir tür kıskançlık ise narsislerin kıskançlığıdır. Narsisler, partnerlerinin sadece ve sadece kendilerini beğenmesini, kendilerine hayran olmasını ve gözlerinin başka bir şeyi görmemesini isterler. Onların kıskançlıkları çoğunlukla aldatılmayla sınırlı değildir. Entelektüel düzeyde de kendilerinin tercih edilmesini isterler. Eşlerinin bir başka kadını veya erkeği beğenmesine kesinlikle tahammül edemezler. 'Benden başka bir şey beğenme' demenin bir türüdür bu."




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.