Şimdi Ara

Japonlar Neden? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
44
Cevap
0
Favori
1.560
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hem ülkenin ürettiği makinelri almak için utanmadan sıraya girerler hemde adamları genetik hasta ilan ederler :) sen japonlara kurban ol be faydasız..

    Hangi ülke neyi üretirse o ülkede o şey çok olur ve haliyle kullanılır zaten en başta kullanmak onların hakkdır, tabi bizim gibi kendi halkına kota koyan yabancıya ucuz kendi halkını sömüren ülkelerde bu durum farklı olur...
  • Çok güzel konu olmuş, ilk mesajlarda isyan var resmen
  • quote:

    Orijinalden alıntı: The@Thing

    Sen japon'sun zeki adamsın,güçlerimizi birleştirebiliriz.

    Goradan efsane sahne
    Kanka ben mehmet zeytinburnu çocuğuyum orda çalışıyorum...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: seboist64

    quote:

    Orijinalden alıntı: The@Thing

    Sen japon'sun zeki adamsın,güçlerimizi birleştirebiliriz.

    Goradan efsane sahne
    Kanka ben mehmet zeytinburnu çocuğuyum orda çalışıyorum...





  • quote:

    Orijinalden alıntı: ozturert

    Bence "evet arkadaslar" diye baslayan mesajlar otomatik olarak Konu Disi'na atilsin

    katılıyorum

    "Taş-kuyu meselesi", kaptırdık gidiyoruz


    @bipekkan; sana hak vermemek mümkün değil ( her ne kadar benim genel konuştuğumu düşünmeden bir yargıya varsan da)

    Onu bunu bilmemde bu ülkede ( her devirde ) çok kolay adam harcanıyor, yüz yıllardır. Her halde kanımızda var çekememezlik, hep ben haklıyımcılık, birlikte (ortak ülke menfaati noktasında) beraber çalışamıyoruz. Başka ülkeler bunu çok iyi becerirken biz niye yapamıyoruz onu bir türlü anlamıyorum. Bu gibi konuşmalar yapılırken "cehennemde kazana atılan Türkler" ile ilgili bir fıkra geliyor hemen aklıma. Yakın ve uzak tarihi okurum ve merakımda vardır. Hatta dünya tarihine de meraklıyımdır. Benim şu ana kadar okuduklarım sonrasında vardığım nokta şu Türkiye için: " Türkiye de gerek siyasi üstünlük, gerekse de askeri üstünlük olsun veya dış güçlerin verdiği destekle sağlanmış bir üstünlük olsun, bu üstünlüğü ele geçiren , gücü kendinde hisseden hemen kendi fikrine zıt toplulukları sindirmeye çalışmış. Bir türlü beraber " ülke menfaati adına " çalışmanın formülünü bulamamışız. Atatürk bunu kısa süre için yapmaya çalışmış ama onunda etrafındakiler bunun olmasını engellemişler. Zorlayıcı her unsur tarihte hep düşman toplamıştır. Bizde kurulan sistemlerde zorlayıcı unsurlar çok fazla. Dünyada, diğer ülkelerde de zorlayıcı unsurlar var ama özgürlük yolları da katlarıyla daha fazla açık. Bizde vatandaş vergi kaçırayım diye uğraşırken devlette yakaladığını öpmenin gayretinde. İşin özü hiç bir uygulamamızda bir homojinite, bir kesinlik, bir uygulanabilirlik yok. Ya devletin adamı olursun faydalanırsın, ya karşısına geçersin yıpranırsın. beceremiyoruz beraberce ortak payda da ülke menfaati için bir şeyler yapmayı işte.

    Belki bizim çocuklarımız bu işi becerir.




  • Aslında ekonomik boyuttan öte, kültür ve alışkanlık bence asıl sebep.
    "Japonlar gibi foto çekmek" yeni bir şey değil. Dijital döneme geçilmeden önce var olmuş bir kavram bu. Japonların hayatlarında önemli bir şey gittikleri yerleri, yaşadıkları deneyimleri fotoğraflamak.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bipekkan

