Şimdi Ara

Gündem Değiştirmek

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
11
Cevap
1
Favori
297
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bu konu biraz siyasi olacak, ama birileri şikayet edene kadar, en azından birkaç forumdaşımın okuması bile benim için hiç yoktan iyidir.

    Bugün bir gazetede, geçen yıl Temmuz ayında kaçırılan 3 asker, 1 polis ve 1 kaymakam adayının görüntüleri yayınlanmış. Bu olayın olduğunu unutmuşum ve ardından Uludere Olayı aklıma geldi ve onun da artık önemsizleştiğini, daha önemli dertlerimiz olduğunu hatırladım. Sonra, İşsizlik rakamlarının, yani ekmek alacak kadar bile bir işe sahip olamayan insan sayısındaki artışın da önemsiz olduğunu, millet olarak çok daha önemli dertlerimiz olduğunu hatırladım.

    Bu dertlerimiz,

    Somali
    Libya,
    Filistin,
    Suriye,
    Fransa,
    Çek Cumhuriyeti,
    İran,
    Kur'an dersi,
    Yerli otomobil üretimi,
    Orta Afrika'daki bir ülke ile vize uygulamasının kalkması,
    Fenerbahçe ve şike olayları,
    Atatürk'ün gerçek! yüzü,
    Bundan 80 yıl önce meydana gelen Dersim Olayları...

    Evet, şu anda bizim en önemli sorunlarımız bunlar. İşsizlik, terör, yozlaşma değil. Dikkatli olmakta fayda var. Çünkü medyanın arkasına fazla takılıyoruz ve medya şu anda ciddi anlamda kontrol altında. Birçok medya kuruluşu, devletin sağladığı nedereyse teminatsız kredilerle, belirli ve birbiri ile akraba insanların eline geçmiş durumda. Geri kalanı ise, geçen sene iktidarla girdiği polemik sonrasında, bir gece milyar dolarlarca vergi cezası ile karşı karşıya bırakıldı. En muhalif iki yayın organının yöneticileri ise hapiste. Daha yazılmamış bir kitaptan dolayı yazarları olacak kişiler 1 senelerini hapiste geçirdiler.

    Şu anda, Türkiye'de cezaevlerindeki toplam gazetesi sayısı Çin ve İran'daki mahkum gazeteci sayısının toplamından fazla.

    Umarım birkaç kişi yazdıklarımı okuma imkanı bulur. Başka birşey istemiyorum.







  • Her akşam haberlerde , bu sorunların dışında siyasi dedikodular:
    bir ülkenin başkanı bunu demiş , bizimkiler buna cevap vermiş , kılıçdaroğlu tayyibe böyle alev püskürmüş , bahçelinin dili şöyle sürçmüş...
    yazın olur arka arkaya pastırma sıcakları haberleri
    kışın olur arka arkaya en soğuk erzurum , ilk kar ağrıya yağdı haberleri

    ekonomi/ticaret/sektörel gelişme/endüstriyel yenilikler/teknoloji haberleri/rakip ülkelerin gelişmeleri/istatistiki bilgiler.... Bunlar ya çok az yer buluyor yada yer bulamıyor...

    her akşam dizilerde iç karartıcı kalitesiz yapımlar... Kimisi önemsemez böyle şeyleri ama bence bir toplumun sürekli izlediği ve bilinçaltını oluşturan şeyler onu pek ileri götürcek ufkunu açacak şeyler olmadıkça , hep kendi kabuğuna gömülüp siyasetin magazinsel kısmı ile uğraşan bir toplum oldukça yerimizde saymamız gayet normal , hatta neden daha kötü durumda bile olmamıza şaşırıyorum bazen




  • medyada önem sırası diye birşey yoktur.
    prim ve olay sırası vardır.
    mesela, mv maaş zamları. heryıl kıyamet kopar tv ve gazetelerde.
    ve gerçekten izlenir, dinlenir. o 15 gün ne oldu kimsenin haberi yok :)
    gerisi teferruat oluyor :)

    önümüzde çok güzel bir "kanaltürk" örnegi var. "destekçilikten" chp nin cezası kesinleşti.
    yine muhalif gazetelerden biri, tutmuş, (dün okudum)
    "falanca mv, bu konudaki açıklamasında şu şu olayları baz alarak , şunu demek istiyor ve öylede" diye yorum yapmış.
    sanane. adamın agzı yokmu. sen gazetecisini, yaparsın yorumunu bitirirsin.
    yani aslında, muhalif yok. onlarda başkalarından nemalanıyor."bence"

    hiç unutmuyorum. geçen yıl, nhkworld de türkiyeninde dahil oldugu bir toplantı haberi vardı. bu kanal japon kanalı.
    aynı gün akşamı, hiçbir türk tv kanalında bu toplantı ile ilgili bir haber yoktu :))



