Şimdi Ara

Ekmek Yapma Makinası (123. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2.825
Cevap
62
Favori
604.807
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 121122123124125
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • TheYips kullanıcısına yanıt
    Sağlıklı beslenmek istiyorsan ekmek zaten azaltılması gerek un kullanılıyor sonuçta kek içinde ekmek içinde. Yumurtanın beyazıni sade yemeyenler için ufak ufak doğrayıp baharatlayip Lor peynirle karıştırmak bi alternatif ben bu şekilde yapıyorum yanına yarım dilim tam buğday unlu ekmek yiyorum.
    Onun dışında Protein keki diye bişey duymadım sen istersen Protein bar diye araştır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Arkadaşlar,
    Elimde Conti marka CEM 101 modelinde çift bıçaklı ekmek yapma makinası var.
    Ekmek küflenince yanlışıkla bıçağın biri de ekmekle çöpe gitti.
    Elinde benzer ya da aynı bıçaktan olan varsa ücretiylen çok sevinirim
    Bayi ve genel merkez dahil yedek parça kesinlikle hiç bir yerde yok, siensiciler de uğraşmıyorlar.
    Teşekkürler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: serkanbe

    Arkadaşlar,
    Elimde Conti marka CEM 101 modelinde çift bıçaklı ekmek yapma makinası var.
    Ekmek küflenince yanlışıkla bıçağın biri de ekmekle çöpe gitti.
    Elinde benzer ya da aynı bıçaktan olan varsa ücretiylen çok sevinirim
    Bayi ve genel merkez dahil yedek parça kesinlikle hiç bir yerde yok, siensiciler de uğraşmıyorlar.
    Teşekkürler.


    İşte böyle markaları aldığınızda yaşanabilecek sorunlardan biri. Yedek parça yok.

    Ekmek pişer pişmez yoğurma bıçağını çıkarmanızı önerme sebebimiz de bu. Küflenen ekmekle birlikte çöpe gitmiş.

    Peki giden bıçağın birebir aynısını nasıl bulacağız.

    Valla ne yalan söyleyeyim, tamamen şansa kalmış.

    Bu bıçakları bilerek birbirinden minicik farklarla ayrışacak şekilde yapıyorlar ki birbirine uymasın. Yoğurma haznesini alıp her türlü markanın servislerini dolaşarak, deneme yanılma yoluyla arayacaksınız. Benzeri filan kesinlikle olmaz. Birebir aynı olmalı.

    Ve belki de 5 liralık bir bıçak yüzünden koca makine hurdaya çıkacak.

    Neden Arçelik, Beko, Sinbo dediğimizi şimdi anladınız mı?




  • Sa Arcelik k 2720 modelini kullanan var mi.yorumlarinizi bekliyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • peki ekmek yerine ne yiyorsunuz ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sensei111

    peki ekmek yerine ne yiyorsunuz ?

    ekmeğe öyle alışmışız ki, ekmeğin yerine ne yiyorsunuz diye soruyoruz :)

    sadece sabah kahvaltılarında toplamı 1 çay bardağını geçmeyecek şekilde, ceviz, kavrulmamış fındık, badem, fıstık yiyorum.

    öğle ve akşam yemeklerinde ise yemiyorum.

    Ekmeğin ne derece tehlikeli bir gıda olduğunu, hele ki benim gibi hareketsiz bir yaşam sürenler için, araştırdıkça öğrendim.

    kepeklisi, tam buğdayı, çavdarı, beyazı..hepsi aynı..hepsi yüksek glisemik indeksi, hepsi diyabete davet....
  • emrahsnr kullanıcısına yanıt
    Canan Karatay bizim forumda üyeymiş meğer diyesim geldi! :-)

    Canan Hanım doğru şeyler söylüyor da beslenmenin ekonomisini pek dikkate almıyor.

    Ekmek olmasa, buğday olmasa insanoğlu bugünlere kadar gelemezdi bile. Neredeyse 10 bin yıldır
    neslimizi ayakta tutan şey buğdaydır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: lektem

    Canan Karatay bizim forumda üyeymiş meğer diyesim geldi! :-)

    Canan Hanım doğru şeyler söylüyor da beslenmenin ekonomisini pek dikkate almıyor.

    Ekmek olmasa, buğday olmasa insanoğlu bugünlere kadar gelemezdi bile. Neredeyse 10 bin yıldır
    neslimizi ayakta tutan şey buğdaydır.

