Şimdi Ara

Dünyanın ilk 'Yaratılış Müzesi' açıldı

Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar

Editörün Seçtiği Fırsatlar

Baseus Pudding Hızlı Şarj Özellikli Type-C Kablo 100W, 1.2 Metre, Siyah : Amazon.com.tr: Bilgisayar https://www.amazon.com.tr/dp/B0CKDZT5JX?ref=ppx_yo2ov_dt_b_fed_asin_title 49 dk. önce paylaşıldı

Selpak Tuvalet Kağıdı, 3 Katlı, 32'li, 1 Paket (1 x 32 Adet) : Amazon.com.tr https://www.amazon.com.tr/dp/B07KCZF96P 3 yıl önce paylaşıldı

Fairy Platinum Hepsi Bir Arada Bulaşık Makinesi Tabletleri, Limon, 15 Tablet : Amazon.com.tr: Sağlık ve Bakım https://www.amazon.com.tr/dp/B09RQMXBF3?th=1 11 sa. önce paylaşıldı

Daha Fazla

Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az

2 Misafir - 2 Masaüstü

5 sn

5
Cevap

0
Favori

853
Tıklama

Daha Fazla
İstatistik

Konu İstatistikleri Yükleniyor

Konuya Özel

0 oy

Öne Çıkar

Cevapla

Sayfa: 1

Giriş

Mesaj

Dünyanın ilk 'Yaratılış Müzesi' açıldı .....müzenin açışılına Kenan Işık, Necla Nazır ve Adnan Şenses gibi ünlü sanatçılar da katıldı.

Dünyanın ilk yaratılış müzesi İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde açıldı. Bilim Araştırma Vakfı ve Milli Değerleri Koruma Vakfının ortak çalışmasıyla kurulan müzenin açışılına Kenan Işık, Necla Nazır ve Adnan Şenses gibi ünlü sanatçılar da katıldı.
09 Mart 2006

Bilim Araştırma Vakfı ve Milli Değerleri Koruma Vakfı’nın ortak çalışmalarıyla Küçükçekmece Belediye’sine ait Halkalı Kültür Merkezi’nde 8 Mart 2006 tarihinde, dünyanın ilk Yaratılış müzesi açıldı.

Müzenin kurucuları, Yaratılış müzesinde, yaratılışın bilimsel delilleri olan yüz milyonlarca yıllık gerçek fosiller sergilediklerini açıkladılar.

Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay’ın katıldığı açılışta Küçükçekmece Garnizon komutanı, Küçükçekmece kaymakamı ile Kenan Işık, Necla Nazır, Adnan Şenses ve daha birçok değerli sanatçı da yer aldı.

Yaratılış müzesinde dünyanın farklı bölgelerinden getirilen çok sayıda fosil sergileniyor. Müze yetkilerinin ifadelerine göre; "Yaşları 400 milyon yıl önceye kadar uzanan ve yer katmanlarında taşlaşarak ya da amberler içinde korunarak günümüze kadar yapılarını koruyan bu fosiller evrim teorisinin tüm iddialarını çürütüyor.

Yeryüzünde hayatın tesadüfen başladığını ve türlerin milyonlarca yıllık bir süreç içinde değişim geçirerek günümüzdeki yapılarını kazandıklarını savunan evrim teorisinin tezlerine karşılık, müzede sergilenen fosiller, canlıların bugünkü halleriyle yeryüzünde belirdiklerini ve hiçbir değişim geçirmediklerini ispatlamaya çalışarak, bunun da Yaratılışın gerçekliğini gösterdiğini" savunuyorlar.

Açılışta müzeye gelen ziyaretçilerin, 240 milyon yıllık örümcek, kertenkele ve kuş fosillerini gördüklerinde hayrete düştükleri ve "Apaçık olan yaratılış delillerini gördükten sonra Allah’a olan inançlarının daha da kuvvetlendiğini" söyledileri belirtildi.

Müzede fosillerin dışında afiş sergisi ve çok sayıda ışıklı pano da yer almakta. Bu afişlerde ve panolarda evrim teorisini yaşatmak uğruna yapılan sahtekarlıklarla, canlıların bedenlerindeki kusursuz sistemlerle ve evrenin yaratılışıyla ilgili ifade ve tezler yer alıyor.

Müzeyi gezen ziyaretçilere gün boyunca hologram ekrandan “Yaratılış Gerçeği ve Evrim Teorisinin Çöküşü” başlıklı filmler izlettiriliyor.

