Şimdi Ara

Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor) (11. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.060
Cevap
24
Favori
120.078
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: madeinturkey


    quote:

    Orijinalden alıntı: Halleluja

     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)


     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)



    kendimden geçtim bunu görünce





  • bendede vardı. ve liseliyim. daha eskilere gitmelisin
  •  Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)


    Bizim zamanımızda...

    Bizim zamanımızda bilgisayar oyunları, Playstation, Xbox ve Nintendo gibi sanal oyunlar yoktu.



    Her şey oldukça gerçekti.

    Oyunları oynayabilmek için illaki gerçek bir rakibe ihtiyaç vardı, o zamanlar hiçbir oyunu yapay zekâya karşı oynayamazdınız.



    Oyuncaklarımız ise çoğu zaman ele geçen bahçe bitkilerinin muhtemelen çok kartlaşmış ya da yenemeyecek şekildeki yumru köklerine iliştirilmiş ağaç parçalarından yapılırdı.



    Mekanik zekâsı biraz daha gelişmiş olanlarımız tellerden tekerlekler ve ucuna iliştirilmiş simit direksiyonlu yerel adıyla “gillek” yapabilirdi tabiî ki.



    En esaslı oyuncaklardan birisi ise arka arkaya bağlanmış yağ filtrelerinden yapılmış deyimi yerinde ise kırkayak gibi oyuncaklardı.

     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)


    Bir de "bilyalı" vardı ki o sadece devlet kurumlarının yakınında yaşayan çocuklara mahsustu. Zira şap betonu olan nadir yerler okul bahçeleri idi.



    Bizim mahallemizde asfalt yol bile yoktu.

    Ama bol bol tozlu yollar vardı.



    Ne kadar zevkli olurdu “kurtkuyruğu” denen bol dikenli ve tozalaklı, toz kaldırma katsayısı tavan yapan bir nesneyi bir iple bağlayıp seğirtmek ve arkamızdan çıkan tozu seyredip, arkadaşlarımıza hava atmak. Belki erken bir dönemdi ama herhalde biz o sıralar bu eylemimizle kendimizi 4x4 jip falan sanırdık.


    ImageO zamanlar oyunlar beraber oynanırdı.

    Mahallenin kızı, kızanı ne varsa metruk bir arazide toplanır, çoraplardan yapımmış topla “gülüklü top” oynardı. Herkesin bir gülüğü (çukuru) olur metrelik mesafeden bezden amade top ile kendi hanesine sayılar yazarlardı.



    Daha olmazsa gömmeli çelik-çomak da oynanırdı bahar aylarında ve tarlaların bir çomakla kazılabileceği dönemlerde. Artık ne kadar süre oynanırsa kazılan çukurlara zaman zaman ebeler beline kadar gömülürdü.


    Ütmeli bilye oyunları ise kış aylarında çıkardı piyasaya en son bahar aylarında biterdi sezonu.



    Nedendir bilemem ama hep aklımda kalan soğuktan burunları akan ellerini koltuk altlarında ısıtmaya çalışan ve sık sık demir bilye ile oynamaya karşı çıkan çocuklar gelir.

    Buzun üzerine dizilmiş rengarenk allı yeşilli misketler güneşin eğiminden olsa gerek nasılda ışıl ışıl parlardı. İyi bir atışla baş olmazsa ortaya gelen bir atış sermayenizi ikiye katlayabilirdi.

     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)


    Belki oyuncak değildi ama o zamanlar siyah beyaz televizyonlarda başka bir eğlence idi. Ama ne yazık ki bize yönelik çok program olmazdı. Pazar günleri inek gütmeye gitmeyen çocuklar için “Uçan Kaz ve Nils” tavsiye edilirdi.



    Bir de “Kara Şimşek” vardı pazar günleri saat 3’te tüm çocukları sokaklardan toplardı.

    Aynı Kara Şimşek askerde karşısına çıkacaktı o neslin ama bir yemek olarak…

     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)


    Evet, eskiden her şey güzeldi…

    Belki gerçekten güzeldi belki de bütün çocukluk anıları güzel olduğu için güzeldi.



    Babama sorunca o da aşıkla oynadıkları oyunların daha güzel olduğunu söyleyecek, kim bilir şu an uyumamakta direnen ve uyuma ön şartlarının televizyonda illaki göz çıkması olan çocuklarım da kendi çocuklarına bizim gibi kendi çocuklarını anlatacaklar büyük bir hasret ile.



    İnşallah ülkemizin çocukları hiçbir zaman kan göz yaşı ve savaş anlatmayacaklar çocuklarına.