    Doğru söylüyorsunuz da atladığınız bişey var. Binlerce yıldır insanoğlu sürekli hareket ediyordu. Tarımdı hayvancılıktı savaşlardı. Hayat, kas gücüne dayanıyordu. Hatta daha kaslı olan daha güçlü olan hayatta kalıyordu. İnsan avcıydı......
    Ekmekler ise katkısız, doğal maya ile yapılıyordu.
    Şimdi modern ekonomilerde kas gücü ve insan emeği nerdeyse kalmadı. İnsanlar masa başında hareketsz çalışıyor. Ekmekler katkılı.
    Dolayısıyla binlerce yıldır devam eden durum, sanayi devrimi ile durdu.
    Ha, hergün 2 saat koşuyor, ağırlık çalışıyor, hareketli bir hayat sürüyorsanız, ekmeğin de yenmesinde sakınca yoktur diye düşünüyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: emrahsnr


    quote:

    Orijinalden alıntı: lektem

    Canan Karatay bizim forumda üyeymiş meğer diyesim geldi! :-)

    Canan Hanım doğru şeyler söylüyor da beslenmenin ekonomisini pek dikkate almıyor.

    Ekmek olmasa, buğday olmasa insanoğlu bugünlere kadar gelemezdi bile. Neredeyse 10 bin yıldır
    neslimizi ayakta tutan şey buğdaydır.

    Doğru söylüyorsunuz da atladığınız bişey var. Binlerce yıldır insanoğlu sürekli hareket ediyordu. Tarımdı hayvancılıktı savaşlardı. Hayat, kas gücüne dayanıyordu. Hatta daha kaslı olan daha güçlü olan hayatta kalıyordu. İnsan avcıydı......
    Ekmekler ise katkısız, doğal maya ile yapılıyordu.
    Şimdi modern ekonomilerde kas gücü ve insan emeği nerdeyse kalmadı. İnsanlar masa başında hareketsz çalışıyor. Ekmekler katkılı.
    Dolayısıyla binlerce yıldır devam eden durum, sanayi devrimi ile durdu.
    Ha, hergün 2 saat koşuyor, ağırlık çalışıyor, hareketli bir hayat sürüyorsanız, ekmeğin de yenmesinde sakınca yoktur diye düşünüyorum.

    İyi de insanoğlu hareketsizleştikçe ömür ortalamasının artmasını nasıl açıklayacağız? Veya doğada en çok yaşayan canlıların en ağırkanlı olmasını?

    Katkılı ekmek konusu bizi zaten ilgilendirmiyor çünkü ekmeği kendimiz yapıyoruz. Doğal maya, yapayı maya konusunda da size katılmıyorum çünkü mayanın yapayı olamaz. Çünkü maya, canlı bir organizmadır ve insanoğlu henüz canlı organizma yapacak duruma gelemedi. :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lektem

    quote:

    Orijinalden alıntı: emrahsnr


    quote:

    Orijinalden alıntı: lektem

    Canan Karatay bizim forumda üyeymiş meğer diyesim geldi! :-)

    Canan Hanım doğru şeyler söylüyor da beslenmenin ekonomisini pek dikkate almıyor.

    Ekmek olmasa, buğday olmasa insanoğlu bugünlere kadar gelemezdi bile. Neredeyse 10 bin yıldır
    neslimizi ayakta tutan şey buğdaydır.

    Doğru söylüyorsunuz da atladığınız bişey var. Binlerce yıldır insanoğlu sürekli hareket ediyordu. Tarımdı hayvancılıktı savaşlardı. Hayat, kas gücüne dayanıyordu. Hatta daha kaslı olan daha güçlü olan hayatta kalıyordu. İnsan avcıydı......
    Ekmekler ise katkısız, doğal maya ile yapılıyordu.
    Şimdi modern ekonomilerde kas gücü ve insan emeği nerdeyse kalmadı. İnsanlar masa başında hareketsz çalışıyor. Ekmekler katkılı.
    Dolayısıyla binlerce yıldır devam eden durum, sanayi devrimi ile durdu.
    Ha, hergün 2 saat koşuyor, ağırlık çalışıyor, hareketli bir hayat sürüyorsanız, ekmeğin de yenmesinde sakınca yoktur diye düşünüyorum.

    İyi de insanoğlu hareketsizleştikçe ömür ortalamasının artmasını nasıl açıklayacağız? Veya doğada en çok yaşayan canlıların en ağırkanlı olmasını?

