Şimdi Ara

- Ekonomik KRİZ kime KRİZ? - (42. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
869
Cevap
6
Favori
28.634
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 4041424344
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • http://www.aksam.com.tr/surpriz-zam-yagmuru-geldi--73016h.html
    Sürpriz zam yağmuru geldi
    Sigara, alkollü içki, cep telefonu, elektrikli araçlar hariç 1,600 cc üzeri otomobillerde ÖTV oranları artırıldı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Evet, İsyan!

    http://www.aksam.com.tr/surpriz-zam-yagmuru-geldi--73016h.html
    Sürpriz zam yağmuru geldi
    Sigara, alkollü içki, cep telefonu, elektrikli araçlar hariç 1,600 cc üzeri otomobillerde ÖTV oranları artırıldı.

    http://siyaset.milliyet.com.tr/milletvekillerine-buyuk-jest/siyaset/siyasetdetay/13.10.2011/1450293/default.htm

    ehh para lazım beyzadelere.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    Ekonomik kriz korkunç yüzünü göstermeye başladı.

    Çin'den ABD'ye uyarı: Ticari savaş çıkar
    ABD Senatosunun dün görüşme programına almaya karar verdiği yasa tasarısı, Washington’un, başta Pekin olmak üzere ticari avantaj sağlamak için para birimlerinin değerini düşük tuttuğuna inandığı ülkelere karşı ticari yaptırımlarının önünü açıyor.

    Tasarı günler sürebilecek tartışmalardan sonra yeniden oya sunulacak.

    Kabul edilmesi halinde Temsilciler Meclisi'ne, orada da onaylanırsa yasalaşması için ABD Başkanı Barack Obama'nın imzasına sunulacak.

    Çin Dışişleri Bakanlığı bunun iki ülke arasında "ticari savaşın önünü açabileceği" uyarısında bulundu ve Washington'dan "korumacı politikalar" diye tanımladığı bu önlemlerden vazgeçmesini istedi.

    http://dunya.milliyet.com.tr/cin-den-abd-ye-uyari-ticari-savas-cikar/dunya/dunyadetay/04.10.2011/1446677/default.htm

    Çinin korktuğu başına geldi bundan sonra işi zor.

    ABD'de Senato, para birimi yuanın değerini dolar karşısında suni olarak düşük tuttuğunu savunduğu Çin'i ticari olarak cezalandırmayı hedefleyen tartışmalı yasa tasarısını kabul etti.

    Dün Senato'da yapılan oylamada 35'e karşı 65 oy ile kabul edilen yasa tasarısı, daha sonra Temsilciler Meclisi'nde oylanacak.

    Bazı milletvekilleri Çin'in para birimi yuanın değerini düşük tutmasının bu ülkenin mallarının fiyatı konusunda adaletsiz bir avantaj yarattığını ve bunun Amerikalıların işlerini kaybetmesine mal olduğunu savunuyorlar.

    Amerikalıların birçoğu Çin'in döviz politikasının Çin mallarının ithalatında önemli bir unsur olduğunu ve ucuz Çin mallarının ABD'de fabrikaların kapanmasına ve işçilerin işini kaybetmesine yol açtığını düşünüyor.
    http://ekonomi.haberturk.com/makro-ekonomi/haber/678756-abd-senatosu-cine-savas-acti




  • Ben asıl korkması gerekenin ABD olması gerektiğini düşünüyorum, Çin çalışıyor, terliyor, üretiyor-öğreniyor ve öğrendiğini tekrar üretiyor. ABD tehlikeyi anlamakta çok geç kaldı ve artık elinde fazla mücadele edebileceği bir araçta kalmadı, üretim sonuçta Finans oyunlarının hepsini ezer geçer bugün olmazsa yarın veya birkaç gün sonra.
    Çok değil 10 yıl önce Çin'in böyle bir şey söyleyebileceği kimin hayalinden geçebilirdi ki, ve ABD'nin de düpedüz korumacılığa sarılabileceği? Yaşam ABD için önümüzdeki 10 yıllarda çok daha zor olacağa benziyor?
    " Çin Dışişleri Bakanlığı bunun iki ülke arasında "ticari savaşın önünü açabileceği" uyarısında bulundu ve Washington'dan "korumacı politikalar" diye tanımladığı bu önlemlerden vazgeçmesini istedi. "




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    Ben asıl korkması gerekenin ABD olması gerektiğini düşünüyorum, Çin çalışıyor, terliyor, üretiyor-öğreniyor ve öğrendiğini tekrar üretiyor. ABD tehlikeyi anlamakta çok geç kaldı ve artık elinde fazla mücadele edebileceği bir araçta kalmadı, üretim sonuçta Finans oyunlarının hepsini ezer geçer bugün olmazsa yarın veya birkaç gün sonra.
    Çok değil 10 yıl önce Çin'in böyle bir şey söyleyebileceği kimin hayalinden geçebilirdi ki, ve ABD'nin de düpedüz korumacılığa sarılabileceği? Yaşam ABD için önümüzdeki 10 yıllarda çok daha zor olacağa benziyor?
    " Çin Dışişleri Bakanlığı bunun iki ülke arasında "ticari savaşın önünü açabileceği" uyarısında bulundu ve Washington'dan "korumacı politikalar" diye tanımladığı bu önlemlerden vazgeçmesini istedi. "

