Şimdi Ara

Bir 'giden'in ardından ağlayan gözün vitrini...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
6
Cevap
0
Favori
570
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Zelâl yağmuru

    yavuz akengin — Salı, 03/02/2009 - 06:41

    Zelal'e...

    Hatırlar mısın bilmem o mutlu ve yağmurla süslenmiş günü. Hani elimi tutup “sevdiğim” dediğin günü. Yağmur damlacıkları süzülmüştü yanaklarımızdan o gün, utangaç dudaklarımıza. Titremişti ellerimiz, yanmıştı yüreklerimiz. O gün bugün oldu şimdi. Döndüm dolaştım, o günün hatırına bugünü andım. Yıllar önce tam da bugünde. Ilık bir yağmurdan hemen sonra karşı karşıya gelmiştik. Sonra sarılmış ve ağlaşmıştık birlikte. Gözyaşlarımız karışmıştı yağmura. “Olmaz,” demiştim o sıra. “Olmaz ayrılık. Böyle yanarken, böyle severken yakışmaz ayrılık…”

    İyi görmüştüm. Yağmurun ıslatıp yumuşattığı saçlarından bir tutam alnından aşağı sarkmıştı. Dokunmak istemiştim o an içimden. Dokunamadım. Bekledim sadece. İzledim saçlarının kıvrımlarını. Sonra o saç tutamından bir damla süzülmüştü. İyi görmüştüm o gün. O yağmur damlası sessizce, içini gıdıkladığını hissettiğim bir şekilde kayıvermişti sağ gözünün kenarından yanağına doğru. Gamze dediğimiz yerde bitmişti damlacığın yolculuğu. Ve o anda sen, elinle eritmiştin. İçim burkulmuştu…

    Şimdi eski hatırlarımızla avunduğumu bilsen ne hissedersin? Bencil bir edayla hala seni sevdiğimi, seni düşündüğümü gülümseyerek mi karşılarsın? O yağmurlu günü düşünüp hayallere daldığımı bilsen, bunu benden bıraktığın en etkili iz’in olduğunu düşünür müsün yoksa bırakıp giderken ne kadar acımasızca davrandığını mı anlarsın? Biliyorum verecek cevabın bile yoktur. Cevap vermezsin sen çünkü. Sadece öylece sarhoş gibi çekip gidersin. Ardına bile bakmadan. Gidersin…

    Bu da itirafım olsun o ölü kalbine. O kendinden başkasını düşünmeyen salaş kalbine. Unutmadım işte! Unutmadı Zelâl seni. O yağmurlu günü. O damlacığı. Ellerini tutarkenki sıcaklığı. Unutmadı hiçbir şeyi. Sana inat, senin kör vicdanına inat unutmadı Zelâl. Unutamadı. Kaldı içinde öylece bir yara gibi. Her yağmurda hatırladı ve kabuk bağlamış yarayı yeniden deşti. Deştikçe acı çekti, acı çektikçe deşmek istedi. Nasıl bir “gelecek” bıraktın gördün mü? İtiraf ettim işte. Beni de skor hanene artı diye yazar mısın bilmem ama unutamadım seni, o günü, birbirimize bakışımızı, ağlaşmamızı. Unutamadım işte…

    Şimdi yoksun. Hangi yükseklerden bakıyorsun hayata bilmiyorum. Ve sen yoksun ya anlamı yok hiçbir şeyin. Grileşmiş her şey. Rengi değişmiş hayatın. En çok beğendiğin şiirlerim bile. Sitem dolu şimdi hepsi. Gözyaşı ve hüzün kokuyor. Bir sen varsın diye hatırlarda ve hala kalpte, bir de bırakılmış olmanın acısı. Sözlerim bile anlam yitirdi. Ki bu yitişin, benim yitişimin yanında sonsuz semada bir hava zerreciği olmadığını da unutmadan söyleyeyim...

    Hatıra kaldı o günden şimdiye kalbime. Ilık bir yağmur sonrası gözlerimizde mutluluk ışıltıları. Ilık bir yağmur sonrası tam da bugünde…

    Ayrılık zordur, bilirim. Şöyle tarif edeyim de sen de anla “ayrılığın” ne denli zor olduğunu, ne denli can yaktığını. Hayal et bakalım: Çok şey söylemek istersin. Ardından yetişmek, "gitme…" demek istersin, fakat yapamazsın. Bir "şey" seni engeller. Elini sıkar, başını okşar, kalbini deler, gözlerini büyüler ve bırakmaz. Belki de kalp kırıklıkları tamir edilirdi; ama olmaz, gidemezsin. Gidecek olan çekip gider.

    Birkaç kelime aklına gelir, boğazına takılır. Öylesine acı ve keder doludur ki her bir kelime, ne onları çıkarıp boğazını yakmaya ne de içinde tutup ruhunu yakmaya gönlün elvermez. Ne yapacağını şaşırırsın. Gidecek olan gider, sen hala ordasındır. Ardından bakar, durursun. Giderken adımlarının sesi, hıçkırıklarına karışır ve gözyaşların ter damlalarında yüzer.

    Ben yağmur oldum senden sonra. Zelâl dediler bana. Duru, saf dediler. Yağmur gibi dediler. Yağmuru sever dediler. Yağmur olmuş dediler. Her yağmur yağdığında hüznümü bilenler “Zelâl yağmuru” dedi. Bilenler açmadı şemsiyesini. “Varsın yağsın göğüslerimize yağmur, Zelâl varsın yağsın,” dediler ağız birliği etmişçesine. Ve ben en çok ılık yaz yağmurlarında düştüm akıllara. Senden sonra. Ilık bir yağmurdan sonra bırakıp gittiğinden beri…

    Giden ben olmadım. Sen oldun. Hem de ne gidiş! Bir kalbin sızısını ta iliklerine kadar hissetmeden çekip gidivermek. Ne acımasızca bir davranış! Sana acımasız dedim diye kızma olur mu? Bak görüyor musun hem sana her istediğimi söylemek geliyor içimden hem de sana bunları söylediğim için pişmanlık duyuyorum. Ne kadar değişmişim değil mi? Sen yokken ne çok buhranlar atlatmışım değil mi? Ben “ben” olmaktan çıkıp “sen” olduğumdan beri tutarsız oldum, böyle. Bir cümlem bir ötekini tamamlamıyor. Her şey bir yerden sonra eksik kalıyor sanki. Sonu gelmeyen şiirler, ucu bucağı görünmeyen cümleler. Susuşlar, hüzünler, ağlamalar. Hatıralar, yağmur, ikimiz…

    Hani boğazın yanar da söylemek istediklerini söyleyemezsin. Bir türlü çıkmaz kelimeler ağzından. Çok şey söylemek istersin de söyleyemezsin ya. Öyle olmuştu işte. Dilim tutulmuştu. Susmuştum sadece. “Gitme…” demek istemiştim ama ete kemiğe bürünememişti aklımda tasarladıklarım. Bir şey olur işte. Dilimin ucunda. Bir kelime, bir ruh, bir ses. Anlatamıyorum işte o anı. Ayrılık anını. Ellerin kenetlenmekten kurtulduğu o anı. Gerçekçi olmayan hayallerin seni ne kadar kandırdığını anladığın "o an" işte, anlatamıyorum, yazamıyorum, anla…

    Ah tâlip! “Gitmedim. Sustu, gitmemi istedi sanki…” diyormuşsun eski tanıdıklara. Senden haber almak çok acı çektiriyor biliyor musun? Hem acı duyuyorum hem de senden ufacık bir haber almak için can atıyorum. Bazen çalan kapıya bile “sen” diye koştuğumu fark edip ürküyorum kendimden. Gelen sen değilsin. Bakıyorum, susuyorum sonra. Susuyorum. Susmak. Kelimeleri içime hapsetmek. Eritmek ruhumun yağıyla. Tüketmek sözcükleri. Ve o eriyikleri toplayıp kana kana içmek yeniden. Ben sustum sadece, “gitme” demiştim. Sen “git” anladın. Ya da aslında sen hep gitmek istemiştin de susmamı beklemiştin sanırım… Erittiğim kelimelerin haddi hesabı yok şimdi. Gözlerine bakıp “sonsuza dek…” diyemediğim için susmuştum oysa ben! Bir sustum, gittin. Bir daha sustum, ömrüm bitti. Sonlardayım şimdi… Gözyaşlarım saçılıyor olmayan efsanenin olmayan son sayfasının olmayan yaprağının olmayan mısrasının ortasına…

    Aşka uyandım senden sonra. Aşkı bildim. Aşkı tanıdım, sevdim. Senden sonra, sen yokken. Sensizlikte. Aşka uyandım. Bilmezsin sen bu duyguyu. Kapatmışsındır belki de benden sonra “aşk duyuları”nı. Aşka uyanmak işte. Anlamadın bilmedin. Bir çiçeğin ruhundaki fırtınayı okumak gibi, yağmur damlacığının yüreğini tanımak gibi, şavkını her daim “gözlere” düşüren ayın gölgesini sevmek gibi... Ah vefasız yar. Ah gönlü bendeyken gözü ufuklarda olan yar! Yüzüstü düştüm senden sonra hüzün deryasına. Şikâyet değil, sitemdir sana söylediklerim. Şikâyet değil, bil, öğren…

    Hatırlar mısın bilmem. Ilık bir yağmurdan sonra göz göz gelmiştik senle. Akmıştım gözlerinden yüreğine. Seni de yüreğime akarken görmüştüm. Sonra sen gitmiştin. Ben susmuş ve ağlamıştım. Ilık bir yağmurdan hemen sonra. Bak şimdi de yağmur yağıyor. Alnından yanağına akan o damlanın kardeşi dövüyor odamın camını.

    Bakıp gülümsüyorum yağmur damlacığına. Ilık yağmurlu bir günden hatıra diye, gülümsüyorum ağlamak isterken…

    Bir "giden"in ardından ağlayan gözün vitrini...







  • Böyle şeyler bana neden uzak ve anlaşılmaz. Çünkü seven nasıl gider bilmiyorum ben.
















    Bu sözü ben söyledim, evet, ama bilmiyorum... insanoğlu güvenilmez.
  • Uzun ama çok güzel bir yazı
  • quote:

    Orjinalden alıntı: etusch

    Böyle şeyler bana neden uzak ve anlaşılmaz. Çünkü seven nasıl gider bilmiyorum ben.


    Bu sözü ben söyledim, evet, ama bilmiyorum... insanoğlu güvenilmez.

    Benim sevdiğim insan ailesinin mecburiyetiyle uzaklara gitti..Çok uzaklara..Kalsa uzun süre benim olurmuydu?..Bilinmez..

    Neden mi dersin..

    Sende söyledin insanoğlu güvenilmez..
  • Çok güzel bir yazı valla ruhumun derinliklerine kadar işledi... İçim bi kötü oldu ya
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1

Benzer içerikler

- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.