Şimdi Ara

Dunk ile Egg'in Hikayeleri, George R.R Martin'den (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
255
Cevap
43
Favori
35.808
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Rhaegar Targaryen

    Hacı büyük iş yapmışsın yemin ediyorum.Hepsini ne zaman bitirirsin tahminince ?

    Bittiğinde hepsini yazıcıdan çıkartıp kitap gibi yapmayı düşünüyorum.

    5 Targaryen kralı daha var. Ancak V.Aegon ile II.Aerys dışındakilerin bölümleri epey kısa. Robert'ın İsyanı ile birlikte kitap yarılanmış oluyor. Sonrasında bölgelere geçiyor, Kuzey, Vadi, Fırtına Diyarı filan diye. Sonra da Essos tarafına geçiyor.

    Tek başıma kolay kolay bitmeyeceği kesin, bitirirsem de zaten pdf olarak ekleyeceğim buraya. Hayırlısı bakalım.
  • Cypon kullanıcısına yanıt
    Ben ingilizcesini alacağım şu finaller bitsin pazar günü dnr dan.

    Fakat ciltli olan yok sanırım Türkiye'de.

    İngilizcesi bende durur Türkçe çevirisini senden okurum.
  • I.AERYS



    209 FS yılında tahta çıkan Daeron’un ikinci oğlu Aerys’in kral olacağı kimsenin aklından geçmemişti ve kendisi gerçekten de Demir Taht’a oturmak için yetersiz bir prensti. Aerys çalışkan bir kişiydi ancak ilgi duyduğu tek şey, büyük gizemler ve antik kehanetler içeren tozlu yazmalardı. Aelinor Penrose ile evlenmesinin ardından varis sahibi olmakla hiç ilgilenmedi hatta kimi dedikodulara göre Aerys’in evliliği bile tamamına ermemişti. Küçük Konsey’deki lordlar Aerys’in eşinden hoşlanmadığını düşünerek ona bir başkası ile evlenmesi tavsiyesinde bulundular ancak Aerys onlara kulak asmadı.

    Büyük Bahar Salgını sırasında taç giyen I.Aerys, daha ilk gününde diyarı karmaşa içinde buldu. Salgın’ın şiddetini arttırdığı sırada Demir Adalar’ın Lordu olan Dagon Greyjoy, emrindeki demirdoğumlu askerlerini Gün Batımı Denizi kıyılarına göndermişti ve Acıçelik de Daemon Karaalev’in sağ kalan çocukları ile Tyrosh’da kumpas peşindeydi. Belki de bütün bu zorluklar yüzünden Aerys yüzünü Brynden Rivers’a döndü ve onu Kral Eli ilan etti.

    Kankuzgun yönetici olarak yetenekli olduğunu daha önceden kanıtlamıştı ancak o aynı zamanda Leydi Mysaria’ya rakip olacak kadar iyi bir Muhbir Başı’ydı ve zamanla, Kankuzgun ile yarımkan kızkardeşi ve aynı zamanda sevgilisi olan Denizyıldızı Shiera’nın gizli bilgileri büyüler yolu ile topladıkları dedikodusu yayılmıştır. Kısa sürede ‘’Bin ve bir göz,’’ mottosu halk arasında sıklıkta kullanılır hale gelmiş ve en soylusundan en alt tabakadaki kişiye kadar herkes komşularına karşı Kankuzgun’un casusu olabilir düşüncesi ile güvensizlik duymaya başlamıştır. Ancak Büyük Bahar Salgını’nın getirdiği sorunlar göze alındığında Aerys’in casuslara ihtiyacı olduğu kesindi. Yazın gelmesi ile birlikte iki yıl süren kuraklık baş gösterdi. Birçoğu kuraklık için kralı suçlar iken, daha fazlası Kankuzgun’u suçlar hale geldi. Böylece ihanet içeren vaazlar veren rahiplerin ve onların vaazlarını dinleyen şövalyelerin ve lordların sayıları artmaya başladı. Bütün bu vaazlar içinde ortak olan nokta ise; Siyah Ejder’in artık Dar Deniz Ötesi’nden geri dönmesi ve doğuştan hakkı olan tahtı almasıydı.

    Yeni bir ayaklanma girişimin tam ortasında duran ise Lord Gormon Peake’di. Birinci Karaalev İsyanı’ndaki rolü yüzünden yüzyıllardır Peake hanesinin elinde bulunan üç kaleden ikisi krallık tarafından Gormon Peake’in elinden alınmıştı. Büyük Bahar Salgını ve kuraklığın ardından Lord Peake, Daemon Karaalev’in yaşayan en büyük oğlunu, Genç Daemon’u Dar Deniz’i geçmeye ve taht için hamle yapmaya ikna etti.

    Kurulan gizli anlaşma, 211 FS yılında Lord Butterwell’in Tanrı Gözü yakınlarına inşa ettirdiği gösterişli Aksur kalesinde yapılan düğün turnuvasında ortaya çıktı. Bu Butterwell, zamanında Daeron’un Kral Eli olan ve Daemon’un isyanın ilk günlerinde şüpheli davranışları sebebi ile görevinden azledilip yerine Lord Hayford’un atandığı Lord Butterwell ile aynı kişidir. Böylece Aksur’da, Lord Butterwell’in evliliğini kutlama ve turnuvaya katılma bahanesi ile içten içe Demir Taht’a bir Karaalev’in oturmasını arzu eden birçok lord ve şövalye bir araya toplandı.