    ABD Avrupayıda yanına alıp Çine ambargo uygulasa 1 sene içerisinde Çinde iç savaş çıkar.
    Kasa her zaman kazanır hocam.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan
    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy
    Ben asıl korkması gerekenin ABD olması gerektiğini düşünüyorum, Çin çalışıyor, terliyor, üretiyor-öğreniyor ve öğrendiğini tekrar üretiyor. ABD tehlikeyi anlamakta çok geç kaldı ve artık elinde fazla mücadele edebileceği bir araçta kalmadı, üretim sonuçta Finans oyunlarının hepsini ezer geçer bugün olmazsa yarın veya birkaç gün sonra.
    Çok değil 10 yıl önce Çin'in böyle bir şey söyleyebileceği kimin hayalinden geçebilirdi ki, ve ABD'nin de düpedüz korumacılığa sarılabileceği? Yaşam ABD için önümüzdeki 10 yıllarda çok daha zor olacağa benziyor?
    " Çin Dışişleri Bakanlığı bunun iki ülke arasında "ticari savaşın önünü açabileceği" uyarısında bulundu ve Washington'dan "korumacı politikalar" diye tanımladığı bu önlemlerden vazgeçmesini istedi. "

    ABD Avrupayıda yanına alıp Çine ambargo uygulasa 1 sene içerisinde Çinde iç savaş çıkar.
    Kasa her zaman kazanır hocam.
    Hımm, deneyim konuşuyor sanırım. Bekliyelim görelim bakalım, savaş ufaktan başlamışa benziyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    Ben asıl korkması gerekenin ABD olması gerektiğini düşünüyorum, Çin çalışıyor, terliyor, üretiyor-öğreniyor ve öğrendiğini tekrar üretiyor. ABD tehlikeyi anlamakta çok geç kaldı ve artık elinde fazla mücadele edebileceği bir araçta kalmadı, üretim sonuçta Finans oyunlarının hepsini ezer geçer bugün olmazsa yarın veya birkaç gün sonra.
    Çok değil 10 yıl önce Çin'in böyle bir şey söyleyebileceği kimin hayalinden geçebilirdi ki, ve ABD'nin de düpedüz korumacılığa sarılabileceği? Yaşam ABD için önümüzdeki 10 yıllarda çok daha zor olacağa benziyor?
    " Çin Dışişleri Bakanlığı bunun iki ülke arasında "ticari savaşın önünü açabileceği" uyarısında bulundu ve Washington'dan "korumacı politikalar" diye tanımladığı bu önlemlerden vazgeçmesini istedi. "

    ABD Avrupayıda yanına alıp Çine ambargo uygulasa 1 sene içerisinde Çinde iç savaş çıkar.
    Kasa her zaman kazanır hocam.

    Hocam Avrupa'nın hali kalmadı ki artık...Çin önlenemez bir şekilde büyüyor, ambargo uygulamakta artık dizginleyemez bence bu tip devletleri.




  • her ekonomi ancak sömürebileceği kaynak kadar büyüyebilir , insan kaynakları açısından sorunları yok ama hammadde konusunda ciddi sıkıntıları var çinlilerin ve tüm çevresi ile boru hatları veya ticari andlaşmalar yapmayı ihmal etmiyorlar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: newmonarch

    quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    Ben asıl korkması gerekenin ABD olması gerektiğini düşünüyorum, Çin çalışıyor, terliyor, üretiyor-öğreniyor ve öğrendiğini tekrar üretiyor. ABD tehlikeyi anlamakta çok geç kaldı ve artık elinde fazla mücadele edebileceği bir araçta kalmadı, üretim sonuçta Finans oyunlarının hepsini ezer geçer bugün olmazsa yarın veya birkaç gün sonra.
    Çok değil 10 yıl önce Çin'in böyle bir şey söyleyebileceği kimin hayalinden geçebilirdi ki, ve ABD'nin de düpedüz korumacılığa sarılabileceği? Yaşam ABD için önümüzdeki 10 yıllarda çok daha zor olacağa benziyor?
    " Çin Dışişleri Bakanlığı bunun iki ülke arasında "ticari savaşın önünü açabileceği" uyarısında bulundu ve Washington'dan "korumacı politikalar" diye tanımladığı bu önlemlerden vazgeçmesini istedi. "

    ABD Avrupayıda yanına alıp Çine ambargo uygulasa 1 sene içerisinde Çinde iç savaş çıkar.
    Kasa her zaman kazanır hocam.

    Hocam Avrupa'nın hali kalmadı ki artık...Çin önlenemez bir şekilde büyüyor, ambargo uygulamakta artık dizginleyemez bence bu tip devletleri.

    Neye hali kalmadı para basmayamı?