    @X Files,
    "Hem tembeliz, hem şikayet edip, eleştiririz. Yok atı alan bilmem nereye gidiyor muş, falan mış filan mış, inşaatta bekçilik yapıyor (muş). Bir cumhurbaşkanının yine kardeşi bu ülkede simit sattı."
    Kıymetli arkadaşım.
    Yukarıdaki sözleriniz bana ise, ve ben bu ülkeyi eleştiriyor yada siyaset yapıyor gibi algılanıyorsa, aslında hakkıyla yapacağım eleştiriler 7-8 cilt tutar. Bu ülkede, bu ülkenin sillesini (her ne kadar silivri auschwitz ' tekiler kadar olmasada) en çok yemiş belki 3-5.000 kişiden biriyim. Bu ülkeninin 1.500.000 (Milyon) DM' nı bir yabancı şirkete kaptırmayacağız diye tamı tamamına (1992-2011) arası 19 yıl yargıda süründürülmüşüz. Hukuk sistemimizin rezilliğini (üstelik o tarihlerde, bu günkü kadar da rezil değildi) görüp kendi avukatlığımızı kendimiz yaptıkta paçamızı anca kurtarabildik.
    Sonuç: Genç yaşta (48) KAH-Diabet-HT hastalıkları bu ülke ve sisteminin bana hediyesi oldu.
    Bu nedenle, asla bana bu ülkede neyin ne olup olmadığını anlatmayın.
    Eğer milletçe tembelsek ki tembel de değiliz, sadece fazla üç kağıtçıyız, bunu suçu tembellerin mi, yoksa 1950 den bu yana her geçen yıl yozlaştırılan, hatta adeta ırzına geçilen sistemin dolayısıyla toplumu yönetenlerin yarattığı pislik mi?
    Eğer ülkenin işsizi bol, çalışanında %75' i bir lokma kuru ekmeğe mahkum ediliyorsa, gıkı çıkan anında kapıya konuyorsa, bu çalışanın mı, yoksa yaratılan ve gittikçe yozlaşan sistemin pisliği mi?,
    Eğer bir ülkede "the" maliye bakanı "emekli çok para alıyor" diyebiliyorsa, bunun suçu emeklinin mi, yoksa Uranüs'ten gelip bu ülkede de yaşamayan ama hasbel kader bu ülkeye yöneten olmuş iki ayaklı ama çift toynaklıların garabeti mi?
    Ve daha onlarca gerçek.....
    Ha, eğer bu sistemi yaratanda, yönetenleride seçen biziz derseniz, o da çok doğrudur. Hep birlikte Aziz Nesin' i haklı çıkarmak için el birliği ile çalışıyoruz.... derim.
    Şunu da açıkçası anlayamıyorum, 1 liralık benzin, vatandaşa 4.5 TL' ye kakalanırken, Caponun 25 dolara dometes yediğini örnek gösterip eleştiremiyecekmiyiz? Üstelik Capon' un bizim kadar petrolü de, o domatesi, karpuzu yetiştirecek doğru dürüst toprağı da yokken.
    Bir başka arkadaşımız:
    "Yaşlıların bir kısmına sorun Amerika nedir, Avrupa nedir bir fikri yoktur."
    Peki, bu sistemin yetiştirdiği yeni yetme hemi de tuzu kuru gençlerin bir fikri var mı? TV' de, üstelik İstanbul' da, üstelik kılık kıyafete bakarsanız cebi delik takımından da değil. Bırakın Amarika-Avrupa'yı Bizim Cumhurbaşkanı' nın adını bilmiyor. Amerikalıya da sorsanız Başkan' ın adını bilmeyebilir ama bilememe versiyonları çok farklı.
    "Halk olarak tembel olursan benzinide pahalıya alırsın, makinayıda pahalıya alırsın." ACABA? "Halk" kelimesinin gerçek anlamını hiç merak ettiniz mi? Sorduğum "public, communal, popular, folk" gibi yabancı dil yoluyla yakıştırma ve saptırma yollu yapılan karşılıkları kastetmiyorum. Bir sözlük, gerçek anlamını o kadar "zarif" bir şekilde açıklamış ki....
    "aydınların dışında kalan topluluk"
    Hadi, ben bu dört zarif kelimeyi Türkçe' de tek bir kelime ile açıklamayayım, ayıp olur. Anlatmak istediğim, ana sorun "HALK" değil, "VATANDAŞ"olabilmek. "Vatandaş" olursak hakkımızı da ararız ve söke söke alırız, emeğimizin kıymetini de biliriz, eleştiririz de, benzini 2 TL' ye de alırız, Capon gibi 25 dolara domates yemez, domatesi 25 krş'a yeriz, paranın kıymetine göre şimdi 1500 TL' ye alamadığımız makinayı 600 TL' ye alırız. Fiyat düşmesin diye ton' larca dometesi denize döken KABZIMALI' da ipe çeker, ona, buna hele hele yönetimlere de KUL-KÖLE olmayız, "Buna da Şükür" cümlesi aklımıza bile gelmez, Hiç bir yönetimde Vatandaşı "Kümesteki yolunacak KAZ gibi görmez, göremez"
    Eğer "HALK" sak ve aradan geçen 89 yıla rağmen "HALK" yada bir sultanın"TEBA" sı olmakta ısrarlıysak, bilindik, şekil "A" daki gibi bir toplum olmaya devam ederiz.
    Unuttum, bir tek hak verdiğim şu cümle.... "Diyorum ya batmadığımıza şükredelim böyle bir ülkede." Biz şükür etmesine edelimde ama gerçeğide bilelim." Birileri emir verir, hiç merak etmeyin, ülke tam batacakken ya IMF, ya Dünya Bankası bazende bazı Vakıflar araya girer, bu ülkeyi mutlaka ama mutlaka batmaktan kurtarırlar"
    Faturayı da Türkiye Halkı (!) öder.
    Bir İngiliz Dış İşleri Bakanın yıllar önce Tüğrkiye' nin sahip olduğu çok zengin Bor, Toryum, Osmiyum madenleri dolayısıyla Bükreşte yapılan bir toplantıda dile getirdiği gibi,
    "Türkiye, Türklere bırakılamayacak kadar önemli ve zengin bir ülkedir"
    Aynı benzer vecize, (!) daha yakın bir zamanda Mehmet Ali Birand'a Viyana'da bir seminerde Gazeteci Cüneyt Ülsever'in yanında da söylenmiştir.
    (Not:Bu sözün M.Ali Birant tarafından söylendiği iddia edilirse de, Cüneyt Ülsever kendi köşesinde bu lafın yabancı gazeteciler tarafından, yanında M.Ali Birant'a söylendiğini açıklamıştır. Lafın kaynağı ise, o İngiliz Dış İşleri Bakanıdır)
    IMF-Dünya Bankası-Vakıflar, ne güzel çakışıyor değil mi?

