Şimdi Ara

BORU İÇİNDEKİ BASINÇ PARADOKSU

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
35
Cevap
2
Favori
19.540
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  •  BORU İÇİNDEKİ BASINÇ PARADOKSU


    Arkadaşlar basit bir örnek üzerinden sorumu sormak istiyorum şekilde aynı materyalden yapılmış 3 boru olsun,
    A borusu 2metre uzunluğunda ve 2S kesit alanına sahip
    B borusu ilk 1 metresi 2S kalan 1metresi S kesit alanına sahip yine toplam uzunluğu 2 metre
    C borusu ise 2 metre ve S kesit alanına sahip

    şimdi bu 3 borunun içinden geçen akışkana göstereceği direncin mukayesesi nasıl olur özellikle B borusunda ortalama bir direnç mi hesaplanır yoksa en dar kesit olan S kesitli parçası mı baz alınır yine ilişki olarak biz bu 3 boruya sol taraflarından özdeş P basınç ile su basan bir su motoru bağlasak birim zamanda diğer uçtan çıkan su miktarı yani debi kıyaslaması nasıl olur B borusunda debi A ve C arasında bir değer midir yoksa en dar kesit olan S e göre mi hesaplanır

    son olarak şunu merak ediyorum bernoulli denklemine göre bir akışkan dar bir kesite geldiğinde hızı artar ve basıncı düşer deniyor ancak pratikte biz kalın ve ince hortumları birbirine bağlasak ve suyu son ayar açsak en yüksek basınç ve duvar gerimini ince hortumda hissediyoruz mesela benzer şekilde insanda hipotansiyon yani kan basıncı düşmesi yaşandığı zaman vücut vazokonstriksiyon ile damar çaplarını daraltarak düşen basıncı yükseltmeye çalışır. bernoulli denklemindeki ifadeyle vermiş olduğum örnekler arasındaki zıtlığın sebebi nedir

    teşekkürler



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tosbağa 06 -- 25 Mayıs 2016; 15:39:53 >







  • mention



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tosbağa 06 -- 25 Mayıs 2016; 12:58:17 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tosbağa 06

    mention
    Şimdi genelde hortumun atmosfere açılan kısmının basıncını Po yani 0 olarak kabul ediyoruz . Böyle yaparsak Pompadan basınç verdiğimiz yer ile orası arasında Bernouilli yazarak hızı buluruz . Borunun çapı 2S ise

    Debiyi de suyun yoğunluğu * borunun alanı * hız formülü ile buluruz . Yani ρ * V1 * Alan ( pi * S^2 )

    İkinci boruda ise kütlenin korunumundan dolayı m1 * ρ = m2 * ρ olur bu da kısaca V1* A1 = V2*A2 demektir yani alan 2 kat azaldıysa hızın 4 kat artması demektir . Tam çıkışta yani debi ρ * 4V2 * pi * (S/2)^2 olur .

    C de ise A ile aynı şekilde debi bu sefer ρ * V1 * pi * (S/2 ) ^2 olur . Tabi burada ben Pompadan suyun V1 hızıyla geldiğini düşünerek yaptım yanlışım olabilir Akışkanlar pek sevmem


    2. Soruyu çok anlayamadım . Hortumun da oluşan basınca karşı tepki kuvveti var ve çapından dolayı bu basıncı hissettirmiyor olabilir ama soruyu anlayamadım tam .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TheCaliph_ -- 25 Mayıs 2016; 19:05:37 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: alprazolam


    son olarak şunu merak ediyorum bernoulli denklemine göre bir akışkan dar bir kesite geldiğinde hızı artar ve basıncı düşer deniyor ancak pratikte biz kalın ve ince hortumları birbirine bağlasak ve suyu son ayar açsak en yüksek basınç ve duvar gerimini ince hortumda hissediyoruz mesela benzer şekilde insanda hipotansiyon yani kan basıncı düşmesi yaşandığı zaman vücut vazokonstriksiyon ile damar çaplarını daraltarak düşen basıncı yükseltmeye çalışır. bernoulli denklemindeki ifadeyle vermiş olduğum örnekler arasındaki zıtlığın sebebi nedir

