Şimdi Ara

İnsanda 46, şempanze&gorilde 48 kromozom bulundu DEMEKKİ evrimsel ilişki ispatlandımı??

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
57
Cevap
0
Favori
1.611
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İnsanda 46, şempanze&gorilde 48 kromozom bulundu DEMEKKİ evrimsel ilişki ispatlandımı??


    ama PATATES in kromozom sayısı 46




    Evrimcilerin "insan ile maymun arasındaki genetik benzerlik" konusunda kullandıkları örneklerden biri, insanda 46, şempanze ve gorillerde ise 48 kromozom bulunmasıdır.

    Evrimciler, kromozom sayılarının yakınlığını evrimsel bir ilişkinin göstergesi sayarlar.

    Oysa eğer evrimcilerin kullandığı bu mantık doğru olsaydı, insanın maymundan daha yakın bir akrabası olması gerekirdi: "Patates"! Çünkü patatesin kromozom sayısı insana goril ve şempanzeden çok daha yakındır: 46. Yani insan ve patates kromozomları eşit sayıdadır. Bu durum, DNA benzerliğinin evrime kanıt oluşturmayacağının çarpıcı bir göstergesidir.


    Nitekim farklı türlere ve sınıflara ait canlıların DNA ve kromozom analizleri sonucunda elde edilen bulgular karşılaştırıldığında, canlıların DNA ve kromozomlarındaki benzerliklerin ya da farklılıkların, öne sürülen hiçbir evrimci mantık ya da bağlantıyla uyuşmadığı çok açık bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Evrimci teze göre canlıların kompleksliklerinde kademeli bir artış yaşanmış olmalı, buna paralel olarak da genetik bilgilerini oluşturan kromozomlarının sayısının kademeli olarak artması beklenmelidir. Fakat elde edilen veriler bu tezin tamamen hayal ürünü olduğunu göstermektedir.

    Evrimin ünlü teorisyenlerinden Rus bilim adamı Dobzhansky, canlılar ve DNA'ları arasındaki bu kuralsız ilişkinin evrimin açıklayamadığı büyük bir sorun olduğunu şöyle ifade etmektedir:

    "Daha kompleks organizmaların genelde basit olanlara göre hücrelerinde daha fazla DNA'ları vardır. Fakat bu kuralın dikkat çeken istisnaları vardır. Amphiuma (amfibiyen), Propterus (bir akciğerli balık) ve hatta sıradan kurbağalar ve kara kurbağaları tarafından geçilen insan ise, liste başı olmaktan çok uzaktır. Neden bu durum bu kadar uzun zamandır bir bilmece olarak kaldı? "294


    294 Theodosius Dobzhansky, Genetics of the Evolutionary Process, s. 17-18.







  • iyi de, o ilk satırda ağlamanın ne gereği var onu anlayamadım

    hemen altında gülüyorsun,

    yani evrime ağlayayım mı güleyim mi bilmiyorum, onu mu demek istiyorsun
  • ilk satırları görünce evrimci propagandadan etkilenmemek ve ağlamamak gerektiğini, gerçek araştırılınca bize sunulmak istenin komikliğini dile getirmeye çalıştım..

    yanlış yaptıysak affola...
  • ben evrimin inceliklerinden pek anlamam ama şu senin gösterdiğin azim, sabır sonucunda evrim düşmanı oldum kardeşim. kahrolsun evrim

    tamam da, evrim neden bu kadar önemli? ne olacak ki evrim ispatlansa ya da çürütülse? imanımız mı artacak? yoksa imanımızdan mı olacağız? farzet ki hz.adem gökten indirildi. bunu ispatladık. o zaman herkes inançlı mı olacak? ya da insanın evrilerek oluştuğu ispatlansa ne olacak? ben o zaman çıkıp "insan evrim ile yaratılmıştır" derim. demek ki her durumda değişen pek bir şey olmayacak.
  • aman C4 dikkat! birşeylere araştırıp, öğrenip fikir sahibi olmadan düşman olma

