Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
önceki
|
yoksa FED yine kem küm mü edecek. 
Hızlı 
Bildirim
Beklenen 2015 ekonomik krizi (159. sayfa)
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
Makro ekonominin 3 temel verisi vardır. Borç stoku , cari denge , bütçe açığı. B
Bir çok da alt verisi . Örnek: Enflasyon , büyüme , işsizlik , sanayi vb...
Burada hep kötümseriz.Bu ne la.. İyi haberler var.
Mesela Merkezi yönetim bütçesi, ağustosta 5,2 milyar lira, ocak-ağustos döneminde ise 639 milyon lira fazla verdi. Bu bir çok ülkenin gıpta ettiği bir veri.
Mesela Türkiye G-20 2.çeyrek ekonomisini , 1.Çeyreğe göre en çok artıran 3.ekonomi olması.
Mesela Türkiye genç işsizliği AB ülkeleri ort. düşük olması. -
Başlamışken bir veri daha.
İhracat performansı. G-20 ülkeleri...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi İl teber -- 16 Eylül 2015; 15:43:37 > -
Volatilite yani oynaklık kavramını biz sadece işlerin kötüye gitme oranı olarak algılıyoruz.
Halbuki oynaklık kavramı, işlerin (verilerin) kötüleşmesi kadar iyileşmesini kapsıyor.
Normalde, bir ülke ekonomisinde (ülke dinamiklerine göre) volatilitenin düşük olması ve istikrarlı bir seyir olması istenir, ki sorun çıkmasın, çıksa bile rayına geri gelebilsin.
Ama şimdi Türk ekonomisinin volatilitesi yüksek.(zirâ risk primi olan CDS'ler üst seviyelerde)
Yani misâl olarak kötü seyir belli süreliğine yerini iyi seyre bırakabilir, ondan sonra tekrar kötü seyir başlayabilir, sonra tekrar iyi derken, bir yukarı iki aşağı veya üç yukarı iki aşağı gidişat devam eder. E ama bu gidişatta ortalama hareketimizin ne tarafa olduğunu nasıl ölçeceğiz? Bilinmezlerle dolu bir süreç.
Sadece biz değil zaten, gelişmekte olan ülkeler bu durumda zaten. BRICS'in başı Brezilya ne durumda şu an, 3 sene evvel uçacak gidecek diyordu herkes. Kalkınmanın lokomotifi olacaktı bu ülke(ler). Kısacası evdeki hesap çarşıya uymadı. Belki seneye tekrar bi atak yaparlar ama sonra yine aşağı seyre sürüklenecekler. Oynaklık katsayısı artıyor, öngörülemez riskler çoğalıyor. E biz de aynı dünyadayız, sonuçta biz de etkileniyoruz-etkileneceğiz.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
Müteahitlere para kaptırmayın !
Döviz artışının inşaat maliyetlerine etkisi minimal düzeydedir !
100.000 TL ye mal ettikleri daireleri alım gücü %30 düşen halka hala 500.000 TL+ lerden satmaya çalışan müteahitlere prim vermeyin.
Siz onlara prim verdikçe arsızlanmayı daha çok arttıracaklar.
O dairelerin fiyatlarını makul düzey olan 300 - 350.000 TL lere çekene kadar halk konut alımını keserse biraz akılları başlarına gelir de arsızlanmayı bırakırlar.
Sizi ,bizi ne güzel öptüklerini kutlamak için her sene en son model Bentley'lerle kutlarlar sonra.
Bu kadar kendinizi saf, enayi yerine koydurmayın.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pleksiglass -- 16 Eylül 2015; 16:55:26 >
-
Şark kurnazlığıyla, biraz iyi niyetli olan şehir insanına çeşitli bahanelerle (dövizden zam gelecek, vergiden zam gelecek, kentsel dönüşüm, Araplar alacak zam gelecek, vs.) elindeki konutları tabir-i câizse iteklemeye çalışıyor bu müteahhitler.
Bunun bilincinde olan kaç insan var?
