Şimdi Ara

Kendini Salak Zannetmek

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
0
Favori
1.270
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Umarım anlatmak istediğimi anlatmayı başarıcam.
    Şöyle bir durum Dünya'da, bilim'e inanmak, bişeylere inanmak, fikir diye birşey çıkmış, yani bilim belirgin net bir şekilde görülmüyor anlaşılmıyorda, inanılıyor birine yada birilerine. Kendini salak zannetmek gibi bir durum var ortada. Bütün insanların kendine koyduğu teşhis bu. Üniversite mezunu değilim ben şunu anlıyım gibi bir yanlış var. Profesör değilim astrolog değilim biyolog değilim bunları biliyim gibi bir yanlış.
    Tanrı'ya, astrolojiye, doktor'a, profesör'e inanıyorum diye bir cümle olmaz. Bilim net bir şekilde görülür anlaşılır ve budur denir.

    Şimdi buradaki salaklık ve akıllık yanılgısını tam çözemedim ama ortada insanların bir inanma bozukluğu/bilimi başkalarından öğrenme bozukluğu/bilimi göremiyeceğini zannetme içerisinde olduğundan kuşkum yok.

    Bilim bilimden öğrenileceğine insandan öğreniliyo. Çünkü insanlar kendini kusurlu zannediyo, bilme özürlü zzannediyo yada bilimin anlaşılmasının zor olduğunu zannediyo. Bilimi bir dehalığa bağlıyo, bilimi labirent zannediyo, bilimi kalabalık bir bilgi zannediyo, bilimi kişiye özel zannediyo en büyük hatası bu!

    Ve böylece Dünya'da çelişkiler, bozukluklar, kargaşalar, cinayetler, intiharlar, terörler, tartışmalar, devlet millet kavgalarına kadar giden bir durum ortaya çıkıyo...

    İnsanlar kumar oyunuyo. İnanmak kumardır! İnsanlar kendini kör zannediyo. İnsanlar kendini salak zannediyo. Bilim kumar gibi oynanıyo. Hayat kumar zannediliyo. İnanıyo! Ya yanlışsa!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi windows.76.34 -- 29 Aralık 2010; 23:17:32 >







  • Bilimi anlıyorum da seni anlayamadım.
  • Yazının ana fikri şu mu, ben de anlayamadım:
    Bilimi doğru kabul etmek yerine bilime inananlar/inanmayanlar aslında salak değil; kendilerini salak zanneden akıllılar. Bilime inanmalıyız/inanmamalıyız.
  • Bilimi anlamak icin tek gereken meraktir bana göre. Türk insanının ana sorunuda merak etmemektir. Dizileri ya da futbol mac sonuclarini merak ettiklerinin 10/1i kadar bilii merak etseler en azindan biraz bilgileri olur bilimin sıkıcı birsey olmadigini anlarlardi. 125 civari normal bir IQ seviyesine sahibim bunu test etmeden önce okudugum bilimsel yazilari anlamadigimi sanirdim ancak girdigim bilşmsel tartismalarda bilgilerin nereden geldigini pek cözemezdim IQ seviyemi ögrendikten sonra bilimsel yazilari rahatca anliyormusum gibi geldi. Anormal birsey yani mesele psikolojik, bu arada kendimi hala aptal sanarim:)
  • Bilim bilimden öğrenileceğine insandan öğreniliyor?

    Peki bilimi gerçekleştiren kim? İnsanoğlu olmasaydı yeryüzünde bilimi kim kullanırdı? Hal böyleyken bilimin yayılmasında insan faktörünü nasıl göz ardı edip bilim nasıl bilimden öğrenilir?

    Soru soruyu peşinden getirdi ama aklıma bunlar geldi.
  • Haha, bence yanılıyorsun dostum,insanların kendini salak zannettiği falan yok. Herkes kendini o kadar akıllı görüyor ki..kendi inandığı her ne varsa, doğru olduğundan o kadar emin ki!!