    Konunun yeri değil. Yani bölüm bu konuların yeri değil.

    Benim eleştirilerim, ben dahil, siz dahil herkese. Kimseyi ayırt etmeden söyledim. Askerde bir mantık vardır. Tekmil verirken, çok bağırsan dahi senden daha çok ses çıkar der seni zorlarlar. Az bağırsan da daha fazlası için uğraşırlar. Şikayet edecek hakkı kendinde bulacaklar varsa sadece Çanakkale gibi yerde daha eline kadın eli değmemiş, bıyığı terlememiş kişilerdir. Kusura bakma, hasta oldum 19 senedir veya 19 gündür uğraşıyorum demek yetmez.

    Türkiye'de bir süreçten geçiyor dünya da. Rahat yaşayan kimse yok. Ya hayatımızı fedakarca harcayacağız ömrümüzün yettiği kadar yada arazide bir ot olmaya devam edeceğiz. Bunun ortası yok.

    Bende 34 yaşındayım. 18 yaşında siyasetin içerisindeydim. 2 defa kendi işimi batırdım, iflas ettim. Şu an 2 yerel gazetede yazıyorum. Bir üniversite öğrenci derneğine destek olmaya çalışıyorum. Bir kaç tane derneğe üyeyim. Aktif görev alıyorum. Eve daha yeni geldim ve bu saate kadar eğlence de değildim, kendi cebimi doldurma derdinde de değilim. F16 similatörü yapan birkaç kişiye danışmanlık yapıyorum bazı konularda. Bir dönem bu sitede bile genel yöneticilik yaptım. 2 milyon sayfanın üzerinde çeşitli şeyler okudum. Kanserden dolayı 1. derecede yakınlarımı kaybettim. Kullandığım arabaya çarptılar, aracım pert oldu, yani ciddi kaza geçirdim. Yeri geldi açta gezdim, açıkta da yattım.