Veya işin bilincinde olupta almak zorunda kalan kaç insan var?
Çoğunlukla büyüklerinden kalan parasını nakit olarak veya maaşını 10 yıllığına bağlayarak, bu adamlara kaptırıyorlar. Yazık.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Halkta bilinc falan yok hocam.
Yarin yokmus gibi ev aliyorlar.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
İl teber
İ
kullanıcısına yanıt
Bakınız dedikleriniz gelişmiş ülkelerin kendi vaziyetlerini incelemesi açısından doğrudur.
Ama birde Türkiye'nin kendi sıradışı bir durumu vardır.
O da TÜİK gibi kurumların sunduğu verilerin şaibeli olduğudur.
Mesela işsizlik verileri TÜİK'e göre medyada gördüğüm haberlerde %10.2 filan idi.
Çoğu kişi bugün kendi çevresine ve piyasadaki işgücü miktarının talep ettiği iş talebini incelese bunun hiçde gerçekçi olmadığını görür.
Bunun dışında istihdam kaynağı olarakta hizmet sektörünün olduğu malumunuz.
Hizmet sektörü katma değerin yüksek olmadığı bir sektördür çünkü üretim yoktur işin içinde, verilen bir hizmet vardır.
Örnek : Hergün apartmanda temizlik yapan, kat sakinlerinin ihtyiacını gören kat görevlisi.
Personel istihdamı ama ülkenin kalkınmasına doğrudan hiçbir faydası yok.Maaşlı çalışan olduğu için perakende tüketim ürünlerine talep yaratıp tüketim yapan bir kişidir bu kişi sadece.
Başka bir örnek : Otomobil tamir atölyesinde ki personel, ne yapar ? Bakıma gelen araçların temel bakım prosedülerini yerine getirmesi yani :
- Aküyü sök yenisini tak
- Lastik hava basınçlarını kontrol et.
- Otomobilin yağını değiştir, silecek suyunu kontrol et vb..
Eh nedir şimdi bu ? Katma değeri çok düşük hizmet sektörü.
Bizde çalışanların ciddi bir kısmı asgari ücretli ? Neden ? Çünkü "İşgücü miktarı > işveren miktarı" oranı yüzünden işgücünün değeri en düşük düzeyde.Hele ki 500-600 TL ye çalışmaya hazır Suriye'liler sayesinde
iyice artık diplere inmiştir.
Bugün Türkiye'nin sanayi büyüklerinden Zorlu bile önceden tasarımı yapılmış hazır kart olarak satılan elektronik devreleri getirip burada birleştirip satıyor bize de yerli ürün diyor.
Bizim ülkenin sorunu katma değeri olmayan ve rekabetin kıyasıya olduğu düşük nitelikli üretim.
Güney Kore modelini inceleyip uygulamalıyız ülke olarak ama ülkeyi yönetenlerin öyle bir amacı yok, onlar ne olduğunu açıkladılar.
Biz ucuz emekçi ülkesi oluruz dediler.
Halkın geniş kesimleri asgari ücret veya biraz üzerinde gelire şükredecek tepedeki bir kaç elit emek istismarının kaymağını yiyip ballı börek bir hayat sürecek.
Haberlerde görürsünüz , Suriye'liler bile Türkiye'nin şartlarını beğenmeyip yürüye yürüye Bulgaristan sınırına gidiyorlar oradan da Almanya - Norveç filan.
Tabii Avrupa hele almanya bu kadar fazla mülteciyi ülkesine alıp barındıracak kadar aklını kaybetmedi hiç bir zaman.
Mültecilerin fazla olan kısmını bize postalayacak geri ve yine bize dert olacaklar..
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pleksiglass -- 17 Kasım 2015; 15:34:44 >
-
Türkiye gelişmekte olan bir ülke.
Tabi burada iş gücünün niteliği önemli dediğiniz gibi ve kalifiye edilmesi gerekli. Herkes ar-ge personeli , tasarımcı , mühendis , doktor , akademisyen vb. olamaz. Ama bu oranlar yukarılara çekilebilir.
