Şimdi Ara

Fenerbahçe, 1959 Öncesi Şampiyonlukların Sayılmasını Neden İstiyor?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
127
Cevap
3
Favori
10.332
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Öncelikle kulübün paylaştığı ve tüm soru işaretleri hakkında bilgi sahibi olabileceğiniz videoyu izleyin. Yorumlarda hala bölgesel olduğu için sayılmaz diyenler var, belli ki okumadan yorum yapıyorsunuz. Lütfen izleyin.



    Sonra da konu hakkında belki de en çok bilgi sahibi olan adamdan dinleyin.

    Kaynak:
    Ekşişeyler
    Fenerbahçe, 1959 Öncesi Şampiyonlukların Sayılmasını Neden İstiyor?
    https://seyler.eksisozluk.com/fenerbahce-1959-oncesi-sampiyonluklarin-sayilmasini-neden-istiyor



    Geçtiğimiz gün Fenerbahçe, toplamdaki 28 şampiyonluğunu belgeleriyle birlikte resmi sitesinde paylaştı ve bir süredir zaten konuşuluyor olan 1959 öncesi şampiyonluklar tartışması yeniden açılmış oldu.

    öncelikle son 10 sene içerisinde çeşitli futbol dergilerinde kendi imzasıyla 300’un üzerinde yazısı çıkmış, dahası bir de 700 sayfalık kitap yayınlamış bir amatör futbol tarihçisi olarak, konuyla ilgili kafama göre, uydurmasyon şeyler yazmayacağımın bilinmesini isterim. şu esnada, dillendirilen iddialara (fenerbahçe’nin resmi sitesi üzerinden yaptığına benzer ama biraz daha detaylı) şekilde cevaplar vererek açıklama getirmeye çalışacağım ve vereceğim tüm örnekler de çarpıtılmadan, somut gerçekler üzerinden olacak. o halde başlayalım.


    iddia 1: "milli küme ve türkiye futbol birinciliği profesyonel statüde değildi"
    cevap: böyle bir zorunluluk yok ki? bakın şurada futbolda profesyonelliğin kısaca tarihçesi verilmiş… hollanda’da 1954, batı almanya’da 1963, isveç’te 1967, danimarka’da 1978’e kadar profesyonellik yok… batı almanya, 1954’te dünya şampiyonu olduğunda kadrosu tamamen amatör oyunculardan oluşuyor… isveç 1958’de dünya kupası’na ev sahipliği yapıp turnuvada final oynadığında da 22 kişilik kadrosundaki 17 oyuncu amatör statüde…



    iddia 2: "türkiye futbol birinciliği lig değildi, turnuva tarzı oynanıyordu"
    cevap: "ulusal şampiyonun" belirlenmesi amacıyla düzenlenmiş bir turnuvaydı… aynı yıllarda almanya, italya hatta yunanistan gibi ülkelerde de ulusal şampiyonlar, benzer formatta oynanan turnuvalarla belirleniyordu… neydi bu format? yurt çapında ulaşım, tam manasıyla bir deplasmanlı ligi o günün koşullarında zor kıldığı için önce yerel müsabakalar oynanıyor, bu müsabakalar sonunda eleğin üzerinde kalan birkaç takım da ulusal şampiyonu belirlemek için bir çeşit turnuvada kozlarını paylaşıyordu…

    örneğin almanya’da, 1903’ten 1932’ye kadar 6 ila 8 farklı bölgede bölgesel şampiyonalar düzenleniyor ve bunları birincilikle bitiren takımlar da son fazda, almanya şampiyonu olabilmek için karşı karşıya geliyordu. 1903’teki turnuvaya altı takım katılmıştı… tek maç eliminasyon sistemi üzerine bir turnuva düzenlendi ve iki takım çeyrek finali bay geçti… sonrasında yarı final ve final derken vfb leipzig ilk alman futbol şampiyonu olarak tarihteki yerini aldı…

    1933’ten 1945’e kadar alman şampiyonaları, 16 bölgesel şampiyonun katılımıyla düzenlenir hale geldi… format da değişmişti… genellikle ilk turda dörderli dört grup oluyor, bu gruplar çift devreli lig usulüne göre oynanıyor ve grup liderleri de yarı finale yükseliyordu… yarı final ve final ise tek maç üzerinden oynanmaktaydı…

    ikinci dünya savaşı neticesinde almanya’nın parçalanması nedeniyle bölgeler azalmıştı ve 1948’den, bundesliga’nın kurulacağı 1963’e kadar oberliga nord, oberliga west, oberliga sudwest, oberliga sud ve oberliga berlin adı altında beş bölgesel lig oynanmaya başlamıştı… bu liglerden berlin ligi haricindekilerde ilk ikiye girenler, berlin ligi’nde de sadece şampiyon olan toplam dokuz takım, almanya şampiyonası’na katılma hakkı kazanıyor, bu takımların ikisi on eleme oynuyor ve bir takım bu şekilde devre dışı kaldıktan sonra geri kalan sekiz takım ya tek maç eliminasyon usulüne göre karşılaşıyor ya da dörderli iki gruba ayrılıyor ve bunun sonunda grup birincileri final oynuyordu…

    bu arada karşı argümanda bulunmak isteyenler olursa, onlara da pas vermemezlik etmeyelim: almanya’da futbol federasyonu, bundesliga öncesindeki şampiyonlukları alman ulusal şampiyonluğu olarak kabul etse de yıldız sistemine dahil etmedi… yani bu noktada fenerbahçe’nin eski şampiyonlukları saydırması hususunda karşı argüman geliştirmek isteyen olursa ellerindeki tek ciddi dayanak burası… ama o noktada beşiktaş’ın federasyon kupası şampiyonluklarını yıldız hesabına dahil ettirmiş olması da bir açmaz yaratmakta, bunu da vurgulamadan geçmeyelim…

    italya’ya baktığımızda ilk ulusal şampiyona, 1898 yılında "campionato italiano di football" (italyan futbol şampiyonası anlamına geliyor - calcio sözcüğünün kullanılmamasının sebebi henüz italyanlardaki aşırı milliyetçi damarın kabarmamış olması) adı altında düzenlendi… italya futbol federasyonunun kuruluşunda pay sahibi olan yedi kulüp vardı ve bunların dördü, bu ilk şampiyonayı düzenlemek için aralarında anlaşmıştı… internazionale torino, fbc torinese, ginnastica torino ve genoa’dan oluşan bu kulüpler tek maç eliminasyon usulüne göre karşılaşmış ve oynadığı iki maçı da kazanan genoa, ilk italya şampiyonu olarak tarihe geçmişti…

    turnuva bu adıyla 1904’e kadar sürerken yıllar ilerledikçe ve talep arttıkça, bölgesel on eleme turları düzenlenir hale geliyordu (piedmont ve lombardiya bölgeleri ağırlıklı)… 1904’te turnuvanın adı "prima categoria" olarak değiştirildiyse de başlangıçta formatta pek bir farklılık yoktu… ancak birkaç sene içinde, katılımcı sayısı her sene biraz daha arttığı için, turnuvanın final fazındaki format da değişmeye başlamıştı… örneğin altışar takımlı iki grup oluşturuluyor, çift devreli oynanan bu grupları birinci bitiren takımlar da finale kalıyordu…

    1921-22 sezonu öncesindeyse italya futbol federasyonu ve kulüpler arasında önemli bir ihtilaf yaşanmıştı… büyük kulüpler maç trafiğinden şikayetçi olmuş ve federasyondan turnuvaya katılan takım sayısını azaltmasını istemişti… küçük kulüplerse böyle bir durumda kendilerinin devre dışı kalacağını bildikleri için buna karşı çıkmışlardı… neticede iki taraf da kendi bildiğini okumaya kalktı ve ortaya iki farklı lig çıktı… biri yine "prima categoria" adı altında oynanırken diğerineyse "prima divisione" adı verilmişti… burada ilginç olan detay şu ki, italya futbol federasyonu günümüzde bu iki ligin şampiyonunu da italya şampiyonu olarak kabul etmekte… üstelik bunlardan biri, o dönemde italya futbol federasyonuna alternatif bir birlik oluşturularak düzenlenmiş olmasına karşın…

    daha sonra, 1926’ya kadar prima divisione çatısı altında birleşilecek ve yola da buradan devam edilecekti… 1926’dan 1929’a kadarsa organizasyonun adı "divisione nazionale" olacaktı… burada da iki aşamalı bir uygulama söz konusuydu… ilk aşamada 10-11 takımlı iki lig vardı ve bu ligleri ilk üçte veya dörtte bitirenler de final aşamasına geçiyor, 6-8 takımlı bir lig oynanarak italya şampiyonu belirleniyordu…

    serie a’nın oynanmaya başlamasıysa 1929-30 sezonuna denk geldi… bugün italya’da juventus, milan ve inter’den sonra en çok şampiyonluğu olan genoa’nın dokuz şampiyonluğunun tümü ise serie a öncesi döneme denk geliyor ve bu dönemler de görmezden gelinmediği için olur da genoa ileride bir şampiyonluk daha elde ederse, göğsüne yıldız takmaya hak kazanacak… (italya’da 10 şampiyonluğa bir yıldız veriliyor)

