Şimdi Ara

FOTON kuşağı! (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
78
Cevap
0
Favori
3.854
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: cann®

    hani mısırda piramitlerde uzaylı diye tabir edilen çizimler varya belki de o zaman foton kuşağındaydı dünya ve insan şekli öyleydi fakat biz onları uzaylı zannediyoruz olabilir mi sizce?



    aaa...belkide uzaylılar foton kuşağında olan bi gezegenden gelen canlılar?...olamazmı?....yazıyı okursak teknolojinin ilerleyeceği idda edilior uzaylılar eğer varsa(ki ben varlığına kesinlikle inanırım)teknolojilerinin bizden ileride olduğu bir gerçek..o yüzden olabilir..araştırmak gerekir bilimsel veriler lazım oda beni(belkide bizi)..aşar araştırmak lazım..uzaylılarla foton kuşağındaki bi gezegendeki canlılar arasında büyük benzerlikler var..fotondA bilimsel bi gerçek...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: hurraboy

    Merak ettiğim bu fotonlar benim xp cd mi vistaya çevirir mi?



    evet mazotuda 1 TYL yapacak
  • http://forum.donanimhaber.com/m_16348113/tm.htm


    Burada gördüğünüz bir konuyu neden ayrı bir başlıkta açıyorsunuz? Hemde buradan çok daha fazla bilgi verilmişken?? Kendi konunuz olunca dahamı fazla şey öğreniyorsunuz? Varolan konudan devam etmek varken neden yeni konu?
  • Bir an ölmekten korktum. 2012'ye kadar yaşamalıyım :)
  • quote:

    Orjinalden alıntı: collossus



    http://forum.donanimhaber.com/m_16348113/tm.htm


    Burada gördüğünüz bir konuyu neden ayrı bir başlıkta açıyorsunuz? Hemde buradan çok daha fazla bilgi verilmişken?? Kendi konunuz olunca dahamı fazla şey öğreniyorsunuz? Varolan konudan devam etmek varken neden yeni konu?





    sende bi okumadan yorum yapınca dahamı mutlu oluyorsun heryerde dedim dünya-mars konusundada bilgiler var diye...istiyen burda yorum yapar isteyen orda ...!..senmi karar veriyorsun hangi konunun ana konu olcaana




  • buna inanan varmı şimdi
  • quote:

    Orjinalden alıntı: 6aforum


    quote:

    Orjinalden alıntı: collossus



    http://forum.donanimhaber.com/m_16348113/tm.htm


    Burada gördüğünüz bir konuyu neden ayrı bir başlıkta açıyorsunuz? Hemde buradan çok daha fazla bilgi verilmişken?? Kendi konunuz olunca dahamı fazla şey öğreniyorsunuz? Varolan konudan devam etmek varken neden yeni konu?





    sende bi okumadan yorum yapınca dahamı mutlu oluyorsun heryerde dedim dünya-mars konusundada bilgiler var diye...istiyen burda yorum yapar isteyen orda ...!..senmi karar veriyorsun hangi konunun ana konu olcaana


    Çemkirme öyle hemen Demek istediğim burada yazdıklarını oradada yazabilirdin.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: cann®

    hani mısırda piramitlerde uzaylı diye tabir edilen çizimler varya belki de o zaman foton kuşağındaydı dünya ve insan şekli öyleydi fakat biz onları uzaylı zannediyoruz olabilir mi sizce?

    O çizimlerin hiyerogliflerin üst üste yazılıp silinmesinden ötürü oluştuğu ispatlandı zaten.
  • bi yerdede tüm bilgilerin olduğu daha geniş + bilimsel bi yazı buldum ben kimseyi inandırmaya çalışmıyorum benim ilgimi çekti paylaşmak istedim....ayrıca çemkirmek kelimesini pek sevmedim...neyse polemiğe gerenk yok...


    Foton Kuşağı etkisine ilk kez Atlantis devrinde girildiği sanılıyor

    Kuşağın başlangıç noktası, küçük bir atom parçası ve onun
    yörüngesinde olan bir grup elektrondan ibaret. İngiliz fizikçi Paul
    Adrian Maurice Dirac, her bir partikül için bir anti-partikül
    bulunduğunu öne sürmüştü. 1932'de Carl David Anderson bu anti-
    partikülü buldu ve ona "positron" adını verdi. 1956'da anti-proton ve
    anti-nötron keşfedildi. Bir anti-partkül şekillendiğinde, sıradan bir
    partiküller evreninde meydana gelir ve bu, bir elektronla buluşup
    çarpışmasından önce bir anlıktır. Bu çiftin toplam kütlesi "Foton"
    formunda enerjiye dönüşür. Bu yeni ve önceden görülmemiş bir enerji
    kaynağı gücü sunar.