    Mutlak herkes bir şeyler yaşamıştır. Dediğim gibi, bölüm bunları konuşmaya uygun değil. Aksi halde benim daha söyleyecek çok sözüm var. Ancak tepkim bir şeyler yaşadığımızda yaşadıklarımızdan daha fazlasını yaşayan ve şikayet etmeyen insanlar olduğu için şikayet etmeye kendimde hak görmüyorum. Biliyorum ki, bir yerlerde daha fazla fedakarlık yapan çok insan var. Biliyorum ki, burada fotoğraf çekemiyor diye hakir gördüğümüz o insanların bizden daha fazla yaşamışlıkları var.

    Sadece insanların hakir görülmesi ve kat ve kat bizden daha kötü durumda olanlar olmasına rağmen şikayet edilmesi hoşuma gitmiyor. Yok Japonlar şöyleymiş, böyleymiş... Eleştirilecek noktamız, düşünce şikayet etmeden kalkmaktansa, düşünce tembellikten birilerinin bizi kaldırmasını beklemek. Yoksa itiliyoruz, düşürülüyoruz, buna zaten sözüm yok.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mesincır


    Makina var o yüzden. Eline çekiç alan çivi çakacak yer ararmış.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: mesincır


    Makina var o yüzden. Eline çekiç alan çivi çakacak yer ararmış.

    iyiymiş
  • quote:

    Orijinalden alıntı: SworderDante

    Ne ikiyüzlü insanlarız be Japona , Capon deyip dalga geçeriz bir İngiliz "Geçen yılbaşı sizden bir parça yedim" deyince de kızarız ya Capon demeyin yada bir İngiliz bizden bir parça yiyince kızmayın.
    Ayrıca Japonlara bunu demekte olmuyor birçok japonla tanıştım hiç biri böyle değil aksine bizden daha az teknolojiye bağlılar biz sürekli yeni telefon isteriz adam bozulmadan almıyor.Standart bir Türk Kezbanı yada Türk Ergeni Sizin o dalga geçtiğiniz japonlardan daha fazla dandik fotoğraf çekiyor.Ellerinde aypon günde 240fotoğraf çekip facebooka koyuyorlar ve hepsinede beğeni istiyorlar.Japonlarda da çok çekenler vardır elbet ama Türkiyede bu sayının daha fazla olacağına emin olabilirsiniz.
    Siz buraya Turist olarak gelen Japonlardan bahsediyorsanız normaldir ben bile Tatile gittiğimde onlarca fotoğraf çekmiştim sonuçta bir daha gitme ihtimalim az.

    Bir milleti karalamak hemen fişlemek ne kolay geliyor "Japonlar otun bokun fotoğrafını çeken görgüsüzler" diye laf yapıştırın sonra bir yabancı "Siz barbarsınız Hala deveye binip fes takıyorsunuz" diyince kızın ya fişlemeyeceksin yada fişlenince kızmayacaksın bu ve bunun gibi iki yüzlülük yapanları kınıyorum.

    sayin, Mr. SworderDante


    bildigimiz bi sey var ki, bu tarz bi benzetme yaparak dikkat cekmeye calistim.. bi cok ulkede bulundum, gercekten de bunlar her boku ( bu kelimeyi bi toplumu kotuleme veya asagilama veya hakarette bulunma niyetinde soylemedim) cekiyorlar... bir cok arkadasimla da bunu istisare etme imkani bulundum...

    cevabi ise sudur... ( ki basligi bilerek actim, cevabi zaten biliyordum )

    Her Japon'un yılda 2 kez yurtdışına çıkması mecburiymiş. Ancak Japonlar'ın gittikleri her ülkede fotoğraf çekmeleri de zorunluymuş!

    Yüzbinlerce insanın çektiği milyonlarca fotoğraf, devletin sırf bunun için kurulmuş bi biriminde incelenip arşivleniyomuş.

    Meğer adamlar giyimden kuşama, alet edavattan binalara kadar her şeyin fotoğrafını çekip son trendleri, eksikleri gedikleri inceleyerek ona göre teknoloji üretiyolarmış.

    Biz Turklerde fotograflari cekip, facebook veya orda burda paylasarak uzerinde gereksiz yorumlar yaparak zamanimizi bosa harcamaktan baska da pek bisey bilmiyoruz.. ( sozum geneli kapsamaz.)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ozturert

    Bence "evet arkadaslar" diye baslayan mesajlar otomatik olarak Konu Disi'na atilsin

    bilginize sunuyorum.. genel kulturunuz artsin..! ( baslik laf olsun diye acilmamistir)


    Her Japon'un yılda 2 kez yurtdışına çıkması mecburiymiş. Ancak Japonlar'ın gittikleri her ülkede fotoğraf çekmeleri de zorunluymuş!

