Şimdi Ara

İnsanda 46, şempanze&gorilde 48 kromozom bulundu DEMEKKİ evrimsel ilişki ispatlandımı?? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
57
Cevap
0
Favori
1.611
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Cynsure

    çünkü evrim ıspatlanırsa yaradılış hikayesinin olmadığı ortaya çıkacak düşünün ondan sonra olacakları.
    ....çünkü bir canlının evriminin gözlemlenebilmesi için en az 200000(ikiyüzbin)yıl gerekir.


    Hiç kendini boş yere üzme. 200 000 yıl beklemeyeceksin. Şüphede kalmayacaksın.
    işte 100 milyon yıllar geçmiş ve reçine içindeki böcekler aynı kalmış.
    Artık sen takdir et.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Cynsure

    C4 demek istediğim tabii ki o değil ben cümleyi yanlış kurmuşum hoş yazarken de farkettim aslında bunu. tabii ki evrimin bir iradesi yok bu doğal bir döngüdür canlılar buna tepki verirler yani bir kutup ayısını afrikaya koyarsanız ölür ama sürekli böyle bir durumda yaşamak zorunda kalırsa eğer o tüylerinin döküleceğini tahmin edebilirsiniz. işte evrim böyle bir şeydir yani doğal olarak oluşur bu olaylar çünkü bu bir döngüdür tersi olsaydı dünya üzerinde hiç bir canlı günümüze kadar yaşamayı başaramazdı çünkü bundan yüzbinlerce yıl önce iklim koşulları böyle değildi nitekim bunun sonucu olarakta bir çok canlı türünün nesli tükenmiştir.yani doğaya uyum sağlayamayan canlılar yok olmak zorundadır.

    buradakilere katılıyorum tüm canlılar bulundukları yerlerdeki değişimlere adapte olurlar. ama anlaşamadığımız nokta şu: bunu tetikleyen nedir? bunu tetikleyen sebeplere bu tetiklemenin kodlarını kim, ne yazmış olabilir? burada anlaşamıyoruz. bir bilgisayar programının kendi başına bir alt programı ve daha alt programları yazabileceğini söyleyebilirmisiniz? yazsa bile o programı da birisi buna göre yazmıştır. yani sebepsiz bir şey olamaz, müsebbibsiz de sebep olamaz.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: C4


    quote:

    Orjinalden alıntı: Cynsure

    C4 demek istediğim tabii ki o değil ben cümleyi yanlış kurmuşum hoş yazarken de farkettim aslında bunu. tabii ki evrimin bir iradesi yok bu doğal bir döngüdür canlılar buna tepki verirler yani bir kutup ayısını afrikaya koyarsanız ölür ama sürekli böyle bir durumda yaşamak zorunda kalırsa eğer o tüylerinin döküleceğini tahmin edebilirsiniz. işte evrim böyle bir şeydir yani doğal olarak oluşur bu olaylar çünkü bu bir döngüdür tersi olsaydı dünya üzerinde hiç bir canlı günümüze kadar yaşamayı başaramazdı çünkü bundan yüzbinlerce yıl önce iklim koşulları böyle değildi nitekim bunun sonucu olarakta bir çok canlı türünün nesli tükenmiştir.yani doğaya uyum sağlayamayan canlılar yok olmak zorundadır.

    buradakilere katılıyorum tüm canlılar bulundukları yerlerdeki değişimlere adapte olurlar. ama anlaşamadığımız nokta şu: bunu tetikleyen nedir? bunu tetikleyen sebeplere bu tetiklemenin kodlarını kim, ne yazmış olabilir? burada anlaşamıyoruz. bir bilgisayar programının kendi başına bir alt programı ve daha alt programları yazabileceğini söyleyebilirmisiniz? yazsa bile o programı da birisi buna göre yazmıştır. yani sebepsiz bir şey olamaz, müsebbibsiz de sebep olamaz.

    heh burda ben de çelişkideyim zaten ben deist'im yani dinsizim allah vardır diyorum




  • quote:

    Kendisi için bir uyarıcı olmaksızın, Biz hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmış değiliz. Hatırlatma (yapılmıştır); Biz zulmedici değiliz. (Şuara Suresi, 208-209)

    Artık vay hallerine; kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak için "Bu Allah Katındandır" diyenlere. Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına. (Bakara Suresi, 79)

    görüldüğü gibi peygamber gönderiliyor ama din bozuluyor

    bir de sümerler ile ilgili google dan enteresan şeyler buldum:


    -----------------
    Mezopotamya ve Mısır'da Elde Edilen Arkeolojik Bulgular

    Mezopotamya ovası tarihsel kaynaklarda "uygarlıkların beşiği" olarak nitelendirilir. Mezopotamya ovasına çok da uzakta olmayan bir yerde ise antik Mısır medeniyeti bulunmaktadır.


    Resimde, Sümerlerin sahte ilahlarından biri olan "şimşek tanrısı" görülmektedir. Bu sahte ilahlar, hak olan tek İlah inancının zaman içinde insanlar tarafından bozulmasıyla ortaya çıkmıştır.
    Bu uygarlıklarla ilgili yapılan arkeolojik çalışmalarda dikkat çeken hususlardan biri, bu toplulukların dini inançlarına dair elde edilen bulgulardı. Elde edilen yazıtlarda sayısız sahte ilahların yaptıkları işler anlatılıyordu. Daha çok bulgu ele geçtikçe ve araştırmacılar bunları çözmekte daha başarılı yöntemler buldukça bu uygarlıkların inançlarıyla ilgili bazı detaylar ortaya çıkmaya başladı. Dikkati çeken en önemli nokta ise bu kavimlerin inandığı batıl ilahların hepsinin üstünde tek bir İlah inancının bulunuyor olmasıydı. Elde edilen tarihi kayıtlar ve bulgular, tarih boyunca hak dinin var olduğunu göstermekteydi. İlerleyen sayfalarda inceleyeceğimiz Mezopotamya, Mısır, Hint, Avrupa medeniyetlerinin yanı sıra Aztek, İnka, Mayalar gibi Amerika medeniyetlerinin de tek İlah inancını bildiklerini, kendilerine hak dini tebliğ eden uyarıcıların geldiğini gösteren deliller elde edilmiştir. Çok tanrılı inancın içinde bir tek Tanrı inancının gizli olduğunu bulan araştırmacılardan ilki, Oxford Üniversitesi'nden Stephan Langdon'du. Langdon, 1931 yılında elde ettiği bulguları bilim dünyasına duyururken, elde ettiği bilgilerin çok beklenmedik olduğunu söylüyordu, çünkü bu bulguların daha önceki evrimci açıklamalarla tamamen çelişmekte olduğunun farkındaydı. Langdon bulgularını şöyle açıklıyordu:

    Benim görüşüme göre insanın en eski tarihi, tek tanrı inancından çok sayıda (sözde) tanrının ve kötü ruhların varlığının inancına doğru çok çabuk bir bozulmayı gösteriyor…63

    Langdon 5 yıl sonra, The Scotsman adlı dergide ise şunları yazıyordu:

    … Tüm deliller, kesinlikle başlangıçta bir "tek Tanrı" inancının bulunduğunu gösteriyor. Semitik kökenli halkların arkeolojik ve edebi kalıntıları da en eski zamanlarda bile bir "tek Tanrı" inancının var olduğunu gösteriyor. Yahudi dininin ve diğer Semitik kökenli dinlerin, totemistik, putlara dayanan bir kökeni olduğu teorisinin tamamen geçersiz olduğu bugün anlaşılmış durumda.64

    Günümüzde Tell-Esmar olarak isimlendirilen MÖ 3000 yılına ait bir Sümer şehrinde yapılan kazılarda da Langdon'un söylediklerini tamamen doğrulayacak bulgular elde edildi. Kazı çalışmalarını yöneten Henry Frankfort resmi raporunda şöyle diyordu:

    Kazılarımız, tüm değerli bulgulara ek olarak Babil dinleri hakkında çok önemli bazı gerçekleri daha ortaya çıkardı. Bir sosyal sistem içinde dinsel değerlerin nasıl yerleştirilmiş olduğuna ilk defa şahit oluyoruz.