Yani bir ülkede toplumsal kalkınma:
Birinci aşama olarak eğitimin desteklenmesi , geliştirilmesi , yaygınlaştırılması ile olur. Yani bütçenin en büyük harcama kalemi ne savunma , ne sağlık, ne adalet Eğitim olacak. Tamam bunu yaptık.
İkinci aşama eğitimin kalitesidir. Eğitim sisteminin, eğiticinin (öğretmenlerin) , eğitim merkezlerin , imkanların çokluğu ve kalitesi... Bunu da yaptık. (Farz edelim.)
Evet zaman geçti.
Üçüncü aşama bilinçli , kültürlü , elit, araştırmacı bir nesil , kuşak yetişti.
Dördüncü aşama nedir biliyor musun ?
Sermayedir. Bu ülkenin yetişmiş neslini kullanacağın araç . Eğer bu yoksa şimdiye kadar yaptıkların hepsi boşadır, hepsi de elinde patlar.
Bunun için ben diyorum ki bu ülke özelleştirme politikasını izlemeli , özel sektöre can katmalı , dışarıya açık olmalı ,başta küresel olmak üzere yerli yatırımcıyı yetiştirmeli ve kazanmalı yani demem o ki Dünya'dan oluk oluk parayı çekmeli.
Zaman geçtikçe bir bakmışsın ki , senin şirketlerin , senin kobilerin , senin sanayin, senin hizmet sektörün , senin tarımın küresel ekonomiye ayak uydurmuş, kazanmış , modern çağdaş Dünya'yı yakalamış , verimli , gelişmiş ,üreten,ihraç eden, sürekli bir sistemi kavuşmuş olur.
Güney Kore modeli budur işte.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi İl teber -- 16 Eylül 2015; 21:34:26 >
-
Ben doğma büyüme bu ülkenin vatandaşıyım ama bu ülkeye az buçuk imkanım olduğu halde çivi çakmayı düşünmüyorum,
Sebepleri alttaki yazıda :
Eğitim sistemi nitelikli insan yetiştirmiyor, Adalet sistemi şaibeli, ekonomik vizyon ve uygulanan rejim üretim ve girişimci odaklı değil, daha gider...
Benim ve birçok az buçuk varlıklı kişinin düşündüğü şu bugün, gideyim şehrin keşmekeş kalabalığından çıkıp daha sakin bölgelerde müstakil bahçesi geniş olan bir ev yada villa alayım, kendi bahçemi ekip biçerim mis gibide stressiz, siyasi
ideolojik kapışmalardan ve kavgalardan uzakta rahat rahat doğanın içinde keyfime bakarım.
Budur çoğu varlıklı kişinin düşündüğü veya yaptığı.
Üretim yapıp fabrika kuracak kadar enayi / keriz hala kaldıysa bu ülkede onların adına üzülürüm sadece.
Bugünkü iktidar gitti imam hatip yaptı eski okulların bazılarını, yahu kardeşim ülkeye üretim ve katma değer adına ne faydası var her tarafta imam hatip okulu açmanın ?
İhtiyaç fazlası imam üretmenin ne faydası vardır bir ülkeye ? Ben söyleyeyim, yoksullara sürekli şükretmeyi ve afrikada bilmem nerede bir sürü insanın açlıktan süründüğünü örnek verip duracaklar.
Üretim adına yapılan fason üretim oalcak en fazla..Size devamını alttaki videoda Emin Çapa anlatsın..
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pleksiglass -- 17 Kasım 2015; 15:35:28 >
-
Nerede la bu ekonomik kriz?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: 440cdx
Uzun vadeli kredi borçlularımıza geçmişler olsun..Kredilerini artık çakıl taşıyla öderler.
Piyasa hacizli otomobil ve konutla dolarsa bizim müteahitler boşuna ağlamasın.İnce işler dahil maks. 100.000 TL'ye malettikleri evi 500.000+ 'lere satarken nasıl bankalarla
bir olup halkı kerizledik diye seviniyorlarsa şimdi de biraz onlar üzülsün.
