Bir şişe şarap içtim sonra atlayıp motora baaaraa baaraaa şarkılar söyledim caddelerde gezdim ilçeyi dolandım baaaraa baaaraa.....
kırığım beeen
bi dahakine iki şişe içecem iki kere dolanacam ilçeyi ..
Hz. Mevlana'da insan, ölümlü ile ölümsüzü, iyi ile kötüyü, ilahi ile beşeri benliğinde toplayan bir birleştiricidir. İnsan ölümsüzlüğün, ölümlü beden içinde tekamül seyrini yaşamak için bu alemdeki görünümüdür. İnsan varlık ağacının meyvesidir. Bir rubaisinde şöyle seslenir: "Suret suretsizlikten meydana geldi. Varlık peteğini ören arıdır. Arıyı vücuda getiren, mum ve petek değildir. Arı biziz, şekil ve çokluk sadece bizim imal ettiğimiz mumdur. Şekil ve cisim bizden vücuda geldi. Biz onlardan değil; şarap bizden sarhoş oldu, biz şaraptan değil."
Mevlânâ bir gün sema ayinindeyken bir sarhoş da ortaya atıldı, yanında dönmeye başladı.
Ama dönerken bir iki kez Mevlânâ'ya çarpınca öğrencilerinden birkaçı atladı, sarhoşu zorla çıkarmaya çalıştı. Sarhoş direndi.
Sonunda Mevlânâ araya girdi ve öğrencilerine şöyle dedi:
"O içmiş, ama kafası asıl sarhoş olan sizsiniz. O bütün içtenliğiyle dönüyordu, onu siz rahatsız ettiniz.
Asıl yanlışı siz yaptınız çünkü kafanız gerçekten sarhoştur.
Onun sarhoşluğu geçicidir, asıl kötü sarhoşluk insanın içinde yatandır."
Bir gün birilerinin yaptığı bir dedikodu Mevlânâ'nın kulağına geldi. Diyorlardı ki, "Tamam Mevlânâ büyük adam, gerçek bir sultan. Ona diyecek yok.
Ama çevresindekiler, müridi diye yanında bulunanlar pek kötü."
Mevlânâ bu dedikoduyu yapanlara şöyle haber gönderdi:
"Eğer onlar benden daha iyi olsalardı; içlerinde biri benden daha iyi olsaydı, zaten ben onun müridi olurdum."
Mevlânâ "kibir"! şöyle anlatıyor:
"Kibir nedir? Kendinden habersiz, kendim bilmeyen insanın durumudur. Tıpkı Güneş'ten haberi olmayan buzun kendini bir şey zannetmesi gibi..."
quote:
Orjinalden alıntı: Tarum
Hz. Mevlana'da insan, ölümlü ile ölümsüzü, iyi ile kötüyü, ilahi ile beşeri benliğinde toplayan bir birleştiricidir. İnsan ölümsüzlüğün, ölümlü beden içinde tekamül seyrini yaşamak için bu alemdeki görünümüdür. İnsan varlık ağacının meyvesidir. Bir rubaisinde şöyle seslenir: "Suret suretsizlikten meydana geldi. Varlık peteğini ören arıdır. Arıyı vücuda getiren, mum ve petek değildir. Arı biziz, şekil ve çokluk sadece bizim imal ettiğimiz mumdur. Şekil ve cisim bizden vücuda geldi. Biz onlardan değil; şarap bizden sarhoş oldu, biz şaraptan değil."
Mevlânâ bir gün sema ayinindeyken bir sarhoş da ortaya atıldı, yanında dönmeye başladı.
Ama dönerken bir iki kez Mevlânâ'ya çarpınca öğrencilerinden birkaçı atladı, sarhoşu zorla çıkarmaya çalıştı. Sarhoş direndi.
Sonunda Mevlânâ araya girdi ve öğrencilerine şöyle dedi:
"O içmiş, ama kafası asıl sarhoş olan sizsiniz. O bütün içtenliğiyle dönüyordu, onu siz rahatsız ettiniz.
Asıl yanlışı siz yaptınız çünkü kafanız gerçekten sarhoştur.
