💛💙 Fenerbahçe 2024/2025 Sezonu [ANA KONU] ⭐⭐⭐⭐⭐ (5209. sayfa)

Uzun süre unutulmayacak bir maçtı. 2 kırmızı kart, penaltı, 4 tane direk, 2 tane iptal olan gol derken oldukça hareketli bir maçtı. 14 dakikada 2 gol yiyip sonrasında bir şekilde kazandık yine. 3lü oynamaya elverişli değil takım, hocanın bunu anlaması lazım. Orta alanı çok boş bırakıyor, top kaybında anında kalede bitiyor herifler. Son maçlarda ilk golü yiyen hep biziz. Geçen sene takım ligde 31 gol yemiş, bu sene daha 15 maç var, yediğimiz gol sayısı 22. Çok gol yiyoruz ve genelde ilk golü yiyoruz. Bireysel hatalar da var, dizilişten kaynaklı goller de. Buna bir çözüm bulunması lazım. Ayrıca dünkü orta kafa gol denemeleri gerçekten çok baydı. Kaleye şut atan yok, boyuna orta açıp durdular. Kabız oldum maçı izlerken.

Yapıları sallanmaya başlayınca nasılda böğürüyorlar.

Sıra yabancı orta hakemde. Orta hakemleri de defolup gidince ne yapacaklar bakalım.

Hakemin, Olawoyin'in hakemi aldatmaya yönelik hareketten verdiği sarı kart doğru mu?

Bahattin Duran: Hakemle aynı fikirdeyim, aldatmaya yönelik hareket. Skriniar'ın vücuduyla, ayağıyla Olawoyin'e teması yok. Kendisini bıraktı, hakemi aldatmaya yönelik hareketi yaptı. Her iki ayağını büküp bıraktı. Bu karar kesinlikle doğru, sarı kart.

Deniz Çoban: Net bir aldatma, net bir sarı kart. Tartışmasız.

Bülent Yıldırım: UEFA'nın hakemlere verdiği el kitapçığında, aldatma için ne deniyor; temas hiç olmayabilir, teması hücum oyuncusunu başlatabilir, vücuduna ufak bir teması abartarak hakeme gösterebilir. Tartışmasız sarı kart, baştan sona örnek uygulama.

Fenerbahçe'nin kazandığı penaltı doğru mu?

Deniz Çoban: Savunma yapan oyuncular, topa sırtlarını dönüp rakibi kollamakla meşguller. Top gelse kafasına düşecek. Bu pozisyon penaltı. Olawoyin, Skriniar'ı tuttu. Siz rakibi bir mukavemet uygulayarak, bu artık tek eliyle olsa da bedenini kafasını koyarak gitmesin diye her şeyi yaptı. Bu tartışmasız penaltı. VAR müdahalesi doğru. Topsuz alanda yapılan ihlalin karşılığı da tartışmasız sarı kart. Olawoyin'in ilk sarısı da, ikinci sarısı da doğru.

Bülent Yıldırım: Olawoyin'in ihlali amatörce, 2-0 öndesiniz. Rakibi belirgin şekilde, etkili ve kuvvetli, topla oynama niyeti olmaksızın, uzun süre tutuyorsunuz. Ta ki rakibi düşürünceye kadar. Sahada görülse daha iyi olurdu. VAR müdahalesi yüzde yüz doğru. Etki ve tutma çok net. Topsuz alan ihlallerinde prensip olarak sportmenliğe aykırı kategoridedir, ikinci sarı kart doğru.

Bahattin Duran: Sol eliyle sardı, kafasını da yasladı, sağ eliyle belden kavradı, vücudunu boynunu kafasını yaslamış Skriniar'a, topa hiç bakmadı. Tek amacı rakibini oynatmamak. Top oyunda, hareket başlamış devam etti etti etti. Sahada tartışmasız penaltı. VAR müdahalesi doğru. Burada çok kanıt var elde. Sol elle, sağ elle sarmış, belden tutmuş, kafasıyla boynuyla tüm vücuduyla bozdu. VAR doğru, penaltı doğru, ikinci sarı kart doğru.

Amrabat'ın faulünde sarı kart doğru mu, kırmızı kart gerekir mi?

Bahattin Duran: Ayakkabının üstünden bileğe geliyor, ayakkabıyı çıkartıyor. Sarı kartı yeterli buluyorum. Neden? Kramponun alt kısmının uç bölgesiyle bastı, güç transferinin tamamı yok, tabanının yarısı yerde, basıp gücünü aktarsa kırmızı olur ama bu şekliyle sarı kart yeterli.

Deniz Çoban: Bu pozisyon klasik bir sarı kart. Topuk yerde, diz kırık. Penaltı pozisyonundan hakem vermedikten sonra bu pozisyon yaşandı. VAR müdahalesi için oyun burada durdu. Madem oyunun sonraki bölümü çıktı, ihlal oldu. Kontrolsüz hareket bakidir, sarı kart kalır.

Bülent Yıldırım: Topuğun yerde olması, oyuncunun ağırlık merkezinin rakibinin tendonuna doğru transferini etkileyen bir şey, kuvvet ve etki azalır. Temas noktası, krampona bastı. Biraz daha yukarıda bir bölgeye olsa kırmızı kart olur.

Rachid Ghezzal'ın kırmızı kartında hakem kararı doğru mu?

Bahattin Duran: Ghezzal kendini yere bıraktı. Bu çok uzadığı için hakem sarı kartı eline aldı zaten. Daha oyuncu değişikliği olmadan Ghezzal'a kart göstereceği belli, aralarında bir diyalog yaşandı. Sarı kartı gösterdikten sonra Ghezzal, doğrudan kırmızı kart gördü. Ghezzal direkt kırmızı kartla ihraç edildi. Alkış sonrasında. Ghezzal, sosyal medya hesabından da paylaşmış, 'f' ile başlayan 'off' ile biten bir küfür etmiş. Ben 2009 yılında bir derbide yaşadım, Colin Kazım ile, ağzından şeyler çıkararak üstüme koşa koşaydı. Orada da bir açık var ama hakemin yüzüne karşı bu küfrü ettiyseniz, bizim kültürümüzde bir küfür bu. Burada yıllardır oynuyorsanız, bunun küfür olduğunu biliyorsunuz. Yakın mesafeden hakemin yüzüne karşı söylerseniz ihraç edilirsiniz. Bence doğru. Oyuncu söylediğini yazmış kendi hesabında...

Bülent Yıldırım: 1-2 metreden, maksimum 3 metreden hakemin yüzüne bu ifadeyi söyledi. Kültürel lafına katılmıyorum. Bu mesafede bu 'f' ile başlayan kelimenin kültürü olmaz. Kaç tane oyuncu var orada bu sözü duyan. Dört oyuncu var. İki metre mesafeden 'f' ile başlayan sözü söylüyorsun. Ben olsam ben de ihraç ederim.

Deniz Çoban: Bu bahsi geçen söz, Avrupa'da küfür değilmiş, bizim kültürümüzde küfür. Ben bir takımın sorumlusu olsam, ilk yabancı futbolcu aldığımda ona derim ki bu söz bizim kültürümüzde küfürdür, hakeme karşı kullanmayın. Oyuncu da bunu aklına yazar, hakeme söylemez. Hakemin Türk kültüründe bunu duyarsa atar, atması gerekir. Atmayanlar niye atmadı, bu başka konu. Ben hakem olsam ben de atardım. Onur kırıcı, aşağılayıcı bir ifade bu.

Bu yüzsüzler hala neyin yangınını yapıyor? Maçta skora etki edecek bir tane hatalı karar yok. Kendi maçları gibi sanıyorlar, o maçlarda bariz skora etki edecek hakem hataları varken bile bu kadar yangın yapılmadı. Bak göreceksiniz akşam maçta nasıl kendilerine ayrıcalıklar bekleyecekler ve ayarlanmış hakem kadir sağlam da karşılıksız bırakmayacaktır.

Ben Mourinho'nun niye üçlüde ısrar ettiğini biliyorum, çift santrafor oynayabilmek için istiyor. 20 milyon verdiğimiz adam tek santrafor oynadığı maçlarda hemen hiç gol atamadı çünkü, ilk 10 haftada 2 golü mü ne var, bir tanesi de yine çift santrafor olsa da hücuma dönük kanat olarak oynadığı Göztepe deplasmanıydı. Velhasıl Neysri'yi verimli kılmaki için çift santrafor oynamak gerekiyor, hoca da üçlüye dönüp bunu yapmak istiyor.