    Katkılı ekmek konusu bizi zaten ilgilendirmiyor çünkü ekmeği kendimiz yapıyoruz. Doğal maya, yapayı maya konusunda da size katılmıyorum çünkü mayanın yapayı olamaz. Çünkü maya, canlı bir organizmadır ve insanoğlu henüz canlı organizma yapacak duruma gelemedi. :)

    doğal maya kullanılmıyor derken, fırınlarda yapay maya kullanılıyor demek istemedim zaten. doğal maya derken, nohuttan, üzümden, karıncadan eski usül yöntemlerle üretilen mayalar kullanılmıyor demek istedim.
    (aynı şey hazır yoğrtlarda da geçerli) kaldı ki yazımda, yapay maya ifadesi de geçmiyor. onu siz demişsiniz.

    ayrıca, sizi ilgilendirmeyebilir ama herkes ekmeğini kendisi yapmıyor.

    insan ömrünün yıllar geçtikçe artmasını benim açıklamama gerek yok. zira çok karmaşık bir cevabı yok. oldukça basit. bilim ilerledi, tıp ilerledi. eskiden veremden, tifodan ve diğer bulaşıcı hastalıklardan, hatta diş çürümesinden insanlar ölüyordu. bugün bunların aşısı var, tedavisi var. gayet basit.
    tabi hayvanların birbirini tedavi etme, hastaneye gitme vs gibi durumları olamıyor bu arada.
    ekmek yedikçe, şeker tükettikçe insan ömrü uzuyor diye istatistiki bir çıkarım yapamazsınız. istatistik bilimi buna izin vermez. değişkenlerle sabit değerin aralarında bir ilişki olmalıdır. yani istediğiniz her şeyi birbiriyle karşılatırıp, x artarken y azalıyor diyemezsiniz. o zaman birbiriyle alakasız bir dolu şey bulup ilişki kurarsınız.

    bi araştırma yapılsın ve bilgisayar satışlarının hava sıcaklığı arttıkça yükseldiği bulunsun. bu durumda, sıcaklık arttıkça satışlar da artıyor diye bir çıkarım yapamazsınız.

    siz istediğiniz kadar ekmek yemekte özgürsünüz elbette. ekmeğin faydalı olduğunu da düşünebilirsiniz. ama fazla karbonhidrat ve şekere dayalı bir beslenmenin yararlı mı zararlı mı olduğunu kendiniz araştırın lütfen.

    Canan Karatay'ın kitaplarını okudum. Bununla da yetinmedim, kitaplarında referans verdiği makaleleri de okudum. Benim sağlığımı olumlu yönde çok etkiledi. 17 kilo verdim.
    Kan değerlerim, benden daha az yemek yiyen, ama ekmek tüketen arkadaşlarımdan daha iyi durumda (kolesterol, şeker, trigileserid ve diğerleri). Ayrıca, şu an ekmek yemeyerek, daha çabuk doyuyor, daha geç acıkıyorum. öğün aralarında başka bir şey yeme ihtiyacı hissetmiyorum. Bu nedenle, başıma gelen bu iyi şeyleri forumda da paylaşıyorum.

    ama ekmek yapmak hakikaten çok zevkli. Ailemin yanında gittiğim zaman ekmekleri ben yapıyorum. :) ince bir yarım dilim de yemekten geri kalmıyorum.
    edit: imla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emrahsnr -- 22 Mart 2015; 20:30:14 >




  • canan karatay ın dediği eski buğdaylarda 14 kromozon vardı şimdikilerin genetiği ile oynandığı için 37 kromozon oldu bu buğdaylar bu yüzden yenilmez diyor.
  • emrahsnr kullanıcısına yanıt
    Lafınıza karışiyorum öncelikle özür dilerim. Burda ekmek yapma makinesi ile yapılan ekmeği konuşuyoruz. Fırınlarda da aynı maya kullanılıyor sadece ekmeğe katkı maddesi ekleniyor raf ömrü artsın diye. Doğal ekmek çavdar tam tahıllı ekmeklerde bu daha az. Kaldı ki insan vücudu öyle her türlü zararlı şey sonrası direk bozulmaz. Sağlıklı beslenmek için karbonhidrati da almanız lazım lif almanız lazım ekmeği minimum seviyede tutarsanız bunu sağlamış olursunuz.