    teşekkürler

    Burada "deniyor" dediğin şey yalnızca teorik bir çıkarım değildir ,deneyi rahatlıkla yapılabilir.
    En basit deney iki a4 kağıdını birbirine yaklaştırıp aralarına üflemektir, kağıtlar birbirine yaklaşacaktır,
    çünkü kağıtların arasındaki basınç düşecek ve dış basınç kağıtları itecektir.

    Sebebi ise zor değil, akışkan moleküllerinin bir yöne doğru hızlanması o yöndeki kinetik enerjiyi ve dinamik basıncı artıracak,
    çeperlere yaptığı basıncı azaltacaktır.

    Bu ilkenin kendisi ile ilgili bir sorun yok, sorun pratik olayları bu ilkeyle açıklamaya çalışırken ortaya çıkıyordur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: savarog

    quote:

    Orijinalden alıntı: alprazolam


    son olarak şunu merak ediyorum bernoulli denklemine göre bir akışkan dar bir kesite geldiğinde hızı artar ve basıncı düşer deniyor ancak pratikte biz kalın ve ince hortumları birbirine bağlasak ve suyu son ayar açsak en yüksek basınç ve duvar gerimini ince hortumda hissediyoruz mesela benzer şekilde insanda hipotansiyon yani kan basıncı düşmesi yaşandığı zaman vücut vazokonstriksiyon ile damar çaplarını daraltarak düşen basıncı yükseltmeye çalışır. bernoulli denklemindeki ifadeyle vermiş olduğum örnekler arasındaki zıtlığın sebebi nedir

    teşekkürler

    Burada "deniyor" dediğin şey yalnızca teorik bir çıkarım değildir ,deneyi rahatlıkla yapılabilir.
    En basit deney iki a4 kağıdını birbirine yaklaştırıp aralarına üflemektir, kağıtlar birbirine yaklaşacaktır,
    çünkü kağıtların arasındaki basınç düşecek ve dış basınç kağıtları itecektir.

    Sebebi ise zor değil, akışkan moleküllerinin bir yöne doğru hızlanması o yöndeki kinetik enerjiyi ve dinamik basıncı artıracak,
    çeperlere yaptığı basıncı azaltacaktır.

    Bu ilkenin kendisi ile ilgili bir sorun yok, sorun pratik olayları bu ilkeyle açıklamaya çalışırken ortaya çıkıyordur.

    Söylemek istediğim şeyi şöyle somutlaştırayım tansiyonunuz düştüğü vakit vücut önlem olarak damarlarınızı kasar ve damar çapları daraltılır böylelikle düşen damar içi basınç yükseltilir dokuların perfüzyonu için gerekli basınç korunmuş olur yanı damar kasılması kan düşen kan basıncını yükseltmek içindir ama bernouilli ilkesine göre damar çapı küçüldükçe içindeki sıvının hızı artar ve basınç düşer bu 2 durum zıtlık teşkil ediyor

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Boruların genleşme ihtimali olmayan bir metaryalden yapıldığını varsayarsak a da en yüksek debiyi yakalarsın sonra c de en sonda b de yakalarsın b deki debi düşüklüğü sebebi daralan kısmın geriye doğru ters yönde oluşturacağı basınçtır çünkü akışkandır sabit tüp içinde değildir.

    2. Soruda ise metaryal sıcaklık su sıcaklığı gibi etkileri belirtirsen daha net cevap vermeye çalışacağım


    Son olarak bugüne kadar sorularına verdiğim cevapları teori olarak kabul et net ve kesin cevap değildir. Malum 15 sene oldu mezun olalı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Damarlar kasılmaz sadece dışındaki basınç kalbin yaptığı basınçtan fazla olduğunda bu durum meydana gelmektedir. Bir diğer kısım taşınan oksijen miktarı düşmesidir.

