Şimdi Ara

İmamın Ordusu (Bir ileri demokrasi örneği!) (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
262
Cevap
3
Favori
10.390
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nasozby

    Komiksiniz.
    Biz kimiz? Siz kimsiniz yahu?




    dağdaki çoban ve sahilde kahvesini yudumlayan cumhuriyetin hamisi genç.
    İlkine oy kullandırılmazsa ortada sorun kalmayacak
  • quote:

    Orijinalden alıntı: chakra

    dağdaki çoban ve sahilde kahvesini yudumlayan cumhuriyetin hamisi genç.
    İlkine oy kullandırılmazsa ortada sorun kalmayacak


    Amerikan imamlarınca beyni uyuşturulmuş, cumhuriyette zerre tuzu bulunmayan çobana demokrasi gereği "milli irade" deyip memleketin anasını sattıralım. Nassı eyi mi böle?

    Tunusluların, Mısırlıların "milli iradesi" çobanların oyu muydu bu arada? Onları hiç saymadınız, asil amerikan abilerinizin emriyle yok saydınız da o bab da!...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nasozby

    Komiksiniz.
    Biz kimiz? Siz kimsiniz yahu?




    Biz vatandaşlık görevimizi yapan kişiler,Sizlerde mevcut oluşuma sessiz kalan kişilersiniz.Yanı hiçbir şey yapmayan,yapılan herşeyi kabullenebilen kişilersiniz.
  • Yayınlanmamış bir kitabın imha edilmesinde sakınca bulmayanlar:

    Neden?

    Mahkeme kararı vardır, saygılı olmalıyız mı cevabınız?

    Peki Erdoğan'ın da şiir okuduğu için hapsedilmesindeki mahkame kararına da saygılı mısınız?

    Örgütsel doküman olduğu için mi?

    Peki, sizler Türkiye'de keyfi uygulamaların yapılabildiğini bilmiyor musunuz? Ergenekon'u kimlerin kurduğunu, kimlerin darbe sevdalısı olduğunu anlatan bir kitaba örgütsel bir doküman denseydi -işler tersine yürüseydi- yine böyle mi düşünecektiniz? Sizin tarafınızda değil diyerek mi sakınca görmüyorsunuz? Örgütsel doküman denmesi hiç mi kılıf olabilir düşüncesini aklınıza getirmiyor? ve şöyle birşey var, yayınlanmamış bir kitap demek düşünce aşamasında demektir, her ne kadar yayınevinde bulunsa bile, kişinin hala onun üzerinde değiştirme veya yayınlatmama hakkı vardır, bu sebepten direkt olarak düşünceyi yasaklama değil midir bu karar?

    ve yayınlanmadan bir kitap nasıl suç sayılabiliyor? ilk önce yayınlanması gerekmiyor mu?

    bunun özgürlüğe vurulan bir darbe olduğunun farkında değil misiniz?




  • Yukarıda yazmıştım. Hiç bir olay, soruşturma yokken bir kitap basılacak haberi alınıp yasaklanmışsa tamam haklısınız. Durum böyle değilde bir takım soruşturmalar, olaylar varsa ve bunlarla ilgili çalışılırken bu kitap veya dökümanda bunlarla ilgili olarak ele geçtiyse bu farklı bir durum.

    Yine de serbest olmalıydı kitap. Ama Savcı Öz diyor ki önceden basılacak kitabı engelleme niyetimiz yok, açıklayamayacağımız başka şeyler var diyor. Hem de Cumhurbaşkanının eleştirinden sonra. Şimdi Öz e inanacak mıyız, inanmayacak mıyız. İş Öz le de bitmiyor. Mahkeme de karar alıyor. O halde burada yanlış nerede. Öz ün şimdi açıklayamıyoruz dediği şeyler iddianame ile açıklanacak. Belki ek iddianame. Beklemek zor ama başka ne yapılabilinir.

