Şimdi Ara

evrimin temel kanunları (9. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
396
Cevap
0
Favori
5.536
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • mhmt042 M kullanıcısına yanıt
    Evet kültür yüzünden savunuyorsun çünkü küçükken beynin yıkandı. Ne yani sana küçükken kimse dinlerden bahsetmedi ve büyüyünce, aklın başına gelince bütün inanışları araştırıp Müslümanlığı mı seçtin ? Ben orada bir sürü şey yazdım bir tanesine mantıksız diyemezsin. Sana insanların genel hayatını anlattım inanmak istersen her şey ortada zaten. Ben hepsini araştırdım ve Müslümanlıkta karar kıldım dersen diğerleri ile ilgi soru soracağım ancak doğrudan Müslümanlık mantıklı geldi dersen vediğim cevaplara yazık, iki saat yazmaya uğraştım ama hiç birini düşünmeden cevap vermişsin derim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Drahmizm -- 11 Mart 2018; 23:26:53 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • asderty A kullanıcısına yanıt
    Evrimcilerle ehl-i imanın evrim konusunda anlaşamadığı iki temel konu vardır:

    1. Evrimciler bir yaratıcıyı kabul etmezler.

    2. Evrimciler evrimi, canlıların birbirinden tesadüfen meydana geldiği şeklinde kabul ederler.

    Şimdi bunları Risale-i Nur ışığında kısaca ele alalım:

    1. Evrimciler bir yaratıcıyı kabul etmezler. Varlıkların meydana gelmesini sebeplere, tabiata ve tesadüfe vermektedirler. Bunun cevabı başta 23. Lem’a olmak üzere Ayet-ül Kübra’da ve Risale-i Nur’un muhtelif yerlerinde verilmiştir.

    23. Lem’a’da bir varlığın, mesela bir karıncanın meydana gelebilmesi için dört ihtimal sayılır. Bu ihtimaller şunlardır:

    a- Kendi kendine olmuştur,

    b- Sebepler yapmıştır,

    c- Tabiat yapmıştır,

    d- Sonsuz İlim, irade ve kudret sahibi bir yaratıcının eseridir.

    Bu ilk üç ihtimalin imkânsız olduğu gösterilirse, dördüncü ihtimal olan, sonsuz ilim, irade ve kudret sahibi bir Allah’ın eseri olduğu kabul edileceği belirtilir. Bu her bir ihtimal için de üçer misal verilir. Biz burada özet olarak bu maddeleri birkaç cümle ile ifade edeceğiz. Daha geniş bilgi Risalelerden elde edilebilir.

    a- Kendi kendine olma.

    Bu karınca kendisi mevcut olacak ki kendisini yapsın. Kendisi mevcut olmayan bu karınca, kendisini yokluk âleminden nasıl bu varlık âlemine çıkaracaktır?

    Bırakın karıncayı, siz kendinizi anne karnında bir hücreden başlayarak bebek haline kendiniz mi getirdiniz?

    Böyle bir hurafe ve akıl dışı olan bir şey nasıl kabul edilir? Demek ki Allah’a inanmayan evrimciler böyle hurafe şeylere inanıyorlar.

    b- Sebepler yapmış olabilir.

    Karıncayı meydana getiren sebepler; başta sodyum, potasyum, karbon, hidrojen ve oksijen gibi elementler, karıncanın annesi ve babası gibi varlıklar, hava, su ve güneş gibi cansızlardır.

    Şimdi bunların hangisinde karıncayı elementlerden yapıp ondan sonra ona hayat verebilir?

    Karıncada son derece ölçülü ve belirli elementler belirli oranlarda bir araya getirilmiş ve sonra ona hayat verilmiştir. Karıncayı bir tarafa bırakalım. İnsana gelelim. Mesela insanı bu sebeplerden annesi mi yaptı? Kulağını, gözünü ve ağzını yapıp yerine takıp sonra ona hayatı kim verdi? Hâlbuki anne akıllı ve şuurlu iken bunu yapamadığı halde karınca yumurtadaki yavruyu nasıl yapacak?

    Böyle saçma bir inanış olabilir mi?

    c- Bu karıncayı tabiat yapmış olabilir.

