DH KUTSAL ANTİNATALİZM KARDEŞLİĞİ (28. sayfa)

Çok iyi söz ve fotoyla uyumu da muazzam  

Ben yokken buralar nasıldı aynı tas aynı hamam mı?

Kendi adına konuş benim hayatım karı kızdan ibaret değil.

Neye gülüyorsun lan bebe

Eyvallah, sensiz de hiç tadı çıkmaz buranın  

Forum kapansa başkasını buluruz bizi kapatmak lazım :D

Yarı antinatalist gibi bir şeyim galiba yani maddiyat ve ruhsal anlamda belli bir doygunluğa ulaşmadan çocuk yapmanın mantıksız olduğunu düşünüyorum şimdilik.

"Fakirler, eğitimsizler çocuk yapmasın diyorsunuz. Ancak dünya hayatında pek çok öngörülemez şeyler oluyor bu nedenle kimse ürememelidir. Bu videoda bu konuya detaylıca yer vereceğim ve dediğiniz argümanın yetersizliğini gözler önüne sereceğim. Elbette hala anlamak istemeyebilirsiniz, bunun nedeninin iç güdü olduğunu düşünüyorum fakat aklınızı, mantığınızı, empati ve öngörme yeteneklerinizi kullanmanızı istiyorum.

Çocuk yapmak için bir ehliyet olsun ve o ehliyeti kazanan insanlar çocuk yapsın tarzında pek çok cevap alıyorum, bu tür fikirlere temel anlamda koşullu doğum deniyor.

bu tür fikirlerden bahsederken koşullu doğum kelimesini kullanacağım

Koşulsuz Antinatalizm, rızanın elde edilemez olması veya acı çekmenin canlılarda oynadığı içsel rol gibi

gerçekçi olarak asla değişmeyecek bir faktör nedeniyle üremenin her zaman etik dışı olacağına

inananları kapsar.

tabii ki Koşulsuz veya güçlü (öyle de deniliyor) antinatalizmin argümanından bahsedeceğim.

Koşullu doğum; rıza alamama, ilk etapta doğmayı bile istememe, çalışma zorunluluğunun toplumsal

sözleşmesi, önlenemeyen acı çekme nedenleri gibi üreme ile ilgili diğer sorunların hiçbirini çözmez. ,

(örneğin stres, potansiyel zihinsel veya fiziksel hastalık/sakatlık, suç, keder, kişisel sorunlar, savaşlar,

toplumsal çöküş, vb.). Daha az acı çekme, “kabul edilebilir” bir acı düzeyi olduğu anlamına gelmez,

çünkü doğan kişi bu şartları kabul etmediği için hiçbir acı kabul EDİLEMEZ. Hiç ıstırabın olmaması

parantez içinde yalnızca yokluk yoluyla elde edilebilir kapa parantez, her zaman biraz ıstıraptan daha

iyidir ve koşullar kötüleşirse ıstırap artabilir ki bu her zaman mümkündür.

Bir insan bu yaşamı sevse bile sonunda ölecek, bu kesin. Bu duruma, koşullu doğum engel olabilir mi?

Elbette hayır.

Acı çekmek çoğu durumda kaçınılmazdır. Fakir ya da zengin, ezilen ya da ayrıcalıklı, sağlıklı ya da

hasta, herkes acı çekiyor. Onlara sağlayacak kaynaklara sahip olsanız bile, birinin hayatında acıya

neden olabilecek her faktörü kontrol edemezsiniz. Koşullar değişebilir ve bu kaynakları kaybedebilirsiniz.

Yaptığınız hiçbir şey acı çekmeyi önleyemez. Öngörülemezlik hayatın doğal bir yönüdür. Dünyanın en

zengin insanı olup her şeyini kaybedip depresyona girebilirsiniz. Veya çocuğunuz ciddi kusurlarla

doğabilir veya tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanabilir.

Bunları yalnızca ve yalnızca üremeyerek önleyebilirsiniz.

Birinin çocukları mutlu olsa bile, onun çocukları mutlu olmayabilir veya çocukları acı çekebilir.

Nihayetinde, bu çocukların tüm acılarının suçlusu aslında ebeveynleridir. Engeller, hastalıklar, kazalar

gibi sizin ve onların kontrolünün dışında olan faktörler vardır. Çocuğunuz mutlu ve iyi bir ebeveyn olsa

bile, onlar çocuğunun kanser olmasını engellemeyez. Ayrıca sizi dinleyeceklerinin ve iyi bir ebeveyn

olacaklarının garantisi de yoktur. Her çocuk ebeveynlerini dinlemez.

Doğmamış canlıların dünyadaki yaşam üzerine arzuları yoktur, çünkü yokturlar.

Antidepresan ölümü engelleyebilir mi? İlaçlar insanları dünyaya gelmeden önce rızasını alabilir mi? Tabii

ki hayır. İnsanları acı çekecekleri ve ölecekleri bir duruma RIZASINI almadan sokmak doğru mu? "Hayır"

der gibi bir ses duydum? O zaman ürememelisiniz.

Dünyadaki tek sorunumuz üreme

"Geri kalan her şey bunun sonucu."

Martin Makosa

Hamza çocuk demek bela demektir kardeşim sayende artık tamamen anti-natalist oldum Allah razı olsun.