Harvard Üniversitesi İsrail hisselerini satıp, Türk Hazine bonosu aldı

18/08/2010 2:00

Harvard Üniversitesi İsrail şirketlerindeki 48 milyon dolarlık hisselerini sattı. Üniversite onun yerine 10 milyon dolarlık Türk bonosu satın aldı

WASHINGTON - Dünyanın en prestijli üniversitelerinden Harvard, üniversitenin portföyünde yer alan beş İsrail şirketine ait olan toplam 48 milyon dolarlık hisse senedini elden çıkardı. Üniversite satıştan elde ettiği kaynağın bir bölümü ile de Türk Hazine’sine ait olan bonolardan aldı. Üniversiteden yapılan açıklamada 10 milyon dolarlık Türk Hazine bonosu satın alındığı duyuruldu. Üniversite yönetimi, bunun ekonomik bir karar olduğunu, İsrail’i boykot amacı taşımadığını da vurguladı.
Filistin yanlısı gruplara göre Harvard Üniversitesi, İsrail’in Gazze politikası ve filo baskınını protesto etmek için böyle bir karar aldı. Ancak Harvard yönetimi bu yöndeki iddiaları kesin bir dille yalanlıyor.

35 milyar doları var
Üniversite sözcüsü kararın tamamen ekonomik olduğunu, İsrail’e yönelik tepki olmadığını vurguladı. Harvard’a göre, İsrail şirketlerinin hisseleri gelişmekte olan ülkeler portföyünde bulunuyordu. Ancak israil’in statüsü gelişmiş ülke pazarına yükseltilince, üniversite de hisseleri satma kararı aldı. İsrail’in boykot edilmesi için Harvard Üniversitesi’ne uzun süredir yoğun baskı uygulanıyordu. Dünyanın en köklü üniversitelerinden olan Harvard, 35 milyar dolarlık varlığa sahip.
Üniversite 2005 yılında Petro China hisselerini de Çin’in Darfur’da soykırım yapan Sudan hükümetiyle ilişkileri nedeniyle satmıştı. Ancak o zaman satışın boykot amacı taşıdığını açıkça kabul etmişti.

‘Bu ikiyüzlülük’
Harvard’ın portföy değişim kararı değişik kesimler tarafından farklı yorumlandı. “Bu ikiyüzlülük! Harvard’ın portföy yöneticisinin anlık kararıyla birbiriyle alakası olmayan İsrail’de bulunan 5 firmanın tüm kağıtları satıldı. Burnuma kötü kokular geliyor” diyen Musevi telekominikasyon şirketi Power Line’dan John Hinderaker, bu hareketin, daha önce Çin’e ve Suudi Arabistan’a yapılan gibi, tamamen politik bir karar olduğunu öne sürdü.
Business İnsider’ın yardımcı editörü Joe Weisenthal ‘Allahaısmarladık İsrail, Merhaba Türkiye’ adlı makalesinde ‘çirkin tekne’ olayının göz önünde tutulması gerektiğine değindi.
Cellcom’un CFO’su Yaacov Heen ise duruma şu yorumu getirdi: “Bazı fonlar sadece gelişmekte olan ülkelere yatırım yapmayı tercih eder. Bu yüzden de Harvard İsrail’deki kâğıtlarını acil olarak satmak durumunda kaldı.” (Radikal)

KAYNAKLAR:

http://www.businessinsider.com/harvard-dumps-israel-etf-buys-turkey-etf-2010-8
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=1014147&CategoryID=101
http://www.superpoligon.com/haber/19909
http://www.haber7.com/haber/20100817/Harvard-5-Israilli-sirketi-birakip-Turk-bonosu-oldu.php
http://www.hurriyetdailynews.com/n.php?n=harvard-invests-10-million-in-turkish-bonds-2010-08-17

neommy

Yarbay

7229 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

emrebo

Yarbay

4501 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

neommy

Yarbay

7229 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

@kommodor;

" Ticari tercihten daha önemli birşeye benzemiyor."...
Yani bence büyük anlamlar ve hele "Türkiye'nin adam gibi dünya devleti olduğu" anlamı çıkartılmamalı, onlar için " ticari tercihten fazla birşey değil " demek istiyorum tam olarak. Harvard ilk defa yapıyor olabilir ama dünyanın bütün Banka ve özel fonları bildiğim kadarıyla Türkiyenin bu konuya ilişkin mevzuat düzenlemelerini yapmasından sonra neredeyse 1985'lerden bu yana Türk Hisse senetlerine ve Devlet-özel sektör borçlanma Bonolarına ilgi gösteriyorlar. Templeton fon yöneticisi Mobius Türkiyede ilgilenenler açısından konuşursak ABD'de olduğundan daha meşhur birisi 20 yılı aşkın süredir! Yatırımlarını yapıyorlar ve karşılığını da çok çok fazlasıyla alıyorlar.Bu noktada Yatırımcının yatırdığıma ne kadar fazla alabilirim düşüncesinin sonucundan başka birşey değil Türkiye tercihi.