Onun sarhoşluğu geçicidir, asıl kötü sarhoşluk insanın içinde yatandır."
Bir gün birilerinin yaptığı bir dedikodu Mevlânâ'nın kulağına geldi. Diyorlardı ki, "Tamam Mevlânâ büyük adam, gerçek bir sultan. Ona diyecek yok.
Ama çevresindekiler, müridi diye yanında bulunanlar pek kötü."
Mevlânâ bu dedikoduyu yapanlara şöyle haber gönderdi:
"Eğer onlar benden daha iyi olsalardı; içlerinde biri benden daha iyi olsaydı, zaten ben onun müridi olurdum."
Mevlânâ "kibir"! şöyle anlatıyor:
"Kibir nedir? Kendinden habersiz, kendim bilmeyen insanın durumudur. Tıpkı Güneş'ten haberi olmayan buzun kendini bir şey zannetmesi gibi..."
Hz. Mevlana'da insan, ölümlü ile ölümsüzü, iyi ile kötüyü, ilahi ile beşeri benliğinde toplayan bir birleştiricidir. İnsan ölümsüzlüğün, ölümlü beden içinde tekamül seyrini yaşamak için bu alemdeki görünümüdür. İnsan varlık ağacının meyvesidir. Bir rubaisinde şöyle seslenir: "Suret suretsizlikten meydana geldi. Varlık peteğini ören arıdır. Arıyı vücuda getiren, mum ve petek değildir. Arı biziz, şekil ve çokluk sadece bizim imal ettiğimiz mumdur. Şekil ve cisim bizden vücuda geldi. Biz onlardan değil; şarap bizden sarhoş oldu, biz şaraptan değil."
Mevlânâ bir gün sema ayinindeyken bir sarhoş da ortaya atıldı, yanında dönmeye başladı.
Ama dönerken bir iki kez Mevlânâ'ya çarpınca öğrencilerinden birkaçı atladı, sarhoşu zorla çıkarmaya çalıştı. Sarhoş direndi.
Sonunda Mevlânâ araya girdi ve öğrencilerine şöyle dedi:
"O içmiş, ama kafası asıl sarhoş olan sizsiniz. O bütün içtenliğiyle dönüyordu, onu siz rahatsız ettiniz.
Asıl yanlışı siz yaptınız çünkü kafanız gerçekten sarhoştur.
Onun sarhoşluğu geçicidir, asıl kötü sarhoşluk insanın içinde yatandır."
Bir gün birilerinin yaptığı bir dedikodu Mevlânâ'nın kulağına geldi. Diyorlardı ki, "Tamam Mevlânâ büyük adam, gerçek bir sultan. Ona diyecek yok.
Ama çevresindekiler, müridi diye yanında bulunanlar pek kötü."
Mevlânâ bu dedikoduyu yapanlara şöyle haber gönderdi:
"Eğer onlar benden daha iyi olsalardı; içlerinde biri benden daha iyi olsaydı, zaten ben onun müridi olurdum."
Mevlânâ "kibir"! şöyle anlatıyor:
"Kibir nedir? Kendinden habersiz, kendim bilmeyen insanın durumudur. Tıpkı Güneş'ten haberi olmayan buzun kendini bir şey zannetmesi gibi..."
baba şarap varmı ondan haber ver..
Geçen sene gözümün önünde bi adam öldü aynı sebepten. Trafik ışıklarında yeşil yandı tam kalktım arabayla yandan motorla gelen adam solumdaki minibüsün önüne çarptı ve önümden motoru kıvılcım çıkartarak geçti. Az daha benim arabaya çarpıyordu. 30 metre kadar sürüklendi ambulans çağırdık ama iş işten geçmişti
quote:
Orjinalden alıntı: TiriT
Geçen sene gözümün önünde bi adam öldü aynı sebepten. Trafik ışıklarında yeşil yandı tam kalktım arabayla yandan motorla gelen adam solumdaki minibüsün önüne çarptı ve önümden motoru kıvılcım çıkartarak geçti. Az daha benim arabaya çarpıyordu. 30 metre kadar sürüklendi ambulans çağırdık ama iş işten geçmişti
Kask taksaymış.. Ben eldiven koruma elbiseli kasklı idim.. ama güzeldi beaaa yetmeezmiiiii kurşuuun olduuuuunnn
Mevlana bunu bir rubaisinde “Bizim, sarhoş olmamız için şaraba ihtiyacımız yoktur”[3] diyerek dile getirir. Zira sarhoşluk, gerçek anlamıyla âşıklık doğuştan insanoğlunda var olan bir özelliktir.