    Keşke senin dediğin gibi 'Profesör değilim ki,bileyim? Uzman değilim ki anlayayım?' dese!
    Tarladaki çoban bile kendini filozof sanıyor,filozof!.. sen ne diyorsun?
    Bizim ilkokuldan terk kapıcı bile Nasa'nın yanlışlarını konuşuyor heheyyy...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: xxPyromaniaxx

    Haha, bence yanılıyorsun dostum,insanların kendini salak zannettiği falan yok. Herkes kendini o kadar akıllı görüyor ki..kendi inandığı her ne varsa, doğru olduğundan o kadar emin ki!!

    Keşke senin dediğin gibi 'Profesör değilim ki,bileyim? Uzman değilim ki anlayayım?' dese!
    Tarladaki çoban bile kendini filozof sanıyor,filozof!.. sen ne diyorsun?
    Bizim ilkokuldan terk kapıcı bile Nasa'nın yanlışlarını konuşuyor heheyyy...



    pardon ama bir kişinin ilkokul terk olması onun sonradan okumayı sevmeyeceği ve araştırmayacağı anlamına gelmemeli..
    sanki üniversitelerde verilen eğitim çok mu üst düzey..ezberle ezberle geç, dersten geçtiğin andan itibaren o ders hakkında hiçbirşey aklında kalmıyor bile doğrudürüst..
    üniversiteyi bitirince de işsizlik de cabası..

    bir kişinin öğrenme isteği ile mezuniyet derecesinin çok da alakası yok, bahsettiğiniz kapıcının uzaya merakı vardır netten araştırır uzay evren hakkında bilgi öğrenir çok zor şeyler değil artık bu devirde..

    konuya gelirsek de bilim denen şey büyük patlama ile ortaya çıkmış var olan bir sistem ve kurallar bütünü..bu sistem ve kuralları öğrenecek olan da zekası sayesinde insan, insan kendini neden salak zannetsin anlayamadım..




  • Mantığının karşısındaki insana göre yetersiz kaldığını gören insan kendisini (aptal demeyelim) yetersiz görebiliyor. Bunun eğitimle alakası yok tabiki. Nice profesörler var, meslektaşları karşısında yetersiz kaldığını düşünen.

    Mantık, kişinin bilgi kapasitesi ile kendi muhakemesini yapma yeteneğidir ve bilgi ile doğru orantılıdır. Eğer bir kişi yarım bilgilerle edindiği bilimsel bir açıklamanın üzerine yine yarım öğrendiği dini bilgileri dolduruyorsa o kişi sonuçta mantığını konuşturabildiği için kendisini yetersiz görmez, edindiği bilgiye de sahip çıkar. Böyle kişiler cahil insanlardan daha tehlikeli olabilir. Diğer yandan kendisini yetersiz gören insanlar ise bilen insanlara en azından saygı çerçevesinde yaklaşabiliyor, açıklandığı zaman mantığına oturmadığı bilgiyi araştırma hevesine giriyor. Bir insan kendisine bu yüzden aptal diyemez, başkası da ona bunu yakıştıramaz.
  • quote:

    pardon ama bir kişinin ilkokul terk olması onun sonradan okumayı sevmeyeceği ve araştırmayacağı anlamına gelmemeli..
    sanki üniversitelerde verilen eğitim çok mu üst düzey..ezberle ezberle geç, dersten geçtiğin andan itibaren o ders hakkında hiçbirşey aklında kalmıyor bile doğrudürüst..
    üniversiteyi bitirince de işsizlik de cabası..

    bir kişinin öğrenme isteği ile mezuniyet derecesinin çok da alakası yok, bahsettiğiniz kapıcının uzaya merakı vardır netten araştırır uzay evren hakkında bilgi öğrenir çok zor şeyler değil artık bu devirde..

    konuya gelirsek de bilim denen şey büyük patlama ile ortaya çıkmış var olan bir sistem ve kurallar bütünü..bu sistem ve kuralları öğrenecek olan da zekası sayesinde insan, insan kendini neden salak zannetsin anlayamadım..


