Şimdi Ara

free enerji (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
80
Cevap
2
Favori
9.856
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Al birini vur ötekine derim ben buna.

    DÜNYA DÜZDÜR KARDEŞİM!!! YUVARLAK OLDUĞUNU İSPAT EDECEK KADAR APTAL OLMAYIN!!! ENGİZİSYON YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE ZİNDANA ATILMASINA KARAR VERİLMİŞTİR...

    Ben yukardaki yorumda bunu okudum. Başka bunu okuyanlar bir mesaj bıraksın lütfen.
  • Aşağıda güzel bi yazı var, çevirisi aşağıda,

    http://amasci.com/freenrg/fnrg.html



    UYARI UYARI UYARI!
    "ÜCRETSİZ ENERJİ"!! ILGILI KİŞİLER İÇİN PARA VERMEYİN!

    Dünyada yasal serbest enerji araştırmacıları vardır, ama dolandırıcıların yaptığı gibi büyük miktarlarda reklam harcamaları yoktur.
    Muhtemelen bunları duymamışsınızdır. Kamuoyunda geniş yayın yapanların hemen hemen tümü dolandırıcılar dır.
    Birisi serbest enerji kitap ve video satışından büyük miktarda para yapıyor ise , çok şüphelenin.

    Birisi "gerçek" serbest enerji cihazlar için planları satıyor ise, bir sahtekarlık bulunmaktadır.
    Paranızı boşa harcamayın.
    Veya birisi "Bayi " veya serbest enerji şirketi için yatırım satan ise, cüzdanınızı sıkı tutun! .Para vermeyin.
    Eğer ellerine para verdim diyorsanız, FE cihazın kanıtı görmek istiyoruz deyin ve verilen bahanelere bakın.
    Bu çok ikna edici bir bahane olacaktır. Dolandırıcılar sinsi dir. Onlar normal bir insandan çok daha fazla dürüst ve onurlu görünüyorlar çünkü dolandırıcılar hayatta.
    "Con oyun" olarak "con" anlamına geldiğini unutmayın ".
    " Önce güven kazanırlar, daha sonra para peşine düşerler.
    Bir con oyun ve gerçek ürün arasındaki farkı anlatmak için?
    FE cihaz almadan önce onlara para verirsiniz, o her zaman, bir aldatmacadır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Anadolu_Gunesi -- 29 Ağustos 2013; 9:29:21 >




  • Free enerji den şirket dolandıranların cezalandırıldığını ve hapis yattıklarını duymuştum,

    Enerjinin korunumu kanunu yıkmak mümkün değildir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: goçhisar

    Evet. Kabul görmüş varsayımlar. Şimdiye dek işlerimizi çözebilmiş varsayımlar. Tıpkı kör birinin eline baston verip etrafına çarpmadan ilerlemesini sağlamak gibi kabul edilmiş varsayımlar. Şimdi ise körlüğün sebebi olarak göz içindeki sarı noktanın hücrelerinin öldüğünü keşfedip yerine nano sensörler koyup yeniden görmesini sağlıyoruz. Körlük sebeplerinden biri bu ve daha fazla farklı sebeplerde var. Baston eski kabul gören varsayımdı, tedaviydi. Nano sensörler yeni varsayım ve tedavi oldu. Bastonu bırakıp bu varsayımları günümüz teknolojisi ile yeniden geliştirip gerçeğe uygun hale getirme vakti gelmedi mi?

    "Tamamı körlerden oluşan bir ülkede tek gözlü kral olur. Tümü gören halktan oluşan bir ülkede tek gözlüye sakat derler."

    Biz sakat denebilecek bir varsayım fiziğiyle ilerliyoruz. İnanın her atomun içinde muazzam enerjiler saklı. Bunu ortaya çıkartacak sistem için elbette harcama yapacaksınız. Harcama yaptığınız için de bedava diye tanımlanamayacak. Fakat şu anda kullandığınız enerji ücretlerine göre çok çok daha düşük maliyette olacağı için buna bedava imiş gibi bahsetmeye devam edeceğiz.

    Bunu kafasında halen free enerji diye birşey yoktur diyen düşünce bariyerini yıkamamışlar için söylüyorum. Hep bir noktaya takılıp kalanlar o noktada yerinde saymaya devam etsin yada düşüncelerinin önündeki seti kırıp aşsın ilerlemeye başlasın. Kendisi yerinde sayarken kesin ispatları olmadan birçok araştırmacının da önüne geçmesin. Bu türdeki insanlara da ihtiyacımız var fakat tamamen yalanlama yerine araştıranların bariz hatalarını söyleyerek yollarında bu hatalara takılmamalarını sağlamaları için ihtiyacımız var.

    Bu kadar fazlasını da yazıyorum çünkü özel mesajlarla sorulan sorunlara da toplu yanıt olur diye düşünüyorum.

    Çekim kuvvetleri, atom içi düzenler hep tanımlanmış fakat yukarıda bahsettiğim çekirdek ile aradaki elektron bulutunun zayıflatılması gibi durumlarda bu gücün tekrar test edilmesi işlemi yapılmamıştır. Çoklu dinamik çekim formülleri uygulanmadan, elektrostatik çekim ve itme yapıları tam düşünülmeden basit yalın haldeki birleşik formüller sizi gerçek hesaplama yapılarından büyük oranda soyutlar. Tümü bir arada hesaba gidildiğinde atom içi rezonansın tüm kütleye uygulanması basit titreşimler ile sağlanabilir. Rezonans halindeki maddeler az bir güç ile çok yüksek verimler elde edilmesini sağlar. Benim ve birçok kişinin varsayımına görede bir atom içindeki elektronlar dümdüz bir yörünge izlemez, diğer elektronlarla etkileşim içinde karışık nerede olduğu belli olmayan bir yörünge alanında adeta hoplar zıplar. Ya elektronların birbiriyle bağımlılığını ayarlayıp elektron bulutunu dairesel bir yörüngeye sıkıştıracak rezonans noktasını yakalar ve sanki gezegenler etrafındaki meteor halkaları gibi kat kat dar geniş yörüngeler sağlarsak ne olur.