    Keşke iddianame çabuk açıklansa da mesele açıklığa kavuşsa. Bir kitabın yasaklanması eleştirilene kesinlikle fayda sağlamaz. Net ortamında yayınlanır genellikle her şey. Hiç bir şey gizli kalmaz. Ama yasak en fazla eleştirileni mağdur eder. Normalde rafta kimsenin yüzüne bakmayacağı kitap şimdiden dikketleri çekti. Bu konu haberlere bir müddet bakmıyordum. Konu açılınca bakmak durumunda hissettim kendimi. Kitap haketmediği bir popülerliğe kavuşmuş bile olabilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    Yukarıda yazmıştım. Hiç bir olay, soruşturma yokken bir kitap basılacak haberi alınıp yasaklanmışsa tamam haklısınız. Durum böyle değilde bir takım soruşturmalar, olaylar varsa ve bunlarla ilgili çalışılırken bu kitap veya dökümanda bunlarla ilgili olarak ele geçtiyse bu farklı bir durum.

    Yine de serbest olmalıydı kitap. Ama Savcı Öz diyor ki önceden basılacak kitabı engelleme niyetimiz yok, açıklayamayacağımız başka şeyler var diyor. Hem de Cumhurbaşkanının eleştirinden sonra. Şimdi Öz e inanacak mıyız, inanmayacak mıyız. İş Öz le de bitmiyor. Mahkeme de karar alıyor. O halde burada yanlış nerede. Öz ün şimdi açıklayamıyoruz dediği şeyler iddianame ile açıklanacak. Belki ek iddianame. Beklemek zor ama başka ne yapılabilinir.

    Keşke iddianame çabuk açıklansa da mesele açıklığa kavuşsa. Bir kitabın yasaklanması eleştirilene kesinlikle fayda sağlamaz. Net ortamında yayınlanır genellikle her şey. Hiç bir şey gizli kalmaz. Ama yasak en fazla eleştirileni mağdur eder. Normalde rafta kimsenin yüzüne bakmayacağı kitap şimdiden dikketleri çekti. Bu konu haberlere bir müddet bakmıyordum. Konu açılınca bakmak durumunda hissettim kendimi. Kitap haketmediği bir popülerliğe kavuşmuş bile olabilir.


    Sorması ayıp olmazsa..Eğer kitapta yazılanlarda suç unsuru varsa neden kitapla ilgili tüm dökümanlar siliniyor..Mademki kitapta yazılanlar delil teşkil ediyor o zaman deliller neden siliniyor..




  • Bu yapılanlar toplumsal manipülasyondur.
    Bunu yapanlar ise; onlarca senedir devletin belirli köşelerini, ordunun kaymak tabakasını, yargının direklerini ve çeşitli diğer ekonomik önem arz eden noktalarını ele geçirmiş ve en büyük prensibi kendini gizleme olan Sabetay ve Siyonizmin hizmetkarlarıdır.

    Oturup yazılmaya başlansa değil bir kitap bir cilt ansiklopediyi doldurur bu.
    Ki doldurulmuşta...

    Türkiye kurulmadan öncesine dayanıyor bu entrika oyun ve manipülasyonlar, toplum mühendisliği ve kan emiciliği.
    Eskiden beri bu gizli-açık DARBEleri ve VURGUNları yapanlar hep aynı zihniyetin uşakları idi.
    Bizdeki parayı emdikleri, çarptıkları yetmiyormuş gibi ahlak ve inançlarımızıda emme gayretindeler.
    Bu sayede içi boş bir millet olmamızı amaçlıyorlar.
    Ne dili ne dini nede ahlakı kalmamış bir millet VURGUN-duymazdır.


    İmamın ordusu, müezzinin silahları, cematın nidaları diyerek hedef saptırıyorlar
    Bu ülkede gizli yapılanmış ve kan emen bir ordu varsa oda ancak Hahamın Ordusudur.
    Her on yılda bir gizli-açık darbelerle ve demokrasiye müdahaleler ile ve halka zulüm ile ve vicdansızlıklar ile halkı ezen ve karanlık planlarla ve lobi ve kulis faliyetleri ile, medya aracılığı ile toplumu saran bir ordu var ise oda Hahamın ordusudur.