HMC'nin başarılı portföy yönetimi biliniyor zaten finansla az çok ilgili kişiler tarafından. Ben bir yerde yanlış mı yapıyorum anlıyamadım; ama alttaki grafiklerde HMC'nin toplam portföy değeri yaklaşık 35 milyar dolar, Harvard Üniversitesine şirketin yıllık katkısıda 1.6 milyar dolar olarak gözüküyor. Şirketin kendi rakamlarıyla da uzun vadede yüzde 11.7 getiriyle başarılı olduğu belirtilmiş. Türkiyenin Şirket portföyünde girdiği yerde sizin verdiğiniz linkte belli, Brezilya, Malezya, Şili, Güney Afrika vs. ile aynı sınıftayız! Ve sizin verdiğiniz rakamlarda dahi Türkiye ye bu ülkelere göre çok düşük pay ayrıldığı gölenebiliyor. En yakın olan Şiliye Türkiyenin 21 katı fazla miktar ayrılmış.

Şayet borçlanabilmede bu noktaya Türkiye ter akıtarak ve bilgisiyle, yeteneğiyle, üretimiyle gelmiş olabilseydi bende haberi iyi karşılardım. Ama buradan bakıldığında hiç iyimser olamıyorum.

http://www.hmc.harvard.edu/investment-management/performance-history.html

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 19 Ağustos 2010; 10:20:28 >

quote:

Orijinalden alıntı: neommy
@kommodor;
" Ticari tercihten daha önemli birşeye benzemiyor."...
Yani bence büyük anlamlar ve hele "Türkiye'nin adam gibi dünya devleti olduğu" anlamı çıkartılmamalı, onlar için " ticari tercihten fazla birşey değil " demek istiyorum tam olarak. Harvard ilk defa yapıyor olabilir ama dünyanın bütün Banka ve özel fonları bildiğim kadarıyla Türkiyenin bu konuya ilişkin mevzuat düzenlemelerini yapmasından sonra neredeyse 1985'lerden bu yana Türk Hisse senetlerine ve Devlet-özel sektör borçlanma Bonolarına ilgi gösteriyorlar. Templeton fon yöneticisi Mobius Türkiyede ilgilenenler açısından konuşursak ABD'de olduğundan daha meşhur birisi 20 yılı aşkın süredir! Yatırımlarını yapıyorlar ve karşılığını da çok çok fazlasıyla alıyorlar.Bu noktada Yatırımcının yatırdığıma ne kadar fazla alabilirim düşüncesinin sonucundan başka birşey değil Türkiye tercihi.
HMC'nin başarılı portföy yönetimi biliniyor zaten finansla az çok ilgili kişiler tarafından. Ben bir yerde yanlış mı yapıyorum anlıyamadım; ama alttaki grafiklerde HMC'nin toplam portföy değeri yaklaşık 35 milyar dolar, Harvard Üniversitesine şirketin yıllık katkısıda 1.6 milyar dolar olarak gözüküyor. Şirketin kendi rakamlarıyla da uzun vadede yüzde 11.7 getiriyle başarılı olduğu belirtilmiş. Türkiyenin Şirket portföyünde girdiği yerde sizin verdiğiniz linkte belli, Brezilya, Malezya, Şili, Güney Afrika vs. ile aynı sınıftayız! Ve sizin verdiğiniz rakamlarda dahi Türkiye ye bu ülkelere göre çok düşük pay ayrıldığı gölenebiliyor. En yakın olan Şiliye Türkiyenin 21 katı fazla miktar ayrılmış.
Şayet borçlanabilmede bu noktaya Türkiye ter akıtarak ve bilgisiyle, yeteneğiyle, üretimiyle gelmiş olabilseydi bende haberi iyi karşılardım. Ama buradan bakıldığında hiç iyimser olamıyorum.
http://www.hmc.harvard.edu/investment-management/performance-history.html

Çok garip bir yazı yazmışsınız hakikaten..
Zannedersem Türkiyeyi tanımıyorsunuz..Türkiye Cumhuriyeti evet yukarıda yazdığınız Brezilya, Malezya, Şili, Güney Afrika vs. gibi ülkelerin sınıfındadır..Ne bekliyordunuz?

