Şimdi Ara

kadınlara değeri en fazla veren inanç hangisidir

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
25
Cevap
0
Favori
926
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • islam olmadığına eminim

    belli başlı ayetler var bu konuda

    yahudilik ve hiristiyanlık islamdan berbat

    bildiğim kadarı ile



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tekcan heper -- 9 Eylül 2016; 15:40:36 >



  • Feminizm inancı.
  • Insan haklari evrensel beyannamesi.
    Insan akli ile olusturulan, tartisilabilen ve mantikli dayanagi olan yasalar.
  • islam.
  • ortak akıl hangi inancta onu bulsak
    Sorunun cevabı bulunur
  • İslam kadına hakettiģi değeri vermiştir
  • Insan haklari beyannamesi kendilerine isliyor. Kendi ulkelerinin cikarlari icin gidip bir ulkede ic savas cikarip sonra orayi isgal edip kadinlara tecavuz ediyorlar. Silah satmak icin ic savas cikariyorlar.

    "Kendi ulkelerinin cikarlarini ve vatandaslarini koruma beyannamesi"
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-C302EA147

    Insan haklari beyannamesi kendilerine isliyor. Kendi ulkelerinin cikarlari icin gidip bir ulkede ic savas cikarip sonra orayi isgal edip kadinlara tecavuz ediyorlar. Silah satmak icin ic savas cikariyorlar.

    "Kendi ulkelerinin cikarlarini ve vatandaslarini koruma beyannamesi"
    dinlerin olduğu çağlarda kadının modern yaşamda bir söz hakkı yoktu. o yüzden din ve kadın hakkı yan yana gelmesi mümkün olmayan iki kavramdır. kadınların hakları günümüzde kanunlarla sağlanmaya çalışılıyor. ne kadar işe yarıyor şüpheli tabii.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    Insan haklari beyannamesi kendilerine isliyor. Kendi ulkelerinin cikarlari icin gidip bir ulkede ic savas cikarip sonra orayi isgal edip kadinlara tecavuz ediyorlar. Silah satmak icin ic savas cikariyorlar.

    "Kendi ulkelerinin cikarlarini ve vatandaslarini koruma beyannamesi"


    Gerçek insan hakları beyannamesi bu değil
  • quote:

    Orijinalden alıntı: otofaresi mahsun

    dinlerin olduğu çağlarda kadının modern yaşamda bir söz hakkı yoktu. o yüzden din ve kadın hakkı yan yana gelmesi mümkün olmayan iki kavramdır. kadınların hakları günümüzde kanunlarla sağlanmaya çalışılıyor. ne kadar işe yarıyor şüpheli tabii.

    Alıntıları Göster
    Eski Turklerde baya baya vardi. Butun dunyayi Arap zannetmeyelim.
  • Lews Therin Telamon kullanıcısına yanıt
    Aynen, oyle bir sey olamazda.
  • Din olarak bilmem fakat mezhep olarak Alevilikte kadın-erkek ayrımı olmadığını, erkeğe ve kadına eşit şekilde bakıldığını, eşit şekilde görüldüklerini, kadına karşı hiç bir şiddet, kötü söz, incitme, hakaret vs. olmadığını düşünüyorum...
  • Periah kullanıcısına yanıt
    eski türklerde din, yaşamın önüne geçmemiştir. göktanrı inancı vardır. göktanrı inancı yaşantı kurallarını net bir şekilde çizmiş bir din değildir. sadece insanın bir şeye inanma isteğini tatmin eden yaşayışı şekillendiren bir dindir.

    mesela islamda kadın başından, ayak bileğine kadar örtünmeli der ama erkek 40cm şortla, kolları bacakları açıkta gezebilir. kurallar çok net bir şekilde çizilmiştir. göktanrıda din yaşantıyı belirlemez. o yüzden göktanrı inancıyla yönetilen eski türklerdeki kadın-erkek ilişkilerini düşünerek, eski türk inanışındaki dinde kadın-erkek eşittir demek doğru değil. ortaasya türklerinde kadın, hayatta erkek kadar söz sahibi demek doğrudur. dini hiç bulaştırmamak lazım bu yoruma.
  • Periah kullanıcısına yanıt
    Aynen öyle
  • Zeus
  • kapitalizm
  • Perceptron kullanıcısına yanıt
  • Xabze'dir. Fakat bu inanc degil de ahlak sistemi gibi bir sey. Yazili bir eser de degil, tamamen sozlu bir kultur. Cerkesler'in gunluk edep ve adabina yonelik bir kultur.