    Hala manipüle olmamış bir düşünce var ise,
    Gerçek budur!
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    Karşı taraftan diyelim ki Samanyolu haberden bir yazıya bakın.
    quote:

    Soner Yalçın'ın sahibi olduğu Oda TV internet sitesinde yapılan aramalarda ele geçirilen bir belgede Danıştay saldırısıyla ilgili notlar da yer alıyor. Belgede aynen şu ifade kullanılıyor: "Danıştay'ın türban eylemi olduğu, Hanefi Avcı'nın ağzından net bir şekilde vurgulanmalı."

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla Oda TV'ye yönelik operasyonda ele geçirilen notlarda çarpıcı ifadeler yer alıyor. Notlar, 12 Eylül referandumu öncesi piyasaya çıkan Hanefi Avcı'nın 'Haliç'te Yaşayan Simonlar' adlı kitabının Ergenekon soruşturması kapsamında yöneticileri tutuklanan Oda TV ekibi tarafından hazırlandığı yönündeki iddiaları da güçlendirecek nitelikte. Operasyonda Hanefi Avcı'nın, Soner Yalçın'a, "Saygıdeğer Beyefendi" hitabıyla yazdığı ve yardım istediği bir mektubun da bulunduğu öğrenildi.

    Yine Oda TV'de çıkan bir başka belgede, "Sabih Üstat da 'İlhan Cihaner olayı kitapta mutlaka işlenmeli' diyor. Cihaner'i bayraklaştıralım. Doğu, 'Hanefi'nin ağzından Ergenekon'un boş bir dava olarak anlatılması sağlanmalı' diyor. Doğu'nun çalışmalarından faydalanılmalı. Hanefi'ye güvence verilmeli. Kitapta Ergenekon, Cihaner, Balyoz, Poyrazköy gibi operasyonları poliste ve savcıdaki F tipi yaptı vurgusu iyi kurgulanmalı. Hasan Fehmi'nin Silivri'den getirdiği notlar iyi değerlendirilmeli. Danıştay'ın türban eylemi olduğu Hanefi'nin ağzından net bir şekilde vurgulanmalı. Hanefi'nin böyle değerlendirmesi kamuoyunda ciddi bir etki bırakır. Çetin Doğan'ın verdiği bilgiler kitapta mutlaka yer almalı." ifadeleri dikkat çekiyor.

    Soner Yalçın'ın sahibi olduğu Oda TV internet sitesinde yapılan aramalarda ele geçirilen bir belgede Danıştay saldırısıyla ilgili notlar da yer alıyor. Belgede aynen şu ifade kullanılıyor: "Danıştay'ın türban eylemi olduğu, Hanefi Avcı'nın ağzından net bir şekilde vurgulanmalı."

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla Oda TV'ye yönelik operasyonda ele geçirilen notlarda çarpıcı ifadeler yer alıyor. Notlar, 12 Eylül referandumu öncesi piyasaya çıkan Hanefi Avcı'nın 'Haliç'te Yaşayan Simonlar' adlı kitabının Ergenekon soruşturması kapsamında yöneticileri tutuklanan Oda TV ekibi tarafından hazırlandığı yönündeki iddiaları da güçlendirecek nitelikte. Operasyonda Hanefi Avcı'nın, Soner Yalçın'a, "Saygıdeğer Beyefendi" hitabıyla yazdığı ve yardım istediği bir mektubun da bulunduğu öğrenildi.

    Yine Oda TV'de çıkan bir başka belgede, "Sabih Üstat da 'İlhan Cihaner olayı kitapta mutlaka işlenmeli' diyor. Cihaner'i bayraklaştıralım. Doğu, 'Hanefi'nin ağzından Ergenekon'un boş bir dava olarak anlatılması sağlanmalı' diyor. Doğu'nun çalışmalarından faydalanılmalı. Hanefi'ye güvence verilmeli. Kitapta Ergenekon, Cihaner, Balyoz, Poyrazköy gibi operasyonları poliste ve savcıdaki F tipi yaptı vurgusu iyi kurgulanmalı. Hasan Fehmi'nin Silivri'den getirdiği notlar iyi değerlendirilmeli. Danıştay'ın türban eylemi olduğu Hanefi'nin ağzından net bir şekilde vurgulanmalı. Hanefi'nin böyle değerlendirmesi kamuoyunda ciddi bir etki bırakır. Çetin Doğan'ın verdiği bilgiler kitapta mutlaka yer almalı." ifadeleri dikkat çekiyor.


