Şimdi Ara

İşsizlik minimalize edilebilir mi? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
38
Cevap
0
Favori
1.933
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • 5 yıl sonra ışıkları tekrar yakayım.

  • Türkiye sovyetin yıkılışı sonrası olan curcunayı yaşayacak sanırım bir 10-15 sene sürer bu.Tabi toparlayan biri çıkarsa Yoksa bozulan demografi batan ekonomi ile bölümler nebilirde erkenden olurda ölmezseniz iltica edersiniz.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Sendikaların devlet eliyle özellikle işlevsizleştirildiğini göz ardı etmeyelim. İşsizlik özellikle isteniyor. Yüksek arz düşük fiyat demektir. Türkiye'deki işsizlik tesadüfi değil, planlanmış bir sonuç gibi görünüyor.

  • Üniversite sayısı kademeli olarak azaltılmalı ve meslek liselerinin eğitim kalitesi arttırılmalı. Sadece bu 2 şey yapılsa bile işsizlik 10 yılda %3`e kadar geriler. Her sene yüz binlerce vasıfsız iibf'liyi mezun etmenin anlamı yok.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Minimalize etmek demek, karmaşa, karışıklık, kargaşadan daha sade yalın işlevsel hale getirmek anlamını taşır. İşsizliği azaltmak dersek daha doğru olacaktır.


    İşsizliğin ana kaynağı motivasyonun para, zenginliğin de mal mülk olarak görülmesidir. İnsan, oyun oynayan eğlenen yapan üreten bir sosyal canlıdır. Motivasyonunu odağını da işte bu süreç belirler. Eğer ki bir bestekar ne zaman duyguları için değilde para için şarkı yazmaya kalkar artık o noktada ⚫ bestekar olmaktan çıkar. 🍅 Domates sevmeyen onun büyümesini kokusunu sevmeyen bir çiftçi çifçi değildir.


    Mesela rus edebiyatını okumak, ayasofya yı gezmek, karakalem çizim öğrenmek, lüks restorantta çatal bıçağı doğru🔪 kullanmak vb. İşte bunlar zenginliktir. Son model merso alıp donanım haber de bilmem kaç para telefon, pc bilimum eşya ile sahip olunanlar zenginlik değildir.


    Eğer ki bir toplum para için çalışmaz ve zenginliğin ne olduğunu bilir ise o toplumda işsizlik asla olmaz.


    Dünya üzerinde insana yapılacak en ağır hakaret işli-işsiz-işçi kavramlarıdır. Çünkü insan özgür bir canlıdır. A hapisanesinin pencereleri daha geniş B hapisanesinin yemekleri daha iyi C hapisanesinin avlusu daha güzel olsada hapisane esarettir. A da işsiz B de işli C de süper işli olmak büyük bir saçmalıktır.


    Kapitalizmin size dayattığı saçma mecburiyetlere itibar etmeyin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Rhodium kullanıcısına yanıt

    Endüstri mühendisiyim; dolayısıyla bizler minimize veya minimalize terimlerini çok sık tekrar ederiz. İfade olarak Türkçe'ye aynen geçmiş olsa da sanırım TDK tarafından dilimize işlenmedi. Azaltma anlamında kullanmakla beraber sizin dediğiniz sadeleştirme ifadesi de mesleki lisanda 'simplification' olarak geçmektedir. Minimalizm (sadecilik) akımıyla karıştırmamak gerek, dipnot olarak eklemiş olayım.


    Dediklerinizde şöyle bir tezat var: Toplum para için çalışmazsa yaptığı şey zaten iş olmaz. Okumak, gezmek, öğrenmek, oturmasını kalkmasını bilmek zaten birey olmanın temelinde var. Bunlar kişilerin kültürünün, birikiminin, benliğinin timsalidir. Dedikleriniz doğru, bunlar esasen zenginliktir lâkin burada zenginlik kavramı ile mal varlığını karıştırıyorsunuz. İşgücü toplumlarında harcanan emek için somut değer biçilmesi lazım ki çalışan teşvik edilsin. Buradaki problem biçilen değerin hatalı olmasından ve bundan dolayı sınıf ayrımındaki makasın açılmasından kaynaklanır. Biraz realist olmak lazım, Mandıra Filozofu tadında hayatlar süremiyoruz. Ben elle tutulabilir bir kazanıma ulaşayım ki çalışmak için elimde geçerli sebebim olsun.


    Alıntı

    metni:
    Dünya üzerinde insana yapılacak en ağır hakaret işli-işsiz-işçi kavramlarıdır.Kapitalizmin size dayattığı saçma mecburiyetlere itibar etmeyin.