    Tabiat denen şey; canlı ve cansız varlıkların tamamıdır. Cansız varlıklar; hava, su, toprak, deniz ve güneş gibi varlıklardır. Karıncada hayat vardır, ağzına göre mide, mideye göre rızkını verebilecek ilim irade ve hayat sahibi birisi olması gerekir.

    Bu cansız varlıklar bunlardan noksan oldukları için onların yapması imkânsızdır.

    Canlı varlıklar da üçe ayrılır: Bitkiler, hayvanlar ve insanlar. Bunların içerisinde en akıllı ve şuurlu olan insandır. Bu karıncayı yapsa yapsa insan yapabilir. Hâlbuki onun da yaptığı karınca ya plastikten veya kâğıttandır. Hayat sahibi bir karıncayı insanın yapması mümkün değildir.

    O halde bu karıncayı sonsuz ilim, irade ve kudret sahip Allah’ın yaptığı anlaşılır. İlim, akıl, mantık ve fen bize bunu gösteriyor.

    2. Evrimciler evrimi, canlıların birbirinden tesadüfen meydana geldiği şeklinde kabul ederler.

    Her bir canlı türü ayrı yaratılmıştır. Koyunlar koyun olarak, atlar da at olarak, tavuklar da tavuk olarak yaratılmıştır. İlim ve fen bunu söylemektedir.

    Evrimcilerin, canlıların silsile halinde birbirinden meydana geldiği iddiasının ilmi bir dayanağı yoktur. Bediüzzaman da bunu İşarat’ül İ’caz adlı eserinde; “Her nevin (türün) bir adam babası vardır” sözü ile ifade etmiştir.

    Tesadüfen bir canlının meydana gelmesinin imkânsızlığını ise, Otuzuncu Söz’ün Tahavvülat bahsinde açıklamıştır.

    Tahavvülat-ı zerratı, yani zerrelerin (elementlerin) hal değiştirmesinin Allah’ın ilim, irade ve kudretiyle olduğunu nazara verir. Evrimcilerin ve tabiat perestlerin ileri sürdüğü gibi tabiatın ve tesadüfün eseri olmadığını belirtir.

    Elementler nasıl hal değiştirir?

    Mesela hidrojen bir elementtir yanıcıdır. Oksijen de bir elementtir ve yakıcıdır. İkisi birleşince su meydana gelir. Böylece hidrojen ve oksijenin hali değişmiştir. Sodyum klorür (NaCl2) yemek tuzudur. Belirli bir hali ve etkisi vardır. Bu suya atıldığı zaman sodyum (Na++) ve klora (Cl--) ayrılır. Bu elementlerin reaksiyonu tuz reaksiyonundan farklıdır. Çünkü hem klorün ve hem de sodyumun reaksiyonu farklıdır.

    İşte bütün bu tip elementlerin birleşmesi ve ayrılması Allah’ın eseridir. Tesadüfün değil. Bu konu İmam-ı Mübin ve Kitab-ı Mübinin belirtildiği dip notta iyice açıklanmıştır. Orada İmam-ı Mübin şöyle tarif edilmektedir:

    “İmam-ı Mübin, Kader-i İlahinin bir defteri, bir mecmua-i desatiridir (bir düsturlar mecmuasıdır). O desatirin imlası ile ve hükmü ile zerrat (elementler), vücud-u eşyadaki hidematına (hizmetine) ve harekâtına sevk edilir.

    İmam-ı Mübin kader defteri se, Kitabı Mübin kudret defteridir.

    Bunu bir halı misali ile daha iyi anlayabiliriz. Muhtelif desenleri bulunan bir halıyı dokumak istiyoruz. Onun programını önce bilgisayara yükleriz. İşte bu programa bir bakıma o halının kader defteri diyebiliriz. Halının dokunması bu program çerçevesinde olacaktır.

