Şimdi Ara

GS NASIL FB'Yİ KAPATTIRIYORDU VE FENERE ÇEKİLEN PEŞKEŞLER...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
24
Cevap
0
Favori
984
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • 5. BAŞBAKAN ŞÜKRÜ SARACOĞLU"UNUN ROMANI ADLI KİTAPTAN ALINTILAR

    FENERBAHÇE”Yİ KİMSEYE KAPATTIRMAM

    Galatasaray'la Fenerbahçe arasın­daki rekabeti dizginlemek mümkün değildi. 1934'ün Şubat'ında gerçek­leşen derbideki gibi. Son derece sert geçen maçın 60'ıncı dakikasına ge­lindiğinde asıl kavganın işaret fişeği atıldı. Galatasaray'ın sağ açığı Kad-ri'nin (Dağ) Fenerbahçe'nin sol açığı Mehmet Reşat'a (Nayır) attığı tek­meyle saha bir anda karıştı. Taraf­tarla ve İki takımın İdarecilerinin de dahil olduğu meydan muharebesini polis güçlükle bastırdı. Bu olaylı ma­çın ertesinde İstanbul Bölgesi Futbol Komitesi Fenerbahçe'den 9 Galata­saray'dan ise 8 futbolcuya 2 ayla ebedi boykot arasında değişen ağır cezalar verdi. Fenerbahçe cezaya iti­raz etse de Futbol Heyeti cezaların aynen uygulanacağını söyleyerek iti­razları reddetti. Bunun üzerine Fe­nerbahçe idarecileri bir üst kurum olan Türkiye İdman Cemiyetleri Itti-fakı'na başvurarak kararın kaldırıl­masını istediler ve gerekirse hakları­nı mahkemede arayacaklarını da ek­ledi fer.
    Fenerbahçe'nin bu son hamlesi Futbol Heyeti yöneticilerini kızdırma­ya yetti. Aynı zamanda Doğu Beyazıt Mebusu olan Futbol Heyeti Genel Merkez 2. Başkanı Halit Bey (Bayrak) Fenerbahçeli idareciler Hayri Celal (Atamer) ve Cafer (Çağatay) hakkın­da ömür boyu boykot cezası verildiği­ni açıkladı ve asıl tehdidini savurdu: "Fenerbahçe kulübünü kapatır, stadı da elinden alırız."
    Tüm bunları basından takip eden Saraçoğlu, FB Kulüp başkanlarını ve Halit Bey'i çağırdı. Cafer ve Hayri Ce­lal Bey kendilerine ömür boyu boy­kot uygulayan ve kulübün kapatılma­sını isteyen Halit Bey'i de orada gö­rünce birden şaşkına döndüler. Şükrü hafif gergin bir İfadeyle konuşmaya başladı.
    - Hemen İstanbul'daki evime uğra-yınız. Size imzalı büyük boy bir resmi­mi verecekler. Derhal bir olağanüstü kongre düzenleyiniz ve beni başkan­lığa getiriniz. Fenerbahçe'yi kimse ka­patamaz.
    Doğu Beyazıt mebusu Halit Bey'in bütün söyledikleri havada kalmıştı. Cafer Bey ve Hayri Celal Bey'de şaş­kınlık içindeydi. Sadece "tamam efendim" diyebildiler. Fenerbahçe Müessesan (Kurucular) Heyeti 16 Mart 1934 günü olağanüstü top­landı. Açılışı Başkan Sabri Bey (Top­rak) yaptı. Sükrü'nün evinden alınan imzalı büyük boy fotoğrafı alkışlar arasında salona asıldı.

    FB İTTİHAT SPOR'U SİLDİ (!)

    Fenerbahçe'nin kendine ait bir stadının olma­yışı zihnini meşgul ediyordu. İttihat Spor'un üze­rinde gözüken saha nasıl olurdu da Fenerbah­çe'ye devredilirdi? Hem eski gücünden ve reka­bet yeteneğinden mahrum İttihat Spor'un artık doğru dürüst taraftarı da yoktu. Bunun için basit bir formül buldu. Tek maddelik bir kanun teklifi bu işi çözebilirdi. "Aynı semtte bulunan iki spor kulübünden üye sayısı çok olan devam eder, di­ğeri kapatılır." Bu durumda Kadıköy'de bulunan iki kulüpten İttihat Spor kepenk indirmek zorun­da kalacaktı. Bu teklifi Vekiller Heyeti'ne sundu­ğunda itirazla karşılaşmadı. Teklif kolaylıkla Mec-lis'ten geçerek kanunlaştı. Kapanan İttihat Spor'un adına kayıtlı bulunan saha da 1 lira gibi sembolik bir bedelle Milli Emlak Umum Müdürlü-ğü'ne geçti. Artık Fenerbahçe maçlarını bu saha­da oynayabilecekti

