4 sene boyunca DGS ye hazırlandım. 4. Girişimde sınavı kazandım. OBP m 40 olduğu için istediğim yer olan Marmara İşletmeye giremiyordum bir türlü. Pes etmedim sınavı kazandım. Ama üniversiteye girdikten sonra anladım ki DGS boş ve çok zaman kaybı bir sınavdır. Öncelikle istediği bölümün 4 yıllığına girmek isteyen varsa size tavsiyem yaşınızın çok ilerlemiş olduğunu düşünmüyorsanız kesinlikle YKS ye girin derim. DGS ile bir yere girmek çok zorlaştı. Kontenjanlar çok az. Ben hayatımda ÖSYM nin yapmış olduğu hiçbir sınavda ulaşamadığım net ortalamaları ile yerleştim. Emin olun hiç kolay değil. Yüksek netlerle girdim. Peki sonuç nedir. Şu an ne hissediyorum ve düşünüyorum. Öncelikle şunu söylemek isterim ki derslerinizin çoğunu saymıyorlar. Yani siz aynı bölümün 2 yıllığını okumuş olsanız bile 12-13 ders sayıyorlar toplamda. Bu da hiçbir şey ifade etmiyor. YKS ile bölüme girenler daha ilk haftadan derslere giriyor. Okul kartları çıkıyor. Yemekhanede yemek yiyebiliyorlar. Giriş çıkışlarda sorun yaşamıyorlar. DGS ile gelenler ise, ilk yerleştirmede gelmiş olsalar bile okula çok geç başlıyorlar. Derslerinin transkipti yapılırken haftalarca bekletiliyorlar. Ben mesela dersler başladıktan 2 hafta geçmesine rağmen, 2 gün sonra yani pazartesi günü halen ders seçimi kayıt işlemleri ile uğraşıyor olacağım. İşlerin bu şekilde ilerlemesinin en büyük nedeni, bu işlerle ilgilenenlerin çalışkan olmaması, çok yavaş çalışmaları, personel eksikliği vs. Onların hatalarını, eksikliklerini bizler çekiyoruz. 2 haftalık dersler hiçbir şekilde telafi edilemez. Çünkü bu dersler üst üste binecek. Onlar yeni bir 2 haftalık sürece girerken, bizler geriden gelen 2 haftalık süreci de çalışmak zorundayız. Bir döneminiz uzamış oluyor. Zaten sizi 3 yıl daha okutuyorlar. Derslerden hiç kalmasanız bile okulunuz 3.5 yılda bitiyor. Kalırsanız 4 e çıkıyor. Hatta ilk dönemden dersiniz kalırsa 5 e. Peki Dgs ne işe yarıyor o zaman. Ben size söyleyeyim. Hiçbir işe yaramıyor. Bu bahsettiğim ise DGS ilk yerleştirme ile gelenler. Peki DGS ek yerleştirme ile gelenlerde durum nasıl. Çok daha kötü. Marmara Üniversitesi Türkiye’nin diğer üniversitelerine göre genel olarak daha iyi olsa da, şahsi görüşüm okulun 5 para etmediğidir. Neden derseniz. Evrak işlerini yapanlar çok tembel ve disiplinsiz. Personeller yetersiz. Kütüphanedeki kitaplar çok çok az. Bilgisayarlar hem az hem internet erişimleri yok, hem de çok yavaşlar. Eğitime verilen değer 0. Hatta eksilerde. Öğrenciler müşteri olarak görülüyor. Sırf öğrenciler yemekhanede yemek yiyemesin diye öğle saatlerinde 12.00 gibi ders koyuyorlar. Öyle ki öğrenciler kantinde yemek yesinler ve okula para kazandırsınlar. Bu sadece Marmara’da da böyle değil. Eski okuduğum 2 yıllık İstanbul Üniversitesi İşletme yönetiminde de böyleydi. 2 yıl boyunca toplam sadece 1 kere yemekhanede yemek yedim. O da kalitesiz, dandik bir yemekti. 10 kuruşluk paket tatlıyı yemek diye önümüze koymuşlardı. İkinci kere, bir daha yemek yemeye gitmemiştim. Bu bazılarınızı üzebilir belki ama emin olun DGS kaldırılmalı. Zaten 2025 de kaldırılması planlanıyor. DGS ciler sevilmiyor. DGS kaynakları yok doğru düzgün. Okula girince de bir sürü sorunlar ortaya çıkıyor. Böyle olacağını bilsem, ilk okuduğum bölüm olan EEM yi bıraktıktan sonra Merkezi Yatay geçiş yapmak yerine direk YKS ye girerdim. DGS nin akıllıca olacağını zannettim. Ama DGS ye girmek hayatımdan bir sürü zaman çaldı. Bu zaman hesabını defalarca yaptım. DGS zaman kaybı oldu benim için. Bu tabi herkes için böyle olmak zorunda değil. Değişik parametreler ve durumlar olabilir. O yüzden kendinize göre durumu iyi analiz edin. |
Bildirim