    Sümer tabletlerinin tercüme edilmesiyle ortaya çıkan gerçek, Babil inanç sistemi içindeki çok sayıdaki sahte ilahın, insanların zaman içerisinde tek bir İlahın sıfatlarını yanlış yorumlamalarından meydana geldiğidir.
    Bir tapınak ve bu tapınakta ibadet etmekte olan kişilerin evlerinin kalıntıları bulundu. Bu sebeple tek başına bir anlam ifade etmeyen bulguları bir bütün olarak değerlendirebilmekteyiz.

    Örneğin, mühürlerin üzerindeki resimlerde genel olarak ilahlara yapılan tapınmalar resmediliyor. Ancak bu resimlerin tümünde bu tapınakta sadece tek bir Tanrı inancının olduğu görülmekte. Bu sebeple, en eski zamandaki Sümer-Akad inanç sistemi içinde, bu tek İlah'ın değişik sıfatlarının ayrı ilahlar olarak görülmediği anlaşılıyor.65

    Frankfort'un bulguları çok önemli bir gerçeği gösteriyordu: Batıl, çok tanrılı inanç sisteminin ortaya çıkış şekli. Birden çok ilaha tapınma sapkınlığı, dinlerin evrimi teorisinin iddia ettiği gibi insanların doğa güçlerini temsil eden bazı kötü ruhlara tapınmalarıyla ortaya çıkmamıştı. Bir ve tek olan İlah'ın farklı sıfatları çeşitli insanlar tarafından zaman içinde değişik yorumlanmışlar ve bir İlah inancında bozulmalar meydana gelmişti. Tek bir İlah'ın değişik sıfatları, zaman içinde birçok ilah inancına dönüşmüştü.


    Babil inanç sisteminde Marduk olarak adlandırılan sahte ilah.
    Langdon'un Sümer tabletlerinin tercümelerini yayınlamasından bir süre önce, Friedrich Delitzch isimli araştırmacı da benzer bir keşifte bulunmuştu. Bu araştırmacı, Babil inanç sistemi içindeki çok sayıdaki ilahın, gerçekte o dönemde Marduk olarak adlandırılan tek bir İlahın farklı özelliklerinden türediğini ortaya çıkarmıştı. Yapılan araştırmalar, Marduk inancının da hak olan tek İlah inancını zaman içinde bozulmasıyla türediğini gösteriyordu.

    Marduk olarak adlandırılan tek İlah'ın çeşitli isimleri vardı. Bunlardan bazıları "Ninib", yani "Güç Sahibi", "Nergal" yani "Savaş Tanrısı", "Bel" yani "Tek İlah", "Nebo" yani "Mesaj Getiren İlah", "Sin" yani "Geceyi Aydınlatan", "Shamash" yani "Adalet Tanrısı", "Addu" yani "Yağmur Tanrısı"ydı. Zaman içinde Marduk'un bu özellikleri, sanki Marduk'tan bağımsız güçlermiş gibi değişik tanrılara dönüştürülmüştü. Aynı şekilde Güneş tanrısı, Ay tanrısı gibi birçok batıl ilahlar hayal gücünün etkisiyle üretilmişlerdi. Görüldüğü gibi, Marduk olarak adlandırılan tek İlah'ın sıfatları, bu inancın aslında Allah inancının zaman içinde bazı insanlar tarafından bozulmasıyla ortaya çıktığını göstermektedir.
    --------------------------

    http://www.harunyahya.org/evrim/kabatas_devri/kabatas_devri_04.html

    harun yahya ne kadar güvernilir bilemem ama iyi çalışmış..


    bu yazıyı ben assaydım buraya vay başıma geleceklere





  • ben zaten ne zamandır vese'nin senin suç ortağın ve hatta azmettiricin olduğundan şüpheleniyordum
  • Marduk için hem 'sahte İlah' demiş, hem 'tek İlah' demiş...