2010 yılı gelmiş hala Türkiye denilen devletin sivil bir anayasası,sivil bir hukuk sistemi yok..Ki hukuk bir ülkenin güvenliğini de kurala bağladığından güvenliğinden de önce gelen bir kavramdır..yani daha birinci basamakta notumuz sıfır!!

bu ülke kurulduğundan ancak 60 yıl sonra 80li yıllarda dünyaya açılabilmiş ve kaçırabileceği tüm trenleri kaçırmış bir ülke..Ne yani hemen 20 yılda USA standartlarına erişmesini mi bekliyordunuz da iyimser olmadığınızı yazmışsınız..

Bu ülke önce sivilleşecek,sivil ve tamamen halka ait bir hukuk sistemi getirecek daha sonra liberalleşecek,dünya ile entegre olacak,var olan kaynaklarını kullanacak ve serbest yatırım ve ticaretin önünü açacak,üniversitelerini ve eğitim sistemini güçlendirecek vs. ancak bu şekilde bir dünya devleti olabilir..

Diğer türlü tüm senaryolar boş konuşmaktan ibarettir..

Hiçbirşey yapmadan "dünya bizi en yukarıda görecek,en büyük biziz" diye beklenti içerisine gireseniz kimsenin sizi kal'e almadığını görünce elbetteki kötümser olursunuz..Önce üzerimize düşen vazifeleri yapacağız daha sonra beklentilerimiz gündeme gelecek..Anlatabiliyor muyum?

shadow006

Yarbay

2593 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

quote:

Orijinalden alıntı: kommodor
......
Harvard yüzyıllardır var fakat Türk hazine bonosu harvardın değer verip yatırım yapacağı konuma ilk defa yükselmiş..Demek ki Türkiye son yıllarda "adam gibi bir dünya devleti" olmaya başlamış demektir..
..........

Harvard, aldığı hissleri yarın satsa "Türkiye adam gibi bir dünya devleti" olmaktan uzaklaşıyor mu diyeceğiz. Gayet açık şekilde ticari kaygılar gözetilerek alınmış bir karar bunu siyasi bir kararmış gibi göstermek için bu kendini parçalayış niye?.

quote:

Orijinalden alıntı: kommodor

quote:

Orijinalden alıntı: neommy
@kommodor;
" Ticari tercihten daha önemli birşeye benzemiyor."...
Yani bence büyük anlamlar ve hele "Türkiye'nin adam gibi dünya devleti olduğu" anlamı çıkartılmamalı, onlar için " ticari tercihten fazla birşey değil " demek istiyorum tam olarak. Harvard ilk defa yapıyor olabilir ama dünyanın bütün Banka ve özel fonları bildiğim kadarıyla Türkiyenin bu konuya ilişkin mevzuat düzenlemelerini yapmasından sonra neredeyse 1985'lerden bu yana Türk Hisse senetlerine ve Devlet-özel sektör borçlanma Bonolarına ilgi gösteriyorlar. Templeton fon yöneticisi Mobius Türkiyede ilgilenenler açısından konuşursak ABD'de olduğundan daha meşhur birisi 20 yılı aşkın süredir! Yatırımlarını yapıyorlar ve karşılığını da çok çok fazlasıyla alıyorlar.Bu noktada Yatırımcının yatırdığıma ne kadar fazla alabilirim düşüncesinin sonucundan başka birşey değil Türkiye tercihi.
HMC'nin başarılı portföy yönetimi biliniyor zaten finansla az çok ilgili kişiler tarafından. Ben bir yerde yanlış mı yapıyorum anlıyamadım; ama alttaki grafiklerde HMC'nin toplam portföy değeri yaklaşık 35 milyar dolar, Harvard Üniversitesine şirketin yıllık katkısıda 1.6 milyar dolar olarak gözüküyor. Şirketin kendi rakamlarıyla da uzun vadede yüzde 11.7 getiriyle başarılı olduğu belirtilmiş. Türkiyenin Şirket portföyünde girdiği yerde sizin verdiğiniz linkte belli, Brezilya, Malezya, Şili, Güney Afrika vs. ile aynı sınıftayız! Ve sizin verdiğiniz rakamlarda dahi Türkiye ye bu ülkelere göre çok düşük pay ayrıldığı gölenebiliyor. En yakın olan Şiliye Türkiyenin 21 katı fazla miktar ayrılmış.
Şayet borçlanabilmede bu noktaya Türkiye ter akıtarak ve bilgisiyle, yeteneğiyle, üretimiyle gelmiş olabilseydi bende haberi iyi karşılardım. Ama buradan bakıldığında hiç iyimser olamıyorum.
http://www.hmc.harvard.edu/investment-management/performance-history.html