    Eğer Kankuzgun ve onun casusları olmasaydı, Genç Daemon Nehirova’nın tam kalbinde diyarı etkisi altına alacak büyük bir isyan başlatabilirdi ancak daha henüz turnuva bile tamamlanmadan Kral Eli arkasında ordu ile Aksur’a geldi ve İkinci Karaalev İsyanı daha başlamadan sona ermiş oldu. Sonrasında Gormon Peake ile birlikte isyan planında başı çeken birçok lord ve şövalye idam edildi. Geride kalanlar ise tıpkı Lord Butterwell gibi ellerindeki kalelerini veya servetlerini kaybettiler. Daemon ise rehin alınıp Kızıl Kale’ye götürüldü ve orada birkaç yıl boyunca hapis kaldı. Kimileri Demon’un öldürülmeyip rehin alınmasına şaşırsa da, bu kararın arkasındaki mantık basitti, Daemon ölmeden Acıçelik sıradaki Karaalev’e, Haegon’a taç giydiremezdi.

     Dunk ile Egg'in Hikayeleri, George R.R Martin'den

    II.Daemon Karaalev'in tutuklanışı,

    İkinci Karaalev İsyanı fiyasko ile sonuçlanmıştı ancak ne yazık ki üçüncüsü için aynı şey söylenemez. 219 FS yılında Haegon Karaalev ile Acıçelik Üçüncü Karaalev İsyanı’nı başlattı. Yapılan bütün onurlu veya onursuz hareketler ışığında –Maekar’ın liderliği, Aerion Parlakateş’in hareketleri, Maekar’ın en genç evladının cesareti ve Kankuzgun ile Acıçelik arasındaki ikinci kapışma gibi- isyancı Haegon Karaalev, yapılan savaş sonrasında kılıcını bırakıp teslim olmasına rağmen haince katledildi ancak Sör Aegor Rivers nam-ı diğer Acıçelik canlı olarak rehin alınıp zincirlenerek Kızıl Kale’ye getirildi. Günümüzde bile birçok tarihçi ‘’Tıpkı Prens Aerion ve Kankuzgun’un da ısrar ettiği gibi Acıçelik’in yakalanır yakalanmaz infaz edilmesi ve Karaalev hevesinin orada yok edilmesi lazımdı,’’ demektedir.

    Ancak öyle olmadı. Her ne kadar Acıçelik yargılanıp vatana ihanetten hüküm giyse de, Kral Aerys onun hayatını bağışladı ve infaz etmek yerine hayatının kalan günlerini Sur’da geçirmesi için onu Gece Gözcüleri’nin yanına sürgün etti. Ancak bu karar aptalca bir merhamet gösterisiydi keza Karaalev’ler hala Kızıl Kale içinde bile destekçilere, casuslara sahipti. Acıçelik’i ve onunla birlikte bir düzine tutukluyu taşıyan gemi, Kıyıdaki Doğugözcüsü yolunda iken Dar Deniz ortasında kaçırıldı ve Aegor Rivers özgürlüğüne kavuşup tekrar Altın Birlik’e döndü. Kaçışının üzerinden yıl geçmeden Haegon’un en büyük oğlunu Kral III.Daemon olarak taç giydirip kendi canını bağışlayan Aerys’e karşı Tyrosh’ta komplolar kurmaya devam etti.

    Kral Aerys, iki yıl daha tahtta kaldı ve 221 FS yılında vefat etti.

    Saltanatı boyunca Majestelerinin geride bıraktığı birçok varis vardı ancak hiçbiri kendisinden değildi öyle ki Aerys ölene kadar eşi ile birlikte olmamıştı. Aerys’in kardeşi ve İyi Kral Daeron’un üçüncü büyük oğlu Rhaegel 215 FS yılında düzenlen ziyafette pasta yerken boğulmuş ve Aerys’ten önce vefat etmişti. Rhaegel’in oğlu Aelor, Rhaegel’in vefatı ile Ejderkayası Prensi oldu, ancak iki sene sonra ikiz kız kardeşi ve aynı zamanda eşi olan Aelora’nın sebep olduğu korkunç bir kaza sonucu hayatını kaybetti. Bu kaza sonrasında Aelora üzüntüden delirmiştir ve ne yazıkki, tarihte Fare, Şahin ve Domuz olarak bilinen üç adam tarafından katıldığı baloda saldırıya uğramasının ardından canına kıymıştır.

    Aerys’in ölmeden önce geride bıraktığı son varisi ise ondan sonra tahta çıkacak olan, kralın kardeşi Prens Maekar’dı.