    hollanda’ya bakıldığında da, ulusal şampiyonu belirlemek için, 1888’den 1956’ya kadar, formatı sürekli değişen turnuvalar oynandığı görülebiliyor… mesela bunların ilki olan 1888-89 sezonu turnuvasına sadece yedi takım iştirak etmişti… üstelik bunların da hepsi birbiriyle oynamamıştı… 1893’e kadar bu şekilde kör topal grup maçlarıyla gelindikten sonra 1893’te en azından her takımın birbiriyle oynadığı bir yapı oluşturuluyordu… 1897’den itibaren doğu ve batı olmak üzere iki gruplu ilk aşama oynanmaya başlıyor ve grup birincileri finalde karşılaşıyordu ancak burada da başlarda doğu’da üç takım oynarken batı’da yedi takım oynaması gibi garabetlikler vardı…

    bu karmaşıklıklara rağmen, hollanda futbol federasyonu, bu şampiyonaları kazanan takımları bile bugün geçmişteki hollanda şampiyonları olarak görüyor… hatta 10 şampiyonluğunun tümünü 1890-1914 periyodunda kazanan ve günümüzde mahalli liglerde yer alan hvv den haag kulübü, bugün hollanda’da ajax, psv ve feyenoord’dan sonra göğsünde yıldız taşıyan dördüncü kulüp konumunda… (hollanda’da da 10 şampiyonluğa bir yıldız veriliyor)

    komşumuz yunanistan’da da, yunanistan futbol federasyonu tarafından ilk ulusal turnuva, "panellinio protathlima podosferu andron" yani "birleşik yunan erkekler futbol şampiyonası" adı altında, 1927-28 sezonunda düzenlenmişti… turnuvaya, ülkenin üç büyük kenti olan atina, selanik ve pire’nin yerel şampiyonları katılacaktı (tanıdık geldi mi?) bu ilk turnuvaya da atina’dan atromitos, selanik’ten aris ve pire’den ethnikos katılma hakkını kazandı ve üç takım arasında iki devreli lig usulüne göre oynanan turnuva neticesinde de aris, yunan futbol tarihinin ilk ulusal şampiyonu oldu…

    bu şampiyona, ii. dünya savaşı nedeniyle verilen araları saymazsak, dört sezon haricinde, 1958-59 sezonuna kadar oynanırken, 1953-54 sezonuna kadar da (1946-47 sezonu hariç) hep üç büyük şehrin şampiyonlarını bir araya getirdi… 1946-47 sezonundaysa altı takımlı bir lig uygulamasına gidilmişti… bu uygulamaya 1953-54 sezonundan itibaren yeniden yer verilmesi kararlaştırılmış ve 1958-59 sezonuna kadar da katılımcı sayısı yavaş yavaş artmıştı… en sonunda 1959-60 sezonuyla birlike "alpha ethniki" (ulusal a) adı verilen lig oynanmaya başladı… 2006-2007 sezonundan beri de ligin adı "süper liga ellada" yani “yunanistan süper ligi” olarak güncellendi…

    yunan futbol federasyonu, 1927’den itibaren düzenlediği tüm bu turnuvaları, ulusal şampiyonluklar olarak kabul ediyor ve bunları yıldız hesabına da dahil ediyor… ülkenin en çok şampiyonluk kazanan takımı olympiakos bugün 44 şampiyonlukla 4 yıldız takıyor ama 1927-1959 arasındaki dönem sayılmıyor olsaydı 29 şampiyonlukla iki yıldız takabiliyor olacaktı…


    iddia 3: "türkiye futbol birinciliği ve milli küme, sadece üç şehrin takımlarıyla sınırlıydı…"
    cevap: öncelikle bu iddia türkiye futbol birinciliği için tamamen yanlış… bakın ilk turnuvada bile üç büyük şehir haricinde adapazarı, balıkesir, edirne, eskişehir gibi illerden katılım görüyorsunuz…

    milli küme ise evet, üç büyük şehrin kendi liglerinde dereceye giren takımları arasında oynanmıştır ama bu da, deplasmanlı bir lig olmasından ötürü, günün ulaşım şartlarından dolayı anadolu’ya açılamamasından kaynaklanmaktadır… türkiye futbol birinciliğinde böyle bir sorun yoktu zira turnuvaya katılma hakkını elde eden takımlar ankara’ya gidiyor ve eleme usulüne göre yapılan bütün maçlar da ankara’da oynanıyordu…

    milli küme’nin yaşadığı üç büyük şehirle sınırlanma sorunuysa, 1956’da başlayan federasyon kupası ve 1959’da başlayan türkiye 1. futbol ligi’nde de devam edecekti… federasyon kupası da sadece istanbul, ankara ve izmir takımlarına açık olarak oynanmıştı… birinci lig başladığında da ilk sekiz sezon içinde sadece 1960-61 sezonunda adana demirspor üç büyük şehir haricinden gelen bir takım olarak ligde yer alabilmişti… 1966-67 sezonunda eskişehirspor, 1967-68 sezonunda da bursaspor ve mersin idman yurdu’nun katılımlarıyla da bu sayı yavaş yavaş artmaya başladı…

    zaten deplasmanlı ikinci lig de 1963 yılında kurulmuştu ve anadolu şehirleri de, bünyelerindeki irili ufaklı mahalli takımları şehirlerinin adı altında birleştirerek bu lige katılmaya başlamıştı… dikkat ederseniz, günümüzde birçok anadolu kulübünün kuruluşu, 1963-1968 aralığına denk gelmektedir… işte bunun sebebi, ikinci lige katılmak için geçilen söz konusu yeniden yapılanmadır… örneğin bursaspor; akınspor, acar idman yurdu, demirspor, istiklalspor ve pınarspor adında beş kulübün birleşmesiyle oluşturulmuştu… keza trabzonspor da idmangücü, idmanocağı, martıspor ve karadenizgücü adlı kulüplerin birleşmesiyle ortaya çıkmıştı… daha önceden amatör statüde olan ve şehir dışına seyahat imkanı bulunmayan bu takımların, deplasmanlı bir ulusal ligde boy gösterme şansları da zaten yoktu… söz konusu birleşmeler, profesyonelliğe geçiş ve tüm şehrin maddi-manevi desteğinin alınmasıyla birlikte bu sorunların üstesinden gelinebildi…

    kaldı ki, yurtdışından verdiğimiz örneklerde de benzer sorunla karşılaşılan birçok sezon göze çarpmakta… yani ortada bize özgü bir durum yok… yunanistan’da da ilk yıllarda üç şehrin takımları arasında dönmüş olay… hollanda’da keza amsterdam, lahey, rotterdam ve haarlem şehirlerinin takımları oynuyormuş ilk başlarda… italya’da da ilk turnuvalar torino ve genoa şehirlerinin takımları arasında olmuş… futbol, ülke içerisinde yayılıp popülaritesini arttırdıkça ve küçük şehirlerin takımları da maddi imkanlarını geliştirdikçe, deplasmanlı turnuvalara farklı şehirlerden katılım kolaylaşmaya başlamış… dediğim gibi, bu durum sadece bizde değil, başka birçok yerde de böyle…


    iddia 4: "bu lig 1959’da kuruldu, şampiyonluk sayıları da bu ligin şampiyonları baz alınarak yapılır… önceki organizasyonlar bu ligi alakadar etmez…"
    cevap: bal gibi de eder… dünyada her ülkede, futbol, yaygınlaşmaya başladığı andan itibaren, ulusal nitelikli turnuvalar düzenlenmiştir… bunlardaki amaç da o yılda veya o sezonda, ülkenin en iyi futbol takımını belirlemektir… futbolun emekleme dönemlerinde bu şampiyonalar daha çok turnuva usulü düzenlenmiştir, taşlar yerine oturdukça da günümüzdeki lig sistemi yerleşmiştir… böyle bir durumda da, hele ki tüm bu şampiyonalar tek bir federasyon tarafından organize edildiyse, geriye dönük olarak şampiyonluk sayıları hesaplanırken tüm bu şampiyonalar ciddiye alınır…

    zaten beşiktaş’ın federasyon kupası şampiyonluklarını saydırması bile aslında 1959 öncesinin istense dahi görmezden gelinemeyeceğine dair güzel bir örnek… öte yandan mevzu eğer sadece isim değişikliği olsaydı, 2001-2002 sezonundan itibaren "birinci lig" adının "süper lig" olarak güncellenmesinden dolayı 2001’den sonrası için de ayrı bir hesaplama yapmak gerekirdi… ya da format değişiklikleri sorun olsaydı, süper final’ın oynandığı 2011-12 sezonunu da apayrı bir değerlendirmeye tabi tutmak gerekirdi…


    iddia 5: "o halde gençlerbirliği’nin ankara’da, trabzon idmanocağı’nın trabzon’da kazandığı şampiyonluklar da sayılsın…"
    cevap: burada kimse fenerbahçe’nin istanbul ligi şampiyonluklarını saymaya çalışmıyor ki? yurtçapında takımların katıldığı türkiye futbol birinciliği ve üç büyük şehrin takımlarının katıldığı milli küme şampiyonlukları sayılsın isteniyor… bu turnuvaların nitelikleri de yukardaki diğer cevaplarda yeterince anlatıldı… ama kısaca bir tekrarda bulunmak gerekirse, gençlerbirliği, zaten milli küme’ye katılma hakkına sahipti… idmanocağı ise amatör yapı altındayken zaten trabzon dışına çıkamıyordu, 1959’da birinci lig kurulduktan sonra da bu durum değişmemişti… idmanocağı, 1967’de trabzonspor’un kuruluşu esnasında bu yeni kulübün bünyesine katıldı ve bu sayede ulusal liglerde boy göstermeye başladı…


