2 Önemli Uyarı: Gençleri Çöküşe ve Yok Oluşa Götüren Detaylar 32 yaşında bir abiniz olarak, genç kardeşlerimi tehlikeli sonuçlara sürükleyebilecek iki önemli konuda uyarmak istiyorum. Bu konular üzerinde yıllarca düşündüm ve hem kendi deneyimlerimden hem de çevremdeki insanların yaşadıklarından çok önemli dersler çıkardım. # 1. Zorluktan ve Sorumluluktan Kaçınmak: İnsan hayatında zorluklar ve sorumluluklar, kişisel gelişimin temel yapı taşlarıdır. Zorluklarla yüzleşmekten kaçınan ve sorumluluk almaktan çekinen gençler, zamanla kendilerini yetersiz ve değersiz hissetmeye başlarlar. Bu durum, özgüven eksikliğine ve başarısızlık döngüsüne yol açar. Hayatın zorluklarıyla mücadele etmek, bizi güçlendirir ve karakterimizi şekillendirir. Her zorluk, aslında yeni bir öğrenme ve gelişme fırsatıdır. Eve kapanmak, kolaya kaçmak ve zorluklarla yüzleşmemek, insanın yeteneklerini köreltir ve potansiyelini gerçekleştirmesini engeller. Zorluklarla karşılaşmaktan kaçınmak, sadece anlık bir rahatlık sağlar; ancak bu, uzun vadede ruhsal ve duygusal sağlığı olumsuz etkiler. Örneğin, sosyal bir etkinliğe katılmaktan kaçınmak, insanın sosyal becerilerini zayıflatır ve yalnızlık hissini artırır. Örneğin, bir işe başvururken veya bir projeye öncülük ederken karşılaşacağınız zorluklar sizi yıldırmasın. Ben kendi hayatımda ilk iş görüşmemde başarısız olduğumda vazgeçmek yerine, hatalarımdan ders çıkarıp kendimi geliştirdim. Sonraki görüşmelerde çok daha başarılı oldum. Sorumluluk almaktan kaçmak, bizi konfor alanımıza hapseder ve gelişimimizi engeller. Basit günlük sorumluluklardan başlayarak - odanızı toplamak, ev işlerine yardım etmek, derslerinize düzenli çalışmak gibi - adım adım daha büyük sorumluluklar alabilirsiniz. Somut bir örnek vermek gerekirse, bir grup çalışmasına katılmayı reddetmek, hem takım çalışmalarında başarısız olmanıza hem de yeni şeyler öğrenme fırsatını kaçırmanıza neden olur. Oysa, bu tür etkinlikler, hem öğrenme hem de sosyal becerilerinizi geliştirme açısından son derece önemlidir. # 2. Manevi Değerlerden Uzaklaşmak: İnançlarımız ve manevi değerlerimiz, hayatta karşılaştığımız zorlukları göğüslemekte bize güç verir. Yaratıcıya ve dini değerlere saygısızlık etmek, şükretmeyi unutmak, insanı derinden sarsan sonuçlar doğurur. Bu durum, kişiyi varoluşsal bir boşluğa sürükler ve ruhsal dengesi üzerinde yıkıcı etkiler yaratır. Manevi bağların zayıflaması, depresyon, anlam kaybı ve derin psikolojik sorunlara yol açabilir. Modern dünyada gençlerin en büyük yanılgılarından biri, sosyal medya ve internet kültürünün etkisiyle dini değerleri modası geçmiş görmektir. Oysa inanç sistemi, insanın en temel ihtiyaçlarından biridir. Üniversite yıllarımda ben de böyle bir dönemden geçtim. İbadetlerimi aksattım, namaz kılmayı bıraktım ve kendimi büyük bir boşlukta buldum. Bu dönemde yaşadığım bunalım ve anlamsızlık hissi, beni intihara kadar götürebilirdi. Nasıl ki bedenimizin vitamine ve minerallere ihtiyacı varsa, ruhumuzun da manevi gıdaya ihtiyacı vardır. İbadetler, dualar ve Kuran okumak bu gıdanın en önemli kaynaklarıdır. Her gün düzenli olarak yapılan ibadetler, ruhumuzu besler ve bizi hayatın zorluklarına karşı güçlendirir. Somut örnekler vermek gerekirse: - Sabah namazıyla güne başlamak, size müthiş bir motivasyon ve huzur verir. Güneş doğmadan kalkıp abdest almak, namaz kılmak ve ardından kısa bir tefekkür, günü çok daha verimli geçirmenizi sağlar. - Her gün en az 15-20 dakika Kuran-ı Kerim okumak, ayetler üzerine düşünmek, modern hayatın karmaşası içinde kaybolmamızı sağlar. - Özellikle sınav dönemlerinde veya zorlu iş projelerinde, stres yönetimi için namaz ve dua müthiş bir rahatlama sağlar. - Cuma namazları sadece bir ibadet değil, aynı zamanda toplumla bütünleşme ve sosyal bağları güçlendirme fırsatıdır. Kendi hayatımdan örnek vermek gerekirse, en zor zamanlarımda, örneğin iş hayatında büyük sorunlarla karşılaştığımda ya da ailevi sıkıntılar yaşadığımda, abdest alıp iki rekat namaz kılmak ve ardından Kuran-ı Kerim'den birkaç sayfa okumak, bana her zaman çözüm yolları göstermiştir. Özellikle gece teheccüd namazı kılmak ve Yasin suresini okumak, insanın ruhunu öyle bir dinginleştiriyor ki, sabah bambaşka bir insan olarak uyanıyorsunuz. Ramazan aylarında oruç tutmak, sadaka vermek, zekat vermek gibi ibadetler de bizi maddi ve manevi olarak arındırır. Bu ibadetler sayesinde hem nefis terbiyesi yapılır hem de toplumdaki yardımlaşma ruhu güçlenir. İnsanın kendini başkalarına faydalı hissetmesi, psikolojik sağlığı için çok önemlidir. Bu manevi bağ, hayatın zorluklarına karşı bizi güçlü kılar ve her daim umutlu olmamızı sağlar. Unutmayın ki, "Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter." (Talak Suresi, 3. Ayet). Allah'a güvenmek ve O'na sığınmak, modern dünyanın getirdiği kaygı ve stresten kurtulmanın en etkili yoludur. Her zorlukta bir kolaylık vardır, yeter ki biz doğru yolda sabırla ilerleyelim ve ibadetlerimizi aksatmayalım. |
Bildirim