Suratımda halâ tokat gibi cümlelerinin asıklığı duruyor. Yasaklı ismin dimağıma prangalanmış senden öteye gidemiyorum. İleri gitmek istesede adımlarım gözlerim geride saçlarının rüzgârla dansını izler...
Hayatın kazığını yemişim, tutmamış verdiği sözleri. İçimin dehlizinde labirentte yolunu bulmaya çalışan bir fare giibi aranıyorum seni. Özlüyorum... Değmiyorsun belki özlenmeye. Bensiz mutluluğun tadı damaklarını ıslatıyordur belki. Ateşli vücudunu başkaları serinletiyordur. Kurumuş dudakların belki şimdi tamda şimdi başka birinin dişleri arasındadır. Ama ben... Ben seni özlemek meşgalesinden kurtulamıyorum...
...Anlamsız gün doğumları ve gün batımlarıyla geçiyor hayat. Sirayet etmiş ömrüme ümitsizlik...
...Olsanda bir olmasanda. İçimde seni biriktiriyorum. Sen biriktikçe ben eksiliyorum, söyledğim her yalan, her yerine koyuşum birilerini. Öptüğüm her dudak dokunduğum her ten seviştiğim her kadın sen oluveriyor. Çıldırası bir hal alıyor gün gece. Ayaza kesiyor hava... Kekremsi bir acı vuruyor acınası bana. Sen birikiyorsun. Ben bitiyorum.