    ayrıca dediklerine katılıyorum, bazı arkadaşların bazı şeylere karşı bu kadar takıntılı olmalarını ben de anlayamıyorum
  • çünkü evrim ıspatlanırsa yaradılış hikayesinin olmadığı ortaya çıkacak düşünün ondan sonra olacakları.
    evrim teorisi hiç bir zaman deney yoluyla ispatlanamayacak çünkü bir canlının evriminin gözlemlenebilmesi için en az 200000(ikiyüzbin)yıl gerekir.
    ben bunu sürekli yazdım yine yazayım evrim teorisi durağan bir şey değil sürekli gelişen bir fikir yani evrimci bir çok bilim adamı evrim teorisinin bir çok noktasını çürütmüştür zaten biliminde amacı budur.
    bu arada kuran'da ve diğer kutsal kitaplarda bulunan yaradılış hikayesinin ve nuh tufanının aynen sümer yazıtlarında olmasına da biri bir cevap verebilir mi? eğer öyleyse sümer dini de ilahi dinlerden sayılmalı.çünkü sümerler ilk ilahi din sayılan hz. ibrahim dininin ortaya çıkışından yaklaşık 1500-2000 sene evvel yaşamışlardır.




  • Ya 46 olsa 48 olsa ne olur hiçbirşey... Lütfen yine kendi fikrini öne aldı demeyin ama herşeyin ne kasıtla oluştuğuna bakın derim. İnsan insan işte. Maymun da maymun. Kromozom aynı olsa olmasa ne değişir. İnsan insanlığından maymun maymunluğundan birşey kaybeder mi? Yaratan farklı kasıtlarla aynı mekanizma ve materyallerle farklı organizmalar kurabilir. Bu da Yaratan için bir nakise olmadığına göre ben bir sorun göremiyorum. Selam....


    http://forum.donanimhaber.com/m_5253381/tm.htm

    Bir bakmanızda yarar olabilir....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nakka -- 9 Şubat 2006 11:28:39 >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Evrim ve Tesadüf
    11 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Hala propaganda diyor
  • biz patatesten mi geliyoruz o zaman
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Cynsure

    çünkü evrim ıspatlanırsa yaradılış hikayesinin olmadığı ortaya çıkacak düşünün ondan sonra olacakları.
    evrim teorisi hiç bir zaman deney yoluyla ispatlanamayacak çünkü bir canlının evriminin gözlemlenebilmesi için en az 200000(ikiyüzbin)yıl gerekir.
    ben bunu sürekli yazdım yine yazayım evrim teorisi durağan bir şey değil sürekli gelişen bir fikir yani evrimci bir çok bilim adamı evrim teorisinin bir çok noktasını çürütmüştür zaten biliminde amacı budur.
    bu arada kuran'da ve diğer kutsal kitaplarda bulunan yaradılış hikayesinin ve nuh tufanının aynen sümer yazıtlarında olmasına da biri bir cevap verebilir mi? eğer öyleyse sümer dini de ilahi dinlerden sayılmalı.çünkü sümerler ilk ilahi din sayılan hz. ibrahim dininin ortaya çıkışından yaklaşık 1500-2000 sene evvel yaşamışlardır.


    sümer meselesine olası birkaç cevap:

    1. sümerlilere/sümerlilerin atalarına da bir peygamber gelmiş ve nuh tufanını ibret almaları için anlatmış olabilir. Tabii sonra biri hariç tüm peygamberlerin başına gelmiş olan şey onun dabaşına gelecek, yani tebliğ ettiği din bozulacaktır...

    2. nuh tufanı gibi büyük bir doğa olayını elbetteki yakında bulunan sümerliler/ya da onların ataları duyacaktır...


    evrim meselesine gelince,
    evrimin kanıtlanması kurandaki yaratılış "hikayesi" ni çürütmez, belki kitab-ı mukaddes dekini çürütür...




