Şimdi Ara

Gelin okuldaki nöbetimde kızla 5 gün süren maceramı anlatıyorum PART-6 geldi (14. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
553
Cevap
153
Favori
22.193
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1213141516
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sınıfça toplanıp pastile girmek nedir arkadaş

    5 i bekliyoruz ..
  • Sıkılmadan okudum.Part 5i bekliyorum
  • beyler part 5 i yazdım fakat flood korumasından dolayı gösterilemiyo diyo. buraya 5. sayfaya eklicem 5. partı
  • PART 5- HER YÖNDEN ANLAMLI BİR GÜN



    Evet beyler işte o beklediğiniz ve benim de yazmak için sabırsızlandığım fakat daha henüz yeni fırsat bulduğum 5. partı yazacağım..

    Bu yazdıklarımı şimdi aklıma geldikçe düşündükçe hem vay be diyorum hem seviniyorum hem utanıyorum, aynı o günki gibi b*ktan mı yoksa güzel mi bilmediğim haller yaşıyorum..



    Evet beyler şuan baktım, 5. gün ygs nin açıklandığı günden 1 ve ya 2 gün sonraya denk geliyordu. Yani ya 21 ya da 22 Nisan'dı o gün.

    (kızın sınavını sormuştum, orta şekerli geçtiğini fakat hukuk istediğini ve seneye tekrar gireceğini söylemişti. tam bir araba hastasıydı kız facebookta hep bmw resimleri vardı ve bir gün benim olacaksın falan yazmıştı ne olurdu benim olsan gibi şeyler.. bir an düşündüm ulan bir bmw'm olsa bu kız kesin benim olurdu diye ama öyle bir kız değildi de galiba.. bilmiyorum işte babası demiş hukuk kazanırsan araban benden gibi şeyler o yüzden hukuk istiyodu)



    Haftanın 5. ve son gününden önce yani perşembe günü kafamı gece yastığa koyduğumda tabii ki baya bir şey düşündüm Nerden nereye, hiç bilmediğim tanımadığım bir kızla bir anda haşırneşir olmaya başlamıştık ve ben tek taraflı bir ton hayal kurmanın eşiğine gelmiştim bile.

    Gece yatarken kızın sürekli kantinden simit- poğaça falan alarak kahvaltı ettiği geldi aklıma. Kesinlikle bu konu hakkında bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm ve ne yapacaklarımı bir bir aklıma getirmeye çalıştım.. Daha özel daha farklı bir şeyle, kızın kalesinde golü bulmuşken farkı koymam gerekiyodu ki bu açık ara olsa yararıma olur diye düşündüm.

    Sabah kalktığımda her zaman ki gibi duşumu aldım ve kızın bana yakıştırdığı fiyaka deri montumu giydim. Yine aynaya bakmayı eksik etmedim tabii. Bu sefer her günden daha fazla özen göstermiştim üstüme başıma. Yanıma daha fazla para almıştım, parfümümü daha fazla sıkmıştım, evden çıkmadan ayakkabılarımın ne kadar temiz olduğunu kontrol etmiştim, kol saatimi düzgün takmış mıyım diye bile kontrol etmiştim

    Ulan sanki kızı istemeye gidiyomuşum gibi yaptığım şeylere bak. Halbuki evin 100 metre ilersindeki kahvaltı çeşitleri satan yere gidip gece yatarken aklıma gelen efsanevi bomba kahvaltı sürprizim için 5 zeytin, 1 kibrit kutusu büyüklüğünde peynir, bal, reçel falan alacaktım.

    Bunları almadan önce kahvaltıcı(?) adam acaba ilginç karşılar mı diye düşündüm ama ne yapayım biraz küfür edermiş gibi olacaktı abi zeytinin tanesi ne kadar falan

    Böyle böyle olur mu dedim, adam sanki dükkanı açtığından beri ilk siftahı yapacakmış gibi o kadar sevinçli şekilde olur tabii olur abim ne istersin falan demeye başladı.

    Aha dedim bugün böyle başladıysa böyle gidecek kesin güzel başladı diye düşünmeye başladım..

    O gün her zamankinden erken çıkmıştım çünkü hocamın geç gelmesinden faydalanarak artık anahtarı bende olan odasının en arkadaki boş kısmındaki masaya harika bi kahvaltı ziyafeti çektirecektim kıza. En azından böyle düşünüyordum yani..