    Malum sağlık bizim çalışma alanımız.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mevsimsiz_kar45

    Damarlar kasılmaz sadece dışındaki basınç kalbin yaptığı basınçtan fazla olduğunda bu durum meydana gelmektedir. Bir diğer kısım taşınan oksijen miktarı düşmesidir.

    Malum sağlık bizim çalışma alanımız.

    Damarlar içerdikleri düz kas hücreleri sayesinde sinirsel/hormonal/kimyasal uyarılarla kasılır ve gevşeyebilir nitekim vücudun pek çok değişken koşula adapte olmasında bu çok mühim bir mekanizmadır bknz: vazokonstrüksiyon/ vazodilatasyon
    https://en.m.wikipedia.org/wiki/Vasoconstriction


    not: Tıp doktoruyum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tosbağa 06 -- 26 Mayıs 2016; 11:36:07 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Zitlik var ama bu durumu degistirmiyor(linki okumadim ama fikrim bu). damar sikisinca basinc artiyor cunku sikistiriyoruz ayni zamanda sivi hizi da artiyor. Yani sivi hizinin artisindaki basinc dusurme etkisi direk basinc artisindan cok az kaliyor bu yuzden de basinc artiyor. Bir de dar ve genis boruyu birbirine baglayinca yuksek basinc dar olanda olmaz ki?

    Edit: hocam tip okuyan arkadasima sordum. Kanin haciminde onemli bir azalma olmuyormus damar yuzeyindeki hucreler sikistirarak basinci arttiriyormus yani bu durumda kan akis hizi sabit kaliyor sadece ustune binen basinc artmis oluyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hesher -- 27 Mayıs 2016; 10:53:48 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • şimdi bahsettiğiniz olaylara girersek sabaha kadar konunun içinden çıkamayız. vücudumuzda yaklaşık 100 bin km kadar bulunan damarlar içinde düz kas hücresine sahip damar uzunluğu toplamın yüzde 1 kadar ancaktır. yüzde 99 u bu verdiğiniz örneğin dışında kalır. zaten çoğunda düz kas hücresi bulunmasına rağmen (sonuçta damar tek tabakadan oluşan birşey değildir) esnek epitellerin olmaması sizin dedikleriniz dışında kalmaktadır. nitekimde kimyasal reaksiyona karşı çoğu madde tepki verir bu vücuttaki damarda olur yerdeki toprakda olur akan suda olur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mevsimsiz_kar45

    şimdi bahsettiğiniz olaylara girersek sabaha kadar konunun içinden çıkamayız. vücudumuzda yaklaşık 100 bin km kadar bulunan damarlar içinde düz kas hücresine sahip damar uzunluğu toplamın yüzde 1 kadar ancaktır. yüzde 99 u bu verdiğiniz örneğin dışında kalır. zaten çoğunda düz kas hücresi bulunmasına rağmen (sonuçta damar tek tabakadan oluşan birşey değildir) esnek epitellerin olmaması sizin dedikleriniz dışında kalmaktadır. nitekimde kimyasal reaksiyona karşı çoğu madde tepki verir bu vücuttaki damarda olur yerdeki toprakda olur akan suda olur.

    sabaha kadar içinden çıkamayız dediğiniz konuları ben 6 yıl okudum, her dersin textbookunu yani kaynak kitabını tabiri caizse kanun kitabını okudum tıpta uzmanlık sınavına girdim. ama görüyorum ki siz bunların hiçbirini yapmadığınız halde neredeyse benden daha kesin konuşuyorsunuz. mühendislik ya da alanınız her ne ise orada başarılı olabilirsiniz ama tıp apayrı bir alandır direkt bilgi gerektirir tıpta varsayım ve fikir beyan etme şeklinde yürümez işler



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tosbağa 06 -- 27 Mayıs 2016; 12:18:59 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: alprazolam

    quote:

    Orijinalden alıntı: mevsimsiz_kar45

    şimdi bahsettiğiniz olaylara girersek sabaha kadar konunun içinden çıkamayız. vücudumuzda yaklaşık 100 bin km kadar bulunan damarlar içinde düz kas hücresine sahip damar uzunluğu toplamın yüzde 1 kadar ancaktır. yüzde 99 u bu verdiğiniz örneğin dışında kalır. zaten çoğunda düz kas hücresi bulunmasına rağmen (sonuçta damar tek tabakadan oluşan birşey değildir) esnek epitellerin olmaması sizin dedikleriniz dışında kalmaktadır. nitekimde kimyasal reaksiyona karşı çoğu madde tepki verir bu vücuttaki damarda olur yerdeki toprakda olur akan suda olur.

    sabaha kadar içinden çıkamayız dediğiniz konuları ben 6 yıl okudum, her dersin textbookunu yani kaynak kitabını tabiri caizse kanun kitabını okudum tıpta uzmanlık sınavına girdim. ama görüyorum ki siz bunların hiçbirini yapmadığınız halde neredeyse benden daha kesin konuşuyorsunuz. mühendislik ya da alanınız her ne ise orada başarılı olabilirsiniz ama tıp apayrı bir alandır direkt bilgi gerektirir tıpta varsayım ve fikir beyan etme şeklinde yürümez işler

    ilk önce varsayımlar oluşturulur sonra deneyler yapılır sonuç elde edilir ve sonrada bu bilgileri sizlere öğretirler. birşeyleri bilmek için illa tıp okumaya veya uzmanlık sınavına girmeye gerek yoktur.

    arabadan anlamaya sanayide usta olmaya, anatomiden anlamayada doktor olmaya gerek yoktur.




  • Hocam boruların sol tarafından aynı P basıncıyla şu basılıyorsa hepsinin sağ tarafında çıkan suyun birim zamandaki çıkış hacmi aynı olur. b ve c borularında çıkan suyun basıncı birbirine eşit olup bunlar da a borusundan çıkan suyun 4 katı çıkış basıncına sahip olurlar.

    İzahı da şöyle. Çim sularken hortumun ucunu parmaklarınızla kıstırınca nasıl çıkan suyun basıncı artıyorsa bunda da aynı öyle. B ve c borusunda çıkış tarafındaki kesit alanı daha küçük olduğu için bunlardaki çıkış basınçları da artar. Suyün çıkış basıncı, çıkışın en ucuna, yani sağ taraftaki boru ağzının çapına bağlıdır. O noktadan önceki kesit alanlarının çıkış basıncına bir etkisi yoktur. İsterse boru çapı yol boyunca değişip dursun, hatta boru konik olsun, önemli olan sadece çıkış noktasının çapıdır. Tabi boru içinde oluşabilecek turbilansları dikkate almazsak.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bi de bernoulli denklemi demişsin. O nedir bilmiyorum ama bence bir hata var orada. Yani dar alana giren sıvının hem hızı azalıp hem de basıncı düşmez. Ya birisi olur ya da ötekisi. Eğer pompa sabit basınçla şu basıyorsa o zaman dar uçtaki suyun çıkış hızı da artar, dar bölgenin çeperlerine uygulanan basınç ta artar. Yok eğer pompan çok güçlü değilse o zaman sağ taraftan çıkan suyun basıncı o kadar yüksek olmayacaktır, yani pompanın pompalama kapasitesi azalacaktır, diger bir deyişle pompa güçten düşecektir.