    Saygıdeğer kardeşim yazdıklarınızın hepsini okudum.
    Hepsini aynen onaylıyorum.
    Her çaya çorbaya sıkılan limon suyu gibi enerjinin sakınımı ve termo dinamik kanununu her yeni bilimsel çalışmaya engel olarak ortaya çıkaranlara takılıp kalmamak lazımdır.Alman bilim adamı gothe nin şöyle güzel bir sözü vardır.Teknikde şartlar yerine gelirse olmaz diye bir şey olamaz sözüne inanmak ve uygulamak gerekir.Yoksa boş insanların boş konuşmalarına boş vererek yola devem etmek gerekir.Misalen yeni bir bilim olarak kabul edilmesi gereken maddenin ağırlık kütlesinden dolayı kütle çekim konusunda bir çok hareket devri daim sistemi vardır.Eskiden kiliselerin ilim ile uğraşanları aforoz ettikleri gibi sadece yıllar önce nin devri bitmiş termodinamik kanununna takılıp yeni gelişimleri reddetmek eski kiliselerin aforozundan farksızdır.
    Çünkü termodinamik sadece belli bir kap içindeki ısı olayı ile ilgilidir.
    Fizik kurallarını sadece ısı olayına bağlı kalarak yeni bilinmeye başlanan kütle çekim kanunu ile denge değişim meydana gelinmesini anlamamaya çalışmanın neresi bilimsellikdir.Bize açıklasınlar bakalım termodinamik kanununa takılı kalanlar.




  • Ortaya atılan teorilerden biri de sicim teorisidir. Atom partiküllerinin her birinin belli frekanslardaki küçük parçacıklardan oluştuğunu ifade eder. Temel partikül parçacıklarının zamansal sıkışma ile farklı titreşimlerle proton, nötron, elektron yapısını oluşturduğu alt parçacıkların sonsuz döngü ile maddeyi titreşimlerle oluşturduğu düşünülür.

    Farklı titreşimlerin bir araya gelmesi ile maddenin oluşması üzerine kurulu bu teoride tüm maddi evren tekil bir başlangıç noktası ile başlatılan titreşimin yansımasıdır sonucuna ulaşılır. Yani tüm evren tek bir titreşim noktasının yansımalarından oluşarak bu titreşimin zamanı da oluşturduğunu, zaman akışının bile bu titreşim yapısına bağlı olduğu düşüncesi üzerine kurularak, bu teoriyi anlayarak ilerleyecek her sistemin sonsuzluğa götüreceği de düşünülür. Tek bir partikülün tüm evreni ve zamanı titreşerek oluşturması muazzam bir tekillik çözümüne gider.

    Yani enerji, hareket, düşünebileceğiniz tüm sistemler tekillikten sonsuzluğa ulaşır. Enerji korunur, madde korunur ama sonsuzluk bu tekillik içinde zaten saklıdır.

    Kimyasal tepkimeler benzeşen titreşimlerin bir araya gelmesi gibi düşünülür. Webde bir karton üzerine serpilmiş tozların titreşimle değişik şekillere girmesini izlemelisiniz. Bu titreşimlerin farklı boyutlarda toz parçacıkları ile denemesini yaparsanız yoğunluk ve kütlece eşit olan malzemenin bir araya gelme eğilimini görürsünüz. Kütlece eşit olan malzeme bir araya toplanırken çevresinde toplanan ufak parçacıkların da yoğunluk olarak benzeşmesi dikkat çekicidir.

    Bu alt partiküllerin titreşimsel benzeşmesi bizim ulaşabileceğimiz bir sonraki teknoloji seviyesidir. Daha ilerisi için deneme yanılma yöntemi ile bir çok farklı yapı test edilmelidir. Bunu yaparken tamamen saflaştırılmış tek atom yapısı barındıran bir madde için bile enaz 7 farklı titreşim ile rezonans denemesi yapmak gerekiyor. 7 farklı frekansın tekil atom yapısından oluşan sistem içinde rezonansı sağlaması için enaz milyarlarca deneme gerekiyor.

    Farklı moleküllerde bu rezonansın kilitlenmesini sağlayan yapılar vardır. Mesela demir oksit yani mıknatıs yapısı kendi içinde rezonansa yakınlaşır. Bu sayede yüksek manyetik çekim oluşur. NdFeB yapısı neodyum ve bor ile daha stabil frekans sönümleyici dengeye sahiptir. Bu sayede iç frekansların içerde kalıp dışa aktarılan frekansları azaltır. karışık frekanslar sadece yerçekimsel kuvvetler oluştururken azalan frekanslar yüksek çekim kuvvetleri oluşturur. Elektrik bilgisi olanlar bilirler. Kompanzasyon sisteminde kondansatör ve bobin değerleri eşlenerek iki farklı harcama rezonansa sokularak enerji ihtiyacı azaltılır, direnç düşürülür. Rezonans işlemi bileşik yapılar dışına taşınarak dış frekanslar ile eşitlendiğinde çok yüksek güçler ortaya çıkarılır.

    Bu yapıyı anlamak için elinize farklı aralıklara sahip iki yay alın. Yayların uçlarını birbirine geçirin. Yayaları çevirmeye başlayın. Eğer yay aralıkları orantılı ise iki yay birbirine geçerek iç içe kayacaktır. Fakat aralıklar uyumlu değilse iki yay birbirini kilitleyerek aşırı güç harcatacaktır ve sıkışacaktır. Maddeler kimyasal tepkide esnasında farklı dalga boyunda ışınım yapar. Bu yöntemle güneş içindeki kimyasal tepkimeler keşfedilmiştir. Üçgen prizmada ayrılan ışık tayfı her kimyasal tepkimede ayrı kırınım yaptığı keşfini incelemelisiniz.

    Kimyasal tepkimelerdeki ışınım ortak frekansları temsil ederler. Bu ışınımlar sadece görünür dalga boylarında değil tüm dalga boylarında vardır.

    Yukarıdaki videolardaki deneylerin yapısıda bu keşiflerden ibarettir.

    Eh artık bu kadar anlatımdan sonra bir yerlere varabilecek zeki insanların deneyleri ile ilerlemenizi bekliyoruz.