    1961 yılında uydu kaynaklı araçlar tarafından bir foton kuşağı
    keşfedildi. Bu kuşağın gezegenimizden 400 ışık yılı uzakta olduğu
    açıklandı. Astronom Jose Comas Sola yedi yıldızlı Pleiades takımı
    üzerinde özel bir çalışma yaptı ve bir sistem oluşturduklarını
    keşfetti, ki bizim güneşimiz ve daha pek çok yıldız da bu sistemin
    parçalarıydılar ve her biri kendi gezegensel sistemlerine sahipti.
    Güneşimiz bu sistem yörüngesini 24.000 yılda tamamlıyor. Bu 24.000
    yıl iki bölümde alınıyor; 10.000 yılı karanlık (ya da Galaktik Gece),
    2000 yıl ise Foton Kuşağı'nın ışığında geçirildiği sanılıyor. Ve bazı
    bilim adamları tarafından, bulunduğumuz dönemin ışık bölgesine geçiş
    olduğu tahmin edilmekte. Tahmin edildiğine göre böyle bir olay
    dünyanın oluşumundan beri bir kez deneyimlendi ve bu tarihin de
    Atlantis devrine rastladığı öne sürülüyor.

    Foton Kuşağı temel olarak 3 elementi içermekte. İlki, "Null Zone"
    (sıfır bölgesi). Bu bölge, madde ve madde olmayan parçaların kuşağın
    proton parçalarını oluşturmak için çarpıştıkları bölge. Burası ayrıca
    Pleiades yıldız sisteminin elektromanyetik alanlarının etkisiz
    bırakıldığı yer. Bu süreç, bilinçlilik seviyelerimizi değiştirecek ve
    evren yapısına farklı bir açıdan bakmamızı sağlayacak. Diğer bölme
    ise foton ırmağı ile sıfır bölgesinin (null zone) iç kenarı arasında
    olan akım alanı. Bu bölgeye geçişle daha yüksek boyuta geçiş imkanına
    sahip olunacak.



    2012'de Işık devrine geçiş yapılacağı söyleniyor

    Foton Kuşağı, Dünya ile çarpışmak üzere olan yoğun bir foton(ışık
    parçacıkları) enerji bandı olarak rapor ediliyor. Ulaştığında 5
    günlük bir karanlık, elektriksizlik, yoğun ufo inişleri, insanlık
    için psişik yeteneklerin ortaya çıkması, insan bedeninde oluşan
    değişimler (transformasyonlar) ve daha pek çok değişim beklenmekte.
    Şu anda karanlık dönemin sonunda olduğumuz ve bu dönemin 2012'de son
    bularak 2000 yıllık "ışık" devrine geçiş yapılacağı söyleniyor.
    Yıldız aktivasyonu güneş sistemimizin Pleiades (Alcyone yıldızı),
    Sirius, Arcturus, Orion ve Andromeda ile aynı sıraya dizilmesi ile
    başlayacak. Yaşanılacağı tahmin edilen en büyük deneyim ise, bu
    kuşağa girildiğinde, şu anda bulunduğumuz 3. boyuttan 5. boyuta
    yükseleceğimiz. Bu sıçrayış elbette ki beraberinde bir çok farklılık
    ve mutasyonlar getirecek. Şimdiden deneyimlediğimiz olaylar da
    aslında bu sıçrayışı doğrular nitelikte: ciddi iklim değişiklikleri,
    kıta transferleri, v.s. Ayrıca bu kuşağa girildiğinde bilinçlilik
    boyutlarının her birine geçiş imkanına sahip olacağımız tahmin
    ediliyor. Şu anda küresel bilinç değişiminin sonuçlarını da birebir
    deneyimliyoruz aslında. Dünyayı kasıp kavuran savaş ortamı, toplumlar
    arası anlaşmazlıklar, politik sürtüşmeler ve olagelen olumsuzlukların
    da bu geçiş döneminde, ya da "null zone"da bulunmamızdan dolayı
    olduğunu düşünebiliriz.