    I.MAEKAR



    Maekar enerjik bir kral ve dikkate değer bir savaşçı olmasının yanında sert ve peşin hükümlü biriydi. Abisi Baelor’un kolayca arkadaş ve müttefik kazanma yeteneğine asla sahip olamadı ve abisini kendi elleri ile öldürdükten sonra –her ne kadar kaza ile olsa da- daha da acımasız ve affetmeyen bir hale dönüştü. Geçmişi arkasında bırakma niyeti ile kendine çevresi altın kaplama olan ve uçları kılıç şekli verilmiş yeni bir taç yaptırdı çünkü Fatih Aegon’un tacı I.Daeron’un Dorne’da ölümü sonrasında kaybolmuştu. Yine de Maekar iki Karaalev isyanı arasında geçen barış dolu dönemde saltanat sürdü ve iktidarı boyunca diyarı rahatsız eden tek sorun kendi evlatları hakkındaydı.

     Dunk ile Egg'in Hikayeleri, George R.R Martin'den

    Kral I.Maekar'ın tacı;

    Bu sorun ise Maekar’ın varisinin kim olacağı sorunuydu. Birçok oğlu ve kızı olmasına rağmen Demir Taht için uygun varise sahip olduğu konusunda soru işaretleri vardı. En büyük oğlu Daeron halk arasında Ayyaş olarak biliyordu ve Ejderkayası Prensi yerine Yaz Kalesi Prensi olmayı yeğlemişti çünkü ona göre Ejderkayası çok kasvetli bir yerdi. Ondan sonra Parlakateş olarak bilinen Prens Aerion geliyordu ve Prens her ne kadar muazzam bir şövalye olsa da bir o kadar da gaddar ve kaprisliydi aynı zamanda da karanlık sanatlar tutkunuydu. Bu iki prens de babalarından önce vefat etmelerine rağmen ardlarında evlatlar bıraktılar. Prens Daemon 222 FS yılında Vaella adında bir kız evlat sahibi oldu ancak kız ne yazık ki çok saftı. 232 FS yılında Aerion Parlakateş’in bir oğlu dünyaya geldi ve prens çocuğuna babasına itafen meşum Maegor ismini verdi ancak Parlak Prens aynı yıl kendisini ejderhaya dönüştüreceğini umarak içtiği çılgınateş yüzünden hayatını kaybetti.

    Maekar’ın üçüncü oğlu Aemon, kitapları seven bir çocuktu ve gençken Hisar’a gönderilmişti. Sonrasında ise şehre zincir dövmüş bir üstad olarak geri geldi. Kral’ın oğulları arasında en genci ise gezici bir şövalyeye- ki bu şövalye Baelor Kırıkmızrak’ın öldüğü turnuvada Baelor’un savunduğu gezici şövalyenin ta kendisidir- yaverlik yapmış Prens Aegon’du ve ‘’Egg’’ ismi olarak tanınıyordu. Maegor’un çocukları için söylenmiş sözler arasında en akılda kalanı; ‘’Daeron şaka gibiydi, Aerion ise korkunç ancak Aegon ise köylünün tekiydi,’’ sözüdür.

    Maegor 233 FS yılında Dorne sınırında ikamet eden isyankar bir lordla yaptığı savaş sırasında ölünce, tahta kimin çıkacağı konusunda haklı bir karmaşa ortaya çıktı. Yeni bir Ejderhaların Dansı yaşamamak adına Kral Eli Kankuzgun sorunun çözülmesi için Büyük Konsey’in toplantısı yapılacağını duyurdu.

    Maekar’ın en büyük iki oğlu vefat etmesi ile geride tahta çıkabilecek dört aday kalmıştı. Büyük Konsey, Daeron’un tatlı ama saf olan kızı Vaella’yı hemen eledi. Sadece birkaç kişi Aerion Parlakateş’in oğlu Maegor’un ismini zikretti ancak bebek yaştaki bir kral uzun yıllar sürecek bir naiplik dönemi anlamına geliyordu ve aynı zamanda çocuğun babasının zalimliğini ve çılgınlığını da miras almış olabileceği korkusu vardı. En akıllı tercih Prens Aegon gibi duruyordu lakin bazı lordlar prensin küçüklüğünde gezici bir şövalye ile dolaşmasının onu soyludan çok bir köylüğe benzettiğini düşünerek Aegon’a güven duymuyordu. Üstelik bazı lordlar bu yüzden Aegon’un büyük kardeşi Üstad Aemon’a gidip yeminden dönmesini ve tahta çıkmasını teklif etse de Aemon bu teklifi geri çevirdi.

    Büyük Konsey kimin başa geçeceğini tartışıyorken, Kral’ın Şehri’nde bir başka aday belirdi. Bu aday da Siyah Ejder’in beşinci erkek evladı Aenys Karaalev’den başkası değildi. Büyük Konsey’in toplanılacağı ilk olarak duyurulduğunda, Aenys sürgün bulunduğu Tyrosh’tan Kral’ın Şehri’ne bir mektup göndermiş ve kendinden önceki kardeşlerinin üç kez kılıç ile başaramadığını, söz ile başarabileceğini ummuştu. Kral Eli Kankuzgun ise bu mektubu olumlu cevaplamış, Aenys’e güvenli bir şekilde Kral’ın Şehri’ne gelebilme ve tahtta olan hakkını savunabilme hakkı vermişti.

