Diablo: Karanlık Fantezi Aksiyon RPG Serisinin Rehberi

MantarTheGreat

Yarbay

7501 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Öncelikle Diablo'nun konusunun özetini türkçeye çeviren ve bizimle paylaşan @archVillain arkaşımıza gönülden teşekkürler

Ana konu dahil olmak üzere bir çok soru soruldu, bunların en başında da "Diablo nasıl bir oyundur?" "Türü nedir?" vb. sorular geliyor. Bu konuyu açmamda ki asıl sebep, konu kirliliğini gidermek. Bu tarz bir soru sorulduğunu gördüğünüzde bu konunun linkini verin ki konular iyice birbirine girmesin. Varsa hatalı bilgi veya bir yanlışım, belirtin hemen düzeltelim. Eskileri yad etmek için de güzel bir konu olabilir.

Diablo oyununun türü nedir? Nasıl oynanır?

Öncelikle Diablo RPG öğeleri bulunduran bir hack & slash oyunudur. Kesinlikle bir MMORPG değildir. Yalnızca PC platformunda (Mac/Windows) bulunur. Oyunun amacı verilen görevleri yerine getirerek oyunda kademeli olarak ilerlemektir. Oyun sırasında düşmanları öldürerek kazandığınız tecrübe puanları ile yönettiğiniz karakteri geliştirebilir ve kazandığınız altınları yardımcı kiralamak, çeşitli eşyalar satın almak ve eşyalarınızı tamir etmek için kullanabilirsiniz. Oyunda size eşya satan, yardımcı kiralayan veya görev veren birçok oyun dışı karakter(NPC) bulunmaktadır. Oyunda yönettiğimiz her karakterin kendine ait bir yetenek ağacı bulunur. Düşman öldürerek kazandığınız yetenek puanları ile karakterinize bir çok yetenek kazandırarak daha güçlü yapmak için uğraşırız. Eğer karakter seçme ekranında Hardcore seçeneğini işaretlerseniz oyunda ölmeniz durumunda bir daha karakterinizle oynamanız mümkün değildir. Seri 2 boyutlu izometrik görünüme sahiptir. Klavye ve fare yardımıyla oynanır.

Diablo'nun aylık ödemesi var mı?

Hayır, diablo'nun aylık ödemesi yok. Oyunu satın aldıktan sonra oyunu oynamak için herhangi bir ekstra ücret ödemiyorsunuz.

Daha önce kaç oyunu çıktı? Seri ne durumda?

İlk olarak Ekim 1996 yılında, Diablo olarak piyasaya çıktı. Çıktığı zamandaki bilgisayar oyunlarına kıyasla, elle çizilmiş bitmap grafikleri, kolay kavranan oyun yapısı ve yüksek oynanabilirliği ile firmaya ve oyun türüne büyük popülerlik kazandırmıştır. Sırf bu yüzdendir ki çoğu eski oyuncular için Diablo'nun yeri ayrıdır. Öyle ki bilgisayar oyunları tarihinde az görünür bir şekilde başka bir firma Diablo'ya ek görev paketi (Hellfire, Sierra On-Line Entertainment Inc.) çıkarmıştır. Sonrasında yapımcı firması olan Blizzard 2000 yılında devam oyunu olan Diablo 2'yi piyasa sürdü. Oyuna sonradan Lord of Destruction isimli bir ek paketi yayınlandı. Bu son yayınlanan ek paketten sonra hayranları 3. bir oyunu bekliyordu ki. Yıllar sonra, 2012 yılında bu isteklerine kavuşmuş durumda sayılırlar.

Diablo 3 nasıl bir oyun olacak?

Diablo 3, yukarıda bahsettiğim gibi tamamen kendi türüne sadık bir biçimde piyasaya çıkacak. Hikayeyi ister tek başınıza isterseniz de 3 arkadaşınızı davet edip oynayabileceksiniz. Tek farkı oyunu oynamanız için mutlaka internet bağlantınızın olması gerekecek. Buna göre çevrimiçi olma zorunluluğu bize arkadaş listesi, oyunlar arası chat, sunucuya kayıtlı süreğen karakterler, PvP, oyun eşleşmesi, drop-in/drop-out olanağı, daha büyük bir envanter, auction house, achievement sistemi ve başarılarınızı sergileyebileceğiniz banner sistemi kazandıracak. Blizzard'dan Frank Pearce, "Bu eylemdeki amaçlarının kesinlikle kopya oyuna karşı bir savaş vermek olmadığını, yalnızca bir komünite hissini oluşturmak istemeleri" olduğunu belirtti.

Diablo 3 ne zaman çıkacak?

Eğer herhangi bir erteleme olmaz ise, 15 Mayıs 2012 tarihinde raflarda ki yerini alacak.

Diablo'nun konusu nedir? AĞIR SPOILER

Orjinalinden Çeviri: archVillain

1- Büyük Anlaşmazlığın Başlangıcı
Tarih: Bilinmiyor

Diablo Nedir? [Genel Bilgi] -SPOILER İÇERİR-

Hakikatin doğumundan beri, göklerde ki Cennetler ve Cehennemin Çukurları arasında, düzen ve kaosun krallıklarınında içerisinde olduğu değerli olan her şey için sonsuz bir savaş süregelmektedir. Her iki taratfa, en ufak bir şeyi elinde uzun süre tutamıyor ve mücadelelerinden ötürü ele geçirmek istedikleri hemen hemen her şeyi yok ediyorlardı. Bu Büyük Anlaşmazlık sonucunda, diğer tüm savaşlar ve hadiseler bu olaya dahil olmuştu, tıpkı Günah Savaşı gibi.