Benim üçlü ile bir problemim yok, üçlü ile dörtlü arasında da hiçbir fark yok zaten, bunu hep anlattım, bunlar sadece rakam. Top sende iken ön liberoyu stoperler arasına sokarsın, üçlü oynarsın, top rakipte iken bekleri çekersin, beşli oynarsın; halbuki sahaya dizilişte dörtlü gibi görünüyordur takım. Bununla ilgili bir sıkıntım yok.

Sıkıntı, Mourinho'nun oyun anlayışında. Fener dörtlü oynarken de geberik bir top oynuyordu, şimdi de geberik bir top oynuyor. Deplasmandaki Samsun, Göztepe; içerideki Galatasaray maçlarında üçlü oynamadık, dörtlü oynadık ve türlü rezaletlere imza attık. Yani konu, hiçbir şekilde sahadaki formasyon değil. Sorun, bu adamın oyun anlayışında. 7 kişinin ip gibi dizilip kalan üç kişinin de topu kaparsak diye ileri beklediği bu abuk düzeni ben dünyada hiçbir takımda izlemedim şu vakte kadar. Yani anlam da veremiyorum. Tüm sahayı ve topu, tüm oyun alanını rakibe bırakmak demek, al oyna demek, rakibin hiçbir baskıyla karşılaşmadan senin ceza yayına kadar gelmesi, yalandan pres altında sürekli kenar ortaları, ikiye birler yapıp ceza sahana girebilmesi... Bu nasıl bir savunma ya? Kayseri'den tut, Lyon'a kadar herkes Fener ceza sahasında cirit atıyor. Fener iki tane gol yiyecek ki stoperleri orta sahaya kadar çıkartıp takım boyunu kısaltsın da bir şeyler oynasın. O oyunun da ceza sahasına doluşup sağdan soldan orta kesmekten başka bir şey olmadığını gördük dün. Gerçekten Fenerbahçe hücumda çok silahı olan, aşırı yetenekli bir takım. Ama hiçbir seti yok. Savunmada da bir araba gol yiyor her maç. Sorsan, savunma yapıyoruz ki, o da yok.

Pres yok, pas oyunu yok, tempo yok. Hiçbir şey yok. 100 milyon para harcandı şu takıma. 100 milyon Euro ya. 35 milyar lira. Ayıp denen bir şey var kardeşim.

Bir diğer sıkıntı da Fenerbahçe'deki oyuncu grubu. Bu Amrabat'ı bu takıma kim aldırdı Allah aşkına ya? Üçlü savunmanın önüne bu kağnıyı kim koyuyor? Amrabat, ligin mevkisindeki tackle ve ikili mücadele konusundaki en kötü oyuncularından birisi. Bir özelliği var, topa basıp kullanabiliyor. Yani elinde Amrabat varsa dörtlü oynarsın, bunu da stoperlerin arasına sokup topu kullandırırsın. Bu kadar, adamın başka hiçbir özelliği yok. İkili mücadele yok, tackle yok. Basma ve top çalma yok. Sen bu adamı üçlü savunmanın arasına koyduğun her maç orta saha yol geçen hanına dönüyor, hala İsmail'i oynatmıyorsun, adam ligin bir numaralı oyuncusuydu geçen sene mevkisinde. Basma, koşma, ikili mücadele, hepsi adamda var. Adı İsmailabat değil diye mi oynamıyor bu çocuk? 15 verdiler, vermedik Fransa ligine çocuğu, kariyerini bitirecek herif.

Amrabat üçlünün yanında dördüncü gibi takıldığı için Fred gibi bir canavar 60 metreyi tek başına oynuyor, canı çıkıyor adamın her maç. Fred'in alamet-i farikası, geçiş hücumu ve top taşımasıdır. Ceza sahasına attığı sürpriz koşular ve oyun kurulumudur. Bu adamı ceza yayımızın önüne çekmişiz, ıkınıyor adam oralarda sürekli. Ya kendi ceza sahanın önünde Fred ne yapacak, ne verecek sana, iki omuz vursan uçan cılız adamın biri. Sen bunu niye bu kadar verimsiz ve hor kullanıyorsun? Topu verip döndüreceksin adamı, yüzü kaleye döndü mü akacak gidecek.