    Akılsızca, Aenys bu sözlere inandı. Aenys daha Kral’ın Şehri’nin kapısından içeri girer girmez Altın Pelerinli’ler tarafından tutuklanıp yaka paça Kızıl Kale’ye sokuldu ve Aenys’in kesik kafası Büyük Konsey içindeki Karaalev yanlılarına bir uyarı olarak Büyük Konsey’e sunuldu.

    Bu olaydan kısa süre sonra, ‘’Bir zamanlar Egg olan Prens’’ çoğunluğun oyu ile kral seçildi. Dördüncü oğulun dördüncü oğlu olan V.Aegon halk arasında, veraset sıralamasında çok geride olmasına rağmen genç yaşında tahta çıkması sebebi ile ‘’Benzersiz Aegon’’ olarak tanınır oldu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cypon -- 16 Nisan 2015; 15:57:04 >




  • Arkadaşlar elinize sağlık Türkçe çeviriler için.

    Ancak elinizde İngilizce linkler var mıdır? Ben hepsini sıralı bulamadım. Yardımcı olursanız çok memnun olacağım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DC's Joker

    Arkadaşlar elinize sağlık Türkçe çeviriler için.

    Ancak elinizde İngilizce linkler var mıdır? Ben hepsini sıralı bulamadım. Yardımcı olursanız çok memnun olacağım.

    Torrent sitelerinden bulabilirsin. World of Ice and Fire yazman yeterli.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cypon

    quote:

    Orijinalden alıntı: DC's Joker

    Arkadaşlar elinize sağlık Türkçe çeviriler için.

    Ancak elinizde İngilizce linkler var mıdır? Ben hepsini sıralı bulamadım. Yardımcı olursanız çok memnun olacağım.

    Torrent sitelerinden bulabilirsin. World of Ice and Fire yazman yeterli.

    Dunk and Egg için demiştim ben, bulduğum linklerin ilginç bir şekilde hepsi 1 ve 3'ü içeriyor. Hoş sorun değil, çevirinizi çok beğendim. İlk sayfadan okuyacağım. Elinize sağlık :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DC's Joker

    quote:

    Orijinalden alıntı: Cypon

    quote:

    Orijinalden alıntı: DC's Joker

    Arkadaşlar elinize sağlık Türkçe çeviriler için.

    Ancak elinizde İngilizce linkler var mıdır? Ben hepsini sıralı bulamadım. Yardımcı olursanız çok memnun olacağım.

    Torrent sitelerinden bulabilirsin. World of Ice and Fire yazman yeterli.

    Dunk and Egg için demiştim ben, bulduğum linklerin ilginç bir şekilde hepsi 1 ve 3'ü içeriyor. Hoş sorun değil, çevirinizi çok beğendim. İlk sayfadan okuyacağım. Elinize sağlık :)

    Aynısı Dunk ile Egg için de geçerli. Genelde isim olarak 1-3 yazarlar, birden üçe kadar olduğunu belirtmek için. İçeriklerine baktın mı? Ama Hedge Knight, Sworn Sword ve Mystery Knight yazarsan da çıkar. Sırasıyla böyle kitap isimleri.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cypon

    quote:

    Orijinalden alıntı: DC's Joker

    quote:

    Orijinalden alıntı: Cypon

    quote:

    Orijinalden alıntı: DC's Joker

    Arkadaşlar elinize sağlık Türkçe çeviriler için.

    Ancak elinizde İngilizce linkler var mıdır? Ben hepsini sıralı bulamadım. Yardımcı olursanız çok memnun olacağım.

    Torrent sitelerinden bulabilirsin. World of Ice and Fire yazman yeterli.

    Dunk and Egg için demiştim ben, bulduğum linklerin ilginç bir şekilde hepsi 1 ve 3'ü içeriyor. Hoş sorun değil, çevirinizi çok beğendim. İlk sayfadan okuyacağım. Elinize sağlık :)

    Aynısı Dunk ile Egg için de geçerli. Genelde isim olarak 1-3 yazarlar, birden üçe kadar olduğunu belirtmek için. İçeriklerine baktın mı? Ama Hedge Knight, Sworn Sword ve Mystery Knight yazarsan da çıkar. Sırasıyla böyle kitap isimleri.

    Yok, bildiğiniz 2 eksikti indirdiğim 2 torrentte de. :)




  • @Cypon

    Aga kitabı bugün aldım DnR'dan 116 liraya.İçime otursa da eve gelip sayfaları çevirdikçe mutlu oldum.En son sayfada Reyizi Tridentte görünce içim bir kötü oldu.Ne bileyim kitap dizi karakterleriyle bağ kuranlara kıl giderim bende ama Rhaegar'ı kendime çok yakın hissediyorum.

    Kitabı zaten ingilizcem gelişsin diye aldım.Grammer sıkıntısı çekiyorum en iyi yolda bunun için yabancı kitaplar.Kendim çevirerek okumaya çalışacağım takıldığım yerlerde senin çeviriye bakarım.