    F tipi kurgusu var dikkat edin. Ergenekon davasını boş dava olarak anlatmak, sulandırmak istekleri ve çabaları var. Çeteler ortaya çıksında kim çıkarırsa çıkarsın. Suçsuzlar da ortaya çıksın tabii.


    Kendimden bir alıntı.




    Ve

    quote:

    Orijinalden alıntı: nasozby

    Şu an yaşanan olaylar etme-bulma dünyası nın birer yansımaları.

    Neyse bugün okuduğum haberde aşağıdaki gibi yazıyor, eğer böyle bir durum varsa olay bir güzel netleşir...
    "Ergenekon silahlı terör örgütü soruşturması kapsamında ele geçirilen Ahmet Şık'ın 'İmamın Ordusu' isimli çalışmasının geçtiğimiz yıl aralık ayında Oda TV'ye gönderildiği tespit edildi. Bilgisayarda son kayıt tarihi 17 Aralık 2010 olarak görülen doküman 189 sayfaydı. Ancak Ahmet Şık'ta ele geçirilen 3 taslağın sayfa sayıları 299, 301 ve 302'ydi. Savcılık, şimdi kitaba ekleme yapan isimleri arıyor."
    İşin ilginç yanı ise Mussolini, Hitler, hatta Abdulhamit benzemesi yapanlara da sadece gülüyorum. Piyasa da zibilyon tane hükümeti veya Gülen cemaatini deşifre ettiğini yazan , hakkında iddialarda bulunan kitaplar var. Ama bir anda faşistlik derecesine yükselttiniz olayı. Sanki basılması veya dağıtılması veya okunması engellenen Türkiye Cumhuriyeti'nde ki tek kitap buymuş gibi.

    Yapılanlarda ki en büyük hata ise insanları tatmin edecek gerekli açıklamaların yapılmaması. Gerçi Ergenekonu dahi kabul etmeyen insanları nasıl tatmin edeceksiniz buda şüpheli tabi ...



    Şimdi nasozby nin yazısını da benim alıntımla birleştirin. Bunun doğru olması hiç hoş değil. Umarım kitap objektiftir. Başkasının ekleme yapması doğrumu bilmiyorum ama doğruysa çok yanlış.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ar_tryk -- 26 Mart 2011; 20:27:26 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    Yukarıda yazmıştım. Hiç bir olay, soruşturma yokken bir kitap basılacak haberi alınıp yasaklanmışsa tamam haklısınız. Durum böyle değilde bir takım soruşturmalar, olaylar varsa ve bunlarla ilgili çalışılırken bu kitap veya dökümanda bunlarla ilgili olarak ele geçtiyse bu farklı bir durum.

    Yine de serbest olmalıydı kitap. Ama Savcı Öz diyor ki önceden basılacak kitabı engelleme niyetimiz yok, açıklayamayacağımız başka şeyler var diyor. Hem de Cumhurbaşkanının eleştirinden sonra. Şimdi Öz e inanacak mıyız, inanmayacak mıyız. İş Öz le de bitmiyor. Mahkeme de karar alıyor. O halde burada yanlış nerede. Öz ün şimdi açıklayamıyoruz dediği şeyler iddianame ile açıklanacak. Belki ek iddianame. Beklemek zor ama başka ne yapılabilinir.