Çok garip bir yazı yazmışsınız hakikaten..
Zannedersem Türkiyeyi tanımıyorsunuz..Türkiye Cumhuriyeti evet yukarıda yazdığınız Brezilya, Malezya, Şili, Güney Afrika vs. gibi ülkelerin sınıfındadır..Ne bekliyordunuz?
2010 yılı gelmiş hala Türkiye denilen devletin sivil bir anayasası,sivil bir hukuk sistemi yok..Ki hukuk bir ülkenin güvenliğini de kurala bağladığından güvenliğinden de önce gelen bir kavramdır..yani daha birinci basamakta notumuz sıfır!!
bu ülke kurulduğundan ancak 60 yıl sonra 80li yıllarda dünyaya açılabilmiş ve kaçırabileceği tüm trenleri kaçırmış bir ülke..Ne yani hemen 20 yılda USA standartlarına erişmesini mi bekliyordunuz da iyimser olmadığınızı yazmışsınız..
Bu ülke önce sivilleşecek,sivil ve tamamen halka ait bir hukuk sistemi getirecek daha sonra liberalleşecek,dünya ile entegre olacak,var olan kaynaklarını kullanacak ve serbest yatırım ve ticaretin önünü açacak,üniversitelerini ve eğitim sistemini güçlendirecek vs. ancak bu şekilde bir dünya devleti olabilir..
Diğer türlü tüm senaryolar boş konuşmaktan ibarettir..
Hiçbirşey yapmadan "dünya bizi en yukarıda görecek,en büyük biziz" diye beklenti içerisine gireseniz kimsenin sizi kal'e almadığını görünce elbetteki kötümser olursunuz..Önce üzerimize düşen vazifeleri yapacağız daha sonra beklentilerimiz gündeme gelecek..Anlatabiliyor muyum?

@neommy'nin yazdıklarının nesi garip herşeyi gayet güzel ve belgeli şekilde ortaya koymuş. Rica etsem yukarıdaki yazıda garipsediğiniz şey ne açıklarmısınız.

Sivil anayasa muhabbeti ile konunun gideceği nokta belli oldu. 1982 anayasasının 3 koalisyon hükümeti döneminde değiştirlen düzinelerce yasa değişklikleri ile %60'ından fazlasının değiştiğini biliyormusunuz. Ziyadesiyle siyasi amaç güden son anasaya değişikliği paketindeki 26 yasa ile Türkiye sivil bir anayasaya kavuşacağını düşünüyorsanız çok safsınız. Heleki bu paketteki malum 2 yasa ile sivil bir hukuk sisteminin hayat bulacağını düşünüyorsanız sadece saf değil art niyetlisinizdir de demek. AB'de hiçbir ülkede olmayan en son geçen sene Fransada aşırı siyasi bulunarak değiştirilen bu sistem ile değil sivil yargı siyasetçilerin oyuncağı olan tabiri caizse kapısında köpek olan bir yargı oluşturulmaya çalışıldığını görmemek için kör yada yandaş olmak gerekiyor.

Türkiyenin dünyaya 80 yıllardan sonra açıldığı ise hikaye, 2. dünya savaşından itibaren 2 kutuplu dünyanın bir tarafıyla olması gereken ilişkileri zaten sürüdüyordu. Bu ilişkileri sayesinde belli bir miktar kapitale ulaştı ve soğuk savaşın hafiflemesi ve ardından sona ermesi ile biriktiği sermaye ile dünyaya açıldı. Misal Çinin bu gün elinde tutuğu iş gücü soğuk savaş sırasında yokmuydu, vardı peki niye o zaman dünyada made in China fırtınası esmiyordu, çünkü şartla buna müsait değildi. Aynı şekilde Türkiyenin de dünyaya açılması için şartların müsait olması gerekiyordu.

- Bu ülke önce sivilleşecek demişsiniz sivil bir ülke olmasını istiyorsanız önce sivilleri temsil edenlerin temsil ettiği siviller ile aynı yargı kısıtlamalarına muhatap olması gerekmiyor mu?. Hala dokunulmazlık kapı gibi ayakta iken hangi sivilleşmeden bahsediyorsun.

- Sivil anayasa masalını ise yukarıda açıkladım.