    Şöyle düşünün insan oğlu ağzını her açtığında vücudundan içeri bir sürü mikro organizma giriyor bu bir ekmekle alınan katkı maddesinden kat kat fazladır

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şimdi şunu iyi anlamak gerekiyor. Karbonhidrat demek, ekmek, buğday, tahıl demek değildir. Yeşil sebzelerin tamamı, havuç, turp, yer elması gibi kök sebzeler, tüm bakliyatlar ve kuruyemişler, meyveler sağlıklı karbonhidrat kaynaklarıdır. Ekmek ya da öğütülmüş tahıl yemeden de karnonhidrat alabilirsnz. Evet karbonhidrat mutlaka alınmalı. Ama kaynağı sağlıklı olmalı diye düşünüyorum.
    Ağzımızı her açtığımızda bir sürü mikrop vücudumuza giriyor. Doğru. Ama bunu engellemek elimizde değil. Halbuki sağlıklı beslenmek insanığlunun elinde. Saldım çayıra mevlam bayıra mantığı ile nasıl olsa ölücez diyip hayat tarzımızı daha da kötü hale getirmemek lazım. İnsan vücudu bir kere zararlı madde almakla ( ki ne aldığına göre de değişir) belki zarar görmez ama bu sürekli hale geldiğinde sonuçları ortada.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: emrahsnr

    Şimdi şunu iyi anlamak gerekiyor. Karbonhidrat demek, ekmek, buğday, tahıl demek değildir. Yeşil sebzelerin tamamı, havuç, turp, yer elması gibi kök sebzeler, tüm bakliyatlar ve kuruyemişler, meyveler sağlıklı karbonhidrat kaynaklarıdır. Ekmek ya da öğütülmüş tahıl yemeden de karnonhidrat alabilirsnz. Evet karbonhidrat mutlaka alınmalı. Ama kaynağı sağlıklı olmalı diye düşünüyorum.
    Ağzımızı her açtığımızda bir sürü mikrop vücudumuza giriyor. Doğru. Ama bunu engellemek elimizde değil. Halbuki sağlıklı beslenmek insanığlunun elinde. Saldım çayıra mevlam bayıra mantığı ile nasıl olsa ölücez diyip hayat tarzımızı daha da kötü hale getirmemek lazım. İnsan vücudu bir kere zararlı madde almakla ( ki ne aldığına göre de değişir) belki zarar görmez ama bu sürekli hale geldiğinde sonuçları ortada.


    Meyveler sağlıklı karbonhidrat kaynağı olarak görülemez. Her şeyden önce fazlaca şeker içeriyorlar ve üretimlerinde çok fazla zirai ilaç kullanılıyor. Bozulmasın diye de bazı kimyasallarla kaplanıyorlar. Soğuk hava depolarında aylarca durdukları için de vitaminlerini kaybediyorlar.

    Meyvelerle ilgili en son duyduğum şey, parlak ve canlı görünmeleri için parafinle kaplandıklarıydı.

    Muzları patlayıcı bir madde olan karpitle sarartırlar. Yeşildir normalde. Hatta hâllerde o karpitler bazen patlar. Ölenler, yaralananlar olur.

    Karpuza bir ara kabak geni aşılamışlardı, değil mi?

    Bir de hormonlar var. Domatesin hormonlu hallerini iyi biliriz. (Sebze olduğu düşünülse de domates meyvedir.)

    Bunlar ilk aklıma gelenler.

    Ekmeğe gelelim.

    Fırından alınan beyaz ekmek, rahatlıkla çok fazla yenebilen bir gıda. Oysa ev ekmeğinde 1-2 dilim yediniz mi yeterli geliyor. Tok ve doyurucu bir ekmek. Tam buğday unu yanı sıra eklenen yoğurt, süt, yumurta, zeytinyağı, Karatay'ın meşhur cevizleri, zeytinleri gibi bileşenlerle gayet sağlıklı hatta protein dahi içeren bir ekmek ortaya koyabiliyorsunuz. 1 öğünde bundan 1-2 dilim yemek, insanı mezara götürecekse götürsün.

    İnsanı asıl öldüren şey oksijendir. Her nefes hücrelerimizi yakar. Bizi yaşatan şey de oksijendir. İçimizde adeta bir roket çalışır. Yüksek yerlerde yaşayanların uzun ömürlü olması, az oksijenli ortamdır. Aldığımız her nefeste ölüyorsak diğer unsurları çok da takmamak lazım.