    Zamanın da ötesini görebilenlere selam olsun, Allah' a emanet olun...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: inansay

    quote:

    Orijinalden alıntı: goçhisar

    Evet. Kabul görmüş varsayımlar. Şimdiye dek işlerimizi çözebilmiş varsayımlar. Tıpkı kör birinin eline baston verip etrafına çarpmadan ilerlemesini sağlamak gibi kabul edilmiş varsayımlar. Şimdi ise körlüğün sebebi olarak göz içindeki sarı noktanın hücrelerinin öldüğünü keşfedip yerine nano sensörler koyup yeniden görmesini sağlıyoruz. Körlük sebeplerinden biri bu ve daha fazla farklı sebeplerde var. Baston eski kabul gören varsayımdı, tedaviydi. Nano sensörler yeni varsayım ve tedavi oldu. Bastonu bırakıp bu varsayımları günümüz teknolojisi ile yeniden geliştirip gerçeğe uygun hale getirme vakti gelmedi mi?

    "Tamamı körlerden oluşan bir ülkede tek gözlü kral olur. Tümü gören halktan oluşan bir ülkede tek gözlüye sakat derler."

    Biz sakat denebilecek bir varsayım fiziğiyle ilerliyoruz. İnanın her atomun içinde muazzam enerjiler saklı. Bunu ortaya çıkartacak sistem için elbette harcama yapacaksınız. Harcama yaptığınız için de bedava diye tanımlanamayacak. Fakat şu anda kullandığınız enerji ücretlerine göre çok çok daha düşük maliyette olacağı için buna bedava imiş gibi bahsetmeye devam edeceğiz.

    Bunu kafasında halen free enerji diye birşey yoktur diyen düşünce bariyerini yıkamamışlar için söylüyorum. Hep bir noktaya takılıp kalanlar o noktada yerinde saymaya devam etsin yada düşüncelerinin önündeki seti kırıp aşsın ilerlemeye başlasın. Kendisi yerinde sayarken kesin ispatları olmadan birçok araştırmacının da önüne geçmesin. Bu türdeki insanlara da ihtiyacımız var fakat tamamen yalanlama yerine araştıranların bariz hatalarını söyleyerek yollarında bu hatalara takılmamalarını sağlamaları için ihtiyacımız var.

    Bu kadar fazlasını da yazıyorum çünkü özel mesajlarla sorulan sorunlara da toplu yanıt olur diye düşünüyorum.

    Çekim kuvvetleri, atom içi düzenler hep tanımlanmış fakat yukarıda bahsettiğim çekirdek ile aradaki elektron bulutunun zayıflatılması gibi durumlarda bu gücün tekrar test edilmesi işlemi yapılmamıştır. Çoklu dinamik çekim formülleri uygulanmadan, elektrostatik çekim ve itme yapıları tam düşünülmeden basit yalın haldeki birleşik formüller sizi gerçek hesaplama yapılarından büyük oranda soyutlar. Tümü bir arada hesaba gidildiğinde atom içi rezonansın tüm kütleye uygulanması basit titreşimler ile sağlanabilir. Rezonans halindeki maddeler az bir güç ile çok yüksek verimler elde edilmesini sağlar. Benim ve birçok kişinin varsayımına görede bir atom içindeki elektronlar dümdüz bir yörünge izlemez, diğer elektronlarla etkileşim içinde karışık nerede olduğu belli olmayan bir yörünge alanında adeta hoplar zıplar. Ya elektronların birbiriyle bağımlılığını ayarlayıp elektron bulutunu dairesel bir yörüngeye sıkıştıracak rezonans noktasını yakalar ve sanki gezegenler etrafındaki meteor halkaları gibi kat kat dar geniş yörüngeler sağlarsak ne olur.

    Saygıdeğer kardeşim yazdıklarınızın hepsini okudum.
    Hepsini aynen onaylıyorum.
    Her çaya çorbaya sıkılan limon suyu gibi enerjinin sakınımı ve termo dinamik kanununu her yeni bilimsel çalışmaya engel olarak ortaya çıkaranlara takılıp kalmamak lazımdır.Alman bilim adamı gothe nin şöyle güzel bir sözü vardır.Teknikde şartlar yerine gelirse olmaz diye bir şey olamaz sözüne inanmak ve uygulamak gerekir.Yoksa boş insanların boş konuşmalarına boş vererek yola devem etmek gerekir.Misalen yeni bir bilim olarak kabul edilmesi gereken maddenin ağırlık kütlesinden dolayı kütle çekim konusunda bir çok hareket devri daim sistemi vardır.Eskiden kiliselerin ilim ile uğraşanları aforoz ettikleri gibi sadece yıllar önce nin devri bitmiş termodinamik kanununna takılıp yeni gelişimleri reddetmek eski kiliselerin aforozundan farksızdır.
    Çünkü termodinamik sadece belli bir kap içindeki ısı olayı ile ilgilidir.
    Fizik kurallarını sadece ısı olayına bağlı kalarak yeni bilinmeye başlanan kütle çekim kanunu ile denge değişim meydana gelinmesini anlamamaya çalışmanın neresi bilimsellikdir.Bize açıklasınlar bakalım termodinamik kanununa takılı kalanlar.

    birincisi: enerjiyle ilgili çalışmalara destek vermek lazım. daha verimli veya enerjisini boşa harcayıp har vurup harman savurduğumuz kaynakları kullanmaya çalışarak enerji dönüşümleri üzerine çalışan deney yapan kafa yoranlara her zaman destek çıkılmalı. innovasyon buluşlar ve teknik gelişme ancak böyle mümkün olur her düşünceye açık olunmalı.

    ama! büyük bir ama: termodinamik öyle sadece kaptaki sıvıyla termal ısıyla ilgili bir kanun değildir önce biraz araştırmanızı tavsiye ederim. bugüne kadar modern fiziği göreli fiziği kuantum mekaniği kuramlarını atomaltı parçacıklarının davranışlarını keşfettik ve bunların hepsinde ama hepsinde hala geçerli olan dört tane temel kanun var yani termodinamik kanunları. bunca yeni keşiflere yeni teorilere rağmen yıllarca bu dört kanunu bir gıdım bile yerinden edemediysek izin verin de yeni bir enerji dönüşümü hipotezinde ilk soracağımız nokta bu dört kanun olsun çünkü evrenin temelini oluşturuyor bu kanunlar. bu demek değil ki termodinamik kanunlarını yıkan bir gelişme yaşanmasın ama şayet böyle bir gelişmenin olduğunu iddia edenler de öncelikle hipotezlerinin termodinamik kanunlarına tezat olduğunu farkında olup tartışmayı böyle yürütsünler. çorbama limon sıktın gibi ucuz üç maymun oyunları yerine kendini bilerek bak benim fikrim termodinamiği deviriyor eğer haklıysam yüzyıl boyunca nobel ödülüne ambargo da koyarım dünyayı da enerji sorunundan kurtarırım denmesi gerek. böyle bilinçli bir şekilde ortaya çıktıktan sonra zaten dikkate alınacaktır yapılan çalışmalar. aksi halde termodinamiğin t sinden habersiz olup da ciddiye alınmayı beklemek mantık dışı olur.