  • Arkadaşlar kafama takılan bazı sorular.Cevaplarsanız sevinirim bemde beni bilgi sahibi yaparsanız.
    1.Kişi başına düşen gelir dediğiniz yıllık yoksa aylık mı hesaplanıyor(asgari ücretin toplamı ,kişibaşına düşen geliri geçmediyse.Ben kendim alcam,kendi payıma düşen ücreti
    2.Japonyadan daha fazla milyarderimiz(hoş bunlar görünen ya görünmyan kayıtdışı olan milyarderler)
    biri ban bunu açıklasın nasıl bu kadar fazla milyarderimiz var.hemde milli gelir bakımından bizden baya bir nasıl oluyor. Biri bana bunu açıklasın izah etsin
    3.Türkiyede çok büyük oranda kayıtdışı eknomi deliği var,ama kimse kayıt altına alıcak önlemler almıyor neden kolay yoldan yapmaya çalışıyor zamlar gibi
    4.Ekonomisi büyüklügü neden geliyor.Bilim ve teknolojiden mi yoksa emek yogunluklu üretimdenmi veya kaydi paradan mı
    5.Cari açık önceden belliyken neden önlem alımmadı.şimdinin problemi oldu. (yumurtanın kapıya dayanması gibi)

    verdiniz cevaplar için şimdiden teşekürler...




  • Ekonomik kriz yaşayan dünyamızda ülkemizin rezil durumuna ilişkin bazı rakamlar (başbakanın bugünkü konuşmasından) :

    * kamu açığı;
    İngiltere'nin yüzde 10,4
    ABD'nin yüzde 10,2
    Japonya'nın yüzde 9,2
    Fransa'nın yüzde 7
    Türkiye yüzde 2,3 (2010 yıl sonu rakamı) ve bu yıl sonu hedefi % 1 ve düşünün onların alt yapı ve üst yapı konusunda aldıkları yol bize göre avantajlıdır.

    * 2002 yılında hazine ortalama yüzde 62,7 faiz oranıyla borçlanıyordu , 2010 yılında hazinenin borçlanma faizi yüzde 8,1'e düştü.

    * 2001 yılında milli gelirin yüzde 15,5'u düzeyinde olan kamu faiz ödemeleri, 2010 yılı sonu itibariyle yüzde 4,6 seviyesine kadar geriledi.

    * geçmişte bankalar batarken bugün bankacılık sektörümüzün ortalama sermaye yeterlilik oranı, yüzde 16,6 ile Avrupa ve ABD bankalarının kat kat üzerinde.Şu anda avrupa bankalarının sermaye yeterlilik oranı, yasal sınır olan yüzde 5 oranının altına düşmüş durumda.

    * 2010 yılı sonu itibariyle Türkiye'nin kamu borç oranının yüzde 42,2 iken, Avrupa Birliği genelinde ise bu oranın yüzde 80.




  • Başbakan bugünkü konuşmasında ÖTV zamlarını eleştirenlere şu cevabı verdi:
    "Sigara pahalıysa içme kardeşim, alkol zamlandıysa az içersin olur biter. Mercedes' e bineceğine Wolkswagen' e Fiat' a bin..."

    Ben bu yorumdan şu mantığı çıkarıyorum:
    "Benzin pahalıysa evinde otur kardeşim, ekmek pahalıysa yeme hem kilo problemin de kalmaz, gaz pahalıysa yakma birkaç kat fazla giyin, elektrik pahalıysa ışık yakma karanlıkta otur gözlerin dinlensin..."
  • borcu çok olanın dolayısıyla soruna da çok olacaktır .zamlar için daha bu bir başlangıç EURO da ülkeler enflasyonu para birimlerinin değerini düşürerekyapamadıkları için maaşları düşürerek veya kamu harcamalarını kısmaya çalışarak aşmaya çalışıyorlar. AVRUPA da ciddi kriz her yerden fışkırmaya başladı, tüketim düşünce ihracat da sıkıntıya girecek ,zaten girdi ama esas sorun seneye daha fazla hissedilecektir. Bunu engellemek içimn euronun , doların fiyatını yukarı çekilmesine göz yumulmak zorunda kalınacaktır. TL-euro dengesinde TL değer kaybetmesi ihracat için gerekli bir hamledir. Sanırım bu hamleyi de aşamalı olarak yapacaklardır zaten yabancı para birimlerindeki basınç bu yöndedir.

    sonuç olarak enflasyonun bize etkisi katmerlenerek bundan sonra hissedilecektir ve kişi başı uydurma gelir artışları , gerçek seviyelerine doğru gitmek zorunda kalacaktır. Büyüme ise hedeflerinden yine mecburen uzaklaşacaktır.

    kısır döngü ancak iç piyasada tüketilen malların üretimden katma değer ile sağlanması ile yürütülebilir. 10 senedir (daha önceden de benzer şekildeydi ancak rakkamlar aşırı büyümüştür) borçla kalkınma olayında ellimizdeki satmaktan ve sanal değer artışları ile kandırılmaktan başka adım atan olmuş mudur. Hangi büyük fabrikalar açılmıştır . hangi yerli sermaye işle katma değer yaratılmıştır. çalışanlar tarafından üretilen katma değer veya artı noktalar hep dışarıya bir şekilde aktarılmıştır. Bu faiz kananıyla da , rant kanalıyla vs vs , elde kalan nedir. Borsada dolaşan para mı , üretilen maller mı , yapılan alt yapı yatırımları mı ?

    çok sey söylenebilir ama gerçek nedir. Gerçek elde kalan BORÇ MİKTARININ TL olarak karşılığıdır.

    olayı hükümet olarak değil de birey olarak ele alalım. çalışanlar bir sürü mal ve hizmet alıyorlar . Bunları kredi kartı ile alıp ertesi ay borç kapatılıyorsa bir problem yok sonuçta eve alınanlar her sene artıyor ve demirbaşlar yenileniyor ise , kazacınız ile daha fazla elektrik, yakıt , gıda alabiliyorsanız ailenizin geliri artıyordur diyebirsiniz.

    ama kredi kartı ile aldığınızborcun bir kısmını kapatıp (min ödeme miktarı kadar ) gerisini faiz ile borçlanıyorsanız aynı şekilde harcama yaparsanız borcunuz katlanır , bir müddet sonra temerrüte düşersiniz , hadi bir başka banka da size kredi açtı ve o karttan çekip diğerine aktarma şansı yakaladınız diyelim (uzun vadeli ve düşük faizli borçlanma mantığı aşağı yukarı böyledir) .Harcamalarınızı gelirinize göre kısmazsanız olacak nedir.

    Aileye dışarıdan bakan birisi ailenin zenginleştiğini sanmaktadır(büyüme oranları) ve görünüş öyledir. Ancak gerçekte malların asıl sahibi kimdir ,

    biryerden aldığınız borç gün gelir artık borç limitlerinizin üzerinde olduğu ilanm edilir ve hiçbir bankadan veya kişiden borç alamazsanız yunanistanın durumuna düşerseniz. yada bankalar ödenmeyen borçlar nedeniyle iflas eder diğer çalışanlar etkilenir vs vs

    deniyor ki bütün ülkeler benzer şekilde borçlanıyor ve sistem böyle işliyor ABD paraya ihtiyacı olunca merkez bankası basıyor karşılığını kimse sorgulayamıyor. Bunu 1971den beri neredeyse logoritmik veya büyük bir şekilde artan ivme ile yapıyor , bunun sonucunda kaynakları da aynı hızla tüketiyor ve diğer gelişen ülkeleri tetikleyerek kaynakların pahalanmasına yol açıyor. Bu konuları daha önce anlatmaya çalışmıştım. Para ve katma değeri büyük bir tutarsızlık gösteriyor 10 sene önce bu görülmüştür hatta 20 sene önce de hükümet danışmanları bu bilgileri ABD başkanına iletti. Ne oldu bir körfes savaşı yeni bir akım 10 sene ötelendi ama borç katlanmaya devam etti ,balon biraz daha şişti .2001 saldırısı komplo ise bunu ötelemek için yapılmıştır. Değilse de yine bu dünya krizini ötelemek için büyük bir fırsat yaratmıştır. 2005den önce son sinyaller verilmiştir acnak bu sefer çin para biriminin değerini düşürmemekte direnmiştir. Bunu başarabilirlerse bir 3-5 sene daha kazanabilirler ama Çin'e kabul ettirebilirler mi bilmiyorum.

    özetle çin parasının değerini düşürse bile artık zamanı geçirmiştir büyük bir devalüasyon yapma şansı da yakın zamanda görülmemektedir.
    Ayrupaya söz geçirmek veya böylesine karmaşık bir yapıyıdenetim altında tutmak imkansız görünmektedir. Çıkış nedir .Cevabını göreceğiz ancak tüm çünkü tüm dünya sıkıntıda iken bizlerin bunu atlatacağını özellkle bu kadar borçluyken söylemek , ancak hayalperestlerin veya ekonomiden haberi olmayanların ifadeleri olacaktır. Belki herşey matematiğin tersine farklı işler ve bu ilerden zarar almadan kenarda kalabiliriz diye düşünenler olabilir. İşte bu durumda bizim jeopolitik koşullarımız buna izin vereceğini düşünmüyorum. inşallah yanılan ben olurum , problem yok , yeterki ki bu fırtınadan biz uzak kalalım.




  • quote:

    Dış ticaret açığı Eylül’de rekor kırdı: 10.4 milyar $

    Yüzde 56.4 artarak 10.41 milyar dolarla yeni aylık rekorunu kırdı
    Dış ticaret açığı Eylül’de rekor kırdı: 10.4 milyar $ Dış ticaret açığında son birkaç ayda görülen toparlanma durdu. Eylül ayında ithalat beklentilerin üzerinde gelince açık yüzde 56.4 artarak 10.41 milyar dolarla yeni aylık rekorunu kırdı. 9 aylık dış ticaret açığı ise 82 milyar doları devirdi

    Dış ticaret açığında önceki aylarda görülen toparlanma Eylül’de durdu. İthalatın beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi sonucu açık, Eylül’de yüzde 54.6 artışla 10.41 milyar dolar ile aylık bazda rekor seviyeye yükseldi. Ocak-Eylül döneminde ise yüzde 68.2 artışla 82.16 milyar dolara çıktı.

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ihracat Eylül’de yüzde 21.1 artarak 10.8 milyar dolar, ilk 9 ayda ise yüzde 21.8 artarak 99.5 milyar dolar oldu. İthalat ise Eylül’de yüzde 35.5 artarak 21.2 milyar dolar, Ocak-Eylül’de de yüzde 39.1 artarak 181.66 milyar dolar olarak gerçekleşti.

    Beklenti 8.4 milyar dolardı

    Reuters anketine göre, dış ticaret açığının Eylül’de 8.45 milyar dolar, yıl sonunda ise 103 milyar dolar olması bekleniyordu. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre Eylül’de ihracat önceki aya göre yüzde 13.3 azalırken, ithalat yüzde 6.7 arttı. Eylül verisi 12 aylık kümülatif dış ticaret açığı da 111.7 milyar dolarla rekor kırdı.

    Eylül ayı verisinin 12 aylık kümülatif dış ticaret açığının tüm zamanların rekoru olan 105 milyar dolara ulaştığını söyleyen Finansbank Başekonomisti İnan Demir, “Manşet dış ticaret açığının yüksek gelmesine karşılık arındırılmış açığın daha düşük geldiği geçen aydan farklı olarak Eylül ayında mevsimsellikten arındırılmış veri de 10 milyar doları aşarak rekor seviyeye yükseldi. Bu da üç aylık kümülatif açığı 8.7 milyar dolara çekiyor. Bu Nisan-Haziran döneminde kaydedilen 9.2 milyar doların altında ancak rahatlamak için yeterli değil” dedi. TÜİK verilerine göre Eylül 2010’da yüzde 57 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı Eylül 2011’de yüzde 50.9’a geriledi.

    En çok Rusya’dan ithalat yaptık

    Eylül ayında enerji ithalatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 53.1 artışla 4.9 milyar dolar olurken, yılın ilk 8 ayında ise yüzde 45 artarak 39.27 milyar dolar olarak gerçekleşti. TÜİK verilerine göre Eylül ayında enerjinin ardından en yüksek ithalat 2.09 milyar dolar ile kazanlar, makine ve cihazlar, aletler ve bunların aksam-parçaları, 1.92 milyar dolar ile demir ve çelik, 1.58 milyar dolar ile elektrikli makine ve cihazlar, bunların aksam-parçaları izledi. Geçen yılın Eylül ayında 210 milyon dolar olan işlenmemiş veya yarı işlenmiş altın ithalatı, 2011 Eylül ayında 1.43 milyar dolar olarak gerçekleşti.

    Avrupa Birliği’nin (AB) Eylül 2010’da yüzde 48.9 olan ihracattaki payı 2011 Eylül yüzde 44.6’ya geriledi.

    Eylül ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu. Bu ülkeye yapılan ihracat 2010 Eylül ayına göre yüzde 8.3 artarak 1.09 milyar dolar olurken, Almanya’yı sırasıyla 766 milyon dolarıyla Irak, 651 milyon dolar ile İngiltere, 582 milyon dolar ile İtalya ve 552 milyon dolar ile Fransa takip etti. En fazla ithalat yapılan ülke ise yüzde 37.3 artışla 2.19 milyar dolar ile Rusya olurken, bu ülkeyi 1.92 milyar dolar ile Çin ve 1.88 milyar dolar ile Almanya izledi.


    quote:

    Deprem vergisi yol olduysa, yol için toplananlar ne oldu?
    Deprem vergisi yol olduysa, yol için toplananlar ne oldu? Deprem vergisi tartışması büyüyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, toplanan vergilerin sağlığa, duble yollara, çiftçiye, eğitime gittiğini söyledi. Vatandaş ise şunu soruyor: Deprem vergileri yol olduysa yol için toplananlara ne oldu? İSMMMO da deprem vergisi olarak 1999’dan bu yana toplanan tutarın yaklaşık 33 milyar TL olduğu hesabını çıkardı

    Van depreminden sonra sorulan ‘Deprem vergileri ne oldu?’ sorusuna Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten yanıt geldi. Şimşek, alınan vergilerin, sağlığa, duble yollara, demir yollarına, hava yollarına, çiftçiye ve eğitime harcandığını belirterek, “Özelleştirmelerden alınan paraları, Hazine’ye verdik. Hazine bunları borç ödemede kullandı. IMF’ye olan borç neredeydi, bugün nereye geldi?” dedi.

    Şimşek, bakanlıkta dün düzenlediği basın toplantısında Tütün ve Tütün Mamülleri Kaçakçılığı ile Mücadele Eylem Planı’nı açıklamasının ardından soruları yanıtladı. Soruların odağında deprem vergileri vardı.


