Şimdi Ara

Buz ve Ateşin Şarkısı Serisi (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
5.143
Cevap
77
Favori
191.501
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Pachelbel's Canon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Fabrice

    Sansa için pek çok kişi sıkıcı olduğunu düşünüyor. Ama yazar hikayeyi zenginleştirmek adına birbirinden farklı pek çok karakterden yararlanıyor. Her karakter zeki, çevik, karizmatik vs. olursa ortam gerçekçiliğini yitirir. Sansa el bebek gül bebek büyümüş 14 yaşında bir kız. Anası babası her türlü kötülükten, fenalıktan korumuş. Yokluk, sıkıntı nedir bilmemiş. Dünyayı kahramanlık hikayelerinden ibaret sanan bir kızcağız.

    Etrafınızdaki 14 yaşındaki kızlara bir bakın, benzer durumda pek çok örnek görürsünüz. Justin Bieber dinleyip tüm hayatı vır vır vır konuşup hayal kurmaktan ibaret sanan bir dünya kızcağız var dünyada. Hal böyle olunca olup biten hadiselerin karakter üzerindeki etkisini izlemek keyifli oluyor bence.

    Yazarın başarısına en ufak bir lafım yok kitaptaki her paragraf ayrı bir sanat eseri, dediginize de katılıyorum fakat14 yaşındaki kızın düşüncelerini dinlemek istesek aşk kitabı vs alabilirdik, yani bence karakter olarak bulunması çok doğru ama fantastik bir kitapta bu kadar sık ana sahneyi alması bana doğru ( ya da hoş ) gelmedi.


    katılıyorum söyledikleri karakter bulunabilir fakat ön plana çok çıkıyor ve okudukça uyuz oluyorum. Sansanın ön planda tutulup çok anlatılması bana gereksiz geliyor bi kere olaya yakışmıyor. O kadar dram, oyun içinde oyun, savaşlar falan oluyor, Çat sansa çıkıyor sahneye tüm heyecanımı yitiriyorum ortamın havasını bozuyor bu kız yeminle



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ayrton Senna da Silva -- 17 Eylül 2011; 10:12:18 >




  • Bir türlü Amasya'ya gelemedi şu kitap. Kitapçıya soruyorum, anca gelecek gelecek diyorlar. Bakalım bekliyoruz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Klavyelist

    Bir türlü Amasya'ya gelemedi şu kitap. Kitapçıya soruyorum, anca gelecek gelecek diyorlar. Bakalım bekliyoruz.


    İnternetten sipariş imkanınız varsa bence değerlendirin. 20-25% civarı daha ucuza geliyor kitapçıya oranla.

    Bir örnek olması adına;

    http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=584446&sa=90043863




  • 1.sezonu izledim.Kitabını alacam sizce değer mi?
    Sürükleyici bir kitap arıyorum.Kitabı okurken sıkılıyomusunuz yoksa sürükleyici mi?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fabrice


    quote:

    Orijinalden alıntı: Klavyelist

    Bir türlü Amasya'ya gelemedi şu kitap. Kitapçıya soruyorum, anca gelecek gelecek diyorlar. Bakalım bekliyoruz.


    İnternetten sipariş imkanınız varsa bence değerlendirin. 20-25% civarı daha ucuza geliyor kitapçıya oranla.

    Bir örnek olması adına;

    http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=584446&sa=90043863


    Ya hocam biraz çekingenim bu konuda. Ama düşüneceğim. Teşekkürler.




  • Kitapta mekan isimlerini Türkçeleştirmeseler daha iyi olurdu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ne[M]esis

    1.sezonu izledim.Kitabını alacam sizce değer mi?
    Sürükleyici bir kitap arıyorum.Kitabı okurken sıkılıyomusunuz yoksa sürükleyici mi?


    Dizide olduğu gibi başları biraz durgun. Sonrasında hiç sıkılmadan okudum ben. Sürükleyici ve daha detaylı anlatıyor olayları. Westeros'un geçmişinden bilgiler veriyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Blackmarsh

    Kitapta mekan isimlerini Türkçeleştirmeseler daha iyi olurdu.