    Bütün canlılardaki değişim

    Yaşadığımız bu dönem ve beklenen değişimler kutsal kitaplarda,
    mitolojide ve bilim adamları tarafından da ayrıntılı şekilde
    incelenmişti. Raporlara göre, Foton Kuşağı'na girildiğinde, gökyüzü
    ateş gibi gözükecek, ancak soğuk olacak. Bu değişim ve yansımalar
    elbette ki içine girilen kuşağın etkileriyle birlikte ortaya çıkan
    kimyevi değişimler ve tranformasyonların sonucunda kendilerini açığa
    çıkaracaklardır. Kuşağa ilk önce güneşimizin girmesi halinde ani bir
    karanlığın olması da söz konusu, ki bu sürenin 110 saat kadar sürmesi
    tahmin ediliyor. Güneşsel radyasyon ve Foton Kuşağı'nın arasındaki
    etkileşim gökyüzünün yıldızlarla dolu gibi gözükmesine neden olacak.
    Dünya bu kuşağa girdikçe tüm moleküller uyarılmış olacak ve atomlar
    mutasyona uğrayacaklar. Bu duruma bağlı olarak fiziksel yapılarda
    (insanla birlikte hayvan ve bitki aleminde de) farklılıkların meydana
    gelmesi bekleniyor tabii ki.


    Null Zone ve Schumann Rezonansı

    Bu kuşağa girmeden önce, yani bu zamanda, "Null Zone" (sıfır bölgesi)
    denilen zaman deneyimlenmekte. Bu dönem boyunca sismik aktivite ve
    volkanik hareketlenme görülüyor. Ayrıca iklim değişiklikleri ve buna
    bağlı olarak şiddetli tayfunlar, fırtınalar ve hortumlar
    gözlemleniyor. "Null Zone", bir başka deyişle, madde ve madde olmayan
    bütün partiküllerin yok edildiği yer. Oluşacağı beklenen bu foton
    etkisi çok önemli, zira bize yeni bir enerji kaynağı sunacak. Bu
    kaynak, doğal olarak fosil yakıtlara bir son verecek ve bunun
    sonucunda da tahmin edildiği üzere daha yaşanılabilir bir dünya
    oluşturulmuş olacak. Bu bölgeye geçişin kanıtı olarak gösterilen en
    güçlü kaynak ise Schumann Rezonansı. Dünya'nın kalp atışı olarak
    nitelendirilen bu titreşim daha önceki zamanlarda 8.1 iken günümüzde
    12.1'e yükselmiş durumda, ve hızla yükselmekte. 13.0 olduğunda
    ise "Null Zone"un tamamlanmış olacağı rapor ediliyor. Astrofiziksel
    hesaplamalara göre Foton Kuşağı'na saatte 208.800 km hızla gireceğiz.
    Kuşağın enerjisi fiziksel sonuçların yanında eterik ve spiritüel
    anlamda da kendini gösterecek.

    Bilimsel veriler, ciddi ve hızlı bir değişim olduğuna işaret ediyor

    Rus bilim adamları tarafından açıklanan değişimler de galaksinin
    merkezinden gelen enerjinin varlığını teyit eder yönde. Dr.Alexey
    N.Dmitriev'in çalışması gösteriyor ki gezegenlerin atmosferleri,
    gezegenlerin kendileriyle birlikte büyük bir hızla değişim geçiriyor.
    Örneğin Mars atmosferi zamanla daha kalınlaşıyor; Ay, kendi
    atmosferini oluşturmakta. Ya da bu tarz bir değişimi kendi
    gezegenimizde görebiliyoruz: atmosferdeki HO(hidroksit) oranı daha
    önce hiç ölçülmediği kadar fazla. Bu oran küresel ısınma, florkarbon
    emilimleri ya da bu tarz oluşumlar sonucu oluşmuyor; sadece
    kendilerini gösteriyorlar. İyonosfer tabakasında plazma jenerasyonu,
    magnetosferde magnetik fırtınalar, atmosferde ise siklonlar aracılığı
    ile enerji boşalımları oluşumları gözlemleniyor. Daha önceden nadir
    rastlanan atmosferik yüksek enerji fenomenine artık daha sık ve yoğun
    rastlanmakta. Gaz-plazma zarfının maddesel birleşimi de transforme
    olmaktadır. Gezegenlerin manyetik alanları ya da parlaklıkları da
    hızla değişiyor, artıyor. Jüpiter, Venüs, Uranüs ve Neptün, bu
    sonuçların alındığı gezegenlerden.