  • nereden geldiğimizin ne önemi var ki? olaya inanan - inanmayan açısından bakarsak, zaten inanmayanlar için insanın nereden geldiği önemli değil. inananlar açısından , insanın nereden geldiği her yoruma açıktır. çıkar, " Allah bu şekilde insanı yeryüzüne indirmiştir" dersin, olur biter. mesele değil yani
  • hz.ademle gelen de bir dindi diyebiliriz. hz. ibrahime gelene kadar kaç tane peygamber var.

    nuh a.s dan önce de tufanlar olmuş olabilir. varsayım
  • quote:


    canlıların DNA'ları arasındaki bu kuralsız ilişki .


    Bana göre önemli olan bu bilimsel saptama ve bunun da araştırılarak nedenleri bulunmalıdır.
    Bilim bir gün bunu da çözecek inşallah.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Cynsure

    çünkü evrim ıspatlanırsa yaradılış hikayesinin olmadığı ortaya çıkacak düşünün ondan sonra olacakları.
    evrim teorisi hiç bir zaman deney yoluyla ispatlanamayacak çünkü bir canlının evriminin gözlemlenebilmesi için en az 200000(ikiyüzbin)yıl gerekir.


    geçen gün national geoghraphic kanalını izliyordum

    böcek fosillerinden bahsediyordu

    herbir böcek milyonlarca yıllık yaşlarına rağmen günümüzdekilerden farkı yoktu ...

    demek ki böcekler milyonlarca yıldır değişmeden günümüze kadar gelmişler ...

    evrim ne menem birşey ki bazılarını eviriyor da bazılarını da evirmiyor ...

    demek ki böcekler 100 milyon yıldır herhangibir evrimsel gelişme göstermemişler ancak !!!

    kurtlar yunus, inekler balina, maymunun atası da insan olmuş ...



    ister inanının ister inanmayın ...

    ayrıca farklı kaynaklardan farklı tarihi olaylar nakledilebilir ve her topluluğa peygamber gönderilmiştir ...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: nakka

    Ya 46 olsa 48 olsa ne olur hiçbirşey... Lütfen yine kendi fikrini öne aldı demeyin ama herşeyin ne kasıtla oluştuğuna bakın derim. İnsan insan işte. Maymun da maymun. Kromozom aynı olsa olmasa ne değişir. İnsan insanlığından maymun maymunluğundan birşey kaybeder mi? Yaratan farklı kasıtlarla aynı mekanizma ve materyallerle farklı organizmalar kurabilir. Bu da Yaratan için bir nakise olmadığına göre ben bir sorun göremiyorum. Selam....


    http://forum.donanimhaber.com/m_5253381/tm.htm

    Bir bakmanızda yarar olabilir....

    nakka o kadar yırtındın kasıt kasıt diye amma burada işte oturdu bu sözlerin. Ben de daha iyi anladım cidden. Ekleme de yapayın bir bıçak mutfakta yemek hazırlar kasabın elinde et keser katilin elinde can alır. Hepsi aynı bıçak. Burada da aynı kromozom vesaire ama biri insan biri naymun kastı anlamak zor değil.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Orjinalden alıntı: Cynsure

    çünkü evrim ıspatlanırsa yaradılış hikayesinin olmadığı ortaya çıkacak düşünün ondan sonra olacakları.
    evrim teorisi hiç bir zaman deney yoluyla ispatlanamayacak çünkü bir canlının evriminin gözlemlenebilmesi için en az 200000(ikiyüzbin)yıl gerekir.




    demek ki böcekler milyonlarca yıldır değişmeden günümüze kadar gelmişler ...

    evrim ne menem birşey ki bazılarını eviriyor da bazılarını da evirmiyor ...

    demek ki böcekler 100 milyon yıldır herhangibir evrimsel gelişme göstermemişler






    şimdi şöyle bir durum var evrimin amacı doğa için en uygunu yaratmaktır yani o canlı doğa koşullarına en iyi nasıl hazırlanır bunu oluşturur.böceklere gelince böcekler de değişime uğramış oluyorlar sıfır değişim söz konusu değil. eğer bir böcek her iklim koşuluna uyumluysa zaten evrim geçirmesi için bir neden yok, zaten evrim sonucu bir böceğin bir kuşa dönüşmesini bekleyemezsin