Hikaye, güçlü bir melek ve Angiris Konseyi'nin üyesi Inarius ile başlar. Devam etmekte olan bu savaşta yorulmuştur, Cehennem'e karşı sürdürdükleri bu sonsuz savaşta küçük bir kurtuluş umudu görür. Onun gibi başkalarının da hem cennet hem de cehennemde olması gerektiğini ikna eder ve Inarius, savaşta ki rolünü paylaşacak başka münferitler aramaya başlar. Sürpriz derecede onun gibi bir çokları vardır; Lilith -Mephisto'nun kız çocuğu- ile birlikte büyük bir göçe önderlik ederler. Birlikte Cennet ve Cehennem'i terk ederek, yaşamak için başka bir bölge ararlar. Bunda başarılı olurlar, ve bunun sonucunda aşağıda ki üç olay hikayenin akışını etkiler:

Mabet yaratılır, -insanların dünyası- tıpkı bir cennet gibi ve Büyük Anlaşmazlık için bir sığınak

Nephalem yaratılır -ilk insanlar-

Worldstone (Yeryüzü Taşı) yaratılır

Bu dünyayı Cennet ve Cehennem'den korumak için, Worldstone yaratılmıştı. Koruyucu bir bariyer görevini üstleniyordu Worldstone, Sanctuary'e her iki tarafın da yapacağı bir direkt saldırıyı ve onun tamamen yok olmasını engelliyor, şeytan ve melekleri etkili bir biçimde önlüyordu. Nasıl yapıyordu, belirsiziğini koruyor ancak işe yarıyordu.

Cennet ve Cehennem'in iki ırkı, Sanctuary üzerinde barışçıl şekilde yaşamaya çalıştılar ve hatta birbirleri ile çiftleştiler; bunun sonucunda Naphalem adı verilen insanlığın ilk kuşağı ortaya çıktı. Hızlıca beliren bu Naphalem ırkı, tıpkı ebeveynleri kadar güçlü, ve herhangi bir melek ve şeytandan çok daha üstün olabilme potensiyaline sahiptiler. Bu onların daha üstün bir ırk olmaları için mücadele vermelerine sebep oldu. Inarius, kendi var oluşlarının tehlikeye girdiğini ve onların birer tehdit arz ettiğini görerek, insanları öldürmek istedi. Öte yandan Lilith, onları Cennet ve Cehennem'e karşı savaşan bir orduda kullanmak istediğinden, büyütüp, yetiştirmek istedi. İkili kavgaya tutuştu, ve sonunda Inarius, Lilith'i Sanctuary'den sürdü ve The Void'e (Boşluk) hapsetti, Sanctuary'i de kendisinin gibi sahiplendi. Bu süre zarfında bir çok Naphalem katledildi, ancak Bul-Kathos ve Rathma gibi bazıları kurtuldu. İkincisi (Rathma) Trag'Oul'un hizmetkarı, bir mistik ejder, ve Sanctuary'nin koruyucusu oldu.

Angiris Konseyi

2- Günah Savaşı
Tarih: Diablo I ve Diablo II'den 3000 yıl öncesi, yaklaşık -1740

Zaman geçer ve Baş Şeytanlar (Diablo, Mephisto ve Baal) Sanctuary'i bulur. Cehennem sonunda aradığı fırsatı elde etmiştir. İnsan ırkının (insan ırkının diğer ve eski adı ''Nephalem'') Cennet'e karşı potansiyel bir silah olduğunu fark ederler. Fakat Sanctuary'e gitme çabaları başarısızlık ile sonuçlanır. En sonunda Mephisto oğlu Lucion'u Sanctuary'e gönderir. Lucion, Sanctuary'de Triune adı verilen dini kurar ve insanları yanına çekmeye başlar. Inarius Cehennem güçlerine karşılık Cathedral of Light adlı dini kurar. 2 güç -Cennet'in Sanctuary'den haberi yokken- gizlice savaşırlar. Her ne kadar 2 dinde insanların günlük yaşamlarına burunlarını soksalar bile yinede Sanctuary bu savaştan fazla etkilenmez ve 2 din kendi aralarında üstünlük kuramaz. Ama bütün bunlar Lucion'un kız kardeşi Lilith'in sürgünden dönmesi ile değişecektir. Lilith yine insanlığı Cennet ve Cehennem'i feth etmek için kullanmak ister.

Tam o sırada, Uldyssian adında bir adam Lilith tarafından bulunur. Uldyssian'ın haberi olmadan Lilith ona büyülü güçler verir. Ardından Uldyssian yeni güçlerinden dolayı hem Triune hemde Cathedral of Light'ın hizmetkarlarını öldürmekle suçlanır. Lilith kendisini Lylia adında bir insan kılığına sokar ve Uldyssian'a isteklerini yaptırmak için etkiler. Uldyssian bu büyülü güçlerin tüm insanlarda saklı olduğunu düşünür ve küçük kardeşi Mendeln, uzaktan aile arkadaşı ve gizlice Uldyssian'dan hoşlanan tüccar Cyrus'un kızı Serenthia, çocukluk arkadaşı ve okçu Achilios ile 4 kişi Seram şehrinden kaçarlar. Uldyssian'ın tanıdığı, bir zamanlar yakın arkadaşı oldukları, komşuları artık onun yeni güçlerinden korkmaya başlamışlardır. Uldyssian, Triune ve Cathedral of Light'ı içinde bulunduğu kötü durum için suçlar ve güçlerinin başkalarında olabileceğini düşünür. İnsanların Triune veya Cathedral ile değil kendi seçimleriyle yaşabileceklerini savunur. Bu girişim başta zor olsada ardından lilith fark ettirmeden Uldyssian'ın yanındaki insanlara güçler vermeye başlar. İnsanlar büyülü güçleri kullanabildiklerini öğrendikçe Uldyssian'ın yanında toplanırlar. Edyrem adlı birlik oluşturulur, Uldyssian'da liderleri olur.

Yaşanan olaylar onları kargaşaya götürür. Lucion, -Triune'nin lideri ve Mephisto'nun oğlu- Uldyssian'ı yakalamak için Malic, Damos, Gulag ve Astrogha'yı gönderir.

Bu sırada Mendeln, Inarius ve Lilith'in oğlu ve Trag'Oul'un ilk hizmetkarı Rathma'nın dikkatini çeker. Rathma, Mendeln'i Trag'Oul'un istediği şekilde eğitir ve ikisi ilk Necromancer'lar olur.