    Birileri de kan damarların benzetmişler olayı. Aslında o biraz farklı çünkü o sistem hem aktif olarak çapını ayarlayabilen büyük damarlardan, hem de çapını ayarlayamayan küçük kılcal damarlardan oluşur. Bir arkadaşın dediği gibi. Bu sistemdeki kılcal damarlardan geçmesi gereken (yani birim zamanda vücuda ulaşması gereken) kan miktarını sabit tutabilmek veya değişen ihtiyaca göre ayarlamak için büyük kan damarlarının çapları, kalbin çıkış basıncına (daha doğrusu atım hızına), ortam sıcaklığına, hormonal duruma ve vücudun metabolik ihtiyacına göre ayarlanabilmektedir. O sebeple kan damarları, bizim boru konusuna örnek olmayacak derecede kompleks bir sistemdir diye düşünüyorum.

    Selamlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mevsimsiz_kar45

    quote:

    Orijinalden alıntı: alprazolam

    quote:

    Orijinalden alıntı: mevsimsiz_kar45

    şimdi bahsettiğiniz olaylara girersek sabaha kadar konunun içinden çıkamayız. vücudumuzda yaklaşık 100 bin km kadar bulunan damarlar içinde düz kas hücresine sahip damar uzunluğu toplamın yüzde 1 kadar ancaktır. yüzde 99 u bu verdiğiniz örneğin dışında kalır. zaten çoğunda düz kas hücresi bulunmasına rağmen (sonuçta damar tek tabakadan oluşan birşey değildir) esnek epitellerin olmaması sizin dedikleriniz dışında kalmaktadır. nitekimde kimyasal reaksiyona karşı çoğu madde tepki verir bu vücuttaki damarda olur yerdeki toprakda olur akan suda olur.

    sabaha kadar içinden çıkamayız dediğiniz konuları ben 6 yıl okudum, her dersin textbookunu yani kaynak kitabını tabiri caizse kanun kitabını okudum tıpta uzmanlık sınavına girdim. ama görüyorum ki siz bunların hiçbirini yapmadığınız halde neredeyse benden daha kesin konuşuyorsunuz. mühendislik ya da alanınız her ne ise orada başarılı olabilirsiniz ama tıp apayrı bir alandır direkt bilgi gerektirir tıpta varsayım ve fikir beyan etme şeklinde yürümez işler

    ilk önce varsayımlar oluşturulur sonra deneyler yapılır sonuç elde edilir ve sonrada bu bilgileri sizlere öğretirler. birşeyleri bilmek için illa tıp okumaya veya uzmanlık sınavına girmeye gerek yoktur.

    arabadan anlamaya sanayide usta olmaya, anatomiden anlamayada doktor olmaya gerek yoktur.

    son kurduğunuz cümlede zaten konuyla ilgili içinde bulunduğunuz durumu ele vermişsiniz. zira damarların vazokonstrüksiyon ve dilatasyon gibi fonksiyonları, damar duvarı tabakaları ve hücre nitelikleri öncelikli olarak fizyoloji/histolojide ele alınır. anatomide ise daha ziyade morfolojileri, yerleşimleri, seyir hatları ve diğer önemli yapılarla komşulukları ele alınır.

    neyse olayın özüne gelelim bir konuda 3-5 şey duymuş olmak sizi o konunun uzmanı yapmaz daha da ötesi o konunun uzmanlarıyla yarış yapma hakkını da vermez. uçağın nasıl uçtuğunu bilmek sizi uçak mühendisi ya da pilot yapmaz hiçkimse size al bu uçağı sürebilirsin demez, arabanın temel mekanizmalarını bilmek sizi otomativ mühendisi ya da oto ustası da yapmaz kimse arabası bozulduğunda size arabasını emanet etmez. gider ustasına emanet eder sizin öngörülerinizi değil ustanın tespitlerini dinler... siz sırf temel birkaç şey biliyorsunuz diye o alanlarda kesin hükümler sunamazsınız hele de o alanın okulunu bitirmiş uzmanı olmuş kişilere karşı hüküm niteliğinde konuşamazsınız

    misal ben fizik bilirim ama mühendis değilim. sırf fizik biliyorum diye bir mühendislik alanında o bölümün mühendisine şu şöyledir bu böyledir diyemem demem hicap duyarım... ha bilmediğimi sorarım, fikrimi beyan ederim anlamaya çalışırım ama onun hakimiyetindeki bir konuda tutup da onunla yarışa girmem

    imzanızdaki 2. cümleyi hatırlatırım...