    iddia 6: "milli küme 1942 yılında, istanbul ligi’nin uzaması nedeniyle oynanamadı… istanbul ligi bu ligin önüne geçmiş, bu nasıl milli lig?"
    cevap: 1942, ıı. dünya savaşı’nın etkisiyle, ekonomik olarak ülkenin en çok zorlandığı yıllardan biri… bu durumda amatör yapıdaki kulüpler öncelikle tabii ki seyahat masrafının bulunmadığı kendi şehir liglerini oynamayı tercih etmişlerdir… sonrasında takvimde uygun boşluk kalmayınca da yine masrafa girmemek için organizasyondan vazgeçmeleri de günün şartlarına göre hiç de anormal değildir…

    milli takımın 1950 dünya kupası’na masraflar nedeniyle katılamadığı bir dünyadan bahsediyoruz arkadaşlar, olayları bugünkü ekonomik şartlar o günlerde de varmış gibi değerlendirmeyin…


    iddia 7: "1944 yılındaki milli kümeye galatasaray, saha ve hasılat konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle katılmamıştır…"
    cevap: evet… onları buna iten asıl sebep de, ıı. dünya savaşı’nın getirdiği ekonomik sıkıntılardır… saha konusunda anlaşılamaması, deplasman masraflarının gözetilmesine işaret eder, hasılat konusunu zaten özel olarak açmaya gerek yok…


    iddia 8: "1942 sonrasında milli kümenin adı ‘maarif kupası’ olarak değiştirilmiş…"
    cevap: bu tip argümanlara gülmekle yetiniyorum… daha önce de yazdım, 2001’de de birinci lig’in adı süper lig olarak değişti… o halde şimdi 1959-2001 arasını mı hesaplayacağız yoksa 2001’den sonrasını mı?


    iddia 9: "1948’de milli küme, 1948 londra olimpiyatları’na hazırlık için iptal edilmiş, 1949’da da doğu akdeniz oyunlarına hazırlık nedeniyle oynanmamış…"
    cevap: o dönemde olimpik seviyede a milli takım tarafından temsil ediliyorduk ve bu tip uluslararası organizasyonlara da fazlasıyla önem veriliyordu… normal… bu durum milli küme’nin önemsiz bir organizasyon olduğunu göstermez…


    iddia 10: "avrupa’da liglerden örnek veriyorsunuz ama adamlarda o dönemde bir tane lig varmış, o yüzden sayıyorlar onları, bizdeki gibi elli tane lig yokmuş…"
    cevap: yine tekrara düşecek gibi olacağız ama devam edelim… avrupa’daki ulusal şampiyonalar tekti ve katılımcıları da birçok yerel şampiyonadan geliyordu… türkiye’de de federasyon tarafından ulusal şampiyona olarak türkiye futbol birinciliği ve milli küme düzenlenmişti… başka ulusal şampiyona yoktu… bu ulusal şampiyonalara da yerel turnuvalar aracılığıyla katılım sağlanmaktaydı…


    iddia 11: "beşiktaş’ın federasyon kupası şampiyonluğunu saydırması normal, zira o kupayı, şampiyon kulüpler kupası’na katılacak takımın belirlenmesi için düzenlemişler…"
    cevap: evet, o turnuva bu yüzden düzenlenmiştir ama şampiyon kulüpler kupası da 1955-56 sezonundan itibaren oynanmaya başlamıştır… yani o kupa başladığında, türkiye futbol birinciliği ve milli küme çoktan bitmişti… şampiyon kulüpler kupası 1940’larda oynanıyor olsaydı milli küme şampiyonunun türkiye’yi orada temsil etmeyeceğini iddia edebiliyor musunuz?


    iddia 12: "bunları madem saydıracaktınız o zaman 1959’da, 1960’ta falan saydırsaydınız… şimdi ne oluyor?"
    cevap: türkiye’de yıldız mevzusu çıkana kadar şampiyonluk sayıları üzerinde pek de fazla durulmuyordu… ben, ilk defa 1995’te ingiltere’den getirttiğim bir almanakta görmüştüm 1959 öncesi şampiyonlukların da gösterildiğini… alexander graham adında bir iskoç tarafından yapılmış ve skye soccer boks tarafından basılmış bir çalışmaydı bu… daha sonra da hafızam beni yanıltmıyorsa 1996’da fenerbahçe’nin kazandığı şampiyonluk sonrasında mehmet durupınar adlı bir arşivci, fotomaç’a "bu aslında fenerbahçe’nin 13. değil, 22. şampiyonluğu" gibisinden bir yazı yazmıştı… türkiye’de de basında bu mevzuyu dile getiren ilk kişi benim hatırladığım kadarıyla oydu…

    2000 yılında "beş şampiyonluğa bir yıldız" uygulamasına geçilince normalde galatasaray ve fenerbahçe yeni sezona ikişer yıldızla başlayacak, beşiktaş ise bir yıldız takacaktı… beşiktaşlılar bu noktada uyanıkça bir hamle yaparak 1957 ve 1958 federasyon kupası şampiyonluklarını saydırtmayı başardılar ve böylece onlar da yıldızlı ilk sezona iki yıldızla girdiler… uyanıkça diyorum zira bu şampiyonluklar saydırılabiliyorsa, milli küme ve türkiye futbol birinciliği şampiyonlukları da saydırılmalıydı… ama beşiktaş, kendisine şampiyonluk aritmetiğinde en çok avantaj sağlayacak alanı seçip, sadece oradaki şampiyonlukları saydırma yoluna gitmişti…

    fenerbahçe’de ise o dönemden sonra bu sayılmayan şampiyonluklar meselesi, ara sıra kulübün çeşitli yayın organlarında dile getirilse de, gayesi daha çok "elinde tividi ayak ayak üstüne atan" efsanelerini ve "antrenmanları kadınlara göre ayarlayan" şampiyon teknik direktörlerini göndermeye odaklanan bir yönetim anlayışı olduğundan, elbette konunun üzerine resmi olarak düşülmedi…



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ölüyen Yürüler -- 30 Mart 2021; 13:16:58 >







  • 1959 öncesi şampiyonlukların neden sayılamayacağını açıklayan, 2002 yılında TBMM'de sorulan soru önergesinin cevabı;
    https://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-32760sgc.pdf

    Son 2 paragraf 1959 öncesi şampiyonlukların neden geçerli sayılamayacağını kanunen açıklıyor.
    Linkteki açıklamanın son paragrafının ekran resmi;

    Bak güzel kardeşim bunlar süper lig şampiyonluğu değil. Oynadığınız turnuvanın şampiyonluğu bu kupalar sizin ama bak dikkat et tekrar söylüyorum siz bunu süper lig şampiyonluğu saydırmak istiyorsunuz yüzsüzce. Sebep: Galatasaray’ın sizden daha çok süper lig şampiyonluğu yaşaması.

    Çıkın artık eziklik psikolojisinden nasıl insanlarsınız siz ya
    Bak dostum eğer böyle düşünüyorsan şimdiye kadar oynanmış bütün ligleri şampiyonluktan sayalım, ulusal bölgesel ayrımı yapmadan aynı İtalya, İspanya, İngiltere gibi yapalım.
    Ama o zaman iş TFF'nin de kuruluşundan öncesine gidiyor Galatasaray 38 şampiyonlukla gene Fener'in önüne geçiyor, hatta Gençlerbirliği de 34 küsür şampiyonlukla Beşiktaş'ın önüne geçiyor.

    İster misiniz bunu ?

    Aslında genel anlamda bakarsak ingiltere ispanya gibi ülkelerde futbol lig esasından önce kupa tarzında oynanıyordu aynı bizdeki türkiye kupası gibi turnuva bağlamında ve bir federasyon bile yoktu bu maçların oynanıp denetlenip kontrole bağlandığı.


    Misal ispanyada 1900de kupa maçları ile başlamış lig.


    İngilterede de fa cupın tarihi 1870, Ligin başlangıcı ise 1889dan başlıyor.



    Genellikle bir kupanın başarının ve sonucun tescillenmesi için fifanın tescillemiş olduğu bir federasyona bağlı kılınması lazım.


    Türkiye federasyonu 1923'te kuruldu ve tescil edildi.Bu tarihten itibarende düzenlenen ulusal turnuvalara takım gönderme hakkı kazandı.


    İlk maç bir hazırlık maçı idi ve Romanya ile oynanan bu maç 2-2 bitti.


    İşte bu tarihten itibaren tescilli bir federasyona bağlı olan ve onun denetimi ile futbolcu seçip milli takıma gönderen bu federasyona bağlı klüplerinde oynamış olduğu lig ve takımlarda resmi olarak kabul edildi.



    Demem o ki;


    1923-1959 arası şampiyonluklar tescil edilmelidir.Ama kabul edilebilir ve denklik noktasında 59 sonrası ile aynı statüde olur mu olmaz mı onu bilemem.


    Aksi takdirde bunları yok saymak Metin Oktay'ı,Şeref beyi,Hakkı Yeten'i, Lefter Küçükandonyadis'i yok saymaktır.

    Bu konuda görüşlerimi yıllar önce açtığım bir konuyla açıklamıştım

    1- Her şeyden önce 5 şampiyonluğa 1 yıldız politikası sürdürülemez 50 yıl sonra takımlarda yıldızdan geçilmez.

    2- Kazanılmış haklar geri alınamaz o yüzden şuana kadar kulüplerin 5 şampiyonlukta 1 kazandığı yıldızlara dokunulmayıp bundan sonraki yıldızlar için 10 şampiyonluğa 1 yıldız verilmelidir. Yani 5. yıldızı alacak kulübün bunu 30. şampiyonluğunda alması gerekir.