Lilith, Worldstone'la birşeyler yapamayacaksa şuan yaptıklarının kendisini başarıya götürmeyeceğini fark eder. Worldstone, Inarius tarafından yaratılmış bir kristaldir ve Sanctuary'i diğer iki Dünya'dan (Cennet'le Cehennem) saklayıp insan ırkının güçlerini sınırlamakla görevlidir. Kristal yerinde kaldığı sürece, Lilith'in insan ordusu ne Cennet nede Cehennem ile savaşabilicektir. Uldyssian'ı Worldstone'un olduğu Arreat dağına gönderir. Uldyssian burada Worldstone'un koruyusu Bul'kathos ile savaşır ve yener. Bul'kathos Rathma ile Uldyssian'ın Worldstone Chamber'a girmesine izin verir. Rathma başarılı olabileceğinden emin olmadan Uldyssian'a Worldstone'u yoketmek yerine değiştirmesini önerir. Uldyssian'ın yapacağı Rathma'yı hayrete düşürecektir ve daha sonra Inarius'uda. Uldyssian kristalde öyle bir değişiklik yapar ki, Inarius'un bile onaramayacağı bir değişikliktir. Bu değişikliğin devasa sonuçları olucaktır ve sadece insan ırkının gücünün engelini açmakla kalmayıp aynı zamanda güçlerini dahada çoğaltıcaktır.

Inarius ise en sonunda bu çatışmanın bir parçası olmaya karar verir. Sanctuary'un yöneticisi olarak, kendisini Uldyssian'dan üstün görür ve onunla anlaşma yapmayı red eder. Bu durumdan dolayı en güvendiği yardımcısı Gamuel'i Uldyssian'ı öldürtmek için gönderir. Plan başarısız olur, hatta Inarius'u daha zor durumlara sokar. Inarius, sonunda Sanctuary'e gelen Diablo ile anlaşma yapıcaktır. Bu sırada insan güçleri gittikçe çoğalmaya başlar. Inarius her ne kadar Uldyssian'ı büyük bir tehdit olarak görmesede insanlığın önünü kesmek için çabaları her seferinde başarısız olmasından dolayı daha çaresiz bir hal alır (bunu kendisine itiraf etmeyi bile istemez). O anda Cehennem'in Baş Şeytan'larından biri olan Diablo, Inarius'a bir teklif sunar. Birlikte Uldyssian ve Edyrem'i yenmeyi planlarlar. Öte tarafta Cennet, Cehennem'in planlarından kuşkulanır. Tyrael Sanctuary'nin varlığını öğrenir ve Cennet'e haber verir.

Cennet, Sanctuary'i ve sakinlerini varoluşun kara bir lekesi olarak görür ve yok edilmesi gerektiklerini düşünür. Cennet'in ordusu doğruca Sanctuary'e akın eder. Sanctuary'nin gardiyanı Trag'Oul gücünü kullanarak Sanctuary'i saklamaya çalışır ama fazla dayanamaz. Uldyssian ile Inarius'un taraflarıda savaşmaya başlar ve bu hiç kuşkusuz Sanctuary'de yaşanmış en büyük, kanlı savaştır. İki taraftada çok güçlü rakipler, çok büyük güçler vardır. Uldyssian ve Inarius savaştıkça güçlerinin sızıntısı olarak etraflarındaki yer yüzü şekilleri hasar görmeye başlar. Hırçınca savaşırken gökte bir yarık belirir ve bulutların üstünden melekler yağmaya başlar. Cennet sonunda Sanctuary'e varmıştır. Kısa süre sonra Uldyssian'ın vücudu iyice büyük bir güçle dolmaya başlar. Inarius'u kolayca yener ve Inarius Angiris konseyi tarafından kaderine karar verilene kadar hapise kapatılır. Bir süre sonra meleklerin Sanctuary'e inmesinin ardından Tyrael, Uldyssian'ı bulur ve kelepçeler. Cehennem'in iblisleri Sanctuary'i sömürmek istediklerinden meleklerin buraları yok etmesini istemezler. Yer yüzünde bir yarık oluşur, üç taraflı büyük bir savaş başlar. Bir tarafta Yüksek Cennet'in ordusu melekler, diğer tarafta Yanan Cehennem'in ordusu iblisler, ortada ise Uldyssian'ın birliği Erdyrem. Uldyssian hala kelepçeli haldedir, zorla insanlarının hem melekler hemde iblisler ile savaşmasını izlemektedir. Sonunda Tyrael'in kelepçelerini kırar ve ordusuna ''durun!'' emri verir. Uldyssian artık o kadar büyük bir Tanrısal güce sahip olmuştur ki durun dediği anda tüm Sanctuary'i zaman içinde donup kalır. Ardından gücüyle melekler ve iblisleri kovar. Sanctuary'nin yer yüzü şekillerini savaştan, yıkımdan önceki haline çevirmek için çalışmalara başlar. Lakin bunu denedikçe gücü onunla birlikte çalışmaz, düzeltmek yerine çevreyi daha çok yok eder. Gücü yıkımın asıl kaynağıdır. Yıkımı kendisine çekmenin tek yol olduğuna karar verir. Güçlerini çektikten sonra Trag'Oul onu sürgün için The Void'e (Boşluk) götürür. Uldyssian The Void'e giderken ise Adaletin Başmeleği, emirleri sorgusuz yerine getiren Tyrael izlemektedir yaşananları. İnsanların göründüklerinden fazlası olduklarını ve içlerindeki potansiyeli anlar.

Sanctuary Haritası

2.1- Yeniden Başlangıç

Savaştan sonra, Angiris konseyi ve Mephisto arasında bir toplantı ayarlanır. Sanctuary yıkılmıştır fakat hala umut vardır. Bazıları, Rathma gibi, Cennet'e yalvarır Sanctuary'nin bağışlanması için. Melekler arasında oylama yapılır. Imperius -Kahramanlığın Başmeleği- Sanctuary'nin varoluşuna karşı gelir ve görüşünü güçlü bir şekilde savunur. Tyrael ise Uldyssian'ı gördükten sonra insanlığa ilgi duymaya başlamıştır. Imperius'a karşı çıkar. En sonunda, Mephisto'yla birlikte Cennet ve Cehennem arasında anlaşma yapılır. Cennet veya Cehennem bulaşmadan Sanctuary kendi kendine yaşayacaktır. İnsanlık kaderini kendi yazacaktır. Bunların karşılığı olarak Mephisto, Inarius'u himayesine alıp Cehennem'e döner.