    Ayrıca bunların hepsi kademeli olarak Sanayi Devrimi'nden sonra ortaya çıktı. En basite inelim, bu dünyadan zincire vurulan köleler geldi geçti. İşçi sınıfı oluşmasaydı, işçi sınıfı kendi haklarını kazanmasaydı şu anda fiziksel olarak olmasa bile mental açıdan aynı baskı olacaktı. Ben de sınıf ayrımından hoşlanmam ama kabul edelim artık böyle bir ayrım var. Günümüzde iyileştirilen hakların olduğunu unutmayalım. Sendikalar bunun için kuruldu, grev hakkı bu yüzden tanındı. Dünya sadece bizden ibaret değil, bizdeki sorun bunların uygulanmıyor ya da işveren çıkarına göre uygulanıyor oluşu... Yoksa şimdi kalkıp "bu da zaten modern kölelik" diyeceksiniz, e o zaman üretime dayalı hiçbir şey kullanmayalım? Avcılık-toplayıcılık çağında değiliz, felsefi yaklaşımlar çok değerli elbette ama gerçekleri görelim lütfen birilerinin para için çalışması gerekiyor.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Devridünya -- 27 Ağustos 2021; 18:33:44 >




  • Devridünya kullanıcısına yanıt

    Mülkiyet devlet olarak kutsal kabul ediliyor. Firavunlar zamanında ki mezarlar da kutsaldı. Bundan 5000 yıl önce insan insana sınır olamayacak kadar yakın değildi. Dolayısı ile bir insanın ahanda şu deniz kenarındaki arsa benim demesi söz konusu değildi. 5000 yıl önce Allah her şeyin sahibi iken şimdi sahibi değil mi? İşte firavunlar ne kadar ilkel bağnaz bir inanca sahipse bu gün ki mülkiyette o kadar bağnaz ve ilkeldir. Modernite iyi çipli bilgisayarlar ve uçan araçlar değil akıl erdirmedir. 


    Her devletin: kaynakları ve toplamda elde ettiği birikimler, o toplumun yaşamak için "el-x" ihtiyacı olmayacağı kadar fazladır. El-x: kutsallar, işçi, iş, kölelik, vergi, banka vb aklanıza gelebilecek bütün kutsal kabul edilen mevcut kapitalizm değerleri. Dolayısı ile insanların paraya ihtiyacı var ve çalışmalılar düşüncesi büyük bir matematiksel kandırmacadır. Hayır! İşsizlik insanların iyi çok çalışıp çalışmamasında değildir, sorun kök nedeni zaten iş:lerin işleyişindedir. 


    Durup bir nehirin akışına bakın, gözlerinizi kapatıp sesini dinleyin, doğanın ve insanın mutluluğu bize dayatılan tüm bu boktan iktisatçı teoremlerde değil zaten olsaydı doğa ve insanlar mutlu olurdu. Siz hiç şehirlerde mutlu insanlar akan nehirler gördünüz mü? Demek ki sunulan herşey Yalnış. 


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kardeşim bence edilebilir.


    Bunu uygulayabilen devletler var. Almanya önümüzde duran bir model aslında.

    Kuzey avrupa ülkeleri (nüfusları az ve dönemin en fakirleri idi ama olsun model olarak) incelenebilirdi.


    Sosyo-kültürel yapımız sanırım biraz işsizliğe de neden oluyor.


    olanlar oldu ama biz çocuklarımıza:


    doktor olacak, mühendis olacak, şu kadar para kazanacak vs vs vs. bir konum biçmemeliyiz.

    ben biçmiyorum. sevdiği işte en iyi olsun önemli olan bu benim için. dünyada da böyle zaten.


    ---


    ülkemizde üniv'den daha fazla meslek liseleri var olmalıydı, yada bundan sonra olmalı. çünkü,

    ara işlerde de para dönüyor.


    meslek liseleri, bulundukları çevredeki iş kollarına yöneliki o oranda kontenjanı olmalı.


    özetle herşey PLANLI VE PROGRAMLI olmalı idi.


    bunu uzun vadede akademik olarak planlayan bir kurum yok ki arkadaş!! benim ülkede üzüldüğüm şey bu! her başarı yada başarısızlık maalesef siyasete kurban gidiyor.





  • Tam tersi işsizlik artarak devam eder çünkü özel sektör 3 kişilik işi 2 kişiye yaptırdığı yetmezmiş gibi bunu bir kişiye nasıl düşürürüz diye her gün sayısız araştırma yapıyor bunun için adamlar tutuyor maliyetten kar nasıl ederiz hesapları içine giriyor.