    3- Türkiye Futbol Şampiyonası ve Milli Küme bölgesel ve amatör bir turnuva değil, Süper Lig'in tabiri caizse ilkel halidir. İstanbul, Ankara, İzmir illeri arasında oynandı iddiası ise bir safsatadır. Çünkü bu ligler davet üzerine kurulmamıştır. O dönem futbolun en iddialı kulüpleri bu 3 ildedir ancak diğer illerden katılmak isteyen kulüpler lig ulusal bir lig olduğundan reddedilmemiştir, ki bunun bazı sezonlarda örnekleri vardır.

    4- Fenerbahçe'nin bu haklı mücadelesini gür sesle dile getirmesi şuan için yanlıştır. 1959 sonrası 20. Şampiyonluğu kazanıp 4. yıldızı taktıktan sonra dile gelmesi gereken bir konuydu. Şu haliyle "müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış" algısından başka bir algı oluşturmuyor. Bu bir isyan hareketi değil, lobi hareketi olmalı. Derinden ve somut argümanlarla mücadele edilmeli.

    5- Fenerbahçe'nin bu sene veya bundan sonra şampiyon olacağı ilk sene TFF'de izlemesi gereken lobi faaliyetleri şu olmalıdır:

    - Sezon sonu lig biter bitmez (doğal seyir zaten budur) 1959 sonrası hesapla 20. şampiyonluk 4. yıldızı takmak

    - TFF'nin 4. yıldızdan sonraki yıldızların 10 şampiyonlukta bir alınması kararının sağlanması

    - Türkiye'deki tüm takımların 1959 öncesi ulusal lig olan Türkiye Futbol Şampiyonası ve Milli Küme şampiyonluklarının resmi olarak kabul edilmesi

    - Bir sonraki sezona FB (29) GS (23) BJK (20) şeklinde 3 büyük kulübün 4 yıldız ile girmesi

    - Fenerbahçe'nin yeni sisteme göre 5. yıldız için mücadele etmesi
  • NEDEN 28 ŞAMPİYONLUK?
    1924’ten bugüne ülke futbol federasyonupnun düzenlediği ulusal organizasyonlardaki Türkiye Şampiyonlarına genel bakış

    1) Türkiye’de futbol ulusal düzeyde oynanmaya, TFF'nin kuruluşunun ardından, 1924 yılında başladı. 1923 yılında resmi olarak kurulan ve FIFA üyesi olan TFF, 1924'de Türkiye'de ilk defa, o ana kadar düzenlenen şehir liglerinden farklı olarak, ülke şampiyonası düzenledi. İlk ülke şampiyonası Türkiye Futbol Birinciliği (Türkiye Futbol Şampiyonası ismi de kullanılır) adıyla düzenlendi.

    Bu şampiyona, 1924-1942 arasında farklı şehir liglerinin ve bölge birincilerinin arasında eleme usulü oynandı.

    1942’de statü değişti. Bu yıldan itibaren İstanbul, Ankara ve İzmir şampiyonları ve bu 3 şehrin dışındaki şehir/bölge birincileri arasından eleme usulüyle gelen bir takımın oluşturduğu deplasmansız lig oluşturuldu.

    Bu şampiyona 1924-1951 yılları arasında ulusal olarak düzenlenmiş ve oynatılmış oldu.

    2) Türkiye Futbol Birinciliği’nin ardından ikinci ulusal futbol organizasyonu Milli Küme oldu. Milli Küme, Türkiye’nin ilk deplasmanlı ligi oldu. İstanbul, İzmir, Ankara illerinde düzenlenen şehir liglerinde başarılı olmuş takımların katıldığı ve deplasmanlı lig usülüyle oynanan bu ulusal şampiyona, istisnai 3 sezon hariç 1950 yılına kadar tüm sezonlar oynandı. Milli Küme’ye İstanbul liginden o sezon ilk 4, Ankara ve İzmir liginde o sezon ilk 2 sırayı alan takımlar katıldı. (Sadece bir sezon Ankara’dan 3 takım katıldı.) Milli Küme, 1937-1950 arasında organize edildi.

    3) Türkiye’nin üçüncü ülke çapındaki futbol organizasyonu Federasyon Kupası’ydı. Federasyon Kupası, 1956-57 ve 1957-58 sezonlarında oynandı. Federasyon Kupası’nın ilk sezonunda Ankara, İstanbul, İzmir ve Adana takımları temsil edildi. İkinci sezonunda Adana takımları yer almadı. Milli Küme yapısına benzer şekilde sadece Ankara, İstanbul ve İzmir takımları oynadı.

    4) Türkiye’nin dördüncü ulusal futbol organizasyonu ise 1959’da Milli Lig adıyla başlayan bugünkü Süper Lig oldu.

    İşte; Fenerbahçe'nin 28 Türkiye Şampiyonluğu, ülke futbol federasyonunun oynattığı ulusal şampiyonalardaki birinciliklerinin sayılmasından gelir.

    Fenerbahçe, Türkiye Futbol Birinciliği’ni 3 kez, Milli Küme’yi 6 kez ve Süper Lig’i ise 19 kez kazanmıştır.

    Fakat bu konu ne zaman gündeme gelse, kamuoyunda bazı kişi ve kurumlar, Fenerbahçe’nin 1959 öncesinde kazanılmış 9 Türkiye Şampiyonluğunun hesaba katılmasına çeşitli sebepler sunarak itiraz etme gayretinde bulunuyor.


    Şimdi onların itirazlarının doğru olup olmadığına bakalım.
    .
    KARŞIT TEZLER VE CEVAPLARI

    1959’dan önce sadece şehir/bölge ligleri vardı, ulusal şampiyonalar yoktu. Ulusal şampiyonalar 1959'dan sonra başlamıştır. YANLIŞ

    Bu itirazın hiçbir temeli ve dayanağı olmamasına rağmen sıkça dile getirildiği için buraya aldık. Aslında bu organizasyonların isimleri bile bunların ulusal olduğunu kanıtlıyor. Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme’nin maç programlarına ve bu organizasyonlara katılan takımlara bakıldığında, bu organizasyonların bölgesel değil ulusal olduğu açıkça ortada.

    Bu organizasyonlar tek bir bölge ya da şehir ile kısıtlı kalmamış, farklı bölgelerin takımlarını ulusal olarak karşı karşıya getirmiştir. Dahası, TFF resmi sitesinde ilk ulusal Türkiye futbol şampiyonasının 1924 yılında yapıldığı ve şampiyonun da Harbiye olduğu bilgisi açık ve net yer almaktadır ve bu temelsiz iddiayı tamamen çürütmektedir
    Fenerbahçe, 1959 Öncesi Şampiyonlukların Sayılmasını Neden İstiyor?

    1959 öncesi ulusal şampiyonalar sadece 3 şehrin (Ankara, İstanbul,İzmir) takımlarıyla oynandı. Tam ulusal değil, kısmi ulusaldır. Bu yüzden ulusal şampiyonluk olarak sayılamazlar. YANLIŞ

    CEVAP:

    Türkiye Futbol Birinciliği, çok fazla sayıda şehrin takımlarının katılımıyla oynanmıştır. Örnek olarak 1933’te 16 farklı şehrin, 1935’te 22 farklı şehrin takımları bu ülke çapındaki organizasyonda yarışmıştır.

    Milli Küme ise, bir sezon dışında 3 şehrin (Ankara, İstanbul, İzmir) takımlarıyla oynandı. 1941 yılında Eskişehir Demirspor’un Milli Küme’ye katılımı sonucu sadece o sezon Milli Küme’de 4 kentin takımları temsil edildi. Ancak bu durum, Milli Küme’yi ulusal olmaktan çıkarmıyor. Neden mi? Çünkü TFF’nin Beşiktaş’a 2 şampiyonluk verdiği Federasyon Kupası da bir sezon 4, bir sezon da 3 şehrin takımlarıyla oynandı.

    Fakat daha önemlisi ise; 1959’dan sonra oynanmaya başlayan, bugünkü adıyla Süper Lig’in ilk 8 sezonundan 7'si de sadece 3 şehrin (Ankara, İstanbul, İzmir) takımlarıyla oynandı, sadece 1960-1961 sezonunda Adana Demirspor üç büyük kentin dışından gelerek ligde yer aldı. Diğer kent takımlarının ilk 8 sezonda Süper Lig’e katılımına izin verilmedi.

    Türkiye Futbol Federasyonu resmi kayıtlarına göre örnek olarak 1959 ve 1960 sezonlarında düzenlenen Lig’de yer alan takımlara aşağıdan ulaşabilirsiniz:
    www.tff.org
    1959-1960 Sezonu TFF
    https://www.tff.org/default.aspx?pageID=1184

    Kısacası, Milli Küme'deki farklı şehir sayısı ile 1959-1966 arası düzenlenen Süper Lig’deki farklı şehir sayısı birebir aynıdır. Süper Lig’in ilk 8 sezonu ulusal kabul edilirken Türkiye Futbol Şampiyonası ve Milli Küme'nin ulusal olmadığını iddia etmek akla aykırıdır.
    Milli Küme ve Türkiye Futbol Birinciliği aynı sezon oynandı. Bir sezonda 2 Türkiye Şampiyonu olmaz. YANLIŞ


    CEVAP:

    1924-1951 yılları arasında Türkiye’de 27 ulusal futbol organizasyonu düzenlenirken, (11 Milli Küme-16 Türkiye Futbol Birinciliği olmak üzere) bunlardan 20’si o sene içinde Türkiye’deki TEK ulusal futbol organizasyonu olmuştur. Milli Küme ve Türkiye Futbol Birinciliği sadece 7 kez aynı yıl içinden düzenlenmiştir ancak hiçbir zaman takımlar iki cephede birden aynı anda yarışmamıştır. Yani Milli Küme ile Türkiye Futbol Birinciliği zaman zaman aynı takvim yılı içerisinde oynandı, ama hiçbir zaman aynı anda oynanmadı. Maçlar hiçbir zaman dönem olarak çakışmadı. Bir şampiyona bitmeden diğeri başlamadı. İstanbul, Ankara ve İzmir şampiyonu hem Milli Küme’ye hem de Türkiye Futbol Birinciliği’ne katılım sağlayabildi.