Imperius

Ardından Sanctuary'nin yenilenişi başlamış olur. Önce zaman geri sarıldı, Uldyssian'ın kasabasını terk ettiği ana, böylelikle yaşanan olaylar yaşanmamış olucak ve Sanctuary sakinleri kendi karderlerini kendileri belirleyecekti, Triune veya Cathedral'in baskısı olmadan.

Devam eden olaylarda;

*Tüm insanların hafızaları silinir, eski Nephalem soyundan olanların hariç. Bu sürece karşılık Trag'Oul, Mendeln'i hafızasının silinmesinden korur abisinin yaptığı fedakarlığı hatırlaması için, ve dengenin yolunu sonraki nesillere öğretebilmesi için.
*Savaş sırasında ölen Serenthia canlandırılır ve yarı ölüye dönüşen Achilios tekrar yaşayan bir insan formuna döner.
*Cathedral ve Triune tamamiyle yok olur.

Yeniden başlangıç ardından Uldyssian eşliğinde yaşanan olaylar, savaşlar tarihte yer edinmeyecek ve melekler, iblisler hariç birkaç insan tarafından bilinicektir sadece.

3- Büyük Sürgün
Tarih: 964

Azmodan, Belial, Andariel ve Duriel, üç büyük iblisten sonra Cehennem'in en yetkili dört yönetici iblisidir. Bu dört yönetici iblisin büyük bir komplo kurması sonucu Cehennem'in üç büyük iblisi Diablo ve kardeşleri hoşlarına gitsede gitmesede, Cehennem'den Sanctuary'e sürgün edilirler. Bu olay Büyük Sürgün olarak anılır. Üç büyük iblisin yokluğunda ise, Belial -Yalanların Efendisi- ve Azmodan -Günahların Efendisi- arasında sivil savaş patlak verir.

Azmodan ve Belial

4- Horadrim ve İblis Avı
Tarih: 1009-1019

Büyük Sürgün'ün ardından Tyrael üç büyük iblisin (Diablo -Dehşetin Efendisi-, Mephisto -Nefretin Efendisi-, Baal -Yıkımın Efendisi-) Sanctuary'de olduğunu öğrenir ve durdurmak için harekete geçer. Horadrim'i kuran Tyrael, çok güçlü büyücülerden bir ekip kurar, Deckard Cain'in atası Jered Cain ve Tal Rasha dahil. Tyrael, Horadrim'e Soulstone'ları (ruhtaşı) verir ve üç iblisin ruhunu bu taşlara hapis etmeleri için görevlendirir. Teker teker üç iblis avlanmaya başlar.

Önce Mephisto, Baal ile birlikte Aranoch bölgesinde görülür. Hemen peşlerine düşen Horadrim'in bir grubu Mephisto'yu yakalayıp Soulstone'a hapis eder.
Aranoch bölgesinde görünen Baal'ın peşine Tal Rasha ve ekibi düşer. Lot Gholein civarında Baal yenilir ama Soulstone'a hapis edilirken yıkıcı yapısından dolayı Soulstone'un bir kısmını kırar. Tal Rasha bir insan vücudunun Soulstone'u tamamlayabileceğini düşünerek gönüllü olur ve Baal'ı kendi vücuduna hapis eder. Ardından Horadrim kimsenin bulmaması umuduyla onu Aranoch çölünün uzak tarafında yedi mezardan birine kapatır.
İki Soulstone'un yakın olmasının tehlikeli olabileceğini düşünen Horadrim Mephisto'nun Soulstone'ununu taşımaya karar verir. Mephisto'nun Soulstone'unu Kehjistan bölgesinde bulunan Zakarum birliğine keşişlerin koruması üzerine gönderilir.
Uzun süredir kaçmayı başaran Diablo Khanduras dağlarından geçerek Batı'ya ilerlemeye devam eder. En sonunda Westmarch civarında yakalanan Diablo, Horadrim tarafından Khanduras'taki Talsande nehrinin yakınlarına saklanır ve mezarın üzerine Horadric kilisesini inşa ederler. Bir süre sonra bu kilise etrafında Tristram kasabası kurulucaktır.

Üç büyük iblis

5- Diablo 1
Tarih: 1262-1263

5.1- Kral Leoric
Tarih: 1262

Horadric kilisesinin boşaltılmasından ve Horadrim'in dağılmasından uzunca yıllar geçmiştir, artık insanlar Soulstone'ları, iblisleri, Horadrim'i tamamiyle unutmuşlardır. Birgün Leoric adında kahraman olarak anılan biri gelir ve kendisini Khanduras'ın kralı ilan eder. Bunun üzerine Tristram'ı krallığın başkenti, Diablo'nun altında yatılı olduğu terk edilmiş kiliseyi ise tahtı olarak seçer. Diablo'nun Soulstone'u yıllar geçmesinden dolayı artık zayıflamıştır. Diablo sonunda aklını çıkarabilmeyi başarır ve telepatik yolla en yakınındaki insanla bağ kurar, Kral'ın en güvendiği asistanı Lazarus'la. Tamamiyle serbest kalabilmesi için Soulstone'un kırılması gerekmektedir. Kısa sürede kuklası haline getirdiği Lazarus'u kilisenin alt bölümlerine çeker ve Soulstone'u kırdırır. Serbest kalan Diablo ilk olarak Kral Leoric'in aklına girmeyi dener, fakat Soulstone içinde gittikçe güçsüzleştiğinden tam kontrolü sağlayamaz. Leoric birisinin, veya birşeyin aklına girmeye çalıştığından şüphelenir ama kendi kendine çözebileceğini düşünüp kimseye anlatmaz. 4 yıl boyunca Diablo, Leoric'in aklını kontrol etmeye çalışır, her geçen gün aklı çökmekte olan kral, sonunda aklında olan dövüşü kaybetmeye başlamıştır.