    Gözünü para hırsı bürümüş patronlar ve maliyetten karı işçide arayan yöneticiler oldukça işsizlik azalmaz artar. Mülteci faktörünü saymıyorum bile.

  • Şimdi çok genel yazacağım...

    Evet edilebilir.Ama istemek lazım plan lazım.Ben olsam ne yapardım ? Öncelikle tüm üniversiteler ile karar alınırdı ortak olarak kontenjan belirlersin.Piyasa şirketleri ile ortak toplantı sonrası kontenjan belirlersin ihtiyaç neyse ona göre ayarlarsın.5 ihtiyac var 500 mezun var 1000 tane yeni mezun olacak.Ee bu durumda ne oluyor ? Yapacağım başka şey ise belli yaş aralıklarının işe girmesini sağlayacak yasa çıkartırım.30-40 yaş arası 2 kontenjan olmalı gibi.Neredeyse uygun olan her şirkete bunu yaptırırım,teşvik ederim.

    Bitmedi tabi.Ara meslek için okullar kurslar açılır.İmam Hatip ile birlikte maalesef meslek liselerini iyice düşürdü bu iktidar bunun acısını şu anda çekiyoruz.Ara eleman ihtiyacı yani !

    Diğer konu ise telefoncu dayıların "iş beğenmiyorlar "sözü.Evet iş beğenmemezlik var.Evet herkes iş bulacak diye bir şey yok.Evet işsizlik her yerde var.
    Ama ! Sen neredeyse tüm ilçelere üniversite açarsan,reklamlarını yaparsan,kontenjanları yükseltir,barajı düşürürsen 20 yaşındaki eleman doğal olarak "üniversite" hayatı yaşamak için gider.4 yıl sonra ise ben niye okudum o zaman diyerek her işe başvurmaz.Bu son derece doğaldır.Başvurduğun zamanda almıyorlar zaten ya o ayrı konu.Daha geçen hafta yine baraj düşürdü bu iktidar ! Komedi ya komedi ! Asgari ücret yüzdesi ve altında çalışan kişi yüzdesine hiç girmeyeyim şimdi.

    Telefoncu dayılar ne diyor ? Su sat limon sat.Askere yazıl bilmem ne bik bik bik ..Oldu herkes su satsın,herkes askere gitsin işsizlerin ! Ülke şartlarını halen 30 yıl önceki gibi görüyorlar.O zamana gidelim..Şu anda 60 yaşında olan adam 30 yaşında iken şartları nasıldı ? İş koşulları daha bol.Kendin bir şeyler yapsan imkan daha bol..Tarım yapsan imkan daha bol.30 yıl önce köyden gelen eleman ekmeğini taştan çıkartmak istediğinde bu imkan vardı.Dayılar bu zamanları kendi yaşadıklarını yaptıklarını bildiği için şimdi yapmayanları görünce ee gençlik tembel yaw diyor.Farkı algılayamıyorlar.Yine aynı dayılar amcalar birikimleri ile ev araba yazlık arsa alabiliyordu.Ve çoğu zaten böyle aldı.Memur birikimleri ile kooperatifler ile çünkü boş alan vardı ,yer vardı.Zaten o yüzden bu kadar rahatlar.Evleri arabaları yazlıkları var.Almışlar zamanında.Şimdi onların çocukları torunları hariç alabilen 2-3 yıldır yok ! Alamyacaklar,babadan anneden dededen ne kaldıysa o olacak artık.

    Bir diğer konu ise teknolojik,sosyal gelişim.20 yıl önce çok rahat bilgisayar dükkanı açıp iş yapıyorken şimdi 3 ayda kapatır gidersin.Neden ? Çünkü herkes ulaşabiliyor.Yine o dayıların gözünden örnek vereyim , zamanında bu kadar çok olan bir şey görmediler.Şimdi görüyorlar ve bunu AKP sayesinde sanıyorlar.Evet her yerde market var ,evet her yerde dükkan var.Çünkü şubeler çoğaldı ,bakkallar kapandı ,yaşam alanları açıldıkça bunların olması kadar doğal bir şey yok.Evet yırtık pırtık giyinen yok çünkü çocuk yırtık giyinmek yerine çok çok ucuza Aliepresden bile kıyafet getirtebilyor ! 20 yıl önce yamalı pantolonlar gömlekler modaydı ,doğaldı.Armalı falan yaptırır dolaşırdık.Şimdi öyle yok,kalmadı.Çünkü şartlar bu.ortam bu.Dünya değişiyor.Dayıların efem fakir yok elinde bilmem ne altında ayakkabı demesinin nedeni bu.Çünkü onlar çocukluklarında bez ayakkabılar ile delik deşik dolaşırlardı ,yoktu çünkü bu kadar bolluk.O dönem ayrı güzeldi ayrı kötüydü bu dönem ayrı..Her dönemi kendi içinde değerlendirmiyor bu millet.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • eyoruk E kullanıcısına yanıt