    Takım sayısının bugünkü kadar fazla olmadığı dönemlerde Milli Küme yaklaşık 3-5 ay içinde (Mart-Mayıs ya da Temmuz) sona eriyordu. Buna bağlı olarak, futbol federasyonu aynı takvim yılına bir ulusal şampiyona daha yerleştirip, takımları davet ediyor, takımlarımız da katılıp ulusal olarak yarışıyordu.

    Ayrıca aynı durum İtalya Ligi Seria A’da da gerçekleşmiştir. Hatta İtalya ligindeki durum çok daha tartışmalı boyuttadır. 1921-22 sezonunda İtalya'da iki ayrı şampiyon yer almaktadır. İtalyan Futbol Federasyonu içinde ayrılık çıkması nedeniyle ikinci bir organizasyon, geri kalan takımlarla bir lig düzenlemiş ve 1 yıl süren bu ayrılığın ardından İtalya Futbol Federasyonu kendisine karşı alternatif olarak yapılan bu ligin bile şampiyonunu Seria A şampiyonu olarak kabul etmiştir. Aynı sezonda düzenlenen bu liglerde tamamen farklı takımlar yarışmasına rağmen, İtalya Futbol Federasyonu kendisine karşı düzenlenen ligi bile kabul etmiştir.

    Bunun yanında, günümüzde halen Dünya’nın farklı coğrafyalarından bu konuda örnekler vermek de mümkündür. Örneğin şu an Arjantin'de, futbol 1 sezondan 2 şampiyon çıkacak şekilde, Apertura (Açılış) - Clausura (Kapanış) ligleri olarak oynanmakta ve her yıl bittiğinde, o yılın 2 şampiyonu olmaktadır. Hatta aynı takımın aynı yıl 2 lig şampiyonluğu kazandığı da olmuştur.
    Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme şampiyonları Türkiye’yi Şampiyon Kulüpler Kupası’nda (bugünkü Şampiyonlar Ligi) temsil etmedi. Bu yüzden ulusal şampiyonluk hesabına katılamazlar. YANLIŞ

    CEVAP:

    Bu iki organizasyonun şampiyonları Şampiyonlar Ligi’ne katılmadı, çünkü Şampiyonlar Ligi henüz başlamamıştı ! Şampiyonlar Ligi, UEFA'nın 1954 yılında kurulmasının ardından 1955-1956 sezonunda ilk defa UEFA tarafından düzenlenmeye başladı. Konuştuğumuz dönem ise 1924-1951 arasını kapsıyor. Dolayısıyla UEFA'nın kurulmasından ve Şampiyonlar Ligi'nin oynanmaya başlamasından önceki bir dönemdeki ulusal şampiyonaların sırf bu sebepten ötürü sayılmaması mantığa aykırıdır.

    Dünya’da hiçbir ülke ulusal şampiyonluklarının sayımını kulüpler arasındaki uluslararası turnuvaların başlama tarihine dayandırmaz. Öyle olsa Avrupa liglerinin hepsinde şampiyonluklar sayılmaya 1956’dan başlardı!

    O halde Türkiye Kupası da Türkiye Şampiyonluğu olarak sayılsın. O da ulusal organizasyon. YANLIŞ


    Türkiye Kupası ulusal bir organizasyondur ama iki nedenle Türkiye Şampiyonluğu olarak sayılamaz.

    Birincisi Türkiye Kupası 1962 yılında oynanmaya başladığında Süper Lig zaten hayattaydı. Türkiye Kupası hiçbir zaman ülkenin bir numaralı organizasyonu olmadı. Türkiye Kupası, her zaman Süper Lig oynanırken, Süper Lig'in yanında ikincil bir kupa organizasyonu olarak oynandı. Yani Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme'nin farklı dönemlerde oynanma ve oynandıkları dönemde bir numaralı ulusal şampiyona olma durumu Türkiye Kupası için geçerli değil.

    İkincisi ve daha da önemlisi ise; Türkiye Kupası, UEFA tarafından düzenlenen dönemin Kupa Galipleri Kupası’na ülkeden temsilci yollanması amacıyla düzenlenmiş bir turnuvadır. Yani Türkiye şampiyonaları (Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme) Avrupa kupalarından bağımsız olarak çok önceden başlamışken, Türkiye Kupası, sadece Kupa Galipleri Kupası’na takım göndermek için oluşturulmuştur.

    Tüm Avrupa'da, ülke şampiyonluklarının altında bir değere sahip olan, ikincil önemdeki kupa organizasyonları, hiçbir ülkede ülke şampiyonluğu olarak sayılmamaktadır.

    Türkiye Futbol Birinciliği lig değildi, bu yüzden ülke şampiyonlukları arasında sayılamaz. YANLIŞ

    CEVAP:

    Türkiye Futbol Birinciliği’ne katılım için önce şehir liginin şampiyonu olup ardından bölge birincisi olmak gerekiyordu. Sonrasında eleme usulü oynanan maçlarla şampiyon belirleniyordu. 1942 sonrası dönemde de bölge ve şehir şampiyonları, dönemin lojistik imkanların darlığı sebebiyle deplasmansız (tüm maçlar aynı kentte) lig usulü olarak karşılaştı. Yani Türkiye Futbol Birinciliği çeşitli aşamalarda lig usulü de oynanmıştır.

    Beşiktaş’ın 2 kez aldığı Federasyon Kupası da önce eleme sonra da kalan takımlarla lig usülü oynanmıştır. Mesela Fenerbahçe 1956-57 sezonunda 2. turda elenerek lig aşamasına kalamamıştır. Yani Beşiktaş’ın ülke şampiyonluğu olarak sayılan iki şampiyonluğu da statü açısından elemeleri içerdiği için bugünkü anlamıyla lig usulüyle düzenlenmemiştir. Ancak bu, 1956-1957 ve 1957-1958 sezonlarındaki birinciliklerin ülke şampiyonluğu olarak sayılmasını engellememiştir.

    Ayrıca bugün sayılan Süper Lig'in 1959 sezonu da iki ayrı gruplu lig şeklinde oynandı, grupların birincileri şampiyonluk için oynadı. 1962-63 sezonu da benzer şekilde iki grup ve final grubu şeklinde oynandı. Keza Süper Lig'in, 2011-2012 sezonu da önce lig, sonra süper final formatında olmak üzere farklı statülerde oynanmıştır.

    Bunun yanında İtalya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde de, futbolun ulusal olarak ilk oynanmaya başladığı yıllarda, farklı bölgelerin takımları eleme veya playoff usulü olarak da karşı karşıya gelmiş, ancak lig formatında olmaması bu şampiyonlukların bugün sayılıyor olması bakımından hiçbir engel teşkil etmemiştir.

    Milli Küme ve Türkiye Futbol Birinciliği profesyonel dönemde değildi. Bu yüzden yıldız hesabına katılamazlar. YANLIŞ

    CEVAP:

    Profesyonellik oyuncuyla kulübü arasındaki anlaşmayı düzenler ancak bunun bir şampiyonanın ulusal olup olmamasıyla bir ilgisi yoktur.

    Futbol 1900’lü yılların ortalarına kadar dünyanın başka yerlerinde de amatör olarak oynanmıştır. Ülkemizde olduğu gibi, birçok ülkede de, ülke futbol federasyonu kurulduktan yıllar sonra profesyonelliğe geçilmiş ve fakat ilgili ülkelerin futbol federasyonu nezdinde oynatılan tüm ulusal şampiyonalardaki birincilikler, bu ülke liglerinde ülke şampiyonluğu olarak sayılmaktadır.

    Örnek vermek gerekirse; İtalya Ligi 1898 yılında oynanmaya başladı, çok uzun yıllar sonra profesyonel lig statüsünü aldı. İtalyan Futbol Federasyonu’na göre Genoa takımının 9 şampiyonluğu bulunmakta ve fakat takımın bu 9 şampiyonluğunun tümü amatör döneme ait. İtalya’da 9 şampiyonluğu bulunan Genoa bir kez daha ligi kazanması halinde formasına yıldız takabilecek. Örnek olarak italya ligindeki şampiyonluklara bu linkten ulaşılabilir:
    www.legaseriea.it
    Honours List | Lega Serie A
    http://www.legaseriea.it/en/serie-a/albo-d-oro


    Benzer şekilde Hollanda Ligi'nde futbol federasyonu 1899 yılında kuruldu. Profesyonel futbola geçiş 1954 yılında gerçekleşti, ancak Hollanda liginde şampiyonluklar ise 1899 yılından itibaren sayılmaktadır. Örnek olarak, Ajax her 10 şampiyonluğa 1 yıldız kuralı kapsamında 33 şampiyonlukla formasında 3 yıldız taşırken, bu şampiyonlukların 8’i amatör dönemdendir.

    Profesyonellik, ulusal şampiyonaların sayılmasında bir kıstas olsaydı, Hollanda, İtalya, Fransa ve diğer birçok ülkede de profesyonellik öncesi dönem şampiyonları sayılmazdı.