    Rus Ulusal Bilim Akademisi Foton Kuşağı üstüne çalışmalar yapıyor

    Dünyamızda eyleme geçmiş olan transformasyonlar ise aşikar. Gün be
    gün artan sismik aktivasyon, volkanik hareketlenmeler ve diğer bir
    çok doğal felaketler elbette ki gözlerden kaçmıyor. Dr.Dmitriev'in
    belirttiği ve dikkat çektiği nokta ise bu çeşit bir değişimin dünyada
    daha önce 10.000 yıl önce görülmesi. Burada göze çarpan ve bazı
    topluluklar tarafından ortaya atılan konu ise güneş ile dünyanın
    değişimleri arasındaki bağlantı. Maalesef bu tarz konularda çoğu
    bilgi ifşa edilmiyor. Bu tarz araştırmaların yapıldığı bir merkez de
    Sibirya'daki Rus Ulusal Bilim Akademisi. Burada yapılan çalışmalar
    sonucu edinilen bilgi ise şöyle: Şu anda Güneş Sistemi'nde yaşanılan
    enerjisel değişimin tek olası sebebi farklı-daha yüksek olan bir
    enerji alanına giriyor olmamız olabilir. Ve bu yüksek enerjiye
    geçişin sonucunda DNA spirallerinin kendileri de değişim
    geçirmekteler. Şimdiye kadar hayatımızda yer alan bilim araştırmaları
    sonucu elde ettiğimiz bilgilerle ortaya çıkarılan 2 sarmallı DNA
    yapısı hızla mutasyona uğramaktadır. Bu sıçrayışla da bu sarmalın
    2'den 12'ye çıkacağı biliniyor. Bu enerji emiliminin Güneş
    Sistemi'ndeki tüm maddelerin özünü değiştireceği bekleniyor, ki bir
    bir de deneyimliyoruz çevremizde.

    Aslında tüm bunlar, hücresel ya da ruhsal boyutta olsun, bize pek
    yabancı değil. Çevremizde her an deneyimlediğimiz olayların dökümü
    sadece. Kainata dikkatlice baktığımızda ve onu içsel sesimizle
    dinlediğimizde bunlardan farklı bir şey duymayacağımız da aşikar.
    Hergün yaşadığımız ve gün geçtikçe artan doğal felaketler, politik
    sürtüşmeler, savaşlar, içsel değişimler binlerce yıldır beklenilen
    dönemin getirileri elbette. Bunların hepsi asırlardır bekleniyordu;
    kutsal kitaplarda olsun, kadim medeniyetlerin yazıtlarında olsun her
    zaman karşımıza çıktılar. Şimdi ise bu değişime tanık oluyoruz ve
    yeni dönemin getirdiği farklılıklara yaşamlarımızı adapte etmeye
    hazırlanıyoruz. Zira başka seçeneğimiz de yok; ya değişimi kabul
    edecek ve "bir" olacağız, ya da eski enerji ile birlikte savrulmayı
    göze alacağız.hepsini okuduysan helal




  • 2012'nin gizemi

    12'nci gezegen Marduk'un 7 yıl sonra Dünya'ya doğal felaket getireceğini iddia eden Rus uzman Sitchin'den SABAH'a özel.

    NUH TUFANI GİBİ OLUR
    Marduk, 3 bin 600 yılda bir Dünya'ya teğet geçer. Maya takvimine göre yeni ziyaret 2012'de.
    Gezegenin neden olduğu en büyük felaket 13 bin yıl önceki Nuh Tufanı'ydı. Benzeri olabilir.
    Hititler ve Asurlar Marduk'u kil tabletlere resmetti. O tabletler İstanbul'daki müzelerde.