    Bu arada Amazonda Hedge Knight diye çizgi roman vardı.Kaç tane kitap var böyle Seri ile alakalı biliyor musun ?
  • Çok sağol Blackfyre kardeşim çok iyi oldu bu
  • yeni bölüm ne zaman
  • yeni bölüm ne zaman
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tristan1

    yeni bölüm ne zaman

    Tam bir süre veremiyorum malesef, işten arta kalan zamanlarda parça parça çeviriyorum. Kalan bölümler de epey uzun ve teferruatlı. Bitince buradan paylaşırım.
  • V.AEGON



    Tahta çıkan Beşinci Aegon’un ilk icraatı, Kral Eli Brynden Rivers’ı Aenys Karaalev’in katledilmesinden sorumlu olarak tutuklatması oldu. Kankuzgun, Aenys’i güvenlik konusunda kandırıp öldürmek amacı ile Kral’ın Şehri’ne çektiğini itiraf etti ve diyarın selameti için kendi kişisel onuru ayaklar altına aldığını belirtti.

    Birçoğu bu itirafı onaylasa ve başka bir Karaalev’in ortadan kalkmasından memnun olsa da, Kral Aegon Kankuzgun’u Demir Taht’ın sözünün güvenini zedelediği için ölüme mahkum etti. Son bir şans olarak Aegon, Kankuzgun’a siyaha bürünüp Gece Gözcüleri’ne katılabilme teklifinde bulundu ve Rivers bu teklifi kabul etti. 233 FS yılının sonlarına doğru Sör Brynden Rivers Sur’a doğru yelken açtı ve kendisine bağlı olan Kuzgun Dişleri’nden iki yüz asker de onunla birlikte Sur’a gitti. Bununla birlikte Kral’ın kardeşi Üstad Aemon da Gece Gözcüleri’ne katılanlar arasındadır.

    Aegon’un saltanatı üç yıl devam edecek olan sert kışın belirtileri ile başladı. Kuzey bu kıştan tıpkı yüzyıl önce, 130 ve 135 FS yılında görülen kış kadar etkilendi ve açlık belirtileri baş göstermeye başladı. Kral Aegon her zaman fakirin ve muhtacın iyiliğini düşündüğünden, Kuzey’e gönderilen tahılların ve yiyeceklerin akışını arttırmış ve hızlandırmıştır ancak diyardaki bazı lordlar tahtın gereğinden fazla iyilik yaptığını düşünmüştür.

    Kral’ın iktidarı aynı zamanda Aegon prens iken sıklıkla işlerine burnunu soktuğu lordların haklarını ve ayrıcalıklarını ellerinden alması ile huzursuzluk yaşamıştır. Aenys Karaalev’in ölümü ile diyardaki Karaalev tehdidi sona erse de, Kankuzgun’un utanç verici ihaneti Dar Deniz Ötesi’ndeki sürgünlerin krallığa duyduğu nefreti kamçılamaktan başka bir işe yaramamıştı. 236 FS yılında, altı yıl sürecek olan uzun kış yaklaşırken, Dördüncü Karaalev İsyanı patlak verdi ve kendini Kral III.Daemon Karaalev ilan eden Haegon’un oğlu, arkasında Acıçelik ve Altın Birlik güçleri ile birlikte Demir Taht’ı ele geçirmek için Dar Deniz’i geçti.

    İşgalciler, Karasu Körfezi’nin güneyine, Massey Burnu’na demir attılar ancak çok az hane onlar için ayaklandı. V.Aegon, yanında üç erkek evladı ile onları karşılamak için Karasu Nehri’ne at sürdü. Gezgin Nehir Köprüsü Savaşı’nda Karaalevler ağır bir yenilgi aldılar ve III.Daemon, Aegon’un ‘’Egg’’ iken yaverliğini yaptığı ve Aegon tahta çıkınca Kraliyet Muhafızı yapılan Sör Uzun Duncan ile girdiği birebir dövüşte hayatını kaybetti. Acıçelik bir kez daha yakalanamadan kaçtı. Birkaç yıl ortadan kaybolsa da, sonraları Tyrosh ile Myr arasında çıkan savaşta yer aldı. Sör Aegor Rivers vefat ettiğinde altmış dokuz yaşındaydı ve söylenir ki tıpkı yaşadığı gibi, elinde kılıcı ve dudaklarında meydan okuma sözleri ile hayata gözlerini yumdu. Ancak Karaalev hanesine hizmet etme ve koruma arzusu ondan sonra Altın Birlik’e geçmiş, ondan kalan intikam mirası Birlik tarafından sahiplenilmiştir.

    V.Aegon’un saltanatı süresince bundan başka birçok savaş baş göstermiştir ve Benzersiz Kral, biri bitip biri başlayan isyanlar neticesinde istemeden de olsa zırh kuşanmak zorunda kalmıştır. Yerel halk içinde çok sevilse de, Kral Aegon’un diyar içinde epey bir düşmanı vardı. Aegon yaptığı sayısız reformlar ve yerel halka daha önce sahip olmadıkları koruma ve yeni haklar bahşetmesi diyardaki lordların hoşuna gitmedi ve zaman zaman lordların açıkça krala meydan okumalarına sebebiyet verdi. Bunların içinde en ağırı, Kral V.Aegon için, ‘’ Tanrıların bize verdiği hakları ve özgürlükleri elimizden almak isteyen eli kanlı zalim kral,’’ sözüdür.

