Ay’ın uzat tarafından şimdiye kadar daha önce hiçbir numune toplama görevi yapılmadı. Esasında Ay'ın uzak yüzüne şimdiye kadar sadece bir görev yumuşak iniş yapabilmişti. O da 2019 yılında Çin’e ait olan Chang'e 4’tü.
Ay’ın uzak yüzü
Ay, Dünya'ya kütleçekimsel olarak kilitli ve kendi ekseni etrafında dönme süresi ile Dünya etrafında dönme süresi aynı olan bir gök cismidir. Bu da Dünya'daki gözlemcilerin Ay'ın yalnızca bir yüzünü görebileceği anlamına geliyor. O yüzden Ay’ın göremediğimiz tarafına “Ay’ın karanlık tarafı veya uzakyüzü” diyoruz.
Esasında bu taraf karanlık değildir, bu sadece Türkçe’ye yapılan ve artık sıklıkla kullanılan bir çeviri hatasından ibaret. Öte yandan Ay’ın uzak yüzünü ilk defa 959 yılında Sovyetler Birliği tarafından gönderilen Lunar 3 uzay aracıyla görmüştük. Ek olarak şimdiye kadar yapılan çoğu Ay görevi, uydunun bize yakın olan tarafına yapıldı. Bunun çok basit bir nedeni var; kolaylık.
Uzak tarafa yapılacak bir görev, iletişim zorlukları nedeniyle oldukça çetrefilli. Bunu aşmak için Ay yörüngesinde dolanan bir iletişim uydusu gerekiyor. Çin, Chang'e 4'ten önce Queqiao adlı böyle bir röle uydusu fırlattı ve Chang'e 6 ve sonraki yüzey görevlerine hazırlanmak için geçtiğimiz mart ayında Queqiao 2 adlı başka bir uyduyu Ay yörüngesine gönderdi.
Bu uzak yüze gidişi zorlaştıran bir diğer faktör de orasının yüzey yapısı. Ay’ın uzak yüzü, çok miktarda kratere sahip ve bilinen yüzünün aksine düzlüklerden, yani inişe elverişli alanlardan yoksun.
Çok az şey biliyoruz
Chang'e-6'nın Ay toprağında iki gün geçirerek yaklaşık 2 kilogram ağırlığında numune çıkarması ve bunları bir kapta mühürlemesi bekleniyor. Bu malzeme daha sonra Ay yörünge aracıyla buluşacak olan yükselticiyle fırlatılacak. Daha sonrasında örnekler, yeniden giriş modülüne aktarılacak ve bu araçta Moğolistan'a inecek. Bugünkü fırlatmadan numunelerin Dünya'ya varışına kadar tüm bu yolculuğun 53 gün sürmesi bekleniyor. Çinli bilim insanlarına göre toplanan örnekler yaklaşık 4 milyar yıllık bir jeolojik yaşa sahip olacak.
Tabi, uzak yüzü demek daha çok krater demek, daha çok krater demek, güneş sistemi dışındaki meteoritlerinde daha fazla olasılık ile denk gelebilmesi dolayısıyla güneş sistemi dışı elementlerin bulunma olasılığı demek.
Yalnız orada kurulu düzen kısmında bu meteoritlere nasıl çözüm bulacağız acaba onu merak ediyorum. Atmosfer olmadığı için tenis topu büyüklüğündeki minnak meteoritlerde tıkır tıkır günde 100 tane falan düşüyormuş. Aslında dünya yörüngesine de girermiş bu oranda ufaklıklar, ama atmosferimiz yok edermiş.
E orada atmosfer yok edemeyince, astronotlarda, oradaki yapılarda tehlikeye girer o hızla delik teşik eder o taşlar.
Terraforming de öyle kolay olamayacağına göre, ancak yerleşim yeri yanına bir kaç lazerli demir kubbemsi sistemler kurulamalı o zaman. Tespi eder etmez yakıp küçültüp toza çevirecek.
yeni uzay yarisi basladi. guzel. artik bazi gelismeler daha hizli gerceklesir.