    Yüzbinlerce insanın çektiği milyonlarca fotoğraf, devletin sırf bunun için kurulmuş bi biriminde incelenip arşivleniyomuş.

    Meğer adamlar giyimden kuşama, alet edavattan binalara kadar her şeyin fotoğrafını çekip son trendleri, eksikleri gedikleri inceleyerek ona göre teknoloji üretiyolarmış.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: a.f.y.

    quote:

    Orijinalden alıntı: ozturert

    Bence "evet arkadaslar" diye baslayan mesajlar otomatik olarak Konu Disi'na atilsin

    katılıyorum

    "Taş-kuyu meselesi", kaptırdık gidiyoruz


    @bipekkan; sana hak vermemek mümkün değil ( her ne kadar benim genel konuştuğumu düşünmeden bir yargıya varsan da)

    Onu bunu bilmemde bu ülkede ( her devirde ) çok kolay adam harcanıyor, yüz yıllardır. Her halde kanımızda var çekememezlik, hep ben haklıyımcılık, birlikte (ortak ülke menfaati noktasında) beraber çalışamıyoruz. Başka ülkeler bunu çok iyi becerirken biz niye yapamıyoruz onu bir türlü anlamıyorum. Bu gibi konuşmalar yapılırken "cehennemde kazana atılan Türkler" ile ilgili bir fıkra geliyor hemen aklıma. Yakın ve uzak tarihi okurum ve merakımda vardır. Hatta dünya tarihine de meraklıyımdır. Benim şu ana kadar okuduklarım sonrasında vardığım nokta şu Türkiye için: " Türkiye de gerek siyasi üstünlük, gerekse de askeri üstünlük olsun veya dış güçlerin verdiği destekle sağlanmış bir üstünlük olsun, bu üstünlüğü ele geçiren , gücü kendinde hisseden hemen kendi fikrine zıt toplulukları sindirmeye çalışmış. Bir türlü beraber " ülke menfaati adına " çalışmanın formülünü bulamamışız. Atatürk bunu kısa süre için yapmaya çalışmış ama onunda etrafındakiler bunun olmasını engellemişler. Zorlayıcı her unsur tarihte hep düşman toplamıştır. Bizde kurulan sistemlerde zorlayıcı unsurlar çok fazla. Dünyada, diğer ülkelerde de zorlayıcı unsurlar var ama özgürlük yolları da katlarıyla daha fazla açık. Bizde vatandaş vergi kaçırayım diye uğraşırken devlette yakaladığını öpmenin gayretinde. İşin özü hiç bir uygulamamızda bir homojinite, bir kesinlik, bir uygulanabilirlik yok. Ya devletin adamı olursun faydalanırsın, ya karşısına geçersin yıpranırsın. beceremiyoruz beraberce ortak payda da ülke menfaati için bir şeyler yapmayı işte.

    Belki bizim çocuklarımız bu işi becerir.



    size de gelsin...

    bilginize sunuyorum.. genel kulturunuz artsin..! ( baslik laf olsun diye acilmamistir)


    Her Japon'un yılda 2 kez yurtdışına çıkması mecburiymiş. Ancak Japonlar'ın gittikleri her ülkede fotoğraf çekmeleri de zorunluymuş!

    Yüzbinlerce insanın çektiği milyonlarca fotoğraf, devletin sırf bunun için kurulmuş bi biriminde incelenip arşivleniyomuş.

    Meğer adamlar giyimden kuşama, alet edavattan binalara kadar her şeyin fotoğrafını çekip son trendleri, eksikleri gedikleri inceleyerek ona göre teknoloji üretiyolarmış.




  • Her Japon'un yılda 2 kez yurtdışına çıkması mecburiymiş. Ancak Japonlar'ın gittikleri her ülkede fotoğraf çekmeleri de zorunluymuş!

    Yüzbinlerce insanın çektiği milyonlarca fotoğraf, devletin sırf bunun için kurulmuş bi biriminde incelenip arşivleniyomuş.