    Aegon’un yaptıklarına karşı gelişen bu direncin Aegon’un sabrını zorladığı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Özellikle bu uzlaşıların sıklıkla tekrarlanmasından ötürü kralın omuzlarındaki baskı gün geçtikçe daha da artmıştır. Birbirini izleyen muhalefet sesleri yükseldikçe, Majesteleri kendini muhalif ve inatçı lordların arzularına ister istemez boyun eğmek zorunda kalmıştır. Tarih ilmi öğrencisi ve kitapları çok seven bir kişi olan V.Aegon’un sıklıkla, eğer Fatih Aegon gibi ejderhaları olsaydı, bütün diyarı yeniden yapılandırıp barış, refah ve adalet dolu bir Westeros yaratabileceğini söylediği bilinmektedir.

    İyi kalpli kralın öz evlatları bile ellerine güç geçtiğine babalarına baş kaldırmıştır. V.Aegon, Kuzgun Ağacı Kalesi Lordu’nun neşeli kızı olan ve sonraları siyah gözleri ve kuzgun karası saçlarından ötürü Kara Betha olarak çağrılan Leydi Betha Blackwood ile severek evlenmişti. 220 FS yılında evlendiklerinde gelin on dokuz, Aegon ise yirmi yaşındaydı ve veraset sırasında kimsenin olmaması, bu evliliğe kimsenin karşı çıkmamasını sağlamıştı. İlerleyen yıllarda Kara Betha Aegon’a üç erkek evlat(Duncan, Jaehaerys, Daeron) ve iki kız evlat (Shaera ve Rhaelle) verdi.

     Dunk ile Egg'in Hikayeleri, George R.R Martin'den


    Benzersiz Kral Aegon(arkada), ve çocukları Duncan, Jaehaerys ve Daeron (soldan sağa),

    Ejder kanının saf tutulması amacı ile Targaryen hanesi içindeki kız ve erkek kardeşlerin birbirleri ile evlendirilmesi çok eski bir gelenekti lakin, V.Aegon bu tür ensest birlikteliklerin iyilikten çok kötülük getirdiğinden emindi. Bu yüzden de çocuklarının evlilikleri için, onları Yedi Krallık’ın en güçlü lordları ile nişanlandırarak hem iktidarını güçlendirmeyi, hem de yaptığı reformlarda onların desteğini almayı umdu.

    Kara Betha’nın yardımı ile 237 FS yılında Aegon’un evlatları daha çocuk yaşta iken hepsi büyük lordların varisleri ile nişanlandırıldı ve kutlamalar yapıldı. Evlilikler tamamına erse idi, bu diyar için çok iyi sonuçlar getirebilirdi. Lakin Majesteleri kendi kanından olanların inatçılığına ve baş kaldırısına maruz kaldı. Betha Blackwood’un çocukları inatçılıklarını annelerinden almıştı ve tıpkı babaları gibi iş eş bulmaya geldiğinde kalplerine göre karar verdiler.

    Aegon’a karşı çıkan ilk evladı, en büyük oğlu ve Ejderkayası Prensi ile tahtın varisi olan Duncan oldu. Duncan Fırtına Burnu’nun sahibi Baratheon hanesinin en büyük kızı ile nişanlanmış olmasına rağmen, 239 FS yılında Nehirova’ya giderken tanıştığı ve kendisine Eskitaşlı Jenny diyen garip, gizemli ve cana yakın bir kıza meftun oldu. Her ne kadar kızın kendisi yıkıntıların arasında gezip kendini uzun süre önce ortadan kalkmış İlk İnsan Kralları’nın soyuna dayandırsa da, yerel halk bu tür söylenceye gülüp geçmiş, kızın yarı deli bir köylü kızı olduğu yada daha kötüsü bir cadı olduğu konusunda ısrar etmiştir.

    Aegon’un yerel halk ile dost olduğu ve hemen hemen bütün çocukluğunu onlar arasında geçirdiği doğrudur ancak Demir Taht’ın varisinin annesi ve babası bile belli olmayan biriyle evlenmesine izin vermek Aegon’un bile onay veremeyeceği bir davranıştı. Majesteleri bu evliliğe engel olabilmek için herşeyi göze aldı ve Duncan’a Jenny’den vazgeçmesini emretti. Prens babasının inatçılığına sahip olduğu için bu emri yerine getirmeyi reddetti. Üstelik Baş Septon, Baş Üstad ve Küçük Konsey biraraya gelip Kral Aegon’a baskı yaparak oğlunu taht ile Jenny arasında seçim yapmaya zorlamalarına rağmen, Duncan geri adım atmadı. Jenny’den vazgeçmektense tahtaki varisliği reddederek Ejderkayası Prensliği ile birlikte velihatlığı küçük kardeşi Jaehaerys’e devrettiğini ilan etti.