    Keşke iddianame çabuk açıklansa da mesele açıklığa kavuşsa. Bir kitabın yasaklanması eleştirilene kesinlikle fayda sağlamaz. Net ortamında yayınlanır genellikle her şey. Hiç bir şey gizli kalmaz. Ama yasak en fazla eleştirileni mağdur eder. Normalde rafta kimsenin yüzüne bakmayacağı kitap şimdiden dikketleri çekti. Bu konu haberlere bir müddet bakmıyordum. Konu açılınca bakmak durumunda hissettim kendimi. Kitap haketmediği bir popülerliğe kavuşmuş bile olabilir.




    Açıklayamayacağımız şeyler var denmesine nasıl bu kadar iyimserlikle bakıyorsunuz anlamıyorum? Bugüne kadar yapılanların hepsi açıklanmadı mı? İddianameler, iddianame ekleri, telefon görüşmeleri vb.

    Hatta ve hatta bazı yazarların önceden hakkında terör örgütü ile bağlantısı var veya olabilir dediği kişiler sonradan içeri alınmadı mı? yani bazen birşeyler daha olmadan bile neyin olacağını bilenler çıktılar ortaya.

    Ne varsa yayınlanmış ve yayınlanıyor iken, bunun yayınlanamamasını gerçekçi mi görüyorsunuz?

    yayınlanmamış bir kitap imha ediliyor ise, bir dakika kardeşim ne oluyor diye itiraz etmeyi neden doğru bulmuyorsunuz? Sonra haksız çıkarım diye mi? Sonra haksız çıksanız bile en meşru tepki bu değil midir? Şimdi tepki koymazsanız ne zaman koyacaksınız? Olayın üzerinden zaman geçince ve sıcaklığını kaybedince mi, o zaman ne kadar etkisi olacaktır ve bu kadar olayların arasında ne kadar kendine yer bulacaktır bu olay?

    Teğmenin telefonuna sahte numaralar yükleyebilen polisler neden şimdi hukuk sınırlarının dışına çıkmasınlar? Sizce nerden bakmak daha doğru? Herşey bugüne kadar yayınlandığı halde Savcının söyleyemiyoruz demesi mi? Polislerin sahte delil ürettiği ortaya çıktığı halde, bu kitap için ''bekleyelim bakalım'' demek mi?




  • Neler diyorsunuz, hay allahım

    Kitaba 1 milyon kişi de ekleme yapabilir bu kitabın imha edilmesi için neden değildir.

    Sadece kişinin ben yazdım diyerek kandırmasıdır.

    Kandırmakta imha edilmek için neden mi oluyor?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi destroyer39 -- 26 Mart 2011; 20:33:55 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kei$er$oZe


    quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    Yukarıda yazmıştım. Hiç bir olay, soruşturma yokken bir kitap basılacak haberi alınıp yasaklanmışsa tamam haklısınız. Durum böyle değilde bir takım soruşturmalar, olaylar varsa ve bunlarla ilgili çalışılırken bu kitap veya dökümanda bunlarla ilgili olarak ele geçtiyse bu farklı bir durum.

    Yine de serbest olmalıydı kitap. Ama Savcı Öz diyor ki önceden basılacak kitabı engelleme niyetimiz yok, açıklayamayacağımız başka şeyler var diyor. Hem de Cumhurbaşkanının eleştirinden sonra. Şimdi Öz e inanacak mıyız, inanmayacak mıyız. İş Öz le de bitmiyor. Mahkeme de karar alıyor. O halde burada yanlış nerede. Öz ün şimdi açıklayamıyoruz dediği şeyler iddianame ile açıklanacak. Belki ek iddianame. Beklemek zor ama başka ne yapılabilinir.

    Keşke iddianame çabuk açıklansa da mesele açıklığa kavuşsa. Bir kitabın yasaklanması eleştirilene kesinlikle fayda sağlamaz. Net ortamında yayınlanır genellikle her şey. Hiç bir şey gizli kalmaz. Ama yasak en fazla eleştirileni mağdur eder. Normalde rafta kimsenin yüzüne bakmayacağı kitap şimdiden dikketleri çekti. Bu konu haberlere bir müddet bakmıyordum. Konu açılınca bakmak durumunda hissettim kendimi. Kitap haketmediği bir popülerliğe kavuşmuş bile olabilir.


