|
Bilgisayar/Elektronik üreten bir şirket kurmak! (8. sayfa)
-
-
Pc devri kapandı artık yarım cm SOC içine bilgisayar yerleştiriliyor,bakteri boyutlarında robotlar yapılıyor vb. Daha değişik fikirler üretmek gerek.Daha türkiyede adam gibi litium pil üretebilen yer yok, dc motor fabriksı yok...
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Bahsettiğin şeylerin hepsi biliniyor onda sıkıntı yok. Evet paran olduktan sonra sen de elektronik devre elemanı üretebilirsin ama sonra? Hevesini aldıktan sonra birkaç ay içinde dükkanı kapatacağın kesin, o işten 1 lira bile kazanamazsın bu ülkede. O yüzden kimse girmiyor zaten bu tür işlere, zorluğundan değil.
Şu iki kitabı hatmederek evde işlemci tasarlayıp üzerinde program çalıştırabilirsin.
http://www.amazon.com/Digital-Design-Computer-Architecture-Edition/dp/0123944244
http://www.amazon.com/Processor-Design-System-On-Chip-Computing/dp/1402055293
-
quote:
Orijinalden alıntı: elektro_gadget
Bahsettiğin şeylerin hepsi biliniyor onda sıkıntı yok. Evet paran olduktan sonra sen de elektronik devre elemanı üretebilirsin ama sonra? Hevesini aldıktan sonra birkaç ay içinde dükkanı kapatacağın kesin, o işten 1 lira bile kazanamazsın bu ülkede. O yüzden kimse girmiyor zaten bu tür işlere, zorluğundan değil.
Şu iki kitabı hatmederek evde işlemci tasarlayıp üzerinde program çalıştırabilirsin.
http://www.amazon.com/Digital-Design-Computer-Architecture-Edition/dp/0123944244
http://www.amazon.com/Processor-Design-System-On-Chip-Computing/dp/1402055293
İki kitapla imkansız diyorum.
Basit teknolojiler değil bunlar.
Tek başıma yapamam zaten. Yapacağın maddeyi bile tanıman gerekir.
İnşaatçı kafasında iş adamları olduktan sonra bir şey olmaması normal.
Parayı verdin mi hemen geri istemek başka hangi ülkede var?
-
Bak ben sana bişey söyliyim. İnsana bilmediği şey karmaşık gelir. Bilince senin için sıradan bir işe dönüşür.
Elektronik mühendisliğinden mezun biri birkaç ay çalışarak basit bir işlemci (sadece bir örnek) yapamıyorsa kendini köprüden atsın. Şu siteyi incelersen ne demek istediğimi anlarsın.http://opencores.org/
Herşey kişide bitiyor. Ben şu eğitimsiz halimle Türkiyede örneği olmayan bir yazılım projesine giriştim. Bırak türkçeyi, ingilizce bile kaynak bulamıyorum bu konuda. Ama inat ettim er yada geç tamamlayacam.
Hedeflerin makul ve mantıklı olduktan sonra hiçbirşey imkansız değil. -
quote:
Orijinalden alıntı: elektro_gadget
Bak ben sana bişey söyliyim. İnsana bilmediği şey karmaşık gelir. Bilince senin için sıradan bir işe dönüşür.
Elektronik mühendisliğinden mezun biri birkaç ay çalışarak basit bir işlemci (sadece bir örnek) yapamıyorsa kendini köprüden atsın. Şu siteyi incelersen ne demek istediğimi anlarsın.http://opencores.org/
Herşey kişide bitiyor. Ben şu eğitimsiz halimle Türkiyede örneği olmayan bir yazılım projesine giriştim. Bırak türkçeyi, ingilizce bile kaynak bulamıyorum bu konuda. Ama inat ettim er yada geç tamamlayacam.
Hedeflerin makul ve mantıklı olduktan sonra hiçbirşey imkansız değil.
Haklısınız hocam gözümde büyütüyorum aslında.
Benim de hedeflerimden birisi bu aslında, yüksek lisansı da yarı iletkenlerle ilgili yapmayı düşünüyorum.