    Marduk, ikinci Nuh Tufanı'nı yaşatacak

    '12. Gezegen Marduk' kitabıyla tanınan Zecharia Sitchin, Marduk'un 2010'lu yıllarda dünyanın yakınından geçeceğini ve bu esnada yeni bir 'Nuh Tufanı'nın' daha yaşanacağını iddia ediyor.
    Marduk gezegeninin yörüngesinin uzunluğu nedeniyle ancak 3 bin 600 yılda bir dünyayı ziyaret edebildiğine inanılıyor.
    Sümerler tarafından 'Nibiru' olarak adlandırılan gezegenin, bugüne kadar sadece 1983 yılında IRAS kızılötesi teleskopu sayesinde görülebildiği iddia ediliyor.
    Maya takvimine göre, 2012 yılında dünyaya yakınlaşacak olan Marduk'un, tıpkı 13 bin yıl önce olduğu gibi dünyaya felaket getireceği öne sürülüyor.
    Dünyada Nuh Tufanı benzeri yeni bir felakete yol açacağını öne sürdüğü, '12. Gezegen Marduk'u 'meşhur eden' ünlü Rus araştırmacı-yazar Zecharia Sitchin, SABAH'a konuştu. Gezegenin 2010'lu yıllarda dünyaya yaklaştığında büyük bir felaket yaşanacağını söyleyen Sitchin, "Balık burcu çağı bittiğinde, Marduk kapımıza dayanmış olacak. Daha önce geldiğinde Nuh Tufanı yaşanmıştı" diye konuştu. Zecharia Sitchin sorularımıza çarpıcı yanıtlar verdi.
    * Kitaplarınıza da konu ettiğiniz, bilinmeyen bir gezegenin 2012 yılında dünyamıza çarpacağı yönündeki tartışmalar hakkında ne söyleyebilirsiniz? 'X gezegeni' adını da verebileceğimiz bu gezegenin uzun ekliptik yörüngesi her 3 bin 600 yılda onu dünyamıza yakınlaştırıyor ve dünya üzerinde felaket etkisi yaratıyor. Gezegenin en büyük felaketi ise 13 bin yıl önce gerçekleşen büyük tufandır. Buna "Nuh Tufanı" denmesinin nedeni de İncil'de ve Sümer yazıtlarında bahsinin geçmesi. İnsanoğlu kurtuldu çünkü tufanın kahramanı bir gemi inşa etti ve Ağrı Dağı'nın zirvesine erişti. Bu bağlamda Marduk'un neden olduğu felaketin, Türkiye ile bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz.
    1983'TE TELESKOPLA GÖRÜLDÜ
    * Hangi uygarlıklar bu gezegenden haberdardı? Bu konu hakkında ilk bilgi sahibi olan Sümerlerdi. Ayrıca Babiller, Hititler ve Asurlular gezegenden haberdarlardı. Sümerler gezegeni 'Nibiru' Babiller ise tanrıların ismi olan 'Marduk' olarak adlandırdılar. Mısır ve Filistin'de gezegen 'kanatlı yuvarlak' olarak tarif ediliyor. İstanbul ve Ankara'daki arkeoloji müzelerini gezenler, yüzlerce yıllık birçok yapıt üzerinde bu sembolü görebilirler.
    * O zaman neden kitabınızda bu gezegen '12. gezegen' diye yer alıyor ve neden 'bilinmeyen' olarak nitelendiriyorsunuz? Sümerler bu gezegeni, güneş sistemimizde güneş, ay ve bilinen 9 gezegene ek olarak algıladılar ve güneş sisteminin 12. üyesi olarak kabul ettiler. Bununla beraber Akatlar şimdi Berlin müzesinde yer alan silindir bir mühür üzerinde güneşin merkezde olduğu ve bütün gezegenlerin gösterildiği bir güneş sistemi resmetti. Bu gezegen uzun ekliptik yörüngesi yüzünden teleskoplarla görülmüyor. Fakat 1983 yılında IRAS kızılötesi teleskopu onu görmeyi başardı. 06.04.2005- SABAH



    ZECHARİA SİTCHİN ve 2012



    Bir zamanlar dünyamızda yaşamış olan üstün bir ırkın varlığını açıklayan son derece şaşırtıcı kanıtlar, artık gün ışığına mı çıkıyor? Yıldızlardan gelen ziyaretçiler yüz binlerce yıl önce dünyamıza gelip değerli bir türü ortaya çıkartacak olan genetik tohumu mu ektiler?