    “Affan Dede'ye para saydım
    sattı bana çocukluğumu
    artık ne adım var ne yaşım
    bilmiyorum kim olduğumu
    hiçbir şey sorulmasın benden
    haberim yok olan bitenden…”



    (Cahit Sıtkı Tarancı)



    Hacı Tekin, "biz çocuktuk ve oynardık" diyerek yazdı... (ALINTIDIR)




  • Tekerlekteki lastiğini hep sökerdim lambalarınıda kırdığım olmuştu o mega tasoda gözüm kaldı hey gidi günler hey
  • Az oynamadım bu atariyle oynamaktan eskidi iyice.
     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)
    Buda zamanında dayımın Avusturya'dan getirdiği polis arabası. Kim bilir kaç yıllık iyi bari bunu kırmamışım.
     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)
     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)

    Bunlarda diğer arabalarım,Tırım.
     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)
     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)
     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)
     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)
    Bunlarda ilk oyuncaklarım Mario'm ve Dino'm.
     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yekilord -- 29 Aralık 2010; 16:18:41 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Halleluja
    hala varmı bunlar bilmem
     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)



    Ençok bu etkiledi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BreakBeaT

    mavisinden vardı bende.

    bunu hatırlayan var mı
     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)



    En sevdiğim oyuncağımdıı

    Birde bir oyun vardı.Silahla ekrandan çıkan kuşları vuruyodun.Bide köpek vardı vuramayınca gülüyodu hihihihihihhi diye gülüyodu.Sinirlenip silahı ekrana dayar hepsini vururdum.Aterideydi.



     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)


     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Milkli.Nuriye -- 29 Aralık 2010; 15:59:31 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Milkli.Nuriye

    quote:

    Orijinalden alıntı: BreakBeaT

    mavisinden vardı bende.

    bunu hatırlayan var mı
     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)



    En sevdiğim oyuncağımdıı

    Birde bir oyun vardı.Silahla ekrandan çıkan kuşları vuruyodun.Bide köpek vardı vuramayınca gülüyodu hihihihihihhi diye gülüyodu.Sinirlenip silahı ekrana dayar hepsini vururdum.Aterideydi.


     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)






  • quote:

    Orijinalden alıntı: deniz6

    Ne biçim sevinmiştim bunu aldıklarında hala odamda duruyor.
     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)


    Aynen, ben de
  • hepsini hepsini ama hepsini biliyorum ben kıymetini bilemedim lütfen onlara sahip çıkın çok değerli bana göre burada bulunan bütün oyuncaklar özellikle benim GRİ aterim çalışmayınca kasete ve ateriye üflerdik ağlıyacağım lütfen durun bunlarta sahip olabilmek için birçok şeyimi veririm bilgisayar falan fasa fiso şimdiki gençliğe acıyorum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: BanaOlasılıkDeme






    çok erotikti be




  • 98'de ilk bilgisayarımız vardı ben küçükken maddi durumumuz çok çok iyidi.O zamanlar yurtdışında çikolatalar,şekerler geliyordu.Her hafta 2 kez dışarda akşam yemeği yiyorduk(Boğazda veya Florya'da(O zamanlar orada sadece zenginler vardı.) Sega Saturn,Nitendo Gameboy ilerleyen zamanlarda Ps1 vardı.2000'lerde PS2 vardı.Maddi durumumuz şimdi ise yine iyi ama eskisine nazaran masraflar artmış durumda eskisi gibi gezip para harcayamıyoruz.İşleri de çok yoğun.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Shotter


    quote:

    Orijinalden alıntı: maghapas


    quote:

    Orijinalden alıntı: Banzai!

    sene 1997



    hatırlıyorum bunuu

    Bu reklamı her izlediğimde o küçük yeşil tır'ı almak isterdim hep. Mahalleden bir arkadaş almıştı cok kıskanmıştım. 90'ların bence en güzel olayı taso'ydu. Ve efsane çizgifilmimiz POKEMON !

    pokemon 2000 de başladı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Banzai! -- 29 Aralık 2010; 16:53:34 >




  • POKEMON VE DİGİMON hayatımın çizgi filimleri bide CORBY ve TELETABİES vardı
  • Tempra size uzay gemisi gibi mi geliyordu

     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)



     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)



     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)


    Concorde lar size mercedesten daha mı güzel geliyordu

     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)




  • O 403 ün bu kasasını hatırlıyormusun


     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)



     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)




  • Ne arabaydı be sırf o ışıklarına bakabilmek için (tabi ozaman bizim arabamız yoktu) amcam ın arabasına binerdim
  • Onu hatırlıyormusun

     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eggys

    Onu hatırlıyormusun

     Bu oyuncakları hatırlayan liseli değildir! (İçeri giren ağlıyor)


    malesef.
  • 
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.