İkinci yaralış müzesinin ise 10 Mart 2006 tarihinde Beylikdüzü Stars Alışveriş Merkezi’nde yine Belediye Başkanı’nın katılımıyla saat 15.00'te açılacağı belirtiliyor.

Yaratılış Müzelerini ziyaret edip, gezenler hiç bir ücret ödemiyorlar.
http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=142710

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/4054439.asp?yazarid=72
10 Mart 2006
Özdemir İNCE oince@hurriyet.com.tr
Darwin ve Darvincilik

BİR okur, 3 Mart tarihli "Bizim Müzic Yaratıklar" başlıklı yazımın son paragrafı ile ne demek istediğimi soruyor. O paragrafı anımsayalım:

"Evrim teorisi olarak Darwin’in düşünceleri her gün daha bir gerçekleşiyor, doğrulanıyor. Doğru! Ama toplumsal Darvincilik, mesleki Darvincilik ne kadar ahlaki, ne kadar insani, ne kadar barışçıl? Filozof iktisatçı bu soruların yanıtını araştırmadan er meydanına çıkmaz!"

* * *

Evrenin oluşumunu, evrenin ve doğanın yasalarını burada tartışacak değilim. Tanrı’ya ve dine inanan biri, evrenin oluşumunu Kutsal Kitaplar’ın yazdığı gibi anlayabilir. Tanrı’ya ve dine inanıp evrenin oluşumuyla ilgili bilimsel görüş ve kuramları (teorileri) kabul edebilir. Ayrıca evren ve insan konusunda sadece bilimi tercih edebilir.

İnsanın bir Tanrı’ya inanması için o Tanrı’nın mutlaka var olması da gerekmez.

Ancak Tanrı gözünde bütün dinlerin birbirine eşit olması gerekir.

* * *

Konumuz bu değil ama bu girişi yazmadan bugünkü konuya da giremezdim.

Başta ABD’de olmak üzere köktendinci çevrelerde Darwin’in görüşleri hálá tartışılmakta. Darwin konusunda bir kitap salık vereceğim: Cyril Aydon, ’Charles Darwin’, Çev: Ali Cevat Akkoyunlu, Doğan Kitap. 255 sayfa. 14 YTL.

Müthiş bir biyografi kitabı. İster Darwin’e inanın, ister inanmayın, mutlaka okunması gerekli bir kitap. Bir de Bilim ve Gelecek Dergisi’nin (25.) mart sayısı var bu konuda.

* * *

9 Şubat 1809’da doğup 19 Nisan 1882 yılında ölen İngiliz bilim adamı Charles Darwin’in bilimsel görüşünü özetleyelim:

İnsanı da içine alan canlı doğa evrimle oluşmuştur. Bu evrimin itici gücü yaşam kavgası ve doğal ayıklanma’dır. Dünya üzerinde yaşanabilecek yer sınırlıdır. Nüfus çoğalması nedeniyle hayat yaşam kavgasına dönüşür. Bu kavgada yaşama gücü olanlar canlı kalır ve türlerini sürdürür. Bu, bir doğal ayıklanmadır. Varlıklar böyle bir ayıklanmayla ayıklanarak evrimsel bir gelişme içinde türlerini sürdürürler. Yaşama kavgasında ayakta kalanlar bunu belli özelliklerine borçludurlar ve bu özellikler soyaçekimle yeni kuşaklara geçer.

* * *

Darwin’in görüşlerine karşı olanlar bu noktaya gelince sinsi sinsi gülerler ve şu soruyu sorarlar:

"Yani canlılar sürekli değişim gösteriyor ise maymunlar neden insana dönüşmüyor?"

Bunu bilim adamları kuşkusuz yanıtlıyorlar. Ben kendimce yanıtlayacağım: Yeni bir evrim sürecinin başlaması için doğal çevrenin değişmesi ve uyumun yaşamsal zorunluluk haline gelmesi gerekir.

Sonuç olarak: Darvinizm’e göre türler, din kitaplarının, Yaratılışçıların ileri sürdüğü gibi yaratılmamışlar, doğal etkenlerle oluşmuşlardır. Ayrı ayrı ve bugünkü biçimleriyle yaratılmamışlar, tek kaynaktan ve birbirlerinden ayrılarak oluşmuşlardır.

Dünyanın bütün köktendincilerini çılgına çeviren bu kuramın, aynı kişiler tarafından başka bağlamlarda nasıl yozlaştırıldığını yarın anlatacağım. Pazar günü ise, Darwin kuramının DNA’nın bulunması sayesinde yasaya dönüşmüş olduğunu...