- Liberalleşme meselesin gelirsek, yahu daha ne kadar liberalleşeceğiz, 50lerden beri liberal ekonomik ile yönetilmiyormuyuz, bütüm global firmalar istediği gibi ülkenin ticari hayatında at koşturmuyor mu?. Elde kalan en son KİTleri 1-2 yıllık karlarına uluslarası piyasaya peşkeş çekmedik mi. Daha ne kadar liberal olalım kala kala bir ruhumuz kaldı.

- Dünya ile entegre olmak derken neyi kastediyorsunuz dünya devletlerinin içerisinde yar aldığı en az bir düzine kuruluşun zaten içindeyiz. Dünya ile daha nasıl iç içe olucağız.

- Yaklaşık 50 senedir serbest yatırım ve ticaretin önü hiç kapanmadı ki açılsın, hatta Türkiye kurulduğu günden beri hemen hemen her sektör serbest girişimciye açıktı. Haliyle daha ne kadar açıcağız.

- Eğitim sistemini güçlendirmek istiyorsanız öncelikle siyasetin eğitim kurumlarına bulaşmasını engelliyeceksiniz. Hükümet iktidara gelmeden önce YÖK'ü kaldırıcağını söyledi pak ne oldu sadece başındaki adam değişti ve kadrolaşma devam etti, YÖK'te hiçbir iyileşitirme yapıldı mı tabiki hayır. O nedenle bu gün ünilerin içinde bulunduğu batağın tek sorumlusu siyasi ikitadar ve onun taşeronu olan YÖK'tür.

Son cümlenize yani "Hiçbirşey yapmadan "dünya bizi en yukarıda görecek,en büyük biziz" diye beklenti içerisine gireseniz kimsenin sizi kal'e almadığını görünce elbetteki kötümser olursunuz..Önce üzerimize düşen vazifeleri yapacağız daha sonra beklentilerimiz gündeme gelecek." sözlerinize ise canı gönülden katılıyorum. 10 milyonluk hisse alındı diye havalara uçmayı bırakıp, önümüzede uzlaşma ile çözülmeyi bekleyen dağ gibi sorunları çözdüğümüz zaman gerçekten gururlanabileceğimiz gerçek başarılar elde etmiş olacağız.
Saygılar.

neommy

Yarbay

7229 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

quote:

Orijinalden alıntı: shadow006

quote:

Orijinalden alıntı: kommodor
Harvard yüzyıllardır var fakat Türk hazine bonosu harvardın değer verip yatırım yapacağı konuma ilk defa yükselmiş..Demek ki Türkiye son yıllarda "adam gibi bir dünya devleti" olmaya başlamış demektir..

Harvard, aldığı hissleri yarın satsa "Türkiye adam gibi bir dünya devleti" olmaktan uzaklaşıyor mu diyeceğiz. Gayet açık şekilde ticari kaygılar gözetilerek alınmış bir karar bunu siyasi bir kararmış gibi göstermek için bu kendini parçalayış niye?

quote:

Orijinalden alıntı: kommodor

quote:

Orijinalden alıntı: neommy
@kommodor;
" Ticari tercihten daha önemli birşeye benzemiyor."...
Yani bence büyük anlamlar ve hele "Türkiye'nin adam gibi dünya devleti olduğu" anlamı çıkartılmamalı, onlar için " ticari tercihten fazla birşey değil " demek istiyorum tam olarak. Harvard ilk defa yapıyor olabilir ama dünyanın bütün Banka ve özel fonları bildiğim kadarıyla Türkiyenin bu konuya ilişkin mevzuat düzenlemelerini yapmasından sonra neredeyse 1985'lerden bu yana Türk Hisse senetlerine ve Devlet-özel sektör borçlanma Bonolarına ilgi gösteriyorlar. Templeton fon yöneticisi Mobius Türkiyede ilgilenenler açısından konuşursak ABD'de olduğundan daha meşhur birisi 20 yılı aşkın süredir! Yatırımlarını yapıyorlar ve karşılığını da çok çok fazlasıyla alıyorlar.Bu noktada Yatırımcının yatırdığıma ne kadar fazla alabilirim düşüncesinin sonucundan başka birşey değil Türkiye tercihi.
HMC'nin başarılı portföy yönetimi biliniyor zaten finansla az çok ilgili kişiler tarafından. Ben bir yerde yanlış mı yapıyorum anlıyamadım; ama alttaki grafiklerde HMC'nin toplam portföy değeri yaklaşık 35 milyar dolar, Harvard Üniversitesine şirketin yıllık katkısıda 1.6 milyar dolar olarak gözüküyor. Şirketin kendi rakamlarıyla da uzun vadede yüzde 11.7 getiriyle başarılı olduğu belirtilmiş. Türkiyenin Şirket portföyünde girdiği yerde sizin verdiğiniz linkte belli, Brezilya, Malezya, Şili, Güney Afrika vs. ile aynı sınıftayız! Ve sizin verdiğiniz rakamlarda dahi Türkiye ye bu ülkelere göre çok düşük pay ayrıldığı gölenebiliyor. En yakın olan Şiliye Türkiyenin 21 katı fazla miktar ayrılmış.
Şayet borçlanabilmede bu noktaya Türkiye ter akıtarak ve bilgisiyle, yeteneğiyle, üretimiyle gelmiş olabilseydi bende haberi iyi karşılardım. Ama buradan bakıldığında hiç iyimser olamıyorum.
http://www.hmc.harvard.edu/investment-management/performance-history.html