    SONUÇ:

    Avrupanın ve Dünyanın önde gelen tüm ülkeleri, bizzat ülke futbol federasyonunun oynattığı, ülke şampiyonunu belirleyen tüm ulusal şampiyonaları, gerek ülke tarihlerine, gerek takımlara, gerekse o dönemin efsane futbolcularına saygı duyarak, sahip çıkarak şampiyonluk sayıları içinde saymaktadır. Tek önemli kıstas, bu şampiyonaların, ülke futbol federasyonu nezdinde oynatılmış olması ve şampiyonaların bölgesel değil ulusal şekilde ülke şampiyonunu belirlemesidir.

    Fenerbahçe’nin 9 şampiyonluğu bulunan Milli Küme ve Türkiye Futbol Birinciliği de, bu ülkenin ulusal futbol federasyonu tarafından tertiplenmiş, kupaları ulusal futbol federasyonumuz tarafından verilmiştir. Bu şampiyonaların Türkiye Şampiyonluğu olduğu bizzat TFF sitesinde de açıkça yer almaktadır.

    Fenerbahçe’nin 1959 öncesi dönemde, bizzat ülke futbol federasyonu nezdinde kazandığı 9 ülke şampiyonluğunun kupaları müzede, hatıraları, o dönemki 'Türkiye Şampiyonu' manşetli gazete küpürleri ise arşivlerdedir.

    Bahsedilen ulusal futbol organizasyonlarında şampiyonluğu olan sadece Fenerbahçe de değildir. Bu organizasyonları şampiyonluk hesaplarına dâhil etmemek sadece Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme’yi kazanmış takımlara değil, Türk futbolunun tarihine yapılmış büyük bir haksızlıktır.

    Son olarak unutmayalım ki, Baba Hakkı'ları, Süleyman Seba'ları, Cihat Arman'ları, Fikret Kırcan'ları, Lefter Küçükandonyadis'leri, Gündüz Kılıç'ları hem takımlarımızın hem ülkemizin efsaneleri yapan, bu şampiyonluklarda attıkları goller, kazandıkları kupalardır.

    Fenerbahçe'mizin marşında isimi geçen efsanelerimiz; Cihat'lar, Lefter'ler, Fikret'ler, bu şampiyonalarda attıkları goller, yaptıkları kurtarışlar, kazandıkları Türkiye Şampiyonlukları ile efsanelerimiz olmuş ve marşımızda yerlerini almışlardır.

    1924’TEN BUGÜNE; FUTBOL FEDERASYONUNUN OYNATTIĞI ÜLKE ŞAMPİYONALARINDA TAKIMLARIN ŞAMPİYONLUK SAYILARI:

    Fenerbahçe 28 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1933, 1935, 1944), (Milli Küme - 1937, 1940, 1943, 1945, 1946, 1950), (Süper Lig - 1959, 1961, 1964, 1965, 1968, 1970, 1974, 1975, 1978, 1983, 1985, 1989, 1996, 2001, 2004, 2005, 2007, 2011, 2014)

    Galatasaray 23 (Milli Küme - 1939), (Süper Lig - 1962, 1963, 1969, 1971, 1972, 1973, 1987, 1988, 1993, 1994, 1997, 1998, 1999, 2000, 2002, 2006, 2008, 2012, 2013, 2015, 2018, 2019)

    Beşiktaş 20 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1934, 1951), (Milli Küme - 1941, 1944, 1947), (Federasyon Kupası - 1957, 1958), (Süper Lig - 1960, 1966, 1967, 1982, 1986, 1990, 1991, 1992, 1995, 2003, 2009, 2016, 2017)

    Trabzonspor 6 (Süper Lig - 1976, 1977, 1979, 1980, 1981, 1984)

    Harbiye (Harb Okulu) 3 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1924, 1942, 1945)

    Gençlerbirliği 2 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1941 ve 1946)

    Bursaspor 1 (Süper Lig - 2010)

    Göztepe 1 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1950)

    Ankaragücü 1 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1949)

    Ankara Demirspor 1 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1947)

    Eskişehir Demirspor 1 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1940)

    Güneş 1 (Milli Küme - 1938)

    İstanbulspor 1 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1932)

    Muhafızgücü 1 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1927)








    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ölüyen Yürüler -- 13 Ocak 2020; 19:34:18 >




  • 1959 öncesi şampiyonlukların neden sayılamayacağını açıklayan, 2002 yılında TBMM'de sorulan soru önergesinin cevabı;


    Son 2 paragraf 1959 öncesi şampiyonlukların neden geçerli sayılamayacağını kanunen açıklıyor.
    Linkteki açıklamanın son paragrafının ekran resmi;

    Fenerbahçe, 1959 Öncesi Şampiyonlukların Sayılmasını Neden İstiyor?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tadeon

    1959 öncesi şampiyonlukların neden sayılamayacağını açıklayan, 2002 yılında TBMM'de sorulan soru önergesinin cevabı;
    https://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-32760sgc.pdf

    Son 2 paragraf 1959 öncesi şampiyonlukların neden geçerli sayılamayacağını kanunen açıklıyor.
    Linkteki açıklamanın son paragrafının ekran resmi;

    Anlayabileceklerini düşünmüyorum hocam ölü taklidi yapmak lazım ülkece.




  • Okumadan yorum yapıyorsunuz yazık valla.TBMM'de soru önergesine öyle cevap verilmesi doğru olduğu anlamına gelmiyor.Hukukçular zaten bizim doğru olduğumuzu anlayacaktır.

    Alttaki şampiyonluğun neresi yerel?


    Bir daha okuyun.

    "ulusal şampiyonun" belirlenmesi amacıyla düzenlenmiş bir turnuvaydı… aynı yıllarda almanya, italya hatta yunanistan gibi ülkelerde de ulusal şampiyonlar, benzer formatta oynanan turnuvalarla belirleniyordu… neydi bu format? yurt çapında ulaşım, tam manasıyla bir deplasmanlı ligi o günün koşullarında zor kıldığı için önce yerel müsabakalar oynanıyor, bu müsabakalar sonunda eleğin üzerinde kalan birkaç takım da ulusal şampiyonu belirlemek için bir çeşit turnuvada kozlarını paylaşıyordu…

    örneğin almanya’da, 1903’ten 1932’ye kadar 6 ila 8 farklı bölgede bölgesel şampiyonalar düzenleniyor ve bunları birincilikle bitiren takımlar da son fazda, almanya şampiyonu olabilmek için karşı karşıya geliyordu. 1903’teki turnuvaya altı takım katılmıştı… tek maç eliminasyon sistemi üzerine bir turnuva düzenlendi ve iki takım çeyrek finali bay geçti… sonrasında yarı final ve final derken vfb leipzig ilk alman futbol şampiyonu olarak tarihteki yerini aldı…

    1933’ten 1945’e kadar alman şampiyonaları, 16 bölgesel şampiyonun katılımıyla düzenlenir hale geldi… format da değişmişti… genellikle ilk turda dörderli dört grup oluyor, bu gruplar çift devreli lig usulüne göre oynanıyor ve grup liderleri de yarı finale yükseliyordu… yarı final ve final ise tek maç üzerinden oynanmaktaydı…

    ikinci dünya savaşı neticesinde almanya’nın parçalanması nedeniyle bölgeler azalmıştı ve 1948’den, bundesliga’nın kurulacağı 1963’e kadar oberliga nord, oberliga west, oberliga sudwest, oberliga sud ve oberliga berlin adı altında beş bölgesel lig oynanmaya başlamıştı… bu liglerden berlin ligi haricindekilerde ilk ikiye girenler, berlin ligi’nde de sadece şampiyon olan toplam dokuz takım, almanya şampiyonası’na katılma hakkı kazanıyor, bu takımların ikisi on eleme oynuyor ve bir takım bu şekilde devre dışı kaldıktan sonra geri kalan sekiz takım ya tek maç eliminasyon usulüne göre karşılaşıyor ya da dörderli iki gruba ayrılıyor ve bunun sonunda grup birincileri final oynuyordu…

    bu arada karşı argümanda bulunmak isteyenler olursa, onlara da pas vermemezlik etmeyelim: almanya’da futbol federasyonu, bundesliga öncesindeki şampiyonlukları alman ulusal şampiyonluğu olarak kabul etse de yıldız sistemine dahil etmedi… yani bu noktada fenerbahçe’nin eski şampiyonlukları saydırması hususunda karşı argüman geliştirmek isteyen olursa ellerindeki tek ciddi dayanak burası… ama o noktada beşiktaş’ın federasyon kupası şampiyonluklarını yıldız hesabına dahil ettirmiş olması da bir açmaz yaratmakta, bunu da vurgulamadan geçmeyelim…

    italya’ya baktığımızda ilk ulusal şampiyona, 1898 yılında "campionato italiano di football" (italyan futbol şampiyonası anlamına geliyor - calcio sözcüğünün kullanılmamasının sebebi henüz italyanlardaki aşırı milliyetçi damarın kabarmamış olması) adı altında düzenlendi… italya futbol federasyonunun kuruluşunda pay sahibi olan yedi kulüp vardı ve bunların dördü, bu ilk şampiyonayı düzenlemek için aralarında anlaşmıştı… internazionale torino, fbc torinese, ginnastica torino ve genoa’dan oluşan bu kulüpler tek maç eliminasyon usulüne göre karşılaşmış ve oynadığı iki maçı da kazanan genoa, ilk italya şampiyonu olarak tarihe geçmişti…

    turnuva bu adıyla 1904’e kadar sürerken yıllar ilerledikçe ve talep arttıkça, bölgesel on eleme turları düzenlenir hale geliyordu (piedmont ve lombardiya bölgeleri ağırlıklı)… 1904’te turnuvanın adı "prima categoria" olarak değiştirildiyse de başlangıçta formatta pek bir farklılık yoktu… ancak birkaç sene içinde, katılımcı sayısı her sene biraz daha arttığı için, turnuvanın final fazındaki format da değişmeye başlamıştı… örneğin altışar takımlı iki grup oluşturuluyor, çift devreli oynanan bu grupları birinci bitiren takımlar da finale kalıyordu…