Kral Leoric

Kral Leoric artık daha vahşi bir yol izlemeye başlar. Kasaba sakinlerine yüklenmeye başlayan Leoric'i insanlar artık Kara Kral olarak çağırmaya başlar. Yakınları artık birşeylerin ters gittiğini anlamaya başlamıştır. Lazarus bu durumdan korkar ve Diablo'yu korumak için Leoric'i, komşu bölge Westmarch'ın Khanduras'a saldıracağına hemen harekete geçmeleri gerektiğine ikna eder. Leoric büyük bir sinirle tüm ordusunu Westmarch'a gönderir. Ordunun gitmesiyle Diablo, Leoric'i tamamiyle ele geçirmeye çalışır. Herşeye rağmen Leoric'in ruhunun hala kendisine direndiğini anlayan Diablo, Leoric'i ele geçirmekten vazgeçer ve aklında kurduğu etkiyi geri çeker. Kral Leoric artık deli olarak kalmıştır. Diablo'nun planı Leoric'in oğlu Prens Albrecht'in bedenine girmektir. Lazarus, Albrecht'i kilisenin alt kısımlarına kaçırır. Buna karşı iyice deliye dönen Leoric artık düzgün göremez ve kasaba sakinlerini oğlunu kaçırmakla suçlar. Savaştan dönen Leoric'in en güvenilir, şövalyelerin kaptanı, Lachdanan kralın artık ne kadar deli olduğunu görür ve kral Leoric'i öldürür. Leoric öldüğü gibi hizmetindeki tüm şövalyeleri lanetler.

Olayın ardından Lazarus, kasabadaki birçok savaşçıyı katedralin içine götürür, orada kanlı The Butcher (kasap) tarafından tuzağa düşerler. Kral Leoric'in ruhu huzur bulamaz ve hala altın tacını takan iskeletine geri döner. Böylelikle Skeleton King (İskelet Kral) oluşur. Bu sırada krala saygılarını sunmak için gelen şövalyeler Skeleton King'i görür. Lachdanan kaçabilir fakat diğer tüm şövalyeler ölür. Ardından Skeleton King ölen tüm şövalyelerini iskelet askerler olarak kaldırmaya başlar.

5.2- Tristram'ın Kahramanı
Tarih: 1263

Birkaç savaşçı duydukları dedikodulardan, kara büyüleri, ve varolan iblisin varlığını araştırmak için Tristram'a gelir. Aralarında Kral Leoric'in oğlu Aidan'da vardır (Diablo I'de yönettiğimiz Warrior sınıfı aslında Kral'ın oğlu, gerçek adı Aidan'dır) Aidan, Westmarch'a yapılan saldırıda Lachdanan'ın komutası altında savaşmıştır. Savaştan sonra dönüp Tristram'a gelen Aidan, babasının ölümden kalktığını, Kraliyet asistanı Lazarus'un ve küçük kardeşinin kayıp olduğunu görünce eski bir Horadrim üyesi olan Deckard Cain'inde yardımıyla katedralin altına yolculuğa başlar. Babası Skeleton King'i öldürdüğü gibi The Butcher ve Lazarus'uda öldüren Aidan en sonunda Diablo tarafından tamamiyle dönüştürülmüş kardeşini bulur. Fakat asıl Diablo'nun planladığı şey gerçekleşmiştir. Aidan'ın hissettiğinden beri içindeki gücü gören Diablo, onun kardeşinden daha iyi bir beden olabileceğini düşünür. En sonunda Aidan onu yendiğinde Diablo aklını çelerek Soulstone'u kendisine takmasını ister. İblisle başa çıkabileceğini sanan Aidan Soulstone'u başına takar.

3 kahraman, Çılgın Kral Leoric karşısında

Tristram'a döndüğünde kasaba sakinleri tarafından kutlamalar yapılır. Ama Aidan bir daha eskisi gibi olmayacaktır. Kimsenin karanlık tarafından haberi yoktur. Deckard Cain onu arkadaşı olarak görür, Tristram'da iksir ticareti yapan cadı Adria ile aşk yaşarlar. Fakat çok kısa bir süre sonra savaşçı kasabadan ayrılıcaktır. Tristram'dan ayrılır ve iblise cevap vermek için Doğu'ya yolculuğa çıkar.

6 Diablo II
Tarih: 1264-1265

6.1- Prolog (Ön Söz)

Yaşanan olayların ardından Diablo'nun yok edicisi olarak anılan Aidan Tristram'dan ayrılmıştır. Yakınlarda bulunan bir hana girer. Belki etraftaki sarhoşlardan dolayı, belkide artık Dehşetin Efendisi'ni içinde saklayamadığı için, şampiyon birden içindeki kaosu dışarı boşaltır. Her tarafta çıkan iblisler ve iskeletler tüm hanı yok ederler, fakat sadece birisi yaşar. Marius adında biri, sebepsiz yere Aidan'ı takip eder.

6.2 Bölüm I - Rogue Kampı
Tarih: 1264

Şampiyon Aidan artık The Dark Wanderer (Karanlık Gezgin) olmuştur ve Rogue Manastır'ına doğru yolculuğuna başlar. Oraya vardığında, Sisters of the Sightless Eye'ı (Kör Gözün Kız Kardeşleri) manastırdan çıkartır ve dört yönetici iblisten biri olan Andariel'le -Izdırap Bakiresi- bölgeyi korumalarını, kimsenin geçmesine izin vermemelerini ister.

Bu sırada bir grup kahraman, Rogue Encampment'a varır ve manastırda yatan şeytani güçleri araştırmaya başlarlar. Tristram ise iblisler tarafından yakılıp yıkılmıştır, bu olaydan sadece Adria kaçabilir. Deckard Cain ise kahramanlar tarafından kurtarılır, kasabanın geri kalanı ölmüştür. Cain'in yardımıyla kahramanlar manastıra gider, ve Andariel'i yenerler bu şekilde Lut Gholein'e giden yol açılmıştır.