    Kabul edin ki bu halı 1 m. eninde 100 m. boyunda, yani 100 m2 olsun. Bir topluluğun resmini de çekip 50. metreye yerleştirebiliriz. Bu halı saatte 1 metre dokuyorsa 100 metre kare halıyı yüz saatte dokuyacaktır. Biz 50 saat sonra bizim de içerisinde bulunduğumuz topluluğun halıda dokunacağını önceden bilebiliriz. Dokuma makinesinin de bilgisayara bağlı olduğunu kabul edin. Bir dokunuşla ve adeta bir “Ol” emri ile o halı dokunmaya başlayacaktır.

    Halı ipliklerden, iplikler moleküllerden, molekül de atomlardan meydana gelmektedir. Bu yüz metre karelik halıda trilyonlarca atom vardır. Biz bir “Ol” emri ile bu kadar atoma verdiğimiz bir emirle saatlerce sonra dokunacak halı desenlerini dokuttuğumuz gibi, Allah’da atomlara verdiği emirle bahar halısı gibi yeryüzünü ve milyonlarca canlıyı atomlardan kader defterindeki düsturlara göre dokuyor.

    Bilgisayardaki program halinin kader defteri, yani İmam-ı Mübin, dokunan halı da Kita-ı Mübindir.

    Biz de bir asır önce kader defterinde idik. Şimdi o kader defterinin düsturlarına göre elementlerden yaratıldık. Yani şu anda kitab-ı Mübindeyiz. Tâbi aynı zamanda İmam-ı Mübinde, yani kader defterinde ve Allah’ın ilminde kayıtlıyız.

    Bir süre sonra bu Kitab-ı Mübinden ölümle silineceğiz. Ama yine hem Allah’ın ilminde ve hem de Kader Defterinde, yani İmam-ı Mübinde kayıtlı olduğumuz için ahrette yeniden yaratılacağız.

    Şimdi burada çok önemli teknik bir ayrıntıya dikkatinizi çekmek isteriz. Bu dokuduğumuz halıda trilyonlarca atomun kullanılacağını biliyoruz. Bu atomların içerisinde program harici bir veya birkaç atomdan meydana gelmiş bir yapı bulunsa -ki biz ona virüs diyoruz- halının programını bozup onu işlemez hale getirebilir.

    Burada şunu söylemek istiyoruz: Kâinatta her bir varlığın bir kader defteri tarzında dosyası vardır. O varlık bu dosyadaki düsturlara göre elementlerden yaratılır. Bu dosya haricinde bir atom dahi olsa o dosyayı işlemez hale getirebilir.

    Demek ki kâinatta bir atomun dahi başıboş olmadığını, her bir atomun nerede ve ne zaman görev alacağı, dokunan halı örneğinde olduğu gibi, her bir varlığın kader defteri olan dosyasında kayıtlıdır. Bunu bize bugünün fenni söylüyor.

    Evrimciler ne diyor? Onlar diyorlar ki; her bir varlık tesadüfen meydana gelmiştir. Hâlbuki fen bize diyor ki; bir atom dahi tesadüfen hareket edemez.

    Şimdi her hangi bir kimse bu halının dokunmasında elementlerin gelişigüzel hareket ettiğini iddia edebilir mi?

    Eğer öyle olsa halının dokunması nasıl mümkün olacaktır?

    İşte Risale-i Nur baştan sonuna kadar kâinattaki her şeyin belirli bir plan ve programa göre yaratıldığını, bir atomun dahi tesadüfen hareket etmediğini bize bildiriyor.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • 70 kere yazdık canlıları son halleri ile değerlendirme diye ama arkadaş ısrarla bu günkü hali ile var olduklarını sanıp ona göre kendince ispatlamış oluyor.

    "Samsung ta cep telefonunu topraktan olduğu gibi yaratıyor, Samsung tanrıdır aksini düşünsene telefon o şekilde tesadüfen topraktan çıkabilir mi ?"