-
Bu postu açan abime ulaşmak istiyorum. Böyle yüksek idealleri olan insanlar gerek ülkeye. Umarım 4 senede hevesi kirilmamsitir.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Öncelikle Selamün Aleyküm kardeşim. Gerçekten de bu mesajın üstüne dört yılın geçmesi beni şaşırttı. Zira yıllar önce bu mesajın varlığını da unutmuştum. Bu güzel hortlatma için sana Donanım Haber ve üyeleri adına ne kadar teşekkür etsem de az sayılır. Bir çok konuya açıklık getirmem gerektiğine inanıyorum. Çünkü doğrusu, ben bu mesajı yazarken hakikaten de dürüst değildim. Hangi konularda? Şöyle açıklayayım: Ben o vakitler 19 yaşında değilim. Şimdi bile daha 18'imi yeni yarıladım. Neden o zamanlar 19 olduğumu söylememe gelince, bu tür konular halkımız tarafından pek de ciddiyetle karşılanmaz, hele hele bu fikri dile getiren 13-14 yaşlarında bir çocuksa. Bu donanım ve yazılım konusunu milletimiz ciddiye almıyor. Eğer mesajların tümünü okumuş isen, ne demek istediğimi daha iyi anlayacağın inanıyorum. Şevkimin kırılıp kırılmadığı konusuna da gelirsek, hayır. Şevkim kesinlikle kırılmadı. Aksine bu konunun daha da ciddiye alınması gerektiği kanısındayım. Neticede böyle bir fabrikanın kuruluş amacı MSI ve Asus gibi firmaları yerinden etmek değil, 82 milyonluk Türkiye Cumhuriyetinin bu konudaki gereksinimlerini karşılamak, Çin ve diğer devletlere teknoloji konusundaki bağımlılığımızı düşürmek. Maliyeti taş çatlasın 400$ eden Macbook'ların vasat modellerinin bile 24.000 TL'ye satılması bile, dışa ne kadar bağlı olduğumuzu ve adamların da bunun farkında olmasını ve aklımızla dalga geçtiğini gösteriyor. Dört sene içinde ne yaptım? Bir firma kurup herkesi tahtından ettim mi? Elbette ki hayır. Batman'da yaşıyordum. Ankara'da bir üniversite kazandım, bir kaç ay devam ettim. Bana göre bir yer olmadığını, beni kısıtladığını anlayınca başkenti terk ettim. Üstüne üstlük bu genç yaşımda evlendim de. (Bana göre evlilik, bazı konularda uluslararası firmalarla rekabet eden bir şirket kurmaktan daha da zordur. Evlenen her birey Apple'a rakip bir firma kurma kapasitesine sahiptir. :) Biraz da şakalaşıyorum tabii ki. :)) Şu anda yazılım alanında birşeyler yapmaya çalışıyorum. Hala umutluyum. Kendimden ve senin gibi arkadaşlarımı da görmekten. Çünkü inan dostum, eğer biz umit etmezsek, başka ümit edebilecek insanları ne yazık ki göremiyorum.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Konu hortlamış ama, bir iki bir şey yazmak istiyorum.
Bilgisayar değil de, bileşen üretmek istiyorsan öncelikli olarak SILISYUM madenini nereden bulacaksın. Diyelim ki buldun, gerçekte 400 dolara satılan bir malın 24.000 TL olması ne kapitalist düzenin, ne de senin suçun. Bunun sebebi üzerine binen vergiler.
Zaten onlar 400 dolara satılıyor olsaydı eminim sen de üretmek istemezdin. Zira hazır malzemelerden bir Geliştirme Kartı (Devre) tasarlayacak olsan ilk yatırım maliyetin 5-10bin lirayı bulur. 5 dolara zaten satılan bir şeyi sen 5-10 bin liraya üretmezsin ki tekil çalışacağını düşündüm. ekip kurarsan bunun sana aylık maliyeti 50-100bin lirayı geçer.
Kısaca kimse sana üretemeyiz demez, bu şartlarda üretmek mantıksız der. Sen o aklına koyduğunu üretinceye kadar geçecek sürede o teknoloji çöpe gider. Sen de düşündüğünle, ettiğin masrafla kalırsın.
Üretilebilir. Üretilir. Türkiye'de üretebilecek binlerce insan tanıyorum ama, 100TL ye baskı devresi yapmaktansa 100 adetini çinden 100TL'ye getirenlerle sen rekabet edemezsin. Etsen bile pazar ne durumda? Satış yapabilecek misin?