Deckard Cain

6.3 Bölüm II - Lut Gholein
Tarih: 1264

Marius'la birlikte Dark Wanderer (Karanlık Gezgin) Diablo'nun kardeşi Baal'ı kurtarmak için Doğu'ya Lut Gholein'e devam ederler. Tal Rasha'nın mezarını bulurlar fakat Dark Wanderer'ın Tristram'dan çıktığını öğrenen Tyrael onları beklemektedir. Tyrael ile Diablo sayesinde biraz daha güçlenmiş Wanderer savaşırlar lakin Tyrael'in Sanctuary'e müdahale etmesi yasaktır, bu sebeple onu öldüremez. O sırada Baal ise Marius'un varlığını hisseder ve ondan yardım istemeye başlar. Marius, Soulstone'u Tal Rasha'nın bedeninden çıkartır, Baal özgürdür artık. Tyrael Marius'un aklına girer ve yaptıklarının nelere yol açabileceğini söyler. Tyrael ona cesaretli olmasını söyler ve bir görev verir ardından Marius hemen oradan kaçar, Doğu krallığı Kurast'ta gitmesi gerekmektedir. Marius'un yaptığını telafi etmesinin tek yolu orada Cehennem'e giden portaldan geçip Hellforge'da Soulstone'u parçalamaktır. Tyrael, ne yazık ki, Marius gibi kaçamaz ve iki kardeş tarafından mezara kapatılır. Diablo ve Baal'ın Kurast'ta gittiğini gören Marius onları takip etmeye başlar.

Baal (Yıkımın Efendisi)

Bu sırada Tal Rasha'nın mezarını arayanlar sadece Diablo değildir. Cain ile birlikte bir grup savaşçı Lut Gholein'e varmış, Lut Gholein sakinlerininde yardımıyla Arcane Sanctuary'e (Büyülü Tapınak) girmişlerdir. Burada aklını yitirip Diablo'nun hizmetkarı olan The Summoner ile karşılaşırlar (Diablo I'deki The Sorcerer sınıfı, Diablo'ya yenik düşüyor) Summoner onlara farklı oyunlar oynasada ekip sonunda Tal Rasha'nın mezarına girişi bulur. Duriel'i -Acının Prensi- yenerek Tyrael'i kurtarırlar. Wanderer ile Baal'ın yerini öğrenen kahramanlar, Kurast'ta, Doğu'ya, Zakarum şehrine yola çıkarlar.

6.4 Bölüm III - Kurast
Tarih: 1264

Dark Wanderer gittikçe Diablo olmaya devam etmektedir, bu sırada ikili büyük kardeş Mephisto'yu kurtarma çalışması için Kurast'ta giderler. Fakat henüz onlar gitmeden Zakarum kilisesi, Mephisto'nun oyunlarından etkilenmeye başlar. Khalim hariç tüm Zakarum, Mephisto'nun cebindedir. High Council of Zakarum (Zakarum Konseyi) artık Mephisto'nun Sanctuary'deki kolu olur. İki kardeş Mephisto'ya ulaşmakta başta zorluk çekselerde ardından üçlü tekrar birleşir. O sırada Dark Wanderer artık tamamiyle Dehşetin Efendisi, Diablo formunu alır ve üç kardeş Cehennem'e giden bir portal açarlar. Diablo, savaşan Azmodan ile Belial'den Cehennem'i geri almalıdır ve portala girerek Cehennem'e gider.

Mephisto (Nefretin Efendisi)

Tüm bunlara şahit olan Marius, Başmelek Tyrael'in ona bahsettiği cesareti bulamaz ve hemen oradan kaçar. Bir süre sonra akıl hastanesine düşücektir.

Kısa süre sonra Baal, Diablo'nun yanına gider, kahramanlar en alt seviyeye indiğinde Mephisto vardır sadece. Üçlü kahramanların onları kovaladıklarını biliyor olmalılar ki, Mephisto'yu korumak için arkada bırakmışlar. Yinede, Mephisto kahramanlar tarafından yenilir. Soulstone'u alınır, ardından kahramanlar Cehennem'e doğru giderler.

6.5 Bölüm IV - Pandemonium Kalesi
Tarih: 1264

Cehennem'de, kahramanlar kendilerini Pandemonium Kalesi'nde bulur, ki kale Cennet'in Cehennem'e karşı verdiği savaşta önemli rol oynayan yerlerden biridir, Cennet'in sığınaklarındandır. Burada kahramanlar üç önemli görev alır.

*Izual, taraf değiştirmiş meleği bulup ihanetinden dolayı öldürmek.
*Hellforge'u bulup Mephisto'nun Soulstone'ununu yok etmek.
*Diablo'yu tapınağında bulup yok etmek.

Pandemonium Kalesi (Diablo II)

Izual geçmişte Tyrael'in teğmenlerindendir, ve Hellforge'a başarısız bir saldırı düzenlemiştir. Sebebi ise bilinmemekte, fakat saldırı sırasında yakalanıp bir şeytan vücudu içine hapis edilmiştir. Tyrael'in verdiği bu görevi gerçekleştirdikten sonra Izual ölüm anında geçmişe dair bir çok şeyi açıklar. Üç iblisin kendilerini sürgün ettiklerini, ve bu duruma yardım ettiğini, hatta Soulstone'ları nasıl aşabiliceklerini öğretmiştir. Gerçek ortaya çıkınca, taraf değiştiren melek Izual'ın durumda büyük bir rol oynadığı ve o olmasa Büyük Sürgün'ün bile olmayacağı anlaşılır.

Izual öldürüldükten sonra ve Mephisto'nun Soulstone'ununu parçaladıktan sonra, kahramanlar Diablo'ya yönelir. Dehşetin Efendi'si kendisini Chaos Tapınağı'nda güçlendirmektedir. Diablo öldürülür ve Soulstone'u Hellforge'da parçalanır.

6.6- Epilog (Son Söz)

Diablo artık yenilmiştir, Baal, akıl hastanesinde yatan Marius'u bulur. Tyrael kılığına giren Baal, Marius'u Soulstone'u vermeye ikna eder. Marius yaptığı hatayı Soulstone'u verdikten hemen sonra anlasada, artık çok geçtir, Baal Marius'un ölümünü getirir.