Gerçekten bu Mourinho kadar takıntılı, kibirli ve asla ders almayan bir adam görmedim. Bakın bu adamı uyarın. Yok dinlemiyorsa da kovun gitsin. Ben bir kez daha sadece benim değil, gözleri gören herhangi bir insanın göreceği her türlü şeyi yine anlatıyorum size. Gönderemiyorsanız da bu adama bir sol bek, en az bir tane de güçlü, kuvvetli ve alan kapatan bir orta saha alın ki doğru düzgün üçlü oynayabilsin. Ndidi filan alın, aşağısı kurtarmaz, 150 milyonluk olun da aklınız başınıza gelsin.

Kenetlenmek filan takımları şampiyon yapmaz. Doğru futbol, doğru oyun yapar. Biz sabaha kadar kenetlenelim bu herif üçlü çıkıp GS'den 15 dakikada iki tane yiyip sezonu bitirecek zaten. Sonra da hakem makem deyip sırıtacak.

Çünkü Kur'an-ı Kerim böyleleleri için gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar diyor. Herif 35 maçtır göremiyor, duyamıyor.

3 'lü savunma da Amrabatın yeri yok.

4 lü oynarken stoperlerin arasına girip oyun kuruyordu. Takıma faydası vardı.

Şimdi stoperler oyun kuruyor. İleriye çıkıp orta sahaya da destek vermiyor. Artı rakip ataktayken basacağına geri geri kaçıyor. Kısacası Takımı 1 kişi eksik bırakıyor.

Orta saha ve ileri uç pres gücü yok denecek kadar az. Sadece Şima var hakkıyla pres yapabilen.

Böyle olunca orta sahayı çok kolay geçiyor rakipler.

Artı sağ sol hücüm bekleri sadece hücumda varlar. Geriye dönemiyorlar.

Böyle olunca rakipler eline kolunu sallaya sallaya geliyor.

Bu durum berabere yada mağlupken yaşanıyor. Artı bir de bunun tersi var.

Galipken de anlamsız bir şekilde, takım ma aile ceza sahasının içine gömülüyor.

Doğrusu savunmayı önde kurup alan savunması yaparak rakibi kaleye yaklaştırmamak.

Hadi gömüldün diyelim. Orda da amatör oyuncular gibi. Rakibin ceza sahası içerisinde cirit atmasını seyrediyorlar. Tek rakibin etrafında 4 oyuncu oluyor. Ama o oyuncu rahat bir şekilde golü atıyor.

Artı birde Mounun fantezileri nedeniyle özellikle son maçlarda ilk yarılar hep heba oluyor.

Bunların hepsini çözecek Mou. Ama haftalardı aynı tas aynı hamma devam.

yine bomboş adamların peşinde dolaşıyorlar ekvatordan 18 yaşında yetenek sparta pragdan 20 milyonluk ganalı sol bek

biraz belçika fransa hollandaya bakın

Farklı maç mı izledik . Takımı taşıyan Dzekoydu 90. dk'da bile depar atan Dzeko bu adam 40'a dayandı bu yaşta çoğu genç futbolcuya taş çıkarıyor .

GS'liler gelmiş buraya

"F..k Off" küfür değil diyorlar.

şimdi gidip GS forumuna "F..k Off" yazsam

modlar bana ceza verir mi vermez mi ?

konu bu kadar basit !!!

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır, 2.5 senedir ligde kırmızı kart görmeyenler, hakemlerin cezalı duruma düşmesinler diye analarına avratlarınaedilen küfürleri bile sineye çektiği son 10 haftadır üst üste penaltı kullanan takım taraftarıyla tartışmayın bile.

gs lilere kendinizi anlatmaya çalışmayın. adamlar mertens torreiranın aldatmalarını kurnazlık, zeka olarak tanımlıyorlar. penaltıyı almayı bilmiş, faulü göstermiş, kendini güzel atmış gibi kavramlar kullanacaklardır. futbolla alakaları yoktur. he he deyip geçin. alışmış kudurmuştan beterdir.

öyle diyene f off de hocam