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aksinaletinsan -- 9 Nisan 2012; 15:10:15 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: fizisyen

    medyada önem sırası diye birşey yoktur.
    prim ve olay sırası vardır.
    mesela, mv maaş zamları. heryıl kıyamet kopar tv ve gazetelerde.
    ve gerçekten izlenir, dinlenir. o 15 gün ne oldu kimsenin haberi yok :)
    gerisi teferruat oluyor :)

    önümüzde çok güzel bir "kanaltürk" örnegi var. "destekçilikten" chp nin cezası kesinleşti.
    yine muhalif gazetelerden biri, tutmuş, (dün okudum)
    "falanca mv, bu konudaki açıklamasında şu şu olayları baz alarak , şunu demek istiyor ve öylede" diye yorum yapmış.
    sanane. adamın agzı yokmu. sen gazetecisini, yaparsın yorumunu bitirirsin.
    yani aslında, muhalif yok. onlarda başkalarından nemalanıyor."bence"

    hiç unutmuyorum. geçen yıl, nhkworld de türkiyeninde dahil oldugu bir toplantı haberi vardı. bu kanal japon kanalı.
    aynı gün akşamı, hiçbir türk tv kanalında bu toplantı ile ilgili bir haber yoktu :))


    Forumdaşım,

    CHP'yi destekleyen bir olaydan bahsettiniz. Peki, AKP'yi destekleyen herhangi bir haber duydunuz mu? Sanırım duymadınız, çünkü henüz AKP'yi desteklediği ya da muhalefete karşı yalan haber yaptığı için ceza alan herhangi bir medya kuruluşu yok.

    Bunun yanısıra, bahsettiğiniz medya kuruluşu el değiştirene kadar hergün maliye müfettişleri tarafından konrtol edildi. Hatta bazı maliye müfettişleri, görev yerlerine değil, sabah mesaiye bu medya kuruluşunda başladı. Aynı şekilde, Doğan Grubu bir kere iktidar ile polemiğe girdi ve milyarlarca dolar vergi borcu çıktı, ki bu vergi borcu yeni birşey değildi, sadece muhalefet yaptığı anda dikkat edildi.

    Bildiğiniz, vergi borcu olan ya da iktidara yakın olduğu için maliye tarafından kontrol edilen herhangi bir medya kuruluşu var mı?

    Aynı şekilde, adalet sistemi de bu şekilde işliyor;

    Abdullah Gül hakkında olumsuz karar veren hakim ikinci gün görevden uzaklaştırıldı.
    Deniz Feneri davasında şüphelileri sorgulamak isteyen savcılar ikinci gün görevden uzaklaştırıldı.
    Erzincan başsavcısı İsmailağa tarikatı ile ilgili soruşturma yaptığı anda görevden uzaklaştırıldı.
    MİT görevlilerini sorgulamak isteyen savcı ikinci gün görevden uzaklaştırıldı.
    Bu olayların sonuncusu ve belki de en anlamlısı, kanunları uygulayan savcının karşısına, bir gece kanunları değiştirip "Seçilmişler atanmışlardan emir almaz" yorumu ile çıktılar. Yani, hakim de olsanız, savcı da olsanız, kanun ne derse desin, onlara dokunamazsınız.

    Ancak, böyle bir durum Ergenekon, Balyoz gibi davalarda yaşanmadı. Aynı süreç işlerken iktidardan gelen yorum "Adalete karışamayız" oldu.

    Sanırım bu konuda da bir fikriniz vardır.




  • quote:

    Bildiğiniz, vergi borcu olan ya da iktidara yakın olduğu için maliye tarafından kontrol edilen herhangi bir medya kuruluşu var mı?