    Elimde poşet içinde kahvaltılıklar gittim okula. Fakat feleğin kahpe tokadını o kadar çabuk yemiştim ki..

    1- Hoca odasındaydı
    2- 9. Sınıfların gezisi için elime dilekçe kağıtlarını tutuşturdu ve benim koskoca 4 gün 4 gözle beklediğim görevi gitti bugünü buldu verecek..

    Sevinsem sevinemiyorum, işler bir anda sarpasarmıştı. Hızlıca sınıfları gezmeye başladım sabahın köründe.

    Her sınıfa girip "Şu şu tarihte şuraya şuraya gezi düzenlenecek ücretsizmiş, çanakkaleye gidecekler 1 e, denizliye gidecekler 2 ye bassın"

    Tek tek bütün sıralara dağıtmak cabası yanında. Bir yandan keyfini çıkarmaya çalışıyordum çünkü sınıflara girip duyuru yapmak en sevdiğim şeydi.

    9. sınıfların abuksapuk soruları da var. Onlarla da uğraştım tabi..

    Neyse, o gün daha bismillah hoca işi kitlemişti bana. Ama Allah yardımcım oldu ki, o gün o kadar sıkışıktım ki fakat o sıkışıklık nasıl olduysa aynı zamanda çok geniş bir güne yayıldı. Gün bildiğiniz bitmek bilmedi. Devam ediyorum.

    Gezinin düzenleneceği tarihe çok az bir zaman kaldığı için her şeyi o gün halletmemiz gerekiyormuş. Geziye gitmek isteyen öğrenciler öğle arasında benim yanıma gelip isimlerini yazdıracaklarmış. Bir de dolanıp bunun duyurusunu yaptım tabii.

    Hepiniz ee kız nerde diyosunuz. Kız ben bu duyuruları yaptıktan sonra tabi ki yanımdaydı beyler. Kahvaltılıkların olduğu poşeti bir yere sotelemiştim kız görmesin diye. Ben yokken inşallah görmemişti yani. Onun ödevinin de son günüydü galiba deli gibi yetiştirmeye çalışıyordu..

    Derken benim kahvaltı işi galiba yalan olacak diye düşünmeye başladım. Çünkü ne hoca odasından çıkıyordu (hocanın odasında yapacaktım sürprizi) ne işler bırakıyordu. Bir türlü fırsat bulamamıştım. Öğle arası gelene kadar klasik noob 9. sınıf vakaları gelip

    "abi ben çanakkaleye gitmek istiyom ne yapcam??"

    "abi beni yazar mısın ben denizliye gidicem."

    "abi sence nereye gideyim?"

    gibi saçmasapan sorular soruyorlardı. Neyse ki kız yanımdaydı ve bu soruları sorarken yanımdaydı. Ben de tam havamdaydım ki 9. sınıf çömlerine esprili cevaplar veriyordum kız da gülüyordu.

    Hem de tam yanımda ! Kız artık yanıma oturuyordu beyler. Bildiğiniz yan yana oturuyorduk artık. Kolum koluna bacağım bacağına deyiyodu arada. Kızsızlıktan değil bu yazdıklarım, sadece o kızdı yani.

    Öğle arasında bütün öğrencilerin isimlerini aldım. Hepsinin sınıfını, adını soyadını, nereye gitmek istediğini, okul numarasını a4 lere geçirdim. Bunları yaparken kız hala yanımdaydı. Koca öğle arası kankileriyle takılmak yerine ve ya görevli olduğu öğretmeninin bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormak aklına bile gelmiyordu ki benim yanımdaydı galiba.

    Çanakkale ve Denizli arasında gidip gelen ve arasındaki mesafeyi sanki koşarak kateden benmişim gibi yorgun düşmüştüm çünkü kararsız kızlar ve erkekler arkadaşlarıyla aynı yere gitmek için sürekli değiştirip duruyorlardı gitmek istedikleri yerleri. Ben de ağırlığımı koyup kimini kabul ediyordum kimini reddediyordum.

    Kız dibime dibime girmeye başlamıştı ben yazarken. 9. sınıfların hepsi neredeyse bizim etrafımızdaydı ve en ön sıraya geçip isimlerini yazdırmak için beleş kömür sırasındaki teyzeler gibi birbirlerini eziyorlardı.