Çok garip bir yazı yazmışsınız hakikaten..
Zannedersem Türkiyeyi tanımıyorsunuz..Türkiye Cumhuriyeti evet yukarıda yazdığınız Brezilya, Malezya, Şili, Güney Afrika vs. gibi ülkelerin sınıfındadır..Ne bekliyordunuz?
2010 yılı gelmiş hala Türkiye denilen devletin sivil bir anayasası,sivil bir hukuk sistemi yok..Ki hukuk bir ülkenin güvenliğini de kurala bağladığından güvenliğinden de önce gelen bir kavramdır..yani daha birinci basamakta notumuz sıfır!!
bu ülke kurulduğundan ancak 60 yıl sonra 80li yıllarda dünyaya açılabilmiş ve kaçırabileceği tüm trenleri kaçırmış bir ülke..Ne yani hemen 20 yılda USA standartlarına erişmesini mi bekliyordunuz da iyimser olmadığınızı yazmışsınız..
Bu ülke önce sivilleşecek,sivil ve tamamen halka ait bir hukuk sistemi getirecek daha sonra liberalleşecek,dünya ile entegre olacak,var olan kaynaklarını kullanacak ve serbest yatırım ve ticaretin önünü açacak,üniversitelerini ve eğitim sistemini güçlendirecek vs. ancak bu şekilde bir dünya devleti olabilir..
Diğer türlü tüm senaryolar boş konuşmaktan ibarettir..
Hiçbirşey yapmadan "dünya bizi en yukarıda görecek,en büyük biziz" diye beklenti içerisine gireseniz kimsenin sizi kal'e almadığını görünce elbetteki kötümser olursunuz..Önce üzerimize düşen vazifeleri yapacağız daha sonra beklentilerimiz gündeme gelecek..Anlatabiliyor muyum?