    kafam karıştı Madem ki TEK, sahteliği nereden gelmekte?
  • tek tanrı inancına sahip insanların taptıkları o tek ilahın, eğer Allah değil ise sahte bir ilah olduğunu söylemek istiyor. Allah'ın zatı olmadan inanılan her tanrı, tek bile addedilse sahtedir. onu diyor
  • Tek İlah, farklı ülkelerde, farklı inançlarda farklı isimler alacaktır. Tek tanrıya inandıktan sonra, bizim inandığımız Allah'tan (c.c.) farkı ne ki?
  • Tartışmalar kızışmış gibi. Biraz ortam yumuşasın. Hazır konu evrim iken

  • quote:

    Orjinalden alıntı: trackfind500

    Tartışmalar kızışmış gibi. Biraz ortam yumuşasın. Hazır konu evrim iken

    />


    aman beyler görmesin




  • quote:

    Orjinalden alıntı: su*fi

    Tek İlah, farklı ülkelerde, farklı inançlarda farklı isimler alacaktır. Tek tanrıya inandıktan sonra, bizim inandığımız Allah'tan (c.c.) farkı ne ki?


    tek tanrıya inanmakla iş biter mi? mesela adam gitse güneşe tapsa, güneşi tek tanrı olarak görse olur mu? tek tanrıdan kasıt, Allah' tır. Allah'ın zatı olmayan yerde inanılan tanrıya tek olarakta inanılsa, uydurmadır.

    Allah, zat ismidir. Tanrı dersin ama kasıt Allah'tır. mesela God, tanrı demektir.ama Allah demek değildir. bizim tanrı dememiz gibidir. God' dan kasıt Allah ise, bizdeki manadadır.

    ama bir kabile düşün, bir tanrı uydurmuştur, adınıda "mu" koymuştur. onu tek addeder, tek bile addetse, batıldır çünkü Allah'a değil başka bir tanrıya tapmaktadır.




  • track, kemal sunalın filmini hatırladım. çöpçüler kralında kız istemekten kovulunca getirdiği şekerleri yiyerek gidiyordu hani
  • quote:

    Orjinalden alıntı: C4

    tek tanrı inancına sahip insanların taptıkları o tek ilahın, eğer Allah değil ise sahte bir ilah olduğunu söylemek istiyor. Allah'ın zatı olmadan inanılan her tanrı, tek bile addedilse sahtedir. onu diyor


    Hiç güney amerikadan veya kuzey asyadan veya güney afrikadan veya japonyadan bir peygamber biliyormusunuz? neden bütün dinler arap yarımadasına gönderiliyor?? o kadar düzeltilesi bir kavim soyumu onlar??? neden hiç samurai peygamberimiz yok??? neden allah bile sabrının en son noktasına kadar bütün elçilerini arap yarım adasına harcamış?? neden en son dini de/bile araplara göndermiş???"
  • quote:

    Orjinalden alıntı: su*fi

    Tek İlah, farklı ülkelerde, farklı inançlarda farklı isimler alacaktır. Tek tanrıya inandıktan sonra, bizim inandığımız Allah'tan (c.c.) farkı ne ki?



    evet mesela hristiyanlığın da hz. isa'yı peygamber olarak gören mezhepleri var...

    şimdi onlar "Allah" değil de "God" dediler diye inançları "tevhid" olmuyor mu??

    bir de soru:

    Allah'ın değişik dil yapılarına uygun değişik isimleri olabilir mi?

    Hani Allah'ın sonsuz ismi var derler ya...