    1921-22 sezonu öncesindeyse italya futbol federasyonu ve kulüpler arasında önemli bir ihtilaf yaşanmıştı… büyük kulüpler maç trafiğinden şikayetçi olmuş ve federasyondan turnuvaya katılan takım sayısını azaltmasını istemişti… küçük kulüplerse böyle bir durumda kendilerinin devre dışı kalacağını bildikleri için buna karşı çıkmışlardı… neticede iki taraf da kendi bildiğini okumaya kalktı ve ortaya iki farklı lig çıktı… biri yine "prima categoria" adı altında oynanırken diğerineyse "prima divisione" adı verilmişti… burada ilginç olan detay şu ki, italya futbol federasyonu günümüzde bu iki ligin şampiyonunu da italya şampiyonu olarak kabul etmekte… üstelik bunlardan biri, o dönemde italya futbol federasyonuna alternatif bir birlik oluşturularak düzenlenmiş olmasına karşın…

    daha sonra, 1926’ya kadar prima divisione çatısı altında birleşilecek ve yola da buradan devam edilecekti… 1926’dan 1929’a kadarsa organizasyonun adı "divisione nazionale" olacaktı… burada da iki aşamalı bir uygulama söz konusuydu… ilk aşamada 10-11 takımlı iki lig vardı ve bu ligleri ilk üçte veya dörtte bitirenler de final aşamasına geçiyor, 6-8 takımlı bir lig oynanarak italya şampiyonu belirleniyordu…

    serie a’nın oynanmaya başlamasıysa 1929-30 sezonuna denk geldi… bugün italya’da juventus, milan ve inter’den sonra en çok şampiyonluğu olan genoa’nın dokuz şampiyonluğunun tümü ise serie a öncesi döneme denk geliyor ve bu dönemler de görmezden gelinmediği için olur da genoa ileride bir şampiyonluk daha elde ederse, göğsüne yıldız takmaya hak kazanacak… (italya’da 10 şampiyonluğa bir yıldız veriliyor)

    hollanda’ya bakıldığında da, ulusal şampiyonu belirlemek için, 1888’den 1956’ya kadar, formatı sürekli değişen turnuvalar oynandığı görülebiliyor… mesela bunların ilki olan 1888-89 sezonu turnuvasına sadece yedi takım iştirak etmişti… üstelik bunların da hepsi birbiriyle oynamamıştı… 1893’e kadar bu şekilde kör topal grup maçlarıyla gelindikten sonra 1893’te en azından her takımın birbiriyle oynadığı bir yapı oluşturuluyordu… 1897’den itibaren doğu ve batı olmak üzere iki gruplu ilk aşama oynanmaya başlıyor ve grup birincileri finalde karşılaşıyordu ancak burada da başlarda doğu’da üç takım oynarken batı’da yedi takım oynaması gibi garabetlikler vardı…

    bu karmaşıklıklara rağmen, hollanda futbol federasyonu, bu şampiyonaları kazanan takımları bile bugün geçmişteki hollanda şampiyonları olarak görüyor… hatta 10 şampiyonluğunun tümünü 1890-1914 periyodunda kazanan ve günümüzde mahalli liglerde yer alan hvv den haag kulübü, bugün hollanda’da ajax, psv ve feyenoord’dan sonra göğsünde yıldız taşıyan dördüncü kulüp konumunda… (hollanda’da da 10 şampiyonluğa bir yıldız veriliyor)

    komşumuz yunanistan’da da, yunanistan futbol federasyonu tarafından ilk ulusal turnuva, "panellinio protathlima podosferu andron" yani "birleşik yunan erkekler futbol şampiyonası" adı altında, 1927-28 sezonunda düzenlenmişti… turnuvaya, ülkenin üç büyük kenti olan atina, selanik ve pire’nin yerel şampiyonları katılacaktı (tanıdık geldi mi?) bu ilk turnuvaya da atina’dan atromitos, selanik’ten aris ve pire’den ethnikos katılma hakkını kazandı ve üç takım arasında iki devreli lig usulüne göre oynanan turnuva neticesinde de aris, yunan futbol tarihinin ilk ulusal şampiyonu oldu…

    bu şampiyona, ii. dünya savaşı nedeniyle verilen araları saymazsak, dört sezon haricinde, 1958-59 sezonuna kadar oynanırken, 1953-54 sezonuna kadar da (1946-47 sezonu hariç) hep üç büyük şehrin şampiyonlarını bir araya getirdi… 1946-47 sezonundaysa altı takımlı bir lig uygulamasına gidilmişti… bu uygulamaya 1953-54 sezonundan itibaren yeniden yer verilmesi kararlaştırılmış ve 1958-59 sezonuna kadar da katılımcı sayısı yavaş yavaş artmıştı… en sonunda 1959-60 sezonuyla birlike "alpha ethniki" (ulusal a) adı verilen lig oynanmaya başladı… 2006-2007 sezonundan beri de ligin adı "süper liga ellada" yani “yunanistan süper ligi” olarak güncellendi…

    yunan futbol federasyonu, 1927’den itibaren düzenlediği tüm bu turnuvaları, ulusal şampiyonluklar olarak kabul ediyor ve bunları yıldız hesabına da dahil ediyor… ülkenin en çok şampiyonluk kazanan takımı olympiakos bugün 44 şampiyonlukla 4 yıldız takıyor ama 1927-1959 arasındaki dönem sayılmıyor olsaydı 29 şampiyonlukla iki yıldız takabiliyor olacaktı…



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ölüyen Yürüler -- 4 Eylül 2019; 19:34:7 >




  • Ölüyen Yürüler kullanıcısına yanıt
    1924 yılında linkini attığın o turnuva 3 yerel lig takımlarından oluşuyor İstanbul, Ankara Ve İzmir. İstanbul'u dibinde Adapazarı takımları var ama turnuvaya çağrılmamış, Ankara'nın dibinde Eskişehir takımları var ama çağrılmamış, İzmir'i dibinde Aydın takımları var ama çağrılmamış Trabzon takımları, Adana takımları falan zaten hiç yok işte bu sebeple bu turnuva ulusal değil yerel, 3 tane yerel lig takımları arasında maç yapmış.

    İşte sorduğun sorudaki şampiyonluğun burası yerel.

    Yurtdışı örneğine gelirsek Bundesliga 1963'de başladı, 1963 öncesi şampiyonlukları yıldız sayısına dahil etmiyor ölye olsa 9 şampiyonluğu olan Nünberg'in şuan yıldızı olurdu ama yok. Almanlar da tıpkı bizim gibi ulusal bölgesel ayrımı yapmışlar. İspanya ve İngiltere ligleri ise ilk kurulduğunda ulusaldı, hatta İngiltere ligi (epl değil) ilk kurulan ulusal lig ünvanına sahiptir ilk kurulduğunda Galler takımı bile vardı.

    Lütfen attığım linkteki soru önergesi cevabını oku onu okumuyorsanson paragrafı oku rica ediyorum, sözlüklerden ordan burdan kopyalayıp büyük harflerini bile büyümeden direk yapıştırınca haklı çıkmış olmuyorsun. Tekrar ediyorum attığım resmi oku lütfen.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tadeon

    1924 yılında linkini attığın o turnuva 3 yerel lig takımlarından oluşuyor İstanbul, Ankara Ve İzmir. İstanbul'u dibinde Adapazarı takımları var ama turnuvaya çağrılmamış, Ankara'nın dibinde Eskişehir takımları var ama çağrılmamış, İzmir'i dibinde Aydın takımları var ama çağrılmamış Trabzon takımları, Adana takımları falan zaten hiç yok işte bu sebeple bu turnuva ulusal değil yerel, 3 tane yerel lig takımları arasında maç yapmış.

    İşte sorduğun sorudaki şampiyonluğun burası yerel.

    Yurtdışı örneğine gelirsek Bundesliga 1963'de başladı, 1963 öncesi şampiyonlukları yıldız sayısına dahil etmiyor ölye olsa 9 şampiyonluğu olan Nünberg'in şuan yıldızı olurdu ama yok. Almanlar da tıpkı bizim gibi ulusal bölgesel ayrımı yapmışlar. İspanya ve İngiltere ligleri ise ilk kurulduğunda ulusaldı, hatta İngiltere ligi (epl değil) ilk kurulan ulusal lig ünvanına sahiptir ilk kurulduğunda Galler takımı bile vardı.

    Lütfen attığım linkteki soru önergesi cevabını oku onu okumuyorsanson paragrafı oku rica ediyorum, sözlüklerden ordan burdan kopyalayıp büyük harflerini bile büyümeden direk yapıştırınca haklı çıkmış olmuyorsun. Tekrar ediyorum attığım resmi oku lütfen.
    İtalya'da sadece 2 şehrin katıldığı ulusal turnuvalar bile şampiyonluğa dahil ediliyorken biz neden dahil edemiyoruz sonuçta yerel lig şampiyonları ULUSAL bir turnuvada karşılaşmışlar.Beşiktaş'ın 59'dan önceki şampiyonluklarında da sadece 3 ilden takım vardı haberin olsun.