7- Diablo II: Yıkımın Efendisi

7.1- Bölüm V - Harrogath
Tarih: 1265

Baal son kalan büyük iblistir. Tal Rasha'nın bedenine sahip olduğundan beri, Tal Rasha'nın beynine ulaşabilir. Tal Rasha ise Worldstone'un nerede olduğunu bilen çok az insandandır. Baal hiç durmadan Arreat dağına sefere çıkar.

İnsan güçleri yörenin halkı barbarlar iblislere karşı yenilir, sadece bir şehir geriye kalır, Harrogath. Tüm yaşlılar kendilerini iblislere karşı bir kalkan oluşturmak için feda eder. Nihlathak adında bir yaşlı büyücü kalır. Yinede Baal için bir engel olmadığından doğruca Arreat dağına yönelir. Kahramanlar o sırada Harrogath'a varmıştır. Buradan Baal'ın izlerini takip ederek devam ederler.

Arreat dağı Worldstone'un son koruyucu yeridir. Üç barbar kahramanı; Korlic, Madawc ve Talic -eski zamanda birkaç Nephalem tarafından seçilmişlerdir- Arreat dağını ne olursa olsun koruyup kimseyi geçirmezler, Relic of the Ancients'a (Eskilerin Emaneti) sahip olan biri hariç. Bu emanet Harrogath'ın yaşlıları tarafından saklanmaktadır, ki hepsi öldüğünden dolayı, Nihlathak'a kalmıştır. Bunu bilerek Baal ile Nihlathak anlaşma yaparlar, emanete karşılık Harrogath'ın güveniği. Emaneti aldıktan sonra eski savaşçılardan rahatça geçebilicektir.

Kahramanlar ise, Relic of the Ancients'a sahip olmadıkları için, Baal'ı takip ederken üç savaşçı ile savaşmalıdırlar. Eskiler Baal'dan nefret edip, insanlığa yardım etmek istesede, hala Relic of the Ancients'a sahip olmayanlar ile savaşmaları gerekir. Kahramanlar üç savaşçıyı yener, ve savaşçılar Worldstone'a girmelerine izin verir. İçeride Baal bulunur ve yenilir, ama Worldstone'a çoktan ulaştığından dolayı değişiklikler yapmıştır. Tyrael Worldstone'un yanında görülür ve kahramanlara Harrogath'a dönen güvenli bir yol sunar. Tyrael şimdi Worldstone'un durumunu düzeltmelidir. Artık yoketmekten başka çaresi kalmaz. Alevli kılıcını Worldstone'a doğru fırlatır, Worldstone'un parçalanmasıyla Harrogath'ta büyük bir sarsıntı olur ve Arreat dağı ikiye bölünür.

Tyrael, kılıcını Worldstone'a fırlatıyor

8- -Diablo III-
Tarih: 1285

Worldstone'un patlamasının üzerinden 20 yıl geçer, artık Sanctuary'i saklayan bir güç yoktur. Fakat buna rağmen Cehennem hala Sanctuary'e akın etmemiştir...

Cehennem'in İblisleri Soy Ağacı

Cennet'in Melekleri Soy Ağacı

Diablo 3 Sınıflar

1. Witch Doctor

Witch Doctor ayinsel vudu savaşçısıdır. Sanctuary'nin derin ormanlarından gelen Witch Doctor, kendi karanlık sanatlarını kullanır...

Mana Kaynağı

Aktif Yetenekleri (Active Skills)
Resmin üzerine tıklayarak daha detaylı görebilirsiniz.

Pasif Yetenekleri (Passive Skills)
Resmin üzerine tıklayarak daha detaylı görebilirsiniz.

2. Barbarian

Fury Küresi

Aktif Yetenekleri (Active Skills)
Resmin üzerine tıklayarak daha detaylı görebilirsiniz.

Pasif Yetenekleri (Passive Skills)
Resmin üzerine tıklayarak daha detaylı görebilirsiniz.

3. Demon Hunter

Hatred/Discipline Küresi

Aktif Yetenekleri (Active Skills)

Resmin üzerine tıklayarak daha detaylı görebilirsiniz.

Pasif Yetenekleri (Passive Skills)
Resmin üzerine tıklayarak daha detaylı görebilirsiniz.

4. Wizard

Arcane Power Küresi

Aktif Yetenekleri (Active Skills)

Resmin üzerine tıklayarak daha detaylı görebilirsiniz.

Pasif Yetenekleri (Passive Skills)
Resmin üzerine tıklayarak daha detaylı görebilirsiniz.

5. Monk

Spirit Küresi

Aktif Yetenekleri (Active Skills)

Resmin üzerine tıklayarak daha detaylı görebilirsiniz.

Pasif Yetenekleri (Passive Skills)
Resmin üzerine tıklayarak daha detaylı görebilirsiniz.

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MantarTheGreat -- 12 Nisan 2012; 14:29:43 >

Serden Geçti

Binbaşı

1666 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

defaulticus

Yarbay

8824 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

broodofqueen

Yarbay

8360 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

layneth

Binbaşı

1314 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

aresmar

Yarbay

10754 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

MantarTheGreat

Yarbay

7501 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

defaulticus

Yarbay

8824 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Xaerk

Yarbay

2302 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

defaulticus

Yarbay

8824 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

0RK

Yarbay

4709 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

MantarTheGreat

Yarbay

7501 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Jr. Corrado

Yarbay

3151 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

MantarTheGreat

Yarbay

7501 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Evet _dante_ 'nin dediği üzere kitaplar oyundan bağımsız hikayeler içeriyor. Kitaplarında kısa özetlerini alıntılıyorum.