    Otuz yıllık yoğun bir araştırmanın sonucu olan 12 Gezegen ve devamı olan Zecharia Sitchin’in tartışmalar yaratan Dünya Tarihçesi dizi halinde ülkemizde de yayınlanıyor.



    Bu kitaplarda insanoğlunun dünya dışındaki atalarının varlığı hakkında kanıtlar ileri sürülüyor.

    Dünyanın Göksel Ataları mı vardı? Varsa onları kanıtlayacak belgeler yeterli mi? Yoksa daha başka belgeler ve kanıtlarda mı ortaya çıkacak…

    Irkların değişiminde bilmediğimiz kozmik müdahaleler mi var?

    Maymunumsudan insana nasıl geçtik?

    Sümer, Babil, Asur, Aztek, İnka, Maya ve ünlü piramitler hangi sırları taşıyor?



    Bu soruların yanıtları hepimizin merak konusu. Bu tip konuları araştırmak isteyen geniş mantaliteye sahip, özgür insanlar için kaçırılmayacak bir fırsat Sitchin’in kitapları…Üstelik Türkçe'sini bulmak da mümkün…

    Zecharia Sitchin 12 Gezegen adlı eserinde dünya tarihçesiyle ilgili olarak şunları söylemiş;

    “ Geneline bakıldığında, M.Ö. 11.000’lerde başlayan çağı Orta Taş Devri değil de Evcilleştirme Devri diye adlandırmak daha uygun olacaktır. Sadece 3600 yıl içinde, ki sonsuz başlangıç açısından bakıldığında bir gecede sayılır, insan bir çiftçi oldu ve yabani bitkiler ve hayvanlar evcilleştirildi. Derken, yeni bir çağ başladı. Bilginlerimiz bunu Yeni Taş Devri (Neolitik) diye adlandırır ama bu terim, M.Ö. 7500’lerde çömlekçiliğin ortaya çıkışı olan ana değişiklik nedeniyle hiç de uygun değildir.

    Bilginlerimiz için hala anlaşılmaz olan, ama tarih öncesi hikayemize devam ettikçe ortaya çıkacak sebepler yüzünden, insanın uygarlığa doğru yürüyüşü, M.Ö. 11.000’lerden birkaç bin yıl sonra, Yakın Doğu’nun yaylalarıyla sınırlanmıştır. Kilin birden çok amaç için kullanılabileceğinin keşfi; insanın dağlardaki evinden daha aşağıya, çamurla dolu vadilere inişiyle aynı zamana rastlar.

    M.Ö. yedinci bin yılda, Yakın Doğu’nun uygarlık yarım dairesi çok sayıda araç gereç, sislemeler ve heykelcikler üreten kil veya çömlek kültürleriyle kaynamaktadır. M.Ö. 5000’lerde Yakın Doğu süper kalitede ve şahane tasarımlarla kil ve çömlekçilik nesneleri üretiyordu.

    Ama ilerleme bir kez daha yavaşladı ve M.Ö 4500’de, arkeolojik kanıtlar göstermektedir ki, gerileme her yanda mevcuttu. James Melaart’a göre “Kültürde genel bir fakirleşme vardı”; bazı kazı alanları “yeni fakrı zaruret döneminin” izlerini taşırlar. İnsan ve kültürünün gerilemekte olduğu açıktır.

    Derken, birdenbire, beklenmedik, izah edilemeyen bir biçimde, Yakın Doğu hayal edilebilecek en büyük uygarlığın, bizimkinin köklerinin de sıkı sıkıya bağlı olduğu bir uygarlığın doğuşuna tanık oldu. Gizemli bir el, bir kez daha insanı gerileyişinden çekip çıkarmış ve onu çok daha yüksek bir kültür, bilgi ve uygarlık seviyesine yerleştirmişti.”




  • quote:

    Orjinalden alıntı: DieselTRoniC

    Madem her 10500 weya 12500 yılda foton kuşagına giriliyosa eskiden de girilmişmi anlamadım ben :S


    iddalara göre ilk foton kuşağı atlantislere denk geliomuş...262 milyon yıl önce diyende var ama bu tarihler bilimsel atlantis olayını bilmem
  • Daha önce verilmişti, olsun. İlginç bir yazı gerçekten
  • o değilde yine amerika rus ya fotondan yararlanır foronun kaynağı tamamı nerdeyse Türkiyede olur ama biz bişey yapamayız yine sömürülürüz
  • quote:

    Orjinalden alıntı: uzil

    o değilde yine amerika rus ya fotondan yararlanır foronun kaynağı tamamı nerdeyse Türkiyede olur ama biz bişey yapamayız yine sömürülürüz






  • Lütfen Konuyu Kültür-Bilim Bölümüne Aç Yoksa Şimdi Angutlar Konuyu Yer...