  • pirefokkes kullanıcısına yanıt
    Termodinamik kanunu bir üstte yazdığım konuya göre çocuk oyuncağı gibi kalıyor. Nükleer yapılar ile maddenin bozunumu ile ortaya çıkan enerji muazzamdır ve E = mc2 denklemini ortaya atan fizikçinin hayal gücü sınırlarında bir sistemdir. Nükleer santrallerin ötesinde maddeden daha kontrollü bir şekilde enerji elde edinimi ile yavaş yavaş çekilen enerji de muazzamdır.

    Hem dini inancım hem bilimsel bilgilerimi birleştirdiğimde yoktan var edilme maddesel ortam sadece ufak bir yanılsamadır. Aynadan gördüğümüz bir görüntü gibi bu evren belli kurallar çerçevesinde algılarımızın üzerinde bir gerçekliğin ufak bir yansıması olduğuna inanırım. Bu maddesel gerçeklik ise bizim kabul gördüğümüz atom teorisinin üzerindedir. Altını karıştırdıkça sonsuz bir derinlikte yeni keşiflere kapı aralar nitelikte olduğunu kabul ettiğimden günü kurtaran ve bir ilerisi için yol gösteren basitlikten daha ötesi olmayan kurallara, keşiflere çok takılmıyorum. Onun için termodinamikte, E=mc2 de benim hayal limitlerimin altında gerçekliklerdir. Sonsuzluk deyimi ise hayal gücümüzün yetmediği büyüklükleri ifade ettiği için sonsuz enerji demekle yetinilen bu konuyu bir kelime yanılsaması olarak düşünüyorum.

    Enerjinin korunumu meselesi için ise ; kimyasal tepkimelerde katalizör görevi gören maddelerin tepkimenin daha düşük enerji ile gerçekleşmesini sağlayıp sonrada katalizörün bozulmadan aynı miktarda geride kalması atom içindeki dengelerin rezonans halinde kullanımında farklı enerjiler ortaya çıkarttığının kanıtıdır. Tepkime sonrası ortaya çıkan ürün katalizörsüz olarak bileşik oluşturma anındaki potansiyel bağ enerjisine mi sahiptir yoksa katalizörlü tepkimesi ile elde edilen enerjiyemi sahiptir sorusuna yanıt verebilirseniz sizi haklı olarak kabul edebilirim. Sırf bu tepkime esnasındaki potansiyel enerji birikimi bile termodinamiğin enerjinin korunumu kanununu baltalamaya yeter.

    Zaten fizikçilerin yeni baştan düşünüp sicim teorisi gibi yeni yapılara yönelten etkenler de bunlardır.

    Siz bizleri yeniden düşünmeye, araştırmaya davet etmişsiniz. Bu yazdıklarımla siz yeniden düşünür müsünüz?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: goçhisar

    Termodinamik kanunu bir üstte yazdığım konuya göre çocuk oyuncağı gibi kalıyor. Nükleer yapılar ile maddenin bozunumu ile ortaya çıkan enerji muazzamdır ve E = mc2 denklemini ortaya atan fizikçinin hayal gücü sınırlarında bir sistemdir. Nükleer santrallerin ötesinde maddeden daha kontrollü bir şekilde enerji elde edinimi ile yavaş yavaş çekilen enerji de muazzamdır.

    Hem dini inancım hem bilimsel bilgilerimi birleştirdiğimde yoktan var edilme maddesel ortam sadece ufak bir yanılsamadır. Aynadan gördüğümüz bir görüntü gibi bu evren belli kurallar çerçevesinde algılarımızın üzerinde bir gerçekliğin ufak bir yansıması olduğuna inanırım. Bu maddesel gerçeklik ise bizim kabul gördüğümüz atom teorisinin üzerindedir. Altını karıştırdıkça sonsuz bir derinlikte yeni keşiflere kapı aralar nitelikte olduğunu kabul ettiğimden günü kurtaran ve bir ilerisi için yol gösteren basitlikten daha ötesi olmayan kurallara, keşiflere çok takılmıyorum. Onun için termodinamikte, E=mc2 de benim hayal limitlerimin altında gerçekliklerdir. Sonsuzluk deyimi ise hayal gücümüzün yetmediği büyüklükleri ifade ettiği için sonsuz enerji demekle yetinilen bu konuyu bir kelime yanılsaması olarak düşünüyorum.

    Enerjinin korunumu meselesi için ise ; kimyasal tepkimelerde katalizör görevi gören maddelerin tepkimenin daha düşük enerji ile gerçekleşmesini sağlayıp sonrada katalizörün bozulmadan aynı miktarda geride kalması atom içindeki dengelerin rezonans halinde kullanımında farklı enerjiler ortaya çıkarttığının kanıtıdır. Tepkime sonrası ortaya çıkan ürün katalizörsüz olarak bileşik oluşturma anındaki potansiyel bağ enerjisine mi sahiptir yoksa katalizörlü tepkimesi ile elde edilen enerjiyemi sahiptir sorusuna yanıt verebilirseniz sizi haklı olarak kabul edebilirim. Sırf bu tepkime esnasındaki potansiyel enerji birikimi bile termodinamiğin enerjinin korunumu kanununu baltalamaya yeter.

    Zaten fizikçilerin yeni baştan düşünüp sicim teorisi gibi yeni yapılara yönelten etkenler de bunlardır.

    Siz bizleri yeniden düşünmeye, araştırmaya davet etmişsiniz. Bu yazdıklarımla siz yeniden düşünür müsünüz?