    Katılmıyorum, 'vintırfıl' diyeceğime 'Kışyarı' demeyi tercih ederim. Dizide alışık olduğunuz için size tuhaf geldi herhalde, ama ben önce kitapla başladığım için çok daha iyi bir seçim olduğu kanısındayım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Klavyelist


    quote:

    Orijinalden alıntı: Fabrice


    quote:

    Orijinalden alıntı: Klavyelist

    Bir türlü Amasya'ya gelemedi şu kitap. Kitapçıya soruyorum, anca gelecek gelecek diyorlar. Bakalım bekliyoruz.


    İnternetten sipariş imkanınız varsa bence değerlendirin. 20-25% civarı daha ucuza geliyor kitapçıya oranla.

    Bir örnek olması adına;

    http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=584446&sa=90043863


    Ya hocam biraz çekingenim bu konuda. Ama düşüneceğim. Teşekkürler.


    Hocam kapıda ödeme seçenekleri var eğer kart bilgilerini vermek istemiyorsanız.




  • Düşüneceğim hocam teşekkürler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Blackmarsh

    Kitapta mekan isimlerini Türkçeleştirmeseler daha iyi olurdu.


    Yer isimleri kesinlikle Türkçeleştirilmeli. Ben de Winterfell'i Kışyarı'ndan daha karizma buluyorum ama Winterfell isminin bir anlamı var. Diğer yerler gibi. Dragonstone-Ejderkayası gibi. Aynı şekilde ''lakap'' olan isimler de çevrilmeli Serçeparmak-Köpek-Dağ vb gibi.

    Ama benim en sinir bozucu bulduğum şey Jon Kar olayıdır. Birçok kişi çevrilmeli lakap o dese de öyle değil. Kar bir soyad. Kesinlikle lakap değil. Nasıl ki isimleri çeviremezsen soyisimleri de çeviremezsin. Yani Stark yerine Yıldızk diye çevirmeye benzer o iş. En olmadı dipnot olarak Snow kar demektir dersin olur biter. Ama çevirmen bunu yapmamış. Ayrıca bir de p*ç kelimesi yerine gayrimeşru kelimesini kullanmış ki hani dil yumuşasın diye.. Bunu böyle çeviren kişi kitaplardaki cinsel sahneleri nasıl yumuşatacak bilmiyorum. Evcilik oynuyorlar filan diye çevirecek galiba..




  • Diziden sonra kitaba başladığım için karışık geldi herhalde alışıcaz artık .Aynen John Kar olayı bana da saçma geldi.Soyadının çevrildiğini ilk defa görüyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Blackmarsh

    Diziden sonra kitaba başladığım için karışık geldi herhalde alışıcaz artık .Aynen John Kar olayı bana da saçma geldi.Soyadının çevrildiğini ilk defa görüyorum.


    Snow lakap aslında, soyad sayılmaz pek. Flowers, Rivers, Storm vs. hep belli bölgelerde doğan p.ç'lere verilen lakaplar. Böylece ne oldukları anlaşılsın isteniyor. Soyad daha çok bir aileye ait olduğunu gösteriyor, Stark ya da Lannister gibi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cypon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Blackmarsh

    Kitapta mekan isimlerini Türkçeleştirmeseler daha iyi olurdu.


    Yer isimleri kesinlikle Türkçeleştirilmeli. Ben de Winterfell'i Kışyarı'ndan daha karizma buluyorum ama Winterfell isminin bir anlamı var. Diğer yerler gibi. Dragonstone-Ejderkayası gibi. Aynı şekilde ''lakap'' olan isimler de çevrilmeli Serçeparmak-Köpek-Dağ vb gibi.