    Meğer adamlar giyimden kuşama, alet edavattan binalara kadar her şeyin fotoğrafını çekip son trendleri, eksikleri gedikleri inceleyerek ona göre teknoloji üretiyolarmış.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Luma

    quote:

    Orijinalden alıntı: ozturert

    Bence "evet arkadaslar" diye baslayan mesajlar otomatik olarak Konu Disi'na atilsin

    bilginize sunuyorum.. genel kulturunuz artsin..! ( baslik laf olsun diye acilmamistir)


    Her Japon'un yılda 2 kez yurtdışına çıkması mecburiymiş. Ancak Japonlar'ın gittikleri her ülkede fotoğraf çekmeleri de zorunluymuş!

    Yüzbinlerce insanın çektiği milyonlarca fotoğraf, devletin sırf bunun için kurulmuş bi biriminde incelenip arşivleniyomuş.

    Meğer adamlar giyimden kuşama, alet edavattan binalara kadar her şeyin fotoğrafını çekip son trendleri, eksikleri gedikleri inceleyerek ona göre teknoloji üretiyolarmış.

    Sehir efsanesi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: SworderDante

    quote:

    Orijinalden alıntı: Luma

    quote:

    Orijinalden alıntı: SworderDante

    Ne ikiyüzlü insanlarız be Japona , Capon deyip dalga geçeriz bir İngiliz "Geçen yılbaşı sizden bir parça yedim" deyince de kızarız ya Capon demeyin yada bir İngiliz bizden bir parça yiyince kızmayın.
    Ayrıca Japonlara bunu demekte olmuyor birçok japonla tanıştım hiç biri böyle değil aksine bizden daha az teknolojiye bağlılar biz sürekli yeni telefon isteriz adam bozulmadan almıyor.Standart bir Türk Kezbanı yada Türk Ergeni Sizin o dalga geçtiğiniz japonlardan daha fazla dandik fotoğraf çekiyor.Ellerinde aypon günde 240fotoğraf çekip facebooka koyuyorlar ve hepsinede beğeni istiyorlar.Japonlarda da çok çekenler vardır elbet ama Türkiyede bu sayının daha fazla olacağına emin olabilirsiniz.
    Siz buraya Turist olarak gelen Japonlardan bahsediyorsanız normaldir ben bile Tatile gittiğimde onlarca fotoğraf çekmiştim sonuçta bir daha gitme ihtimalim az.

    Bir milleti karalamak hemen fişlemek ne kolay geliyor "Japonlar otun bokun fotoğrafını çeken görgüsüzler" diye laf yapıştırın sonra bir yabancı "Siz barbarsınız Hala deveye binip fes takıyorsunuz" diyince kızın ya fişlemeyeceksin yada fişlenince kızmayacaksın bu ve bunun gibi iki yüzlülük yapanları kınıyorum.

    sayin, Mr. SworderDante


    bildigimiz bi sey var ki, bu tarz bi benzetme yaparak dikkat cekmeye calistim.. bi cok ulkede bulundum, gercekten de bunlar her boku ( bu kelimeyi bi toplumu kotuleme veya asagilama veya hakarette bulunma niyetinde soylemedim) cekiyorlar... bir cok arkadasimla da bunu istisare etme imkani bulundum...

    cevabi ise sudur... ( ki basligi bilerek actim, cevabi zaten biliyordum )

    Her Japon'un yılda 2 kez yurtdışına çıkması mecburiymiş. Ancak Japonlar'ın gittikleri her ülkede fotoğraf çekmeleri de zorunluymuş!

    Yüzbinlerce insanın çektiği milyonlarca fotoğraf, devletin sırf bunun için kurulmuş bi biriminde incelenip arşivleniyomuş.

    Meğer adamlar giyimden kuşama, alet edavattan binalara kadar her şeyin fotoğrafını çekip son trendleri, eksikleri gedikleri inceleyerek ona göre teknoloji üretiyolarmış.

    Biz Turklerde fotograflari cekip, facebook veya orda burda paylasarak uzerinde gereksiz yorumlar yaparak zamanimizi bosa harcamaktan baska da pek bisey bilmiyoruz.. ( sozum geneli kapsamaz.)