    Devamlı üniversite açıp fazla kontenjan sağlamanın bugüne kadar kimseye bir faydası olmadı, bundan sonra da olmayacak. Aslında gençlerin çoğu diploma istiyor. Ara eleman olmak isteyen yok. Zanaat erbabına, kalifiye işçiye teşvik var mıdır; o da tartışılır. Bunların topyekûn desteklenmesi gerekiyor. Hoş taşeron sistemi böyle örülmüşken nasıl olacak orası da muamma. Her şeyden önce sistemi düzeltmek lazım, öyle veya böyle süreç sancılı olsa bile yenisine adapte olmak lazım.


    Bunlara ek olarak nüfus politikasının çocuk sayısıyla belirlenmesinden dolayı kontrolsüz artış var. Önce bi' ekonomik özgürlüklere, kaynaklara ve imkanlara bakılması lazım. Tavşan değiliz ki devamlı yavrulayalım. Ha bir de eski kuşağın geçim sıkıntılarını çocuklara yaşatmama hikayesi var. Okutma baskısı esasen çok tehlikeli. Bu korumacı içgüdü çocuklara zamanla zarar verir. Hayat tekdüze bir işleyişten ibaret değil, düşe kalka öğrenmek lazım. Arada bi' sallanmak, silkelenmek sonra yukarıya ivmelenmek lazım.





  • 10 milyon civarı mülteci var,daha da geliyor
    Sigortasız,karın tokluğuna çalışıyorlar
    He he işsizlik minimalize edilir

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Bunu herkes biliyor. Yapıcı çözüm önerisi ne olabilir, mesele bu. Yoksa kapatıp gidelim mi?

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Devridünya kullanıcısına yanıt
    Fayda oldu.Yandaşlara fayda oldu kadrolar doldu.Yandaş esnafa oldu cepleri doldu.

    Ara eleman olmak isteyen olmayabilir.Sen devlet olarak teşvik edeceksin.Biizm insanımız gösterişi lüks yaşamı sever.Kolay yoldan her şeyi çözmeye çalışır.Senin bunu dengelemen lazım devlet olarak.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • İşsizliğin nedeni devleti ele geçiren bir grubun kendi refahını artırmanın ve iktidarı devam ettirmenin yolu olarak vergileri devamlı artırmada , ülkeyi devamlı borçlandırmada görmesidir

    Çok yüksek ve uzun vadeli borçlanma olmasa iktidarlar vergileri bu kadar artıramazlar . Yüksek vergi işsizliğin de bir diğer nedenidir (Amerika'da ve Almanya'da yüksek vergi var ama orda zenginleşmeden sonra vergiler artmıştır)

    İşsizliği azaltmanın formülü işsizlerin, işverenlerin, özel sektördekilerin ,düşük maaşlı emekliler ile torpille gelmeyen memurların çoğunluğu ele gecirmesine bağlıdır. Yoksa ne bugünkü iktidar nede şimdiki ekonomik sistemi savunan ana muhalefet işsizliği azaltamaz.

    İşsizlik kamu çalışanı-emekli sayısını artırarak azalmaz tam tersine memurun emeklinin maaşını ödeyen özel sektörün güçlenmesiyle azalır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 28 Ağustos 2021; 18:0:49 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hizmet sektöründeki özellikle kamudaki insan fazlalığı hususunda gönülden katılıyorum. 3 kişinin yapacağı iş, 10 kişiye devredilmiş durumda ama sonuç olarak iş yine bitmiyor. Başka ülkelerde böyle bi’ durum söz konusu bile değil.

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Normalde 10 milyon mülteci de dahil edilebilir %5 altı yani. Ama bu hükümet ile olmaz, bunların öyle bir vizyonu ve görüşü yok.

  • Bu coğrafyadaki bir grup insan hazıra çok alıştı. Hap bilgi istiyor. Hazır para istiyor. Emek vermek, çalışmak, öğrenmek ağır geliyor. Kolay her zaman cezbediyor yani… Bu da olayların başka bir yönden psikolojik boyutu olarak düşünülebilir.

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.