  • quote:

    Orjinalden alıntı: vese



    sümer meselesine olası birkaç cevap:

    1. sümerlilere/sümerlilerin atalarına da bir peygamber gelmiş ve nuh tufanını ibret almaları için anlatmış olabilir. Tabii sonra biri hariç tüm peygamberlerin başına gelmiş olan şey onun dabaşına gelecek, yani tebliğ ettiği din bozulacaktır...

    ..

    eğer böyle bir şey olsaydı bunun kuran'da yada diğer kitaplarda geçmesi gerekirdi ve sümer dininin de ilahi dinler arasında sayılması gerekirdi kaldı ki böyle bir şey olamaz çünkü sümerler politeist'ti yani çok tanrılı bir dinleri vardı.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Cynsure


    şimdi şöyle bir durum var evrimin amacı doğa için en uygunu yaratmaktır yani o canlı doğa koşullarına en iyi nasıl hazırlanır bunu oluşturur.böceklere gelince böcekler de değişime uğramış oluyorlar sıfır değişim söz konusu değil. eğer bir böcek her iklim koşuluna uyumluysa zaten evrim geçirmesi için bir neden yok, zaten evrim sonucu bir böceğin bir kuşa dönüşmesini bekleyemezsin


    hocam güzel söylemişsin de, evrimin amacı doğa için en uygunu yaratmaktır dediğin anda, evrim kavramının başlıbaşına bir iradeye sahip olduğunu da iddia etmiş oluyorsun. ama bilinen manada, doğa da bir irade söz konusu değildir. evrimin ise, hiç bir şekilde kendi başına bir irade olduğunu söyleyemezsiniz. zaten tartışmaların tıkandığı noktalardan biri de burası. ben şahsen böyle bir şeyi kabul edemiyorum. evrim nasıl oluyorda neyi nasıl şekillendireceğini biliyor. neye dayanarak neyi ne şekle çevireceğini nereden biliyor. kaldı ki bilmesi için zaten canlı-irade olması gerekir. yani bilmek kavramı, canlılar, irade sahipleri için geçerlidir. evrim bir canlımıdır, bir irademidir?




  • C4 demek istediğim tabii ki o değil ben cümleyi yanlış kurmuşum hoş yazarken de farkettim aslında bunu. tabii ki evrimin bir iradesi yok bu doğal bir döngüdür canlılar buna tepki verirler yani bir kutup ayısını afrikaya koyarsanız ölür ama sürekli böyle bir durumda yaşamak zorunda kalırsa eğer o tüylerinin döküleceğini tahmin edebilirsiniz. işte evrim böyle bir şeydir yani doğal olarak oluşur bu olaylar çünkü bu bir döngüdür tersi olsaydı dünya üzerinde hiç bir canlı günümüze kadar yaşamayı başaramazdı çünkü bundan yüzbinlerce yıl önce iklim koşulları böyle değildi nitekim bunun sonucu olarakta bir çok canlı türünün nesli tükenmiştir.yani doğaya uyum sağlayamayan canlılar yok olmak zorundadır.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Cynsure

    quote:

    Orjinalden alıntı: vese

    sümer meselesine olası birkaç cevap:

    1. sümerlilere/sümerlilerin atalarına da bir peygamber gelmiş ve nuh tufanını ibret almaları için anlatmış olabilir. Tabii sonra biri hariç tüm peygamberlerin başına gelmiş olan şey onun dabaşına gelecek, yani tebliğ ettiği din bozulacaktır...
    ..

    eğer böyle bir şey olsaydı bunun kuran'da yada diğer kitaplarda geçmesi gerekirdi ve sümer dininin de ilahi dinler arasında sayılması gerekirdi kaldı ki böyle bir şey olamaz çünkü sümerler politeist'ti yani çok tanrılı bir dinleri vardı.