    @MaviBodrum

    neden sürekli müslümanlara saldırıp, tartışma çıkarıyorsun
    şimdi sana cevap vereceğim, sen beğenmeyip birşeyler yazacaksın, tartışma çıkacak, topic silinecek...
  • insanlığın hangi dönemlerde nerelerde yoğun olarak yaşadıklarını incelediğinde, bu sorunun cevabını zaten göreceksin.
    hz.musa mısırdaydı mesela. hz. yusuf, yakup ta öyle. arap yarımadasına has değil yani gelen peygamberler.
  • su*fi, tevhidden kasıt Allah'ı birlemektir. mesela Allah birdir dersin, bu tevhiddir. hristiyanlar Allah diyorlar, yahudilerde öyle. God, bizim Tanrı dememiz gibidir.

    ama hristiyanlar teslis ile işi bozuyorlar. yani baba-oğul-kutsal ruh derken, tevhidden çıkmaktadırlar. yahudilerde kaybolan tevrat nüshalarını ezberinden tekrar yazdığı için hz.üzeyir için Allah'ın oğlu derler, onlarda oradan tevhidi bozarlar. zaten islamla birlikte dinleri kaldırılmıştır. şu an, yeryüzünde islamı duyupta islama girmeyenden hangi din olursa olsun kabul edilmez.al-i imran suresinde yazar.

    Allah'ın değişik dillere göre zat ismi olmaz. zat ismi Allah'tır. esma'sı vardır, ama onlar sıfat isimleridir. zat ismi ise Allah'tır. değişik dillerde Allah olmaz. bizim tanrı dememiz gibi olur olursa.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C4 -- 10 Şubat 2006 0:02:59 >
  • ayrıca madem konuyu açtı, mavibodruma bir şey daha söylemek isterim. 124.000 peygamber içerisinden biz sadece çok azını biliyoruz. diğerlerinin nerelere gönderildiğini, dünyanın nerelerine geldiklerini bilmiyoruz. bildiklerimiz, sınırlıdır. buradan, sadece belli bölgelere peygamberler geldiğini söyleyemeyiz. bu 124.000 peygamber kimbilir nerelere geldiler, bilebilirmiyiz?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: C4

    ayrıca madem konuyu açtı, mavibodruma bir şey daha söylemek isterim. 124.000 peygamber içerisinden biz sadece çok azını biliyoruz. diğerlerinin nerelere gönderildiğini, dünyanın nerelerine geldiklerini bilmiyoruz. bildiklerimiz, sınırlıdır. buradan, sadece belli bölgelere peygamberler geldiğini söyleyemeyiz. bu 124.000 peygamber kimbilir nerelere geldiler, bilebilirmiyiz?


    mesela hindistan'da gelenekler çok kuvvetli olduğu için buraya gönderilen peygamberlerin çoğu "1" kişilik ümmete bile sahip olamadan öldürülmüşlerdir...

    bir kısmı da 2-3 kişiyi inandırabilmiş...




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 10 Şubat 2006 0:12:51 >




  • Benim de kafamı karıştıran bir soru var. Niye hamburgerler hep Amerika'da yapılıyor? Niye bu hamburgerler Amerika ile özdeşleşmiş? Ayrıca diğer aklıma takılan bir nokta ise neden pizza hep İtalya'da yapılmış? Niye pizza İtalya ile özdeşleşmiş? Penguenler niye kutuplarda toplanmış? Niye bu güzel yaratıklar kutuplarla özdeşleşmiş? Ha bi dakka. Peki ben nasıl oluyorda Türkiye'de hamburger ve pizza görebiliyorum. Ben nasıl oluyor da penguenin ismini bilebiliyorum? Bunların varlığından nasıl haberdar olabiliyorum? Matbaayı kim buldu? Peyami Safa'yı ben okuyabiliyorum. Acaba iletişim denen bir güç mü var? İnsanda söyleyen ve anlatan bir ağız mı var? Ve tüm bunları duyabilen bir kulak...?

    Not: Siz tartışmaya devam edin bana aldırmayın. Arada bir sapıtırım ben böyle. Alışın buna.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: C4

    Allah'ın değişik dillere göre zat ismi olmaz. zat ismi Allah'tır. esma'sı vardır, ama onlar sıfat isimleridir. zat ismi ise Allah'tır. değişik dillerde Allah olmaz. bizim tanrı dememiz gibi olur olursa.


    o zaman her coğrafya'nın tarihinde "Allah" lafzına rastlamamız gerekmez mi?
    mesela bak sümerlerde yok "Allah" lafzı...
    "marduk" var...

    ???
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.