    çocuk oyuncağı? neyin oyuncağı ne demek istediğin anlaşılmıyor ama bozonların ve gluonların neden olduğu bağ enerjilerini yani çekirdek tepkime enerjilerinin termodinamik kanunlarına uymadığını sanıyorsan komik duruma düşersin hatta ve hatta yazının sonlarında subatomic enerjiler bir yana kimyasal bağ enerjilerinin bile termodinamiğe aykırı olduğu gibi saçma ve cahilce bir yanlış sonuç çıkarmışsın hem de katalizörlerin entalpiye hiçbir etkisi olmadığını bilmeden. araştırmanı iyi yapmadan bilgi sahibi kimsenin sana diyecek lafı olamaz boş duvara konuşuruz araştırıp öğrendikten sonra ortaya bilimsel bir tez atarsan ancak o zaman yeniden düşünecek bir şeyimiz olur.




  • Bir reaksiyonda entalpi değişimi yani maddenin sakladığı enerjinin değişimi eşittir. Fakat gereken enerji miktarı normal reaksiyona göre azdır. Potansiyel değişim grafiğinde reaksiyonun gerçekleşmesi için gereken enerji miktarı ile sakladığı enerjiyi karşılaştırın. Katalizörsüz tepkimede daha fazla enerji harcanır. Katalizörlerin bir kısmı ise hiç kimyasal tepkimeye girmeyen atomlardır (Au gibi). Bunları açıklarken kimyasal tepkimeye girmez ama aktifleşme enerjisini düşürür derken hangi kanuna dayandırabiliyoprsunuz?

    Katalizörlü tepkimede hem aktivasyon enerjisi düşecek hemde tepkime süresi kısalacak. Daha az enerji ile aynı sürede daha fazla ürün elde etmenin ne demek olduğunu biliyorum.

    Delta H ile Ea toplamları arsındaki fark harcamanızı göstermiyor diyebilir misiniz?



    Hadi buna bir kulp buldunuz diyelim. Manyetik çekim sağlayan demir benzeri atom bileşiklerinin çekimsel potansiyel enerjisi ile yerçekimi enerjisi farkını nereden açıklama getireceksiniz. Ayrıca itme kuvvetini nasıl izah edersiniz?

    Manyetik kuvvetlerdeki yapılar diğer atomlarda da uygulanır. Madde titreşimlerin zamansal sıkışmasından oluşur der sicim teorisinde. Ayrıca tüm evrendeki her parçacık birbirine bağlıdır, tekillikten oluşur dendiği anda evrenin tamamıyla bağlantı enerjide sonsuzluğu getirir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: goçhisar

    Bir reaksiyonda entalpi değişimi yani maddenin sakladığı enerjinin değişimi eşittir. Fakat gereken enerji miktarı normal reaksiyona göre azdır. Potansiyel değişim grafiğinde reaksiyonun gerçekleşmesi için gereken enerji miktarı ile sakladığı enerjiyi karşılaştırın. Katalizörsüz tepkimede daha fazla enerji harcanır. Katalizörlerin bir kısmı ise hiç kimyasal tepkimeye girmeyen atomlardır (Au gibi). Bunları açıklarken kimyasal tepkimeye girmez ama aktifleşme enerjisini düşürür derken hangi kanuna dayandırabiliyoprsunuz?

    Katalizörlü tepkimede hem aktivasyon enerjisi düşecek hemde tepkime süresi kısalacak. Daha az enerji ile aynı sürede daha fazla ürün elde etmenin ne demek olduğunu biliyorum.

    Delta H ile Ea toplamları arsındaki fark harcamanızı göstermiyor diyebilir misiniz?

    />


    Hadi buna bir kulp buldunuz diyelim. Manyetik çekim sağlayan demir benzeri atom bileşiklerinin çekimsel potansiyel enerjisi ile yerçekimi enerjisi farkını nereden açıklama getireceksiniz. Ayrıca itme kuvvetini nasıl izah edersiniz?

    Manyetik kuvvetlerdeki yapılar diğer atomlarda da uygulanır. Madde titreşimlerin zamansal sıkışmasından oluşur der sicim teorisinde. Ayrıca tüm evrendeki her parçacık birbirine bağlıdır, tekillikten oluşur dendiği anda evrenin tamamıyla bağlantı enerjide sonsuzluğu getirir.

    gereken enerji miktarı dediğin şey ideal koşuldaki kimyasal tepkimeyi pratikte gerçeklemek için sisteme dışardan verdiğin enerjidir yani toplam verim azalır katalizörün de bu dış enerjiyi dolaylı düşürmesi entalpiden bağımsızdır aktivasyonun ne olduğunu iyi incele hangi kanuna neyi dayandıracakmışım neyi ispatlamaya çalışıyosun onu anlamadım. delta enerji seviyeleri bu dış enerjidir harcamamızı göstermiyor diyebilmekle ne kastettin onu da anlamadım. ferromagnetic maddenin alanı magnetic olan maddelerin dipollerini hareket ettirir onları çeker ve toplam iş fonksiyonu oranı hep 1den düşüktür magnetic alan ve akı eğrisini çizdiğinde kapalı eğri içindeki enerji kuvvet enerjisine dönüşmeyen enerjidir verimdeki kayıptır. yerçekimi ve itme kuvvetine izahı deneyle deneyerek enerji farkını hesaplayarak yüzlerce yıldır herkes görüyor. string theory planck boyutunu anlatır quantumda tüm birim hacimlerin toplayıp macro boyuta kadar integralini aldığında klasik mekanik kanunlarına ulaşırsın. şimdi entanglement ile singularityden bahsettin sonra bir anda enerji sonsuz dedin herşeyi birbirine karıştırıyorsun singularity oluşturmak için ve sürdürmek için gereken enerji yoğunluğunu biliyor musun hem bugün m theoryle veya kuantumla uğraşan hiçbir bilimadamı termodinamiğin kanunlarıyla çelişmez yıktım bu kanunu demez diyemez çünkü ellerindeki teorideki hesaplar ortada bu mesajlarla termodinamiğin bir kanununu yıktığını mı ispatlamaya çalışıyosun öyleyse hangi kanunu neyin tartışması bu anlamadım kulp bulmakmış bilmem neymiş galileo ne demiş sen istesen de istemesen de dünya dönüyor bildiğimiz fizikte deneyleriyle yıllardır kanıtladığımız kurallar belli istediğin kadar itiraz et




  • TERMODİNAMİK KANUNU YENİ BİLİMSEL KANUNLARIN ORTAYA ÇIKMASINA ENGELMİŞ GİBİ GÖSTERMEYE DE KİMSENİN HAKKI OLMAMASI GEREKİR.
  • Senin kabulün hepsinin doğruluğu üzerine. Benim sözlerim ise eksikliklerle dolu olduğu üzerine.