    YETER Kİ FB”NİN STADI OLSUN

    Macar futbolunun dünyaca ünlü İsmi Joseph Schveng Fe­nerbahçe'nin yeni antrenörü olmuştu. Fenerbahçe 25 yıllık tarihinde ilk kez yabana bir hocayla çalışacak olmanın he­yecanından 5 Haziran 1932 gü­nü bir parti düzenlendi. Ama günün aksamında trajik bir olay yaşandı. Kuşdili Lokali yan­dı. Saraçoğlu, yangını öğrendi­ğinde Ankara'daydı. Maliye ve­kili değildi ama kabinede eski arkadaşları, yani ağırlığı vardı. Maliye Bakanlığı'ndaki halefi Mustafa Abdülhalik (Renda) Be/e "Fenerbahçe'ye yardım elimizi uzatmalıyız" dedi. O da "İsmet Paşa'n in yardım emirleri var. Bunların dışında daha ne yapabiliriz ki?" yanıtını verdi.Saraçoğlu şöyle devam etti: "Fenerbahçe'mizin kendi saha­sı yok. Kiracı. Üstelik lokali de yandı. Milli Emlak Umum Mü-dürlüğü'ne kayıtlı bulunan sta­dın Fenerbahçe'ye satışını ya­palım. Rayici İstanbul Valiliği idare Heyeti tespit eder. Biz yalnızca ödeme kolaylığı tanı­yalım." Böylece Kuşdili Loka-li'ni yok eden yangından tam otuz yedi gün sonra Vekiller Heyetİ'nin kararıyla stad Fener­bahçe'ye teklif edildi.
    İstanbul Valİlİği'nİn tespit et­tiği bedel 9 bin TL yani bin Re­şat altınıydı. Fenerbahçe bu be­deli 10 yılda eşit taksitler halin­de ödeyecekti.

    KAYNAK:VATAN



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gezgin79 -- 26 Şubat 2006; 13:43:15 >







  • Bi de şeyi anlat, işgal kuvvetlerinin Fenerbahçe'yi kapatıp, gsyi kapatmamasını, ve işgal komuta merkezinin galatasaray lisesi yapılmasını....
  • quote:

    Orjinalden alıntı: alatakantan

    Bi de şeyi anlat, işgal kuvvetlerinin Fenerbahçe'yi kapatıp, gsyi kapatmamasını, ve işgal komuta merkezinin galatasaray lisesi yapılmasını....
    ben gerçekleri yazıyorum , senin gibi iftira hayal vs değil

    arada gazete oku
  • quote:

    Orjinalden alıntı: gezgin79

    quote:

    Orjinalden alıntı: alatakantan

    Bi de şeyi anlat, işgal kuvvetlerinin Fenerbahçe'yi kapatıp, gsyi kapatmamasını, ve işgal komuta merkezinin galatasaray lisesi yapılmasını....
    ben gerçekleri yazıyorum , senin gibi iftira hayal vs değil

    arada gazete oku



    Gazeteler her zaman doğruyu yazmaz...Size her sene piresler rivaldolar geliyor da, stadlar projeler bitiyor da... Bunu en iyi sen bilirsin. Ama tarih kitapları yanılmaz. Gs Fransız parasıyla kurulmuştur.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: alatakantan


    Gazeteler her zaman doğruyu yazmaz...


    arkadaşlar forumun en yaşlı üyesini tanıştırayım 1930 lu yıllarda yaşamş,olayları bilen,gören ,bizzat şahit olan altın üyemiz.

    öyle ki romanı yazılan ,gazetede yer verilen , sizin kendi camianızdan edinililen bilgilerle yazılan hazırlanan gerçeklere tek kalemde yalan diyebilecek yegane yeteneğimiz.

    forum seninle gurur duyuyor.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: gezgin79

    quote:

    Orjinalden alıntı: alatakantan

    Bi de şeyi anlat, işgal kuvvetlerinin Fenerbahçe'yi kapatıp, gsyi kapatmamasını, ve işgal komuta merkezinin galatasaray lisesi yapılmasını....
    ben gerçekleri yazıyorum , senin gibi iftira hayal vs değil

    arada gazete oku

    iyide işgal kuwwetlerini gsyi kapatmaması ,Feneri kapatması ve gs lisesini us olarak kullanması(ozellikle Fransızlar tarafından)bilinen ve doğru birsey..
  • arkadaş lise bu ? karakollar basıldı ,askeriyelere elini konu sallaya sallaya işgalciler girdi ,de oraya da yerleşti . ne yani karakollar ,liseler kucak mı açtı fransıza? size hayal gibi geliyor bunlar heralde.

    okuyun öğrenin, savaşın sadece meydanda yapılmadığını, istanbul"da gizli kuva-i milliyeciler arasında da GS"li olduğunu, milli istihbaratı bu sayede yaptığımızı, bu sayede anadoluya osmanlı ordusunun mühürlenen cephanelerinden ne kadar cephane aktardığımızı ,savaşı bu sayede kazandığımızı da yazabilirsiniz belki.