@neommy'nin yazdıklarının nesi garip herşeyi gayet güzel ve belgeli şekilde ortaya koymuş. Rica etsem yukarıdaki yazıda garipsediğiniz şey ne açıklarmısınız.
Sivil anayasa muhabbeti ile konunun gideceği nokta belli oldu. 1982 anayasasının 3 koalisyon hükümeti döneminde değiştirlen düzinelerce yasa değişklikleri ile %60'ından fazlasının değiştiğini biliyormusunuz. Ziyadesiyle siyasi amaç güden son anasaya değişikliği paketindeki 26 yasa ile Türkiye sivil bir anayasaya kavuşacağını düşünüyorsanız çok safsınız. Heleki bu paketteki malum 2 yasa ile sivil bir hukuk sisteminin hayat bulacağını düşünüyorsanız sadece saf değil art niyetlisinizdir de demek. AB'de hiçbir ülkede olmayan en son geçen sene Fransada aşırı siyasi bulunarak değiştirilen bu sistem ile değil sivil yargı siyasetçilerin oyuncağı olan tabiri caizse kapısında köpek olan bir yargı oluşturulmaya çalışıldığını görmemek için kör yada yandaş olmak gerekiyor.
Türkiyenin dünyaya 80 yıllardan sonra açıldığı ise hikaye, 2. dünya savaşından itibaren 2 kutuplu dünyanın bir tarafıyla olması gereken ilişkileri zaten sürüdüyordu. Bu ilişkileri sayesinde belli bir miktar kapitale ulaştı ve soğuk savaşın hafiflemesi ve ardından sona ermesi ile biriktiği sermaye ile dünyaya açıldı. Misal Çinin bu gün elinde tutuğu iş gücü soğuk savaş sırasında yokmuydu, vardı peki niye o zaman dünyada made in China fırtınası esmiyordu, çünkü şartla buna müsait değildi. Aynı şekilde Türkiyenin de dünyaya açılması için şartların müsait olması gerekiyordu.
- Bu ülke önce sivilleşecek demişsiniz sivil bir ülke olmasını istiyorsanız önce sivilleri temsil edenlerin temsil ettiği siviller ile aynı yargı kısıtlamalarına muhatap olması gerekmiyor mu?. Hala dokunulmazlık kapı gibi ayakta iken hangi sivilleşmeden bahsediyorsun.
- Sivil anayasa masalını ise yukarıda açıkladım.
- Liberalleşme meselesin gelirsek, yahu daha ne kadar liberalleşeceğiz, 50lerden beri liberal ekonomik ile yönetilmiyormuyuz, bütüm global firmalar istediği gibi ülkenin ticari hayatında at koşturmuyor mu?. Elde kalan en son KİTleri 1-2 yıllık karlarına uluslarası piyasaya peşkeş çekmedik mi. Daha ne kadar liberal olalım kala kala bir ruhumuz kaldı.
- Dünya ile entegre olmak derken neyi kastediyorsunuz dünya devletlerinin içerisinde yar aldığı en az bir düzine kuruluşun zaten içindeyiz. Dünya ile daha nasıl iç içe olucağız.
- Yaklaşık 50 senedir serbest yatırım ve ticaretin önü hiç kapanmadı ki açılsın, hatta Türkiye kurulduğu günden beri hemen hemen her sektör serbest girişimciye açıktı. Haliyle daha ne kadar açıcağız.
- Eğitim sistemini güçlendirmek istiyorsanız öncelikle siyasetin eğitim kurumlarına bulaşmasını engelliyeceksiniz. Hükümet iktidara gelmeden önce YÖK'ü kaldırıcağını söyledi pak ne oldu sadece başındaki adam değişti ve kadrolaşma devam etti, YÖK'te hiçbir iyileşitirme yapıldı mı tabiki hayır. O nedenle bu gün ünilerin içinde bulunduğu batağın tek sorumlusu siyasi ikitadar ve onun taşeronu olan YÖK'tür.
Son cümlenize yani "Hiçbirşey yapmadan "dünya bizi en yukarıda görecek,en büyük biziz" diye beklenti içerisine gireseniz kimsenin sizi kal'e almadığını görünce elbetteki kötümser olursunuz..Önce üzerimize düşen vazifeleri yapacağız daha sonra beklentilerimiz gündeme gelecek." sözlerinize ise canı gönülden katılıyorum. 10 milyonluk hisse alındı diye havalara uçmayı bırakıp, önümüzede uzlaşma ile çözülmeyi bekleyen dağ gibi sorunları çözdüğümüz zaman gerçekten gururlanabileceğimiz gerçek başarılar elde etmiş olacağız.
Saygılar.

Uzun,siyasi ve biraz da kırıcı bir yazı olmuş...Ben kültür-bilim bölümünde siyasi tercihler üzerinden tartışmalara katılmıyorum..O yüzden yukarıda yazdıklarınıza cevap veremeyeceğim..

Ama net olan birşeyin altını tekrar çizmek isterim..HMC veya başka bir şirketin Türk hazine bonolarına gelecek adına ilk defa yatırım yapması Türk ekonomisinin "tercih" edildiğini gösterir..Ve hiçbir kimse para kaybedileceği düşünülen bir işe girişmez..

Demekki bu yatırım önemli bir göstergedir..ve Neyi "gösterdiğini" de eğitimsiz insanlar bile anlayabilir..

mihimihi

Çavuş

80 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Ali Kuşçu

Yarbay

2925 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

shadow006

Yarbay

2593 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Guest

Yarbay

44849 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Réplika

Binbaşı

1205 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Etkisizeleman

Yüzbaşı

267 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Réplika

Binbaşı

1205 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

quote:

Orijinalden alıntı: kommodor

quote:

Orijinalden alıntı: Réplika

Bunun haber değeri nedir acaba? Hökümete pay çıkarmak için mi paylaştınız? Krizin teğet girdiğini pardon geçtiğini ispatlamak için mi yani?
Dünya üzerinde her ALLAH ın günü finansal yatırımlarda para bir oraya bir buraya gidip gelir.Burası kültür bilim, dünya para piyasalarıı takip yeri değil. Siz açın cnbce izleyin yada Ht bloomberg.

Ekonomi bir "bilim"dir ve burası da kültür-bilim bölümü..Haber,Donanım haber forumundaki en uygun yerde bulunuyor..İlginç ve bir o kadar da garip önerilerinizi kendinize saklasanız daha iyi olur...