    Hayatımda fen derslerini anlayamadım bu yüzden de evrim konusuna, fiziğe merak duyup araştırmaya kalktığımda kitaplar alıp okumaya başladığımda doğru dürüst hiçbir şey anlayamadım. Sırf anlayamadığımdan bıraktıklarım oldu. Eğer yeterli fen eğitimine sahip değilsen anlamanın mümkünatı yok. Yeterli matematiğe sahip değilsen matematik kitabını anlayamazsın. Bu kadar basit. Sadece kitap okumakla olmuyor.




  • Benim gözlemlediğim insanlar dar görüşleri nedeniyle bilimsel olaylara saçma diyor ve sırf ona saçma geldiği için öyle birşey olamayacağını sanıyor.Çok üzücü...
  • Aslında bahsettiğin konuyu anladığını ve sorunun manasız olduğunu düşünüyorsun.Sorun teşkil eden durumu apaçık herkeze göstermek istiyorsun. Seni birçok kişinin anlamaması kelimelerinin ve duygularının karışık olmasıda bu sebepledir.

    Gerçekleri gördüğünü sanıyorsun, insanların kendini salak zannettiğini tahmin ettiğin gibi, lakin yanılıyorsun.

    Senin bahsettiğin insanları inceleyelim.

    1- Bilime tapanlar
    2- Bilimi aşağılayanlar.
    3- Objektif bakanlar.

    Bilime Tapanlar :
    İnsanlar kendilerine her zaman amaç edinmek zorundadır. Amaç doğrultusunda ise fanatiklik duygusu ağır basar. Her insanda özellikle gençlik yıllarında ağır basan fanatiklik duygusu, inanç zayıflığı veya inançsızlığın etkileri ile bilim i kendine değer edinen insanların tapınmasına nedendir.Bilim onun için olduğu gibi değil olduğundan daha fazlasıdır.Değerlidir kıymetlisidir, tek varlığıdır. Bilim hakkında eleştirilere tahammüllleri yoktur.Bilime sıradan bakan insanlara ağıza alınmayacak hakaret ederler. Bu bir tutkudur yani fanatiklik

    Bilimi Aşağılayanlar :
    Bu tür insanlar ise yine fanatik kişiler tarafından oluşmaktadır.Kendini din olgusuna adadığını sanan din olgusunu fanatikliğe dönüştürerek bu değerine tapan kişidir. Tepkilerini aynen bilime tapanlar gibi eleştiriye tahammülleri yoktur. kendi değerlerine sıradan bakan insanlara ağza alınmayacak hakaret ederler.
    Yani bu insanlar karakter olarak aynıdır ( Bilime tapanlar = Bilimi aşağılayanlar. )
    Örnek olarak, farklı ortamlarda tanıştığınız iki kişinin huyları, düşünceleri, konuşmaları , hatta tavırları aynıdır. Bu kişileri birbirleri ile tanıştırınca ne kadar iyi arkadaş olacağını düşünürüz. Tanıştırmak için ortam oluşturur ve birbirleri ile tanışmasını sağlarız. Fakat oda ne ikiside birbirnden iğrenir düşmanlaşırlar. bu örnekleri birçok kişi yaşamıştır. Bunların durumuda ona benzer.

    Objektif bakanlar : Böyle bir insan yoktur. Her insan bir taraf tutar ve kıymetlisi vardır. Sadece daha objektif insan vardır. Kıyaslama kişilerin arasında yapılabilir.Her zaman bir fanatikilk tarafı vardır. Sivri kundura giyen, pala bıyıklı, yüzünde faça izleri, elinde tesbih tuttan, taraftar olduğu takım yenildi diye çocuk herkezin içinde hüngür hüngür ağlayan 35 yaşında birine raslamanız çok normaldir. Fanatiklik bir hastalıktır.