    ama görüyorum ki lafı çevirip peşkeş çekildiğini kabul edemiyor, konu hakkında en ufak bir yorum yapamıyorsunuz. ( yalan,nolamaz, inanamıyorum bunlara harici yorum yok )
  • ya FB Kurtuluş Savaşı döneminde silah bile kaçırmış hatta 70 gün süreyle kapatılıp halkın tepkisi üzerine tekrar açılmıştır..tabi bu sıralarda bazı takımların liselerinde(!) fransız bayrakları dalganırken..
  • Kuruluşu Tescil Olunan İlk Türk Kulübü; Fenerbahçe
    Nihayet, 23 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyetin ilanını takiben, yurtta dernek ve kulüp kurma hakları herkese resmen tanınıyor, böylece, Ziya, Ayetullah, Necip ve Enver Bey’lerin önderliğinde kurulmuş bu yeni kulüp tescil edilerek, Fenerbahçe’ye, cemiyetler kanununa göre kuruluşu resmen tescil olunan ilk Türk kulübü olmak şerefi kazandırılıyordu (*16). Kulübün ilk kurucu üyelikleri ise ; 1) Ziya ( Songülen ), 2) Ayetullah Bey, 3) Necip ( Okaner), 4) Galip ( Kulaksızoğlu), 5) Hassan Sami (Kocamemi), 6) Asaf ( Beşpınar) şeklinde başlıyor (*17) ve olası diğer üyelikler de; 7)Enver (Yetiker), 8) Şevkati (Hulusi Bey), 9) Fuat Hüsnü (Kayacan), 10) Hamit Hüsnü ( Kayacan) 11) Nasuhi (Baydar),... isimleriyle devam ederek sıralanıyordu. Konu ile ilgili olarak; ömrünü adadığı “Fenerbahçe Kulübü Tarihi” konusunda, özellikle arşiv ve bilgi toplamada en zorlandığımız kuruluş yılları dönemleri ile ilgili en güvenilir araştırmaları gerçekleştirmiş olan merhum yazar Dr. Rüştü Dağlaroğlu’na ait (eski Türkçe ile yazılmış notları şu an deşifre çalışmaları yapan oğlu Sayın Müzdat Dağlaroğlu’nun arşivinde) Fenerbahçe tarihine ışık tutmakta olan not defterindeki tarihi notlar arasında ; “kulübün 1939 Nizamnamesinde ilk 30 kurucu üyenin isminin sıralandığı, ne var ki, kurucu olan ilk 6 üye arasında yer alması gereken Hassan Sami (Kocamemi)’nin bile bu listede isminin bulunmayışının, kendisini listenin doğruluğu hakkında haklı olarak kuşkuya düşürdüğü ifadesi” de ayrıca belirtilmektedir.

    İstanbul Şampiyonluğu Ligi ;
    1908 yılında ilan edilen 2. Meşrutiyetin ilanı ile tanınan dernek kurma serbestliği sonucunda İstanbul’da kurulan Türk kulüplerinin sayısı çığ gibi artıyor, Anadolu, Beykoz, Vefa Futbol Kulüpleri de, sırf 1908 senesinde resmen kurulup tescil edilen Türk kulüpleri arasında yerini alıyordu. Kısa zamanda Türk kulüplerinin sayılarındaki bu artış ise, İstanbul’da yeni bir ligin kurulması ihtiyacını doğuruyor, bu nedenle de o dönemlerde ülkede resmi tatil günü olan Cuma günleri oynanacak bir lig olan, Cuma Ligi adıyla yeni bir lig kuruluyordu.

    Takımların sayılarının hızla artmasıyla, İstanbul’da futbol alanlarının sayısı da çoğalmaya başlamıştı. Anadolu yakasında; Kadıköy’deki Kuşdili Çayırı, şimdiki stadın bulunduğu yerdeki Papazın Çayırı, Yoğurtçu Deresi yanındaki Altınordu’nun Kördere Çayırı, Dereağzı’nda Kemikçi Çayırı, Baklatarlası, İbrahimağa sahası ile, Rumeli yakasında; Taksim, Talimhane, Bakırköy, Baruthane, Karagümrük, Çukurbostan, Süleymaniye, Güzelbahçe, Beyazıt Harbiye Nezareti sahaları, ve de Boğaz’ın Anadolu kesiminde ise; Anadoluhisarı, Küçüksu Er Meydanı , Beykoz Ortaçeşme sahaları mevcut sahalara eklenmişti (*18) .

    Kuruluşu 1908 yılında resmen tescil olunan Fenerbahçe Spor Kulübü, sarı beyaz olan renklerini 1909 sonbaharında sarı laciverte çevirmiş (*19) , 1909 -1910 sezonuyla birlikte de İstanbul Futbol Ligine Galatasaray’dan sonra katılan ikinci Türk takımı olmuştu. İşte, dünyanın en hırslı ilk 5 derbisinden biri olan Fenerbahçe – Galatasaray kulüpleri arasındaki ezeli rekabet, ilk defa 17 Ocak 1909 tarihinde Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi ) öğrencilerinin takımı ile, yeni kurulmuş bir semt takımı maçı şeklinde başlamış (*20), ve bu tarihten itibaren de o dönemlerdeki İstanbul futbolundaki şampiyonluklar genelde bu iki Türk takımı arasında paylaşılarak, Türk futbolunun artık bir varlık olarak ortaya çıkması sonucunu doğurmuştu.



    Kuşdili Spor Kulübü’nün Bünyeye Katılması ;
    Fenerbahçe, “İstanbul Şampiyonluğu Ligi”ne ilk kez katıldığı 1909 – 1910 sezonunda beşinci oluyordu. 1910 yılı liginin başlamasına kısa bir süre kala da kulüpten ayrılmalar ve mali zorluklar nedeniyle, Üsküdar Kulübü ile birleşmesi gündeme gelmişti. 1910 senesi Eylülünde, Koço’nun Mühürdar Gazinosu’nda yapılan müşterek toplantı sonucunda, gerçekleştirilmesi istenen Üsküdar - Fenerbahçe Kulübü teklifi, üyeler tarafından kabul görmedi. Buna karşılık, Kuşdili Kulübü Başkanı iken Fenerbahçe’ye katılan Elkatip Zade Mustafa Bey, Kuşdili Kulübü’nü Fenerbahçe’ye katmayı başardı ve bu başarısıyla da Fenerbahçe’yi çok zor günlerinde güçlendiren, geleceğini aydınlatarak güven altına alan ve takımı yücelten kişi olarak kulüp tarihine geçti.


















    İlk Namağlup Şampiyonluk ;
    Kadrosunu yeni gençlerle geliştiren ve güçlendiren bu Fenerbahçe 1911- 1912 liginde hiç yenilmeden şampiyon oluyordu. Bu şampiyonluğun en önemli yönü ise, Fenerbahçe’nin bu şampiyonluğu ile İngiliz ve Rum takımlarının şampiyonluklarının tamamen sona ermesi ve bu tarihten itibaren de Türk futbolunda şampiyonlukların artık Türk takımlarının olmasıydı. Bu şampiyonluk, kulübün itibarını bir anda yükseltip imkanlarını da arttırmıştı. İlk iş olarak Altıyol’da bir kulüp lokali kiralandı, lokalin açılışı ise üye sayısının çoğalmasına sebep oldu. Bu arada futbol dışında diğer spor dallarında da faaliyet gösterilmesine başlandığından, aynı yıl Fenerbahçe Futbol Kulübü adı , Fenerbahçe Spor Kulübü’ne dönüştürüyordu (*21).

    Fenerbahçe’nin ilk rozeti;
    Fenerbahçe Kulübü’nün ilk amblemi, Fenerbahçe burnundaki ışık saçan beyaz feneri, renkleri ise sarı ile beyaz olmuştu. Ancak, kulüp mensupları bunu tatminkar bulmadıkları gibi, anlam bakımından da içinde bulunulan monarşi rejimini tehdit edici sayılacağı endişesi ile kısa sürede iptal etti. 1910 yılında Fenerbahçeliler arasında resim çizmede maharetiyle tanınan futbolcu solaçık Hikmet (Topuz)’in çizdiği (bugünkü) amblem ise herkesin beğenisini kazandı ve kabul edilerek bugünlere kadar da ulaştı. İşte “sarı ve lacivert” ağırlık içinde olmak üzere 5 renkten oluşan amblem ve şu anlamları taşımaktaydı(*22) ; “FENERBAHÇE SPOR KULUBÜ 1907" yazılı beyaz yuvarlak çerçeve, temizlik ve açık yüreklilik ifadesiydi. Kırmızı fon ise, safiyet ve Fenerbahçeliler arasındaki sevgi ve bağlılığı belirtirken bu arada bayrağımızı da sembolize etmekte, ortadaki sarı renk Fenerbahçe için duyulan gıpta ve kıskançlığı, kalp şeklindeki lacivert renk asaleti temsil etmekteydi. Sarı lacivert renkler içinde yükselen palamut dalı Fenerbahçelilik güç ve kudretini sembolize etmekte, yeşil renk ise yükselen bu kudret için başarının gerekli olduğunu açıklamaktaydı. Böylece “milli renkler arasında doğan Fenerbahçe”nin, sarı ile lacivert renkler beraberindeki bu amblemi üyelerce de kabul gördüğünden, klişesi İngiltere’ye Manchester şehrine yollanmış ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bugünkü rozeti olarak ilk kez 1910 yılında yaptırılmıştı. Rozet; 1929 yılından itibaren üzerindeki eski Türkçe harfleri yeni Türkçe harflere bırakmış ve manada önemli etki yapmayacak ufak tefek değişikliklerle de günümüze kadar aynı şekli muhafaza ederek gelmiştir.

    İstanbul’da İşgal Yılları ; İstanbul halkı 16 Mart 1920 sabahı uyandığında gözlerine inanamamıştı. Zira şehrin üzerine kapkara bulutlar çökmüş, bir gece içinde koca şehir işgal ordularınca adeta askeri bir kampa çevrilmişti. Dünyayı sarsmış, imparatorluklar yıkmış ve on milyon insanın ölümüne sebep olup o hiç bitmeyecek sanılan “Harb-i Umumi” diye anılan “1. Dünya Savaşı”, Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilmesi ile son bulmuş, mütareke ile birlikte de galip itilaf devletleri mağlup Osmanlı’nın başkenti İstanbul’u işgal etmişlerdi. Zırhlı araçlar cadde başlarını tutarken, sokakları dünyanın her yanından gelmiş her renkten ve her dinden askerler sarmış, Harbiye, karakollar, kaymakamlıklar, subay mahfelleri , vesair tüm makamlar işgal ordularınca işgal edilmişti. İşgal üniformalı itilaf ordusu askerleri, sosyal yaşantı içinde her fırsatta halkı manevi baskı altında ezerken, tramvayda trende ya da vapurda bile kendileri daima birinci mevkide oturup, biletli Türk vatandaşlarını vagonların sahanlıklarında vapurların ise ikinci mevkilerinde seyahat ettirir, kendilerine ayrılmış bölümlere boş da olsa kimseyi sokmaz, yolcuların bilet kontrollerini bile kendileri, üstelik alaycı bir tavır içinde ve ağır hakaretler altında yaparlardı(*23). Evet, İstanbul artık o eski İstanbul değildi. Acı günler gelip çatmış, herkes üzgün, herkes kendi vatanında sürgün gibiydi. İşgalcilerle birlikte yaşamak zorunda olan talihsiz İstanbul halkına, o güne kadar yaşadıkları, ne gıdasızlık, ne susuzluk, ne elektrik kesintileri, ne de hiçbir şey, “İşgal İstanbul’u ”na tanıklık etmek kadar onlara acı vermemişti. İşte bütün bu olumsuz şartlar altında halkın morali için mutlak bir desteğe ihtiyacı vardı ki, işte bu ihtiyaç duyduğu güç, ona kendi öz bağrından çıkarttığı takımı tarafından “Fenerbahçe”si tarafından verilecekti.

    İşgal yıllarındaki gurur; Fenerbahçe
    Mütareke döneminde (1918 - 1921) işgal kuvvetlerine mensup özellikle İngiliz ve Fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları, İstanbul’daki futbol heyecanını ve futbola olan ilgiyi doruk noktasına çıkaran olgu oluyor, Türk takımları işgalci ekiplerle 5 yılda 50’sini Fenerbahçe’nin oynadığı toplam 80 maç yapıyor , işgal kuvvetleri takımlarına karşı kazanılan galibiyetler ise Türk takımlarını gönüllerde yüceltiyordu. Bu nedenle futbol İstanbul’da büyük kitleleri kendine çekerken, Türk takımlarının özellikle de Fenerbahçe’nin, başta General Harrington Kupası (29 Haziran 1923) olmak üzere işgal kuvvetleri takımları karşısında elde ettikleri tüm galibiyetler, İstanbul halkının intikam duyguları içindeki milli duygularını şahlandıran ve yaralı gönüllerine teselli veren yegane olay haline dönüşüyordu.

    Mütarekenin karanlık yıllarında işgal kuvvetlerine mensup takımlarını her hafta birbiri peşi sıra futbol sahalarında yenerek milletin rencide olmuş gururunu okşayan Fenerbahçe tüm halkın sevgilisi haline geliyor, zamanla da milli mücadelenin ve milliyetçi karşı çıkışın adeta İstanbul şubesi halini alıyordu. Onlar, cephelere gönderdikleri futbolcuları misali Çanakkale’de yaptıkları müdafaanın(*24) bir örneğini de sanki Taksim’in Taşkışla sahasında gösteriyor, yaptıkları toplu hücumlarda ise sanki kısa bir süre sonra Kocatepe’den verecekleri milli taarruzdaki şahlanışımızın provasını veriyorlardı. Bu şevk ve iman içinde mütareke ve işgal İstanbul’unda Türk futbolu denince ilk akla gelen Kadıköy’ün Fenerbahçe’si oluyor, cepheden gelen her yeni zafer İstanbul’luların moralini yükseltirken, Fenerbahçe takımı da aldığı galibiyetlerle halkın başını dik tutmasını sağlıyordu. 1910’lu yıllarda en fazla iki bin kişinin izlediği Fenerbahçe, 1919 -1920 yıllarında 6-7 bin kişinin hınca hınç doldurduğu tribünlere oynuyor, bir zamanların ürkek mahcup yapılan tezahüratları, artık açık açık, yüksek sesle hep bir ağızdan dile getiriliyordu; “Ya ya ya ,şa şa şa, Fenerbahçe çok yaşa, Türkiye Türkiye çok yaşa...”.

    Artık iş futbol oyunu halinden çıkmış, vatanın asıl sahipleri ile işgalcilerin hesaplaşması şekline dönüşmüştü. Fenerbahçe takımı artık “Kuvai Milliye” ruhunun halk içindeki sembolü olmuştu. Bunun birinci sebebi işgal takımları ile oynadıkları toplam 50 maçtan ikisi hariç hiç yenilmeyip 41 maçta galip gelmeleriydi ki Altınordu ve Galatasaray takımları ne yazık ki bu başarıyı gösterememişlerdi. İkinci sebebi ise, “Anadolu Harekatı”nın başında olan Mustafa Kemal’in “Fenerbahçeli” olarak bilinmesiydi.(*25)




  • Statla ilgili söylenenler doğrudur. Ama o stad FB'ye verilmemiş. Sade oynaması için tahsis edilmiş.

    Üç gün önce FB'nin tapulu malı yok GS'ın bir sürü malı var diye haberler yapıldı. Hani nerde peşkeş. Nerde FB'ye peşkeş çekilmiş mallar.

    Peşkeş için GS adasında yapılanlara ve Seyrantepe projesine bir göz at yeter. Seyrantepede stat ve spor tesisleri yapmak için hala GS'ın hakları var. GS Adasın da da devlete ait 2 parselin de GS kullanımı için onaylandığı yazıyordu. Onayda aradaki bazı kurumlar atlanarak başbakan tarafından jet onay yapılmış.

    Birde bu var tarihle demişsinde tarihte buda var...

    Atamızın Nutuktaki sözlerinin ne anlama geldiğini bir kaç arkadaşım ve ben sorduk. Ama GS'lı arkadaşların hiç birinin yorum yapmadığını gördüm.. Özellikle Hoobastank'tan yorum bekliyordum. Ama o ne yaptı Hooo gezegenine kaçtı..

    "Hâlâ bugün, sultani mektebinin salonlarını aleyhimizde
    konferans verdirmek için ecnebîlere küflade bulunduranlar var, bu gibilere lânet...
    "

    Sayfa 1150 paragraf 1 http://www.nutuk.org/pdf/1150-1199.pdf

    Gezgin97
    Atamız bu sözü liseleri işgal edenlere mi söylemiş. Yoksa işgal edenlere yataklık yapanlara mı ?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: cdemir



    Atamızın Nutuktaki sözlerinin ne anlama geldiğini bir kaç arkadaşım ve ben sorduk. Ama GS'lı arkadaşların hiç birinin yorum yapmadığını gördüm.. Özellikle Hoobastank'tan yorum bekliyordum. Ama o ne yaptı Hooo gezegenine kaçtı..

    "Hâlâ bugün, sultani mektebinin salonlarını aleyhimizde
    konferans verdirmek için ecnebîlere küflade bulunduranlar var, bu gibilere lânet...
    "

    Sayfa 1150 paragraf 1 http://www.nutuk.org/pdf/1150-1199.pdf

    Gezgin97
    Atamız bu sözü liseleri işgal edenlere mi söylemiş. Yoksa işgal edenlere yataklık yapanlara mı ?


    KAPAK




  • quote:

    Orjinalden alıntı: alpyanar


    quote:

    Orjinalden alıntı: cdemir



    Atamızın Nutuktaki sözlerinin ne anlama geldiğini bir kaç arkadaşım ve ben sorduk. Ama GS'lı arkadaşların hiç birinin yorum yapmadığını gördüm.. Özellikle Hoobastank'tan yorum bekliyordum. Ama o ne yaptı Hooo gezegenine kaçtı..

    "Hâlâ bugün, sultani mektebinin salonlarını aleyhimizde
    konferans verdirmek için ecnebîlere küflade bulunduranlar var, bu gibilere lânet...
    "

    Sayfa 1150 paragraf 1 http://www.nutuk.org/pdf/1150-1199.pdf

    Gezgin97
    Atamız bu sözü liseleri işgal edenlere mi söylemiş. Yoksa işgal edenlere yataklık yapanlara mı ?


    KAPAK



    yarasın




  • ahahahahah yahu bu gezgin kapak güzeli oldu çıktı bukadarda üstüne gitmeyin arkadaşlar
    quote:

    Orjinalden alıntı: JeremY


    quote:

    Orjinalden alıntı: alpyanar


    quote:

    Orjinalden alıntı: cdemir



    Atamızın Nutuktaki sözlerinin ne anlama geldiğini bir kaç arkadaşım ve ben sorduk. Ama GS'lı arkadaşların hiç birinin yorum yapmadığını gördüm.. Özellikle Hoobastank'tan yorum bekliyordum. Ama o ne yaptı Hooo gezegenine kaçtı..

    "Hâlâ bugün, sultani mektebinin salonlarını aleyhimizde
    konferans verdirmek için ecnebîlere küflade bulunduranlar var, bu gibilere lânet...
    "

    Sayfa 1150 paragraf 1 http://www.nutuk.org/pdf/1150-1199.pdf

    Gezgin97
    Atamız bu sözü liseleri işgal edenlere mi söylemiş. Yoksa işgal edenlere yataklık yapanlara mı ?


    KAPAK



    yarasın




  • quote:

    Orjinalden alıntı: novamaxx

    ahahahahah yahu bu gezgin kapak güzeli oldu çıktı bukadarda üstüne gitmeyin arkadaşlar
    quote:

    Orjinalden alıntı: JeremY


    quote:

    Orjinalden alıntı: alpyanar


    quote:

    Orjinalden alıntı: cdemir



    Atamızın Nutuktaki sözlerinin ne anlama geldiğini bir kaç arkadaşım ve ben sorduk. Ama GS'lı arkadaşların hiç birinin yorum yapmadığını gördüm.. Özellikle Hoobastank'tan yorum bekliyordum. Ama o ne yaptı Hooo gezegenine kaçtı..

    "Hâlâ bugün, sultani mektebinin salonlarını aleyhimizde
    konferans verdirmek için ecnebîlere küflade bulunduranlar var, bu gibilere lânet...
    "

    Sayfa 1150 paragraf 1 http://www.nutuk.org/pdf/1150-1199.pdf

    Gezgin97
    Atamız bu sözü liseleri işgal edenlere mi söylemiş. Yoksa işgal edenlere yataklık yapanlara mı ?


    KAPAK



    yarasın





    bunların buradaki hayatı kapak yemekle geçiror ama doymuyorlar aç gözlülük camialarından miras...




  • cdemir alpyanar JeremY novamaxx sarı907

    ATAMIZ"ın yazdığı nutukta sözü geçenleri GS ile bağdaştırdığınız halde YÜCE ÖNDER ATATÜRK

    Galatasaray Lisesi'ni 2 Aralık 1930, 28 Ocak 1932 ve 1 Temmuz 1933 tarihlerindeki ziyaretleriyle

    75 senelik bir kapak yemişsiniz. hala utanmadan da ATAMIZIN BU ZİYARETİNİ AÇIKLAYAMAMAKTASINIZ?

    size göre atamız lanet edecek ve daha sonra o lanet edeceği zihniyeti ziyaret edecek.önce GENÇLİĞE HİTABEYİ, sonra NUTUK"U daha sonrada atamızla ilgili TÜM KİTAPLARI okuyun,anlayın.

    ANLADIM DİYORSANIZ NASIL OLUYORDA O DEDİĞİ KANUN OLAN İNSAN"IN BU LİSEYİ KAPATMADIĞINI VE 3 KEZ ZİYARET ETTİĞİNİ İZAH EDİNİZ?

    EDEMİYORSANIZ SİZE KANALİZASYON KAPAĞI BİLE AZ GELİR.BİR CİMBOMLUNUN KAPAĞI "EN AZ" 5 FENER KAPAĞINA DENK GELİR.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: novamaxx

    ahahahahah yahu bu gezgin kapak güzeli oldu çıktı bukadarda üstüne gitmeyin arkadaşlar
    quote:

    Orjinalden alıntı: JeremY


    quote:

    Orjinalden alıntı: alpyanar


    quote:

    Orjinalden alıntı: cdemir



    Atamızın Nutuktaki sözlerinin ne anlama geldiğini bir kaç arkadaşım ve ben sorduk. Ama GS'lı arkadaşların hiç birinin yorum yapmadığını gördüm.. Özellikle Hoobastank'tan yorum bekliyordum. Ama o ne yaptı Hooo gezegenine kaçtı..

    "Hâlâ bugün, sultani mektebinin salonlarını aleyhimizde
    konferans verdirmek için ecnebîlere küflade bulunduranlar var, bu gibilere lânet...
    "

    Sayfa 1150 paragraf 1 http://www.nutuk.org/pdf/1150-1199.pdf

    Gezgin97
    Atamız bu sözü liseleri işgal edenlere mi söylemiş. Yoksa işgal edenlere yataklık yapanlara mı ?


