Ne yana baksam Fenerli ve şampiyon sanıyordum tuttuğum takımı,Feneri.
Yanımızdan geçip giden Cimbomla yarışıyordum güya,Aziz Yıldırımın garantisinde.
Sonra yeniliyordum "En büyük Fener" derken bir ikinci ligliye.
Göz yaşlarımın sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin.Çıkıyordum sonra çıkıyordum stadtan.Pendikten bizim eve giden ömrümün o en uzun,ömrümün o en berbat,ömrümün o en çocuk,ömrümün o en ihtiyar yolunu koşuyordum.Çünkü sokakta Galatasaraylılar oluyordu UEFAda üst tura çıkıyorlardı her maçın sonunda...
Soğuk bir Türkiye Kupası maçında vazgeçtim Fenerli olmaktan.
Ve yaşlı defansımda 4-3-3 yarasıydı Daum hocam.
Ben seninle adalara mistik ve demli bir çay kıvamında bakan bir ikinci lig sahasında tur atlama ihtimalini sevdim. Ben senin Pendiki eleyebilme ihtimalini sevdim. Ben senin yenebilme ihtimalini sevdim...