    Maliye Bakanı Şimşek eleştirilere şu şekilde yanıt verdi:

    “Sonuçta bunlar 74 milyonun servetidir. Onun için ülkenin herhangi bir yerinde sorun varsa tabii ki o sorunu çözmek bizim görevimiz. Bu sorunu çözerken, şu vergiyi şuradan almıştık sadece şuraya kullanalım yaklaşımı zaten geçmişte de yoktu. 1990’da, 2000’de, 2001’de, 2002’de de olmamış. Olsaydı 1999 depreminin yaraları bir yıl içinde sarılırdı. Vergide, şu vergiyi alıyoruz, sadece şu harcama için aslında uluslararası bütçe mantığına da aykırıdır.”


    Kalıcı hale getirilme tartışması

    Bu arada Şimşek, 1999 depreminden sonra konan deprem vergisinin AKP iktidara gelmeden önce kalıcı hale getirildiğini söylerken buna itiraz geldi.

    CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, deprem vergileri olarak anılan vergilerin sona erme tarihinin 1 Aralık 2002 olduğunu ancak anılan vergilerin yürürlüğünün 783 sayılı kanunla önce 2003 sonuna kadar uzatıldığını, 5035 sayılı kanunla ise kalıcı hale getirildiğini hatırlattı. Hamzaçebi daha önce sadece cep telefonlarından alınan özel iletişim vergisinin sabit telefonları da kapsayacak şekilde genişletildiğinin de altını çizdi.

    Kaçak sigaranın geliri terör örgütüne gidiyor

    Sigara kaçakçılığını önlemek üzere bir Eylem Planı hazırlandı. Plana göre kayıtdışı tüketilen sigara miktarında 1-2 yıl içinde 3-4 puanlık bir azalma öngörülüyor. Bu azalış gerçekleşirse devlet 800 milyon lira ilave gelir elde edecek

    ‘Tütün ve Tütün Mamulleri Kaçakçılığı ile Mücadele Eylem Planı’ dünkü Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Eylem Planı ile ilgili basın toplantısı düzenleyen Şimşek emniyet birimlerinin tespitlerine göre sigara kaçakçılığından elde edilen gelirin terör örgütü ile bağlantılı olduğunu söyledi.

    Yürürlüğe giren Eylem Planı’nın sadece kamu sağlığını koruma ve vergi kayıp ve kaçağını önleme amaçlı hazırlanmadığına işaret eden Şimşek, Eylem Planı’nı terör örgütünün finansman kaynağının kurutulması ve terörle mücadelenin bir parçası olarak görmek gerektiğini ifade etti. Şimşek, şöyle konuştu:

    “Emniyet Genel Müdürlüğümüz tarafından yakalanan kaçak sigara miktarında 2010 yılından itibaren önemli artışlar görülmektedir. 2009’da yakalanan kaçak sigara miktarı 10 milyon paket iken, 2011’in ilk 9 ayında 50 milyon pakete ulaşmıştır. Bu sorunun çözümü tüm kurum ve kuruluşların eşgüdüm halinde çalışmasını zorunlu kılıyor. Eylem planımızın en önemli özelliği de bu eşgüdümü sağlıyor olması. Nitekim eylem planımızın ilk maddesine baktığımız zaman Gelir İdaresi Başkanlığı Başkanı ile ilgili kurumların üst düzey yöneticileriyle yapılan çalışmaların değerlendirileceği 3’er aylık toplantıların yapılmasını öngörmektedir. Bütün kaçakçılık türleriyle mücadele birçok kurumu ilgilendiriyor. Burada en önemli husus koordinasyondur, hakikaten koordinasyonda çok önemli bir adım atıyoruz.”

    Şimşek, kayıtdışı tüketilen sigara miktarında gelecek 1-2 yılda 3-4 puanlık bir azalma öngördük- lerini belirterek, 1 puanlık azalışın, 200 milyon liraya denk geldiği için öngörülen oranda azalma olursa yaklaşık 800 milyon liralık gelirin söz konusu olabileceğini bildirdi.




  • Başbakan kamu açığı azalıyor diyor, ama cari açık inanılmaz bir şekilde artıyor.
    kafam karıştı,
    ülke borç batağına mı giriyor yoksa sadece özel sektör mü borç batağında?
    sadece özel sektör borç batağındaysa bunun sonuçlarından devletimiz sorumlu olmayacak mı?
  • Zengin daha fazla kazanıyor fakir daha fazla kaybediyor ülkemiz maalesef gittikce kapitalesip milleti borçlu bırak kendi cebine para atıyor sonuçta toplumda maalesef 2 sinif var
  • Paradan,puldan vazgeçtim savaş çıkmasın diye dua ediyorum.
    Bu gidişle bir dünya savaşı kaçınılmaz gibi duruyor
  • Türkiye'ye 2011 yılında 12 milyar 461 milyon dolarlık kaynağı belirsiz para girişi yaşandı.

    Merkez Bankası'nın ödemeler dengesi verilerine göre cari açık 2011'i 77.09 milyar dolarla tamamladı.

    En çok dikkat çeken verilerden biri net hata noksan kalemi oldu. 2011 yılının tamamında 12 milyar 461 milyon dolarlık kaynağı belirsiz para girişi yaşandı.