-
Teşekkür ederim cevabın için. Rastgele bir araştırma sonucu böyle bir gönderi buldum. Ben de sonucu merak ettim. Mesele bir şirket kurmaktan öte aslında. Yeni bir girişim yapmak isteyen çoğu kişinin önüne taşı biz kendimiz koyuyoruz. Bu coğrafyada yaklaşık 400-500 senedir böyledir. Yani Lagari Hasan Çelebiden Nuri Demirağa, Vecihi Hürkuşdan Kirkor Divarcıya adını sayamadığım onlarca girişimci mucitler bir şekilde engellenmiş.quote:
Orijinalden alıntı: zigzak
Öncelikle Selamün Aleyküm kardeşim. Gerçekten de bu mesajın üstüne dört yılın geçmesi beni şaşırttı. Zira yıllar önce bu mesajın varlığını da unutmuştum. Bu güzel hortlatma için sana Donanım Haber ve üyeleri adına ne kadar teşekkür etsem de az sayılır. Bir çok konuya açıklık getirmem gerektiğine inanıyorum. Çünkü doğrusu, ben bu mesajı yazarken hakikaten de dürüst değildim. Hangi konularda? Şöyle açıklayayım: Ben o vakitler 19 yaşında değilim. Şimdi bile daha 18'imi yeni yarıladım. Neden o zamanlar 19 olduğumu söylememe gelince, bu tür konular halkımız tarafından pek de ciddiyetle karşılanmaz, hele hele bu fikri dile getiren 13-14 yaşlarında bir çocuksa. Bu donanım ve yazılım konusunu milletimiz ciddiye almıyor. Eğer mesajların tümünü okumuş isen, ne demek istediğimi daha iyi anlayacağın inanıyorum. Şevkimin kırılıp kırılmadığı konusuna da gelirsek, hayır. Şevkim kesinlikle kırılmadı. Aksine bu konunun daha da ciddiye alınması gerektiği kanısındayım. Neticede böyle bir fabrikanın kuruluş amacı MSI ve Asus gibi firmaları yerinden etmek değil, 82 milyonluk Türkiye Cumhuriyetinin bu konudaki gereksinimlerini karşılamak, Çin ve diğer devletlere teknoloji konusundaki bağımlılığımızı düşürmek. Maliyeti taş çatlasın 400$ eden Macbook'ların vasat modellerinin bile 24.000 TL'ye satılması bile, dışa ne kadar bağlı olduğumuzu ve adamların da bunun farkında olmasını ve aklımızla dalga geçtiğini gösteriyor. Dört sene içinde ne yaptım? Bir firma kurup herkesi tahtından ettim mi? Elbette ki hayır. Batman'da yaşıyordum. Ankara'da bir üniversite kazandım, bir kaç ay devam ettim. Bana göre bir yer olmadığını, beni kısıtladığını anlayınca başkenti terk ettim. Üstüne üstlük bu genç yaşımda evlendim de. (Bana göre evlilik, bazı konularda uluslararası firmalarla rekabet eden bir şirket kurmaktan daha da zordur. Evlenen her birey Apple'a rakip bir firma kurma kapasitesine sahiptir. :) Biraz da şakalaşıyorum tabii ki. :)) Şu anda yazılım alanında birşeyler yapmaya çalışıyorum. Hala umutluyum. Kendimden ve senin gibi arkadaşlarımı da görmekten. Çünkü inan dostum, eğer biz umit etmezsek, başka ümit edebilecek insanları ne yazık ki göremiyorum.
Elbette bir teknoloji firması kurmak öyle ha deyince olacak iş değil. Ama küçükten başlayıp adım adım geleceğe taşıyabiliriz. Veya yeni teknolojileri takip edip onun üzerine projeler inşa eden bir şirket olabilir. Ama üretmeliyiz bir şeyleri başarmak için. Yoksa her on senede yirmi senede bu ülkeye kriz vurur.
Bu ülkede bunları yapmak zordur. Ama en azından Vestel'in daha kaliteli versiyonuna bile kabulüm. Bir süre dışardan alırsın bazı malzemeleri sonra kendin üretirsin adım adım olacak. Bu arada ben 17 yaşında bu sene sınava girecek bir öğrenciyim. Bu ülkede çok becerikli çok zeki gençler var iyi işler yapabiliriz bu konuda eksiğimiz yok.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Esenbol Barış ağabey! Ağabey diyorum çünkü beş yaş büyüksün benden. En son yazdığın mesajı okudum. Dört yıl sonra cevap gelmiş. Şimdide üç yıl sonra mesaj geliyor. Bilmiyorum, bu mesajı görebilecek misin? Bilmiyorum. Ama umarım görürsün! Dürüstlük konusunda neden öyle davrandığını anlattığında, üzüldüm doğrusu. Çünkü yazık bize, sadece yazık. Maddi destek olmasa bile manevi desteği bile esgirgeyen bir ulus olduğumuzdan yazık bize. Yüzyıllardır süre gelen bir cahillik. Nasıl düzeltebiliriz, nereden başlayabiliriz, bilmiyorum. İlk mesajını okuduğumda çok sevinmiştim. Sonda " lütfen ciddi olun! Benim gibi.." dediğin yerde bir umut adam gibi mesajlar geleceğine inanmıştım. Ancak ne yazık ki öyle bir tavırla karşılaşamadım. Son üç yıl neler yaptığını merak ettim. Umarım hayalinden vazgeçmedin. Benim de seninkinden bile çok daha uçuk bir hayalim var. Sana anlatmak isterdim. Çünkü eminim manevi desteği verecektin. Ancak buradaki arkadaşlara hiç güvenesim gelmiyor. Ben hayalimi kimseye anlatmayı tercih etmiyorum. Çünkü bunu hak etmiyorlar. Birkaç kere aileme anlattım. Hep dalga geçtiler. Istedikleri kadar dalga geçsinler. Asla, asla vazgeçmeyeceğim. Söz veriyorum. İleride o hayalimdeki yere ulaştığımda seni ve yukarıdaki birkaç arkadaşı asla unutmayacağım. Sizinle çok güzel işler başaracağız. Rabbimin izni ile, İnşallah. Esenlikler dilerim...
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X