    Ancak bu karar bile ne barış ortamını koruyabildi ne de Fırtına Burnu’nun dostluğunu geri kazanabildi. Duncan’un reddettiği leydinin babası, Fırtına Burnu Lordu olan Lord Lyonel Baratheon nam-ı diğer Gülen Fırtına, gururu incildiğinde kolayca yatıştırılabilecek bir karakterde değildi. Kısa süren ancak kanlı olan ayaklanma, Kraliyet Muhafızları’ndan Sör Duncan’ın Lord Lyonel’i birebir dövüşte mağlup etmesi ve Kral’ın en genç kızını Lord Lyonel’in varisi ile evlendirme sözü vermesi ile sona erdi. Anlaşmanın bir nişanesi olarak Prenses Rhaelle Lord Lyonel’ın ve onun eşine hizmet etmesi amacı ile Fırtına Burnu’na gönderildi. Eskitaş’tan Jenny –ki nezaketen Leydi Jenny ile çağırılmıştır- eninde sonunda saraya kabul edildi ve bütün diyardaki yerel halk tarafından özellikle sevilip sayıldı. Kendisi ve Prensi, ki Prens Duncan’a bu olaydan sonra Yusufcuk Prensi lakabı takılmıştır, yıllar boyu şarkıcıların dillerinden düşmemişlerdir.

    Böylece Ejderkayası Prensi, Prens Jaehaerys oldu ve Aegon’a meydan okuyacak olan sıradaki prens de ta kendisiydi. Her ne kadar Kral Aegon yerel halk arasında geçirdiği yıllar dolayısı ile Valyria geleneklerinden olan ensest evliliklere karşı nefret duygusu edinmişse de, Prens Jaehaerys daha gelenekçi bir yapıdaydı ve daha küçük yaşta iken kız kardeşi Shaera’ya aşık olmuş, onunla evlenme hayalleri kurmuştu. Prensin bu arzusu Kral ve Kraliçe tarafından öğrenildiğinde, Kral Aegon ile Kraliçe Betha, hemen iki çocuğunun kaldığı odaları ayırmış olsa da, bu ayrılık sadece prens ile prensesin birbirlerine duyduğu tutkuyu daha da ateşler hale getirdi.

    Prens Jaehaerys her ne kadar abisi kadar inatçı olmasa da, Duncan’ın kendi aşkının peşinden gidip babasına ve konseye meydan okuması sonucunda konseyin ve Aegon’un Duncan’ın isteğine boyun eğmesi genç prensin gözünden kaçmamıştı. 240 FS yılında, Duncan’ın evliliğinden bir yıl sonra, Prens Jaehaerys ile Prenses Shaera nöbetçileri atlatıp gizlice evlendi. Evlendiklerinde Jaehaerys on beş, Shaera ise on dört yaşındaydı. Kral ile Kraliçe olanları öğrendiğinde evlilikleri çoktan tamamına ermişti. Bu yüzden Aegon’un elinde bu durumu kabullenmekten başka birşey kalmadı. Jaehaerys Nehirova Lordu’nun kızı Celia Tully ile, Shaera ise Yüksekbahçe varisi Luthor Tyrell ile nişanlanmıştı. Bu yüzden Kral birkez daha gururu incinmiş ve kızgın soylu lordlar ile uğraşmak zorunda kaldı.

    Kardeşlerinin yoldan çıkmış davranışlarını kendine örnek alan en genç prens Daeron bile aynı konuda babası ile tartışmaya girdi. Arbor’dan Leydi Olenna Redwyne ile dokuz yaşında iken nişanlanmasına rağmen 246 FS yılında, prens on sekiz yaşına girdiğine bu nişanı tanımadığını ilan etti. Prensin kısa süren hayatına bakıldığında, bu tanımamazlığın nedeni başka bir kadın değildi keza Prens vefat edene kadar bekar bir yaşam sürdü. Doğuştan asker olan ve turnuvalar ile dövüşler arasında gezen prens, arkadaş olarak yanında Sör Jeremy Norridge’ı tutuyordu. Genç ve cesur olan Sör Jeremy ile Prens Yüksekbahçe’de yaverlik döneminden tanışıyorlardı ve o zamandan beri birliktelerdi. Prens Daeron bu konuyu babasına açtı ancak kendisi 251 FS yılında Fare, Şahin ve Domuz’a karşı ordusu ile girdiği savaşta öldürüldü ve Aegon’u çok daha büyük bir keder ile başbaşa bıraktı. Sör Jeremy de Prens Daeron ile birlikte vefat etti ancak isyan sert birşekilde bastırılıp isyan edenler ya kılıçtan geçirildi ya da ibret-i alem için asıldı.