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Drahmizm -- 11 Mart 2018; 23:34:08 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • insan ne kadar dayatılırsa dayatılsın ne olacaksa olur.
    benden daha baskıcı bir din anlayışıyla yetişen birçok arkadaşım var ama şu an belki namaz bile kılmıyor. kaldı ki bana dayatılan bir şey olmadı anlatıldı ben de küçüklüğümden itibaren okumayı seven birisiyim lise kütüphanesinde neredeyse okumadığım eser kalmamış gözümü ansiklopedilere dikmiştim
    tarih, edebiyet konularına özel merakım vardı. sanat tarihi mezunuyum ihtiyaca binaen en zor konuları kısa sürede yeter miktarda çözerim mesela auto cad denilen çizim programını iki haftada çözmüş tez çizimlerimi kendim yapmıştım sanat tarihi zaten sanatın din çevresinde döndüğü dünyanın eserlerini inceliyor
    sanırım bu kadar hayat hikayesi yeter

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • asderty A kullanıcısına yanıt
    maymunla ortak ata ne la biyoljik olarak bu mümkün mü

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • mhmt042 M kullanıcısına yanıt
    Hristiyanlık daha önce çıktı ve tanrı kitaba değiştirilmeyeceğini yazdı. Buna rağmen Müslümanlık çıktı ve farklı bir kitaptı, neden bu tercihi yaptın ? Hristiyanlıkla okuyup yanlış gelen neydi ki ?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • canlıyla cansızı kıyas yapma diyene bak cep telefonu ne zaman canlandı

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • mhmt042 M kullanıcısına yanıt
    Maymunların hayatı ile ilgili belgeseller izlemedin sanırım. Çok genetik araştırma yapmaya gerek yok, onlar farklı bir sosyete de biz farklı bir sosyatede. Bir birinden tamamen bağımsız yaşayan bu iki tür için belgesellerde bakalım ne kadar ortak yön var görebilecek misin.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • mhmt042 M kullanıcısına yanıt
    Kendi kandine işlev yapmayan şey drenç, kondansatör, transistör gibi malzemeler. Hücreler değil.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ciddi ciddi cahil yobazlara evrimi bilimimi anlatmaya çalışıyorsunuz.Bunu yapacağınıza deveye gökdelen atlatın daha kolay

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • ilk baştan alalım din konusunu
    din ilk şekliyle de son şekliyle de islam
    ana yollar aynı tevhid risalet ahiret hesap
    tali yollar zamanın şartlarına göre değiştirildi
    tanrı tarafından korunan kitap kuran diğerleri değil
    senin dediğin şekilde kıyası 12 yaşında bir katolik çocuğu yapıyor ve sonunda şehadet getiriyor internette görmüştüm ama hala var mı bilmiyorum hristyanlık-musevilik ve sonra müslaman oluyor
    hrityanlıktaki yanlış başta telis inancı iğne ustasız olmaz demiştim üç tanrı üç ayrı evreni gerektirir oysa evren tek bu yeter sanırm

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • kendi kendine hakaret etmektenb zevk alıyorsun galiba KARA CAHİL DÜZENBAZ

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • laf mı yani bu şimdi kendi sözün sana döndü o kadar

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • mhmt042 M kullanıcısına yanıt
    Dostum troll müsün bilmiyorum ama dünya zaten güneşe 1 yıl içerisinde 5 milyon kilometre yakınlaşıp uzaklaşıyor eliptik yörüngesi yüzünden. 1 cm yaklaşsak güneşin çekimine karşı koyamayıp çarpıcağımız doğru bir bilgi değil. Ve uzun yıllar içinde de değişimler olur. Mesafedeki her yıl 5 milyon kilometre iniş çıkışın yanında her sene dünya güneşten ortalama 15 cm uzaklaşır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ortak yön olması sadece tek elden yaratıldığının kanıtı başka bir şey değil

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • M0at M kullanıcısına yanıt
    her gezegenin bir yörüngesi varmı var işte dünya kendi yörüngesinden sapsın bakalım ne oluyor

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: WILDBOYS

    kardeşim sinirlenme arkadaşın savunmasız çağlarında (1 yaş ila7yaş)beyni yıkanmış senin ve bizlerin yılmadan usanmadan bu arkadaşları bilgilendirmemiz lazım yoksa işid gibilerinin eline geçer 72 bakire vaadiyle intihar bombacısı olurlar .






    not:bide 13 yaş sonrası arkadaş çevresi olmayan aylak ve boş gezip kötü alışkanlık kazanan tiplerin etinden ve sütünden faydalanmak için cematler tarafından kullanılan modelleri var ,tahmin ediyorum bu model olabilir

    Kendini çokmu zeki zannediyorsun da, aklınca hakaret ederek ders vermeye çalışıyorsun!
    Kafaya bak, ışid mışid?