Gerçekten kısmen üzünülmesi gereken birileri varsa o da nefsine hakim olamayıp kredi manyağı olan halkımızdır.
Kriz patlarsa otomobil fiyatlarında inanılmaz bir düşüş olacak diyorsun yani. O zaman krizi dört gözle bekliyorum.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Seçim nasıl etkıleycek bızı ? Alınması gereken elektronık seylerı gıysıdır falan fılan almak mı lazım yoksa beklemek mı lazım
Kredi borcu olanlar sıkıntıya dusecek belli
Sanırım su aralar pek bır sey satın almayıp elde para bulundurmalı ? Ama 5 ay sonra fırlarsa fiyatlar ?
Ev arsa fıyatları da artmaya devam edıyor..
Eger dovız bıraz daha dusus yasarsa dovız ıcın daha fazla dusunurum
< Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı > -
Keşke dedıgınız gıbı yapılsa da sonuc verse...
Ama boyle oldugu zaman boyle bekledıgımız zaman da eldekı evler de gıdıyor ..fıyatlar da ucuyor...yanı olan sana bana ona oluyor ne yazık kı..
Istanbul da yer kalmadı.ben duscegını hele hele 500 lerden 300 lere dusecegını hıc sanmıyorum malesef
< Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı > -
a dostlar siz zannediyormusunuz ki bu konuyu gören bilmem neli partililer ''aa bizi kandırıyorlarmış, bunlar ülkeyi batırmışlar bi daha oy vermem'' diyecekler ? yahu hepsi bu işi birlikte yürütüyor zaten özellikle interneti kullanacak seviyeye gelmiş olanlarla. ne kadar malum partili tanıdıysam hepsinin biryerlerde torpili var emeksiz, ter dökmeden para kazanıyorlar ve buna ''helal'' diyorlar. eniştem kpss'den düşük puan almasına rağmen (kendisinden hiç haz etmem lafla döverek ağlatmışlığım vardır, fiziksel olarak ise elimden birkaç kere almışlardır) torpille silivride (memur) gardiyan oldu. adam ''hiçbirşey'' yapmadan, sadece gidip orda mal gibi durup eve gelerek 2500 lira (en son bu kadardı) maaş alıyor ve kendini adamdan sayıyor. bunların hemen hepsi böyle yani adam nemalandığı (ideolojik veya maddi veya her ikisindende faydalanıyorsa) kesimi eleştirirmi ? değirmene çomak sokulsun istermi ? memleketi memurlar yönetiyor bakmayın siz. adamlar ayrı cumhuriyet kurmuşlar kamuda. bir işçinin %10'u kadar emek harcamadan ondan kat kat daha fazla maaşa ve tatile konuyorlar ve kendilerini o işçiden daha büyük görüyorlar. öyle ya onlar tanrının seçilmiş kulları, diğerleri ise tanrının terkettikleri.
-
Herkes bildiği yoldan gidiyor. Ama o yollar nereye varır, bekleyip görmek gerek.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: eyoruk
Keşke dedıgınız gıbı yapılsa da sonuc verse...
Ama boyle oldugu zaman boyle bekledıgımız zaman da eldekı evler de gıdıyor ..fıyatlar da ucuyor...yanı olan sana bana ona oluyor ne yazık kı..
Istanbul da yer kalmadı.ben duscegını hele hele 500 lerden 300 lere dusecegını hıc sanmıyorum malesef
2013 te 1000 bine 0.65 faiz orani ile almadigim ev simdi 150 bin ve faiz oranlari 1.25 oldu ne anladiM bu isten 3 yildirda odedim kira 20 bini buldu kriz gelmedi beklerken. zarar ettik simdi mutehatler yuzumuze bakmiyor
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Aynen öyle.
Malesef.Durum bu ..Yeni evler yapılıyor ama ev demek yeni insan demek ,yeni nüfus demek.Bir evi olan hop başka yere geçmiyor ki ? Devamlı talep var devamlı.. -
Faizler siyasi baskıyla zorla olması gerekenin altında tutuldukça biraz daha gidebilir ,kurumsal emlak bürolarına gidin sorun fiyatlar hakkında ne düşünüyorsunuz diye..