Ne amaçla açıldıgı belli bir konu.Şu son zamanlarda büyük devlet hatta bazı şuursuzlar için süper güç muhabbetleri.

Bu konuda neyi tartışacağız peki? Harvard üniversitesini karını mı? Yada yaptığı yatırımla hangi ölçekte ve nasıl bir ekonomik risk aldığını mı? Siz sorun bakın ne güzel tartışacağız burda. Ekonomi eğer bilim ise, ozaman bilime yakışacak bir tartışmaya, konuyu açan kişi olarak öncülük etmeniz gerekir.

Harvardın ilk kez TC bonosu alması neden bu kadar önemli sizin için? Sabancı yabancı bir ülkeden örneğin Romanyadan alsa bunu bilimsel görecekmisiniz? Demişsinizki:

quote:

Harvard yüzyıllardır var fakat Türk hazine bonosu harvardın değer verip yatırım yapacağı konuma ilk defa yükselmiş..Demek ki Türkiye son yıllarda "adam gibi bir dünya devleti" olmaya başlamış demektir..

"adam gibi bir dünya devleti" olmanın kıstaslarından biri sizin için yabancıların Türkiyeden bono alması mı? Hiç araştırdınızmı acaba T.C tarihinde hangi büyük şirketler bizden bono almış? Aldıklarında adam gibi dünya devleti değilmiydik sizce? Bana kalırsa bono nun ne oldugundan pek haberiniz yok eğer bahsettiğim kıstasa sahipseniz.

Uzun zaman daha forumda yokum. Eğer döndüğümde bu konu duruyorsa sizinle özellikle bu konuyu tartışmak istiyorum. Sağlıcakla kalın.

quote:

Orijinalden alıntı: Réplika

quote:

Orijinalden alıntı: kommodor

quote:

Orijinalden alıntı: Réplika

Bunun haber değeri nedir acaba? Hökümete pay çıkarmak için mi paylaştınız? Krizin teğet girdiğini pardon geçtiğini ispatlamak için mi yani?
Dünya üzerinde her ALLAH ın günü finansal yatırımlarda para bir oraya bir buraya gidip gelir.Burası kültür bilim, dünya para piyasalarıı takip yeri değil. Siz açın cnbce izleyin yada Ht bloomberg.

Ekonomi bir "bilim"dir ve burası da kültür-bilim bölümü..Haber,Donanım haber forumundaki en uygun yerde bulunuyor..İlginç ve bir o kadar da garip önerilerinizi kendinize saklasanız daha iyi olur...

Ne amaçla açıldıgı belli bir konu.Şu son zamanlarda büyük devlet hatta bazı şuursuzlar için süper güç muhabbetleri.

Bu konuda neyi tartışacağız peki? Harvard üniversitesini karını mı? Yada yaptığı yatırımla hangi ölçekte ve nasıl bir ekonomik risk aldığını mı? Siz sorun bakın ne güzel tartışacağız burda. Ekonomi eğer bilim ise, ozaman bilime yakışacak bir tartışmaya, konuyu açan kişi olarak öncülük etmeniz gerekir.

Harvardın ilk kez TC bonosu alması neden bu kadar önemli sizin için? Sabancı yabancı bir ülkeden örneğin Romanyadan alsa bunu bilimsel görecekmisiniz? Demişsinizki:

quote:

Harvard yüzyıllardır var fakat Türk hazine bonosu harvardın değer verip yatırım yapacağı konuma ilk defa yükselmiş..Demek ki Türkiye son yıllarda "adam gibi bir dünya devleti" olmaya başlamış demektir..

"adam gibi bir dünya devleti" olmanın kıstaslarından biri sizin için yabancıların Türkiyeden bono alması mı? Hiç araştırdınızmı acaba T.C tarihinde hangi büyük şirketler bizden bono almış? Aldıklarında adam gibi dünya devleti değilmiydik sizce? Bana kalırsa bono nun ne oldugundan pek haberiniz yok eğer bahsettiğim kıstasa sahipseniz.

Uzun zaman daha forumda yokum. Eğer döndüğümde bu konu duruyorsa sizinle özellikle bu konuyu tartışmak istiyorum. Sağlıcakla kalın.

bu ülkenin bir büyük devlte olmaya gittikçe yaklaştığını biz söylemiyoruz bakınız economist ne demiş
http://www.economist.com/node/16847136?story_id=16847136
Belki ekonomistte şuursuzca davranmıştır değil mi?

Réplika

Binbaşı

1205 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Harvard Üniversitesi İsrail hisselerini satıp, Türk Hazine bonosu aldı

Benzer içerikler