    Şimdi gelelim sonuca, insanlar kendilerini aptal sanmıyor. İnsanlar kendilerini olağa üstü bir varlık sanıyor. Bir insan kendini ne kadar üstün olarak görüyorsa o kadar fanatiktir. neye olduğu önemli değil makama, paraya, taşa , toprağa, kuşa vs.vs. (Firavun)

    Yani bilimi yüce bir değer gibi görenler, fanatik duygulardan dolayı bu tür davranışlar sergiler, kendilerini aptal hissettikleri için değil tam aksi kendilerini üstün gördükleri için.

    Yani bilimi aşağılamak isteyenlar, aşağılık duygusuna kapıldıkları için değil fanatiklik duygusuyla bu davranışı sergilerler, kendilerini üstün gördükleri için




  • @kaos25; insanları sınıflandırmanın geçerli olabileceğini sanmıyorum. İnsanların fikirleri değişir, inançları değişir, kişilikleri değişir. Herşey değişebilir. O yüzden insanları bu şekilde etiketlendirme yoluna gitmenin doğru olacağını sanmıyorum.
  • Konu ile alakalı olduğu için böyle bir karşılaştırma yaptım, benim için insanlar 3 sınıfa ayrılır.

    1- Az fanatik
    2- Çok fanatik
    3- Aşırı fanatik

    Düşünnceleri, inançları, karakterleri ne olursa olsun. tabiki bunlar benim düşüncem.
    Yaptığım karşılaştırma konu hakkında fikir vermesi ve yukarıda saydığım etiketleri anlatabilmek içindi, fakat yorumunuzdan bunu anlatamadığım ortaya çıkıyor.
    Etiket o kadar kötü birşey değil, herkezin bir etiketi var, ve herkez kendi etiketini paha bicilmez bulur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaos25 -- 30 Aralık 2010; 17:10:14 >
  • Bu da farklı bir yaklaşım tabiki, ben psikolojik ve sosyal yönlerden bakarım insanlara. Onları etiketlendirip, paket programlar, davranışlar, tedaviler, eğitimler vs uygulanmalarına karşıyım.
  • Bilim adamı açıklamış, erkeksiz doğum oluyor. Şimdi oturup düşünün, ortada bir bilim adamı var (Siz bir hiçsiniz) ve siz bu açıklamaya inanıyor yada inanmıyor durmdasınız. Neden bu açıklamayı gözünüzle görmeyi düşünmüyorsunuz. Ortada kuru bir açıklama var. Erkeksiz doğum mümkünleşti/kanıtlandı. Ama detay yok! Anlatım yok! Nasıllığı yok! Siz anlamadığınız için inanıyor/inanmıyorsunuz.

    Şimdi ben diyorum ki, siz salak mısınızda erkeksiz doğumun mümkün olup olmayacağını anlayamıyacaksınız? Bakın mantıktan bahsetmiyorum burada. Bir fikirden bahsetmiyorum. Saçma olup olmadığından bahsetmiyorum bişeyin. Netlikten bahsediyorum. Bilimin netliğinden. Bilimin inanılan konum olmasından çıkılması gerektiğinden. Açık ve net bilecek insan. Erkeksiz doğumu gözüyle görecek örneğin. Bilim adamı erkeksiz doğumu bulmuşsa bu fikir olmaktan çıkar. Değil mi? Bilimi anlamak/öğrenmek/çözmek/bilmek zor mudur sizce? Sizin süper beyin mi olmanız lazım erkeksiz doğumu anlamak için ya da bir sürü test cihazlarına kimyasal maddelere vb. deney malzemelerine falan mı ihtiyacınız var sizce?

    Bilime inanmak değil, bilimi anlamak gerek. Ve bilimi anlamak/çözmek/bilmek zor değil. Bunu ifade etmeye çalışıyorum.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.