    Madde izahı içinde Einstein görelilik teorisinde maddesel boyuta zaman eşlik eder. Zaman ise farklı kütlelerde farklı hızlarda ilerler. Çekimsel kuvvetleri de zaman yoğunluğu ile ifade eder. Yani madde ile zaman bağlantılıdır der.

    Sicim teorisi de bunun üzerine bina edilir. Zamanın akışıda görecelidir. Bir partikül sicim gibi tüm evreni dolaşır ve farklı konumlarda farklı sürelerle zaman sıkışmasıyla yer alır. Bu akışta bağımlılık ile bölgesel kalış süreleri zaman ve mekanı oluşturur. Tekil partikül var oluşun başından sonuna kadar tekil kalmaya devam eder. Hayatın akışında ise bize göre zaman ileri doğru akar. Parçacık ise tüm zamanlarda var olan akışla zamanın kendisini de oluşturur. Zamanda hem ileri hem geri gider. Partikül için zaman yoktur.

    Bizim zamana bağlı ölçümlerimiz anlık yapılara dayanır. Anı ölçersen zaman faktörünü es geçersin. Tüm evrendeki enerji, madde, zaman tekillikle oluştuğu varsayımında zamana bağlı kuramlar ortadan kalkar. Bu kuralların ortadan kalktığı yapılar seninde belirttiğin gibi partiküllerle izah edilen yapıların makro boyuta taşındığında anlık ölçümlerle elde ettiğin kanunlara ulaştırır.

    Atom seviyesinde çekirdekte daha yoğun bir süreçte kalan partikül yoğun bir dalga boyu sergiler. Dalga boyu ne kadar küçülürse o kadar yüksek kütle oluşur. Her atomun kritik kütlesi vardır. Belli bir zamanda belli bir noktada aynı tipteki atomlardan kritik kütlede bir araya getirirseniz bozulma yada çökme oluşur. Bozulma ile daha yüksek kritik kütleye sahip bir atoma dönüşüm yada çökme ile daha büyük ve daha yüksek tekillik oluşturan karadelik yapısı oluşur. Kritik kütle dediğimiz olayın açıklaması sicimdeki partikülün çevresinde bulunan tüm yapıların eş zamansal sıkışma ile benzeşen titreşimlerle birbirine dolaşması ile oluşan yol üzerindeki enerji şişmesi baloncuklarının telafisi için farklı bir atom yapısına geçişi zorunlu hale gelir.

    Şimdi gelelim termodinamiğe ve kimyasal tepkimeye girmez dediğimiz soy metal grubunun çeşitli tepkimelerde katalizör olarak görev yapmasına. Kimyasal tepkimeler ile oluşan moleküller belli bir aktivasyon enerjisi gerektirir. Makro boyutta buna tepkime, yanma ne dersen de. Mikro boyutta dolaşıklığın atomlar arası birleşmeler için tepkimeye girmeyen atomlar bile titreşimsel benzeşmeler ile aktivasyon enerjisini düşürürler. Daha az enerji ile tepkimeyi başlatırsın. Zamanı azaltır, enerji ihtiyacını azaltır.

    Yukarda verdiğim videolardaki deneylerde belli frekanslarla aynı durum tetiklenir. Zamanın farklı bir noktasından enerji akışı ile çekimsel kuvvetler değiştirilir. Sizin sorununuz denklemleri zaman değişimindeki stabil görüşünüz hal ile ele almanız. Zaman değişkendir ve her yöne doğru hareket eder. Zaman kayması formülü hızın ışık hızı oranı ile ifade edilir. Buda düzlemsel yapıda ifade edilen bir formüldür. Kritik kütlede çökme noktalarında zamanın farklı bir noktasına çıkışı taklit eden yapıları keşfetmeden düzlemsel formüller ile takılıp kalırsınız. Değişken olanın zaman olduğu noktada ise maddesel evrende sınır yoktur. Sadece termodinamik değil tüm newton kanunları çöpe gider. Newton için ise zaman stabil akar gider.

    Videoda elektron yörüngesini ışıkla değiştirip boşluk oluşturarak çekirdek çekimlerini değiştirdiğini düşünen fizikçi geçerli kanunlarla bir sonuca ulaşıyor. Ama zaman sıkışmalarının değişimi üzerinde daha yakın düşünen ölüm çanı deneyini yapan almanlar ise titreşimsel yapı üzerinde çalışarak akışı değiştiriyorlar. Çekim güçleri ile oynayacak derecede bir yapı ise bence en büyük enerji kaynağının temelidir.

    Kısacası senin kanun dediğin her yapı benim için günlük hayatta kullanmama rağmen şüpheyle baktığım eksiklikler zincirinden ibaret. Bana Dünya üzerinde Türkiyeyi tamamen kaplayan bir kırmızı nokta ile üzerinde şu anda buradasınız yazan ve her sokak başında bulunan bir harita kadar yol gösteriyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: goçhisar

    Senin kabulün hepsinin doğruluğu üzerine. Benim sözlerim ise eksikliklerle dolu olduğu üzerine.

    Madde izahı içinde Einstein görelilik teorisinde maddesel boyuta zaman eşlik eder. Zaman ise farklı kütlelerde farklı hızlarda ilerler. Çekimsel kuvvetleri de zaman yoğunluğu ile ifade eder. Yani madde ile zaman bağlantılıdır der.

    Sicim teorisi de bunun üzerine bina edilir. Zamanın akışıda görecelidir. Bir partikül sicim gibi tüm evreni dolaşır ve farklı konumlarda farklı sürelerle zaman sıkışmasıyla yer alır. Bu akışta bağımlılık ile bölgesel kalış süreleri zaman ve mekanı oluşturur. Tekil partikül var oluşun başından sonuna kadar tekil kalmaya devam eder. Hayatın akışında ise bize göre zaman ileri doğru akar. Parçacık ise tüm zamanlarda var olan akışla zamanın kendisini de oluşturur. Zamanda hem ileri hem geri gider. Partikül için zaman yoktur.