    258 FS yılında, Esos’ta Aegon’un saltanatına karşı yeni bir ayaklanma baş gösterdi. Bu ayaklanma, kaçaklardan, sürgünlerden, kiralık askerlerden ve korsanlardan oluşan dokuz kişilik bir grubun İhtilaflı Topraklar’daki Taç Ağacı altında bir ittifak kurması ile başladı. Dokuzlar Grubu, gruba üye olan her bir kişinin sahip olduğu hak iddialarını destekleyeceklerine dair yemin ettiler. Bu dokuz kişi arasında Karaalev hanesinin son üyesi ve Altın Birlik’in komutanı Canavar Maelys de vardı. Ve elbette ki Dokuzlar Grubu’nun onun adına kazanmaya yemin ettiği topraklar Yedi Krallık topraklarıydı. Bu anlaşma Prens Duncan’ın kulağına geldiğinde Prens, Dokuzlar Grubu’nun başlarındaki taçların dokuz kuruşa satıldığını söyledi ve bu söz dilden dile yayıldı. Bu sözden dolayı kısa süre sonra Dokuzlar Grubu, Westeros içinde ‘’Dokuz Kuruşluk Krallar’’ olarak bilinir hale geldi. Her ne kadar ilk olarak Essos’taki Özgür Şehirler’in Dokuzlar Grubu’na karşı silahlanacağı ve üstlerine yürüyüp onların toprak kazanma rüyalarını sona erdirecekleri düşünülse de, yine de Maelys ve müttefiklerinin yönlerini Yedi Krallık’a dönebilecekleri ihtimaline karşın hazırlıklar yapıldı ancak Kral, gruba karşı herhangi bir girişimde bulunmayıp diğer amaçlarına yöneldi.

    Bu amaçların başında da ejderhalar geliyordu. Aegon yaşlandıkça, daha da fazla Westeros’un Yedi Krallık’ın üzerinde bir ejderha ile uçma hayaline gömülür oldu. Bu amaç uğruna eldeki son ejderha yumurtalarına dualar okuyan rahipler, yumurtaları büyü ile çatlatması için büyücüler ve yumurtaların gizemini çözmesi için üstadlar tuttu. Her ne kadar Aegon’un arkadaşları ve danışmanları onu bu takıntısından vazgeçirmeye çalışsa da, Kral sadece ve sadece ejderhaları olur ise, onların sağlayacakları güç ile aklındaki reformları yapabileceğine, diyardaki gururlu ve inatçı lordları dize getirebileceğine kendini inandırmıştı.

    Aegon’un saltanatının son yılı, nasıl ejderha üretilebileceğinin yazılı olduğu antik Valyria yazmaları arayışı ile geçti ve söylenir ki Kral Gölge Diyarı Asshai’a kadar heryere Westeros’ta olmayan gizli bilgileri edinebilmesi umudu ile resmi görevliler yollamıştır.

    Bu ejderha sahibi olma rüyası, sevinç ile birlikte büyük bir keder de getirdi. 259 FS yılında kral en yakınlarını, ilk büyük torununun yani Prens Jaehaerys’in çocukları olan Aerys ile Rhaella’nın Rhaegar ismini verdikleri erkek evladın doğumunu kutlama vesilesi ile en sevdiği kale olan Yaz Kalesi’ne çağırdı.
    Yaz Kalesi’nde maruz kalınan bu trajediden çok az kişi sağ kurtulmuştur ve kurtulanlar da gördüklerini bir daha ağızlarına almamışlardır. Gyldayn’ın ölmeden önce kaleme aldığı son Tarih yazmasında birçok ipucu olsa da, kaza eseri kitabın sayfalarına dökülmüş olan mürekkep, birçok detayı bizden saklamaktadır.

     Dunk ile Egg'in Hikayeleri, George R.R Martin'den


    Yaz Kalesi'nin yok oluşu,

    ---------------------------------------------
    BAŞ ÜSTAD GYLDAYN’IN TARİH YAZMASINDAN
    ...ejder kanı biraraya getirildi...
    ...her ne kadar Kral’ın kendi rahibi uyarmış olsa da Yediler’i onurlandırmak amacı ile yedi ejderha yumurtası...
    ...alev üstadları...
    ...çılgınateş...
    ...alevler kontrolden çıktı.. çok şiddetli... o kadar sıcaktı ki...
    ... yandı, ancak Lord Kumandan’ın cesare....


    ---------------------------------------------------



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cypon -- 9 Mayıs 2015; 21:09:53 >




  • Eline sağlık

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Elinize sağlık hocam, +1 inizi verdim.



    Daha ne kadarı kaldı acaba kitabın?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: -Kratos-

    Elinize sağlık hocam, +1 inizi verdim.



    Daha ne kadarı kaldı acaba kitabın?


    V.Aegon'dan sonra II.Jaehaerys var. Ondan sonra da Deli Kral var. Ancak Aerys bölümü acayip derecede uzun, Tywin ve Aerys ilişkisine epey değinilmiş. Sonrasında da Robert'ın İsyanı var ancak onda bilinen şeyleri yazmış.

    İsyandan sonra Robert'ın saltanatını anlatıyor biraz. Sonra da bölgelere geçiyor, Kuzey, Nehirova, Batı Toprakları vs vs diye. Sonra Essos'a geçiyor. Krallar bittiğinde kitap yarılanmış gibi birşey oluyor diyebilirim.
  • elinize sağlık
  • ejder kanı biraraya getirildi. yazıyor kimin kanı yani
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tristan1

    ejder kanı biraraya getirildi. yazıyor kimin kanı yani

    Taşlaşmış yumurtalardan ejderha çıkartmak için insan feda etmek gerekli diye bir teori vardı, bu yazı da bunu destekliyor gibi duruyor. Ejderhaları uyandırmak için Targaryen üyelerinin kanları kullanılmış olabilir Yaz Kalesi'nde.
  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.