    Sorması ayıp olmazsa..Eğer kitapta yazılanlarda suç unsuru varsa neden kitapla ilgili tüm dökümanlar siliniyor..Mademki kitapta yazılanlar delil teşkil ediyor o zaman deliller neden siliniyor..

    Kei$er$oZe

    Silinen bir şey yoktur. Emin olun. Konu mahkemeye intikal etmiş. Aslı orada olmalı. Suç varsa kitapta, iddianame okunurken kitabın pasajları da ortaya çıkacaktır. Ama devlet sırrı varsa açıklanmayabilir. Belki de ilerde devlet sırrı olmayanlar yayınlanır. Bak herşey oda Tv den devam etmiş. Oradan takip ediliyor belli. Alakasız olsaydı orayla kitap basılırdı eminim.




  • @ar_tryk

    Bizde devlet sırrı nedir? Devlet sırrının ne olduğuna dair açık bir yasa hükmü var mı? O da devlet sırrı, bu da...

    Kitap imha edildi, siz hala silinmedi diyorsunuz. Radikal gazetesini de basıp Ertuğrul Mavioğlu'nun bilgisayarındaki kopyayı da sildiler, haberiniz olsun.

    Bu işlere devlet sırrı, örgütsel doküman olarak bakarsanız taraflı bakmaktan başka birşey yapmazsınız.

    Bir kitap var yayınlanmamış ve imha ediliyor, bu kitabın imha edilmesi özgürlüklere aykırıdır.
  • Devletin en mahrem yeri olan "Kozmik oda"ya girenlerin, girenleri özgürlük bahanesi ile savunanların, Amerikanın imamı iş üstünde kuyruğundan yakaladığı anlaşılan bir kitabın yasaklanmasını savunmaları trajikomik. Bundan böyle bu şahısların "özgürlük" kelimesini ağızlarına almaları sadece o kutsal kelimeyi kirletir.

    Gidinin özgürlükçüleri sizi...
  • Keşke bu zamana kadar yasaklanan bütün kitaplar yayınlanmadan önce yasaklansa imiş ve bunlara da örgütsel doküman deselermiş, o zaman hiç mi hiç yasakçı olmazdık.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: destroyer39


    quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    Yukarıda yazmıştım. Hiç bir olay, soruşturma yokken bir kitap basılacak haberi alınıp yasaklanmışsa tamam haklısınız. Durum böyle değilde bir takım soruşturmalar, olaylar varsa ve bunlarla ilgili çalışılırken bu kitap veya dökümanda bunlarla ilgili olarak ele geçtiyse bu farklı bir durum.

    Yine de serbest olmalıydı kitap. Ama Savcı Öz diyor ki önceden basılacak kitabı engelleme niyetimiz yok, açıklayamayacağımız başka şeyler var diyor. Hem de Cumhurbaşkanının eleştirinden sonra. Şimdi Öz e inanacak mıyız, inanmayacak mıyız. İş Öz le de bitmiyor. Mahkeme de karar alıyor. O halde burada yanlış nerede. Öz ün şimdi açıklayamıyoruz dediği şeyler iddianame ile açıklanacak. Belki ek iddianame. Beklemek zor ama başka ne yapılabilinir.

    Keşke iddianame çabuk açıklansa da mesele açıklığa kavuşsa. Bir kitabın yasaklanması eleştirilene kesinlikle fayda sağlamaz. Net ortamında yayınlanır genellikle her şey. Hiç bir şey gizli kalmaz. Ama yasak en fazla eleştirileni mağdur eder. Normalde rafta kimsenin yüzüne bakmayacağı kitap şimdiden dikketleri çekti. Bu konu haberlere bir müddet bakmıyordum. Konu açılınca bakmak durumunda hissettim kendimi. Kitap haketmediği bir popülerliğe kavuşmuş bile olabilir.




    Açıklayamayacağımız şeyler var denmesine nasıl bu kadar iyimserlikle bakıyorsunuz anlamıyorum? Bugüne kadar yapılanların hepsi açıklanmadı mı? İddianameler, iddianame ekleri, telefon görüşmeleri vb.