    Ama benim en sinir bozucu bulduğum şey Jon Kar olayıdır. Birçok kişi çevrilmeli lakap o dese de öyle değil. Kar bir soyad. Kesinlikle lakap değil. Nasıl ki isimleri çeviremezsen soyisimleri de çeviremezsin. Yani Stark yerine Yıldızk diye çevirmeye benzer o iş. En olmadı dipnot olarak Snow kar demektir dersin olur biter. Ama çevirmen bunu yapmamış. Ayrıca bir de p*ç kelimesi yerine gayrimeşru kelimesini kullanmış ki hani dil yumuşasın diye.. Bunu böyle çeviren kişi kitaplardaki cinsel sahneleri nasıl yumuşatacak bilmiyorum. Evcilik oynuyorlar filan diye çevirecek galiba..


    Kitap her kesime hitap etsin diye mi böyle çevriliyor anlamadım. Eğer öyleyse ben Türkçe çevirisini alacağıma orjinaline bakarım.




  • Çıktığı zaman ikinci kitaba başlamak için "güzel" bir neden, Asshai'li Melisandre



     Buz ve Ateşin Şarkısı Serisi


     Buz ve Ateşin Şarkısı Serisi


     Buz ve Ateşin Şarkısı Serisi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Fabrice -- 20 Eylül 2011; 12:04:25 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Frick!

    Şimdi dizide 1. sezon = Epsilondan çıkan ilk kitap mı ? Koca kitabı 10 bölüme sığdırmışlar mı yani


    ilk 2 bölüm 250 sayfa denk geliyor
    + Kitaptakı bazı diyaloglar dizide yer almıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lâzârus


    quote:

    Orijinalden alıntı: Frick!

    Şimdi dizide 1. sezon = Epsilondan çıkan ilk kitap mı ? Koca kitabı 10 bölüme sığdırmışlar mı yani


    ilk 2 bölüm 250 sayfa denk geliyor
    + Kitaptakı bazı diyaloglar dizide yer almıyor.




    Bence normali bu zaten 1000 sayfalık kitapları 2 saatlik filme sıydırıyolar sonra filmme film diyemiyosun game of thrones 850 sayfa 10 bölüm 10 saat gayet iyi
  • Alın size 4. kitaptan bir pasaj. Spoiler içermiyor, gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz;

    “Ser? said ***. “Is a broken man an outlaw?”

    “More or less,” *** answered.

    *** disagreed. “More less than more. There are many sorts of outlaws, just as there are many sorts of birds. A sandpiper and a sea eagle both have wings, but they are not the same. The singers love to sing of good men forced to go outside the law to fight some wicked lord, but most outlaws are more like this ravening *** than they are the ***. They are evil men, driven by greed, soured by malice, despising the gods and caring only for themselves. Broken men are more deserving of our pity, though they may be just as dangerous. Almost all are common-born, simple folk who had never been more than a mile from the house where they were born until the day some lord came round to take them off to war. Poorly shod and poorly clad, they march away beneath his banners, ofttimes with no better arms than a sickle or a sharpened hoe, or a maul they made themselves by lashing a stone to a stick with strips of hide. Brothers march with brothers, sons with fathers, friends with friends. They’ve heard the songs and stories, so they go off with eager hearts, dreaming of the wonders they will see, of the wealth and glory they will win. War seems a fine adventure, the greatest most of them will ever know."

    “Then they get a taste of battle."

    “For some, that one taste is enough to break them. Others go on for years, until they lose count of all the battles they have fought in, but even a man who has survived a hundred fights can break in his hundred-and-first. Brothers watch their brothers die, fathers lose their sons, friends see their friends trying to hold their entrails in after they’ve been gutted by an axe."

    “They see the lord who led them there cut down, and some other lord shouts that they are his now. They take a wound, and when that’s still half-healed they take another. There is never enough to eat, their shoes fall to pieces from the marching, their clothes are torn and rotting, and half of them are shitting in their breeches from drinking bad water."