    Bundesliga'da Nünberg'in şampiyonlukları yıldızlara katılmamış olması onların hala kendilerini 9 kere şampiyon olarak görmemesine sebep olmuyor.Bayern kendini 29 kez şampiyon olarak görüyorlar.İlk şampiyonlukları 31/32 senesinde gelmiş.Tarihlerini silip atmıyorlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ölüyen Yürüler -- 5 Eylül 2019; 15:35:51 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ölüyen Yürüler

    İtalya'da sadece 2 şehrin katıldığı ulusal turnuvalar bile şampiyonluğa dahil ediliyorken biz neden dahil edemiyoruz sonuçta yerel lig şampiyonları ULUSAL bir turnuvada karşılaşmışlar.Beşiktaş'ın 59'dan önceki şampiyonluklarında da sadece 3 ilden takım vardı haberin olsun.

    Bundesliga'da Nünberg'in şampiyonlukları yıldızlara katılmamış olması onların hala kendilerini 9 kere şampiyon olarak görmemesine sebep olmuyor.Bayern kendini 29 kez şampiyon olarak görüyorlar.İlk şampiyonlukları 31/32 senesinde gelmiş.Tarihlerini silip atmıyorlar.

    Alıntıları Göster
    İstisna olan ülke İtalya neden İtalya'yı baz alalım ki ? Almanya dahil etmemiş Almanya'yı baz alalım ki öyle de yapıyoruz zaten.

    Bak dostum o bahsettiğin turnuvaya İstanbul'un dibindeki Adapazarı takımlarına, Tekirdağ takımlarına, Kocaeli takımlarına fırsat verilmiş mi ? Neresi ulusal bunun hatta bazı İstanbul ligi maçlarına Beşiktaş'ı ısrarla çağırmamışlar düşünsene Beşiktaş sırf o turnavaya giremiyor diye gitmiş kendine lig kurmuş ulusallık bunun neresinde? Aynı zamanlarda Anadolu'nun başka şehirlerinde de turnuvalar olup şampiyonlar çıkmış, hangisini sayacağız şimdi biz ? 3 şehir ile ulusal olunmaz, amatör düzeyde şampiyon olunur ama ulusal olamaz bölgesel olur.

    Beşiktaş'ın o 2 şampiyonluğu ile Fenerbahçe'nin 1959 şampiyonluğu lig formatından uzakla, Avrupa'ya takım gönderme amacıyla yapılmış turnuvalardır aslen 3'ünün de sayılmaması gerekir. Beşiktaş sizin 1959 şampiyonluğunuzu örnek göstererek ve Avrupa'ya gittiğini söyleyerek saydırdı o 2 şampiyonluğu, git TFF'nin sitesine bak o sizin 1959 sezonuna maçların oynanma usulüne, 1960'daki lig ile alakası yok.

    Biz de tarihimizi silip atmıyoruz tıpkı Almanlar gibi ulusal ve bölgesel ayrımı yapıyoruz, sadece 1959 öncesi profesyonel sayılmıyor ve yıldız sayısına dahil edilmiyor tıpkı Almanlar gibi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tadeon

    1959 öncesi şampiyonlukların neden sayılamayacağını açıklayan, 2002 yılında TBMM'de sorulan soru önergesinin cevabı;
    https://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-32760sgc.pdf

    Son 2 paragraf 1959 öncesi şampiyonlukların neden geçerli sayılamayacağını kanunen açıklıyor.
    Linkteki açıklamanın son paragrafının ekran resmi;

    Okuduysanız burada yazana göre o zaman şampiyonlukların sayılması gerekiyor. Çünkü bahsedilen şampiyonalar yerel değildi.




  • O değil de bence 5 şampiyonluğa 1 yıldız çok fazla. 10 veya 15 olması lazım bu sayının.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Affection and Hatred

    Okuduysanız burada yazana göre o zaman şampiyonlukların sayılması gerekiyor. Çünkü bahsedilen şampiyonalar yerel değildi.

    Alıntıları Göster
    Bahsedilen şampiyonluklar yerel ulusal bir lig değiller, 3 tane yerel lig takımları arasında lig düzenlemiş. Sadece 3 şehir takımı var bahsedilen ligde.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu konuda görüşlerimi yıllar önce açtığım bir konuyla açıklamıştım

    1- Her şeyden önce 5 şampiyonluğa 1 yıldız politikası sürdürülemez 50 yıl sonra takımlarda yıldızdan geçilmez.

    2- Kazanılmış haklar geri alınamaz o yüzden şuana kadar kulüplerin 5 şampiyonlukta 1 kazandığı yıldızlara dokunulmayıp bundan sonraki yıldızlar için 10 şampiyonluğa 1 yıldız verilmelidir. Yani 5. yıldızı alacak kulübün bunu 30. şampiyonluğunda alması gerekir.

    3- Türkiye Futbol Şampiyonası ve Milli Küme bölgesel ve amatör bir turnuva değil, Süper Lig'in tabiri caizse ilkel halidir. İstanbul, Ankara, İzmir illeri arasında oynandı iddiası ise bir safsatadır. Çünkü bu ligler davet üzerine kurulmamıştır. O dönem futbolun en iddialı kulüpleri bu 3 ildedir ancak diğer illerden katılmak isteyen kulüpler lig ulusal bir lig olduğundan reddedilmemiştir, ki bunun bazı sezonlarda örnekleri vardır.

    4- Fenerbahçe'nin bu haklı mücadelesini gür sesle dile getirmesi şuan için yanlıştır. 1959 sonrası 20. Şampiyonluğu kazanıp 4. yıldızı taktıktan sonra dile gelmesi gereken bir konuydu. Şu haliyle "müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış" algısından başka bir algı oluşturmuyor. Bu bir isyan hareketi değil, lobi hareketi olmalı. Derinden ve somut argümanlarla mücadele edilmeli.

    5- Fenerbahçe'nin bu sene veya bundan sonra şampiyon olacağı ilk sene TFF'de izlemesi gereken lobi faaliyetleri şu olmalıdır:

    - Sezon sonu lig biter bitmez (doğal seyir zaten budur) 1959 sonrası hesapla 20. şampiyonluk 4. yıldızı takmak

    - TFF'nin 4. yıldızdan sonraki yıldızların 10 şampiyonlukta bir alınması kararının sağlanması

    - Türkiye'deki tüm takımların 1959 öncesi ulusal lig olan Türkiye Futbol Şampiyonası ve Milli Küme şampiyonluklarının resmi olarak kabul edilmesi

    - Bir sonraki sezona FB (29) GS (23) BJK (20) şeklinde 3 büyük kulübün 4 yıldız ile girmesi

    - Fenerbahçe'nin yeni sisteme göre 5. yıldız için mücadele etmesi




  • slimani mi dedin? bekleyelim görelim. bence burada da orada da size yazacak.


    bu formaya yıldız olayını kim çıkardı acaba? bunu çıkarırlarken herkesin aklı neredeydi? bence bu da sorgulanması gereken işlerden biri. ayrıca sadece fb'yi ilgilendirmiyor. bu konuda diğer tüm takımlar da kendi düşüncelerini beyan edip bu muhabbeti sonlandırmaları gerekiyor. en sonunda ronaldo gibi yapmalılar. o formaya yıldız koysan ne olur koymasan ne olur. herkes kendisini biliyor zaten.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi The souls migration -- 5 Eylül 2019; 0:57:11 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tadeon

    Bahsedilen şampiyonluklar yerel ulusal bir lig değiller, 3 tane yerel lig takımları arasında lig düzenlemiş. Sadece 3 şehir takımı var bahsedilen ligde.

    Alıntıları Göster
    O zamanlar başka yerel lig mi vardı da? Soru önergesinde sadece istanbul takımları arasında olduğu için sayılamaz diyor ama o zamanın tüm şehir takımları katılmış.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Affection and Hatred -- 5 Eylül 2019; 1:9:59 >
  • Türkiye kupası şampiyonlarını da lig şampiyonluklarına ekleyelim mi hocam? Sonuçta o da ulusal seviyede bir turnuva. Hem de saydıklarınızdan çok daha kapsamlı, t ülkeden takımların katıldığı bir turnuva

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Galatasarayın 6. yıldızı kendilerinden önce taktığını görüp daha da rezil olmak için istiyorlar.
  • Bu mevzu bize zarardan başka bişi getirmez.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Affection and Hatred

    O zamanlar başka yerel lig mi vardı da? Soru önergesinde sadece istanbul takımları arasında olduğu için sayılamaz diyor ama o zamanın tüm şehir takımları katılmış.

    Alıntıları Göster
    Evet o zamanlar Anadolu'nun başka şehirlerinde ee yerel ligler vardı. Tüm şehir takımları yoktu işte sadece 3 şehrin takımı vardı.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fantilatör

    Türkiye kupası şampiyonlarını da lig şampiyonluklarına ekleyelim mi hocam? Sonuçta o da ulusal seviyede bir turnuva. Hem de saydıklarınızdan çok daha kapsamlı, t ülkeden takımların katıldığı bir turnuva
    Ligler olmasaydı Türkiye Kupası ligin yerine geçerdi ama ligler varken bu dediğin olmaz.Dediğinin saçma ve troll bir mesaj olduğunu biliyorum ancak doğru olan bu.Futbol tarihi bizim tezlerimizi destekliyor.Tarihimizi silemeyiz kusura bakmayın



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ölüyen Yürüler -- 5 Eylül 2019; 12:25:11 >
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.