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • mhmt042 M kullanıcısına yanıt
    Ortak ata şu demek: 1 milyon yıl önce maymun da yoktu, insan da yoktu. Primat denen, biraz insana, biraz maymuna benzeyen atalarının :) , bir kısmı yavaş yavaş maymun, şempanze, goril gibi farklı türlere bir kısmı da homo sapiense doğru evrildi. Bu evrim işi bir anda olmaz. Babası primat, oğlu h sapiens olmaz. Çok yavaş şekilde homo erectus, neandartel falan diye evrilir. Babasıyla çocuğu arasında pek fark yoktur ama 500. nesilde değişiklik gözle görülebilir belki.



    Diğer mesajında 1.evrimciler yaratıcıyı kabul etmez demişsin, alakası yok. Önyargı bu işte. Bunun için sizi zehirliyorlar diyoruz. Hatta abiyogenez bile tanrıyı reddetmez. Bunlar alakasız konular.



    Asıl konuya geleyim. Demişsinki :

    "bir karıncanın meydana gelebilmesi için dört ihtimal sayılır. Bu ihtimaller şunlardır:



    a- Kendi kendine olmuştur,



    b- Sebepler yapmıştır,



    c- Tabiat yapmıştır,



    d- Sonsuz İlim, irade ve kudret sahibi bir yaratıcının eseridir."



    BU YANLIŞ İŞTE. İlk üçünü eleyip 4.yü ispatlamak ise külliyen yanlış. Mantıkla alakası yok, bilimsellikle aynı cümlede anılamaz. Eski yunandan önce vardı bu, şimşeği zeus yapmıyorsa ne yapıyor, bilmiyormusun, bak zeus demekki. Bu zihniyet antik yunan zamanında bitti. Yani bitmeliydi.



    Onu da geç. İlk üçünü eleme mantığı da yanlış. Karınca hop diye oluştu diyenler evrimciler değilki. Yavaş yavaş diyoruz, tavaş yavaş bakteriden başlayarak.



    Elementlerden nasıl olabilir demişsin. Oluyor işte. İnsanlar olduğunu gözüyle gördü. Diğeri de aynı zaten, sebebi olması da gerekmez. Sebep uydurma bir kuram, olması şartını bazı insanlar söylüyor, bu onu doğru yapmaz.



    Gelelim senin "teorine". Şimdi ilk 3 ihtimal olabileceğine göre, 4.ihtimali silmemiz mi gerekiyor. Böyle bakınca şıkları eleyip doğruyu bulma mantıklı geldi mi?



    Bir atom bile tesadüfen hareket edemez demiş, herşeyi bellidir diyor, bir de bilim böyle diyor demiş. Bilim ise bilinmezlik ilkesi diyor.



    Yok evrenin düzeni falan bunlar külliyen bilimin reddettiği şeyler.



    Diğerleri bilimle alakalı olmayan, şu şöyledir, bu böyledir tarzı "iddialar". Bilimsellikle yine alakası yok.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mhmt042

    her gezegenin bir yörüngesi varmı var işte dünya kendi yörüngesinden sapsın bakalım ne oluyor

    Uzayla ilgili bilgilerin de külliyen yanlış. Bu yörüngeler öyle santimlik, metrelik kilometrelik falan değil. Sapmalar inanılmaz. Daha birkaç ay önce bir belgeselde, adamlar neptün ve üranüsün yer değiştirmiş olabileceğinden bahsediyordu. Ufak bir değişiklikmiş :)

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ₯

    Maymunların hayatı ile ilgili belgeseller izlemedin sanırım. Çok genetik araştırma yapmaya gerek yok, onlar farklı bir sosyete de biz farklı bir sosyatede. Bir birinden tamamen bağımsız yaşayan bu iki tür için belgesellerde bakalım ne kadar ortak yön var görebilecek misin.

    Hocam ortak atayı bu şekilde mi kanıtladık şimdi?

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.