Diablo – Bartuc'un Mirası (1. Kitap)

Serinin ilk halkasındaki karakterimizin adı Norrec Vizharan. Hikayede güçlü bir savaşçı olarak lanse ediliyor. Kendisi gibi mağaralarda hazine arayan iki arkadaşı Fautzin ve Sadun ile beraber girdikleri bir diğerinde bulabilecekleri değerli eşyaları aramaktalar. Tabi ilerleyen dakikalarda başlarına gelecekleri bilmeden yollarına devam etmekteler. O ana kadar istedikleri gibi bir şey bulamamış olsalar da biraz daha yürüdüklerinde dört bir yanı hazine dolu bir odaya ayak basarlar. Dikkatlerinden kaçmayan bir diğer şey ise zeminin cesetlerle ve kemik yığınlarıyla dolu olduğudur. Derken yerdeki kemikler birleşerek yükselmeye başlarlar ve kısa sürede her taraf onlarca savaşçı ile dolup taşar. Hayatta kalmak için tek kurtuluş yolları onlarla savaşmak olduğundan ölümüne bir kavga başlar. Bu sırada çarpışmanın gücü Norrec'i yüksekçe bir kayanın üzerine kadar getirir. Bu kayanın üzerinde kıpkırmızı bir zırh bulunmaktadır. Düşmanının darbesiyle zırhla beraber kayadan aşağı düşerler. Ayağa kalktığında da zırhın eldiveninin eline geçtiğini fark eder. Diğer iki arkadaşı da büyük bir hışımla çarpışmaya devam ederken Norrec'in ağzından bilinçsizce anlamsız sözler çıkar. Sonucunda da bütün kemikler tekrar yere yığılır. Büyücü Fautzin sözlerin ne anlama geldiğini ve bu zırhın kime ait olduğunu anlamıştır: Kana susamış savaş beyi Bartuc'un zırhıdır. Arkadaşlarının eldiveni elinden çıkarması için söylediği sözleri dinlemeyen Norrec'in aklından bu zırhın tamamını giyerek yenilmez olmak geçmektedir tam o sıra. Savaş beyi Bartuc'un zırhı ise zırhın tamamını oluşturmak için başlığı bulmayı ve Bartuc'u tekrar bu dünyaya geri getirmeyi arzulamaktadır. Ardından da bitmek bilmez bir serüven başlar.

Diablo – Siyah Yol (2. Kitap)

Westmarch donanmasının subayı Darrick Lang, kralın yeğenini kurtarmak için korsan yatağına baskın yapar. Bu esnada korsanlar da başlarındaki büyücü Cholik ve savaşçı Raithen ile birlikte yerin derinliklerinde bir mağara aramaktadırlar. Cholik'in mağaranın içerisinde olduğuna inandığı iblis Kabraxis yardımıyla arzuladığı ölümsüzlüğe ulaşabileceğini düşünmektedir. Ki mağaranın girişindeki kapıda bulunan kabartmalar da bunu doğrular niteliktedir. Kazı çalışmaları devam ederken Cholik'in emirlerinden bıkan Raithen ona karşı gelir ve büyücü de onu oracıkta öldürüverir. Çok geçmeden kazılar biter ve mağaranın girişi ortaya çıkar. Aynı ana denk gelen bir diğer tarafta da Lang yönetimindeki birlik, korsanların gemilerine saldırırlar. Gemilerdeki göğüs göğüse çarpışmanın arasında kralın yeğenini kurtarırlar; ama, hiç bilmedikleri bir diğer tarafta da büyücü Cholik Kabraxis'in mağarasına çoktan girmiştir bile. Çok geçmeden, tıkıldığı mağaradaki derin uykusundan uyandırılan Kabraxis onu kimin rahatsız ettiğini merak eder. Büyücünün eski sayfalarda yazanlara göre siyah yoldan geçmeyi başaranlara verdiği hakkı ona da sağlayacağını düşünerek onunla konuşur ve dünyadaki egemenliğine bu büyücü ile dönebileceğini sanan Kabraxis de onun bu isteğini geri çevirmez. Diğer tarafta sürmekte olan kavgadan kurtarılan kralın oğlu Lang'ı bulur ve hemen mağara ile ilgili bildiklerini ve eğer büyücünün durdurulmazsa nelerin olabileceğini ona söyler. Başta çocuğun sözlerine kulak asmayan Lang daha sonra mağaranın derinliklerine girdiğinde çocuğun bahsettiği gibi bir görüntüyle karşılaşır. Kabraxis dünyaya geri gelmiştir bile.

Diablo – Gölge Krallığı (3. Kitap)

Efsanelerin bahsettiği Ureh Şehrini bulmak istiyordur büyücü Quov Tsin. Yalnız bu o kadar da kolay olmayacaktır. Şehrin çoktan yok olduğu ve sadece kalıntılarının bilinmektedir; ama, zamanın belli bir anında ve uygun koşulların sağlanması halinde diğer boyuttan gelecek güçlerin de yardımıyla şehrin tekrar yükseleceği kadim kitaplar tarafından doğrulanmaktadır. Yazanlara göre şehrin tekrar dirilişine tanıklık edenler, çok zengin bir şehir olan Ureh'in bütün servetine sahip olabileceklerdi. Bunun gerçekleşeceğine inanan büyücü de beraberinde getirdiği paralı askerler ile birlikte zamanında Ureh'in kaybolduğu topraklarda çalışmalara başlar; fakat, efsanelerden haberdar olan tek kişi de o değildir. Nekromensır Zayl da olacakları bilmektedir ve ona göre Ureh'in tekrar yer yüzüne çıkışı felaketlerin başlangıcı olacaktır. Askerleri korkutup kaçırmak için türlü yolları denediyse de büyücünün onlar için şehrin vaat ettiği zenginliği onlara hatırlatarak sürekli caydırmıştır. Derken an gelir ve eski kitapların bütün yazdıklarının doğru olduğu ortaya çıkar. Gölgelerin yükselişinin ardından şehrin harabeye dönmüş her bir duvarı sanki hiçbir şey olmamışçasına ortaya çıkar ve kapıları da onu isteyenleri için ardına kadar açılır. İçeriye girdiklerinde ise sessizliğin hakimiyeti karşısında hiçbiri de şaşkınlık yaşarlar. Sonuçta şehrin eski haline dönüşü müjdelenmiştir; yalnız, hiç kimsenin etrafta olmayışı bir çok soru işaretini de beraberinde getirmiştir.

0RK

Yarbay

4709 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

bensatanistdegilim

Yarbay

2289 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

MantarTheGreat

Yarbay

7501 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Mastermind.

Yüzbaşı

509 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

MantarTheGreat

Yarbay

7501 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Diablo Nedir? [Genel Bilgi] -SPOILER İÇERİR-

Benzer içerikler