Kendi kendine
Kişinin kendine ettiğini Edemez kişiye hiçbir fani Bu kahpe hırsı. ne kıskanç kini, ne şarap Ne de haşhaş edemez.. Kişinin kendine ettiğini tayfun, boran Dağ, taş edemez.
Kişinin kendine ettiğini Edemez Kişiye hiçbir fani tutmazsa gerçek dost elini kendi kendiyle baş edemez. Kişinin kendine ettiğini Sarhoş edemez, ayyaş edemez Mezar soyan nebbaş edemez...
Mevlana Celaleddin Rumi
quote:
Orjinalden alıntı: karsit
quote:
Orjinalden alıntı: TiriT
Geçen sene gözümün önünde bi adam öldü aynı sebepten. Trafik ışıklarında yeşil yandı tam kalktım arabayla yandan motorla gelen adam solumdaki minibüsün önüne çarptı ve önümden motoru kıvılcım çıkartarak geçti. Az daha benim arabaya çarpıyordu. 30 metre kadar sürüklendi ambulans çağırdık ama iş işten geçmişti
Kask taksaymış.. Ben eldiven koruma elbiseli kasklı idim.. ama güzeldi beaaa yetmeezmiiiii kurşuuun olduuuuunnn
Kaskı vardı vucudu minibüse çarpınca çok hasar görmüş sanırım
atın ölümü arpadan olsun.. yok şaraptan..
quote:
Orjinalden alıntı: karsit
atın ölümü arpadan olsun.. yok şaraptan..
quote:
Orjinalden alıntı: Tarum
Mevlana bunu bir rubaisinde “Bizim, sarhoş olmamız için şaraba ihtiyacımız yoktur”[3] diyerek dile getirir. Zira sarhoşluk, gerçek anlamıyla âşıklık doğuştan insanoğlunda var olan bir özelliktir.
Kendi kendine
Kişinin kendine ettiğini Edemez kişiye hiçbir fani Bu kahpe hırsı. ne kıskanç kini, ne şarap Ne de haşhaş edemez.. Kişinin kendine ettiğini tayfun, boran Dağ, taş edemez.
Kişinin kendine ettiğini Edemez Kişiye hiçbir fani tutmazsa gerçek dost elini kendi kendiyle baş edemez. Kişinin kendine ettiğini Sarhoş edemez, ayyaş edemez Mezar soyan nebbaş edemez...
Mevlana Celaleddin Rumi
Stvdeki ak sakallı dede..
ak sakallı dede ha
karşıtcım neden herşeyle dalga geçiyorsun...orda çok güzel bir yazı var....biraz bişeyler anlama çalış...
bu hayat böyle sürmez eğlenceyel içmeyle gezmeyle tozmayla geçmez...ölüm var....sende ölcen babanda annende ....acılar çekecen...bu yüzden ölüm gelmeden bu dünydan gçmen lazım....herşeyi gırgıra alıp herkezle dalganı geçip sarhoşluğun favkinde bir sarhoşluk yapıyorsun...ama bilki yaptığın güzel bişey değil
quote:
Orjinalden alıntı: Tarum
karşıtcım neden herşeyle dalga geçiyorsun...orda çok güzel bir yazı var....biraz bişeyler anlama çalış...
bu hayat böyle sürmez eğlenceyel içmeyle gezmeyle tozmayla geçmez...ölüm var....sende ölcen babanda annende ....acılar çekecen...bu yüzden ölüm gelmeden bu dünydan gçmen lazım....herşeyi gırgıra alıp herkezle dalganı geçip sarhoşluğun favkinde bir sarhoşluk yapıyorsun...ama bilki yaptığın güzel bişey değil
Çekmediğimi nerden biliyon.. Ayrıca yazmakla olmaz..Olsun şarap varmı..