    Hatta ve hatta bazı yazarların önceden hakkında terör örgütü ile bağlantısı var veya olabilir dediği kişiler sonradan içeri alınmadı mı? yani bazen birşeyler daha olmadan bile neyin olacağını bilenler çıktılar ortaya.

    Ne varsa yayınlanmış ve yayınlanıyor iken, bunun yayınlanamamasını gerçekçi mi görüyorsunuz?

    yayınlanmamış bir kitap imha ediliyor ise, bir dakika kardeşim ne oluyor diye itiraz etmeyi neden doğru bulmuyorsunuz? Sonra haksız çıkarım diye mi? Sonra haksız çıksanız bile en meşru tepki bu değil midir? Şimdi tepki koymazsanız ne zaman koyacaksınız? Olayın üzerinden zaman geçince ve sıcaklığını kaybedince mi, o zaman ne kadar etkisi olacaktır ve bu kadar olayların arasında ne kadar kendine yer bulacaktır bu olay?

    Teğmenin telefonuna sahte numaralar yükleyebilen polisler neden şimdi hukuk sınırlarının dışına çıkmasınlar? Sizce nerden bakmak daha doğru? Herşey bugüne kadar yayınlandığı halde Savcının söyleyemiyoruz demesi mi? Polislerin sahte delil ürettiği ortaya çıktığı halde, bu kitap için ''bekleyelim bakalım'' demek mi?

    @destroyer39
    En üstte yayınlanmayan kitabın toplanmasını uygun bulmadığımı açıkladım. Siz bir kitap yazsanız ve benim düşüncelerime çok ters olsa ve sansürlense çok daha sert kaşı çıkardım. Ama yukarıda düşüncelerimi yazdım. Ergenekon sanıklarını aklamak için dava nasıl sulandırılır diye düşünen birileri ve polisi, savcıları, hakimleri küçük düşürüp halk içinde bir kamuoyu oluşturulması çalışmaları var gibi görünüyor. Bakın bir yazıda ne var. Eğer doğruysa çok vahim.

    quote:

    "Soner Yalçın'ın sahibi olduğu Oda TV internet sitesinde yapılan aramalarda ele geçirilen bir belgede Danıştay saldırısıyla ilgili notlar da yer alıyor. Belgede aynen şu ifade kullanılıyor: "Danıştay'ın türban eylemi olduğu, Hanefi Avcı'nın ağzından net bir şekilde vurgulanmalı."


    Biliyorsunuz ki danıştayda hakimi öldüren Allahüekber diye bağırmamış. Ama hemen gazetelere büyük puntolarla böyle yansıdı. Ölen hakimin yanındaki hakim bunun yanlış olduğunu açıkladı basına göre ama kimse duymadı. Birileri birşeyler uydurmak istiyor. Ve bunu başkalarının ağzından belki üstteki alıntı doğruysa Hanefi Avcı nın ağzından vurgulamak istiyor.


    Biri kitap yazıyor ve verildiği yerlerde birileri ekleme yapıyor. Ve Poliste kim oldukları araştırıyor yazıyor.Nasozby nin alıntısına göre tabii, eğer yazılan doğruysa.

    Oda TV deki bir belgede de poliste ve savcıdaki F tipi yaptı vurgusu iyi kurgulanmalı yazısını da düşününce ayan beyan aydınlanmaya başlıyorsunuz. Siz de bunu normal karşılıyorsunuz. Kusura bakmayın ama ben beklemeyi tercih ediyorum. Ama siz yazsaydınız inanın çok fazla karşı çıkardım. Burada ters bir şeyler var.




  • Kitabın yasaklanması savunulur mu?
    Adamda biraz arlanma olur yahu!