    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi NuTeRXXX -- 2 Ağustos 2007; 20:12:28 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: NuTeRX

    Lütfen Konuyu Kültür-Bilim Bölümüne Aç Yoksa Şimdi Angutlar Konuyu Yer...






    ben nası açacam aynısını oraya sence değermi orayada açmaya?...(o kadarda angut değiller desem ayıpmı kaçar iyi yorum yapanlarda var ama haklısın galiba naapsam?)


    edit: kendime yuhh demek istiom bazen kendimi bile aşıorm



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Z.R.B -- 2 Ağustos 2007; 20:23:46 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: NuTeRX

    Lütfen Konuyu Kültür-Bilim Bölümüne Aç Yoksa Şimdi Angutlar Konuyu Yer...






    Angut kuş ismidir! o yüzden hakaret değildir!




  • quote:

    Orjinalden alıntı: hurraboy


    quote:

    Orjinalden alıntı: NuTeRX

    Lütfen Konuyu Kültür-Bilim Bölümüne Aç Yoksa Şimdi Angutlar Konuyu Yer...






    Angut kuş ismidir! o yüzden hakaret değildir!


    kuşlar foton yemez...bizim fıstık(muabbet kuşu) yemiodu..gamma filan yedide fotona bakmadı bilem




  • insanlar 6 günde değişebilecek yaratıklar değil değişim olacaksa binlerce yıl sürmesi lazım
  • quote:

    Orjinalden alıntı: blake

    insanlar 6 günde değişebilecek yaratıklar değil değişim olacaksa binlerce yıl sürmesi lazım


    ...o gerçek anlamda gün değil aşama olarak gün...

    değişim daha uzun sürer elbette ama yinede bilemeyiz..bu arada fotonun etkisi 2000 yılmış...bu arada işte biraz daha bilgi bunlar hepsinin bir özeti gibi maya takviimi vs. hariç:

    Foton Kuşağı, Dünya ile çarpışmak üzere olan yoğun bir foton(ışık
    parçacıkları) enerji bandı olarak rapor ediliyor. Ulaştığında 5
    günlük bir karanlık, elektriksizlik, yoğun ufo inişleri, insanlık
    için psişik yeteneklerin ortaya çıkması, insan bedeninde oluşan
    değişimler (transformasyonlar) ve daha pek çok değişim beklenmekte.
    Şu anda karanlık dönemin sonunda olduğumuz ve bu dönemin 2012'de son
    bularak 2000 yıllık "ışık" devrine geçiş yapılacağı söyleniyor.
    Yıldız aktivasyonu güneş sistemimizin Pleiades (Alcyone yıldızı),
    Sirius, Arcturus, Orion ve Andromeda ile aynı sıraya dizilmesi ile
    başlayacak. Yaşanılacağı tahmin edilen en büyük deneyim ise, bu
    kuşağa girildiğinde, şu anda bulunduğumuz 3. boyuttan 5. boyuta
    yükseleceğimiz. Bu sıçrayış elbette ki beraberinde bir çok farklılık
    ve mutasyonlar getirecek. Şimdiden deneyimlediğimiz olaylar da
    aslında bu sıçrayışı doğrular nitelikte: ciddi iklim değişiklikleri,
    kıta transferleri, v.s. Ayrıca bu kuşağa girildiğinde bilinçlilik
    boyutlarının her birine geçiş imkanına sahip olacağımız tahmin
    ediliyor. Şu anda küresel bilinç değişiminin sonuçlarını da birebir
    deneyimliyoruz aslında. Dünyayı kasıp kavuran savaş ortamı, toplumlar
    arası anlaşmazlıklar, politik sürtüşmeler ve olagelen olumsuzlukların
    da bu geçiş döneminde, ya da "null zone"da bulunmamızdan dolayı
    olduğunu düşünebiliriz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Z.R.B -- 2 Ağustos 2007; 20:34:53 >




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.