    Kendisi için bir uyarıcı olmaksızın, Biz hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmış değiliz. Hatırlatma (yapılmıştır); Biz zulmedici değiliz. (Şuara Suresi, 208-209)

    Artık vay hallerine; kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak için "Bu Allah Katındandır" diyenlere. Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına. (Bakara Suresi, 79)

    görüldüğü gibi peygamber gönderiliyor ama din bozuluyor

    bir de sümerler ile ilgili google dan enteresan şeyler buldum:


    -----------------
    Mezopotamya ve Mısır'da Elde Edilen Arkeolojik Bulgular

    Mezopotamya ovası tarihsel kaynaklarda "uygarlıkların beşiği" olarak nitelendirilir. Mezopotamya ovasına çok da uzakta olmayan bir yerde ise antik Mısır medeniyeti bulunmaktadır.


    Resimde, Sümerlerin sahte ilahlarından biri olan "şimşek tanrısı" görülmektedir. Bu sahte ilahlar, hak olan tek İlah inancının zaman içinde insanlar tarafından bozulmasıyla ortaya çıkmıştır.
    Bu uygarlıklarla ilgili yapılan arkeolojik çalışmalarda dikkat çeken hususlardan biri, bu toplulukların dini inançlarına dair elde edilen bulgulardı. Elde edilen yazıtlarda sayısız sahte ilahların yaptıkları işler anlatılıyordu. Daha çok bulgu ele geçtikçe ve araştırmacılar bunları çözmekte daha başarılı yöntemler buldukça bu uygarlıkların inançlarıyla ilgili bazı detaylar ortaya çıkmaya başladı. Dikkati çeken en önemli nokta ise bu kavimlerin inandığı batıl ilahların hepsinin üstünde tek bir İlah inancının bulunuyor olmasıydı. Elde edilen tarihi kayıtlar ve bulgular, tarih boyunca hak dinin var olduğunu göstermekteydi. İlerleyen sayfalarda inceleyeceğimiz Mezopotamya, Mısır, Hint, Avrupa medeniyetlerinin yanı sıra Aztek, İnka, Mayalar gibi Amerika medeniyetlerinin de tek İlah inancını bildiklerini, kendilerine hak dini tebliğ eden uyarıcıların geldiğini gösteren deliller elde edilmiştir. Çok tanrılı inancın içinde bir tek Tanrı inancının gizli olduğunu bulan araştırmacılardan ilki, Oxford Üniversitesi'nden Stephan Langdon'du. Langdon, 1931 yılında elde ettiği bulguları bilim dünyasına duyururken, elde ettiği bilgilerin çok beklenmedik olduğunu söylüyordu, çünkü bu bulguların daha önceki evrimci açıklamalarla tamamen çelişmekte olduğunun farkındaydı. Langdon bulgularını şöyle açıklıyordu:

    Benim görüşüme göre insanın en eski tarihi, tek tanrı inancından çok sayıda (sözde) tanrının ve kötü ruhların varlığının inancına doğru çok çabuk bir bozulmayı gösteriyor…63

    Langdon 5 yıl sonra, The Scotsman adlı dergide ise şunları yazıyordu:

    … Tüm deliller, kesinlikle başlangıçta bir "tek Tanrı" inancının bulunduğunu gösteriyor. Semitik kökenli halkların arkeolojik ve edebi kalıntıları da en eski zamanlarda bile bir "tek Tanrı" inancının var olduğunu gösteriyor. Yahudi dininin ve diğer Semitik kökenli dinlerin, totemistik, putlara dayanan bir kökeni olduğu teorisinin tamamen geçersiz olduğu bugün anlaşılmış durumda.64

    Günümüzde Tell-Esmar olarak isimlendirilen MÖ 3000 yılına ait bir Sümer şehrinde yapılan kazılarda da Langdon'un söylediklerini tamamen doğrulayacak bulgular elde edildi. Kazı çalışmalarını yöneten Henry Frankfort resmi raporunda şöyle diyordu:

    Kazılarımız, tüm değerli bulgulara ek olarak Babil dinleri hakkında çok önemli bazı gerçekleri daha ortaya çıkardı. Bir sosyal sistem içinde dinsel değerlerin nasıl yerleştirilmiş olduğuna ilk defa şahit oluyoruz.