    Bu demek değildir ki fast food ile beslenelim. Meşrubatı 3 sene önce tamamen bıraktım. En son ne zaman baklava türü bir tatlı yediğimi hatırlamıyorum. Yaş pasta, ocak ayındaki doğum günümde tattığım bir şeydi. Tencere yemeklerini seven biriyim. Çorba, k. fasulye, nohut, güzel yapılmışsa salatalar... Sucuk, salam gibi şeyler eve nadiren girer.

    Her sabah mutlaka kahvaltı yaparım. Beyaz peynir, zeytin, bal, makul miktarda reçel, haşlanmış yumurta, helva, domates, yeşil zeytin gibi şeyler olur. Hepsi mutlaka bir arada olmaz. Allah ne verdiyse ve makul miktarlarda.

    Uzun sözün kısası, beslenme bir bütün olarak ele alınması gereken bir konu.

    İnsan, kendisi için neyin sağlıklı olduğunu düşünüyorsa o şekilde beslenmeli. Çünkü her kafadan bir ses çıkıyor.




  • Merhaba,aslında sağlık ile ilgili geçen konuşmalar bilgilendirici ve güzel fakat sanırım yeri burası değil. Ekmek yapma makinası başlığı altında konuşmak yerine başka bir konu başlığı altında devam ederseniz daha iyi olacağı kanaatindeyim. Ben de takip etmek isterim hatta. Sağlık ve beslenme ile alakalı ne öğrensem kardır. Özellikle de böyle birbirlerine hakaret etmeden yapılan tartışmaları forumda görmek güzel olur. Umarım yanlış anlamamışsınızdır beni.
  • Herkese merhaba. Bundan tam 5 yıl önce, kayınvalidemin; kızımın istahsız olması ancak ekmeği çok sevmesi nedeniyle en azından sağlıklı ekmekler yesin düşüncesiyle bize Moulinex marka bir ekmek makinası alması ile başladı ekmek serüvenimiz. Evet dile kolay 5 yıl. O süreden beri evimize ticari ekmek girmedi çok şükür:) Ekmek ile ilgili kitap desteğim de var. Yabancı kaynaklar inanılmaz. Yabancı diliniz varsa özellikle Richard Bertinet'in Dough isimli kitabını tavsiye ederim. Moulinex iyi bir makine. Breville'in ekmek makinesi için de zamanında iyi şeyler duymuştum ancak kullanmadım. Artık makinenin sadece yoğurma programında ya da tezgah üstü mikserde hamuru hazırlıyorum, fırında ekmek yapıyorum. Bu sayede ekmeğe istediğim şekli verebiliyorum. (Baget, somun, çiçek, çubuk vs.) Ekmek yapmayı planlayan arkadaşlara tavsiyem, youtube desteği alarak hamurun nasıl hazırlanması ve olması gerektiğini anlamaları. Çünkü hamur hazır halde değilse, kıvamı uygun değilse, yaptığınız şey kesinlikle ekmek olmayacaktır. Yılmayın, yaptığınız hataların sayısını arttırmazsanız başarıyı elde edemezsiniz. Bir de ekmek makinesinde ekmek yaparken ekmek pişirme derecesini hep yüksekte tutun. ekmeksanati.com adlı sitede vardı sanırım, üzeri beyaz kalan ekmekler için makinenin üzerindeki pencere kısmına içten aluminyum folyo yerleştiriliyordu. Isının içeride daha fazla tutulup ekmek üstünün kızarmasına yardımcı olduğu söyleniyordu. Herkese bol ekmekli günler, saygılar




  • Herkese merhaba. öncelikle erkekler bu makine ile daha çok ilgili sanırım :) bizdede ben yaparım genelde ekmeği. gerçe genlerden gelen bi pastacılık var . hem hemşin li olmam hem 2 amcamın, 2 dayımın, rahmetli dedemin pasta ustası olmasından kaynaklanıyor sanırım. hamur işlerini yemyide yapmayıda seviyorum valla. tencere yemekleri hanımda ama. iç anadolulu olmasından ötürü :)

    Sadede geleyim 5 yıl kadar önce philips hd 9020 model eym aldık o gün bugündür ekmek pişirmek için arada kullansakta hamur yoğurmak için hep bu aleti kullanırdık. taki pişirme haznesi sıvı kaçırmaya başlayana dek. altından şıp şıp damlıyor. servise götürdüm. adam 90 tl istedi yenisine üstelik ellerindede yokmuş çok uzun sürer dedi gelmesi. tabi vazgeçtim almaktan. şimdi öncelikle yeni makina arayışına girdim ama ararken bişey dikkatimi çekti. sanki benim eym nin kasısı ile sinbo 4715 in kasası aynı gibi. sadece panelde ufak tefek farklılıklar var. acaba iç hazneler aynımıdır??