    Bizim zamana bağlı ölçümlerimiz anlık yapılara dayanır. Anı ölçersen zaman faktörünü es geçersin. Tüm evrendeki enerji, madde, zaman tekillikle oluştuğu varsayımında zamana bağlı kuramlar ortadan kalkar. Bu kuralların ortadan kalktığı yapılar seninde belirttiğin gibi partiküllerle izah edilen yapıların makro boyuta taşındığında anlık ölçümlerle elde ettiğin kanunlara ulaştırır.

    Atom seviyesinde çekirdekte daha yoğun bir süreçte kalan partikül yoğun bir dalga boyu sergiler. Dalga boyu ne kadar küçülürse o kadar yüksek kütle oluşur. Her atomun kritik kütlesi vardır. Belli bir zamanda belli bir noktada aynı tipteki atomlardan kritik kütlede bir araya getirirseniz bozulma yada çökme oluşur. Bozulma ile daha yüksek kritik kütleye sahip bir atoma dönüşüm yada çökme ile daha büyük ve daha yüksek tekillik oluşturan karadelik yapısı oluşur. Kritik kütle dediğimiz olayın açıklaması sicimdeki partikülün çevresinde bulunan tüm yapıların eş zamansal sıkışma ile benzeşen titreşimlerle birbirine dolaşması ile oluşan yol üzerindeki enerji şişmesi baloncuklarının telafisi için farklı bir atom yapısına geçişi zorunlu hale gelir.

    Şimdi gelelim termodinamiğe ve kimyasal tepkimeye girmez dediğimiz soy metal grubunun çeşitli tepkimelerde katalizör olarak görev yapmasına. Kimyasal tepkimeler ile oluşan moleküller belli bir aktivasyon enerjisi gerektirir. Makro boyutta buna tepkime, yanma ne dersen de. Mikro boyutta dolaşıklığın atomlar arası birleşmeler için tepkimeye girmeyen atomlar bile titreşimsel benzeşmeler ile aktivasyon enerjisini düşürürler. Daha az enerji ile tepkimeyi başlatırsın. Zamanı azaltır, enerji ihtiyacını azaltır.

    Yukarda verdiğim videolardaki deneylerde belli frekanslarla aynı durum tetiklenir. Zamanın farklı bir noktasından enerji akışı ile çekimsel kuvvetler değiştirilir. Sizin sorununuz denklemleri zaman değişimindeki stabil görüşünüz hal ile ele almanız. Zaman değişkendir ve her yöne doğru hareket eder. Zaman kayması formülü hızın ışık hızı oranı ile ifade edilir. Buda düzlemsel yapıda ifade edilen bir formüldür. Kritik kütlede çökme noktalarında zamanın farklı bir noktasına çıkışı taklit eden yapıları keşfetmeden düzlemsel formüller ile takılıp kalırsınız. Değişken olanın zaman olduğu noktada ise maddesel evrende sınır yoktur. Sadece termodinamik değil tüm newton kanunları çöpe gider. Newton için ise zaman stabil akar gider.

    Videoda elektron yörüngesini ışıkla değiştirip boşluk oluşturarak çekirdek çekimlerini değiştirdiğini düşünen fizikçi geçerli kanunlarla bir sonuca ulaşıyor. Ama zaman sıkışmalarının değişimi üzerinde daha yakın düşünen ölüm çanı deneyini yapan almanlar ise titreşimsel yapı üzerinde çalışarak akışı değiştiriyorlar. Çekim güçleri ile oynayacak derecede bir yapı ise bence en büyük enerji kaynağının temelidir.

    Kısacası senin kanun dediğin her yapı benim için günlük hayatta kullanmama rağmen şüpheyle baktığım eksiklikler zincirinden ibaret. Bana Dünya üzerinde Türkiyeyi tamamen kaplayan bir kırmızı nokta ile üzerinde şu anda buradasınız yazan ve her sokak başında bulunan bir harita kadar yol gösteriyor.

    önce singularity açıklamasına giden bildiğimiz şeyleri sıralamakla başladın sonra yine termodinamiğin geçerliğini tehdit etmeyen aktivasyon enerjisinden üçüncü defa bahsettin sonra göremediğim bir videoda olduğunu iddia ettiğin çorba gibi birbirine karıştırdığın fiziksel olaylar sıraladın ki paragrafın sonunda dediğine göre singularity içinde de işleyen bir fizik kanunu ortaya çıkarmışsın ve bu kanunda enerji sınırsızmış sonra elektronların quantum statelerini orbitallerini değiştirme deneylerine girdin ve çekim güçleri dediğin ne olduğunu anlamadığım bir kuvvetle oynamaktan bahsettin hem de bu planck boyutlarında zaman ve konumuun heisenberg belirsizliği ile sınırlı olduğuna aldırmadan ve günümüz fiziğinin herşeyi açıklamakta eksik olduğunu söyledin. bu karmaşadan anladığım fizik kurallarının bugünkü şekliyle singularity gibi yapıların içinde ne olduğunu açıklayamıyoruz evet doğru ama bu enerji sonsuzdur gibi sonuçlar çıkarmayı gerektirmez. termodinamiğe gelince biri çıkıp bu kanunları da yıkabilir mi yıkabilir ama bunu önce teoriyle matematik modelini oluşturmalı sonra her alanda deneylerle defalarca kanıtlamalı öyle enerji sonsuzdur diye kestirip atmadan bilimsel metotla yapılmalı kaldı ki o gün geldiğinde dünyada yer yerinden oynayacaktır herkes işi gücü bırakıp planck altı uzayzaman boyutlarında bu enerjiyi arayacaktır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: inansay

    TERMODİNAMİK KANUNU YENİ BİLİMSEL KANUNLARIN ORTAYA ÇIKMASINA ENGELMİŞ GİBİ GÖSTERMEYE DE KİMSENİN HAKKI OLMAMASI GEREKİR.

    niye böyle yapıyolar bilmiyorum fakir edebiyatı geliyor bana sanki kitapta o dört kanun yazılı olmasa önleri sözde kesilmemiş olacak hemen yarın enerji sorunu çözülecek. bana hava hoş tüm kitaplardan bilimsel kuramlardan dört termodinamik kanununu silelim silgiyle silmek kolay tamam peki öyle olunca ellerindeki sistem ya da makine birim verim sınırını geçebilecek mi hayır. hep aynı döngü kabak tadı verdi soruyorsun devridaim sınırsız enerji elde ederim diyen adama
    -verimin %100ün üstünde mi?
    -evet
    -tamam olabilir belki termodinamiği yıktın bu akşam stockholme mail atarız yarın jet kararla fizik nobelini verirler. peki termodinamiği yıkan kuramını formülasyonunu göster bize
    -yok
    -ayrıntılı formülasyon olmasa da olur basit bir temel teori en azından bir matematik model?
    -yok
    -peki elinde deney sonuçların var mı verimini ölçtüğün çalışan bir prototip bir makine?
    -yok
    -e ama oldu mu şimdi




  • Konuyu başından okumak yerine sonuna yazarsan video gözüne gözükmez.