    Inanc sistemi olarak tutacaksak, muhtemelen paganizmdir.
  • ne olduysa artık RealW uzaklaştırılmakla kalmamış kullanıcı adı bile silinmiş forumdan
  • Bunu ilahi kokende aramak her zaman mümkün olmayabilir. zira insan ilahi emri anlamış olsa da ilahi kavramın dediği gibi demiş olma haline duçar olabilir.



    Mesela kitabullah bizim yaşamamız için gonderilmiş diyelim. İncil ve tevratta böyle olsun. O zaman ilahi katın biz dışındaki hukmu denen şeyin mevcudiyeti de ortaya çıkar.



    Yani ilahi kavram bir şey söylemiştir ancak bu bize soylenendir. Peki kendisiyle olan munasebeti nasıldır? Bu açıdan kitap varsa ve kabul edilmişse bir de mevcudiyeti bilinen ancak gorulmeyen duyulmayan bizim tanımlamamıza göre kitabi olmayan başka bir kitap daha olmalıdır diye duşunulur. Kitapların anası levhi mahfuz ummul kitap zikr hikmet vs isimlerde anılması muhtel ana kaynak olsa daha fazlası da var denecek ayetler mevcut olmalı ki kitabullah bunu gizlemiyor.



    Onun sözler bitmezden evvel dünyanın denizi murekkep ağacı kalem olsa bunlar tukenirdi denmiş. Bu açıdan bana göre bir ana kaynak olsa dahi apayrı olan bir kitabın varlığı mevcut olmalı.



    Bu açıdan kitabi olarak kadına değer verme olçutu tartışılacaksa ve kitabı tahrif etme olgusuyla bir arada anılacaksa bence kitabi manada oluşmayan bir sistem ya da ekol daha anlamlıdır.



    Esasen bence insandan istenen şey de budur. İlahi kavram bir şeyi iddia ve ispat etmez. İnsan gerek kulluk gerekse şirk veya küfür denen olguyu yaşayıp yaşamama konusunda iddiacıdır veya sebatkardır. Adı ne olursa olsun konunun motor kısmı yani çekici vasıtası insandır.



    İnsani olanın kadına verdiği değer aranan değer olursa ve bu sistemi oluşturan anlayış uzun vadede sapkınlık ahlaki çokuntu psikolojik buhran oluşturmadan vaadini yerine getirebilirse bu açıdan taktire şayandır ve bizim için oluşturulmadığı anlaşılan ancak mevcudiyeti farz edilen doylenmemiş ayetlere de bir davettir denebilir.



    Bu açıdan bildiğim kadarıyla! Budist rahipler kumarı sağlam oynamışlar ve kazanmak için hiç oynamama prensibiyle hareketle evlilik olayını rafa kaldırmışlar. Yine duyduğumuz kadarıyla bazı katolik rahipler de evlenmiyor. Tabi bu düşünceler uzun vadede test edilmiş ve insanı gayri shlakiyi meşrulaştıracak inanç sistemlerine itmemiş olması gerekmekte.



    Kendisini gerçellemesi adına böyle olması gerekiyor. Yani bu şartı kesinlikle taşıyacaklar demiyorum. Savunduğu duşunceyi insana teorik ve pratik olarak kabul ettirmek insanla yapılan savaşın değil barışın sonucu oluşacaktır.



    İnsanı kendisiyle barıştıran prensipler içeren düşünce insani olmakla anlamlıdır ve kitabi olanın amacı da bu olmalıdır.



    Saygılarımla




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.