    Net hata noksan kalemindeki bu tutar bir önceki yıl 2 milyar 733 milyon dolar düzeyindeydi. Kaynağı belirsiz para tutarı bir yılda yaklaşık 5 kat artış gösterdi.
    Haberin devamı ↓reklam

    12.4 milyar dolarlık para girişi cari açığın finansmanında önemli kalemlerden birini oluşturdu.

    Net hata noksan kaleminde Ocak'ta 1 milyar 457 milyon dolar, Şubat'ta 793 milyon dolar, Mart'ta 474 milyon dolar, Mayıs'ta 3 milyar 712 milyon dolar, Hazrian'da 1 milyar 973 milyon dolar, Temmuz'da 1 milyar 521 milyon dolar, Eylül'de 1 milyar 109 milyon dolar, Ekim'de 1 milyar 185 milyon dolar, Kasım'da 920 milyon dolar para girişi yaşandı. Nisan'da 288, Ağustos'ta 381, Aralık'ta da 14 milyon dolarlık çıkış yaşandı.

    PARA FAZLALIĞI NASIL OLUŞTU?

    Net hata noksan kalemindeki fazlalık nereden kaynaklandı? Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erhan Aslanoğlu ihtimalleri ntvmsnbc için değerlendirdi:

    * Turizm gelileri tahminen yazılıyor. Burada bir tahmin hatası olabilir. Bu durum bakanlığın da dikkatini çekiyor.
    * Bavul ticareti etkili olmuş olabilir. Bavul ticareti rakamı da Merkez Bankası'nın tahmini. Buradaki hata olasılğı güçlü.
    * Kurların yükseldiği dönemde yastık altından döviz çıkıyor. Kur artışıyla vatandaşların nakde dönmeleri etkili olabilir. Sisteme girdği anda görülmeyen işlem geliri olarak yazılıyor. Para Irak'tan mı geldi, yastık altından mı çıktı bunu ayırmak kolay değil.
    * İthalatla ilgili ödemeler firmaların yurtdışı bağlantısıyla yapılıyor. İthalat faturalarının şirketlerin dışarıdaki ortaklıkların tarafından ödenmesi etkili olabilir.
    * Yazım hataları olabilir ama bu düşük ihtimal.

    KAYNAĞI BELİRSİZ DÖVİZ HAREKETLERİ

    Herhangi bir yere yazılamayan döviz hareketleri net hata noksan kaleminde yer alıyor. Kaynağı bilinmeyen döviz girişleri bu kalemi artı yapıyor.

    CHP'DEN HÜKÜMETE SERT ELEŞTİRİ

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Türkiye’nin 2011 yılı cari işlemler hesabı açığını, "Cumhuriyet tarihinin cari açık rekorları" olarak tanımladı.

    Öztrak, yaptığı yazılı açıklamada, 2011’de cari açığın 77,1 milyar dolar
    olduğunu, GSYH’ye oran olarak ise açığın yüzde 10’a çok yakın gerçekleşeceğini
    belirterek, "Tüm bu rakamlar Cumhuriyet tarihinin cari açık rekorlarıdır ve AKP
    iktidarı elinde ülkenin rekabet gücünün ne derece aşındığını gözler önüne
    sermektedir" değerlendirmesinde bulundu.

    Türkiye’nin AK Parti iktidarında dünyanın en fazla cari açık veren üç
    ülkesi arasına girdiğini savunan Öztrak, milli geliri İtalya’nın üçte biri olan
    Türkiye’nin, cari açık sıralamasında ikinci olan İtalya’nın ardından geldiğini
    ifade etti.

    Öztrak, şunları kaydetti:

    "Verilen cari açık kadar açığın finansmanı da ilerleyen günler için
    kaygı vericidir. 2011’de cari açığı kapatacak kadar bir yabancı kaynak (sıcak
    para uzun vadeli) Türkiye’ye gelmemiştir. Her 100 dolarlık cari açığın ancak 85
    doları sermaye hesabından gelen kaynakla finanse edilmiştir. Geriye kalan 15
    dolarlık açık ise net hata noksan hesabında izlenen, kaynağı belirli olmayan fon
    girişleriyle kapatılmıştır.

    Kaynağı belirli olmayan bu büyüklükte bir fon girişi daha önce hiç
    görülmemiştir. Net hata noksan kaleminden gelen ve kaynağı belirli olmayan 12,5
    milyar dolarlık bu para nereden gelmektedir? İstatistik sistemi düzgün çalışan
    bir ülkede bu büyüklükte bir paranın kaynağının bilinmemesi söz konusu olamaz.
    Şeffaf, hesap veren bir hükümet, bu paraların kaynağını kamuoyuna açıklar.

    Ekonomide iyi gittiği düşünülen ne varsa sahiplenen ve bunun kerametini
    kendinde gören hükümetten ise cari açık rekoru konusunda, kaynağı belirli olmayan
    fon girişi hakkında hiç ses soluk çıkmamaktadır."

    Kaynak: Vatan Gazetesi




  • Cari açıkta yeni süreç mi?
    Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. 1 Ağustos 2011'deki yazıma 'Sanayi stratejisi olmayan ihracat hamlesi korkutuyor' başlığını atmıştım.