    Onlarca Japonla tanıştım Japon kız arkadaşım oldu Japon buluşmalarına gittim bana bu şehir efsanelerini git ilk okulda anlat.
    Senin nasıl bir kafa yapın varda bunu uydurdun hatta uyduracak kadar zekan olduğuna bile inanmıyorum biryerden bulup kopyalamışsınızdır sizde bu saçmalığı yaratacak bile zeka yoktur kesin.
    Japonlarda Yılda 2 kere Yurt dışına çıkmak mecburi , Amerikanlar 14yaşında sevişmeye başlıyor , Tayland da 9 yaşında kadın satın alabiliyoruz , Afrikada insanlar hala üstü çıplak geziyor , Türkler barbar özel günlerde canlı tavşanı elleri ile öldürüp pişirmeden yiyorlar sence bunların hepsi doğru dimi ?

    uslubumu sizin icin bozamam..!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Luma

    quote:

    Orijinalden alıntı: a.f.y.

    quote:

    Orijinalden alıntı: ozturert

    Bence "evet arkadaslar" diye baslayan mesajlar otomatik olarak Konu Disi'na atilsin

    katılıyorum

    "Taş-kuyu meselesi", kaptırdık gidiyoruz


    @bipekkan; sana hak vermemek mümkün değil ( her ne kadar benim genel konuştuğumu düşünmeden bir yargıya varsan da)

    Onu bunu bilmemde bu ülkede ( her devirde ) çok kolay adam harcanıyor, yüz yıllardır. Her halde kanımızda var çekememezlik, hep ben haklıyımcılık, birlikte (ortak ülke menfaati noktasında) beraber çalışamıyoruz. Başka ülkeler bunu çok iyi becerirken biz niye yapamıyoruz onu bir türlü anlamıyorum. Bu gibi konuşmalar yapılırken "cehennemde kazana atılan Türkler" ile ilgili bir fıkra geliyor hemen aklıma. Yakın ve uzak tarihi okurum ve merakımda vardır. Hatta dünya tarihine de meraklıyımdır. Benim şu ana kadar okuduklarım sonrasında vardığım nokta şu Türkiye için: " Türkiye de gerek siyasi üstünlük, gerekse de askeri üstünlük olsun veya dış güçlerin verdiği destekle sağlanmış bir üstünlük olsun, bu üstünlüğü ele geçiren , gücü kendinde hisseden hemen kendi fikrine zıt toplulukları sindirmeye çalışmış. Bir türlü beraber " ülke menfaati adına " çalışmanın formülünü bulamamışız. Atatürk bunu kısa süre için yapmaya çalışmış ama onunda etrafındakiler bunun olmasını engellemişler. Zorlayıcı her unsur tarihte hep düşman toplamıştır. Bizde kurulan sistemlerde zorlayıcı unsurlar çok fazla. Dünyada, diğer ülkelerde de zorlayıcı unsurlar var ama özgürlük yolları da katlarıyla daha fazla açık. Bizde vatandaş vergi kaçırayım diye uğraşırken devlette yakaladığını öpmenin gayretinde. İşin özü hiç bir uygulamamızda bir homojinite, bir kesinlik, bir uygulanabilirlik yok. Ya devletin adamı olursun faydalanırsın, ya karşısına geçersin yıpranırsın. beceremiyoruz beraberce ortak payda da ülke menfaati için bir şeyler yapmayı işte.

    Belki bizim çocuklarımız bu işi becerir.



    size de gelsin...

    bilginize sunuyorum.. genel kulturunuz artsin..! ( baslik laf olsun diye acilmamistir)


    Her Japon'un yılda 2 kez yurtdışına çıkması mecburiymiş. Ancak Japonlar'ın gittikleri her ülkede fotoğraf çekmeleri de zorunluymuş!

    Yüzbinlerce insanın çektiği milyonlarca fotoğraf, devletin sırf bunun için kurulmuş bi biriminde incelenip arşivleniyomuş.

    Meğer adamlar giyimden kuşama, alet edavattan binalara kadar her şeyin fotoğrafını çekip son trendleri, eksikleri gedikleri inceleyerek ona göre teknoloji üretiyolarmış.



    Bende senin argo kültürün artsın diye bir şeyler söylemek isterdim ama neyse şimdi ceza yemeyelim durup dururken.




  • Ulke olarak biraz okusak keske, fanatiklikten kavga kulturunden uzaklasip medeniyete dogru adim atsak ama zor gibi...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: skylineGTR_34

    Ulke olarak biraz okusak keske, fanatiklikten kavga kulturunden uzaklasip medeniyete dogru adim atsak ama zor gibi...

    hay ağzınla bin yaşa



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Luma -- 13 Ocak 2013; 2:33:06 >
  • Çünkü Japonlar eline çivi alan çakacak yer bulmuş...
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.