    Siz değil misiniz devletin en gizlik yeri olan kozmik oda baskınını bile savunanlar?
    Şimdi burada yasakçılık niye?
    Kuyruğunuz mu sıkıştı?
    Amerikanın imamının ordusu mu deşifre oldu?
    Bu vaveylanız niyedir?
    Özgürlükçüğünüz nereye kaçtı?
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: destroyer39

    @ar_tryk

    Bizde devlet sırrı nedir? Devlet sırrının ne olduğuna dair açık bir yasa hükmü var mı? O da devlet sırrı, bu da...

    Kitap imha edildi, siz hala silinmedi diyorsunuz. Radikal gazetesini de basıp Ertuğrul Mavioğlu'nun bilgisayarındaki kopyayı da sildiler, haberiniz olsun.

    Bu işlere devlet sırrı, örgütsel doküman olarak bakarsanız taraflı bakmaktan başka birşey yapmazsınız.

    Bir kitap var yayınlanmamış ve imha ediliyor, bu kitabın imha edilmesi özgürlüklere aykırıdır.

    Muhakkak vardır ellerinde aslı. Başkalarında olan kopyası imha edilmiştir. Bakın birisi kitap yazıyorsa belgeleri haberleri arşivler. Kafadan yazmaz. İddianamede eminim geçer kitaptan pasajlar. İnternete koyacaklarıyla ilgili haberler gazetelerde yazılmaya başlanmış bile.




  • İtalyadaki savcı devletin ve askerlerin her türlü belgelerini inceleme yetkisini almıştı. Neyin devlet sırrı olduğuna hakimler karar veriyor zaten.
  • Altı üstü bir kitap.
    İçinde ne olursa olsun, kitabı kim ya da kimler yazarsa yazsın, ne değişir?
    Bir kaç kişi yazınca kitaptan farklı bir şey mi olur?
    Yalansa her zaman yapıldığı gibi tazminat davası açılır? Ya da toplatılır. Basılmamış kitabın tüm nüshalarını toplatmak neyin nesidir? Nasıl savunulur?

    Bir de şark kurnazlığı ile bilinmeyen bir üst el ima ediliyor. Amerikanın imamının uzanamadığı el kaldı mı Türkiyede? Hangi paşa tutuklanmadı? Hangi profesör hırpalanmadı? En haşmetli el Amerikanın imamı değil mi?

    Buradan anlaşıldığı gibi bu kitapta çok net bilgiler olmalı. Henüz erki tam eline geçiremeyen imamı yerle yeksan edecek bilgiler olmalı. Başka bir açıklama bulamıyorum ben.
  • Polis ve savcıdaki F tipi derken yanılıyorlar mı? Bugün poliste Gülen Hareketi mensuplarının çokça olduğunu göremeyen var mı? Danıştay davası hakkında ise pek bilgim yok, sadece varsayımlarda bulunabilirim; fakat konumuzun dışında aslında bunlar.

    Ne kadar Soner Yalçın'a gitse ve Soner Yalçın'ın eklemeleri sağlansa da kitaba, bu kitabın yasaklanması için neden olamaz. Ahmet Şık'ın asıl amacı davayı sulandırmak olsa bile kitap yasaklanamaz, bu düpedüz haksızlık olur. Şöyle bir nokta da var, Ahmet Şık, Soner Yalçın ile bir ilgisi olmadığını ve kitabının onda ne aradığını bilmediğini söylüyor ve herhangi bir görüşme kayıtları da yok, olsa çıkardı piyasaya değil mi Çıkmadığına göre yok.

    Sizin bekleyelim demenizdeki neden bu kitaba Ergenekon üyelerinin ekleme yapmış olabileceği mi? Eğer böyleyse sadece bu yeterli değildir ki, kitaba isterse ''haydi darbeye koşalım'' bile yazabilirsiniz, bu sizin suç işlediğiniz anlamına gelmez, suçta fiili hareket lazımdır.

    Bankayı soyma düşüncesi suç değildir. Sonuçta bu düşünceyi çeşitli sebeplerle uygulamayabilir veya uygulayamayabilirsiniz, ya bu kitabı da Ahmet Şık yayınlatmaktan vazgeçmek isteseydi, sanırım sadece bunu düşünmek bile yeterlidir.




  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.