    KAPAK



    yarasın



    MUSTAFA KEMAL DE GÖRMÜŞ GERÇEĞİ BEST OF THE KAPAK 2006




  • marcopasa
    Konu ile alakalı bir mesajınız varsa bana onları yazın. Fenerbahçe'nin tarihte yaşadığı şampiyonlukların kazandığı maçların ilk tecilli kulüp olmasının vb. konuların gezgin79 dile getirdiği konu ile uzaktan yakından alakası yok. Bir konu hakkında görüşlerinizi belirtirken o konu paralelelindeki olan şeyleri dile getirin. Mod olsaydım yazdığınız mesajların konu ile alakasız olduğunu gerekçe göstererek muhtemelen silerdim. Konu hakkında görüşlerinizi anti teziniz varsa onları alalım.

    Aynı hatayı takım gözetmeksizin bir çok kişi yapıyor.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: tomasino




    cdemir alpyanar JeremY novamaxx sarı907 tomasino

    ATAMIZ"ın yazdığı nutukta sözü geçenleri GS ile bağdaştırdığınız halde YÜCE ÖNDER ATATÜRK

    Galatasaray Lisesi'ni 2 Aralık 1930, 28 Ocak 1932 ve 1 Temmuz 1933 tarihlerindeki ziyaretleriyle

    75 senelik bir kapak yemişsiniz. hala utanmadan da ATAMIZIN BU ZİYARETİNİ AÇIKLAYAMAMAKTASINIZ?

    size göre atamız lanet edecek ve daha sonra o lanet edeceği zihniyeti ziyaret edecek.önce GENÇLİĞE HİTABEYİ, sonra NUTUK"U daha sonrada atamızla ilgili TÜM KİTAPLARI okuyun,anlayın.

    ANLADIM DİYORSANIZ NASIL OLUYORDA O DEDİĞİ KANUN OLAN İNSAN"IN BU LİSEYİ KAPATMADIĞINI VE 3 KEZ ZİYARET ETTİĞİNİ İZAH EDİNİZ?

    EDEMİYORSANIZ SİZE KANALİZASYON KAPAĞI BİLE AZ GELİR.BİR CİMBOMLUNUN KAPAĞI "EN AZ" 5 FENER KAPAĞINA DENK GELİR.




  • Anlatılan olay doğrudur. Bir FB - GS maçındaki olay yüzünden iki kulüp de ağır cezalar almıştır. FB aşırı itirazları yüzünden kapatılmak ile tehtid edilmiştir.

    Ben bu konulardan zaten makale kıvamında yazılar yazarak daha önce bahsetmiştim. cdemir bana seslenmiş. Çok merak ediyorsan;

    Fenerbahçe hakkındaki bazı gerçekleri Atatürk'e suikast düzenlemekten idam edilen "8. Başkanınızı"
    Re-Public! of Fenerbahçe
    http://forum.donanimhaber.com/m_4099433/tm.htm
    isimli konuyu takip ederek öğrenebilirsin.

    - Fenerbahçe'nin stadını etik olarak nasıl yanlı bir karar ile Şükrü Saraçoğlu sayesinde 1 liraya aldığınızı
    - Galatasaray'ın almak istediği bir oyuncuyu Saracoğlu'nun nasıl gayri resmi bir şekilde başbakanlık yetkilerini kullanarak Fenerbahçe'ye kazandırdığını
    - Fenerbahçe'nin her zaman sırtını devlete dayayan bir takım olduğunu
    - Zamanında şimdi başbakan Sayın R. T. Erdoğan'ın FB'de yöneticiliğin kıyısından döndüğünü

    Re-Public! of Fenerbahçe -2-
    http://forum.donanimhaber.com/m_4212389/tm.htm
    isimli konuyu takip ederek öğrenebilirsin.

    Hatta herkes okusun öğrensin. Hepsinin kaynakları bizzat konu altında verilmiştir. Hatta bazı kaynaklar Fenerbahçe'nin kendi resmi sitesinden alıntılardır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hoobastank -- 28 Şubat 2006; 13:19:15 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: cdemir
    Atamızın Nutuktaki sözlerinin ne anlama geldiğini bir kaç arkadaşım ve ben sorduk. Ama GS'lı arkadaşların hiç birinin yorum yapmadığını gördüm.. Özellikle Hoobastank'tan yorum bekliyordum. Ama o ne yaptı Hooo gezegenine kaçtı..

    "Hâlâ bugün, sultani mektebinin salonlarını aleyhimizde
    konferans verdirmek için ecnebîlere küflade bulunduranlar var, bu gibilere lânet...
    "

    Sayfa 1150 paragraf 1 http://www.nutuk.org/pdf/1150-1199.pdf

    Gezgin97
    Atamız bu sözü liseleri işgal edenlere mi söylemiş. Yoksa işgal edenlere yataklık yapanlara mı ?


    Gelelim konumuzla alakası olmayan çirkin saldırına. Bu saldırın yakışık almadığı için ve çok çirkince olduğu için bu konunun dibinde mesaj atmak yerine ayrı bir başlık açarak cevap vermek istiyorum.

    Galatasaray
    http://forum.donanimhaber.com/m_6078803/tm.htm

    Hoobastank




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.