Dünya edebiyatının tanınmış isimlerinden biri, ancak hâlâ Playboy’a hikâye yazmaktan geri durmuyor. Okuma günlerinde bir rock star gibi çevresini saran okurları ona günah çıkarıyor. Dinleyenleri bayıltacak kadar sert, iç gıcıklayıcı öyküler yazıyor. Chuck Palahniuk, şimdi bir riske daha girip kendisini üne kavuşturan ‘Dövüş Kulübü’nün devamını, çizgilerin dünyasıyla bize sunuyor. 10 fasikül halinde çıkacak kitabın ikinci fasikülü bu hafta raflarda yerini aldı bile. Chuck Palahniuk, asi, cesur Tyler ile sıradanlığın öldürücülüğüne karşı var olmaya çalışan Sebastian’ı bu sefer çizgi kahraman olarak çıkarıyor karşımıza. Peki, neden mi? Bunun yanıtını ve dahasını Palahniuk anlatıyor.
“Dövüş Kulübü’nün ilk kuralı: Kulüpten söz etmemek. İkinci kuralı: Kimseye kulüpten söz etmemek.”
Ben şimdi büyük kuralı bozup size önemli bir sır vereceğim: ‘Dövüş Kulübü’nün patronu, Kıyamet Projesi’nin mimarı Tyler Durden ölmedi! Çünkü “Bazı hayali arkadaşlar asla çekip gitmez!”
Tyler, durgunluğun uyuşukluğu, sıradanlığın ‘huzur’u ile sarmalanmış hayatlarımızı, ucuz seri üretim mobilyalarımızla süslediğimiz ‘korunaklı’ barınaklarımızı bu sefer çizginin dünyasında sarsıyor. Chuck Palahniuk’un bizimle 19 yıl önce tanıştırdığı Tyler ve Sebastian, şimdi 10 fasikülden oluşan bir çizgi romanın kahramanları!
Çizimlerini Cameron Stewart’ın yaptığı çizgi romanın ilk iki fasikülü Türkiye’de de Ayrıntı Yayınları tarafından basılarak raflardaki yerini aldı. İşte karşınızda; 30 yaşında yazarlığa bulaşan, ilk kitabı ‘sert’ bulunduğu için yayınevlerinden dönünce ‘sert’in ne olduğunu göstermek için yazdığı ‘Dövüş Kulübü’ ile edebiyat dünyasında yerini alan, insanların kendisine günah çıkardığı okuma günlerinde Guts gibi hikâyeleri ile onlarca kişiyi bayıltacak kadar kendinden geçiren Chuck Palahniuk.
Böyle bir kitabın devamını getirmek bir yazar için risk. O riski azaltmak için mi çizgi roman dünyasını tercih ettiniz? Evet, gerek romanımın kendisi, gerekse David Fincher’ın filmi öyle vefalı, öyle tutkulu bir izleyici kitle edindi ki, devam niteliğinde bir anlatının kendi otoritesini sağlamasının yolunun ancak önceki ürünle karşılaştırılamayacak üçüncü bir araçla, yani romandan veya filmden farklı bir araçla anlatılması olabileceğine karar verdim.
TYLER ILE SEBASTIAN ARASINDA!
Çizgi dünyası size nasıl bir güç, özgürlük verdi? Çizginin gücü, sunduğu özgürlük; hayal kırıklığı yaşanmamasına yetecek mi? Çizgi romanda hem büyük bir üzüntüyü, -bir filmin göze alabileceğinden daha büyük bir üzüntüyü- anlatma, bir yandan da bu güçlü duyguları katlanılır kılma özgürlüğü var. Ayrıca, uzun kurmaca yazarken, karakterlerin görünüşlerini ya da olay mekânlarını betimlemekten kaçınıyorum; çünkü iki tür betimleme de romanın hızını yavaşlatma eğiliminde. Ama iyi bir illüstratör, çizer, olay örgüsünü sekteye uğratmadan nesnelerin ve kişilerin nasıl göründüğüne bol bol dikkat çekebiliyor. Bu bakımdan, çizgi roman bana, konuları daha yoğun bir duygusal güçle anlatma ve olay örgüsündeki unsurları ayrıntılı betimleme imkânı veriyor.
Toplu cilt olarak çıksın alıcam, parça parça okumayı sevmiyorum.
NaneLimoni
kullanıcısına yanıt
Bende öyle yapıyorum. Parça parça okumak sıkıyor. Hem merak ediyor insan sonrasını bekle dur. Toptan daha iyi.
Arkadaşlar bence destek amaçlı böyle teker teker alın çizgi romanları, yayıncı yayınladığı üründen para kazansın ki bir sonrakini çıkarmaya daha istekli olsun, daha çabuk çıksın.
en kısa zamanda halledilir
Fasikül kültürü yok ki, senelerdir ciltli basılıyor çr'ler. Doğal olarak ciltli okumak istiyor herkes.
Fasikül olarak dükkana geldi ürünler, gayet güzeller. Kapak hastalığından kurtulmak lazım bene. Ayrıa tek sayı için 30-40 lira ermektense her fasikül için 6-7 lira erip tek tek alabilmek çok azip bene.