Zebanibaşı: "Tamam" demiş. "Amerika�dan gelenler için özel bölmemiz var. Ama üç kişilik. Hepsi de dolu. Senin günahın hepsinden de fazla olduğu için seçme şansı senin olacak. Birini affet, yerine sen geç".
Bush ilk hücreye girmiş, bakmış Nixon elinde balyozla taş kırıyor. Başında da bir Vietnamlı onu kamçılıyor. - "Yok" demiş, "Benim zaten biraz omuzum ağrıyor, taş kıramam".
İkinci hücrede, babası Bush'u bulmuş. Irak savaşı ardından petrole bulanmış Körfez suyundan bir havuza dalıp dalıp çıkıyor, tam çıkınca petrole bulanmış hayvanlar paçasından suya çekiveriyorlar.
- Bush'un gözü korkmuş. "Aman" demiş, "Benim yüzmeyle aram öteden beri iyi değildir. Zaten o yüzden de Vietnam savaşını da kaytardım, ben üçüncüsüne bakiiim..."
Üçüncü hücrede Clinton varmış. Sırtüstü bir yatağa bağlanmış, Monica'da yatakta ve Clinton'a en iyi bildiği işi yapıyor. Bush'un ağzı kulaklarına varmış, zaten hayatta da partisi hariç hep Clinton�a benzemek istermiş: -"Tamam" demiş, "Bu cezayı kabul ediyorum".
Zebanibaşı tuhaf tuhaf bakmış, -"Emin misin?" diye sormuş.
-"Eminim, eminim" demiş Bush heyecanla.
-"Sen bilirsin" diye kafasını sallamış Zebani, sonra hücrenin kapısını açıp bağırmış: -"Tamam Monica, serbestsin !! "