    Sümer tabletlerinin tercüme edilmesiyle ortaya çıkan gerçek, Babil inanç sistemi içindeki çok sayıdaki sahte ilahın, insanların zaman içerisinde tek bir İlahın sıfatlarını yanlış yorumlamalarından meydana geldiğidir.
    Bir tapınak ve bu tapınakta ibadet etmekte olan kişilerin evlerinin kalıntıları bulundu. Bu sebeple tek başına bir anlam ifade etmeyen bulguları bir bütün olarak değerlendirebilmekteyiz.

    Örneğin, mühürlerin üzerindeki resimlerde genel olarak ilahlara yapılan tapınmalar resmediliyor. Ancak bu resimlerin tümünde bu tapınakta sadece tek bir Tanrı inancının olduğu görülmekte. Bu sebeple, en eski zamandaki Sümer-Akad inanç sistemi içinde, bu tek İlah'ın değişik sıfatlarının ayrı ilahlar olarak görülmediği anlaşılıyor.65

    Frankfort'un bulguları çok önemli bir gerçeği gösteriyordu: Batıl, çok tanrılı inanç sisteminin ortaya çıkış şekli. Birden çok ilaha tapınma sapkınlığı, dinlerin evrimi teorisinin iddia ettiği gibi insanların doğa güçlerini temsil eden bazı kötü ruhlara tapınmalarıyla ortaya çıkmamıştı. Bir ve tek olan İlah'ın farklı sıfatları çeşitli insanlar tarafından zaman içinde değişik yorumlanmışlar ve bir İlah inancında bozulmalar meydana gelmişti. Tek bir İlah'ın değişik sıfatları, zaman içinde birçok ilah inancına dönüşmüştü.


    Babil inanç sisteminde Marduk olarak adlandırılan sahte ilah.
    Langdon'un Sümer tabletlerinin tercümelerini yayınlamasından bir süre önce, Friedrich Delitzch isimli araştırmacı da benzer bir keşifte bulunmuştu. Bu araştırmacı, Babil inanç sistemi içindeki çok sayıdaki ilahın, gerçekte o dönemde Marduk olarak adlandırılan tek bir İlahın farklı özelliklerinden türediğini ortaya çıkarmıştı. Yapılan araştırmalar, Marduk inancının da hak olan tek İlah inancını zaman içinde bozulmasıyla türediğini gösteriyordu.

    Marduk olarak adlandırılan tek İlah'ın çeşitli isimleri vardı. Bunlardan bazıları "Ninib", yani "Güç Sahibi", "Nergal" yani "Savaş Tanrısı", "Bel" yani "Tek İlah", "Nebo" yani "Mesaj Getiren İlah", "Sin" yani "Geceyi Aydınlatan", "Shamash" yani "Adalet Tanrısı", "Addu" yani "Yağmur Tanrısı"ydı. Zaman içinde Marduk'un bu özellikleri, sanki Marduk'tan bağımsız güçlermiş gibi değişik tanrılara dönüştürülmüştü. Aynı şekilde Güneş tanrısı, Ay tanrısı gibi birçok batıl ilahlar hayal gücünün etkisiyle üretilmişlerdi. Görüldüğü gibi, Marduk olarak adlandırılan tek İlah'ın sıfatları, bu inancın aslında Allah inancının zaman içinde bazı insanlar tarafından bozulmasıyla ortaya çıktığını göstermektedir.
    --------------------------

    http://www.harunyahya.org/evrim/kabatas_devri/kabatas_devri_04.html

    harun yahya ne kadar güvernilir bilemem ama iyi çalışmış..




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.