    Sonunda bizim okulun bozukluğundan mıdır neyden kaynaklanıyo bilmiyorum, yine beni utandıracak bir olay yaşandı o an.

    Veletin teki " abi kız arkadaşın mı?" dedi. Ben de o an tek yedim resmen. Hiç duymamazlıktan geldim galiba, ne kıza bakabildim ne konuşabildim. Bakamadım yani.

    Evet sen nereye gidecektin diye başkasına soru sorup geçiştirdim fakat çocuğa " ulan ibiş çık git burdan" bakışı atmayı da ihmal etmedim.

    Çocukta pişmişkelle gibi sırıtıyodu.

    Kız da bir eli masada kafasını eline dayamış kağıda yazdığım isimlere bakıyodu fakat çocuk öyle diyince kızın da güldüğünü hatırlıyorum sanki..

    Bir şekilde atlattım o eziyet dolu anları beyler. Sonunda bu gidecek öğrencilerin isimlerini hocanın bilgisayarına liste şeklinde geçirmeye gelmişti iş.

    Gerçekten yolunda gitmiyordu şuan hiç bir şey. Kafamdaki plan hafiften "galiba yatacak, yapamayacağım" olarak dönüşmeye başlamıştı.

    Tabi bu veletler ordusu ben listeyi hazırlarken de peşimi bırakmadılar. Yine 5-10 tanesinin gitmek istediği yeri değiştirdim falan..

    Sonra biraz ara vereyim dedim çıktım hocanın odasından. Yaklaşık bir 40 dakika uğraşmıştım listelerle ve bu sıra kız yanımda değildi hiç.

    Kantine doğru giderken kantinin ordaki müdür yardımcısının yanında görevli olan çocuğun yanında gördüm kızı. Birden şok oldum.

    Kafam allak bullak oldu. Çocukla kendim aynı kefeye koydum, kendimi çıkardım ikisini aynı kefeye koydum. Kabullenemedim ne yapacağımı şaşırdım o an.

    Kantine de gidemedim, gittim hızlıca çok az kalan listeyi bitirdim ve kahvaltılık poşetini odanın içine koyarak kapıyı kitledim..

    Tam odadan çıktığım vakit bizim sınıftaki şerefsizlerden bana en yakın olanı gördüm ve "gel lan kantine gidek" dedim.

    Tek başıma gitmeye yemedi, bari dedim yanımda birisi olsun, rahat olurum.

    Bu rahatlık allah kahretsin ki bana fazla geldi. Kantine giderken 1. si kıza selam dahi vermedim. Zaten arkası dönük oturuyordu. Kıza bozulmuştum nedensiz yere belki bilmiyorum ama o manzara beni üzmüştü. Kantinde 2-3 dakika takıldıktann sonra geri dönüyorduk arkadaşla. Yine önlerinden geçecektik fakat bu sefer kızın yüzü bana dönüktü.


    İşte beyler. Ben hayatımın en büyük öküzlüğünü orada yaptım. Niye naptım, neden yaptım bilmiyorum. Hala daha anlam veremiyorum..

    Tam kızın önünden geçerken selam verdim. O da verdi ve gülüştük. Çok yoğundun ben de buraya geldim dedi. Ben de onaylayacakken birden cebinden bir şey çıkardı. Normalde biz o kadar hızlı el kol hareketlerini genelde el hareketi çekmek için kullanırdık

    Bak sana çikolata aldım dedi. O an hiç şaşırmaya bile fırsat vermeden kendime, hatta sevinmeden bile " teşekkür ederim ama ben çikolata sevmem ki" dedim

    EVET VURABİLİRSİNİZ HEM DE İSTEDİĞİNİZ KADAR..

    Kız beni düşünmüştü. Belki ona yaptığım jestlere karşılıksız kalmamak için ufak bir sürpriz de o yapmak istemişti. Ama ben ne yapmıştım ? REDDETMİŞTİM !

    Ben bu öküzlüğü yaptıktan hemen sonra kız kafasını "allah kahretsin" dermişçesine kafasını masaya koydu ve bir koluyla da kafasını kapadı koluyla. Hani bir de "yaaaa" dermişçesine gülüş var ya onu attı. Ben utanmadan bir de üstüne tekrar teşekkür ederek benim yerime sen ye demem mi

    Arkadaşla birlikte dümdüz yolumuza devam ettik. Şimdi düşünüyorum da bu kazmalığı kesin o en yakın şerefsiz arkadaşım bulaştırmıştı bana. Kesin ondan kaynaklanıyodu yani kesinn..


    Artık iş güç bitmişti. Kendi başıma kalınca tabi yaptığım kabalık üzerine düşünme fırsatım da oldu. Aklıma birden kahvaltılıklar geldi. Baktım hoca yok ana işte fırsat bu diye düşündüm.

    Önce hocayı aradım hoca bir yere kadar gitmiş başka bir hocadan öğrendim bunu da. Anahtarını da bana bırakmıştı.

    İşte şans tekrar bana gülmeye başlamıştı beyler artık. O sıra öğretmenler odasından çıktığımda koridorda kızı gördüm. Ona 15-20 dakika kendi katında takılmasını ve hiç bir yere ayrılmamasını heyecanlı bir şekilde söyledim. Kız tabi çok meraklandı. O kadar meraklandı ki hoşuna bile gitti kim bilir ne bekliyo beni diye düşünmeye başlamıştı kesin.

    Koştura koştura otel bölümüne gittim okulun. Peçete,çatal bıçak, Çay falan aldım hızlıca. Sonra ekmek olmadığı aklıma geldi ve mutfağa koşup ekmek aramaya başladım. Ekmek yerine simit buldum ben de onları aldım. (Açık büfeden kalmıştı sabah kahvaltısından ve biraz bayatlamıştı ama ne yapalım kız bıçağı reçele banıp yalayacak değildi ya )

    Hemen bunları kapıp hocanın odasına sızdım. Hocanın odasının arkasında bir oda daha vardı. Orda büyükçe bir masa vardı. Onun bir bölümüne güzelce yerleştirdim bu peyniri, zeytini, reçelleri..

    Stajda öğrendiğim şekilde servis hazırlamıştım kıza. Tam çatalın karşısında çay bardağı vardı. Bıçağın altında peçete vardı.. Tabii 1-2 tane tabak araklaşmıştım otel tarafından bu zeytin ve peynirleri koymak için. Elimdeki kısıtlı imkanlarla en iyisini yapmaya çalışmıştım. Her şey hazırdı artık. 2-3 kere kontrol ettim bütün ürünleri. Sanki uğur dündar denetime gelecekmiş gibi

    Sonunda çıktım üst kata kızı almaya. Düğün salonuna gitmek için arabasıyla gelini almaya giden damat gibi hissetmiştim kendimi o an.

    İşte o an gelmiş çatmıştı. Yavaş yavaş odanın kapısını açtım. Tık yok o kadar sessiz ki her yer. Ben önden, kız arkadan. Odanın arka bölmesine gittik yavaşça. Kız çat bir gördü kahvaltı masasını, dondu kaldı.

    Böyle bir manzara karşısında insanın neye uğradığını az çok tahmin edebilirsiniz beyler. Kız arkadaşınızın size sürpriz bir şekilde okulda bilmem bi yerde zorluklarla kahvaltı ve ya başka bir sürpriz hazırladığını düşünün. Ki ananız babanız bile bir sabah kahvaltıyı sizin hazırladığınızı görünce ne kadar sevinir, elin kızı nasıl sevinmesin.

    Bir masaya bir bana baktı. Ben de mal mal ama kibarca gülümsüyordum. Tabii havalı bir şekilde çünkü başarının verdiği bir haz vardı başarmıştım

    Hem planımı gerçekleştirmiştim hem kızı bir kez daha sevindirmiştim. Belki de çikolata vakasından sonra gönlünü almıştım.

    Kız geçti oturdu ve "ee tek mi yiyeceğim?" dedi. Ben de ben tokum falan dediysem de kız simitin üstüne sürdü peyniri reçeli dayadı ağzıma. O an bir hoş olmuştum kiiiiii anlatamam..


    Yemeden önce resmini çekti masanın. Beni de kareye almak istedi ama ben kabul etmedim çünkü fotoğraflarda gerçekten kötü çıkarım. Beni alma dediğimde "nasıl da belli ediyosunuz kendinizi" dedi ama bu ne anlama geliyo hala anlayamadım.

    Kız kahvaltısını yaparken bir yandan muhabbet ediyorduk. Tekrar tekrar teşekkür ediyordu ve bunu nasıl yaptığımı soruyordu. Yani hocanın odasında, hocanın haberi olup olmadığını sordu ben de yok dedim. Yoktu da.. İşin garibi ikimiz de işi gücü, görevleri işleri boşlamıştık. Kız artık nöbeti falan bırakmıştı full yanımdaydı.

    Lafın arasında kıza " bu çok basit oldu. müsait olduğumuz bir gün güzel bir yerde kahvaltı yaparız tadını çıkara çıkara" gibi bir şeyler dedim. Amacım kızdan buluşma için söz almaktı.


    Bunu dediğimde tabi ki olur dedi fakat ben çalışıyorum çok fazla boş zamanım yok gibi şeyler söyledi. Meğer kız okuldan sonra staj yaptığı otele çalışmaya gidiyormuş.

    İşte bu ya. Helal olsun dedim içimden. İçimden demekle kalmadım kendisine de söyledim. Bu yaptığının çok iyi ve gurur duyulacak bir şey olduğunu söyledim..

    Benim hala yapamadığım şeyi kız başına yapıyordu. Çalışıyordu..


    Tam bu sırada hocanın odasının kapısı açıldı. İkimiz de irkildik tabi. Ben aha yandık dedim içimden çünkü gelen kızın yanında görevli olduğu müdür yardımcısıydı. Ve genç ve gıcık erkek öğretmenler olur ya, o tipten bir adamdı.. Gördü bizi. Ben kesin bütün işi b*k edecek diye düşünürken hiç bir şey demeden güldü ve çıktı gitti.

    Baya derin bi oh çektim çaktırmadan.


    Kız kahvaltısını öğlen 2 de yapmıştı. Şaka gibiydi ya. Bu şerde de bir hayır oldu sonuçta.

    Sınıftaki şerefsiz arkadaşlarımın el hareketi çekme hızıyla aynı hızda cebimdeki çikolatayı çekip kıza vermiştim çünkü aklıma öküzlüğümü telafi edebilecek çok manyak bi laf gelmişti.

    Çikolatayı kibarca uzattım ve "çikolatayı severim, sadece kahvaltıdan önce yiyemem" dedim ve gülümsedim.

    Kızın o anki halini bana anlattırmayın çünkü anlatamam beyler. Lütfen hayal edin.

    Ama kafam rahattı çünkü kesinlikle öküzlüğümü telafi ettiğimden emindim.

    Çalıştığı geldi tekrar aklıma. O gün de gidecekti işe. Onu da öğrenmiştim.

    İstersen sana otele kadar eşlik edebilirim dedim. Kabul etti. Evet okulda geçirdiğimiz vakti okul dışında da sürdürecektik artık.

    Artık yerimde duramıyordum. Sürekli sınıfa gidip geri dönüyordum anlamsızca sırıtıyordum acayip bir rahatlık ve özgüven aşılamıştı bir şeyler bana..

    Sanki kız arkadaşım olmuştu yani öyle sevinçliydim. Çok büyük bi aşk yaşıyomuşuz gibi aptalca bir his yayılmıştı belki de bende.


    Okul çıkışında annemle birlikte nişantaşına, bir arkadaşının yanına gidecektik. Yani benim boş vaktim baya bir vardı.

    Artık çıkış saatini bekliyordum dört gözle.

    Ve o an gelmiş çatmıştı beyler. Günlerden cumaydı. Öğrenci olduğumuz için İstiklal Marşı'na kalmadan erkenden çıkmıştık okuldan. okul kapısından çıkarken ben ve yanımda kız.. Mükemmeldi ya o an

    Metrobüse doğru gitmeye başladık. İstikamet Mecidiyeköy'dü.

    Tabii ki centilmenlik namına kızın akbilini ben basmıştım. Metrobüse bindiğimizde ben şöförün kabinine g*tümü dayamıştım kız da tam karşımdaydı. En ön kapının orda duruyorduk. Kızla karşılıklı dururken kızın benden 1-2 cm uzun olduğunu farkettim ve daha dik durmaya özen göstedim. Ayrıca kızda bir farklılık daha vardı. Kız makyaj yapmıştı.

    O kadar hafif yapmıştı ki makyajını, muhteşem güzelliğine abartısız muhteşem güzellik eklenmişti..

    Metrobüste konuşacak hiçbir şey bulamadım. Arada Okmeydanı'ndan geçerken bir ara bu civarda oturduğumuzu falan anlattım o kadar. Çok aptalca bir yolculuk geçirdim ama ne zaman metrobüse binsem aklıma kız gelir.

    Mecidiyeköy'e vardık. Okuldan erken çıktığımızdan kızın işe başlama saatine biraz fazla vakit vardı. Normal hızla metroya yöneldik. Yerin gibine artık düzgün bir şekilde birlikte giriyorduk sonunda.

    Metrobüs durağının merdivenlerinden inerken bir şekilde kızın telefon numarasını almam gerektiğini düşündüm. Bunu esprili bir şekilde forumdan öğrendiğim bir espriyle süsleyerek gerçekleştirmek istedim. Yapmaz olaydım..

    Aramızda şöyle bir diyalog geçt;

    k-kız
    b-ben

    b-şey dicem, ben numaramı kaybettim de, seninkini alabilir miyim ?
    k- anlamadım
    b- numaramı kaybettim de, seninkini alabilir miyim ? hehehehe
    k- numaramı mı istiyorsun (kız tamamen mal olmuştu espri miydi lan bu şimdi diye düşündü galiba)

    ben de en sonunda evet telefon numaranı alabilir miyim den direk sonuca vardım ve telefonunu aldım. siz siz olun lütfen yapmayın böyle şeyleri

    Metrodaki turnikelere de akbili ben bastım. Bunu yapmamamı rica etti ve bir daha yaparsa gideceğini söyledi. Ben de çok iyi hatırlıyorum " ben bunu yapıcam istersen hemen şimdi beni bırakıp gidebilirsin" dedim. kız o an neye uğradığını şaşırdı. Hoşuna gitmişti çünkü zekice bir hareket yapmıştım galiba. O an bırakıp gidemezdi de..

    Metroda da sakin bir yolculuk geçirdik.

    Taksim'e vardığımızda Park kısmındaki merdivenlerden parka çıktık. O an neden bilmiyorum ama, kıza annemin o civara geleceğini ve kızı tanıştırmayı istediğimi söyledim. Kız da tabi ki olur dedi ve kabul etti. Ben annemi aradım fakat o bize çok uzak olduğunu, yetişmeye çalışacağını falan söyledi. Kızın zamanı daralıyordu. 40-45 dakikası falan vardı otele gitmesi için. Bir şeyler mi yesek dedi. Ama benim annemi çağırma isteğim zaten parasız oluşumdu. Cebimde sadece 5 lira vardı. Sabah o kadar para almama rağmen hepsi bitmişti. Vazgeçtik ve parktaki taşlara oturduk. Ben rüzgara arkamı döndüm çünkü saçlarım hafif uzundu ve alnıma düşüyordu ben de ikide bir düzeltmek yerine hep rüzgardan kaçıyordum.

    Rüzgar benimle dalga geçiyodu sanki bir ordan bi burdan esiyodu ben de kızın bi karşısına bi soluna gidip duruyodum. Sonunda kız oturdu ben de karşısında ayakta duruyordum..

    Otursana falan dedi ben de rüzgar vuruyor saçlarım dağılıyor falan dedi o da tabi ya saçların falan dedi güldü. O şekilde bir müddet muhabbet ettik ama inanın en konuda ettik hiç mi hiç hatırlamıyorum..

    Bir hafta boyunca yaptıklarımın onu çok şaşırttığını ve mutlu ettiğini söyledi. Ben de teşekkür ettiğimi ve onun gibi birini tanıdığımdan ötürü memnun olduğumu söyledim. O da aynı şekilde..

    Yavaş yavaş saati yaklaşıyordu kızın. Cindirella masalındaki balkabağı bendim sanki. Her şey son bulacak gibi hissediyordum ve o an hiç bitmesin istiyordum.

    Yavaştan daha önce hiç inmediğim Maçka'dan birlikte inmeye başladık. Yabancı olduğum bir yer olduğundan arabaların nereden girip çıktığını anlayamamıştım. Kız alışık olduğundan basıp gidiyordu önden. Bir yerde karşıdan karşıya geçerken koş koş diyip elini arkaya doğru atmıştı, benim tutmam için galiba. Ben de tutmuştum tabi. İşte orda bir temas yaşamıştık..

    Aaahh beyler ah. Attila İlhan' ın dediği gibi;

    ne vakit maçka'dan geçsem
    limanda hep gemiler olurdu
    ağaçlar kuş gibi gülerdi
    bir rüzgâr aklımı alırdı
    sessizce bir cıgara yakardın
    parmaklarımın ucunu yakardın
    kirpiklerini eğerdin bakardın
    üşürdüm içim ürperirdi
    felâketim olurdu ağlardım

    bu şiir aklıma geldikçe o anlar geliyor aklıma da, mutlulukla birlikte üzüntü duymamakta mümkün değil bir yandan..



    Otelin personel girişine kadar eşlik ettim. Sonunda vedalaşma vakti gelmişti. Tekrar teşekkür etti ve kahvaltı için telefondan, facebooktan iletişime geçecektik böyle konuşmuştuk. Yani ben öyle demiştim. Kız bana otelde yaşadığı zorlukları anlatmıştı, ben de moral vermiştim. Anlattıklarını kafasına takmamasını söyledim ve başarılar diledim.


    Sonunda vedalaşma vakti gelmişti beyler. Ben tahmin edeceğiniz gibi o anın hiç bitmesini istemiyordum. Sanki kız da öyleydi fakat zaman tiktak işliyordu. Gitmek durumundaydı. Bir müddet rüzgarı kafaya takmadan öylece kalakaldım karşısında. Dikildik karşılıklı şekilde. Sonra çok çok teşekkür ettik birbirimize.

    Öpüştük.


    Hoop. tabi ki yanaktan

    Ulan koca bir 5 günü kızla devirmiştim. Bundan sonra ne olacağı hakkında hiç bir fikrim yoktu. Yokuştan Taksim Parkına çıkarken telefonde benim şerefsiz arkadaşı arayıp çatır çatır çatlatmak istedim kızla geldik lan buraya kadar diye.. O arkadaşım da ygs de barajı geçemediğini söyleyince moral vermeye başladım.. Daha sonra parka çıktığımda kızla oturduğumuz yere uzun uzun bakarak derin bir iç çektim ve Nişantaşı'na doğru yola koyuldum..


    Ne olacağı hakkında bir fikrim yoktu beyler.. Ama yaşadıkça başıma gelenler oldu tabii. Hiç bir şey belki başlamamıştı. Ama bitmemişti de..


    Artık benim kafayı yiyiş ve sıyırış aşamalarım devreye girecekti. Ama bunları siz ne zaman öğreneceksiniz ?

    Yazacağım DLC lerle.

    Şimdilik bu kadar fakat yaptığım mallıkları size anlatınca bana istediğiniz kadar vurabilirsiniz. Sevdiği için her şeyi yapmayı göze alan arkadaşlar halimden anlayacaklardır herhalde..


    Şimdilik bu kadar

    DLC ler gelecek beyler sonraki haftaya hatta bu ana kadar uzanan ara ara yazılar yazabilirim isterseniz.

    To be contiuned


    Bütün bunları yazarken radyoda çalan bu anlamlı şarkıyı da ekleyeyim sizler de dinleyin güzelmiş.






  • eğer "öküzlük" buysa boşa okudum 1 çikolata alt tarafı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi

    eğer "öküzlük" buysa boşa okudum 1 çikolata alt tarafı

    öyle deme ya bana göre gerçekten öyleydi hala daha aklımda gelince utanıyorum
  • lisenin gençliğin en tatlı anılarıdır böyle olaylar. Herkez yaşar inşallah böyle güzel anıları, aşkları veya hatıraları
  • Sizi yakalayan hocanın elleri öpülür :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ne bilim ben ya adamı

    quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi

    eğer "öküzlük" buysa boşa okudum 1 çikolata alt tarafı

    öyle deme ya bana göre gerçekten öyleydi hala daha aklımda gelince utanıyorum

    öyle bir yazmışsın ki beklenti çok yüksek olmuş.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi


    quote:

    Orijinalden alıntı: ne bilim ben ya adamı

    quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi

    eğer "öküzlük" buysa boşa okudum 1 çikolata alt tarafı

    öyle deme ya bana göre gerçekten öyleydi hala daha aklımda gelince utanıyorum

    öyle bir yazmışsın ki beklenti çok yüksek olmuş.

    sonuçta kızın yaptığı sürprize mi diyim fedakarlığa mı diyim anlamsız ve nedensiz şekilde ters teptim bu öküzlük değil mi la




  • Ne DLC'si ne eki ne update'i lae? Yazsana şunu adam gibi delirtme la bizi la daa! İçimdeki canavarı açığa çıkarırsam seni caddebostandan kızın çalıştığı otele kadar kovalar.

    Saçım beyaz olabilir ama kuşağım kara ulayn11!'!!!1bir!1

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Happydent

    Sizi yakalayan hocanın elleri öpülür :)

    Memlekete öyle hocalar lazım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ne bilim ben ya adamı

    quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi


    quote:

    Orijinalden alıntı: ne bilim ben ya adamı

    quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi

    eğer "öküzlük" buysa boşa okudum 1 çikolata alt tarafı

    öyle deme ya bana göre gerçekten öyleydi hala daha aklımda gelince utanıyorum

    öyle bir yazmışsın ki beklenti çok yüksek olmuş.

    sonuçta kızın yaptığı sürprize mi diyim fedakarlığa mı diyim anlamsız ve nedensiz şekilde ters teptim bu öküzlük değil mi la

    kızı dovmeni bekliyordum ben

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi


    quote:

    Orijinalden alıntı: ne bilim ben ya adamı

    quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi


    quote:

    Orijinalden alıntı: ne bilim ben ya adamı

    quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi

    eğer "öküzlük" buysa boşa okudum 1 çikolata alt tarafı

    öyle deme ya bana göre gerçekten öyleydi hala daha aklımda gelince utanıyorum

    öyle bir yazmışsın ki beklenti çok yüksek olmuş.

    sonuçta kızın yaptığı sürprize mi diyim fedakarlığa mı diyim anlamsız ve nedensiz şekilde ters teptim bu öküzlük değil mi la

    kızı dovmeni bekliyordum ben

    yyyyyyyyuuuuuuuuhhhhhhhhhhhh ooooooohaaaaaaa




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ne bilim ben ya adamı

    quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi

    eğer "öküzlük" buysa boşa okudum 1 çikolata alt tarafı

    öyle deme ya bana göre gerçekten öyleydi hala daha aklımda gelince utanıyorum

    Hocam hepsini tek tek okudum hergün bakıyorum acaba yazmışmı diye. Part 5 i de okurken zaman nasıl geçti bilmiyorum okuduktan sonra uzunluğuna baktımda vay be desim ben ve bu kadar uzun yazı ha. Tebrikler sonunu merak ediyorum bu kız noldu diye :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ne bilim ben ya adamı

    quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi


    quote:

    Orijinalden alıntı: ne bilim ben ya adamı

    quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi


    quote:

    Orijinalden alıntı: ne bilim ben ya adamı

    quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi

    eğer "öküzlük" buysa boşa okudum 1 çikolata alt tarafı

    öyle deme ya bana göre gerçekten öyleydi hala daha aklımda gelince utanıyorum

    öyle bir yazmışsın ki beklenti çok yüksek olmuş.

    sonuçta kızın yaptığı sürprize mi diyim fedakarlığa mı diyim anlamsız ve nedensiz şekilde ters teptim bu öküzlük değil mi la

    kızı dovmeni bekliyordum ben

    yyyyyyyyuuuuuuuuhhhhhhhhhhhh ooooooohaaaaaaa

    gece 3 olmuş ne bekliyorsun daha

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Redlife3


    quote:

    Orijinalden alıntı: ne bilim ben ya adamı

    quote:

    Orijinalden alıntı: LilTunechi

    eğer "öküzlük" buysa boşa okudum 1 çikolata alt tarafı

    öyle deme ya bana göre gerçekten öyleydi hala daha aklımda gelince utanıyorum

    Hocam hepsini tek tek okudum hergün bakıyorum acaba yazmışmı diye. Part 5 i de okurken zaman nasıl geçti bilmiyorum okuduktan sonra uzunluğuna baktımda vay be desim ben ve bu kadar uzun yazı ha. Tebrikler sonunu merak ediyorum bu kız noldu diye :)

    Part 5 i bulamadim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Annenle tanıştırmak ne lan 5 günde bu hızla 20 güne balayına çıkartmışsındır sen bu kızı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • yarın part 6 beklıyorum ii geceler
  • özet
  • 
Sayfa: önceki 1213141516
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.