    Aynı olmaması ihtimaline karşılık tabi yeni makine tavsiyesi istiyorum. gözüme ilişen yeni arçelik k 2720. kağıt üzerinde özellikleri fena değil. pratikte nasıldır bilmiyorum tabi. kek özelliği bizdeki eym de yok mesela. arçelikte var oda güzel. hep merak etmişimdir eym nin keki nasıl olur diye. ha denemedimmi tabiki denedim ama sonuç hüsran. neyse uzattım şimdiden cevaplar için teşekkürler.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi esevetnov -- 3 Nisan 2015; 17:13:35 >




  • esevetnov kullanıcısına yanıt
    Philips makinenin haznesinin altında ufak bir kaynak veya conta değişimiyle onarım yapılamaz mı diye düşündüm bir an. Ciddi bir sorun olmasa gerek. Tabii haznede delik oluşmamışsa. Hatta su sızdırmazlığı sağlayan contalar da var diye duymuştum. Tabii yüksek ısıya mukavemetli olmalı bu makinede kullanılacak contalar. Philips Müşteri Hizmetleri'ne haznenin fiyatını ve temin edilebilirliğini sordun mu peki? Bu kadar pahalı olmaz gerçek fiyatı çünkü. Biraz ısrar ve inatla fiyatta düşme sağlanabilir.

    Onun dışında Sinbo'nun haznesi, çok benziyor gibi görünse de uyumlu olmayabilir. Üreticiler, kullanıcılar kendilerine mahkum olsun diye milimetrik farklar koyarak bu olasılığı engelliyor. Bunu anlamanın yolu, makineyi kucaklayıp Sinbo servisine götürüp birebir denemekten geçiyor.

    Yeni makine alacaksan da Sinbo ve Arçelik/Beko'dan şaşma. Neden? Çünkü yedek parça bol ve ucuz. Philips'in makinesindeki olay Arçelik 2710'da başına gelseydi, muhtemelen hazneyi 25-30 liraya temin edebilirdin. Ben öyle aldım çünkü.




  • Dun a101 den sinbo 4715 aldim 99 tl urunun pisirmesi bir harika ,ancak lcd ekranda isik yok ! Bu normal mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: lektem

    Philips makinenin haznesinin altında ufak bir kaynak veya conta değişimiyle onarım yapılamaz mı diye düşündüm bir an. Ciddi bir sorun olmasa gerek. Tabii haznede delik oluşmamışsa. Hatta su sızdırmazlığı sağlayan contalar da var diye duymuştum. Tabii yüksek ısıya mukavemetli olmalı bu makinede kullanılacak contalar. Philips Müşteri Hizmetleri'ne haznenin fiyatını ve temin edilebilirliğini sordun mu peki? Bu kadar pahalı olmaz gerçek fiyatı çünkü. Biraz ısrar ve inatla fiyatta düşme sağlanabilir.

    Onun dışında Sinbo'nun haznesi, çok benziyor gibi görünse de uyumlu olmayabilir. Üreticiler, kullanıcılar kendilerine mahkum olsun diye milimetrik farklar koyarak bu olasılığı engelliyor. Bunu anlamanın yolu, makineyi kucaklayıp Sinbo servisine götürüp birebir denemekten geçiyor.

    Yeni makine alacaksan da Sinbo ve Arçelik/Beko'dan şaşma. Neden? Çünkü yedek parça bol ve ucuz. Philips'in makinesindeki olay Arçelik 2710'da başına gelseydi, muhtemelen hazneyi 25-30 liraya temin edebilirdin. Ben öyle aldım çünkü.



    Önce servise götürdüm hazneyi. adam içeride uzun uzun inceledi sonra çıktı geldi bunun tamiri olmuyor dedi. değişim lazım dedi. depodada yok ama fiyatı işte 90 tl dedi. bende kalsın dedim. eve geldim müşteri hizmetlerini aradım olayı anlattım doğrudur dedi servisin verdiği fiyat geçerlidir dedi. bilmiyorum ne yapacağımı. dediğiniz gibi birde makinayı alıp sinbo servisine gitmek lazım sanırım. bakayım varmı burada servis. teşekkürler.




  • 
Sayfa: önceki 121122123124125
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.