    Yaratılışı, Kuran'ı sorgulayan ateist birini hatırladım. Kuran'ı ben 80 lerde okudum, çok sıkıcı bir kitap. Basit basit hikayeler diye yorumluyordu. Düşünsene bugün herşey keşfedildi, teknolojinin sonuna geldik gibi bir laf etti. Her insanın kendi çağını en ileri seviye gibi düşünmesi yanılgısının kendi üzerinde olduğunu ve farklı bilimsel gelişimlerden bahsettik.

    Dar açılardan bakmaya alışmış her insan maddiyat içindeki yaratılışın içindeki kompleksliklere takılıp başının dönmesi ile en tepeye bakıp birşey görmemesi doğal. Sadece Zaman ve mekan ile sınırlı bir bilgi ile zaman boyutunu görebilmeniz zaten şaşırtıcı olurdu. Herşeyin birbirine sarılıp sarmalandığını, derinlere indikçe bile bilginin sonsuzluğuna ulaşamayacağımızı zaten biliyoruz. Ufak bir çocuğun cenneti sevildiği, bol bol çikolata gibi aburcuburla beslenip bol bol oynayabileceği arkadaşları olması ile sınırlı isede daha fazlasını isteyenlerin cenneti varlığın sınırları ötesinde varoluşun kendisinin sırrıdır. Geceyi gündüzün üzerine sarıp örtmek, gündüzü gecenin üzerine sarıp örtmek, bir akış içinde gitmek (Zümer-5). Kainatın fihristi içinde kainattaki benzerliklerin iç içe işlenişi, büyük alemden küçük aleme kadar bir uyumla oluşan benzerliklerle ilham almak çoğu konuyu açar.

    (Kehf 60-82) Hızır a.s. hikayesi zamandaki serbestiyetle hareket konusunun bir ilim olduğu yazar.

    Çeşitli yollarda 70 katlı boyut ile ilgili bilgiler mevcut. zaman ve mekan en alt derece olarak verilmiş. 4 boyuttan 3 üne anda görebiliyoruz.

    Ayrıca bir konuda gelecek endişesi duymamakla alakalıdır. Her canlının ihtiyacı zaten karşılanır. İhtiyacını karşılayacak malzeme kaybolduğunda, bittiğinde yenisi zaten verilir. Dünyanın enerji ihtiyacını karşılayan petrolü ne kadar erken bitirirsek o kadar erken bu teknolojilere geçeceğiz. Benim gibi dili uzunlar sadece hazırlığın vaktini erkenden dile getirenlerdir.




  • bu kadar dil döküyoruz ama karşıdaki niye kaale almadan aynı ezberi tekrarlıyor diye düşünürken niye senin sorunun bu böyle dar kafalısın videoyu da görmezsin tabi diye saldırıya geçti derken şimdi çözüldü herşey hiç yoktan ayetler dökülmeye başladı anlaşıldı neye bulaştığım. bu kafalarla uğraşmıyorum artık hadi koçum bilimsel metotla teori üretmeden boş laflarla inanç kozuyla gelmeyin bana
  • Merak etme 3 boyutu çözünce kendini tanrılaştıran ateislere sadece küfredip geçiyorum. Hemde yağlı ballı küfrediyorum.

    İşin öte yanında ise Kuran'ın içeriğinden teknolojiye bağlantı kurulmasına laf edenlere ne yaptığımı hiç söylemeyeyim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: goçhisar

    Merak etme 3 boyutu çözünce kendini tanrılaştıran ateislere sadece küfredip geçiyorum. Hemde yağlı ballı küfrediyorum.

    İşin öte yanında ise Kuran'ın içeriğinden teknolojiye bağlantı kurulmasına laf edenlere ne yaptığımı hiç söylemeyeyim.

    terbiyesiz şey
  • Artık sayın demiyorum, goçhisar. Kimseye küfretme hakkınız yok bu 1. Yaşınız kaç bilmiyorum ama temel fizik bilgileriyle aynı yerde dolanıp duruyorsunuz, yok frekanstır katalizördür bunlardan termodinamiğe aykırı şeyler çıkaramasınız, yaptığınız cahilce bu 2. Ciddiye alınmanız hataydı bu 3. Bunları belki bazı hatalarınızı farkedersiniz diye yazdım. Ama açıkcası umutsuzum, yapabileceğim tek şey size acımak olabilir bu son.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi lucky16 -- 24 Eylül 2013; 17:43:29 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: pirefokkes

    quote:

    Orijinalden alıntı: goçhisar

    Merak etme 3 boyutu çözünce kendini tanrılaştıran ateislere sadece küfredip geçiyorum. Hemde yağlı ballı küfrediyorum.

    İşin öte yanında ise Kuran'ın içeriğinden teknolojiye bağlantı kurulmasına laf edenlere ne yaptığımı hiç söylemeyeyim.

    terbiyesiz şey

    Bu türden canlıları ciddiye almamanızı öneririm.

    Bu türler "Ne kadar bilgisiz olduklarını dahi bilemeyecek kadar bilgisizdirler."

    Uğur MUMCU'nun "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar." sözünde anlattığı tiplerden de aşağıdadırlar.

    Bunlara karşı yapabileceğiniz tek davranış şekli sağdaki "
     free enerji
    " tuşu tıklamanızdır.
    Siz her ne kadar iyi niyetle yardımcı olmaya çalışsanız da bunlar iyilikten de anlamazlar.

    @pirefokkes




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.