    “If they want new boots or a warmer cloak or maybe a rusted iron halfhelm, they need to take them from a corpse, and before long they are stealing from the living too, from the smallfolk whose lands they’re fighting in, men very like the men they used to be. They slaughter their sheep and steal their chickens, and from there it’s just a short step to carrying off their daughters too. And one day they look around and realize all their friends and kin are gone, that they are fighting beside strangers beneath a banner that they hardly recognize. They don’t know where they are or how to get back home and the lord they’re fighting for does not know their names, yet here he comes, shouting for them to form up, to make a line with their spears and scythes and sharpened hoes, to stand their ground. And the knights come down on them, faceless men clad all in steel, and the iron thunder of their charge seems to fill the world …"

    “And the man breaks.

    “He turns and runs, or crawls off afterward over the corpses of the slain, or steals away in the black of night, and he finds someplace to hide. All thought of home is gone by then, and kings and lords and gods mean less to him than a haunch of spoiled meat that will let him live another day, or a skin of bad wine that might drown his fear for a few hours. The broken man lives from day to day, from meal to meal, more beast than man. *** is not wrong. In times like these, the traveler must beware of broken men, and fear them … but he should pity them as well.”




  • Tyrion'ın mazisindeki aşk yarasını Sibel Kekilli ile paylaşmıyor kitapta :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cypon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Blackmarsh

    Kitapta mekan isimlerini Türkçeleştirmeseler daha iyi olurdu.


    Yer isimleri kesinlikle Türkçeleştirilmeli. Ben de Winterfell'i Kışyarı'ndan daha karizma buluyorum ama Winterfell isminin bir anlamı var. Diğer yerler gibi. Dragonstone-Ejderkayası gibi. Aynı şekilde ''lakap'' olan isimler de çevrilmeli Serçeparmak-Köpek-Dağ vb gibi.

    Ama benim en sinir bozucu bulduğum şey Jon Kar olayıdır. Birçok kişi çevrilmeli lakap o dese de öyle değil. Kar bir soyad. Kesinlikle lakap değil. Nasıl ki isimleri çeviremezsen soyisimleri de çeviremezsin. Yani Stark yerine Yıldızk diye çevirmeye benzer o iş. En olmadı dipnot olarak Snow kar demektir dersin olur biter. Ama çevirmen bunu yapmamış. Ayrıca bir de p*ç kelimesi yerine gayrimeşru kelimesini kullanmış ki hani dil yumuşasın diye.. Bunu böyle çeviren kişi kitaplardaki cinsel sahneleri nasıl yumuşatacak bilmiyorum. Evcilik oynuyorlar filan diye çevirecek galiba..

    Çok haklısın. Jon Snow'daki Snow bir soyaddır geldiği yerde soyadı belli olmayanlara verilen bir soyaddır Snow boş kalmasın hesabı :D (benim duyduğuma göre böyleymiş, kitaptan okuduğum için değil)

    Ben de diziyi 2 günde bitirdim sözlükten baktım diziyle ilgili yorumlara o zaman kitaptan uyarlandığını öğrendim normalde hiç huyum değildir film yerine kitap okumak ama bu dizi için gittim kitapçıdan aldım ama tek ciltli olan yeni baskı yoktu o yüzden 2 kısımlık eski baskıyı aldım ertesi gün gittiğimde yeni baskı gelmişti (kapağı kötüleyenler olmuş insanlar game of thrones'ın çevirisinin taht oyunları olduğunu bilemeyeceklerini düşünerek o resmi koymuş tanıdık gelmesi için diye düşünüyorum şahsen) yarın gidip yeni baskıyı alcam kitabın daha 40. sayfasına gelmeden içime kurt düştü çünkü merak ettim 2 baskı arasındaki farkı çünkü kitapta Ak Gezenlere "öteki" deniyor Jon Snow a Jon Kar deniyor çok can sıkıcı bence orjinalligi bozuluyor özel isimler çevrilince neyse yurtta okumak için ingilizcelerini de alıcam 2. bölüm kasımda geliomuş ilk ing. sonra çevirisini okumuş olurum. d&r da var denmiş tunalı d&r a bakıcam.




  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.