    Aksine başbakanın damadına işverenlik yapıyor diye kamu bankalarından kıyak kredi alanlar oldu.
  • AKP li arkadaşlar çoğunluk olduklarını, iktidar oldukalrını biliyorlar. Buna itiraz eden de yok zaten. Ama neye itiraz var, tarafsızız, demokratiğiz, mükemmeliz, adaletliyiz demenize. İktidarın karsısında isen her turlu zorlukla karsılasıyorsun. Yanında isen ise "Allah yürü ya kulum" diyor. E yok öyle birsey demezseniz hiç tartışma çıkmıycakta, hep yok öyle birşey diyorsunuz.
  • :) mevzu, medyadan uzaklaşmazsa iyi olur. çünkü olay tamamen akp icraatlerine geliyor :))
    medya uzmanı olaraktan her soruyu cevaplayabilirim :)) 6 yaşımdan beri profesyonel tv izleyicisiyimdir :))

    adalet sistemine kadar olan yer kesinlikle dogru bir tespit. ayrıca kanalturk e gelen müfettişler, öncelik sgk ve vergi borcundan geldi.
    bunu kendileride sölediler canlı yayında. adamlar "hiç" ödememiş. :) (tuncay ve yanında bir adamda vardı)

    medya herzaman güçlüyü veya kendine yakını destekler. çünkü bu adamların dünya kadar şirketi var.
    tarafsız olamaz.
    akp den önce, karamemet ve dogan dan başka kimse yoktu. onlar kimi isterse o başkan olur.
    hatırlayalım, pazar günü sabahın köründe bi başbakan(m.yılmaz) doganı ziyaret ediyor, doganda gayet laubali bir şekilde onu karşılıyodu.

    akp geldi, dogan sustu. hatta muhalif yazarları işten "kovdu". sonra yine akpye cephe aldı, sonra yine akp li oldu...... böle gitti.
    adamlar yerel ve genel seçimlerde bariz muhalefet destegi verdiler.


    bu sadece muhalefet içinmi gecerli. "kesinlikle hayır."
    aynı şey iktidar içinde gecerli. onlarda farklı değil.

    kendim adıma örnek veriyim; gazete okumaktan nefret ediyorum. neden? :)
    ya birinin dediğini digeri yalanlıyor, birinin tam yazdıgını öteki eksik yazıp kendi görüşüne çeviriyor..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aksinaletinsan -- 9 Nisan 2012; 16:21:05 >




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    İmza Değiştirmek
    6 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Sevgili Fizisyen,

    İkinci yorumunuza sonuna kadar katılıyorum. Ancak, ikinci yorumu yapan kişi ile birinci yorumu yapan kişinin aynı insan olması imkansız gibi birşey, çünkü ikinci yorumda aslında iktidar yanlısı olmanın zorunluluk olduğunu, olmamanın ise cezalandırılacağını söylüyorsunuz. Ama ilk mesajınızda, iktidar yanlısı olmamakla ilgili (size göre haklı nedenle) cezadan bahsediyorsunuz.

    Bu biraz çelişkili bir yorumlama şekli değil mi?
  • yok dostum. 2side aynı seyden bahsediyor.
    kim olursa olsun
    parayı veren düdügü çalıyor,çaldırtıyor.


    şimdi, konu istemeden kaydı. benim demek istedigim, kimin haklı kimin haksız oldugu değil.
    benim demek istedigim,
    medya, reklam üzerine kurulu. ne izlenirse adamlar onu veriyor.
    mesela, zonguldaktaki köprü örnegi.
    bence suriyeden gelen mültecilerden daha önemli değil. ama 2 gündür konumuz bu.
    olay bu.
  • valla konu gidici gibi duruyo ama bi şey belirtmek isterim.bu ülke artık tamamen tarihde yaşıyoruz.bu ülke 100 yıl önce kuruldu nerdeyse 100 yıldır şu osmanlıyla övünüyoruz.artık hiç bi başarımız hiç bi karizmamız kalmayınca avrupada. olsun bizim osmanlımız var zihniyetindeyiz:)hani gslilere derler ya her maçtan sonra bak yine sizi yendik.olsun bizim uefamız var buda aynı zihniyet:)yok dersim olaylarıymış yok kanuninin fransaya yazdıgı mektup yok fetih 1453. 500-600 yıl önceki şeyin neyiyle övünüyoruz ya?biraz gerçekçi olsa şu halkımız.bide hergün suriyede şu kadar kişi öldü vb vb.ulan oraya avrupalı gazeteciler bile giremiyo doğru dürüst.bizim basınımız nasıl bu kadar sağlıklı bilgi alabiliyor.kısacası tv bize ne gösterirse onu benimsiyoruz.
  • Son günlerde haberleri izliyorsunuz, inanılmaz. Sanıyorsunuz ki kapıdan dışarı adım attığınız anda, anında "uyuşturucu bağımlısı"... "aids"li... bir "pit-bull"un... "tecavüz"üne uğrayacaksınız. Korkutucu haber hikayeler
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.