  • bana özelden tc ile diploma numarasını yazarmısın merak ettim uzmanlığını googleden copy paste ile yürümüyor bu işler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mevsimsiz_kar45

    bana özelden tc ile diploma numarasını yazarmısın merak ettim uzmanlığını googleden copy paste ile yürümüyor bu işler.

    Sen sanal ortamda hiç tanımadığın birine tcni ,diploma numaranı veya herhangi bir özel bilgini yazıp yollar mısın önce bunu kendine sor alacağın cevabı bana da söyle.

    Takıldığın forumlarda seninle aynı fikirde olmayan ve yanlış olduğun noktaları somut bilgilerle sana gösteren herkesten kimlik ve diploma bilgisi mi talep ediyorsun.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • bahsettiğin diploma numarası halka açık birşey bugün birisinin tcsini bulmak artık hiçde zor bişey değil. ben isteyene veririm tc mi. somut bilgiler dediğin google amcadan copy paste olanlar. damar yapısını birisinin bilmesine tıp okumasına zerre kadar gerek yoktur. googleye yazarsın senin bile okulda öğrenmediğin nice bilgiyi öğrenirsin. az bilim adamlarının çalışma makalelerini okumak yeterli.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mevsimsiz_kar45

    bahsettiğin diploma numarası halka açık birşey bugün birisinin tcsini bulmak artık hiçde zor bişey değil. ben isteyene veririm tc mi. somut bilgiler dediğin google amcadan copy paste olanlar. damar yapısını birisinin bilmesine tıp okumasına zerre kadar gerek yoktur. googleye yazarsın senin bile okulda öğrenmediğin nice bilgiyi öğrenirsin. az bilim adamlarının çalışma makalelerini okumak yeterli.

    sen tıbbı ne zannediyorsun, makale yayınlamayı seminer hazırlamayı ne zannediyorsun. hayatında tek bir kere pubmede girip tıbbi bir makale okudun mu??? o çalışmalar yılların emek ve bilgi birikim ürünüdür oldukça komplekstir makale yazmanın da okumanın da analiz etmenin de bir usulü vardır. öyle gazete küpürü yada hikaye kitabı okur gibi okunmaz. senin o herkes bilir dediğin damar duvarı ve fonksiyonu konusu üzerinde nasıl büyük çaplı ve bütçeli araştırmalar çalışmalar yapılıyor haberin var mı. bir fizyoloji yada histoloji/embriyoloji uzmanı 3 ila 4 yıl kadar sırf bu işin uzmanlığını okuyor. bilimi hele de tıbbı bu kadar basitleştirmek senin haddine değil kusura bakma. bu işin okulunu okuyan ve emek verenlerin hakkını yemekten başka birşey katmaz insana...

    bu forumda ne ben ne de bir başkası hangi meslekten olursa olsun sana birşey ispat etmek zorunda değil hele de her sıkıştığında karşısındaki kişiyi googledan copy paste yapmakla itham eden birine...

    neyse bu bilimsel bir konu istersen ömden devam edelim 2mizin de attığı mesajlar polemik havasında konuyu kirletiyor




  • bilginin ulaşılabilirliğinden bahsettim size ama siz neyden bahsettiniz anlamadım
    bilim adamı dendiğinde herkesin ulaşılması en güç statü olduğunu okula gitmesine gerek kalmadan bilir zaten. bana bahsettiğiniz uzmanlık doktorluk bu işleri biz iyi biliyoruz. hangi firma iyi hediye para verdi onun ilacı yazılır. laboratuvarlar olmasa halkın kendisi doktorlardan daha doktordur. benim gözümde artık doktor iyi bir cerrah olan kişi doktordur.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.