%80'i 2 seneden beri balon fiyat olduğunu söyleyecektir, halkın aldığı uzun vadeli krediler bir tökezlemeye başlasın, konut kredisi alıpta evine kiracı koyup konut kredisini kiracısına ödetenlerin kiracıları döviz artışından etkilenip daha ucuz ev
arayışına bir girsin, işverenler döviz arttı diye maliyet artışını gerekçe gösterip çalışanları kapının önüne koymaya bir başlasın ondan sonra tekrar tartışırız.
Bu arada otomobil alırken kılı kırk yarıp, motorunu, yakıt giderini tek tek hesaplayan halkımız söz konusu 100.000 Tl lik evi 600.000 TL + lere alırken aynı hassasiyeti göstermiyor.Müteahitlerin de onlara bu evler çok prim yapacak
diye gazlamasıda ayrı bir etken.
Bu arada Maltepe civarında yeni yapılan konutlarda satılık ilanı olup 8-9 aydır ilanı duran konutlar var.Yani artık öyle faizler zorla siyasi baskıyla düşükte tutulsa leblebi çekirdek gibi satılmıyor evler.
Bakınız İTO Başkanı ağlamaya başladı :
Neymiş doları 2.70'ten devlet onlara versinmiş ? Oldu başka bir arzuları var mı ? Tüccarın ticari risklerini ve bundan doğan zararları vatandaş karşılasın.
Özel sektörün kısa vadeli borcu 128 Milyar Usd cik.
2015 yılının başlarında dolar 2.10 civarlarında iken 2-5+ yıl vadeli dövizle kredi alan tüccarın borç yükü bugün %42 arttı.
Türkiye ekonomisi de %3 lerden fazla büyümüyor, halkın çoğu asgari ücret veya biraz üzerinde gelir yetmediği için kredi kartlarıyla döndürüyor geçimini.
Zaten gırtlağına kadar kredi borçlusu milyonlar var.
Tüccar malını satacak müşteriyi bulamamaya başlayınca ne yapacak ?
İlk iş küçülmeye gidecek, personel çıkaracak, işsizlik başlayacak iyice tırmanmaya..
Zaten işgücü piyasasına milyonlarca mülteciyi de getirdiler doldurdular, işgücü piyasası dibe vurdu..Artık değil asgari ücret filan 500-600 Tl ye çalıştıracak tonla adam var işveren aradığında.
Yani personel çıkararak vaziyeti yine kurtaramayan işverenler de batacak.
Ticaret piyasası birkaç büyükbaş sermayedara kalacak.
Bu da son dönem çek-senet piyasasından :
Ödenmeyen çek-senet miktarı ciddi oranda artıyor.
Bugün size etiler gibi nezih yerlerde eskiden emlakçının bu bölgede kolay kolay kiralık ofis-büro bulamassınız dediği yerlerde kiralık ilanları var hem de aynı binada 2 ayrı katta.
Bu arada aracı kuruluşlar haberi :
İleriyi gören Türkiye'den çıkıyor.Nakitinizi iyi saklamakta yarar var.
Bugün nezih semt diye bildiğimiz semtlerde kiralık ve satılık ilanları gözünüze çarpacaktır.
Yine nezih semtlerin birinde ki rezidansta yakın zamanda 33 kiracı vardı bugün 33 tane kiralık ilanı var.
Bu kış zorlu geçecek çünkü dövizin getirdiği maliyet ortaya çıkmaya başlayacak doğalgaz faturalarına zam olarak, elektrik faturalarına zam olarak.
-
eyoruk
E
kullanıcısına yanıt
Maltepe'de kat karşılığı yapılan ve satılık ilanı 8 aydır duran evler var.Yani eskisi gibi değil talep.
Halk kredilere gömüldüğü kadar gömüldü, şimdi artık işinin kaybetmemenin ve kredileri ödemenin derdine düştü.
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