    İşte 2011 yılının cari açığı açıklandı. Geçen seneye nazaran % 67 daha arttı. Üzerine 30 milyar dolar koydu ve 77 milyar doları aştı.
    Bu, yıllık milli hasılanın (GSYH) % 10'una denk gelecek. 'Bizden kötü ülke kaldı mı' diye baktım, kalmamış.
    Yunanistan, Portekiz, İrlanda'yı siliyorum. Çünkü battılar! Moğolistan ve Mozambik'i de izninizle ben listeye almıyorum.

    8 Aralık'ta 'neyin olmaması gerektiğinden' yola çıkarak yazıya '3 beşlik de, 4 onluk da olmaz!' başlığını attık.
    Yani, Türkiye % 10'luk büyüme, işsizlik, faiz, cari açık ve enflasyon ile yoluna devam edemez demişiz.
    Demişiz ama, % 8,5 civarında gelecek büyüme hariç, diğerlerinin hepsi bugün itibarıyla yüzde 10 olarak gerçekleşmiştir.
    Acaba Avrupa bu durumda olmasa idi, eldeki verilerle Türkiye nerelere sürüklenirdi?

    İşte böyle bir ortamda cari açığı, geçen hafta Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın hamiliğinde gerçekleşen ve benim de konuşmacı olduğum '2012 Türkiye Turizm Zirvesi' ile konuşmaya başladık. Salı günü de Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın 'ithalat haritası'nın sunumuna katıldık.

    Bakanlık 25 bin firmanın üretim, ihracat, ithal girdi, yurtiçi satış verilerinin incelenmesiyle firmalar arası ekonomik ilişkiler ağını ve ithalat yapımızın bir haritasını çıkardı. Bakan Çağlayan, bir kere iyi bir MR çekmeden, hastalığın özünü görmeden iş yapmıyor.
    Envanteri çıkarılmamış hiçbir sorunun afaki ifadeler, temenniler ve inançlar ile çözülebileceğini zannetmiyorum.
    Kısa Sanayi Bakanlığı döneminde ilk yaptığı iş, eldeki dağınık haldeki hazır verileri toparlayıp tasnif ederek sanayinin üretim, satış, ciro, borç vs. gibi temel verilerini sunan Girişimci Bilgi Sistemi'ni (GBS) hayata geçirmek olmuştu.
    Şimdi bu çalışmanın ne aşamada olduğunu görmek üzere Sanayi Bakanlığı'nın sitesine girdim, bol miktardaki 'strateji belgesinin' yanında konuyla ilgili bulduğum son veriler, Çağlayan'ın 2008 yılındaki 'ilk ve son' çalışması vardı.

    Takdir edilir ki, Türkiye'nin 'ithalat haritasında' sürpriz yok. Dış ticaretteki ilk yirmi fasıla ve ilk 20 ülkeye bakıldığında görülmesi gereken her şey görülüyor zaten. Eğer ithalat haritası önemli ise işe neden sondan başladık? Sanayi ve diğer birçok strateji belgesi, Üretim ve İhracatta Girdi Tedarik Sistemi (GİTES), TİM'in 2023 İhracat Belgesi yayımlandı. Şimdi de teşvikler geliyor. Sanki önce reçeteyi yazdık, sonra da teşhis koyuyoruz gibi.

    Yine de ithalat haritasının detaylarında önemli bilgiler var. Örneğin incelenen şirketler üzerinden Türkiye'nin genel ithalat bağımlılığının % 43 olduğunu ilk defa bu verilerden somut öğrendik. Bu bağımlılık gübrede (yüzde) 72, demir-çelikte 70, bilgisayar ve veri işleme makinelerinde 67, kimyasallarda 56, metal ve otomotivde 51, hava taşıtlarında 49, tıbbi cihazlarda 43, sıkı durun, dünyanın en büyük ikinci kapasitesine sahip olduğumuz tekstilde tam yüzde 43, sözde 'ihracat rekorları kırdığımız' beyaz eşya ve tüketici elektroniğinde 40. 'Hangi sektöre girelim' diye soran girişimci dostlarımız, buyurun hodri meydan!

    240 milyar dolarlık 2011 ithalatının içinde, 170 milyar dolarlık miktarla (pay % 70) ilk on kalem dikkat çekiyor. Enerji (54 milyar $), makine (27), demir-çelik (20,4), otomotiv (17,2), elektrikli makineler (16,8), plastikler (12,6), mücevherat (7)...

    Şimdi, otomotiv üssü olacaksınız, yassı saç üretmeden. Motoru, aktarma mekanizmasını vs. geçtik! Bir kilo paslanmaz çelik üretmeyeceksiniz.
    Eğer bu 'strateji' ise ben de şimendiferim! Biz gelecek yazıda cari açığı çözecek yol haritası olan üretimde ve ihracatta Girdi Tedarik Sistemi'ni (GİTES) konuşalım.




    İbrahim Öztürk




  • Faiz lobisi.
  • 
Sayfa: önceki 4041424344
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.