Kadir Mısıroğlu'nun tarihçi olduğunu iddia edenler, ya K. Mısıroğlu'nu hiç tanımıyorlar, ya da uydurduğu her şeye inanmak gibi bir sorunları var anlaşılan. Bu adamı 1995-97 yıllarında tanımıştım. İstanbul Boğazı, Kuleli Askeri Lisesinin önündeki yolun sahil tarafında "Ravza" çay bahçesi(şimdilerde adı YAKAMOZ" olan yer) adı ile işlettiği bir çay bahçesi vardı. Haftanın en az 3-4 akşamı oraya giderdik boğaz havası alıp çay içmeye. Böylece tanıştık. Tarihçi falan olmadığı gibi asıl mesleği Hukuk yâni avukatlıktır Akçaabat'lı bu meczûbun. Bir de oğlu vardı adı Selman.(Geçenlerde öldüğü haberini aldığımda üzülmüştüm.) Oğlu Selman küçükken menenjit hastalığı geçirmiş, kendi haline bir çocuktu. Tanık olduğum bir olay. Bir gün porselen çay tabağını düşürdü diye oğluna uluorta ettiği hakaret ve küfürler lügat görmemiş türdendi. O zaman haftanın iki günü (genelde Salı-Cumartesi akşamları) ziyaretine İ.B.B.'den ziyaretine gelenler olurdu. (Herhalde o zamanlar ayakkabı kutuları akıllarına gelmemiş olsa gerek.) Ravza çay bahçesine girişte sağda camekanlı kapalı bir kışlık bölümü vardır. Sağa kışlık bölüme girerken sağda cam ile çevrili bir ofis odası. Tarihçi olduğunu söyleyen biri elinde sararmış teksir kağıtları, bond tipi bir çanta içinde mühürler, hokka ve hokka mürekkebi vardı. Kolay gelsin dedim. Sağ ol dedi. Osmanlı Türkçesi ile bir şeyler yazıyordu kağıda. Ben de meraklıyım ya tarihe. Nedir dedim. Osmanlı tarihine ait belge hazırlıyorum dedi. Aklımdan belge mikrofilmden birebir kopya ya da fotokopi ile hazırlanır. Yani aslı/aslının kopyası ya da mikrofilmden alınır. Ortada hiç biri yoktu. Yazıyı bitirdi. Osmanlı mührüne benzer mührü bastı. Sonra kurusun diye güzelce üfürdü üstüne kağıdın. Sonradan öğrendim ki o kişi Mustafa Armağan denen sahtekar idi. O gün gözümün önünde sahte bir belge hazırlayıp sonradan milleti kandırmak için kullanacağı aklıma gelmemişti. Bilmeyen ve tanımayanlar için, bu iki sahtekarı anlatayım dedim de.. Kılavuzu Mısıroğlu olanın burnu ..... çıkmaz..
Mısıroğlunu dinlerken sağlam bir filtre kullanmak lazım. Ya İslamiyet'e müslüman topluma yaptığı yanlışların farkında olmayan bir radikal koyu bir müslüman ya da müslümanlarla çok kötü geçmişi olan İslamiyet'e karşı ön yargı ve öfke besleyen biri.
Atatürk ile ilgili hakaret,nefret ile söylediği şeyleri abartıyor ve aslında Atatürk'e değil bu hakaret vari tutumu ile kendisine nasıl zarar verdiğini bilmiyor. Belli ki okumayı araştırmayı seviyor fakat fanatizme tutsak olduğu için okudukları tarafsız bir şekilde işe yaramıyor.
Bazı konularda doğru tespitleri var fakat yalan yanlış veya doğru olsada kabul edilemeyecek üslupla söyledikleri o kadar fazla ki hangi bilgiyi aklıyla hangi bilgiyle fanatik ruhuyla söylüyor ayırt etmesi çok zor detaylı inceleme istiyor. Bölücü terör örgütü ve terörist başının ailesi kökeni ile ilgili söylemleri,tespitleri önemli.
İsmini görünce delleniyorum
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme